EKONOMİ - 06 Ocak 2023 Cuma 16:14

Bakan Nebati, 'Enflasyonda düşüşlerin devam edeceğini bundan sonraki aylarda da göreceğiz'

A
A
A
Bakan Nebati, 'Enflasyonda düşüşlerin devam edeceğini bundan sonraki aylarda da göreceğiz'

Ziraat Bankası Tarım Ekosistemi Buluşmasında konuşan Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, “Enflasyonda düşüşlerin devam edeceğini bundan sonraki aylarda da göreceğiz” dedi.

Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, Ziraat Bankası Tarım Ekosistemi Buluşmasına katıldı. Programda konuşan Bakan Nebati, Rusya-Ukrayna savaşının tarım sektörünün önemini tüm ülkelere açık bir şekilde gösterdiğini ve bu süreçte Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde ortaya konan Tahıl Koridoru Anlaşmasıyla sorunların çözüme kavuştuğunu söyledi. Nebati, özellikle son dönemdeki tarıma yönelik çalışmalarından da bahsederek bu bağlamdaki desteklerin artacağını belirtti. Kasım ayıyla birlikte başlayan enflasyondaki düşüş eğiliminin aralık ayında hızlandığını aktaran Bakan Nebati, enflasyonda düşüşlerin önümüzdeki aylarda devam edeceğini ifade etti.

“Rusya-Ukrayna Savaşı, tarım sektörünün ne derece stratejik bir önemde olduğunu göstermiştir”

Küresel salgın ve Rusya-Ukrayna Savaşı, tarım sektörünün ne derece stratejik bir önemde olduğunu tüm ülkelere açık bir şekilde gösterdiğini söyleyen Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, “Bu süre zarfında tüm ülkeler ve özellikle de az gelişmiş ülkeler gıda arz güvenliğinin sürdürülmesine ilişkin tehditleri yakinen tecrübe etmiştir. Hamdolsun ki Sayın Cumhurbaşkanımızın girişimleriyle bir diplomasi başarısı olarak vücut bulan Tahıl Koridoru Anlaşması, sorunların daha da derinleşmeden çözüme kavuşmasını sağlamıştır. Tarım sektörünün stratejik öneminin bilinciyle hayata geçirdiğimiz etkin politikalarımız ve gece gündüz demeden çalışarak alın terini üretime dönüştüren çiftçilerimizin yoğun emekleri sonucunda, 2022 yılında tarım sektörü hasılamız 2002 yılına göre reel olarak yüzde 62,1 oranında artmıştır. 2022 yılı üçüncü çeyreği itibarıyla, ülkemiz istihdamının yüzde 17’si, diğer bir ifadeyle 5,3 milyon kişi, geçimini tarımdan sağlamaktadır. Türkiye 20 farklı tarım ve gıda ürünü bakımından en büyük 5 ila 10 küresel üretici ülke arasında yer almaktadır. Böylece, ülkemiz meyve, sebze ve kuruyemişte ana ihracatçı haline gelmiştir” dedi.

“Tarımsal destek bütçesini yüzde 54 oranında artırdık”

Bakanlık olarak sağladıkları tarımsal destekten bahseden Nebati, “Kıymetli halk ozanımız Aşık Veysel’in dile getirdiği gibi bizim sadık yârimiz kara topraktır. Bu anlayışla, tarımsal desteklerimizi her geçen gün artırıyoruz. 2023 yılında çiftçilerimize yapılacak tarımsal desteklemeler için, geçen yılın başlangıç bütçesine göre yüzde 109 artış yaparak 54 milyar lira kaynak tahsis ettik. 2022 yılında tarımsal destek bütçemizi, başlangıç bütçesine göre, küresel emtia fiyatlarındaki artışları da dikkate alarak yüzde 54 oranında arttırdık. Geçen yıl çiftçilerimize 3,1 milyar lira mazot desteği, 1,9 milyar lira gübre desteği sağladık. 2023 yılı için ürün bazında mazot desteğinde yüzde 130 ila yüzde 395 arasında değişen oranlarda; gübre desteğindeyse yüzde 130 ve yüzde 163 oranlarında yıllık artış gerçekleştirdik. 2022-2023 üretim döneminde, arz güvenliğini de dikkate alarak, Tarım ve Orman Bakanlığımız ile birlikte TMO’nun özellikle hububat stoklarının yurt içi üretimden takviye edilmesine önem verdik. Böylece, hem üreticilerimize destek sağlayarak önemli bir stok temin ettik, hem de vatandaşlarımızın temel gıda maddelerine daha uygun fiyatlarla ulaşmasına katkı sağladık. Bunun için 2022 yılında TMO’ya yaklaşık 22,7 milyar lira kaynak aktardık. Çiftçilerimizin finansmana erişimini kolaylaştırmaya yönelik çalışmalarımıza da devam ediyoruz. Çiftçilerimize sağladığımız Hazine faiz destekli kredilerin bakiyesi 2022 yılı sonu itibarıyla 204 milyar liraya ulaşmıştır. Bu kredilerin faiz ödemelerinin ortalama yüzde 70’ini karşılıyoruz. 7,5 milyon liraya kadar olan güneş enerjisi yatırımları için yüzde 100’e kadar faiz desteği sağlıyoruz. Tarımsal sulamada elektrik teslimlerinde KDV oranını indirdik. İndirimli vergi oranı uygulanan tarım makinelerinin çerçevesini genişlettik” diye konuştu.

“Enflasyonda düşüşlerin devam edeceğini bundan sonraki aylarda da göreceğiz”

Bakan Nureddin Nebati konuşmasını, “Kasım ayıyla birlikte başlayan enflasyondaki düşüş eğiliminin aralık ayında hızlandığını gördük. Enflasyonda düşüşlerin devam edeceğini bundan sonraki aylarda da göreceğiz. Küresel emtia fiyatlarındaki normalleşme ve döviz kurlarında sağladığımız istikrarın etkisiyle çiftçilerimiz, girdi fiyatları bakımından daha öngörülerebilir bir sürece kavuşacaklardır. Türkiye Ekonomi Modeliyle hedeflediğimiz yatırım, istihdam, üretim ve ihracat artışının tarım sektöründe de yoğun bir şekilde gerçekleşmesi için yeni politikalar geliştirmeye devam edeceğiz. Kaynakların sürdürülebilir bir şekilde verimli kullanılmasına ve teknolojiden maksimum yararlanmaya devam edeceğiz. Böylece, tarım sektörümüzü iklim değişikliğinin olumsuz etkilerinden koruyacağız. Tarımsal üretimin finansmanı için tüm paydaşlarımızla istişare içinde çalışmaya devam edeceğiz. Bugün, İnşallah Sayın Cumhurbaşkanımızın açıklayacağı müjdeler gibi yeni müjdelerin geliştirilmesi için aralıksız çalışacağız” sözleriyle sonlandırdı.

Yunus Emre Şeker - Yunus Emre Ayaz
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzurum Ders sadece sınıfta değil sahada da yapılır Atatürk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Felsefe Tarihi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hacı Ömer Özden, öğrencilerine Türk Düşünce Tarihi Dersinde ‘Yunus Emre’yi Tuzcu (Dutçu) Mahallesi’ndeki kabri başında anlattı. İlahiyat Fakültesi 3 sınıf öğrencileri, Türk Düşünce Tarihi Dersini Erzurumlu Yunus Emre’nin kabri başında yaptı. Aynı zamanda Erzurum Tarih Derneği Başkanı da olan A. Ü İlahiyat Fakültesi Felsefe Tarihi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. H.Ömer Özden, fakültede girdiği derslerde öğrencilerine tarihi ve manevi şahsiyetleri adeta uygulamalı olarak yerinde anlatıyor. Prof. Dr. Özden son olarak, Türk Düşünce Tarihi dersinde öğrencilerini Tuzcu Mahallesi’ndeki Erzurumlu Yunus Emre’nin mezarına götürerek hem bir çok kişi tarafından bilinmeyen mezarını, hem de kişiliği ve hayatı ile ilgili bilgiler verdi. Palandöken Gençlik Merkezi’nin tahsis ettiği araçlarla Erzurum’un Dutçu (Tuzcu) mahallesindeki Yunus Emre’nin kabrine öğrencilerini götüren Prof. Dr. Özden, Yunus Emre’nin ümmi bir ozan değil, iyi eğitim görmüş bir entelektüel olduğunu söyledi. Prof. Dr. Özden, Anadolu’nun birliğinin sağlanmasında Yunus Emre’nin önemine dikkat çekerek, Yunus Emre’nin sevgi felsefesinin önemine vurgu yaptı. Yunus Emre’nin bütün Anadolu’yu; Şam, Halep, Suriye, Irak ile Kafkasya bölgesinde Azerbaycan ve civarını gezerek öğretisini anlattığını ve bu seyahatlerinde kendisini yetiştirdiğini anlatan Prof. Dr. Ömer Özden, Yunus Emre’nin son durağının ise Erzurum olduğunu ve kabrinin de burada bulunduğunu anlattı. “Mezarın Yunus Emre’ye ait olduğu tasdik edildi” Dutçu köyünde bulunan mezarın önce Erzurumlu İbrahim Hakkı Hz. tarafından keşfedildiğini belirten Prof. Dr. Ömer Özden, söz konusu mezarın 20. asrın önemli bilim adamlarından Mehmet Fuat Köprülü, Ziyaeddin Fahri Fındıkoğlu, Abdürrahim Şerif Beygu gibi şahsiyetler tarafından tasdik edildiğini bildirdi. Öğrencilerine bu derste tanıdıkları Yunus Emre’nin kabrini çevresindekilere mutlaka anlatmalarını ve arkadaşlarını, ailelerini Dutçu (Tuzcu) Mahallesi’nde bulunan Yunus Emre kabrine mutlaka getirmelerini isteyen Prof. Dr. Özden, Yunus Emre kabrinin Erzurum’un tanıtımında çok önemli bir yeri olduğuna işaret etti. Prof. Dr. Özden, Erzurum Tarih Derneği’nin de bu tanıtıma önemli katkılar sunacağını sözlerine ekledi. Ders sonrasında Palandöken Gençlik Merkezi’nin öğrencilere ikramlarda bulunmalarının ardından yine araçlarla üniversiteye dönerken, bir dersin sadece sınıfta değil sahada da yapılabileceğini uygulamalı olarak gösteren Prof. Dr. H. Ömer Özden, kendilerine böyle bir imkan sağlayan Palandöken Belediyesi Gençlik Merkezi Müdürü ve aynı zamanda Türkiye Yazarlar Birliği Erzurum Şube Başkanı Mehmet Gözütok’a da teşekkür etti.
İstanbul United Colors of Benetton 23 Nisan Çocuk Bayramı’nı coşku ile kutladı İSTANBUL (İHA) – 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı, İstanbul Modern ve Yapı Kredi Bomontiada’da United Colors of Benetton’un desteklediği özel etkinliklerle kutlandı. 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı, bu yıl da ülkenin pek çok noktasında renkli ve eğlenceli etkinliklerle kutlandı. İstanbul Modern ve Yapı Kredi Bomontiada’da United Colors of Benetton’un desteklediği özel etkinliklerde çocukları ve ailelerine birçok etkinlik sunuldu. İstanbul Modern’de düzenlenen “Müzede Oyun” şenliği, 20, 21 ve 23 Nisan tarihlerinde ücretsiz olarak gerçekleştirildi. Etkinliklere 2–10 yaş arası 2 bin çocuğun ve aileleri katıldı. Etkinlilerde sergi turları, “Renk Atölyesi”, drama etkinlikleri ve ebeveynlere yönelik “Üreticilik Seminerleri” ile dolu bir gün geçiren aileler, müzenin sanat alanında kolaj çalışmaları üretme fırsatı buldu. Şenlik kapsamında, İstanbul Modern Kütüphane’de oyuncularla buluşan çocuklar ve aileleri, Akasya Asıltürkmen ile Aslı Tandoğan’ın rehberliğinde masal dünyasına adım attı. Çocuklar, müzenin “Fahrelnissa Zeid” ve “Müzede Ne Var?” kitaplarını drama etkinlikleri eşliğinde dinledi. 23 Nisan günü aynı anda, Bomontiada’ nın 4. katı ve avlusunda gerçekleşen "World Çocuk Festivali" ise renkli bir karnaval havasında geçti. Benetton’un iş birliğiyle yapılan festival, 5 binin üzerinde katılımcıyı ağırladı. Saksıda yüzler, kedi evi tasarımı, rengarenk ev tasarımı, ayna tasarımı ve peg doll boyama gibi aktivitelerle çocuklar eğlenceli zaman geçirirken, sirk korteji, bubble show, örgü standı, yüz boyama standı, zumba show ve Flapper Swing konseri gibi etkinlikler de gerçekleşti. United Colors of Benetton’un destekleriyle gerçekleşen bu etkinlikler renkli ve keyifli anılarla dolu bir gün yaşattı.
İzmir İzmir’de sağlık çalışanlarına şiddette meslektaşlarından tepki İzmir Şehir Hastanesi’nde dün yaşanan şiddet girişiminin ardından, sağlık çalışanlarından şiddete karşı tepki açıklaması geldi. İzmir Tabip Odası Başkanı Süleyman Kaynak, “Dün bir katliam olmaması bütünüyle tesadüfidir. Sağlıkta şiddet varsa hizmet yok” dedi. Sağlık çalışanları, dün bir kişinin İzmir Şehir Hastanesi’ne pompalı tüfekle gelerek sağlık çalışanlarını tehdit etmesi ve ‘katliam’ yapacağını söylemesi olayının ardından sağlıkta şiddete tepki gösterdi. İzmir Şehir Hastanesi Poliklinikler-3 önünde toplanan ve Hekimsen ile birlikte birçok sendikanın da aralarında bulunduğu sağlık çalışanları şiddetin son bulması adına pankartlar eşliğinde sloganlar attı. Sağlık çalışanları adına açıklama yapan İzmir Tabip Odası Başkanı Süleyman Kaynak, “Saldırgan sabah saatlerinde bir pompalı tüfekle ve bir yığın mermiyle hastaneye gelmiş, bir aile bireyinin ihbarı sayesinde güvenlik ve kolluk kuvvetleri şahsa müdahale edebilmiştir. Ancak silahı alınıp serbest bırakılan şahıs, akşam saatlerinde tekrar elini kolunu sallayarak 9. kata kadar çıkarak servise girmiş. Saldırgan klinikte görevli hekimlere yönelik şiddet uyguladı. Asistan hekim arkadaşlarımız kendilerini odaya kilitleyerek saatlerce beklemiş, ancak saldırgan etkisiz hale getirildiğinde odadan çıkabilmişlerdir. Daha bir hafta önce 17 Nisan’da sağlık terörüne kurban verdiğimiz Dr. Ersin Arslan’ı anarken yetkilileri, şiddete karşı önlem alınması için göreve çağırmıştık. Yıllardır dillendirdiğimiz bu çağrılar yine duyulmadı. İdareciler tarafından adeta görünmez olduk” ifadelerine yer verdi. “Sağlık çalışanlarının endişeleri sürmektedir” Dün bir katliamın olmamasının, tesadüf olduğunun altını çizen Kaynak, “Ancak hekimlerin ve sağlık çalışanlarının endişeleri, kaygıları sürmektedir. ülkemizdeki her sağlık çalışanını tehdit eden, sağlıkta şiddet karşısında kamu yöneticileri olaya seyirci olmaktan öteye gitmemektedir. Çünkü sağlıkta şiddet, tıkanmış olan sağlık sisteminin siyasetçiler ve kamu yöneticilerinin tepkiyi kendilerinden uzak tutmak için yararlandıkları bir enstrümandır. Çünkü yeterli ve iyi hizmet alamayan hastalarla, hasta yakınlarıyla sağlık çalışanlarını karşı karşıya bırakmış, bilerek ve isteyerek sağlıkta şiddete zemin hazırlamıştır. Bu ülkede her gün en az 80 beyaz kod verilen, son 10 yılda bildirilen 110 bin sağlıkta şiddet olayı rastlantı değildir, asla maruz görülemez, asla hiçbir bahanenin arkasına gizlenemez” diye konuştu. Sağlık kurumlarında, sıradan bir alışveriş merkezlerindeki gibi güvenlik önlemlerinin dahi alınmadığını vurgulayan Kaynak, “Başka ülkelerde sağlık çalışanlarına yönelik şiddet uygulayanlara çok ağır yaptırımlar uygulanırken ülkemizde mümkün olduğu kadar hafifletici sebepler gerekçesiyle neredeyse saldırganların arkası sıvazlanarak çoğu serbest bırakılmaktadır. Dün İzmir Bayraklı Şehir Hastanesi’ne silahla gelen şahısın silahına el konulup serbest bırakılmış olması durumun vahametini gözler önüne sermektedir. Kurumlara girişte denetleme yapılmadan gerçek anlamda çalışan güvenliği sağlanabilir mi? Yetersiz ve yetkisiz güvenlik elemanları ile bu işin çözülemeyeceği ortadadır. Hastane polislerinin ve güvenlik görevlilerinin sayısı ve yetkileri mutlaka arttırılmalıdır. İşe yaramayan göstermelik X-ışın cihazları yerine her giriş noktasında denetimli geçiş kontrolü sağlayan aktif güvenlik elemanları görevlendirilmelidir. Acilen bu konuda ağır yaptırımlar içeren yasal düzenlemeler yapılmalıdır” cümlelerini aktardı. “Sağlıkta şiddet varsa hizmet yok” Sağlık kurumlarında, çok ciddi koruyucu ve şiddeti engelleyici insan gücü, sağlık polisi, emniyet güçleri, elektronik ve görsel kontrol mekanizmaları oluşturulması gerektiğinin altını çizen Kaynak, şunları kaydetti: “Adil bir hukuk sistemi çerçevesinde Sağlıkta şiddeti önleyecek yasal düzenlemeler geciktirilmeden yaşama geçirilmelidir. Artık bir gün bile beklemeyeceğiz. Sağlıkta şiddet için önlem alınmadıkça, sağlık çalışanlarına insani çalışma şartları sağlanmadıkça, sağlık hizmeti verilemez, verilmesi beklenemez. Sağlıkta şiddet varsa, hizmet yok.”