GÜNDEM - 03 Aralık 2016 Cumartesi 15:50

Bakan Kaya otizmle ilgili yol haritasını açıkladı

A
A
A
Bakan Kaya otizmle ilgili yol haritasını açıkladı

Otizm Spektrum Bozukluğu Ulusal Eylem Planı'nı açıklayan Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya, "Engelli olmak asla bir kusur değildir, asıl kusur onları göz ardı etmek, yok saymaktır" dedi.

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya Otizm Spektrum Bozukluğu Ulusal Eylem Planı Tanıtım Toplantısı'na katıldı. Bakanlık olarak engellilerin sorunlarına yönelik çalışmaları sürdürdüklerini belirten Fatma Betül Sayan Kaya yaptığı konuşmada, "Engelsiz, mutlu bir dünya inşa etmek için hep birlikte çalışmaya devam edeceğiz. Engelli olmak asla bir kusur değildir, asıl kusur onları göz ardı etmek, yok saymaktır. Biz iktidarımız süresince böyle bir anlayışı reddederek, insanı merkez alan politikalar geliştirdik. Mağdur ve mahzun kimse kalmasın diye çalıştık, çalışıyoruz" şeklinde konuştu.

"2002 yılından itibaren sosyal politikalarda yeni bakış açısı ortaya koyduk" diyen Bakan Kaya, "Hiç kimsenin kendi kaderine terkedilmediği, hiç kimsenin çaresiz bırakılmadığı bir Türkiye özlemi, bu alanda atılan adımların enerji kaynağı olmuştur. Geçtiğimiz 14 yıllık hizmet dönemi, engelli hizmetlerinde de büyük bir değişim getirmiştir. Engelli vatandaşlarımızın hayatını kolaylaştıracak pek çok yenilik getirdik. 2005 yılında yürürlüğe giren ülkemizin ilk Engelliler Kanunu bu alana ilişkin hizmet yaklaşımına bütünlük kazandırmıştır. Bunun ardından yapılan düzenlemelerle yaklaşık bin 500 maddelik Engelli Hukuku oluşturduk. Engellilerimizin mümkünse aile ortamından ve sosyal çevresinden kopmadan hayatını sürdürmesine yönelik bakım ve destek hizmetlerimizi arttırdık. Engelli aylığı ve engelli bakım ücretinde yaptığımız düzenlemelerle, evde bakıma yeni bir boyut kazandırdık. Ailesinin yanında bakımı mümkün olmayan engellilerimiz için Umut Evi uygulamasını hayata geçirdik. Ülke genelinde yaygınlaştırmaya çalıştığımız Umut Evlerinin sayısı şu anda 125’tir ve bu sayıyı giderek artırıyoruz. Yaptığımız düzenlemelerle 6 bin civarında olan engelli memur sayısını 49 bin düzeyine çıkardık. Özel sektörde 45 bin civarında olan engelli işçi sayısını 99 bine yükselttik" ifadelerini kullandı.

Bakan Kaya, eylem planını açıkladı
Otizm Spektrum Bozukluğu Ulusal Eylem Planını 6 alanda düzenlediklerini belirten bakan Fatma Betül Sayan Kaya, şunları söyledi:

"Bakanlığımız, birkaç yıldır Otizm Spektrum Bozukluğu alanında özel olarak çalışmaktadır. Otizm ile ilgili tüm paydaşlarla birlikte yürüttüğümüz çalışma, otizmli bireyler, aileler ve meselenin bütün yönlerini kapsayıcı bir plan oluşturmayı amaçlıyor.

Bugün, 2013 yılında başlanan Otizm Spektrum Bozukluğu Olan Bireylere Yönelik Ulusal Eylem Planı çalışmalarının sonuna gelmiş bulunuyoruz. Şimdi önümüzdeki 3 yılı kapsayacak olan Otizm Spektrum Bozukluğu Ulusal Eylem Planımızı, yani otizmle ilgili yol haritamızı sizlerle paylaşmak istiyorum. Bütüncül bir yaklaşımla hazırlanan eylem planında, çalışmalarımızın konu ve başlıklarını 6 alanda düzenledik.
1'inci alanımız, farkındalık çalışmaları ve kurumlararası işbirliği. Eylem Planımızla, toplumun tüm kesimlerinin Otizm Spektrum Bozukluğu konusunda farkındalık düzeyinin arttırılması ve otizmli bireylere yönelik sağlık, eğitim ve destek hizmetlerinin sürekliliğinin sağlanması için Kurumlararası iş birliğinin güçlendirilmesini hedefliyoruz. Otizmli bireylerin eşit haklara sahip olduğu bilincinin geliştirilmesi ve duyarlılık oluşturulması için, kısa filmler, kamu spotları hazırlanacak. Kamu personelleri başta olmak üzere, otizmli bireylerle çalışanlara yönelik seminer, sempozyum, kongre, hizmet içi eğitim gibi etkinlikler düzenlenecektir.

2'nci alan erken tanı, tanı, tedavi ve müdahale zincirinin kurulması. Türkiye genelinde otizmin, erken tanı amaçlı değerlendirme ve kesin tanı sürecinin kaliteli, hızlı ve yaygın şekilde sağlanması ile izleme ve destekleme programlarının oluşturulmasını amaçlıyoruz. OSB’li çocukların erken tanılanmasına yönelik tarama ve izleme çalışmalarının zorunlu olarak yürütülmesi için gerekli yasal düzenlemeler yapılacak."

"Rehberlik ve bilgilendirme hizmetleri geliştirilecek ve sürekli hale getirilecek"
"3'üncü alanımız ailelere yönelik hizmetlerin geliştirilmesi. OSB’li çocuğu olan ailelerin bilgilendirilmesi, bilinçlendirilmesi, eğitilmesi ve yönlendirilmesi ile bu ailelere gerekli sosyal desteklerin sağlanması, Eylem Planımız kapsamında yürütülecek çalışmalar arasında. Rehberlik ve bilgilendirme hizmetleri geliştirilecek ve sürekli hale getirilecek. ASPB web sitesinde, kolay ulaşılabilir web yayınları ve portallar oluşturulacak. Çocuk Psikiyatrisi ve Psikiyatri Klinikleri ve Türkiye genelinde bulunan Otizm Tanı, Tedavi ve Araştırma Merkezlerinin sayı ve kapasitesi artırılacak.
4'üncü alanımız eğitsel değerlendirme, özel eğitim, destek eğitim ve rehabilitasyon hizmetlerinin geliştirilmesi. Hedefimiz; OSB’li bireylerin ayrımcılığa uğramadan bütünleştirilmiş ortamlarda eğitim görmelerinin sağlanması ile eğitsel değerlendirilmeleri, özel eğitim, mesleki eğitim, destek eğitim ve rehabilitasyon hizmetlerinin geliştirilmesi. OSB olan bireylere yönelik özel eğitimde bireyin özellikleri ve gereksinimleri bilimsel gelişmeler de göz önünde bulundurularak çeşitlendirilecek. Özel eğitim ve rehabilitasyon merkezlerinin denetimine ağırlık verilecek. OSB’li öğrencilere yönelik eğitim hizmetlerinde pozitif ayrımcılık uygulaması hayata geçirilecek. Sanat ve spor alanında yetenekli OSB’li bireylerin bölümlere kabulü ve eğitim süreçlerine ilişkin kendilerine uygun değerlendirme sistemlerinin geliştirilmesine yönelik yasal düzenlemeler yapılacak.

"OSB’li bireylerin istihdamlarının sağlanması ve çalışma hayatı ile ilgili düzenlemelerin yapılmasını planlıyoruz"

5'inci alanımız istihdam süreçleri ve çalışma hayatı. OSB’li bireylerin istihdamlarının sağlanması ve çalışma hayatı ile ilgili düzenlemelerin yapılmasını planlıyoruz. OSB’li bireylerin istihdam edilmeleri için özel olarak düzenlenmiş korumalı işyerlerine ilişkin birincil mevzuat çalışması tamamlanmış olup, ikincil mevzuatın tamamlanması sağlanacak. İŞKUR bünyesinde görev yapacak 'iş ve meslek danışmanlarının' OSB’li bireylerin istihdamla ve mesleki problemlerine çözüm bulma ve taleplerini karşılama konusunda sistemli olarak yardımcı olması sağlanacak.

6'ncı alanımız sosyal hizmet, sosyal yardım ve toplumsal yaşama katılım. Eylem Planımızın bu kısmı, OSB’li bireylerin ve ailelerinin; sosyal güvenlik, sosyal yardım ve sosyal hizmetlerden daha etkin biçimde yararlanmalarının ve toplumsal yaşama katılımlarının sağlanması tedbirlerini kapsıyor. Halihazırda OSB’li bireyler için gündüzlü ve kısa süreli bakım ihtiyaçlarının karşılanmasına yönelik olarak yapılan pilot uygulamaların ülke geneline yaygınlaştırılması sağlanacak. OSB’li bireylerden evde bakılan ve ihtiyaç duyanlara günlük ihtiyaçlarının karşılanabilmesi için evlerinde temizlik, günlük bakım, alışveriş, tamir gibi konularda destek verilmesine yönelik hizmetler geliştirilecek. OSB’li ve evde bakım hizmetinden yararlanan bireylere bakım hizmeti veren kişilere yönelik eğitim programları düzenlenecek ve sunulan hizmetin etkinliğine yönelik denetimlere ağırlık verilecektir."

Bakan Kaya, "Bakanlığımız ve ilgili tüm kurum ve kuruluşların otizm konusunda yükümlülüklerinin yer aldığı Eylem Planı bundan sonraki çalışmalarımızda yol haritamız olacaktır. Bu plan, Bakanlığımızla birlikte diğer kamu kurumlarının, yerel yönetimlerin, sivil toplum kuruluşlarının ve üniversitelerin sorumluluklarını hatırlatması bakımından, bu alandaki ulusal seferberliğin resmi belgesidir. Otizm Spektrum Bozukluğu Olan Bireylere Yönelik Ulusal Eylem Planı’nın tüm otizmli dostlarımıza hayırlı olmasını diliyorum" diye konuştu.
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Osmanlı Ocakları Genel Başkanı Canpolat: “AK Parti’nin özellikle adaylarının zorlandığı yerlerde adaylarımızı geri çekme kararı aldık” Osmanlı Ocakları Genel Başkanı Kadir Canpolat, 31 Mart Mahalli İdareler Seçimleri’ne ilişkin, “AK Parti’nin özellikle adaylarının zorlandığı yerlerde adaylarımızı geri çekme kararı aldık” dedi. Canpolat, parti genel merkezinde 3 gün sonra yapılacak olan Mahalli İdareler Seçimleri’ne ilişkin açıklama yaptı. Türkiye genelinde çeşitli illerde çok zor şartlar altında aday çıkardıklarını dile getiren Canpolat, “Beş ayda seçime girme özelliği kazanan Ocak Partisi, İstanbul’da, Ankara’da, Malatya’da, Adana’da ve çeşitli illerde adaylarını çıkardı. Kendi memleketim Erzurum’da ve hiçbir ilçede aday çıkarmadık. Bunların nedenleri oldu. Bizler, ‘Cumhurbaşkanımızın kefenli askerleriyiz’ sloganlarıyla harekete geçen Ocak Partisi, Osmanlı Ocakları’nın kurmuş olduğu bir siyasi parti olması münasebetiyle her zorlukta, her karanlık gecede ülkemizin ve devlet liderimizin yanında boy gösterdik” ifadelerini kullandı. “Yeniden Refah Partisi gibi siyasi partilerin AK Parti’nin önüne çelme takması, önünde engel teşkil etmesi, bizleri de bir hayli üzdü” diyen Canpolat, sözlerine şöyle devam etti: “Cumhur İttifakı’nda olan bir siyasi partinin yeniden FETÖ’yle siyasal anlaşmaya çalışması Cumhur İttifakı’na, partiye, özellikle bizce Cumhurbaşkanımız Erdoğan’a karşı yapılmış bir hamleydi ve biz buna kayıtsız ve şartsız kalamazdık. Biz de üzerimizdeki sorumluluğu gördük, hissettik ve anladık. Bu anlamda da 31 Mart seçimlerinde sandığa gitme aşamasında hepimizin de bir vicdanı var, bir sorumluluğu var. Biz Cumhur İttifakı’nın ve millet ittifakının taraftarı olmamakla birlikte yapılacak olan bu seçimlerde de kayıtsız şartsız kalmamak adına kendimizi yeniden Cumhurbaşkanımızın liderliğinde Türkiye’nin geleceği için hep birlikte karar aldık ve dedik ki; AK Parti’nin özellikle adaylarının zorlandığı yerlerde adaylarımızı geri çekme kararı aldık.” Canpolat, partililerle yapılan istişarelere de değinerek, “Bugün de arkadaşlarımızla yapmış olduğumuz istişareler sonucunda Ankara’mıza Turgut Altınok’un güzel şeyler yapacağını, daha öncesinde yapmış olduğu belediye başkanlığını da göz önünde tutarak Mansur Yavaş’ın da yapmış olduğu faaliyetleri kıyas tutarsak arasında uçurumlar var. Biz de Ocak Partisi olarak adayımızı Turgut Altınok’tan yana çekme kararı aldık. Hayırlı uğurlu olsun” açıklamasında bulundu.
Çorum Çorum Belediyesi’nden Gazze’ye anlamlı destek Çorum Belediye Başkanı Halil İbrahim Aşgın, bir Ramazan geleneği olan mahya ile Gazze’deki direnişe destek verdi. Türkiye’de ilk kez mahya ile Gazze’ye direnişini açıklayan ilin Çorum olduğunu vurgulayan Başkan Aşgın, “Gazze’ye selam, direnişe devam ifadesini Türkiye’de belki de ilk kez mahyada kullanan bir il olmanın bahtiyarlığını yaşıyoruz” dedi. Düzenledikleri etkinliklerle Ramazan ayını tüm gelenekleriyle yaşatmaya çalıştıklarını ifade eden Çorum Belediye Başkanı Halil İbrahim Aşgın, “Akşemseddin Camiizin birbirinden güzel dört minaresinin arasına bir gerdanlık, bir mahya takalım istedik. Mahya, bizim geleneğimizde Selçuklu’dan Osmanlı’ya Ramazan demek. Mahyalarla ecdadımız orada yaşayan insanlara bir takım mesajlar vermiş. Kimi zaman ’11 Ayın Sultanı Ramazan Hoş Geldin’ demiş, kimi zaman ’Ramazan Berekettir’ demiş, kimi zaman ’Zekat Malı Artırır’ demiş. Biz de hem bu mahya geleneğini yaşatalım, Akşemseddin Camii’nde geleneksel hale getirelim, hangi mesaja ihtiyacımız varsa o mesajı hemşehrilerimize duyursun, ışıl ışıl mahyalar şehre renk katsın istedik” şeklinde konuştu. “Gölgesinde gölgelendiğimiz, yüce Türk milletini ve devletini simgeleyen Türk bayrağımızı da mahyaya yansıttık” diyen Başkan Aşgın, “Bugün mahyamızda özellikle şu ifadenin yazmasını istedik; Gazze’ye selam, direnişe devam. Gazze’de kardeşlerimiz, asrın firavunlarına karşı direnmeye devam ediyor. Gazze’yi asla unutamayız. Gazze, bizim her şeyimiz. Filistin bizim her şeyimiz. Kudüs, bizim her şeyimiz” ifadelerini kullandı. Merhum Başbakan Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ın da ifade ettiği gibi Kudüs’ün coğrafi değil, imani bir mesele olduğunu söyleyen Başkan Aşgın, “Her anımızda Kudüs’ü, Gazze’yi düşünmemiz, Filistinli kardeşlerimizin mücadelesini düşünmemiz lazım. Dualarımızın başında hep Gazze olmalı, Kudüs olmalı, oraların özgürlüğü olmalı. Orada aylardır direniş var. Orada tüm Müslümanlar direniyor. Bizler de dualarıyla, yardımlarıyla Gazzeli kardeşlerinin yanında olmaya, onlara güç vermeye, onlara destek olmaya devam ediyoruz. Kadeş Barış Anlaşması’nın yapıldığı bu şehirde, yeryüzündeki ilk barış anlaşmasının yapıldığı bu şehirde ’Gazze’ye Selam Direnişe Devam’ mahyasını Akşemseddin Camii’nin minarelerine yerleştirdik” diye konuştu.
Kocaeli 5 kişiyi ölüme götüren 17 kişinin yaralanmasına sebep olan şoförün tahliyesi talep edildi Kocaeli’nin Gebze ilçesinde bir kadın ve 4 öğrencinin hayatını kaybettiği, 17 öğrencinin yaralandığı servis kazasına ilişkin biri tutuklu 7 sanığın yargılanmasına devam edildi. Sanık şoför Mehmet Ö’nün avukatı, müvekkilinin bir bacağını kaybettiğini ve bu nedenle sağlık sorunları yaşadığını, tutuklu kaldığı süre göz önünde bulundurularak ev hapsi veya tahliyesini talep etti. Yavuz Selim Mahallesi Fikri Altıok Caddesi’nde 9 Kasım 2021’de meydana gelen kazada, Emlak Konutları Anadolu Lisesi öğrencilerini taşıyan Mehmet Ö. idaresindeki 41 P 0860 plakalı servis midibüsü önce Birsen Giriş (51) isimli yayaya çarpıp, ardından takla atarak dere yatağına uçmuştu. Kazanın ardından Mehmet Ö., serviste bulunan 20 kişi ve Birsen Giriş yaralanarak hastaneye kaldırılmıştı. Hastaneye kaldırılan yaralılardan Birsen Giriş, öğrencilerden Mert Efe Akıllı (14), Rabia Üst (14), Esma Nur Avcı (13) ve Ege Yılmaz (15) tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayarak hayatını kaybetmişti. Şoförün kanında 3 çeşit uyuşturucu madde çıkmıştı Sürücü Mehmet Ö., hastanede yapılan tedavisinin ardından çıkarıldığı mahkemece, "taksirle birden fazla kişinin ölüme ve yaralanmasına sebep olma" suçundan tutuklanarak cezaevine gönderilmiş ve sürücü Mehmet Ö.’nün öğrenci servisi kullanabilmesi için belgelerinin yeterli olmadığı ortaya çıkmıştı. Sanığın kanında ise metamfetamin, amfetamin isimli uyuşturucu maddelere ve narkotik benzeri bir ağrı kesiciye rastlanmıştı. Mahkeme için oluşturulan heyet tarafından, uyarıcı madde etkisi altındaki sürücü Mehmet Ö.’nün emniyetli bir şekilde araç sevk ve idare edemeyeceği kanaatine varılmıştı. Kazaya karışan midibüsün ikiz plaka olduğu tespit edilmişti. Servis sürücüsü Mehmet Ö. ile araç sahiplerinden İ.A. ve C.A., okul servis firması sahiplerinden C.Ö. ve H.Ö. ile firmanın servis sorumlusu S.D. ve okul müdürü Z.A.Y. hakkında dava açılmıştı. Davanın ardından hazırlanan Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinin raporunda ise servis aracında emniyet kemeri olmadığı bilgisine yer verilmişti. Yargılamaya devam edildi Olaya ilişkin açılan davanın duruşması, Gebze 2. Ağır Ceza Mahkemesinde görülmeye devam etti. Salonda müştekiler, yakınları ve taraf avukatları ile lisede servis denetimi için oluşturulan kuruldan sorumlu 2 öğretmen hazır bulundu; şoförü tutuklu sanık Mehmet Ö. ise Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katıldı. “İlk imzayı da Soner öğretmenimiz attığı için onun bu araca baktığını tahmin ediyorum” 11 servis aracını 3 öğretmenin 3’er araç şeklinde pay ederek denetlediklerini ifade eden tanık öğretmen Şenol B. mahkeme salonunda yaptığı konuşmada, “Aracı kim denetlediyse ilk imzayı o öğretmenimiz atıyordu. Bu aracın denetimini Soner hocamız yaptı. Bir aracı aynı anda 3 öğretmen denetleyemiyorduk. Biz sadece araçlarda gördüğümüz detayları formda işaretleyip okul müdürümüze teslim ediyorduk. Bu yüzden bana sorup göstermiş olduğunuz denetim formundaki imza bana aittir. İlk imzayı da Soner öğretmenimiz attığı için onun bu araca baktığını tahmin ediyorum. Ayrıca benim bildiğim kadarıyla da araçları denetledikten sonra bizim işlem yapma hükümlülüğümüz yoktur" dedi. “Cihan isimli şoförün değiştiğinden haberim yoktu bize bildirilmemişti” Servis şoförlerinin ve araç plakalarını Gebze İlçe Jandarma Komutanlığı personeli astsubaya attığını ifade eden tanık Müdür Yardımcısı İbrahim Ali Ç., "Okul Müdürü benden astsubaya servis araçlarının plakalarını, şoförlerini ve kimlik bilgilerini öğrenmemi ardından da astsubaya göndermemi istedi. Bende servis firmasının okuldaki temsilcisi Seyfettin beyden listeleri aldım. Astsubaya gönderdim. Ancak gönderdikten sonra jandarmanın herhangi bir denetim yaptığını görmedim. Olay günü başka bir şoförün aracı kullandığından da haberimiz yoktu. Cihan isimli şoförün değiştiğinden haberim yoktu bize bildirilmemişti. Ayrıca idarecilikte ikinci yılımdı. İlk yıl pandemiyle geçildiği için okullar kapalıydı. Denetimlerle ilgili çok fazla bilgim yoktu. Denetimleri biz 1 ay arayla yapmayı planlamıştık. İlk denetimin ardından kaza oldu. Şu anda okulda müdür yardımcısı değilim ayrıldım” diye konuştu. Sanığın avukatı tahliye talep etti Sadece sanık Mehmet Ö’nün suçlu olmadığını dile getiren Mehmet Ö’nün avukatı Beste Aslan ise müvekkilinin bir bacağını kaybettiğini ve bu nedenle sağlık sorunları yaşadığını, tutuklu kaldığı süre göz önünde bulundurularak ev hapsi veya tahliyesini talep etti. Gözyaşlarını tutamayan sanık Mehmet Ö’de çocuklar için üzgün olduğunu ve avukatının söylediklerine katıldığını ifade etti. Mahkeme heyeti, gerekli bilgilerin mesaj atılarak iletildiği astsubayın tanık sıfatıyla dinlenmesi için gerekli makamlara yazı yazılmasına, Okul Müdürü Z.A.Y.’nin avukatının gösterdiği mesajların mahkeme zaptına eklenmesi, Ali Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinin hazırladığı raporda sadece sürücünün kusurlu olduğu, hayatını kaybeden yayanının kendi ölümü neticesinde kusurlu belirtildiği, olaya sebep olan diğer kusurlar için kimlerin sorumlu olduğunun belirtilmediği, sanığın uyuşturucunun etkisinde olduğu fakat sanık avukatının söylediği araçta oluşan problemin kusuru böldüğü kanında uyuşturucu olmasa bile aracı durduramayacağını savunduğu, aracın bakımıyla ilgilenen kişiler ve aracın kullanılmasına müsaade eden denetim yetkisindeki kişilerin yetki mekanizmasını çalıştırmadığı, diğer kusurluların kimler olduğu, hangi nedenlerle kusurlu olduğu rapor haline getirilerek dosyaya sunulmasına, İlçe Milli Eğitim Müdürü’nün duruşmaya getirilmesiyle ilgili talebin değerlendirmesine ve sanığın tutukluluk halinin devamına karar vererek duruşmayı erteledi.