POLİTİKA - 07 Nisan 2018 Cumartesi 15:33

Bakan Sarıeroğlu’ndan asgari ücret açıklaması

A
A
A
Bakan Sarıeroğlu’ndan asgari ücret açıklaması

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Jülide Sarıeroğlu, "Bundan sonra asgari ücretlinin gelir vergisi dilimine girme gibi bir sorunu olmayacak" dedi.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Jülide Sarıeroğlu, Mamak Necmettin Erbakan Kongre Merkezinde düzenlenen AK Parti Ankara Mart Ayı İl Danışma Meclisi Toplantısına katıldı. Toplantıda Bakan Sarıeroğlu, AK Parti’nin kongre süreçleriyle ilgili konuşarak, "2019 dönüm noktası niteliğinde asla bizler için zor değil. Biz çok seçim atlattık. Tüm seçimlerden de yüzümüzün akıyla lider olarak çıktık. Bizim açımızdan sandık asla korkulacak bir süreç değil tam tersine zaferlerimizin üzerine zafer ekleyeceğimiz yeni liderliklerle yolumuza güçlü şekilde devam edeceğimiz bir süreç" ifadelerini kullandı. 

Sarıeroğlu, konuşmasına şöyle devam etti: 

"Bir yandan Afrin’de operasyonlar gerçekleştirdi. Geçmiş dönemde de 15 Temmuz gibi ağır bir darbe girişiminin ardından Fırat Kalkanı operasyonunda büyük bir zafere imza atmıştık. Hiç kimsenin bu operasyonu yapabileceğimizle ilgili umudu ve inancı yoktu. TSK içerisine yıllardır sinsice sızmış hain bir terör örgütünün getirdiği o sıkıntılı sürecin ardından başarıyla Türkiye olarak toparlandık ve operasyonlarımızı sürdürdük. El Bab’da Fırat Kalkanı operasyonuyla büyük bir başarıya imza attık. Bu süreçte de içeride ve dışarıda çok ses çıktı. En başta ana muhalefette, girilmesin orada tuzak var çok ağır kayıplarla karşı karşıya kalabiliriz şeklinde. Şimdi anlıyoruz bu serzenişlerin nedenini son bir haftadır yaşadığımız gelişmelerde. Uluslararası arenada çok ciddi bir bilgi kirliliği, yanlış bir kamuoyu oluşturma girişimiyle karşı karşıya kaldık. Bizim tek amacımız vardı 80 milyon vatandaşımızın güvenliğini sağlamak. Ülkemize yönelik bu süreçte farklı planların olduğunu önceden okuduk ki sonra altlardan açılan tüneller, yığınak haline getirilen mühimmatlarla planın ne kadar büyük olduğu ortaya çıktı. Diğer taraftan tek bir terörist kalmayıncaya kadar PKK’sı PYD’si DEAŞ’ı tüm terör örgütlerine karşı güçlü bir mücadele vereceğiz şeklinde irademizi ortaya koyduk. Suriyeli kardeşlerimizin tekrar güven ve huzurla ülkelerine dönmeleriyle alakalı şartları oluşturma hedefimiz vardı. Allah’a hamdolsun, Çanakkale Zaferi’nin yıl dönümünde Mehmetçiklerimiz büyük bir kahramanlık destanı yazarak operasyonlarımızı başarılı şekilde tamamladık."

"BEN KULLANILAN DİLİ BURADAN KINIYORUM" 

Geçtiğimiz hafta Adana’da ve Hatay’da yaptıkları kongrelerden sonra Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’la birlikte sınır hudut karakolunda, Oğulpınar’da sanatçılarla, gazetecilerle Mehmetçiğe bir moral ziyaretinde bulunduklarını hatırlatan Sarıeroğlu, "Bundan bile nasıl rahatsız olduklarını görüyorsunuz. Aslında bu işin arka planında başka bir zihinsel bir durum var. Bunu da bu hafta içerisinde yine gördük. Çok tehlikeli bir dil kullanılıyor. Türkiye açısından aslında içinde geçtiğimiz süreçte en önemli problemin ben ana muhalefet problemi olduğuna inanıyorum. Tam bir akıl tutulması içerisinde. Bu hafta kullanmış oldukları dil gerçekten korkunçtu grup toplantısında. Siyaset ideallerle, ilkelerle yapılır ve gerçekten toplum için yapılır. Bu anlamda büyük bir hezeyan içerisinde olduklarını görüyoruz. Bunun sebebi de 2019 yaklaştıkça çaresizlik ve bunun göstermiş olduğu çırpınışlar. Ben kullanılan dili buradan kınıyorum. Bu Türkiye’nin hak ettiği bir ana muhalefet profili değil, ana muhalefet dili değil. Önemli süreçlerden geçerken Türkiye’nin içeride ve dışarıda büyük bir mücadeleyi ortaya koyduğu bir dönemden geçerken vatandaşlarımızın tek yürek tek ses olarak bu süreçte kendisini ortaya koyduğunu da dahil ettiğiniz zaman bu durumun gerçekten vahim olduğunu ifade etmek istiyorum. Biz onlara kulağımızı tıkayacağız ve yolumuza bakacağız" şeklinde konuştu.

"İSTİHDAM DOSTU BİR BÜYÜME PERFORMANSI ORTAYA KONULMUŞTUR" 

Büyüme rakamlarıyla ilgili konuşan Sarıeroğlu, "7.4 yıllık büyüme oranımız. Şimdi bunun üzerinden de spekülasyonlar, algı çalışmaları yapılıyor. Bunların hiçbiri doğru gerekçeler doğru bilgilerle yapılmıyor. İstihdam dostu bir büyüme performansı ortaya konulmuştur. Geleceğe yönelik olarak büyüme performansının süreceğine ilişkin altında çok derin bilgiler söz konusudur. 1.5 milyon kişiye istihdam sağlamışız. Dengeli, kapsayıcı, sürdürülebilir ve sağlıklı büyüme sürecinden Türkiye geçmektedir" değerlendirmesinde bulundu.

"NÜKLEER ENERJİ KONUSUNDA ATMIŞ OLDUĞUMUZ ADIM TÜRKİYE’NİN 60 YILLIK RÜYASIDIR" 

Geçtiğimiz hafta 60 milyarlık bir yatırımın yapıldığına değinen Sarıeroğlu, "Tüm dünyanın gıptayla izlediği bir iki güne ev sahipliği yaptık. Putin’in diğer taraftan İran Devlet Başkanının geldiği o fotoğraf Cumhurbaşkanımızla birlikte tüm dünyaya verilen fotoğraf tarihi bir fotoğraftır. Nükleer enerji konusunda atmış olduğumuz adım Türkiye’nin 60 yıllık rüyasıdır. 60 yıldır hayata geçirilemeyen başarılamayan adım atılamayan bir sürü engellemeyle karşı karşıya kalınan yatırımın temelleri bu hafta içerisinde atılmıştır. Bölgede 10 bin kişiye istihdam sağlayacak. Bundan sonra enerjimizin daha ucuzlaması, fabrikalarımızın iş yerlerimizin daha güçlü şekilde yatırımla ilgili imkanlarını ortaya koymalarını sağlayacak çok güçlü bir yatırım ve Türkiye’nin geleceğine yönelik tarihi bir yatırım diye ifade etmek istiyorum" açıklamasında bulundu. 

Bazı kara propagandalarla vatandaşlara umutsuzluk aşılanmaya çalışıldığını kaydeden Sarıeroğlu, "Şu anda 28 milyon istihdam oranına ulaşmışız. 31 milyon kişi iş gücüne katılmış, son 1 sene içerisinde 250 bin yeni iş yeri açılmış. 2002 yılında 900 binmiş işleri sayısı bugün 1 milyon 800 bine ulaşmış, emekli sayımız şu anda 12 milyon 125 bin kişiye ulaşmış durumda. Bu rakamlar çok büyük rakamlar dünyayla kıyasladığımız zaman" dedi. 

"Şimdi daha da güçlü bir paketle tüm çalışanların asgari ücret üzerinden desteklerini bu yıl da devam ettiriyoruz işverenlerimiz açısından" diyen Sarıeroğlu, "Asgari ücretle ilgili yılın başında yılın sonunda gelir vergisi dilimi sebebiyle ortaya çıkan kayıpları bundan sonra kesin olarak önlemek için istihdam paketimizde kesin hüküm kondu. Bundan sonra asgari ücretlinin gelir vergisi dilimine girme gibi bir sorunu olmayacak" ifadelerini kullandı. 

Pazartesi günü itibariyle taşerondan kadroya geçiş süreçlerinin tamamlandığını kaydeden Sarıeroğlu, "Çok kolay bir süreç değildi. Çok fazla sabotaja maruz kaldığımız, bilgi kirliliğiyle yapılan işin üzerine gölge düşürülmeye çalışıldığı bir süreçti" dedi.

"ESKİ HÜKÜMLÜ KARDEŞLERİMİZLE İLGİLİ SÜREÇTE PAZAR GÜNÜNDEN İTİBAREN ZATEN BAŞLANMIŞTI HALA BU TARTIŞILIYOR" 

Sarıeroğlu, konuşmasına şöyle devam etti: 

"Eski hükümlü kardeşlerimizle ilgili Meclis kürsüsünden bir sürü şey söylediler. Artık bütün söyleyenleri tek tek aramak zorunda kaldım. Gündemi de takip etmiyorlar, yapılan düzenlemeleri de takip etmiyorlar. Belki de bunu bilinçli olarak yapıyorlar. Ortaya bir şey atıp tartışılsın sonrasını beni ilgilendirmez şeklinde bir anlayış söz konusu ana muhalefette maalesef. Eski hükümlü kardeşlerimizle ilgili geçtiğimiz hafta Cumartesi günü yönetmeliğimizi çıkarmıştık. İçişleri Bakanımız da tüm belediyelerimize yazıları gönderdi. Eski hükümlü kardeşlerimizle ilgili süreçte pazar gününden itibaren zaten başlanmıştı hala bu tartışılıyor. Biz süreçlerimizi başlattık. Bu süreçler işliyor. Taşeron konusunda teknik olarak taşeron tanımı neyse bunun gereğini biz yerine getirdik. 900 bin çalışan kardeşimize dokunan bu kadar geniş kitlenin kamuya geçişinin sağlandığı aynı anda başka bir model uygulanmamıştır. Bu süreci de 145 bin çalışanla birlikte 81 ilimizde yürüttük. 145 bin kamu görevlisi kardeşimiz 90 gündür büyük çaba sarf ediyor."

GÜVENLİK SORUŞTURMALARIYLA ALAKALI SPEKÜLASYONLAR 

Güvenlik soruşturmalarıyla alakalı olarak spekülasyonların yapıldığını söyleyen Sarıeroğlu, "Sağlık Bakanlığında 148 bin kişinin kadroya geçişi sağlandı. Güvenlik soruşturmasıyla alakalı 81 ilimizde tüm hastaneler, ağız diş sağlığı merkezleri, poliklinikler hepsini kapsadığında sadece 572 kişi güvenlik soruşturması nedeniyle sürecin dışında kalmış. Gençlik ve Spor Bakanlığı 35 bin kişi geçmiş sadece 6 kişi tüm Türkiye’de güvenlik soruşturması nedeniyle dışarıda kalmış. Tunceli Belediyesi 140 kişi değerlendirmeye alınmış, sadece 5 kişi güvenlik soruşturması nedeniyle bu süreçten faydalanamamış. Burada da yine kara propaganda yapılıyor. Aramadığım ana muhalefet içerisindeki belediye herhalde kalmadı. Sadece Cuma günü 100’ün üzerinde telefon görüşmesi yapmışız. Daha sağlıklı olarak sürecin yürütülmesiyle alakalı" şeklinde konuştu. 

Ücretlerle alakalı bugüne kadar teşvik uygulamalarının sadece asgari ücret üzerinden verildiğini bu dönemde bunda da yeni bir farklılaşmaya gidildiğine dikkat çeken Sarıeroğlu, "Prime esas kazanç üzerinden teşvik uygulamalarını yapıyoruz. Cumhurbaşkanımızın talimatıyla ücret seviyelerinin yükselmesine katkı sağlayacak argümanları oluşturun şeklinde bizlere talimatları var. Bu bağlamda 5 bin 412 TL’ye kadar maaş alanların prim vergi desteğini biz bu dönemde karşılaşmış olacağız" dedi. 

AK Parti olarak Ankara’da 77 milyarlık yatırım yaptıklarını vurgulayan Sarıeroğlu, Perşembe günü Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da katılımıyla Sincan-Kayaş Başkentray’ın açılışını gerçekleştireceklerini bildirdi. Sarıeroğlu, bunun 1 milyar 127 milyon TL’lik bir yatırım olduğunu ve günde 520 bin vatandaşın bu yatırımdan yararlanacağını ifade etti. 

Sarıeroğlu, "2019’a AK Parti olarak biz hazırız. 2019’a Ankara olarak da hazır olduğumuza inanıyorum" ifadelerini kullandı. 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu: “101 milyar 745 milyon TL yatırım yaptık” İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, meclis toplantısında 2023 Yılı Faaliyet Raporu’nu açıkladı. İmamoğlu, "101 milyar 745 milyon TL yatırım yaptık. Hane halkına 33 milyar 425 milyon TL’lik cari transfer gerçekleştirdik. 115 milyar 380 milyon TL ile ulaşımı destekledik” dedi. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin ilk meclis toplantısının son gününde 2023 Yılı Faaliyet Raporu açıklandı. Fatih Saraçhane’de bulunan binada gerçekleşen toplantı, Meclis Başkanvekili Nuri Aslan’ın başlatmasıyla gerçekleştirildi. “101 milyar 745 milyon TL yatırım yaptık” 2023 yılına ilişkin faaliyet raporunu açıklayan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, “101 milyar 745 milyon TL yatırım yaptık. Hane halkına 33 milyar 425 milyon TL’lik cari transfer gerçekleştirdik. 115 milyar 380 milyon TL ile ulaşımı destekledik. Çevre için 31 milyar 540 milyon TL kaynak kullandık. Sağlık ve sosyal hizmetler için kullandığımız kaynak 25 milyar 475 milyon TL. Spor, kültür, eğitim hizmetlerimiz için gerçekleştirdiğimiz harcamalarımızın toplamı 19 milyar 645 milyon TL. 37 milyar 545 milyon TL raylı sistemlerimize sermaye yatırımı yaptık. Fen işleri eliyle 29 milyar 945 milyon TL sermaye yatırımı gerçekleştirdik. Yol yapım ve bakımı için gerçekleştirdiğimiz harcama 14 milyar 355 milyon TL. Ulaşımı 21 milyar 415 milyon TL ile sübvanse ettik. Toplumsal dayanışmayı güçlendiren ve böylece insanların sosyal destek sistemine daha az ihtiyaç duymalarını önceleyen bir anlayışla son 5 yılda olduğu gibi, 2023 yılında da çok yoğun sosyal destek hizmetleri sunduk” dedi. “156 bin 322 çocuğumuza ücretsiz süt ulaştırdık” İmamoğlu konuşmasının devamında, "Örneğin, 2023 yılında 231 bin 354, toplamda ise 1 milyon 59 bin 612 haneye Sosyal Destek İstanbulkart ile periyodik olarak nakdi destek sağladık. Karakış Desteği, Ramazan Ayı Desteği, Yaşlı Sanatçılar Desteği, Kadın Sığınma Evi Desteği, Deprem Desteği gibi düzenli ve tek seferlik nakdi destekleri 2023 yılında 353 bin 864 yurttaşımıza, 5 yıllık dönemimizde toplamda 733 bin 41 yurttaşımıza ulaştırdık. 100 bin üniversite öğrencisine 7 bin 500 TL nakdi destek sağladık. Toplamda ise 279 bin 198 üniversite öğrencisine nakdi destek verdik. 156 bin 322 çocuğumuza ücretsiz süt ulaştırdık. Toplamda ise 623 bin 553 çocuğumuza ücretsiz süt dağıtımı yaptık. Evlilik Desteği kapsamında, ihtiyaç sahibi 8 bin 682 çifte nakdi destek sunduk” şeklinde konuştu. “11 kent lokantasıyla yaklaşık 2,5 milyon kişiye 40 TL’ye 4 kap yemek desteği verdik” Kent Lokantası’nın hizmetlerine dikkat çeken İBB Başkanı İmamoğlu, “Dezavantajlı mahallelerdeki okulların çevresinde 823 bin adet Beslenme Desteği dağıtımı yaptık. Açtığımız 11 Kent Lokantası ile yaklaşık 2,5 milyon kişiye 40 TL’ye 4 kap yemek desteği verdik. Açtığımız 14 yurtta 5 bin 619 öğrenciye kamu güvencesiyle barınma imkanı sağladık. Sayıları artık 100’ü geçen Yuvamız İstanbul, ders atölyelerimiz, teknoloji atölyelerimiz ve gençlik ofislerimizle çocuklarımızın ve gençlerimizin eğitim ve gelişimlerine katkı sunduk. 0-4 yaş arası çocuğu olan 614 bin anneye toplu ulaşımdan ücretsiz yararlanmalarını sağladık. İBB Kadın, Kadın Dayanışma Evi ve kadın danışma birimleri ile binlerce kadına barınma hizmeti ve sosyal hizmetler sunduk” ifadelerini kullandı. İBB Meclisi’nde Filistin’e destek çağrısı Daha sonra söz hakkı alan Büyük Birlik Partisi Grup Başkan Vekili Dursun Çağlayan, “Biz Büyükşehir Belediyesi’ndeki yolluk ücretimizi, Büyükşehir Belediye Başkanımız Filistinli çocuklara yapmaya başlayacakları yardım kampanyası hesap numarasını bize ilettikleri takdirde sonuna kadar onların hesaplarına yatmasını talep ediyoruz. Buna katılacak olan meclis üyelerimizi arkadaşlarımızdan, kardeşlerimizden siyasi görüş ayırt etmeden emeği geçen katkısı olan bütün arkadaşlarımıza teşekkür ediyoruz” diye konuştu. "Sandıktan çıkan mesajları herkes kendi zaviyesinden değerlendirecektir, muhasebesini yapacaktır" AK Parti Grup Başkan Vekili Zeynel Abidin Okul ise konuşmasında, “Sandıktan çıkan mesajları herkes kendi zaviyesinden değerlendirecektir, muhasebesini yapacaktır. Bizler de kendi değerlendirmelerimizi çok ciddi bir şekilde yapmaktayız. Her biri 250 yatak kapasiteli 10 huzurevi açacağız denmiş, sadece bana gelen bilgi 1 tanesinin açıldığı birinin de sadece temeli atıldı. Biz görevi devrettiğimizde İstanbul’daki verilere baktığımızda 11 milyona yakın ücretsiz yemek dağıtıldığı, bugün ise bu rakamın 9 buçuk milyona düştüğü görülmektedir. Kent lokantalarını destekliyoruz. Güzel faaliyetlerde bulunuyorlar. Sayılarının arttırılmasını bekliyoruz. Ama bu aradan geçen 1 buçuk milyon eksik yemek acaba kent lokantalarında anlatılan 1,6 milyonluk uygun yemeğin reklamı yapılırken bu kadar yemek neden dağıtılmadı?” cümlelerini kulandı.
İstanbul Emine Erdoğan: "Şifanın arandığı en kadim kaynaklardan biri hiç şüphesiz hala keşfedilmemiş bitkiler alemidir" Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, "Şifanın arandığı en kadim kaynaklardan biri hiç şüphesiz hala keşfedilmemiş sayısız türü bünyesinde barındıran bitkiler alemidir. Bugün fitoterapi olarak bilinen bitkilerle tedavi, bilimsel geçerliliği olan, kanıta dayalı bir tedavi yöntemi halini almıştır" dedi. Emine Erdoğan, İstanbul’da Sağlık Bakanlığı ve Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) ev sahipliğinde düzenlenen "Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) - Bitkisel İlaçlar İçin Düzenleyici İşbirliği Ağı (IRCH) 15. Yıllık Toplantısı ile Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Uygulamaları Kılavuz ve Strateji Geliştirme Çalıştayı’nda yaptığı konuşmada, Türkiye’den ve dünyanın farklı yerlerinden gelen, bilim insanları ile buluşmaktan büyük bir memnuniyet duyduğunu söyledi. Sağlığı korumanın ve hastalıklardan arınmanın, var olduğu günden bu yana insanlığın ortak derdi olduğunu dile getiren Erdoğan, bu yolda birbirine eklenerek kar topu gibi büyüyen tecrübelerin insanlık tarihinin tüm birikiminden izler taşıdığını belirtti. Erdoğan, sahip oldukları bu hazinenin, Doğu’nun ve Batı’nın, geleneksel ve modernin ahenk içinde yoğurulmasının eşsiz bir sembolü olduğunu kaydederek, "Yüzyıllar boyunca hekimler, ’Biz insanı en güzel biçimde yarattık’ ayeti kerimesinin bir tezahürü olarak, kutsal kabul edilen sağlığı korumak ve bu uğurda tedavi yöntemleri geliştirmek için tabiatı incelemiş, yaratılan her şeyi hikmet nazarıyla satır satır okumuştur. Şifanın arandığı en kadim kaynaklardan biri hiç şüphesiz hala keşfedilmemiş sayısız türü bünyesinde barındıran bitkiler alemidir. Bugün fitoterapi olarak bilinen bitkilerle tedavi, bilimsel geçerliliği olan, kanıta dayalı bir tedavi yöntemi halini almıştır" diye konuştu. "Sayısız alimin keşifleri ve kaleme aldıkları eserler hala bilim insanlarımız tarafından keşfedilmeyi beklemektedir" Bugün birçok hastalığın tedavisinde bitkilerden elde edilen ilaçlar kullanıldığını bildiklerine dikkati çeken Erdoğan, "Anadolu toprakları, sahip olduğu 3 bini endemik, toplam 12 bin bitki türüyle bitkilerle tedavi alanında müstesna bir yere sahiptir. Sadece bitki çeşitliliği açısından değil, üzerinde birçok önemli hekim ve bilim insanının yaşamış olması hasebiyle de Anadolu toprakları kadim tıp kaynakları açısından önemli bir konumdadır. Razi’den İbni Sina’ya, Hipokrat’tan Galen’e sayısız alimin keşifleri ve kaleme aldıkları eserler hala bilim insanlarımız tarafından keşfedilmeyi beklemektedir" ifadelerini kullandı. Emine Erdoğan, buna bir örnek olarak, geçen yıllarda tercümesini gerçekleştirdikleri "Kitabül Cemi Fil Edviyetül Müfrede" kitabından bahsetmek istediğini aktararak, şöyle devam etti: "13. yüzyılda yaşayan ve botanik biliminin kurucusu olarak kabul edilen İbnü’l Baytar’ın bu değerli eserinin ne yazık ki Türkçe tercümesi bulunmuyordu. 19. yüzyılda Batılı bilim insanları tarafından önemi fark edilerek çeşitli dillere çevrilmiş olan bu eseri Türkçeye kazandırmış olmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Ancak elbette yeterli görmüyoruz. Ülkemizin bu anlamda büyük bir potansiyeli ve mirası var. Bu mirasın modern bilimin süzgecinden geçerek günümüze kazandırılmasının, insan hayatına eşsiz bir katkı sunacağı kanaatindeyim." "DSÖ geleneksel ve tamamlayıcı tıp yöntemlerinin ülkelerin sağlık sistemlerine dahil edilmesini teşvik etmektedir" Tıp alanında miras aldıkları bu köklü geçmişe sahip çıkmayı, milli ve vicdani bir sorumluluk olarak gördüklerine işaret eden Erdoğan, bu nedenle yürüttükleri çalışmaların bu sorumluluk duygusunun bir sonucu olduğunu söyledi. Emine Erdoğan, hastalıklarla mücadelenin, biçim değiştirse de her dönem insanlığın temel uğraş konularından biri olduğunu dile getirerek, "Teknolojinin gelişmesiyle teşhiste kat edilen mesafenin önemini yadsıyamayız. Ancak diğer taraftan artan kronik hastalıklar ve aşırı ilaç kullanımı tüm dünyada sağlık politikalarını yeniden gözden geçirmenin zorunlu olduğu kanısını güçlendirmiştir. Bu noktada DSÖ geleneksel ve tamamlayıcı tıp yöntemlerinin ülkelerin sağlık sistemlerine dahil edilmesini teşvik etmektedir" ifadelerini kullandı. Tarihi öğretilerin gün yüzüne çıkarılıp, modern uygulamalara entegrasyonunda üzerlerine düşeni yerine getirmek için 2012 yılında Sağlık Bakanlığı bünyesinde Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Daire Başkanlığı kurulduğunu aktaran Erdoğan, gerekli mevzuat düzenlemesi yapıldığını vurguladı. "GETAT uygulamalarının bilimsel ve akademik bir zeminde yürütülmesi son derece önemli" Emine Erdoğan, 2014 yılında yürürlüğe giren Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Uygulamaları Yönetmeliği’nin bu çerçevede önemli bir adım olduğundan bahsederek, şunları söyledi: "Bu sayede Sağlık Bakanlığı öncülüğünde, birçok üniversitede Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Uygulamaları (GETAT) eğitim ve uygulama merkezleri açıldı. Ancak GETAT uygulamalarının bilimsel ve akademik bir zeminde yürütülmesi son derece önemli. Bu minvalde geçtiğimiz aylarda ülkemizin saygın araştırma kuruluşlarından biri olan TÜBİTAK Başkanlığımız tarafından geleneksel ve tamamlayıcı tıbbın araştırılmasına yönelik proje çağrısına çıkıldı. Akademik çalışmaların ve bilim insanlarının GETAT uygulamalarına gösterdiği ilginin son derece önemli olduğunu düşünüyorum." Bu sayede Türkiye’nin GETAT uygulamalarında önde gelen ülkelerden biri ve tüm dünya için bir cazibe merkezi olacağına emin olduğunu vurgulayan Erdoğan, topraklarının zengin şifa birikiminin, Sağlık Bakanlığınca patenti alınan "Anadolu Tıbbı" markası altında daha da geliştirilerek, insanlığın istifadesine sunulacak olmasının ümit verici bir gelişme olduğunu dile getirdi. Emine Erdoğan, başta Sağlık Bakanlığı ve DSÖ olmak üzere organizasyonda emeği geçen herkese ve katılımcılara katkıları için teşekkür etti. Hazreti Muhammed’in "Sağlık, vücutları sağlam insanların başına konmuş bir taçtır. Onu ancak hastaların gözü görür" Hadis-i Şerifi’ni aktaran Erdoğan, "Hastalığın değil, şifanın merkeze alındığı, geleneğin hak ettiği itibara yeniden kavuşarak, hayatımıza hikmeti ve şefkati kazandırdığı bir dünyayı, hep birlikte inşa edebilmeyi diliyorum" şeklinde konuştu. Emine Erdoğan, katılımcılarla aile fotoğrafı çektirdi Emine Erdoğan, programa katılan Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Sağlık Bakanı Yardımcısı Huzeyfe Yılmaz, Sağlık Hizmetleri Genel Müdürü Prof. Dr. İhsan Ateş, DSÖ Avrupa Bölge Direktörü Dr. Hans Kluge, DSÖ Geleneksel, Tamamlayıcı ve Entegratif Tıp Birimi Sorumlusu/ Dünya Sağlık Örgütü Bitkisel İlaçlar İçin Uluslararası Düzenleyici İşbirliği Ağı (DSÖ-IRCH) Sekreterya Grup Başkanı Dr. Kim Sungchol ve DSÖ-IRCH Sekreterya Grup Başkan Yardımcısı Dr. Charles Wu ile aile fotoğrafı çektirdi. Türk Musikisini Araştırma ve Tanıtma Grubu (TÜMATA) tarafından mini konser verilen programda, çalıştayla ilgili tanıtım videosu izletildi. Programda, Sağlık Bakanı Koca ve DSÖ Avrupa Bölge Direktörü Dr. Kluge konuşma yaptı. Konuşmaların ardından, Sağlık Bakanı Koca Emine Erdoğan’a geleneksel tıbbın simgesi olan "hayat ağacını" hediye olarak takdim etti. Emine Erdoğan daha sonrasında beraberindekilerle, Sağlık Bakanlığı ile Kültür ve Turizm Bakanlığınca hazırlanan "Anadolu’da Tıbbın Tarihi" sergisini ziyaret etti. Sergide, geleneksel tıp yöntemlerinin yer aldığı kitaplar ve bitkiler tanıtılıyor.