EKONOMİ - 12 Eylül 2020 Cumartesi 12:57

Bakan Pekcan’dan ihracat odaklı teknoloji firmalarına davet

A
A
A
Bakan Pekcan’dan ihracat odaklı teknoloji firmalarına davet

Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, ihracat odaklı teknoloji firmalarını, cazip devlet destekleriyle donatılmış İhtisas Serbest Bölgelerinde yatırımcı olmaya davet etti. Bakan Pekcan, İhtisas Serbest Bölgelerinin yasal altyapısının hazırlanması çalışmalarının tamamlandığını belirterek, yeni yatırım projelerinin değerlendirilmesine ve İstanbul Serbest Bölgesinde faaliyet göstermek isteyen firmaların bölgeye kabulüne başlandığını bildirdi.

Bakan Pekcan, İhtisas Serbest Bölgelerine yönelik çalışmalarda gelinen son aşamayı değerlendirdi. Ticaret Bakanlığı’nın Cumhurbaşkanlığı İcraat Programı kapsamında başlattığı İhtisas Serbest Bölgeleri Projesinin, orta-yüksek ve yüksek teknolojili mal ve hizmet üretimi faaliyetlerinin, devlet destekleriyle ihracat hedefinde ivmelendirilmesini amaçladığını vurgulayan Pekcan, bu kapsamda imalat, yazılım ve bilişim sektörlerinin küme mantığı ile bir araya getirilerek işbirliği imkanlarının artırılması ve firmaların küresel ticaretten çok daha fazla pay almalarının sağlanmasının hedeflendiğini belirtti.

İhtisas Serbest Bölgeleri Projesinin hayata geçirilmesi amacıyla, 9 Haziran 2020 tarihinde 2635 sayılı İhtisas Serbest Bölgelerinde Sağlanacak Destekler Hakkında Kararın yayımlandığını hatırlatan Pekcan, şöyle devam etti:

“Söz konusu Cumhurbaşkanlığı Kararı ile Ar-Ge yoğun, yüksek teknolojili veya katma değeri yüksek sektörlerde ihracat hedefiyle faaliyet gösterecek firmalara istihdam ve kira desteği sağlanmasının ve bu bölgeleri kuracak olan ana yatırımcılar olan kurucu ve işletici şirketlere, yatırım safhasında taahhüt ettikleri sabit yatırım tutarı için faiz veya kar payı desteği verilmesine imkan tanındı. Söz konusu Karar, 1985 yılında Serbest Bölgeler Kanunu ile uygulamaya giren ülkemiz serbest bölgeciliğine de inovatif bir vizyon kazandırdı. İhtisas Serbest Bölgeleri Projesinin hayata geçirilmesinde ikinci olarak, Yatırımlarda Devlet Yardımları Hakkında Kararda değişiklik yapan 2846 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı da 21 Ağustos 2020 tarihinde yayımlandı. Bu karar ile de İhtisas Serbest Bölgeleri’nde yazılım ve bilişim sektörlerinde yapılacak yatırımlar öncelikli yatırım konuları arasına alınarak, yatırımlara faiz desteği ve sigorta primi işveren hissesi desteği sağlandı.”

Pekcan, son olarak İhtisas Serbest Bölgelerinde Sağlanacak Destekler Hakkında Kararın uygulama usul ve esaslarına ilişkin genelgenin 9 Eylül tarihinde yürürlüğe girdiğini belirterek, genelge ile İhtisas Serbest Bölgelerinde yapılabilecek faaliyetler, faaliyet ruhsatı müracaatında bulunma şartları, Karar kapsamı desteklerden yararlanma şartları konularının düzenlendiğini kaydetti. Gelinen aşamada kira, nitelikli istihdam gibi nakit destekler ve vergi istisnaları gibi ilave teşviklerle birlikte, bürokrasinin azaltıldığı, tek durak hizmet sunumu imkanları ile donatılacak ihtisas serbest bölgelerinin yasal altyapısının hazırlanması çalışmalarının tamamlandığını bildiren Pekcan, gerek yeni ihtisas serbest bölgesi kurulması için olabilecek yatırım projelerinin değerlendirilmesine, gerek 20 Şubat 2020’de ilan edilen İstanbul İhtisas Serbest Bölgesinde faaliyet göstermek isteyen firmaların bölgeye kabulüne başlandığını ifade etti.

Orta yüksek ve yüksek teknolojili imalat, yazılım ve bilişim ürünü üretimi alanlarında ihracat odaklı olarak faaliyet göstermek isteyen yerli ve yabancı firmaları İhtisas Serbest Bölgesine yatırım yapmaya çağıran Pekcan, “İhtisas Serbest Bölgelerimizde yatırım yapacak veya yeni İhtisas Serbest Bölgesi kurmak isteyen ya da işletmeye talip, yerli ve yabancı şirketleri de projeleri ile birlikte Bakanlığımıza davet ediyoruz” dedi.
İhtisas Serbest Bölgelerinin, kurumlar arası işbirliğinin güzel bir örneği olarak Türkiye ekonomisine önemli katkı sağlayacağını vurgulayan Pekcan, “İhtisas Serbest Bölgeleri projesine vermiş oldukları destek ve bugüne kadar göstermiş oldukları iş birliği ve katkı için Sanayi ve Teknoloji Bakanımız Mustafa Varank’a teşekkür ederiz” ifadesini kullandı.

Emin Kuvat

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bolu Bolu’da 7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi düzenlendi Bolu’da "7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi" düzenlendi. Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Fatma Deniz Sayıner modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgileri katılımcılara aktardı. Bolu Koru Otel’de geleneksel hale gelen Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi’nin 7’ncisi düzenlendi. Kongre’nin oluşturulmasında büyük payda sahibi olan Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Deniz Sayıner’in öncülüğünde bir araya gelen doğum hekimlerinin yanı sıra perinatoloji uzmanları, ebeler, hemşireler, yenidoğan hekimleri ve doğuma katkı sağlayan birçok branş uzmanı da kongrede yerini aldı. Kongrede Türkiye’de ve dünyada modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgiler, araştırma sonuçları ve deneyimlerin paylaşıldığı bilimsel oturumlar yapıldı. 3 gün sürecek olan kongrede, doğuma yönelik kurslar ve bilgilendirme toplantıları yapılacak. “Doğum konusu birçok konuya göre az ilgi görüyor” Türkiye’de sadece doğumun ele alındığı en büyük bilimsel toplantı olma özelliğini taşıyan 7. Uluslararası Bolu Koru Gebelik, Doğum ve Lohusalık Kongresi’nin başkanlığını yürüten Prof. Dr. Aydan Biri, “Bu 7’ncisi olmakla birlikte en çok heyecan duyduğum kongre oldu. Her geçen yıl birbirini tekrar etmemek adına zaten çok geniş ve sonsuz olan bu kongrede bir kez daha sizinle olmaktan çok büyük keyif duyuyorum. Konumuz doğum ve içerisinde çok fazla bileşen var. Doğumsal birleşim ya da bir bebeği ilgilendiren bir süreç, toplumun esası temeli ve koruyucu sağlık bakımı. Kongrede çok fazla insanı bir araya getiriyoruz. Ama çok da zor oluyor bu kongreler. Daha önce de söylediğim bir şey var ana işimiz olan doğum, özellikle kadın doğum hekimlerinin polikliniklerinin yüzde 80’i doğum, ancak buna rağmen birçok konuya göre çok daha az ilgi görüyor. Bu yıl ben çok çünkü bu konu doğrultusunda doktor arkadaşlarımızın da ana konumuzun doğum olduğuna dair inancı arttı. Her ne kadar hala akademisyen arkadaşlarımızın ‘Doğum da moda oldu’ demesine rağmen mesleğe bakışımızın çarptırıldığı bir dönemdeyiz” dedi. “Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez” Bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelere ihtiyaç olduğunu söyleyen Prof. Dr. Deniz Sayıner, “Eğitim bizim vazgeçilmezimiz olmalı. Çünkü en büyük güç bilgi gücüdür. Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez. Hiçbir silah, hiçbir teknoloji bilginin karşısında duramaz. O nedenle sürekli bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelerin yetişmesine ve ebelere ihtiyaç duyduğumuzu söylemem lazım. Ve tabii ki böyle bir ebeliği dizayn etmek için de birlik olmaya ihtiyaç vardır. Kurucu üyelerinden biri olmaktan onur duyduğum, gerçekten birlikte yürümekten gurur duyduğum yol arkadaşlarımın olduğu Anadolu Ebeler Derneği. Bu dernekle birlikte örgütlenmek, mesleğine sahip çıkmak mesleki örgütün içinde olmak son derece önemli” diye konuştu.