EKONOMİ - 20 Eylül 2018 Perşembe 11:50

Bakan Albayrak Yeni Ekonomi Prgoramı'nı açıkladı

A
A
A
Bakan Albayrak Yeni Ekonomi Prgoramı'nı açıkladı

Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, Türkiye’nin 3 yıllık ekonomi yol haritasını açıkladı. Bakan Albayrak, “Merkez Bankası fiyat istikrarını sağlama doğrultusunda elindeki tüm araçları bağımsız bir şekilde kullanmaya devam edecek” ifadesini kullanırken enflasyon oranının 2021 yılında yüzde 6’ya ineceğinin altını kalın çizgilerle çizdi.

 Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, Türkiye’nin 2019 ve 2021 yılları arası ekonomi yol haritasını niteliğindeki Yeni Ekonomi Programı’nı açıkladı. Dolmabahçe Başbakanlık Çalışma Ofisi’nde düzenlenen lansmana iş dünyası, bankacılık, STK ve bürokrasiden temsilciler katıldı. 

Sözlerine “Türkiye’nin çok kıymetli paydaşlarının bir araya gelerek oluşturduğu bu ekonomik program iş dünyasından, sermaye piyasalarına, bankacılıktan reel sektöre, akademi dünyasına kadar bir çok paydaşın katkı vererek ortaya koyduğu kapsamlı bir OVP olacak” ifadeleriyle başlayan Bakan Albayrak, “Türkiye özellik 2013 yılından sonra o süreçten bu yana çok büyük iç ve dış sınamalara maruz kaldı. 2013 yılı Mayıs ayında Türkiye beklide tarihinin en güçlü ekonomik göstergelerine sahipti. Rating kuruluşları ülkemize yatırım yapılabilir düzeye çıkarmış. Hepimiz geleceğimize çok daha umutlu ve güvenli bakar hale gelmiştik. Ancak Mayıs ayının sonunda Gezi olaylarıyla başlayan süreç, 17-25 Aralık süreci ülkemize karşı artan saldırıların ve bölgemizde yaşanan, bizi doğrudan etkileyen jeopolitik riskler ile birlikte 15 Temmuz darbe girişimi yaşandı. Tüm bu süreçler topyekün Türkiye’yi hedef aldı. Bu süreç planlanan bir dizi yapısal dönüşüme maalesef fırsat vermedi” diye konuştu.

Bu süreç sonrasında ard arda seçimlere gidildiğini ve Başkanlık sistemi peşi sıra 24 Haziran seçimleriyle birlikte bu değişiklikler için çok güçlü bir yetki aldıklarını söyleyerek “Ekonomik yaptırımların adeta bir silah gibi kullanıldığı bir dönemden geçiyoruz. 10 Ağustos’ta doğrudan ekonomimizin ve paramızın hedef alınmasıyla Türkiye olarak biz de bu sürecin çok net bir parçası olduk. Tüm bu zorluklardan ülkemizi güçlenerek çıkarmak için milletimizden de aldığımız bu yetkiyi çok iyi değerlendirerek bu güçlü programı hayata geçireceğiz” diye konuştu.

"OVP dengelenme, disiplin değişim temelleri üzerine kuruldu" 

Yeni ekonomi programının 3 ana temel üzerine kurulduğunu belirten Albayrak, “ Birincisi dengelenme, sonra disiplin ve nihayetinde değişim olarak kurguladığımız tüm bu çerçeve ekonomimizin bazı temel alanlarında daha sürdürülebilir bir modele geçmeden önce 2019 döneminde ekonomik bir dengelenme yaşayacağımız bir yol haritasıdır. İşte bu nedenle 2019 GSYH büyümesi beklenti noktasında yüzde 7,3 düzeyindedir” dedi.

“Büyümeyi sürdürülebilir ve sağlıklı bir çizgiye oturtacağız” 

İkinci prensip olan disiplinden temel kastın; dengelenme sürecinin kamu maliyesindeki disiplin ile desteklenmesi olduğunu dile getiren Albayrak, “Son prensibimiz olan değişim de temel hedefimiz bundan sonra yapacağımız her politika değişikliğinde ülkemizin uzun vadeli üretim kapasitesi ve ihracatının artmasını sağlayacak katma değerli alanlar yapılacaktır. Bunun en somut örneği bundan sonra destekleyeceğimiz yatırım projelerinde çok net göreceksiniz. Bütün bunların sonucunda kademli bir GSYH artışını çok net bir şekilde gereceksiniz. Büyümeyi sürdürülebilir ve sağlıklı bir çizgiye oturtacağız” şeklinde konuştu.

Programın 5 temel alan üzerinde kurgulandığını aktaran Bakan Albayrak bu alanları enflasyon, kamu maliyesi, istihdam ile cari açık, bankacılık ve reel sektör alanları olarak sıraladı.

Enflasyonla mücadele noktasında Merkez Bankası’nın fiyat istikrarını sağlama anlamında elindeki tüm araçları kullanacağı mesajını veren Albayrak, “”Enflasyon noktasında çok net ifade etmek isterim ki; Merkez Bankası fiyat istikrarını sağlama doğrultusunda elindeki tüm araçları bağımsız bir şekilde kullanmaya devam edecek. Ancak enflasyon ile mücadelede başarılı olmak için sadece bu yeterli değildir. Mali politikalar noktasında da toplum genelinde desteğe ve koordinasyona ihtiyacımız var.İstikrarın sürdürülebilmesi için yeniden yapılandırılmış Finansal İstikrar ve Kalkınma Komitesi hayata geçirilecek” dedi.

“Enflasyonu 2021 yılında yüzde 6’ya indireceğiz” 

Bakan Albayrak, “Bu çerçevede çok yakında kamuoyuyla paylaşacağımız; enflasyonla topyekün mücadele programını hayata geçireceğiz. Gıda fiyatlarındaki dalgalanmalar yakından izlenerek, gıda enflasyonu ile çok daha etkin bir mücadele ortaya koyacağız. Bu mücadele sonucu enflasyonu 2021 yılında yüzde 6’ya indireceğiz” diye konuştu. 

“76 milyar liralık kaynağı hayata geçireceğiz” 

Kamu maliyesindeki güçlü duruşu sürdürmek için bugünden başlayarak, kamuda kaynakların doğru ve etkin kullanılmasını sağlayacak bazı tedbirleri almaya başladıklarının altını çizen Albayrak, “Bunlar sayesinde sadece 2019 yılında 76 milyar liralık kaynağı hayata geçireceğiz. Mega projeler doğrudan yabancı yatırım ve uluslararası finansman ile birlikte hayata geçirilecek” şeklinde konuştu.

Vergi sistemini daha adil hale getirebilmek için önemli adımlar atılacağını belirten Albayrak, “İstisna, muafiyet ve indirimler yeniden gözden geçirilecek. Taşınmaz değerleme sistemini kurarak gayrimenkul envanterini tamamlayacak süreci hayata geçireceğiz. Vergi, prim ve alacaklara ilişkin yeniden yapılandırma hayata geçmeyecek” diye konuştu.

Bakan Albayrak, “Faiz dışı fazlanın GSYH'ye oranıını 2020'de yüzde 1'e yükselteceğiz. Bütçe açığı da sırasıyla 1.8, 1.9, 1.7 olarak gerçekleşecek” dedi.

“Cari açıktaki düşüş devam edecek” 

Cari açığın düşürülmesinin dengelenme sürecinin yaşadığı bir diğer unsur olduğunu kaydeden Albayrak, “Cari açıktaki düşüş devam edecek. Cari açığın GSYH'ye oranının 2019'da yüzde 3,3, 2020'De yüzde 2,7, 2021'de yüzde 2,6 öngörülüyor” dedi.

“2021 yılına kadar 2 milyon yeni istihdam oluşturulmuş olacak” 

İstihdamın söz konusu programda önemli başlıklardan biri olduğuna dikkat çeken Albayrak, “İşsizlikte 2020 sonrasında azalış göstermeye başlayacak yüzde 10,8 seviyelerine ulaşmış olacak. 2021 yılına kadar 2 milyon yeni istihdam oluşturulmuş olacak. İşsizliğin 2018 yüzde 11,3, 2019 yüzde 12,1, 2020 sonunda yüzde 11,9 olması bekleniyor” ifadelerini kullandı.

Bankacılık ve reel sektördeki sorunlar 

Bakan Albayrak bankacılık ve reel sektöre ilişkin OVP’de yer alan notları şu şekilde açıkladı: “Bankacılık sektörünün güçlü yapısını sürdürmesini ve reel sektörümüzü finanse etmeye devam etmesini temin etmek bu programın önceliklerinden biridir. Bankacılık sektörümüze yönelik yaşanan tüm süreçler önemli adımlar atmamızı ortaya koyuyor. Bankacılığın göstergelerine baktığımızda sektörün halen güçlü olduğunu gösteriyor.

Türkiye Kalkınma Bankası görev alanı genişletilerek yeniden yapılandırılacak 

Bankaların güncel yapılarını tespit etmek için mali bünye değerlendirme çalışmalarını başlatıyoruz. Bu çalışma sonucuna göre gerekli görülürse mali yapıyı güçlendirecek kapsamlı bir politika setini devreye sokacağız. Türkiye Kalkınma Bankası görev alanı genişletilerek yeniden yapılandırılacak. Emlak Bankası gayrimenkul sektörünün finansmanını yönlendirecek şekilde yapılandırılacak”  

Ali Canberk Özbuğutu - Murat Ergin
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Kardeşi ve işçisi silahlı saldırıda öldürülen adam: “Planlanmış, alçakça yapılmış bir katliam bu” Ankara’da bir kişi, aynı yerde çalıştığı yabancı uyruklu iş arkadaşını ve patronunu silahla vurarak öldürdü. Kardeşini ve işçisini kaybetmenin acısını yaşayan ağabey, olayın daha önceden planlandığını iddia etti. Olay, dün akşam saatlerinde Altındağ ilçesi Tatlar Mahallesi’nde yer alan mesire alanında meydana geldi. İddialara göre, bungalov evi imalatı işiyle uğraşan emekli polis Murat Yılmaz, bilinmeyen bir nedenle işletmeci Y.E.H.’nin silahlı saldırısına uğradı. Duruma müdahale etmek isteyen yabancı uyruklu iş arkadaşı Alaeddin Albaba’ya da ateş eden Y.E.H., kaçarak olay yerinden ayrıldı. Çevredekilerin ihbarı üzerine bölgeye çok sayıda jandarma ve sağlık ekibi sevk edildi. Sağlık ekipleri, Yılmaz’ın olay yerinde hayatını kaybettiğini belirledi. Albaba’nın ise kaldırıldığı hastanede vefat ettiği belirtildi. Cenazesi Adi Tıp Kurumu morguna götürülen Yılmaz’ın ikindi namazını müteakip Karşıyaka Mezarlığı’na defnedileceği, Albaba’nın ise havayolu ile ülkesine götürüldüğü ve orada defnedileceği öğrenildi. Saldırganın yakalanmasına yönelik çalışmaların devam ettiği aktarıldı. “Olay kesinlikle tasarlanmış” Olayla ilgili konuşan Murat Yılmaz’ın ağabeyi Tunç Yılmaz, “Ekmek kapısı açtığımız bir alçak, alçakça bir şekilde kardeşimi ve yanımızda çalışan masum bir işçimizi katletti. Benim kardeşim emekli bir polisti. Kendisini de nasıl savunacağını çok iyi bilirdi. Saldırgan çok yakın mesafeden kardeşimin kafasına sıkmış. Kaçmaya çalışan işçimizi de önce ayağından vurmuş, ardından da yanına gidip onun da başına ateş etmiş. Biz ona para kazansın diye orada yer vermiştik. İstediği her şeyi vermiştik. Asla bir husumet yoktu aramızda. Saldırgan taraftan ortalıkta şu anda kimse yok. O şahıs orada işletmeciydi, imalatçı değildi. Bu olay kesinlikle tasarlanmış. Karşılıklı münakaşanın olduğu bir olay değil bu. Planlanmış, alçakça yapılmış bir katliam bu” ifadelerini kullandı.
Gaziantep GTO nisan ayı meclis toplantısı yapıldı Gaziantep Ticaret Odasının (GTO)nisanayı olağan meclis toplantısı, Meclis Başkanı M. Hilmi Teymur başkanlığında Yönetim Kurulu, Meclis ve Disiplin Kurulu üyelerinin katılımıylagerçekleştirildi. Toplantının açılışında yaptığı konuşmada23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’na değinen GTO Meclis Başkanı M. Hilmi Teymur, bir milletin varlığının ve temellerinin sağlamlığının çocukların sağlıklı ve bilinçli yetiştirilmesiyle başlayacağını vurguladı. Teymur, “Bakın Gazi Mustafa Kemal Atatürk, 1 Mart 1922 tarihinde Meclisin açılış konuşmasında ne demiş: ‘Yetişecek çocuklarımıza ve gençlerimize, görecekleri tahsilin hududu ne olursa olsun, en evvel, her şeyden evvel Türkiye’nin istikbâline, kendi benliğine, millî an’anelerine düşman olan bütün unsurlarla mücadele etmek lüzûmu öğretilmelidir.’ İşte biz çocuklarımızı bu sözlerin kılavuzluğunda yetiştirmeliyiz ki onlara vatanımızın geleceğini gönül rahatlığıyla emanet edebilelim” dedi. “Özel günlerde kepenkler açık olmalı” Başkan Teymur’un ardından kürsüye gelen ve GTO’nun nisan ayında yürüttüğü faaliyetler hakkında Meclis üyelerini bilgilendiren GTO Yönetim Kurulu Başkanı Tuncay Yıldırım, Gaziantep’in son yıllarda turizmde ivme kazandığını fakat bayramlar gibi özel günlerde şehre gelen turistlerin açık restoran bulmakta zorluk çektiğini ifade ederek, “Gaziantep turizmini desteklemek için bayramlar gibi uzun tatillerin olduğu dönemlerde özellikle kafe ve restoranlarımızın açık olması gerekiyor. Geçtiğimiz Ramazan Bayram’ında bununla ilgili pek çok şikâyete rastladık. Kalabalık heyetlerle Gaziantep’e gelen fakat yemek yiyecek, bir çay molası verecek açık işletme bulamayan misafirlerimizi gördük. Şehrimiz son yıllarda tarih, kültür ve gastronomi turizminde ivme kazandı. Bizlerin de bunu desteklemesi gerekiyor. Şehrimizde özel günlerde kepenkler açık olmalı” şeklinde konuştu. “Fahiş fiyatın tanımı net bir şekilde yapılmalı” Uzun süredir ülke gündemini meşgul eden ve tepkilere neden olan fiyatlandırma politikasına da dikkat çeken Başkan Yıldırım, yaşanan tüm olumsuzlukların ana kaynağının enflasyon olduğunu ve fiyat algısının bozulduğunu söyledi. Enflasyonist ortamın beraberinde suistimalleri de getirdiğini belirten Yıldırım, “Enflasyonun çok yüksek seyrettiği dönemlerde maalesef bunu suiistimal eden işletmeler oluyor. Fiyat algısının bozulmasıyla birlikte de bu tarz işletmeler fahiş fiyatlarla her birimize büyük zararlar veriyor. Diğer taraftan da acı bir gerçek var ortada. Tüketici olarak bizlere çok yüksek gelen fiyatların maliyet hesabı İşletme giderlerini, ham madde maliyetlerini hesapladığınızda işletmelerimizin ayakta kalabilmesi, faaliyetlerini sürdürebilmesi gerçekten de çok zor. Bugün bir restoranda içtiğiniz çorbanın maliyeti yarın değişebiliyor. Maliyetlerin artışı da her zaman fiyatlara yansıtılamıyor. Fiyata yansıtmayınca işletme zor durumda kalıyor, yansıtınca vatandaş olarak bizler zor durumda kalıyoruz. Bu tabloda fahiş fiyat tanımının net bir şekilde yapılması, suiistimallerin tespit edilip devletimizin bu konuyu takip etmesi ve çözüm üretmesi gerekiyor. Fahiş fiyat tanımının hiçbir soru işareti bırakmadan ve detaylı bir şekilde yapılması oldukça önemli. Tüm kesimlerce kabul görecek fahiş fiyat tanımı yapılmadan yasal düzenlemeye de gidilmemeli. Ne tüketici zarar görsün ne de üretici Şunu da unutmamak gerekir: işletmeler açısından en iyi terazi, en iyi ölçü yine vatandaşın kendisidir. Ödediği bedel aldığı hizmeti karşılamıyorsa en iyi cezayı da vatandaşın kendisi keser” ifadelerini kullandı. “Jeopolitik risklere göre kendimizi konumlandırmalıyız” Konuşmasında Türkiye’nin bulunduğu konuma ve jeopolitik risklere de değinen Yıldırım, “Siyasi ve toplumsal olarak atılan her adım küresel ekonomiyi direkt etkiliyor. Ticaretin yönünü belirliyor, maliyetleri ve tedarik zincirini etkiliyor. Olayların bizim dışımızda cereyan ediyor olması da önemli değil. Sonuçta hepimiz birbirine bağlı bir sistemin parçasıyız. İran ve İsrail arasındaki gerginliğin ekonomi üzerindeki etkilerini düşünün Tüm dünya savaşın bölgeselleşme ve şiddetlenme endişesinde. Bölgedeki jeopolitik riskler ve belirsizliğin artışı risk primimizi ve dolayısıyla borçlanma maliyetlerimizi artıracaktır. Artık jeopolitik risklerin olmadığı bir dünya yok Yani aman şu jeopolitik riskler geçsin de bakarız diyemeyiz. Bu durumu yönetmeyi, kendimizi doğru konumlandırmayı öğrenmeliyiz” ifadelerini kullandı. “Enflasyonla mücadelede bedel adil dağıtılmalı” Enflasyonla mücadele sürecinde fiyat istikrarı ve finansal istikrarı sağlamak için öngörülebilirliğin güçlendirilmesi için mevcut ekonomi politikasının devam etmesi gerektiğini belirten GTO Başkanı Yıldırım, “Bunu yaparken de para ve maliye politikası birbirini tamamlamalı. Enflasyonla mücadelenin maliyeti şüphesiz çok ağır ama bedelin adil dağılımı çok önemli Bu bedeli sadece vatandaş, sadece iş dünyası ödememeli kamu da tasarruf yapmalı. Hükümetin ‘mevcut harcamaları daha verimli hâle getirme’ vurgusu yaparak kamuda tasarrufa gidileceği açıklamasını bu anlamda olumlu buluyorum” diye konuştu.
İstanbul Beyaz eşya satışları Mart ayında yüzde 24 arttı Beyaz eşya sektörü 2024 yılı ilk çeyreğinde iç satışlarda yüzde 28 artış yaşadı. İhracat ise yüzde 5 azaldı. Aylık bazdaki verilere göre ise bu Mart ayında geçen yılın Mart ayına kıyasla iç satışlarda yüzde 24 oranında artış görüldü. Türkiye Beyaz Eşya Sanayicileri Derneği (TÜRKBESD), sektörün 2024 yılı ilk çeyrek değerlendirmesinde bulundu. Paylaşılan bilgilere göre, 2024 yılının ilk üç ayında yurt içi satışlar geçtiğimiz yıla göre yüzde 28 arttı. Beyaz eşya sektöründeki ihracat düşüşü ise devam ederken, bu dönemde de yüzde 5 oranında gerileme gösterdi. 2024 yılı ilk çeyreğinde 6 ana üründe ihracat ve iç satışlardan oluşan toplam satışlar yaklaşık 8,3 milyon adet olarak gerçekleşti ve geçen yıla göre yüzde 5 oranında artış gösterdi. Buna paralel olarak üretim miktarı da bir önceki yıla göre yüzde 1 artarak benzer seyretti. Aylık bazdaki verilere göre ise bu Mart ayında geçen yılın Mart ayına kıyasla iç satışlarda yüzde 24 oranında artış görülüyor. Üretim 3 milyon adet ile geçen yılın Mart ayına kıyasla yüzde 2 oranında azalırken, ihracattaki düşüş trendi bu ay yüzde 11 seviyesinde devam etti. "Sektörümüz 33 milyon adetlik üretim ve 23 milyon adetlik ihracat kapasitesiyle önemli bir aktör" TÜRKBESD Başkanı Gökhan Sığın, “Türkiye beyaz eşya sanayisi Avrupa’nın en büyük, dünyanın ise ikinci en büyük üretim üssü konumunda. Sektörümüz 33 milyon adetlik üretim ve 23 milyon adetlik ihracat kapasitesiyle önemli bir aktör. 60 bin kişiye doğrudan istihdam sağlarken, Ar-Ge, dijital dönüşüm ve yeşil dönüşüm yatırımlarıyla dünyayla rekabet ediyor” dedi. Sığın, altı ana üründe ihracat ve iç satışlardan oluşan toplam satışların yaklaşık 8.3 milyon adet olarak gerçekleşerek geçen yıla göre yüzde 5 oranında artış gösterdiğini kaydetti. Son iki yılda ihracatın sürekli düşüş kaydettiğini ve bu seyrin kısa dönemde değişmeyeceğini ön gördüklerini belirten Gökhan Sığın, sektörün küresel pazarlardaki daralmaya rağmen iç pazarda istikrarlı bir trend gösterdiğini dile getirdi ve ekledi: “İhracattaki düşüşün temel nedeni küresel pazarlardaki daralma oldu. Buna karşılık üretim ve istihdam seviyelerimizi iç pazardan aldığımız bu güç ile korumaya devam ediyoruz. Bu noktada, iç pazar canlılığını sürekli kılmak büyük önem taşıyor." Gökhan Sığın, ihracat bazında değer dağılımını aktarırken, Avrupa’nın hala ana ihracat pazarlarından biri olduğunu belirtti ve ürünlerin AB standartlarına uygunluğu konusunda ülkemizin teknik ve hukuki altyapısının gelişmeye devam ettiğini vurguladı. Ulusal mevzuatın AB’nin yeşil ve dijital dönüşüm politikalarını da kapsayacak şekilde güncellenmesinin sektör için önemli olduğunu dile getiren Sığın, bu tür revizyonların ihracata olumlu yansıyacağını düşündüklerini ifade etti ve sözlerini şöyle noktaladı: “Enerji verimli ürünlerin Türkiye’de daha da yaygınlaşmasını arzu ediyoruz. Bu durum ülke kaynaklarımızın korunmasının yanı sıra tüketicilerimize de tasarruf imkanı sağlıyor. Enerji verimli ürünlerin kullanımının artması sanayimizin varlığı ve sürekliliği için olduğu kadar ülkemizin ve tüketicilerimizin refahı için de büyük önem taşıyor.” TÜRKBESD Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Fatih Özkadı, "Ülkemizin ve çevrenin korunmasına yönelik uzun vadeli hedefleri perspektifinde çevre uygulamalarındaki gelirlerin ilgili sektör bazında yeşil dönüşüm ve enerji verimliliği projelerine, teknoloji gelişimine aktarılmasını temin edecek bir mekanizma en kısa sürede kurulmalıdır" dedi. Özkadı ayrıca Türkiye’ye geçici olarak ithal edilen ve işleme tabi tutulan eşyanın, işleme sonrasında tekrar ihraç edilmesini sağlayan Dahilde İşleme Rejimi’nin teşvikinin (DİR) Türkiye’nin ihracatına büyük katkı sağladığına değindi. Sektörün önemli temel girdilerinden yassı çelik ürünleri ile ilgili olarak da TÜRKBESD Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Yavuz şunları söyledi: “Uluslararası konjonktür nedeniyle hammadde maliyetleri değişkenlik göstermektedir. Bu da, tahmin edilebilirliği düşürerek üreticileri daha ihtiyatlı satın almalar yapmaya yöneltmektedir." “Yetkili servisler için en doğru kaynak firmaların resmi websiteleri ve servis.gov.tr” Son olarak toplantıda yetkili servislerin önemine değinen TÜRKBESD Yönetim Kurulu Üyesi Semir Kuseyri, 3 bin 500’ü aşkın yetkili servisin her gün binlerce tüketiciye çözüm ve destek sunduğunu hatırlatırken ‘aldatıcı’ nitelikli yani yetkili olmadığı halde kendilerini yetkili servis gibi tanıtan kişilerin çok sayıda tüketici mağduriyetine ve ürün kaybına neden olduğuna dikkat çekti. Kuseyri sözlerine şöyle devam etti: “Tüketicilerimize şirketlerimizin resmi web sitelerinden ya da Ticaret Bakanlığımız tarafından uygulamaya konulan servis.gov.tr üzerinden yetkili servis bilgilerine ulaşmalarını tavsiye ediyoruz.”