EKONOMİ - 10 Ekim 2018 Çarşamba 11:25

Bakan Dönmez: 'Bazı sahaların ruhsat devir ihalesini yaptık'

A
A
A
Bakan Dönmez: 'Bazı sahaların ruhsat devir ihalesini yaptık'

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, bazı maden sahalarının ruhsat devir ihalesini yaptıklarını söyledi. Bakan Dönmez, güneş enerjisinden elektrik üretimine ilişkin de, "Bundan sonra hem konutlarımız hem iş yerlerimiz çatılarını elektrik üretmek için kullanabilecekler. Son derece ekonomik bir model olacak, olumlu geri dönüşler de var. Sanayimiz de güneş paneli üretmeye başladı. Bunların yerlileşme oranı giderek artıyor" dedi.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, İhlas Medya’ya önemli açıklamalarda bulundu. Bakan Dönmez, maden ve petrol işletmelerinden çatı ve cephe uygulamalarına ve batarya depolama sistemlerine kadar İHA muhabirinin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı. Bakanlığa kısaca "Enerji Bakanlığı" denilmesinden dolayı tabii kaynaklar kısmının, doğal kaynaklar ve maden alanlarının kamuoyunda çok fazla gündeme gelmediğini belirten Bakan Dönmez, bu alanda ciddi hamlelerin olduğunu aktardı. Geçtiğimiz 2-3 yıl içerisinde yasal mevzuatta bir takım boşlukların tamamlandığını dile getiren Dönmez, maden sektörünün kurumsal kapasitesinin enerji sektörüne göre bir miktar daha düşük olduğunu belirtti. Bu kapsamda orta ve büyük ölçekli yerli ve yabancı yatırımcıların gelmesi için gerekli yasal ve yönetmelik düzenlemelerinin yapıldığını kaydeden Bakan Dönmez, "Maden İşleri Genel Müdürlüğü (MİGEM) ile Petrol İşleri Genel Müdürlüğü birleştirilerek yeni bir kurum doğuyor artık. Kendisi bağlı kuruluş haline geliyor. Daha önce bakanlığımızın merkez bünyesi içerisindeydi. Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü, kısaca MAPEG diye anılacak. Maden ve petrole ilişkin ruhsat işlemleri, onların denetlenmesi takibini bu kurumumuz yapacak. Cumhurbaşkanlığı sistemi ile birlikte böyle bir yola da gitmiş olduk" şeklinde konuştu.

"Bazı sahaların ruhsat devir ihalesini yaptık" 

Özel sektörün alana daha fazla ilgi duyması gerektiğini aktaran Dönmez, her fırsatta çalıştaylar düzenleyerek sektörün sorunlarını dinlediklerini ve önerilerini değerlendirdiklerini dile getirdi. Maden alanında kamunun ciddi bir oyuncu olmadığını ifade eden Bakan Dönmez, özel sektörün işlettiği 13 bin civarında ruhsat ve işletme olduğu bilgisini verdi. Yıllık yaklaşık 22 milyar liralık sektörel büyüklüğü olduğunu söyleyen Dönmez, şöyle devam etti: 

"Her ne kadar bazı maden kalemlerini ihraç ediyor olsak da ciddi miktarda ham madde tedarik için ithalatımız da var. Cari açıkla mücadele için madende ithalatı azaltmak ve yerli üretimi artırmak için de bir takım teşvik mekanizmalarını da harekete geçiriyoruz. Sadece hammadde üretmek değil uç ürün odaklı bir takım çalışmalarımız da var. Özellikle kıymetli metal madenlerimizi ihale ederken burada işlenmek ve uç ürün haline dönüştürmek şartıyla bunların ihalelerine hazırlıyoruz. Önümüzdeki hafta muhtemelen bunların ilanlarına da çıkmış olacağız. Çinko, bakır, alüminyum gibi krom sahalarında Türkiye’de bunu izabe dediğimiz yarı mamüle dönüştürmek üzere bir ihale modeliyle hazırlık yaptık."

"Taş kömürü üretimiyle istihdam sağlanacak" 

Kömürde de ciddi bir linyit rezervi olduğunu paylaşan Dönmez, taş kömürü rezervi olduğunu, yaklaşık son keşiflerle birlikte linyit rezervinin 15 milyar tondan 18 milyar tona çıktığını söyledi. Başta elektrik üretimi olmak üzere bunun ekonomiye kazandırılabileceğine dikkat çeken Bakan Dönmez, "Taş kömüründe hala bir ithalatımız söz konusu. Onun için de biliyorsunuz Zonguldak havzamız taş kömürü açısından oldukça zengin bir bölgemiz. Orada da yaklaşık 1,5 milyar tonluk bir rezervimiz var. Bugüne kadar Taş Kömürleri yıllardır işletti ama yıllık 1 milyon tonun üzerine çıkartamadık üretimimizi. Şimdi o üretimi arttırmak ve istihdamı arttırmak için orada yeni bir modele geçtik. Bazı sahaların ruhsat devir ihalesini de yaptık, benzer şekilde Türkiye Kömür İşletmeleri'nin Soma’daki ve Tunçbilek’teki sahalarının ihalelerini de gerçekleştirdik. Bu hafta inşallah Perşembe günü (yarın) bunların ruhsat devir törenlerini de yapmak suretiyle yeni sahiplerine, özel sektöre devretmiş olacağız. Bunları devrederken kazan-kazan modeli üzerinde çalıştık. Hem Türkiye Kömür İşletmelerimiz hem de Türkiye taşkömürümüz üretilen kömürden pay alma esasıyla bir ihaleyle bunları gerçekleştirmiş olduk. Üretim artışımız olacak. Artık özellikle taş kömür ithalatında da bir azalma bekliyoruz. Biliyorsunuz yerli kömürden elektrik üretenlerin ürettiği elektriğin bir kısmımı yüzde 50’sini alıyorduk. Bu yeni modelle eğer yerli kömürü kullanacak olurlarsa onların da ürettiği elektriğe alım garantisi vermiş olacağız. Böylece hem kömürümüz yerli olacak hem de işin kaynağından tüketici noktasına kadar yerlileştirme hedefini de gerçekleştirmiş olacağız. İstidam burada çok önemli, bin megavatlık bir termik santralde yaklaşık 300, 400 kişi çalışırken buna kömür üretecek işletmeyi de eklediğinizde bu rakamın üzerine en az bin, bin 500 kişi daha koyuyorsunuz. Kömür ithal ettiğinizde kömür ithal ettiğiniz yerdeki maden sektörünü ve istihdamı desteklemiş oluyorsunuz. Böylelikle bu kaynağın Türkiye’de kalmasını da temin etmiş olacağız" diye konuştu.

"Sanayimiz güneş paneli üretmeye başladı" 

İHA muhabirinin çatı ve cephe uygulamasındaki gelişmelere ilişkin sorusunu yanıtlayan Dönmez, "Güneş enerjisi üretiminde geçtiğimiz yıl bir rekor kırdık. Avrupa Birliği’nde bile bizim kadar güneş santrali kuran bir ülke çıkmadı" diyerek kurulum kapasitesinde 5 bin megavatın aşıldığını ve yaklaşık 6 bin megavata doğru gidildiğini anımsattı. Dönmez, bunların çoğunun lisanssız küçük ölçekli yatırımcıların kurduğu tesisler olduğunu hatırlattı. Çatı ve cephe uygulamasının önünü açan birtakım düzenlemelerin de yapıldığını dile getiren Bakan Dönmez, "Bunların bir kısmını EPDK yaptı, bir kısmını biz bakanlar kurulu kararı ile tamamlamış olduk. Bundan sonra hem konutlarımız hem iş yerlerimiz çatılarını elektrik üretmek için kullanabilecekler. Anadolu’da güneyde zaten çatlarda güneş ısıtma sistemleri vardı, insanlarımız bu kültüre yatkın ve yakın. Onun yanına şimdi bir de güneş paneli koyarsanız evinizin iş yerinizin ihtiyaç duyduğu elektriği kendiniz üretebilirsiniz. Son derece ekonomik bir model olacak, olumlu geri dönüşler de var. Sanayimiz de güneş paneli üretmeye başladı. Bunların yerlileşme oranı giderek de artıyor, yeter ki talep içeride büyümüş olsun. Şuan da yaklaşık Türkiye’de 30’a yakın irili ufaklı güneş paneli üreten şirketimiz var, bunların bir kısmı kendi lisanslarıyla yapıyor, bir kısmı yurt dışından lisans üretimi altında yapıyor. Burada bir yerde teknoloji transferinde yapmış oluyoruz. Sanayinin hemen her kesiminde yeni bir sektör doğmuş oluyor" dedi.

"Bundan sonraki adım batarya depolama" 

Güneş enerjisini yedekleyebilmek için enerjinin, elektriğin depolanmasına yönelik teknolojilerin de geliştiğini söyleyen Dönmez, "Bizim bir sonraki adamımız bataryada, yani elektriğin depolanması ile ilgili bir çalışma. Onu da çok kısa süre içerisinde kamuoyuyla ve sektörle paylaşacağız. Özellikle yenilenebilirde fazladan ürettiğimiz elektriğin bizim ihtiyaç duyduğumuz saatlerde kullanmak üzere belli oranda depolanması söz konusu olacak. YEKA modellerin olduğu gibi belli bir oranda yerli üretim şartı getireceğiz bu batarya depolama teknolojisini Türkiye’ye getirebilirsek, Türkiye’nin elektrikli otomobil projesinin en önemli ekipmanlarından biri batarya. Eğer bu teknolojiyi yerleştirebilirsek elektrikli otomobilde ciddi oranda yerli kaynaklarımızla bu ihtiyacı karşılayabileceğiz. Ev ve işyerlerinde elektriğin ucuz olduğu saatlerde elektriği alıp depolamak, elektriğin daha pahalı olduğu saatlerde o depodan kullanmak gibi birtakım mekanizmaları da piyasaya sunmuş olacağız" değerlendirmesinde bulundu.

Yağmur Yıldız - Burak Altun
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İzmir Hamza Dağ: “Bıkmadan, usanmadan heyecanımı tüm İzmir’le paylaşacağım” Cumhur İttifakı İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Hamza Dağ, “‘Gelin projelerle tartışalım’ dedik. Onlar anlamıyorlar, başka işlerle uğraşıyorlar. Ancak ben bıkmadan, usanmadan, sokak sokak, meydan meydan projelerimi anlatmaya, heyecanımı tüm İzmir’le paylaşmaya devam edeceğim” dedi. AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Cumhur İttifakı İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Hamza Dağ, Selçuk’ta düzenlenen mitinge katıldı. Dağ’a binlerce hemşehrisinin yanı sıra, AK Parti İzmir milletvekilleri Şebnem Bursalı ve Mehmet Muharrem Kasapoğlu, MHP İzmir Milletvekili Tamer Osmanağaoğlu, Cumhur İttifakı Selçuk Belediye Başkan Adayı Dahi Zeynel Bakıcı, MHP İzmir İl Başkanı Veysel Şahin, AK Parti Selçuk İlçe Başkanı Hakan Bayraklı ve MHP Selçuk İlçe Başkanı Nuri Yılmaz da eşlik etti. “İzmir kararını vermiştir” Hamza Dağ, 2 ayı aşkın süredir İzmir’in her yerinde hemşeriyle kucaklaştığını belirterek, “Ben, İzmir’imizde artık şunu net bir şekilde görüyorum. 31 Mart için İzmir kararını vermiştir. Bugün de görüyorum ki Selçuk kararını vermiş. Hemşehrim İzmir’in, Selçuk’un her sokağına hizmet istiyor, proje istiyor. İnşallah biz bu hizmetleri de projeleri de şehrimize kazandıracağız” ifadeleri kullandı. “Tek gündemimiz İzmir” Bugüne kadar hiç kimseyi ötekileştirmediğini vurgulayan Dağ, “Bundan sonra da ötekileştirmeyeceğiz. Hiç kimse bizim nezdimizde ayrımcılığa maruz kalmamıştır, kalmayacaktır. Kimse bildiği işin dışında başka bir iş yapmak zorunda kalmayacaktır. Belediye başkanına ne için oy verilir? ‘Eser üretsin, hizmet getirsin, yatırım yapsın, sorunları çözsün.’ Evet; bizim tek gündemimiz İzmir, mesaimizin tamamı bin 294 mahallemiz her sokağında, hanesinde geçecek. İzmir’de istişareyi, ortak aklı merkeze alacağız. İzmir’de tüm projelerimi beraber hazırladık, beraber hayata geçireceğiz. Sorunlara anlık değil sürdürülebilir çözümler üreteceğiz” diye konuştu. “Bıkmadan, usanmadan heyecanımı tüm İzmir’le paylaşacağım” Seçim çalışması süresince 4 önemli lansman yaptığını vurgulayan, Selçuk için yapacaklarına da değindi. Hamza Dağ, konuşmasında şu ifadeleri kullandı: “Gelin projelerle tartışalım’ dedik. Onlar anlamıyorlar, başka işlerle uğraşıyorlar. Ancak ben bıkmadan, usanmadan, sokak sokak, meydan meydan projelerim anlatmaya, heyecanımı tüm İzmir’le paylaşmaya devam edeceğim. İzmir’in, Selçuk’un tarihi dokusunu, kültürel mirasını, asırlara sari olan medeniyet birikimini koruyacağız. Selçuk tarımıyla, turizmiyle bereketli ilçelerimizdendir. Bizler de oluşturacağımız eser ve hizmet ekosistemiyle destek olarak parlayan bir yıldız olmasını sağlayacağız.” Miting, Selçuk Belediye meclis üyesi adaylarının tanıtımıyla sona erdi.
Edirne Edirne’de gastronomi yolculuğu başladı Edirne Valiliği, gastronomi turizminin gelişimine katkı sağlamak amacıyla Osmanlı Saray Mutfağı lezzetlerini kitaplaştırılarak gelecek nesillere aktarılacak. Edirne Valiliği tarafından “Topraktan Tabağa Edirne Yöresel Yemekleri Kitabı” tanıtımı iftar programı düzenlendi. Edirne’de valilik öncülüğünde önemli bir projeye imza atıldı. Proje çerçevesinde "Topraktan Tabağa Edirne Yöresel Yemekleri" kitabı oluşturulacak. İftariyelikler, ara sıcaklar, çorbalar, ana yemek, tatlı ve içecekler geçmiş lezzetlere göre sunumla hazırlandı. Tabaklar süslendi, masalar hazırlandı. Ezanın okunmasının ardından oruçlar açıldı. Yemeğin ardından ise duaya geçildi. Devecihan Kültür Merkezi’nde düzenlenen iftar menüsünde geçmişten günümüze gelen lezzetler arasında yer alan bademli terbiyeli tavuk çorbası, ballı gemici böreği, taş kebabı- sarımsaklı pilav, zerde ve ayva şerbeti yer aldı. Geçmişten günümüze gelen ve unutulmaya yüz tutmuş Rumeli, Balkanlar ve Osmanlı Saray Mutfağında yer alan lezzetlerin gelecek kuşaklara aktarılması ve tanıtılması için önemli bir proje çalışmasına imza atıldı. Proje çerçevesinde 87 farklı çeşidin yer alacağı bir kitap oluşturulacak. Edirne’nin kadim ve Osmanlı’ya başkentlik yapmış sultanlar şehri olduğunu söyleyen Vali Yunus Sezer, aynı zamanda balkanlardan gelen insanların yerleştiği ve kendi kültürlerini yaşattığı da bir şehir olduğuna değindi. "Hem Balkan hem de Osmanlı saray mutfağı lezzetleri yaşatılacak" Hem Balkan hem de Osmanlı saray mutfağının yaşatıldığı Edirne’de çok anlamlı bir ilke imza atıldığını söyleyen Vali Yunus Sezer, "Gelecek nesiller Edirne mutfağında neler var diye baktığı zaman ellerinde bir kitap ve kaynak olacak. Bizim somut varlıklarımızın yanı sıra kültürel zenginliklerimiz de çok önemli. Çok büyük emek var. Hem Rumeli hem de saray mutfağına ait 87 çeşit farklı lezzet var. Bunların bir kitapta buluşması çok önemli. Şeflerimiz kendi illeri için farklı bir şey yapmak istiyorlar. Yaklaşık 1 buçuk aydır çalışmalar devam ediyor" dedi. Gastronomi anlamında çok önemli faaliyetler yürütmüş parmakla gösterilen iller olduğunu söyleyen Vali Sezer, "Biz büyük bir hazine üzerinde duruyoruz. Ama kendimizi anlatmakta zorluk çekiyoruz. Bizim bir tava ciğerimiz, bir de ciğer sarmamız var. Dışarıdan insanlara sorduğumuzda neyimiz var diye ’Bir gelip ciğerinizi yeriz’ diyorlar. Bu güzel bir şey aslında. Ama bunun yanına ne koyabiliriz? Bunun üzerinde çalışıp Rumeli Saray ve Osmanlı mutfağını günümüzle uyarlayıp nasıl yaşatabiliriz bunun peşindeyiz" şeklinde konuştu. "Edirne’nin parlayan yıldız olmasını istiyoruz" Edirne’nin her konuda balkanların ve Türkiye’nin parlayan bir yıldızı olmasını istediklerini belirten Vali Sezer, "Bunu da sanayide, ticarette, turizmde, gastronomide eğitimde aktivitelerle birlikte başarmamız lazım. İçinde saray ve Rumeli mutfağının da olduğu birkaç yemeği ve menüyü tava ciğerin yanına ekleyebilirsek zenginleştirebiliriz" ifadelerine yer verdi. Festivallerin yanı sıra marka aday olabilecek lezzetleri de sunabilecekleri bir yerin olmasının çok önem taşıdığını belirten Vali Sezer, "Bunu başarırsak herkes restoranında alternatif bir ürün sunmak isteyecek. Bunu da hazırlanan projelerle hayata geçireceğiz. Valilik olarak bunu yapıp özel sektöre devrederiz. Buna biz öncü oluruz" diye konuştu. "3 hedefe inşallah hep birlikte ulaşacağız" Önlerinde 3 hedef olduğunu ve buna şeflerle birlikte ulaşacaklarını belirten Vali Sezer, birincisinin bu kitabı hazırlamak ve basıp yayınlamak, ikincisinin gastronomi festivalleri düzenlemek üçüncüsünün de bu markalaştırılan yemeklerin daimi sunulacağı tarihi bir yer yapmak olduğunu ifade etti. "Edirne gastronomide de büyük zenginliğine sahip" Edirne’nin tarihi ve kültürel mirasının yanı sıra gastronomi anlamında da büyük zenginliğe sahip olduğunu söyleyen İl Kültür ve Turizm Müdürü Kemal Soytürk, düzenlenen iftarda saray, Rumeli ve Balkan mutfağından lezzetlerin yer aldığı bir menü hazırladıklarını aktardı. İftar programına, Vali Sezer ve eşi Canan Sezer, Vali Yardımcıları Erdoğan Beypınar ve Eyyüp Batuhan Ciğerci ile eşleri, İl Kültür ve Turizm Müdürü Kemal Soytürk, şefler, gastronomi yazarları ve basın mensupları katıldı. Devecihan Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen iftar programı toplu fotoğraf çekiminin ardından sona erdi.