EĞİTİM - 22 Şubat 2018 Perşembe 12:47

Bahçeşehir Koleji Edirne’nin ilk Fen ve Teknoloji Lisesi’ni açıyor

A
A
A
Bahçeşehir Koleji Edirne’nin ilk Fen ve Teknoloji Lisesi’ni açıyor

Bahçeşehir Koleji Edirne’nin ilk Fen ve Teknoloji Lisesini 2018-2019 eğitim öğretim yılında açıyor. Bahçeşehir Uğur Eğitim Kurumları Başkanı Enver Yücel, Bahçeşehir Koleji Fen ve Teknoloji Liseleri sayesinde ülkemizi geleceğe taşıyacak bilim insanları yetiştirmeyi hedeflediklerini belirterek, “Milli harp gücümüzü oluşturabilirsek, o zaman daha özgür, daha bağımsız oluruz” dedi

Bahçeşehir Koleji, Türkiye’de nitelikli ve çok yönlü fen eğitim anlayışını yerleştirmek üzere ilk kampüsünü 2006 yılında İstanbul Bahçeşehir’de açtığı Fen ve Teknoloji Liselerini Türkiye genelinde yaygınlaştırmaya devam ediyor. Edirne’nin ilk Fen ve Teknoloji Lisesi olacak Bahçeşehir Koleji Edirne Fen ve Teknoloji Lisesi de 2018-2019 eğitim öğretim yılında açılıyor. Bahçeşehir Koleji Edirne Fen ve Teknoloji Lisesi tanıtım toplantısı, Bahçeşehir Uğur Eğitim Kurumları Başkanı Enver Yücel, Bahçeşehir Koleji yöneticileri, okul müdürleri Mahmut Boztürk, Aysun Yiğitsoy, öğretmenler ve çok sayıda velinin katılımıyla Bahçeşehir Koleji Edirne Kampüsünde gerçekleştirildi.


İlk mezunlar Google, Amazon gibi dünya devlerinde kariyerlerini sürdürüyor

Türkiye’de STEM eğitiminin uygulandığı ilk lise olma özelliğini taşıyan Bahçeşehir Koleji Fen ve Teknoloji Liseleri, Bahçeşehir Koleji ve Bahçeşehir Üniversitesi iş birliğiyle bu okul için özel olarak hazırlanan ve MEB tarafından onaylanan müfredatıyla 2006 yılından bu yana Türkiye’de fen eğitimini dönüştürüyor. Bahçeşehir Koleji, mezunlarının M.I.T., Stanford, Yale gibi dünyanın saygın üniversitelerinden burslu kabul aldığı, kariyerlerine Google, Amazon gibi dünya devi firmalarda başlayarak yükseldikleri Bahçeşehir Koleji Fen ve Teknoloji Liselerini Türkiye genelinde yaygınlaştırmaya kararlılıkla devam ediyor.

2019’da sayı 14’e yükselecek

İstanbul Bahçeşehir‘de bulunan ilk Bahçeşehir Koleji Fen ve Teknoloji Lisesi Kampüsünün ardından İstanbul, İzmir, Diyarbakır, Samsun, Trabzon, Antalya ve Eskişehir’de açılan kampüslerle Bahçeşehir Koleji Fen ve Teknoloji Liseleri’nin sayısı Türkiye genelinde 8’e çıktı. 2018-2019 eğitim öğretim yılında bu sayı; Ankara, Edirne, Darıca, Gaziantep, Hatay ve İstanbul Halkalı’da açılacak yeni kampüslerle 14’e yükselecek.
 

Bahçeşehir Koleji Edirne’nin ilk Fen ve Teknoloji Lisesi’ni açıyor

 

“21. yüzyılda söz sahibi bir ülke olabilmemiz için bu liseleri yaygınlaştırmalıyız”

2018-2019 eğitim öğretim yılında açılacak Bahçeşehir Koleji Edirne Fen ve Teknoloji Lisesinin tanıtım toplantısında konuşan Bahçeşehir Koleji Genel Müdürü Özlem Dağ, Türkiye’nin Endüstri 4.0’ı yakalaması ve geleceğin teknoloji ihracatıyla kalkınan ülkeleri arasında yer almasının tek yolunun fen eğitimine yenilikçi bir yaklaşım getirmekten geçtiğinin altını çizerek, “Bahçeşehir Koleji Fen ve Teknoloji Liseleri’nde uygulanan eğitim, öğrencileri çok yönlü bilim ve teknoloji insanları olarak yetiştirmek üzere kurgulanıyor. Bahçeşehir Koleji Fen ve Teknoloji Liselerinde dünya bilim ve teknoloji literatürünü takip eden, farklı kültürlerden insanlarla iş birliği yapabilen, teorik bilgisini pratiğe dökme becerisine sahip, farklı disiplinleri bir arada etkin bir şekilde kullanan bireyler yetiştiriyoruz” dedi. Dağ, eğitim kurumu olarak Türkiye’nin 21. yüzyılda söz sahibi bir ülke olması için bu liseleri ülke genelinde yaygınlaştırma sorumluluğunu üstlendiklerini belirtti.



“Öğrencilerimiz hem Avrupa’da hem de Dünya’da ülkemizi temsil edecekler”

Edirne’yi nitelikli fen eğitimiyle buluşturacağız diyen Özlem Dağ, “Edirne’de Fen ve Teknoloji Lisesi açmaktan dolayı mutlu ve heyecanlıyız. Edirne’ye yakışır nitelikte bir kampüs olacaktır. Ülkemizin Avrupa’ya açılan kapısı olan Edirne’de yetişecek gençlerimiz gelecekte bizleri bilim ve teknoloji alanlarındaki çalışmalarıyla hem Avrupa’da hem dünyada temsil edecekler. Edirne Fen ve Teknoloji Lisemizin yenilikçi eğitim yaklaşımıyla Edirne’ye değer katacağını düşünüyoruz” ifadelerinde bulundu.

“11 yıl önce ülkemize şimdi de güzel Edirne’mize getirdik”

Bahçeşehir Uğur Eğitim Kurumları Yönetim Kurulu Başkanı Enver Yücel, Bahçeşehir Koleji Edirne Fen ve Teknoloji Lisesi tanıtım programı sonrası İHA’ya yaptığı açıklamasında, “6 yıl önce Bahçeşehir Kolejini Edirne Kampüsünü açtık. Burada Anaokulundan Anadolu Lisesine kadar eğitim veriyoruz. Bundan 3 yıl önce Türkiye’nin 14 noktasında Fen ve Teknoloji Liseleri açma kararını verdik. Daha önce, 11 yıl önce İstanbul’da bir Fen ve Teknoloji Lisemiz vardı. Şimdi bunlardan bir tanesini de Edirne’de bu kampüsümüzde Fen ve Teknoloji Lisesi olarak açacağız. Amacımız, Türkiye’nin bilim insanlarını ortaokuldan, liseden itibaren çok yönlü ve vizyon sahibi bireyler olarak yetiştirebilmek. Dünyada artık teknoloji üretimi olmadığı takdirde, ülkenin kalkınması, kişinin gelişmesi mümkün gözükmüyor. O anlamda da bu çağda 21. yüzyıl becerilerini öğrencilerimize kazandıracak bir eğitim öğretim anlayışı içerisinde olmalıyız. Geçmişte Fen Liseleri vardı ama artık Fen Liseleri dünyada farklı bir eğitim anlayışı uyguluyor. Dünyada artık Fen ve Teknoloji Liseleri var. Biz de ülkemize bu liseyi 11 yıl önce getirdik. Şimdi de güzel Edirne’mize Fen ve Teknoloji Lisesi açıyoruz. Kampüsümüzün önümüzdeki eğitim öğretim döneminde eğitime başlaması için bütün hazırlıklarımızı bitirdik. Trakya Bölgesi’nde ilk ve tek Fen ve Teknoloji Lisesi Edirne’de hayata geçecek. Hayırlı, uğurlu olsun” dedi.

“Milli harp gücümüzü oluşturabilirsek, o zaman daha özgür, daha bağımsız oluruz”

Enver Yücel, Afrin Zeytin Dalı Harekâtında kullanılan milli insansız hava araçları ve milli harp güçlerinden örnekler vererek, hedeflerinin Fen ve Teknoloji liselerinde milli harp gücüne katkı sağlayacak bilim insanları yetiştirmek olduğunu belirterek, şunları kaydetti:

“Bir ülkenin özgürlüğü, bağımsızlığı onun elindeki yeterli silah gücüne de bağlıdır. Eğer sizin, tankınız, tüfeğiniz, uçağınız başka yerlere bağlı ise böyle bir durumda korkarsınız. Ancak Türkiye milli savunma alanında daha önceki konumundan çok daha ileridedir. Nitekim görüldüğü üzere Afrin Zeytin Dalı Harekâtında kendi ürettiğimiz insansız hava araçlarını, tankları, başka yerli silahları kullanıyoruz. Demek ki biz eğer Fen ve Teknoloji Liselerimizde, üniversitelerimizde kendi milli silahlarımızı üretebilirsek, milli harp gücümüzü oluşturabilirsek, o zaman daha özgür, daha bağımsız oluruz.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul TBMM Başkanı Kurtulmuş: "Bu coğrafyada zayıf olanın tutunma ihtimali yoktur" Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı (TBMM) Numan Kurtulmuş, Sultanbeyli’de sivil toplum kuruluşları ile iftarda bir araya geldi. TBMM Başkanı Kurtulmuş, "Dünyada zalime dur diyecek bir sistemin kurulması şarttır. Bunun için de Türkiye öncülük yapacaktır" dedi. TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Sultanbeyli’de sivil toplum kuruluşları ile iftar yemeğinde bir araya geldi. Salon Semazen’de gerçekleşen programa Kurtulmuş’un yanı sıra, Sultanbeyli Belediye Başkanı Hüseyin Keskin, AK Parti Sultanbeyli Belediye Başkan Adayı Ali Tombaş, meclis üyeleri, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ve iş adamları katıldı. Kur’an-ı Kerim tilaveti ile başlayan iftar programı oruçların açılmasıyla birlikte konuşmacıların açıklamalarıyla devam etti. STK temsilcileriyle iftarda buluşan Kurtulmuş, "Türkiye olarak dünyanın en önemli çatışma gerilim alanlarının tam merkezindeyiz. Dünyamız hızla maalesef şer güçler tarafından dünyayı istedikleri gibi yönetmek ve kendilerinden başkasına bu dünyayı bir şekilde dar etmek için ortaya çıkmış olan güçler dünyayı süratle neredeyse bir 3. Dünya Savaşı’na doğru sürüklüyorlar. işte 6 aya yaklaşan bir süre içerisinde Gazze’de yaşananların modern zamanlarda karşılaştığımız en büyük insani kıyım olduğunu, en büyük katliam olduğunu, artık bir soykırım boyutlarına çoktan vardığını ve bu olurken insanlığında ne yazık ki derin bir gaflet uykusuyla buna karşı seyirci kaldığını görüyoruz. Aynı şekilde hemen Rusya-Ukrayna arasında devam eden 2 yılı aşkın savaş sırasında yüz binlerce insanın ölümü şehirlerin yakıldığı bu savaş sırasında da en son Moskova’daki terör saldırısıyla birlikte meselenin yeni bir boyuta taşınmak üzere olduğunu görüyoruz. Karadeniz’de, Balkanlar’da, Kafkaslar’da, Doğu Akdeniz’de, Orta Doğu’da içinde bulunduğumuz, merkezinde bulunduğumuz bu coğrafyada gerçekten büyük gerilimlerin büyük çatışmaların olduğuna şahidiz. Türkiye olarak bu coğrafyada hem güçlü bir şekilde ayakta durmak, ama hepsinden önemlisi millet olarak birlik beraberlik içerisinde sosyal dayanışmamızı tam manasıyla gerçekleştirmiş ve bir kardeş millet olarak hep beraber kardeşçe hareket eden 85 milyon olarak dünyaya karşı sağlıklı bir duruş sergilemek mecburiyetindeyiz" dedi. "Bu coğrafyada zayıf olanın tutunma ihtimali yoktur. Onun için biz güç kuvvet derken hele hele Cumhuriyetimizin ikinci asrını sözü güçlü, gücü tesirli bir Türkiye’nin yüz yılı haline getirelim derken kastettiğimiz budur" diyen Kurtulmuş, "Tam manasıyla her alanda güçlü olan bir Türkiye. Güvenlik ve istikrar içerisinde yolda devam eden bir Türkiye. İnşallah Türkiye olarak sağladığımız bu güvenlik ve istikrar iklimini daha kuvvetlendirerek devam ettireceğiz" diye konuştu. "Dünyada zalime dur diyecek bir sistemin kurulması şarttır. Bunun için de Türkiye öncülük yapacaktır" Kurtulmuş, "Sayın Cumhurbaşkanımızın öncülüğünde Türkiye Gazze meselesinin ilk gününden itibaren bu meselenin çözülebilmesi için büyük bir güçle mücadele veriyor. Öncelikle acil ateşkes ve bununla birlikte insani yardımın Gazze’ye ulaştırılması yapılan bütün temaslarda Türkiye’yi öne koyduğu ana fikirdir. İsrail’in Netanyahu ve çetesinin durdurulması uluslararası alanda en çok mücadele verdiğimiz konuların başında geliyor. Sayın Cumhurbaşkanımız bendeniz meclis başkanınız olarak yüzün üzerinde meclis başkanı, hükümet başkanı ve devlet başkanıyla bu süre içerisinde görüşmelerimiz oldu. Ancak maalesef öyle görünüyor ki bundan sonra bu konuyla ilgili olarak arkasına aldıkları destekleri de artık yavaş yavaş kaybediyor Netanyahu ve çetesi, bundan sonra yeni bir dönem başlıyor. Bu dönemde Türkiye’nin öncülüğüne ihtiyaç var. Türkiye olarak yeryüzünde yeni bir düzenin kurulabilmesi, yeni bir siyasal sistemin kurulabilmesi için mücadele etmeye mecburuz. Dünya 5’ten büyüktür derken laf olsun diye başkalarına ayar vermek için bu sözü söylemiyoruz. Bu dünya bu şekliyle devam etmez. İsrail’i kim durduracak? Onun için dünyada zalime dur diyecek, mani olacak bir sistemin kurulması şarttır. Bunun için de Türkiye Allah’ın izniyle öncülük yapacaktır" ifadelerini kullandı.
Ankara İYİ Parti Genel Başkanı Akşener: “Mansur Yavaş, artık CHP Genel Merkezi’nin ev kölesi olmuştur" İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş hakkında, "Bugün geldiğimiz noktada Mansur Yavaş, artık CHP Genel Merkezi’nin ev kölesi olmuştur” dedi. İYİ Parti Genel Başkanı Akşener, Ankara’nın Keçiören ilçesinde gerçekleştirilen iftar programına katıldı. Burada konuşan Akşener, her dönemde zorbalığa ve zorbalara karşı durduklarını belirterek, “Milletimizin istikbaline kastedenler mücadele etmek için her türlü fedakarlığı yapanlar olduk. Bir yerde haksızlık gördüğümüz vakit kim olduğuna bakmaksızın hakkı savunanlar, haksızlığa uğrayanların yanında kaya gibi duranlar olduk. 2019 yılında Ankara büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, istifayı bastığı CHP’den yeniden aday olması engellendiğinde yanında biz vardı. 2020 yılında Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek’in ayağını kaydırmak isteyenlerin karşısında bir tek biz vardık. 2022 yılında İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na hapis cezası haberini aldığımda Saraçhane’ye koşan bir tek biz vardık. Ama heyhat, bugün geldiğimiz noktada aldığımız karara saygı göstermek yerine hepsinin teker teker hainlik ettiği de biz olduk, İYİ Parti oldu” ifadelerini kullandı. “Mansur Yavaş, artık CHP Genel Merkezi’nin ev kölesi olmuştur” Seçimlere hür girme kararı aldıklarından beri Antalya’daki ve İstanbul’daki meclis üyelerinin CHP’den liste garantisiyle istifa ettirildiğini ifade eden Akşener, “Pazarlıkların en çirkini burada Ankara’da oldu. Hatta ABB Başkanı Mansur Yavaş, geçenlerde çıktığı televizyon programında kendi ağzıyla olanı biteni itiraf etti. Partimizden istifa ettirdiği il, ilçe başkanlarının, Ankara teşkilat mensuplarımızın şu anda kendisiyle çalıştığını söyledi. Biz bunları zaten biliyorduk. Bunu alenen televizyonda itiraf etmesine, bu pişkinliğe şaşırdım. Böyle bir ahlaksızlıkla böbürlenen bu şuursuzluğa şaşırdım. Bundan daha 12 ay önce görmek isteyipte maalesef göremediğimiz bu cesarete de ayrıca şaşırdım. Bugün geldiğimiz noktada Mansur Yavaş, artık CHP Genel Merkezi’nin ev kölesi olmuştur” açıklamasında bulundu. “Bana abla demeyin, istemiyorum” "İşi düşen hemen abla edebiyatına başlıyor” diyen Akşener, sözlerine şöyle devam etti: “Ben artık CHP yöneticilerinin yüzüne ‘abla, abla’ deyip sonra yoldaş medyalarında bana ve partime küfür kıyamet sövdürmelerinden gerçekten sıkıldım. İYİ Partililere CHP’ye kazandırdığı sürece iyi insanlar deyip kendi yolumuzda yürüdüğümüzde ‘bunlar AKP’li, faşist ve sağcı’ diye saldırmalarından artık bıktım. Beni, partimi ve bizi destekleyen vatandaşlarımızı sürekli CHP’ye bir şeyler kazandırmak zorunda olan paryalar olarak görme şımarıklığından da artık usandım. Bana abla demeyin, istemiyorum. Çünkü sizin bana vıcık vıcık riyakarlıkla abla demeniz beni samimiyetle ablası, kardeşi ve annesi gören milletimize yapılmış koca bir hakarettir.”
İstanbul Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Uraloğlu: "Kilyos Tüneli, 2026 yılı sonunda hizmete açılacak" Kilyos Tüneli şantiyesinde incelemelerde bulunan Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, "İnşallah projemizi 2026 yılının sonuna doğru bitirerek hizmete açacağız. Sarıyer-Kilyos Tüneli ile vatandaşlarımız Avrupa Yakasını neredeyse bir boydan bir boya geçebilecek" dedi. Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Kilyos Tüneli şantiyesinde incelemelerde bulundu. Uraloğlu, incelemenin ardından yaptığı İncelemenin ardından açıklama yaptı. Uraloğlu, Bakanlık olarak İstanbul’da yaptıkları yatırımlar ile İstanbul’un trafiğine önemli ölçüde nefes aldırdıklarını belirterek, “15 Temmuz Şehitler Köprüsünden günde yaklaşık 200 bin civarında araç, Fatih Sultan Mehmet Köprüsü’nden 250 bin, Avrasya Tüneli’nden 80 bin civarı, Marmaray’da günde yapılan 300 sefer ile günde yaklaşık 650 bin insanımızı taşıyoruz. Kuzey Marmara Otoyolu’nda, Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nden günde yaklaşık 150 bine yakın bir araç geçişi oluyor ve bunun önemli bir bölümü de ağır taşıt trafiği. Bir yandan da bu yapılan yatırımların yapılmadığını düşünelim, bırakın İstanbul’u tüm Türkiye’yi etkilemiş olurdu. Bu projelerin ne kadar kıymetli olduğunu hep beraber yaşayarak görüyoruz” diye konuştu. “Bu projelerin ne kadar kıymetli olduğunu yaşayarak görüyoruz” Avrasya Tüp Tüneli, Marmaray, Kuzey Marmara Otoyolu başta olmak üzere çok büyük projeleri hayata geçirdiklerini vurgulayan Bakan Uraloğlu, "Bugün baktığımızda 15 Temmuz Şehitler Köprüsü’nden günde yaklaşık 180-200 bin civarında araç geçişi oluyor. Fatih Sultan Mehmet Köprüsü’nden yaklaşık 250 bin araç geçiyor. Avrasya Tüneli’nden 80 bin civarında araç geçiyor. Marmaray’da 300 sefer yapılıyor günde ve orada yaklaşık 650 bin insanımızı taşıyoruz. Kuzey Marmara Otoyolu’nda Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nde günde yaklaşık 150 bine yakın araç geçişi oluyor ve bunun önemli bir bölümü de araç taşıt trafiği. Bunların bir an olmadığını düşünelim. Bütün Türkiye’yi etkilemiş olurdu. Bu projelerin ne kadar kıymetli olduğunu yaşayarak görüyoruz. Ancak bir ihtiyaçtan öte sadece bir siyasi duruş ile bu projeyi eleştirdiler. Projemiz bugün Avrupa’nın birincisi, dünyanın altıncı büyük havalimanlarından. Geçen yıl 78 milyon kişi seyahat ettirmişiz. Hedefimiz 200 milyon ve ona yönelik yeni terminal binası ve pistlerin yapımına devam ediyoruz” dedi. “Bugünü, yarını değil, ileriki yüzyıllar planlıyoruz” Bakan Uraloğlu, İstanbul ile ilgili bir deprem riskinin bulunduğuna da işaret ederek, “İstanbul depremine yönelik ulaştırma yapılarıyla ilgili bütün önlemlerimizi aldık. Eski yapılmış olanları güçlendirdik. Fatih Sultan Mehmet Köprüsü ve 15 Temmuz Şehitler Köprüsü’nün tabliyesini askıya aldık yeniden yaptık. Gece çalıştık, İstanbullu vatandaşlarımızın fark etmemesini sağladık. Bütün viyadüklerdeki deprem takozlarından tutun güçlendirilmesine kadar bütün çalışmalarımızı yaptık. Normal kullanımda ne lazımsa bunu planlarken bir taraftan da deprem durumunda İstanbul’un, öncelikle İstanbul’a acil yardım ekiplerinin ve malzemelerinin nasıl gireceği ve vatandaşların ulaşımı için projeler yapıyoruz. Bugünü, yarını değil, ileriki yüzyıllar planlıyoruz” diye konuştu. Sarıyer-Kilyos Tüneli hakkında bilgi veren Bakan Uraloğlu, ”Projemiz Kilyos’tan başlayıp Karadeniz’den İstanbul’un kuzey noktalarından başlayıp Sarıyer’e oradan Çayırbaşı Tüneli devamında da Beşiktaş’a kadar uzanacak. O güzergahtaki bütün yerleşime hizmet edebilecek. Avrupa Yakasını neredeyse bir boydan bir boya geçebilecek olan ve Murat Kurum Başkanımızın de bahsettiği ‘İki Yakaya İki Tünel’ projesinden bir tanesidir. İlk etapta burayı bitirdiğimizde ciddi bir hizmet görecektir. Devamında Beşiktaş’a kadar uzatılması gündemimizde olan işlerden bir tanesi” ifadelerini kullandı. “Zamandan 30 dakika tasarruf sağlayacağız” Bu projeyle ilgili sahilden başlayarak yaklaşık 8 bin 200 metrelik bir güzergahta yapılan 7 bin metrelik tünelin yaklaşık yüzde 30’unu bitirdiklerini açıklayan Uraloğlu, iki tüpte toplam 3 bin 850 metrelik kazı gerçekleştirdiklerini bildirdi. Çalışmaların 7 gün 24 saat devam ettiğini de belirten Uraloğlu şöyle konuştu: “İnşallah projemizi 2026 yılının sonuna doğru bitirerek hizmete açacağız. Bir kısmını tünel delme makinesi TBM ile bir kısmını ise normal aç kapa yöntemi ile yapacağız. TBM ile yüzde 60’ını geçiyoruz. Onun da imalatı yapılarak Çin’den geldi ve kurulumunu yapacağız. 110 civarında makine ve 550 kadar çalışanımızı 24 saat çalışıyor. Tüneli bitirdiğimiz de 350 bin nüfusa hizmet edecek. Devamını Beşiktaş’a kadar düşündüğümüzde İstanbul’un sahil şeridinin tamamına, Avrupa tarafının tamamına hizmet etmiş olacak. Tamamlandığında Sarıyer’den 35 dakika süren seyahat süresi sadece 5 dakikaya düşecek. Bunu Kilyos’tan Kuzey Marmara Otoyolu’na bağlayacağız. İsterseniz doğu istikametine ister batı istikametine gidin. İstanbul’un kuzeyindeki, Zekeriyaköy, Uskumruköy gibi yerleşimlere bağlantısı kolaylıkla sağlanmış olacak. En kıymetlimiz zamandan 30 dakika tasarruf sağlayacağız. Yakıttan ve karbon emisyonundan da önemli tasarruf sağlayacağız.” “1 Nisan’dan Sonra Daha Verimli Çalışmalara İmza Atacağız” Bakan Uraloğlu, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı olarak İstanbul’da hiçbir yatırıma ara vermediklerini ve çalışmalar devam ettiklerini söyledi. Uraloğlu, “Bildiğiniz gibi İstanbul’da tüm çalışmalarımızı yapıyoruz. Ancak daha iyi hizmet edebilmemiz için tüm belediye başkanlarımızla birlikte çalışabilmek önemli. Bizim için onlarla yapacağımız birliktelik çok kıymetlidir. Bu nedenle biz Cumhur İttifakı olarak gerek Sarıyer’de gerek İstanbul’un tamamında, inşallah 1 Nisan’dan itibaren de daha verimli daha iyi çalışmalara beraberce imza atmış olacağız” dedi. Öte yandan Kilyos Tüneli’ni ziyaretin ardından Bakan Uraloğlu, Sarıyer Merkez Mahallesi’nde esnaf ziyaretinde bulunarak Sarıyerliler ile bir araya geldi.
Mardin Uzmanından "1 milyon varil petrol" iddiası Jeoloji Mühendisi Fahri Çelik, yaptığı araştırmalar sonucunda Türkiye’de 2 sene içinde günlük 1 milyon varil petrol üretimine ulaşılacağını iddia etti. Jeolojik konumuna bakıldığında Türkiye’yi kalkındıracak en büyük projenin petrol olduğunu söyleyen Jeoloji Mühendisi Fahri Çelik, "Güneydoğu bölgemizde ve Türkiye’nin bazı noktalarında yaptığım araştırmalar sonucunda güzel veriler elde ettim. Türkiye’de yaklaşık 80 bin varil petrol üretimi yapılıyor. Geçen haftalarda Cumhurbaşkanı konuşmalarında Şırnak’ta günlük 100 bin varil çıkarmayı hedeflediklerini söyledi. Türkiye yaklaşık olarak kendi ihtiyacını yüzde 10 ve yüzde 15 oranında karşılayabiliyor. Mardin, Batman ve Hakkari bölgelerinde yaptığımız araştırmalar sonucunda 2 sene içinde günde 1 milyon varil petrol çıkabilecek kapasite keşfettik. 4 sene sonra da günlük 1 milyon 500 bin varil petrol üretimi gerçekleşecek imkan var. Bu gerçekleştiği taktirde 1 milyonu ülke için kullanılsa, kalan 500 bin varil de dış ülkelere satılır" dedi. Türkiye’nin en büyük sorununun petrol ve doğalgaz çıkarılmaması olduğunu dile getiren Çelik, ülkenin çok zengin yer altı kaynaklarına sahip olduğunu söyledi. Çelik, "Sondaj kuyuları açılmalı ve petrol noktalarında jeoloji mühendislerinin araştırması ile iyi şekilde çalışmalar yapılarak petrolün hangi formasyonda olduğu belirlenmelidir. Yer altı zenginliklerimizi kullanabilirsek Türk parası değer kazanacaktır" diye konuştu.