POLİTİKA - 11 Ocak 2017 Çarşamba 18:42

Bakan Soylu, FETÖ ve PKK işbirliğine dikkat çekti

A
A
A
Bakan Soylu, FETÖ ve PKK işbirliğine dikkat çekti

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, FETÖ’nün PKK ve DEAŞ gibi diğer terör örgütlerine istihbarat ve eylem desteği verdiğini kaydetti. "Gabar Dağı’nda 5 gün operasyon yapıldı. Bir tek teröristle karşılaşmadık, çok sığınak elde ettik. Ben sürekli şunu söylüyorum, ‘hani dağlardaydınız, hani neredeydiniz, sizi arıyoruz, hani dağlar sizindi" dedi.

Bakan Soylu, “FETÖ’nün yüzde 100 temizlendiğini söylemek elbette ki isterim. Ama bunun bugün mümkün olmadığını ifade etmek istiyorum. Henüz daha yüzeyindeyiz. FETÖ konusunda bizim bildiklerimizi bilmiş olsanız 2-3 saat uykunun bize fazla olduğunu görmüş olursunuz” dedi.

9. Büyükelçiler Konferansında konuşan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, FETÖ’nün PKK ve DEAŞ ile PKK’nın da DEAŞ ile yaptığı işbirliklerine ilişkin örnekler verdi. FETÖ terör örgütü ile amansız bir mücadeleye girildiğini belirten ve sürece ilişkin bilgi veren Bakan Soylu, “FETÖ Avrupa’nın alışık olduğu türden bir terör örgütü değildir” diyerek bunun dışarıya doğru ve ikna edici bir şekilde anlatılması gerektiğinin altını çizdi. Birçok Avrupa ülkesinin FETÖ’yü hala okullar açan bir yardım kuruluşu olarak gördüğünün altını çizen Bakan Soylu, Amerika Güvenlik Bakanı ile yaptığı konuşmayı şöyle anlattı:

“İsterseniz yer değiştirelim. Siz Türkiye’nin İçişleri Bakanı olun, Ben Amerika’nın Güvenlik bakanı olayım. Bir terör örgütü mensubu ve benim ülkemde dursun ve siz hangi cevabı verecekseniz ben ona razıyım.”
Türkiye’nin ortaya koyduğu nezaketlerin muhataplar tarafından yanlış anlaşıldığını söyleyen Soylu, “Türkiye kaybedilecek bir ülke değildir. Bu coğrafyada bize itibar eden, bize itimat eden hiçbir ülkeye eksik davranışımız söz konusu değildir” dedi.

FETÖ’nün tamamen temizlenmediğini belirten Bakan Soylu “Neredeyse 24 saatimizin önemli bir bölümünde uğraştığımız FETÖ’nün yüzde 100 temizlendiğini söylemek elbette ki isterim. Ama bunun bugün mümkün olmadığını ifade etmek istiyorum. Henüz daha yüzeyindeyiz. FETÖ konusunda bizim bildiklerimizi bilmiş olsanız 2-3 saat uykunun bize fazla olduğunu görmüş oluruz. Çok daha derindeler. Öyle sirayet etmişler, Türkiye’yi kavrama noktasında arkalarından kurgulanan desteklerle öyle irade sahibi olmuşlar ki işimizin epey bir derinde olduğunu söylemek istiyorum. Ne kadar yerlere sirayet ettiğini gördükçe her gün şaşkın içinde ama işimizin odaklanmaktan sapmadan yolumuza devam etmeye çalışıyoruz” diye konuştu.
FETÖ’nün PKK ve DEAŞ gibi diğer terör örgütlerine istihbarat ve eylem desteği verdiğini kaydeden Bakan Soylu, “FETÖ’nün aslında sızdırmak istediği, fakat kendi üzerinden sızdırılacağı zaman nasıl karşılanacağını bildiği için bazen PKK, bazen de DEAŞ terör örgütleri üzerinden sızdırılan sosyal medya paylaşımlarını biz takip ediyoruz. Sadece FETÖ ile PKK ve DEAŞ arasında değil, PKK ve DEAŞ arasında da. En son Diyarbakır saldırısında DEAŞ’ın güya bir internet sitesi üzerinden alelacele sahiplendiği, telsiz konuşmaları ve fiili unsurlar üzerinden tespit ettiğimiz, kamuoyuna duyurduğumuz andan itibaren PKK’nın ve önün sözde örgütü TAK’ın üstlenmek zorunda kaldığı, ondan sonra peş peşe adımları adımlarla karşı karşıyayız. Rusya Büyükelçisi Karlov suikastı bunun en açık örneğidir” diye konuştu.

Bazen hükümetin terörle mücadelede sert gittiğinin söylendiğine dikkat çeken Bakan Soylu, “Son 1 ayda gördüklerimizden sonra, ilişki ağını tanımladıktan sonra, hele Karlov suikastında enteresan gelişmelere doğru gidiyor, ucunun nereye doğru gittiği netleşiyor. Daha kara bir şekilde gitmemiz lazım geldiğinin inancı ve kararlılığı bende net bir şekilde yerini bulmaktadır. Az şiddetle gidiyoruz, çok şiddetle gitmemiz lazım. O kadar umursamaz tavırlarla, o kadar umursamaz anlayışlarla kuşatma altına almak istiyorlar ki, bunu ancak güçlü bir vuruş harekatı ile başka bir tarafa nakledebiliriz. 15 Temmuz girişiminden önce PKK’ya ‘birkaç gün eylem yapmayın’ talimatı geldiği de tüyler ürpertici işbirliğinin açık ispatıdır” şeklinde konuştu.

“Toplam kapatılan dernek sayısının bin 325 olmuştur”
Türkiye’de yaklaşık 110 bin dernek bulunduğunu ve 667 sayılı KHK ile FETÖ ve PKK-KCK iltisakı ile birlikte bin 125 dernek, 677 sayılı KHK ile FETÖ iltisaklı 158, PKK-KCK iltisaklı 189, DHKP-C iltisaklı 20, DEAŞ iltisaklı 8 derneğin kapatıldığını açıklayan Bakan Soylu, “Bunların her birisi terörle iltisaklı olduğu için kapatıldı. Hala tüm dernekler üzerinde tüm birimlerimizin araştırmaları devam etmektedir. Toplam kapatılan dernek sayısının bin 325 olmuştur” dedi.

“5 gündür operasyon yapıyoruz bir tek teröristle karşılaşmadık”
Son 3 ayda 5 bin 826 operasyon yapıldığını belirten Bakan Soylu, 2016 yılında tespit edilen 805 adet sığınak ve barınağın kullanılamaz hale getirildiğini söyledi. Bakan Soylu, “Gabar Dağı’nda 5 gün operasyon yapıldı. Bir tek teröristle karşılaşmadık, çok sığınak elde ettik. Ben sürekli şunu söylüyorum, ‘hani dağlardaydınız, hani neredeydiniz, sizi arıyoruz, hani dağlar sizindi’ diye. Kış üstlenmesine girmekte zorlandılar. Yaptıkları şey ya sınırların ötesine kaçmak veya sınırların içindeki yakın müzahir köylerde bulunmak veya şehirlerin hemen üzerinde bulunan alanlarda bulunmak. Lice, Ömeryan ve Faraşin gibi bölgelerde kış boyunca ciddi operasyonlar yapıyoruz” diye konuştu.

“2016 yılında 342 önemli olay engellenmiştir”
“2016 yılında 342 önemli olay engellenmiştir” diyen Bakan Soylu, dün Siirt’te 2 PKK’lı teröristin mühimmat ve plan ile etkisiz hale getirildiğini kaydetti. Sınırdan geçişlerin sadece sınır kapılarından olduğunu, başka bir geçişe izin vermediklerini ve gereğini yapmaktan çekinmediklerini kaydeden Soylu, “Ya sınır kapısından girersiniz ya da diğer taraflardan giremezsiniz. Gördüğümüz zaman gereğini yerine getirmekten çekinmeyiz. Devlet, devlet olmanın gerekliliğini yerine getirmek zorundadır. Örgüte katılım durumunda da tarihin en düşük seviyesindeyiz. Son 2 ayda katılım sayısı sadece 5” şeklinde konuştu.
PKK-KCK’ya yönelik operasyonlarda ele geçirilen uyuşturucunun piyasa miktarının 4 milyar lira olduğunu açıklayan Soylu ,“Terör örgütünün uyuşturucudan elde ettiği gelirin yıllık 1,5 milyar dolar olduğu tahmin edilmektedir. 2016 yılbaşından bu yana gerçekleştirilen 24 bin 592 operasyonda ele geçirilen uyuşturucunun piyasa değeri yaklaşık 7,5 milyar liraya ulaşmıştır. Uluslararası raporlarda 2014 yılında dünya genelinde yakalanan eroinin yüzde 16’sının, Avrupa’da ele geçirilen 6,1 milyon ekstazi tabletin 3,6 milyonunun tek başına Türkiye’nin yakaladığı belirtilmiştir” ifadelerini kullandı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bolu Bolu’da 7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi düzenlendi Bolu’da "7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi" düzenlendi. Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Fatma Deniz Sayıner modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgileri katılımcılara aktardı. Bolu Koru Otel’de geleneksel hale gelen Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi’nin 7’ncisi düzenlendi. Kongre’nin oluşturulmasında büyük payda sahibi olan Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Deniz Sayıner’in öncülüğünde bir araya gelen doğum hekimlerinin yanı sıra perinatoloji uzmanları, ebeler, hemşireler, yenidoğan hekimleri ve doğuma katkı sağlayan birçok branş uzmanı da kongrede yerini aldı. Kongrede Türkiye’de ve dünyada modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgiler, araştırma sonuçları ve deneyimlerin paylaşıldığı bilimsel oturumlar yapıldı. 3 gün sürecek olan kongrede, doğuma yönelik kurslar ve bilgilendirme toplantıları yapılacak. “Doğum konusu birçok konuya göre az ilgi görüyor” Türkiye’de sadece doğumun ele alındığı en büyük bilimsel toplantı olma özelliğini taşıyan 7. Uluslararası Bolu Koru Gebelik, Doğum ve Lohusalık Kongresi’nin başkanlığını yürüten Prof. Dr. Aydan Biri, “Bu 7’ncisi olmakla birlikte en çok heyecan duyduğum kongre oldu. Her geçen yıl birbirini tekrar etmemek adına zaten çok geniş ve sonsuz olan bu kongrede bir kez daha sizinle olmaktan çok büyük keyif duyuyorum. Konumuz doğum ve içerisinde çok fazla bileşen var. Doğumsal birleşim ya da bir bebeği ilgilendiren bir süreç, toplumun esası temeli ve koruyucu sağlık bakımı. Kongrede çok fazla insanı bir araya getiriyoruz. Ama çok da zor oluyor bu kongreler. Daha önce de söylediğim bir şey var ana işimiz olan doğum, özellikle kadın doğum hekimlerinin polikliniklerinin yüzde 80’i doğum, ancak buna rağmen birçok konuya göre çok daha az ilgi görüyor. Bu yıl ben çok çünkü bu konu doğrultusunda doktor arkadaşlarımızın da ana konumuzun doğum olduğuna dair inancı arttı. Her ne kadar hala akademisyen arkadaşlarımızın ‘Doğum da moda oldu’ demesine rağmen mesleğe bakışımızın çarptırıldığı bir dönemdeyiz” dedi. “Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez” Bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelere ihtiyaç olduğunu söyleyen Prof. Dr. Deniz Sayıner, “Eğitim bizim vazgeçilmezimiz olmalı. Çünkü en büyük güç bilgi gücüdür. Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez. Hiçbir silah, hiçbir teknoloji bilginin karşısında duramaz. O nedenle sürekli bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelerin yetişmesine ve ebelere ihtiyaç duyduğumuzu söylemem lazım. Ve tabii ki böyle bir ebeliği dizayn etmek için de birlik olmaya ihtiyaç vardır. Kurucu üyelerinden biri olmaktan onur duyduğum, gerçekten birlikte yürümekten gurur duyduğum yol arkadaşlarımın olduğu Anadolu Ebeler Derneği. Bu dernekle birlikte örgütlenmek, mesleğine sahip çıkmak mesleki örgütün içinde olmak son derece önemli” diye konuştu.