EKONOMİ - 28 Eylül 2016 Çarşamba 14:21

Bakan Çelik, iş adamlarına seslendi

A
A
A
Bakan Çelik, iş adamlarına seslendi

Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik, TÜSİAD tarafından düzenlenen 'Yapısal Sorunlar Perspektifinden Verimlilik ve Gıda Enflasyonu' konulu konferansta konuştu.

Bakan Çelik, “Hemen arkamızdaki coğrafyanın kan gölüne dönmesine sebep olan bir silah satışı yarışını söyleyenler, bir taraftan da barış kavramını nasıl ağızlarına alıyorlar doğrusu anlamakta zorlanıyorum. Darbelere ses çıkaramayanların demokrasi söylemleri de çok anlamlı. Ne kadar büyük bir iki yüzlülüğün yaşandığını hep beraber görme durumuyla karşı karşıya kaldık” dedi.

Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) tarafından 'Yapısal Sorunlar Perspektifinden Verimlilik ve Gıda Enflasyonu' konulu konferans bugün Levent'te bulunan Tekfen Tower'da düzenlendi. Konferansın açılış konuşmasını Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik gerçekleştirdi.

“Terörün ortak tanımında bir masa etrafında insanlar buluşmak ve anlaşmak durumundalar”

Bilgi çağının terör çağına dönüştüğü bir süreç yaşadığımızı söyleyen Bakan Çelik, “Geçmişin medeniyet havzası diye tanımlanan Ortadoğu coğrafyası bugün ne yazık ki kan gölü haline dönmüş bulunmaktadır. Savaşlar artık taşeronlar eliyle icra ediliyor. Çocuk cesetlerinin sahillerimize vurduğu milyonlarca insanların mülteci konumuna düştüğü bilgi çağının adete terör çağına dönüşme sürecini yaşıyoruz. İnsanın çok olduğu dünyada insanlığın kıt olduğu ve değerlerin değil çıkarların ön plana çıktığı bir döneme şahitlik ediyoruz. Dünya küreselleşiyor ama sorunların da küreselleştiği bir dönem yaşıyoruz. Meselelere maalesef Türkiye'den başka insani gözle bakan çok az sayıda ülke olduğunu da ifade etmek istiyorum. Terör, terör örgütü gibi kavramlarla ilgili uzlaşamayan bir dünyada yaşıyoruz. Yani en açık kavramlar, kolay uzlaşılacak kavramlar ama ne yazık ki dünya bu kavramlar konusunda dahi bir masa etrafında bir araya gelemiyor. Böyle bir garip dünya fotoğrafıyla karşı karşıyayız. Bu fotoğraf terör örgütlerinin arayıp da bulamadığı bir fotoğraftır ve onlara alan açmaktan başka da bir işe yaramadığı da hep beraber görüyoruz. Artık dünya bu yaşadığımız süreçler noktasında bir karar aşamasındadır diye düşünüyorum. Terörün ortak tanımını yapmak zorundayız. Terörün ortak tanımında bir masa etrafında insanlar buluşmak ve anlaşmak durumundalar. Aksi taktirde terör ilaçlara bağışıklık kazanan virüsler gibi format değiştirerek yoluna devam ediyor. İşte PKK gibi bir terör örgütü anayasayı hedef alıyor. Diğer taraftan DAEŞ gibi bir terör örgütü kutsal değerlerimiz istismar ederek ne yazık ki en vahşi barbarlığa imza atıyor. Diğer taraftan FETÖ gibi anayasal düzenin kılcal damarlarına, kurumlara yayılarak, devleti işgal ederek kamuyu işgal gibi bir görevi kendisine edinmiş zavallılar bu ve dünyanın vaziyetinden dolayı format değiştirerek nasıl bir dünya insanlığının başına bela olduklarını gösterme açısından son derece önemli bir kaç çarpıcı gerçek” diye konuştu.

“Ne kadar büyük bir iki yüzlülüğün yaşandığını hep beraber görme durumuyla karşı karşıya kaldık”

Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik sözlerine şöyle devam etti:

“Terör örgütleri farklı harflerden oluşuyor. Ama besledikleri karanlık ruh hiç bir zaman değişmedi ve değişmeyecek. Bizim bütün terör örgütleri karşısında tavrımızın net olması son derece anlamlıdır. Bütün dünya ülkeleriyle temaslarımızda öteden beri Türkiye Cumhuriyeti olarak aynı vurguyu yapıyoruz. Terörün seni beni, sana yakını bana yakını, sana uzağı bana uzağı olmaz. Tanımının ısrarla dünya kamuoyuna duyurulması için büyük bir çaba içerisindeyim. Ama aynı samimiyeti diğer ülkelerden görmediğimizi de bu toplantı vesilesiyle ifade etmek istiyorum. Çağdaşlık adına parlamentolarında terör örgütlerine sergi açtırabiliyorlar. Terör örgütlerine meydanlarda çadır kurdurabiliyorlar. Ve bunun adı da samimiyet oluyor. Bunu samimiyetle bağdaştırmak mümkün mü? Taktirlerinize sunuyorum. Ülkelerin barış söylemlerini de nasıl samimi olarak değerlendireceğiz. Hemen arkamızdaki coğrafyanın kan gölüne dönmesine sebep olan bir silah satışı yarışını söyleyenler, bir taraftan da barış kavramını nasıl ağızlarına alıyorlar doğrusu anlamakta zorlanıyorum. Darbelere ses çıkaramayanların demokrasi söylemleri de çok anlamlı. Bir tarafta darbe girişimleri var. Uzun yıllardır parlamentodayım. Kopenhag kriterlerinin ve uyum yasalarının çıkarılması konusunda gecelerin geç saatlerine kadar ne mücadeleler verdik ama bugün bakıyoruz ki kriterleri tümden ortadan kaldıracak olan girişimler karşısında ne kadar büyük bir iki yüzlülüğün yaşandığını hep beraber görme durumuyla karşı karşıya kaldık.”

Doğan Can Cesur

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Aksaray Ruhsatsız tabanca ile yakalandı, “Taşımıyorum bozuk” diyerek tüfek ruhsatı gösterdi Aksaray’da ruhsatsız tabanca ile yakalanmasına rağmen önce “Taşımıyorum” deyip inkar eden, sonra da “Bozuk” diyen sürücü bir de “Ruhsatım var” diyerek tabanca yerine tüfek ruhsatı gösterdi. Olay Gülağaç Yolu Kireçlik Mevkiinde yaşandı. Aksaray Cumhuriyet Başsavcılığı koordinesinde gece yarısı bekçilerin de katıldığı asayiş ve trafik uygulaması yapan İl Emniyet Müdürlüğü asayiş ile trafik şubesi ekipleri şüphe üzerine Gülağaç ilçesinden Aksaray merkez istikametine seyreden Ali B. (38) idaresindeki 51 ACV 230 plakalı otomobile "dur" ihtarında bulundu. Sürücüsü ehliyet ve ruhsat kontrolünden geçirildikten sonra araçta arama yapan bekçiler araç içerisine gizlenmiş bir adet tabanca buldu. Kullandığı araçta tabancayla birlikte yakalanmasına rağmen “Taşımıyorum” diyen sürücü Ali B. daha sonra tabancanın bozuk olduğunu belirterek işlem yapılmasından kaçmak istedi. 2 ayrı bahanesiyle başarılı olamayan sürücü bu kez de “Ruhsatım var” diyerek yakalattığı tabanca yerine tüfek ruhsatı gösterdi. 3 ayrı bahanesiyle işlemden kaçamayan sürücü son olarak tabancayı kabullenerek “Benim, tamir için taşıyorum” dedi. Tabancaya bekçiler tarafından dolu boş kontrolü yapıldıktan sonra el konulurken ruhsatsız tabanca taşımaktan gözaltına alınan sürücü adli işlemler için polis merkezine götürüldü.
Bartın Bartın’daki feci yangının tanıkları yaşanan dehşeti anlattı Bartın’da 1 kişinin öldüğü, 2 kişinin yaralandığı yangında şok detaylar ortaya çıkarken, olayın tanıkları ise yaşanan dehşeti anlattı. Bartın’ın Kayadibikavlak Köyü Örencik Mahallesi’nde bulunan tek katlı bir evde saat 20.30 sıralarında kesin sebebi henüz bilinmeyen bir nedenle yangın çıktı. Bitişiğindeki eve de sıçrayan yangında Tevfik Çetinbağ hayatını kaybederken, eşi Seher Çetinbağ, ile kardeşi Selim Çetinbağ ağır şekilde yaralandı. Olay yerine itfaiye, jandarma ve sağlık ekipleri sevk edildi. İtfaiye ekiplerinin yaklaşık 2 saat süren çalışmalarının ardından yangın söndürülürken, iki ev de kullanılamaz hale geldi. Yaralılar ambulansla hastaneye kaldırılırken, durumlarının ağır olduğu belirtildi. Boş tüpü itfaiye evden uzaklaştırdı Yangın esnasında Bartın Merkez İlçe Jandarma Komutanlığı ekipleri, bölgede geniş güvenlik tedbirleri alındı. Yangının tamamen söndürülmesinin ardından nöbetçi savcı ve olay yeri inceleme ekipleri, evin içerisinde, çevresinde detaylı inceleme yaptı. Evin kapısının önündeki boş tüp ise, ekiplerin incelemesinin ardından bir itfaiye eri tarafından kapının önünden alınarak, yola çıkartıldı Faciada şok detaylar Facianın ardından olayla ilgili sır perdesi de aralanmaya başladı. Yanarak ölen Tevfik Çetinbağ’ın yatalak hasta olduğu ve yangından kaçamadığı öğrenildi. Patlama esnasında kocasıyla birlikte evde bulunan Seher Çetinbağ’ın patlamanın hemen ardından yardım istemek için dışarı çıktığı ve kocasının kardeşi olan Selim Çetinbağ ile birlikte yatalak eşini kurtarmak için alevlerin arasına girdiği belirtildi. Alevlerin arasında kalan Seher Çetinbağ ve kaynı Selim Çetinbağ, Tevfik Çetinbağ’ı kurtarmayı başaramazken, kendileri de ağır bir şekilde yaralandı. "Gaz sızıntısı" iddiası Yapılan ilk incelemelerde, Seher Çetinbağ’ın olaydan birkaç saat önce tüp değişimi yaptığı belirlendi. Dolu tüpü kendisini ocağa monte ettiği ileri sürülen Seher Çetinbağ’ın, yemek yapmak için tüpü açtıktan bir süre sonra tüpten sızan gazın alev aldığı ve patlamanın meydana geldiği tahmin ediliyor. Yangının kesin sebebinin ise itfaiye ve olay yeri inceleme ekiplerinin hazırladığı raporların tamamlanmasının ardından ortaya çıkacağı kaydedildi. Patlama sesine irkildiler Alevlerin kül ettiği evlerin yaklaşık 5 metre uzağındaki evde oturan Belma Çetinbağ ve yengesi Fatma Çetinbağ, o anlarda yaşanan dehşeti anlattı. Yangında amcasını kaybeden ve babası yaralanan Belma Çetinbağ, yemek yerken patlama sesi ile irkildiklerini kaydetti. Patlama sesinin ardından dışarı çıktıklarında ise amcasının kaldığı evin alevlerin arasında kaldığını gördüğünü kaydeden Belma Çetinbağ, “Akşam yemeği yiyorduk. Ben yan evdeki üst kattaydım. Bir yerde bir patlama gibi bir ses oldu. Ben yengeme, soba gibi bir şey patladı dedim. Yengem dışarı çıktı. Ev yanıyor diye bağırmaya başladı. Dışarı çıktım ben de, baktım ahşap ev birden alev almış” dedi. Kurtarmak isterken alevlerin arasında kaldılar Babası ve yengesinin yatalak amcasını kurtarmak için alevlerin sardığı eve girince yaralandığını söyleyen Belma Çetinbağ, “Babamla yengem de, sakat amcamı kurtarmak için eve girmişler ama kurtaramamışlar. Zaten ev bir anda alev aldı. Evde 2 kişi vardı, amcamla yengem vardı. Tüp patlayınca yengem, dışarı çıkıp bizimkileri mi çağırdı, ne olduğunu tam olarak bilmiyorum. Babamla, yengem tekrar amcamı kurtarmak için girmişler içeri. Sonuç olarak ikisi de yandı. Onlar da şu an hastanede. Amcam tamamen yandı. Yengem de yanmış olarak içeriden çıktı. Ambulans hastaneye götürdü. Amcam sakattı, sol tarafı hiç tutmuyordu, yatalaktı, yatağa bağlıydı” diye konuştu. “Yengem büyük ihtimal tüpü tam takamadı” Patlamanın ve yangının tüp değişiminden sonra olduğunu kaydeden Belma Çetinbağ, “Yengemin bu akşam tüpü değiştirdiği söylenmişti. Büyük ihtimal tüpü tak takamadı, çakmağı çakınca öyle patlama oldu. Zaten yengem tüpü yeni değiştirmiş. Büyük ihtimal tüpten oldu. Tüpü tam takamadı herhalde” diye konuştu. ‘Emmi yanıyor’ diye bağırma sesi duydum” Emmi yanıyor diye bağırma sesi üzerine alevlerin arasında kalan amcası Tevfik Çetinbağ’ı kurtarmaya çalıştığını anlatan Fatma Çetinbağ ise, “Akşam yemeğini yiyorduk, o anda aniden bir dinamit patlaması gibi bir patlama oldu. Ben merdivenden aşağıya inerken baktım emminin evi alev almış. ‘Emmi yanıyor’ diye bağırma duydum. Kurtarmaya çalıştım, camı falan açtım ama kurtaramadık. Bir şey yapamadık, çok üzgünüm. Yemek yaparken mi olmuş bilmiyoruz. Tüp mü patladı bilmiyoruz. Ama akşamüstü, boş tüpü kapının ağzına koydu. Galiba tüpten oldu” diye konuştu. Olay yerinde yapılan incelemelerin tamamlanmasından sonra ise Tevfik Çetinbağ’ın yanan bedeni, ceset torbasına konularak, evden çıkartıldı. Çetinbağ’ın cesedi, evin önüne getirilen tabutun içerisine yerleştirildi. Tabuta konulan Tevfik Çetinbağ’ın cesedi jandarma, itfaiye ekipleri ve vatandaşlar tarafından cenaze aracına taşındı.