POLİTİKA - 18 Ekim 2016 Salı 17:29

Bakan Özlü: Başkanlık sistemi ekonomiye büyük güç katacak

A
A
A
Bakan Özlü: Başkanlık sistemi ekonomiye büyük güç katacak

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü, yeni anayasa ve başkanlık sisteminin Türkiye’ye, özellikle de Türk ekonomisine büyük güç katacağını söyledi.

Bakan Özlü, İvedik Organize Sanayi Bölgesi (OSB) Yönetim Kurulu Toplantısında sanayici ve iş adamları ile bir araya geldi. OSB Yönetim Merkezin’de gerçekleştirilen toplantıya Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü’nün yanı sıra, AK Parti İl Başkanı Mustafa Nedim Yamalı, İvedik OSB Başkanı Hasan Gültekin ve çok sayıda davetli katıldı. Ankara’yı, sanayiyi ve ekonomiyi konuşacak olmaktan büyük mutluk duyduğunu ifade eden Bakan Özlü, "Sanayicilerimiz, bizim başımızın tacıdır. Sizlerin şahsınızda, bu ülkede yatırım, üretim ve ihracat yapan, istihdam ve katma değer oluşturan tüm sanayicilerimize teşekkür ediyorum. Ülkemizin ve şehirlerimizin gelişiminde, sanayicilerimizin çok önemli bir rolü bulunuyor" diye konuştu.

"ANKARA, ARTIK BİR SANAYİ VE ÜRETİM ŞEHRİ OLARAK DA SAHNEYE ÇIKMIŞ DURUMDADIR"

Ankara’nın özellikle uzay, havacılık ve yazılım gibi sektörlerde Türkiye’ye liderlik edeceğine inandığını belirten Bakan Özlü şunları kaydetti: "Ankara, cumhuriyetin ilk yıllarında bir bozkır kasabası görünümündeydi. Başkent olmanın ve kamu yatırımlarının etkisiyle belli bir seviyeye kadar gelen Ankara, yıllarca bir memur şehri olarak tanındı. Ancak Ankara, artık bir sanayi ve üretim şehri olarak da sahneye çıkmış durumdadır. Dile kolay, bu şehir, geçtiğimiz yıl 7 milyar doların üzerinde ihracat gerçekleştirdi. Şüphesiz Ankara’nın bu değişiminde ve başarısında başrolü girişimcilerimiz, sanayicilerimiz, iş insanlarımız oynadı. İnşallah, sizlerle birlikte, Ankara’da sanayi üretimini ve ihracatı daha da artırmaya kararlıyız. Ankara’da ileri teknolojili ve yüksek katma değerli ürünlerin üretimi için çok önemli fırsatlar olduğunu düşünüyoruz."

"TÜRKİYE’DEKİ TOPLAM AR-GE HARCAMASI 17,6 MİLYAR LİRAYA ULAŞTI"

Sanayide daha nitelikli üretime geçmek ve daha fazla katma değer oluşturmak için, Ar-Ge, inovasyon, markalaşma ve tasarım gibi konulara yoğunlaşmak gerektiğinin altını çizen Bakan Özlü, "Hamd olsun, ülkemiz bütün bu alanlarda gerçekten de muazzam ilerlemelere, gelişmelere imza atıyor. 2014 yılında, Türkiye’deki toplam Ar-Ge harcaması 17,6 milyar liraya ulaştı. Ar-Ge harcamalarının milli gelire oranı tarihimizde ilk defa yüzde 1 seviyesini geçti. Ancak bu rakam Türkiye için yeterli değil. Türkiye’nin bu oranı yüzde 3’e doğru çıkarması gerekiyor. Hem kamunun hem üniversitelerin hem de özel sektörün Ar-Ge’ye daha fazla kaynak ayırması gerekiyor" şeklinde konuştu.

"TÜRKİYE, 15 TEMMUZ GİBİ ŞİDDETLİ BİR HADİSEYE RAĞMEN YOLUNA EMİN ADIMLARLA İLERLİYOR"

15 Temmuz darbe teşebbüsü sürecinde, çok sıcak ve yoğun bir gündem yaşandığını ancak bu gündem nedeniyle, esas gündemlerini unutmadıklarını vurgulayan Bakan Faruk Özlü şu şekilde konuştu: "Bizim esas gündemimiz, her zaman iş, ekmek, yatırım, üretim, ihracat ve istihdam oldu. Bu amaçla, reform niteliğindeki birçok önemli yasal düzenlemeyi hayata geçirdik. Bu çalışmalarda, iş ve yatırım ortamını iyileştirmeyi, finansmana erişimi kolaylaştırmayı, ülke tasarruflarını artırmayı amaçladık. Teşvik sisteminde, terzi usulü diye özetlediğimiz yeni bir modele geçiş yaptık. Bilhassa doğu ve güneydoğu illerimizi kapsayan çok önemli bir yatırım paketini açıkladık. Hükümetimiz, bundan sonra da benzer çalışmaları hayata geçirmeye devam edecek. Burada sizlerle, Bakanlığımızda sürdürdüğümüz ve önümüzdeki dönemde hayata geçireceğimiz bazı çalışmaları da kısaca paylaşmak istiyorum. Sınai Mülkiyet Kanun Tasarımız, inşallah yakın zamanda TBMM Genel Kurul gündemine taşınacak. Bütün bunlar hayata geçerken, Türkiye’deki sistem tartışmalarına da olumlu bir şekilde nokta koyabilirsek, Türkiye’nin zirveye çıkacağına inanıyorum. Yeni Anayasa’nın ve Başkanlık sisteminin Türkiye’ye, özellikle de ekonomiye büyük güç katacağını düşünüyorum. İş dünyamızın ve sizlerin de bu sürece sahip çıkacağınızı ve destekleyeceğinizi biliyorum. Bu düşüncelerle sözlerime son verirken, sizlere çalışmalarınızda bol ve bereketli kazançlar diliyor, hepinizi sevgiyle ve saygıyla selamlıyorum."

"TÜRKİYE EKONOMİSİNE SEKTE VERMEYE ÇALIŞTILAR"

İvedik Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Gültekin ise konuşmasında sadece Türkiye’nin değil bütün dünyanın kriz içinde olduğunu belirterek şunları kaydetti: "Sadece Türkiye değil, dünya büyük bir krizin içinde. Türkiye sadece krizle de kalmadı güneyimizdeki istikrarsızlık, olumsuz gelişmeler, yine Güneydoğu’daki terör belasının sosyal hayatımıza baskısı ve yakın tarihte büyük bir imtihan 15 Temmuz ihanet hareketi ve bunun öncesindeki ve sonrasındaki algı operasyonları Türk ekonomisine etki yapmıştır. Bununla da kalmadı yine bazı dış kaynaklı değerlendirme kuruluşları da notlarımızı kırarak, Türkiye ekonomisine sekte vermeye çalıştılar. Ama buna rağmen Türkiye, Maliye Bakanımızın açıklamasında olduğu gibi 3.9 ekonomisi büyümeye devam etmektedir. Tabii sıkıntılarımız var ben güllük gülistanlık olduğumuzu ifade etmek istemiyorum. Güllük gülistanlık değiliz ama kötü de değiliz. Türkiye iyi yolda ilerliyor. Türkiye’nin daha iyi olabilmesi için ne gereklidir? Türkiye için önemli olan katma değeri yüksek olan mal üretimidir. Türkiye’nin bundan sonra yapabileceği en büyük çalışma bu istikamette olması lazım

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Dilan Polat mahkemede gözyaşlarına boğuldu Sosyal medya fenomeni Banu Parlak’ın güzellik merkezinin kurşunlanmasına ilişkin açılan dava kapsamında Dilan ve Engin Polat çifti savunma yaptı. Dilan Polat’ın savunması sırasında sık sık ağladığı görüldü. Bahçeşehir 1. Kısım Doğa Parkı’nda bulunan sosyal medya fenomeni Banu Parlak’a ait güzellik merkezi 1 Ekim 2023 günü saat 02.00 ve 04.30 sıralarında motosikletli şüphelilerce kurşunlanmıştı. Olaya ilişkin hazırlanan iddianame kapsamında Dilan ve Engin Polat çiftinin de ‘azmettirme’ suçundan cezalandırılması istenen davanın görülmesine bugün Küçükçekmece Adliyesi’nde başlandı. Küçükçekmece Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada, sanıklar Dilan, Engin ve Sezgin Polat ile müşteki Banu Parlak hazır bulundu. Duruşmaya taraf avukatları da katıldı. Duruşmada kimlik tespiti esnasında Engin Polat “aylık ortalama gelirim 200 bin” dedi. Dilan Polat da aylık gelirinin 200 bin TL olduğunu söyledi. Engin Polat duruşma salonunda küçük oğlu ile telefonda konuşup konuşamayacağını sorarak “6 aydır konuşmuyoruz” dedi. Hakim bu talebin üzerine “her türlü temas yasak” dedi. Dilan Polat ise ağlayarak duruşma salonuna girdi ve eşinin elini tuttu. Polat, duruşma salonunun izleyici kısmında oturan kızının da elini tutmak istedi ancak jandarma izin vermedi. Dilan Polat kızına sık sık “Kızım seni çok seviyorum, hepsi geçecek, yapmadık biz yapmadık” dedi. Sanık Polat duruşma salonunda göz yaşlarına hakim olamadı. Dilan Polat savunmasında “Ben Banu Parlak’ı tanırım kendisi 6 yıllık arkadaşım. Küsüp barıştığımız dönemler oluyordu. İş yeri kurşunlanmadan önce işleri konusunda benden yardım destek istemişti. Ben de kendisine seve seve yardım edeceğimi söyledim. Daha sonra sosyal medyada haberleri görünce haberim oldu. Can güvenliğinin olmadığını ve bizi sorumlu tuttuğuna dair paylaşımlar gördüm. O ana kadar aramızda problem yoktu. İş yerinin kurşunlandığını da basın ve sosyal medyadan öğrendim. Bu sırada yargılandığımız kişilerle de hiçbir bağlantımız yoktur. Daltonlar çetesi eşimi ve beni de tehdit etmiştir. Bununla alakalı mesajlar da mevcut” dedi. Polat savunması sırasında da zaman zaman duygulanarak ağladı. Dilan Polat savunmasının devamında “Can Dalton bana senin namusunu elinden alacağım diye mesajlar da iletmişti. Bizi tehdit eden kişilerle aynı dosyada neden yargılanıyoruz bilmiyorum. Gürcistan’a 2018-2019 yıllarında hamilelik dönemimde gittim. Yemek yedim ziyaret ettim döndüm. Sosyal medyada ön planda bir hayat yaşıyorum. Maddi durumumuzun iyi olmasından dolayı farklı yollarla Halil İbrahim Kalkan’ın haraç kesmek istediğini düşünüyorum. Pendik şubemize giderek tabelaları indirin demişti. Çalışanların elinde ses kayıtları da mevcut. Benim Banu Parlak ile husumetim yoktu. Neden böyle bir konuda beni ve ailemi hedef gösterdi anlamıyorum. Dosyada bahsi geçen kimseyi aile üyelerim dışında yani tanımıyorum. Video için de ben sosyal medyada o dönemde aleyhime paylaşımlar yapılıyordu. Çocuklarım ve ailem için. Kafam çok karışıktı herkes saldırı halindeydi. Suçlamayı kabul etmiyorum” ifadelerini kullandı. Dilan Polat müşteki avukatının “tedbir kararının anasını danasını göreceksin sözlerini kime söylediniz sorusu üzerine “ Benim orada direkt muhatabım yoktu. Kara para aklandığımıza, illegal işler yaptığımıza dair paylaşımlar yapılıyordu. Genel söyledim” dedi. Engin Polat ise savunmasında “Banu Parlak’ı tanımam. Görüşmüşlüğüm yoktur. Bir gün sosyal medyada ‘benim başıma bir şey gelirse Dilan ve Engin Polat sorumludur’ diye açıklamalar yapıyor. Ben de eşime ‘bu kadın senin arkadaşın değil mi neden böyle yapıyor ara kendisi ile görüş’ dedim. Eşim ‘ben aramam dedi’ ben de üzerine düşmedim. Ama karım iyi niyetli olarak aramış benim sonradan haberim oldu. O ara çok mesele vardı. Kara para aklama. Onun da gerçek olmadığını yakında göreceğiz. Bu arkadaşın dükkanı kurşunlanmış. Akabinde bizden şikayetçi olmuş. İfadeye çağırdılar gittik. Olay bundan ibaret bizim hiç kimse ile bir alakamız yok. Ben diğer sanıkların olduğunu bu mahkemede öğrendim şu an. Yalancı tanık Halil İbrahim Kalkan, bizi tehdit edip şubelerimizi arayıp Sezgin ve Engin Polat ile görüşeceğim diyerek tehdit ediyordu. Bu daha önceden de başımıza geldi. ‘Onları şöyle yapacağım böyle yapacağım, bu tabelaları indirin bundan sonra burada Dilan Polat yazmayacak Halil İbrahim Kalkan yazacak’ diyormuş. 2-3 ay devam etti. Biz telefon sapığı diye dikkate almadık. Lakin bir gün Pendik şubemize gidip tehditte bulunmuş. Babama ‘bu böyle olmaz gidelim şikayetçi olalım fiziken de üzerimize gelmeye başladı’ dedim. Gayrettepe’ye gidip şikayetçi olduk. Açılan davalar sonucu bu şahıs ceza aldı öyle biliyorum. Bu şahıs ‘ben Sezgin Polat’a 500 bin TL borç verdim bunu almak için arıyorum’ diye kılıf uydurmuş. Bu kılıfına daha sonra Banu Parlak’ı ekledi. Güya Banu Parlak’ın vurulmasını istemişiz karşılığında para teklif etmişiz. Yalancı bir tanıktır" şeklinde konuştu. Gürcistan ile hiçbir bağlantısının olmadığını söyleyen Engin Polat, "Bağlantımı bırakın orada olan birini 1 kere bile telefon ile aramadım. Gürcistan’a 4-5 sene evvel 6 aile çift olarak tatile gittik” dedi. Engin Polat devamında “Ben Daltonlar çetesini de tanımam. 2 ay önce gazete okurken öğrendim. Can Dalton daha önce eşimi tehdit etmişti. 2 dükkanım 3 ayrı zaman diliminde kurşunlandı. Ben de bunun üzerine şerefsizler diyerek video paylaştım. Bu adam daha sonra bana yanıt verdi. ‘Bundan sonraki mermi sana’ diye cevap verdi. Bu dosyada iftiraya uğradık. Ticari itibarımız zedelendi. Beraatimi ve tahliyemi talep ediyorum. Yalanın ve iftiranın delili olmaz. Ben ve ailemde en ufacık bir delil bulunursa her türlü cezaya razıyım” şeklinde konuştu. Müşteki avukatının sorusu üzerine Engin Polat “Emirhan Döner diye birini tanımıyorum böyle biri ile görüşmedim. Fatih Gezer benim çocukluk arkadaşımdır. Cezaevinden beni aradı. Medyada dükkanımızın kurşunlandığını görmüş. Bana kendi çabasıyla yardımcı olmaya çalıştı şunu tanıyorum bunu tanıyorum diye ama konuşmada Daltonlar çetesi adı geçmedi” dedi. Duruşma Engin Polat’ın babası Sezgin Polat’ın savunması ile devam ediyor.
Eskişehir Eskişehir için rüzgar ve toz taşınımı uyarısı Eskişehir’de rüzgar ve toz taşınımı beklenmesi nedeniyle yetkililer tarafından, meydana gelebilecek olumsuzluklara karşı dikkatli ve tedbirli olunması gerektiği konusunda uyarı yapıldı. Meteoroloji 3. Bölge Müdürlüğü tarafından yayınlanan hava tahmin raporuna göre, bölge genelinin parçalı ve çok bulutlu olacağı, öğle saatlerinde Eskişehir ve Bilecik illeri geneli ile Bursa ve Kütahya’nın doğu kesimlerinin yerel sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışlı geçeceği, ayrıca bölge genelinde toz taşınımı görüleceği tahmin ediliyor. Hava sıcaklığının 1 ila 3 derece azalması bekleniyor. Rüzgarın ise güney ve güneybatı (Lodos) yönlerden saatte 40 ila 60 kilometre hızla orta ve kuvvetli, bu akşam ilk saatler ve yarın öğle saatlerinde Eskişehir ve Kütahya çevrelerinde ise saatte 60 ila 80 kilometre hızla kısa süreli fırtına şeklinde eseceği öngörülüyor. Rüzgar ve toz taşınımı uyarısı Yetkililer tarafından, rüzgârın Eskişehir ve Kütahya çevrelerinde güney ve güneybatı yönlerinden kuvvetli rüzgâr, zaman zaman saatte 40 ila 80 kilometre hızla kısa süreli fırtına şeklinde esmesi beklendiğinden ağaç ve direk devrilmesi, baca gazı zehirlenmesi, çatı uçması, iç kesimlerde toz savrulması ve ulaşımda aksamalar, bölge genelinde toz taşınımı beklendiğinden; görüş mesafesinde düşme, hava kalitesinde azalma ve çamur şeklinde yağış gibi olumsuzluklara karşı dikkatli ve tedbirli olunması gerektiği konusunda uyarı yapıldı. Öte yandan Eskişehir’de en yüksek hava sıcaklığının 33 derece ile Sarıcakaya ve Mihalgazi İlçelerinde olacağı değerlendiriliyor.
Elazığ ’Yalancı veba’ martıları vurdu: Binlercesi telef oldu, bir o kadarı da ölmek üzere Elazığ’ın Ağın ilçesinde Keban Baraj Gölü kıyısında binlerce martı telef oldu. Hayvan ölümlerinin nedeninin yalancı veba hastalığı olduğu belirtilirken, bölge halkı hastalığın diğer hayvanlara bulaşmasından endişeli. Hurşit Kuş Ormanı kıyısı ve bölgedeki martı kuşlarının üreme alanı olan adacıkta binlerce martı telef oldu. Çevredeki vatandaşlar tarafından paniğe neden olan ölümlerin nedeninin halk arasında yalancı veba olarak bilinen Newcastle hastalığı virüsü (NDV) olduğu belirlendi. "Martı adası ölüm adası olmuş" Bölge sakinlerinden Salih Genç, "Göl kenarında sahil şeridinde martıların öldüğünü söylediler. Biz de aşağı indik. Böyle bir şeyi bu yaşımıza kadar duymamıştık. Arkamızda duran martı adası var, bu saatlerde martıların şölen yaptığı bir yer olur. Ama şu anda martı adası bomboş ve ölüm adası olmuş durumda. Yaklaşık 15 gün önce yavruları doğdu. Sahil şeridi şu anda kötü bir durumda. Sahil şeridi ölü hayvanlarla dolu" dedi. Oktay Kılıç ise, "Bütün çocukluğumda bu kıyıda, bu baraj bölgesinde yaşadım, bunun gibi bir şey görmedim, görenlere de şahit olmadım. Biz burada su içtik, çay demledik fakat ne balıklarda ne de herhangi bir canlıda ölüm vakası yaşanmamıştı. Üst üste devam eden göçlerden dolayı özellikle balıklarda ve canlıların sayısında azalmalar meydana geldi. Özellikle kuş türünde. Martılarda böyle toplu ölümleri görünce endişelenmeye başladık" diye konuştu. İlk değerlendirme ’Yalancı veba’ üzerine Öte yandan, Tarım ve Orman Müdürlüğü yetkilileri tarafından 10 farklı noktadan ölü veya ölmeye yakın martılardan numuneler alınarak incelendi. Enstitülerce yapılan ilk değerlendirme neticesinde kuşlarda NDV olduğu tespit edilirken, ileri tetkiklerin devam ettiği bildirildi. Tarım ve Orman İl Müdürlüğünden yapılan açıklamada, “Elazığ ili Ağın ilçesi Hurşit Kuş Ormanı kıyısı ve bölgedeki martı kuşlarının üreme alanı olan adacıkta martı ölümleri görüldüğü ihbarı alınmıştır. İhbar üzerine aynı gün Ağın İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğünde görevli veteriner hekimler tarafından gerekli tespitler yapılmış, ihbar yapılan bölgedeki 10 farklı lokasyondan ölü veya ölmeye yakın martı numuneleri alınarak soğuk zincir içerisinde Elazığ Veteriner Kontrol Enstitü Müdürlüğüne teslim edilmiştir. Enstitü Müdürlüğü tarafından aynı gün içerisinde numunelerin analizlerine başlanılmıştır. Elazığ İl Tarım ve Orman Müdürlüğü koordinasyonunda il müdürlüğünden teknik personel martı ölümleri ihbarı yapılan bölgeye görevlendirilmiş ve teknik ekiplerce anılan bölgede tarama ve bilgilendirme çalışması yapılmıştır. Tarım ve Orman İl Müdürlüğü ekipleri tarafından bölge içerisinde filyasyon ekipleri vasıtası ile bölgedeki ölü martılar toplanılmış, yönetmelik çerçevesinde tüm tedbirler alınarak riskler bertaraf edilmiştir. Numune sonuçlarının ilgili enstitülerce yapılan ilk değerlendirme neticesinde Newcastle hastalığı (NDV) olduğu tespit edilmiş olup, ileri tetkikler devam etmektedir. Süreç titizlikle takip edilmektedir’’ denildi. İnsanlara bulaşma riski de var Türkiye’de yalancı veba hastalığı olarak bilinen hastalık, kanatlı hayvanların vücudunda solunum sorunları ve en önemlisi sinir sistemini hedef alıyor. Nefes darlığı, depresyon ve halsizlik, yumurtlama performansının düşmesi, hızlı solunum, kanatlarının sallanması belirtileri arasında yer alıyor. Hastalığın en önemli belirtisi ise hayvanın kafasının geriye dönük olması ya da sallanması olarak ortaya çıkıyor. Yalancı veba hastalığı insanlarda tedavi edilebilir durumda ve kanatlı hayvanlar kadar etkili değilken belirtileri ise uykusuzluk, gözlerin kızarması ve sulanması ve baş dönmesi olarak gösteriliyor. Bu hastalık insanlara hasta tavuk eti, yumurtası ve hasta tavuğun karkasına temas etme yolu ile bulaşabiliyor.
Düzce Eksik ve yapılabilirlikten uzak projeler elenir Düzce Üniversitesi Araştırma Dekanlığı tarafından düzenlenen “4000 Kodlu TÜBİTAK Çağrıları” başlıklı seminer gerçekleştirildi. Cumhuriyet Konferans Salonu’nda ki programın açılış konuşmasını gerçekleştiren Düzce Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ali Öztürk, milli gelirden projelere aktarılan kaynakların sınırlı olması nedeniyle projelerin sık dokunup elenerek kabul oranlarının düşük kaldığına işaret etti. Proje yapılmadan bilimsel çalışmaların ilerlemesinin mümkün olmadığına dikkat çeken Öztürk, bilgilerini ve tecrübelerini aktaracak olan Yusuf Akemoğlu’na teşekkür etti. Doç. Dr. Yusuf Akemoğlu, seminerde; Bilim ve Toplum Başkanlığı’nın bilim ve toplum destek programları, 4000 kodlu çağrılar, çağrı alanları, başvuru şartları, desteklenecek etkinlik türleri, bilim fuarları ve bilim şenlikleri gibi konularda önemli bilgiler verdi. Gerekli tüm belgeleri eksiksiz olan projelerin değerlendirme sürecine alındığını belirten Akemoğlu, eksik ve yapılabilirlikten uzak olanların ya da kuruma malzeme alınması için yazılan projelerin elendiğini sözlerine ekledi. Yürütücü kurumlar tarafından karşılanabilecek mal ve hizmet alımları, güvenlik, temizlik, yazılım, ısıtma ve aydınlatma gibi konuların destek dahilinde alınmayacağını dile getiren Akemoğlu, katılımcılardan gelen soruları da yanıtladı. Program, Düzce Üniversitesi Araştırma Dekanı Prof. Dr. Emine Tekin tarafından Doç. Dr. Yusuf Akemoğlu’na teşekkür belgesi takdim edilmesiyle son buldu.
Van Özalp’ta minik öğrenciler sinema ile buluştu Van’ın Özalp ilçesi 3 Nisan İlkokulu birinci sınıfta eğitim-öğretim gören 120 minik öğrenci sinema ile buluştu. Özalp Meslek Yüksekokulu Müdür Yardımcısı Öğretim Görevlisi Sadık Er’in öğrencileri ile birlikte yürüttüğü “Gönüllülük Çalışmaları” kapsamında yapılan etkinliklerde, 23 Nisan Ulusan Egemenlik ve Çocuk Bayramı dolayısıyla 120 minik öğrenci sinema ile buluştu. Özalp MYO öğrencilerinden Esra Karakaş, Songül Akman ve Fethullah Kutlu ile yürüttükleri gönüllülük projeleri kapsamında 3 Nisan İlkokulu birinci sınıfta eğitim-öğretim gören 120 minik öğrenci Özalp Gençlik Merkezi Sinema Salonunda ilk defa sinema ile buluştu. Öğrencilere mısır ikramıyla keyifli bir film izleme sunuldu. Heyecan ve mutluluklarını başta Özalp Meslek Yüksekokulu Müdürü Doç. Dr. Özlem Orunç Kılınç ve emeği geçenler ile paylaşan çocuklar, bu özel gün için kendilerine unutulmaz bir deneyim yaşatan yetkililere teşekkür etti. Projeyi yürüten Özalp Meslek Yüksekokulu Müdür Yardımcısı Öğretim Görevlisi Sadık Er, 23 Nisan’ın sadece bir bayram değil, aynı zamanda milli egemenliğin ve çocuklara armağan edilmiş bir bayram olduğunu vurgulayarak, “Türkiye, dünyada çocuklarına bayram hediye eden ve bu bayramı bütün dünya ile paylaşan ilk ve tek ülkedir. Bizler de çocuklarımızın bu anlamlı günlerine biraz daha neşe ve mutluluk katmak adına onlara bu keyfi yaşatmak istedik. Bu vesileyle tüm çocuklarımızın 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı kutlar, onlara sağlıklı, mutlu ve başarılı bir hayat dilerim” dedi. Konuşmasının sonunda başta proje yürütücüsü öğrencilerine, öğrencilerin taşınması için otobüs tahsis eden belediye yetkililerine, Gençlik Merkezi müdür ve yetkililerine ve 3 Nisan İlkokulu müdür ve sınıf öğretmenlerine teşekkür ederek bu tür etkinliklerin devam edeceğini belirtti.