POLİTİKA - 03 Temmuz 2015 Cuma 21:33

Bahçeli: 'Kimse kusura bakmasın...'

A
A
A
Bahçeli: 'Kimse kusura bakmasın...'

MHP Lideri Devlet Bahçeli son günlerdeki eleştirilere yanıt vererek, ‘’Kimse kusura bakmasın; dünya tersinden bile dönse durduğumuz yerden, geldiğimiz kaynaktan, doğduğumuz kutlu sineden taviz vermeyiz’’ dedi.

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Meclis Başkanlığı seçimlerinin ardından gelen eleştirilere resmi Twitter hesabından cevap verdi.

’’SANKİ DÜNYA ÇEVRELERİNDE DÖNÜYOR’’

Bahçeli açıklamasında bazı köşe yazarı ve ekran yorumcularını hayretle izlediğini belirterek, ‘’Sanki dünya çevrelerinde dönüyor, sanki Türkiye onlarsız bir hiç! Siyaset allameleri, siyasi bilirkişiler sabah yalanla yüzlerini yıkadıktan sonra akşama kadar harman yeri dişliyorlar Ne çıkarsa bahtlarına! Bakıyorum da herkesin dilinde MHP var. Bu güzel bir gelişme. Demek ki 7 Haziran’da verilen milli emanet hakkıyla ve layıkıyla taşınıyor. Şahsım manşetlerden inmiyor. Bundan rahatsız değilim, sadece karikatürlerin üzerinde biraz daha çalışmak lazım; Sözcü dikkat etsin! Doğrularını dayatmayı matah bir şey sayanlar 46 yıllık bir siyaset çınarının tecrübesini şahsiyetsizlikleriyle karartacaklarını düşünüyorlar’’ ifadelerini kullandı.

’’KİMSE KUSURA BAKMASIN’’

Devlet Bahçeli, attığı tweetlerde Yusuf Has Hacip’in sözlerinden de örnekler vererek, ‘’Kimse kusura bakmasın; dünya tersinden bile dönse durduğumuz yerden, geldiğimiz kaynaktan, doğduğumuz kutlu sineden taviz vermeyiz. Yusuf Has Hacip’in şu güzel sözü her daim kulağımızda çınlar: “Doğrunun eğrildiği gün kıyamet kopar.” Bükülmediğimiz gibi hiç eğrilmedik. Biz yolumuzdan yürüyoruz, birileri yanlış diyor. Biz bir karar alıyoruz, birileri itiraz ediyor. Bir davası olan entrikacı ve eyyamcı olmaz. Fikir namusunun şerefesine tırmanmış, inandığı ülkülerinin zirvesine kanatlanmış birisi için sağın solun taşlaması sadece sinek vızıltısıdır. İyinin hür olması için kötünün tutsak olması şarttır Soluk renklerini çıkarların solgun zeminine yansıtanlar manen, zihnen esir düşmüşlerdir. Mücadelemizi bir kaç gazete beğensin, üç-beş yazar-çizer övsün diye yapmıyoruz Allah bilsin, millet görsün yeter. Gerisi teneke gürültüsüdür. Doğruyu yapmak ve uygulamak yetmiyor, aynı zamanda doğru bir nedene de dayandırmak gerekiyor. Doğru olan diktir, dik olan kambursuzdur. Büyük alim ve düşünürümüz Yusuf Has Hacip, bakın doğru olmayla, doğrulukla ilgili neler diyor: “Doğruluk Allah’ın sevgisine giden yoldur. Gök ayakta doğrulukla durur. Yer sabit durduğu için üzerinde ekin biter. Sağa sola meyletme, doğru dur, gönlünü dürüst tut.” Tarihin yanlış tarafında duranlar, doğru yanında yürüyenlerle âşık atamaz. Millete ve milli değerlere nefret duyanlara da asla laf düşmez. Dili olan konuşur derler; velakin yılanda da dil vardır, ama zehir akıtır. Söz vardır ruha dokunur, söz vardır rezaleti dokur. Bu akşamki sözlerimi yine Yusuf Has Hacip’le bitiyorum: “Nasihat insana yarar sağlar. Nasihati lokma ver, isterse yesin. O lokmaları yemeyi bilmezse karışma bırak, kor yesin.” Gönül ve vicdan gözü açık olanlar ne demek istediğimi sanıyorum iyi anlamışlardır’’ ifadelerine yer verdi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Samsun Polis, dolandırıcılara karşı vatandaşları uyardı Samsun Vezirköprü’de polis ekipleri hırsızlık, dolandırıcılık konularında vatandaşları bilgilendirerek uyarıcı broşürler dağıttı. Vezirköprü İlçe Emniyet Müdürü Ahmet Çelik’in de katıldığı çalışmada birim amirleri ile polisler vatandaşları dolandırıcılık olaylarına karşı yüz yüze bilgilendirdi. Emniyet Müdürü Çelik, "Kendisini polis, asker, savcı ya da kamu görevlisi olarak tanıtarak para ve altın isteyen kişilere itibar etmeyin” dedi. İlçe merkezinde gerçekleştirilen çalışmalarda broşür dağıtılarak çok sayıda vatandaşa siber güvenlik, KADES, hırsızlık ve dolandırıcılık konuları hakkında yüz yüze bilgi verildi. Gerçekleştirilen çalışmalar çerçevesinde, özellikle dolandırıcılık konularıyla ilgili; pazar yerlerinde, taksi durakları ile kuaförlerde, kahvehaneler ile kafeler de, iş yerleri ve parklarda vatandaşlarla görüşüldü. Yapılan bilgilendirmede, “Kendisini polis, asker, savcı ya da kamu görevlisi olarak tanıtarak para ve altın isteyen kişilere itibar etmeyin. Bu kişiler çünkü dolandırıcıdır. Bu kişiler sizleri inandırmak için kimlik ve adres bilgilerinizi hatta kimlik numaranızı dahi söyleyebilir. Bunlara itibar etmeyin. Bankadan aradığını söyleyerek ’kredi kartı aidatınızı ve dosya masraflarınızı iade ediyoruz’ diyerek kart ve şifre bilgilerini isteyen kişilere inanmayın. İnternet sitelerinden alışveriş yaparken dikkatli olun, güvenilir siteleri tercih edin" ifadelerine yer verildi.
Bolu Bolu’da 7’nci Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi düzenlendi 7’nci Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi, Bolu’da düzenlendi. Yoğun katılımın olduğu kongrede Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Fatma Deniz Sayıner modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgileri katılımcılara aktardı. Bolu Koru Otel’de geleneksel hale gelen Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi’nin 7’ncisi düzenlendi. Kongre’nin oluşturulmasında büyük payda sahibi olan Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Deniz Sayıner’in öncülüğünde bir araya gelen doğum hekimlerinin yanı sıra perinatoloji uzmanları, ebeler, hemşireler, yenidoğan hekimleri ve doğuma katkı sağlayan birçok branş uzmanı da kongrede yerini aldı. Kongrede Türkiye’de ve dünyada modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgiler, araştırma sonuçları ve deneyimlerin paylaşıldığı bilimsel oturumlar yapıldı. 3 gün sürecek olan kongrede, doğuma yönelik kurslar ve bilgilendirme toplantıları yapılacak. “Doğum konusu birçok konuya göre az ilgi görüyor” Türkiye’de sadece doğumun ele alındığı en büyük bilimsel toplantı olma özelliğini taşıyan 7. Uluslararası Bolu Koru Gebelik, Doğum ve Lohusalık Kongresi’nin başkanlığını yürüten Prof. Dr. Aydan Biri, “Bu 7’ncisi olmakla birlikte en çok heyecan duyduğum kongre oldu. Her geçen yıl birbirini tekrar etmemek adına zaten çok geniş ve sonsuz olan bu kongrede bir kez daha sizinle olmaktan çok büyük keyif duyuyorum. Konumuz doğum ve içerisinde çok fazla bileşen var. Doğumsal birleşim ya da bir bebeği ilgilendiren bir süreç, toplumun esası temeli ve koruyucu sağlık bakımı. Kongrede çok fazla insanı bir araya getiriyoruz. Ama çok da zor oluyor bu kongreler. Daha önce de söylediğim bir şey var ana işimiz olan doğum, özellikle kadın doğum hekimlerinin polikliniklerinin yüzde 80’i doğum, ancak buna rağmen birçok konuya göre çok daha az ilgi görüyor. Bu yıl ben çok çünkü bu konu doğrultusunda doktor arkadaşlarımızın da ana konumuzun doğum olduğuna dair inancı arttı. Her ne kadar hala akademisyen arkadaşlarımızın ‘Doğum da moda oldu’ demesine rağmen mesleğe bakışımızın çarptırıldığı bir dönemdeyiz” dedi. “Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez” Bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelere ihtiyaç olduğunu söyleyen Prof. Dr. Deniz Sayıner, “Eğitim bizim vazgeçilmezimiz olmalı. Çünkü en büyük güç bilgi gücüdür. Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez. Hiçbir silah, hiçbir teknoloji bilginin karşısında duramaz. O nedenle sürekli bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelerin yetişmesine ve ebelere ihtiyaç duyduğumuzu söylemem lazım. Ve tabii ki böyle bir ebeliği dizayn etmek için de birlik olmaya ihtiyaç vardır. Kurucu üyelerinden biri olmaktan onur duyduğum, gerçekten birlikte yürümekten gurur duyduğum yol arkadaşlarımın olduğu Anadolu Ebeler Derneği. Bu dernekle birlikte örgütlenmek, mesleğine sahip çıkmak mesleki örgütün içinde olmak son derece önemli” diye konuştu.