TEKNOLOJİ - 09 Şubat 2016 Salı 11:15

Bakan’dan GSM operatörlerine: Hava atıyorsunuz ama...

A
A
A
Bakan’dan GSM operatörlerine: Hava atıyorsunuz ama...

Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, GSM operatörlerine uyarıda bulunarak, “Ana güzergahlarda hala çekmeyen yer çok haberiniz olsun. Hava atıyorsunuz reklamlarla, birbirinizle yarış ediyorsunuz ama durum da pek öyle değil. Yollarda ben geziyorum. En iyi denetleyen benim” dedi.

Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, İstanbul Dünya Ticaret Merkezi'nde GSM ve IMT-2000/UMTS İmtiyaz Sözleşmeleri İmza Töreni'ne katıldı.

“ULAŞIMDA DA, İLETİŞİMDE DE YOLLAR VAR”
Bilgi teknolojilerinde atılan adımları yollardan örnek vererek açıklayan Bakan Yıldırım, “Biz memlekette yolları yapıyoruz. Tek yollar vardı trafik çok sıkışıktı, kazalar fazlaydı. Sonra dedik ki bu yolları genişletelim şerit sayısını arttırdık, kazalar azaldı. Ulaşımda da yollar var, iletişimde de yollar var. Bu yolları göremiyoruz. Karada var, fiber yollar var. Normal telefonunun varken eskiden fotoğraf çekmiyorduk, mesajlar göndermiyorduk sadece konuşuyorduk. Onun için tek yol yetiyordu. Şimdi artık yollar yetmiyor çünkü çok iş yapıyoruz. Ne yapmak lazım akıl yollarını, iletişim yollarını genişletmek lazım. Bu yapılan iş bu amaca yönelik. 183 Megahertz’ten üzerine bir de 365 megahertz yani iki katından fazla yol ilave ettik. Bundan sonra iletişim daha hızlı olacak demektir. İkincisi her türlü hizmeti artık her yoldan yapacağız. Şu yoldan otomobil gitsin, kamyon buradan gitsin yok. Yolunuz varsa gidecek hangi aracı kullanırsanız kullanın” diye konuştu.

“ALTYAPI TAMAM, ÜSTYAPI OPERATÖRLERİN”
Devletin yol tahsis etmekle yükümlü olduğunu ancak yol üzerinde yapılacak çalışmaları operatörlere bıraktığını anlatan Bakan Yıldırım, “Akla mantığa uyan da bu. Her şeyi yönetmeye kalkarsak o zaman hiçbir şeyi yönetemeyiz. Yolların şeritleri arttı, kapasiteleri arttı, altyapı tamam. Üstyapı operatörlerin. Bunun üzerinde marifetinizi göstereceksiniz. Eskiden 900 bandı sadece 2 g'de kullanılır, 3 g'de kullanılmazdı. 1800-900 birbirine geçiş olmuyor, durmadan fazla yatırım yapılıyor. Yazık günah. Şimdi bu 4.5G olayı ile birlikte hepsini bir birleştirmiş oluyoruz. Hem hizmet çeşitliliği açısından, hem de mükerrer yatırımları ortadan kaldırma adına böylesine önemli bir adım atıyoruz” şeklinde konuştu.

“HAVA ATIYORSUNUZ, REKLAMLARDA YARIŞIYORSUNUZ AMA DURUM ÖYLE DEĞİL”
4.5G teknolojisinin 1 Nisan'da başlayacağını hatırlatan Bakan Yıldırım, “1 Nisan'da başlayınca şunu bilmemiz lazım. 3 G ile 4.5 G arasında 10 hız farkı var diyoruz. Doğru, daha hızlı. Yarın 1 Nisan'da kalkıp Erzincan'ın bir köyüne gidip ‘nerede bizim 10 kat hız’ derse bu yanlış olur. Bunu da doğru söyleyelim. 8 yıl süremiz var. Pey der pey, bu yollar bir günde yapılmıyor. 1 Nisan'da başlayacak. Bir miktar yapacaklar 1 Nisan'a kadar. 8 yıl içinde Türkiye'nin her tarafına yapılacak. Mesela biz 520 kilometre tünel yaptık. Tünellerde de çekecek. ‘1 kilometre altındakilere değil de üstündekilere’ gibi bir sınır olmaz. Böyle bir sınır olmaz. 300 metrede tünel varsa çekecek. Bu sınırı neye göre koyuyorsunuz. Hizmette sınır olmaz. Tünellerin hepsinde çekecek. Ana güzergahların tamamında çekecek. Ana yollarda mazeret kabul etmeyiz. Hala çekmeyen yer çok haberiniz olsun. Hava atıyorsunuz reklamlarla birbirinizle yarış ediyorsunuz ama durum da pek öyle değil. Yollarda ben geziyorum. En iyi denetleyen benim. Para kazanın, ticaretinizi yapın ama vatandaşın memnuniyetini sağlamak gibi bir göreviniz var. Bu konuda daha fazla gayret bekliyoruz” ifadelerini kullandı.

“SÜREKLİ SATMA AZMİNDE OLMAK KABUL EDEBİLECEĞİMİZ BİR ŞEY DEĞİL”
4.5G’nin başta beri çeşitli tartışmaları beraberinde getirdiğini söyleyen Bakan Yıldırım, şöyle konuştu;
“Bu bir adımdır. 5G'ye yaklaşmanın bir adımıdır. Ama en önemli iki özelliği vardır. Bir tanesi iletişimde hızın artması, ikincisi şerit yani akıl yollarının sayısının artmasıdır. Yan getirileri de şudur. Yerli katkıya daha fazla imkan sağlaması. ARGE çalışanlarının sayısını yüzde 50 arttırıyoruz, yerlilik oranlarını arttırıyoruz. Kobilerde ürünü getirip kobilere üzerinden sattırma gibi bir uyanıklığa da artık son veriyoruz. ‘Ürünü getirdim böyle bir şarta var yerine getirmiş olalım’ diye kurnazlık yok. Gelecek ürün orada yapılabildiği kadar yapılacak. Bugünden yarına biz yüzde 50 yerli olsun demiyoruz. Ama burada sadece bir tedarikçi pozisyonuna girmek, sürekli satma azminde olmak kabul edebileceğimiz bir şey değil. Burada ekmek yiyenler mutlaka buraya bir katma değer bırakmalı. Burada istihdam oluşması lazım. Teknolojinin gelişmesi için elini taşın altına koyması lazım. O yüzden bilgi teknolojileri ve iletişim kurumu bu işin takipçisi olacak. Bir yandan vatandaşımız daha güzel hizmeti daha kaliteli hizmeti alırken, diğer yandan da bilgi ve iletişim teknolojilerinin ülkemize katma değer sağlaması için yerli katkının mutlaka arttırılmasının takipçisi olacaklar. Yollar da hız felaket, bilişimde hız berekettir. Söylediğimiz bu. Onun için bereketi daha da arttırmak için elinizden gelen gayreti göstereceksiniz”

“FİBER SEFERBERLİĞİ BAŞLATMAMIZ LAZIM”
Bakan Yıldırım, fiber konusunun biraz arka planda kaldığını vurgulayarak, “Bu yıldan itibaren buradaki yetki karmaşasını da ele alarak bu fiber işine de bir seferberlik yapmak zorundayız. Bugün elimizdeki kapasiteye güvenip geleceği planlayamayız. Şu anda trafik miktarı, gelişmiş ülkelerdeki trafik miktarının çok altında. Bu bizim için bir ölçü olamaz. Ölçü nendir. Bilişimde azami 5 yıl içinde bütün planlarınız alt üst olur. Biz 2009 ulaştırma haberleşme şurasında ‘100 Megabit internet evleri’ diyorduk. Millet ‘bu bakan kafayı yemiş’ diyordu. Şimdi millet burnunu büküyor. İletişimde hayallerimizin ufkumuzun çok uzun vadeli olması mümkün değil. Bizim hemen fiber ağı geciktirmeden seferberliği başlatmamız lazım” dedi.

“YOLA BARİKAT KURARAK ÜSTÜNLÜK SAĞLAMAK OLMAZ”
Bakan Yıldırım fiber konusunda da operatörlere uyarılarda bulunarak şunları söyledi:
“Burada da küçük hesapları bırakalım. ‘Aman o fiber yaparsa biz zarar ederiz’ bunları bırakalım. Siz nasıl öne geçeceksiniz. Performansınızla, ortaya koyduğunuz hizmet çeşitliliği ile, hizmet kalitesi ile içerikle öne geçmenin yollarını arayacaksınız. Yollara barikat kurarak üstünlük sağlamak olmaz. Onu yapanların memlekete ne kadar zarar verdiğini birlikte görüyoruz. Bu fiber konusun ben burada söylemiş oluyorum. Bundan sonra da bütün operatörlerimizin küçük hesapları bırakıp büyük fotoğrafı görmelerini istirham ediyorum. Biz de bu konuda uygulamada yaşanan sorunları biliyoruz ve giderilmesi için çalışmalara başladık. Göreceksiniz bunu yaptığımız zaman herkes kazanacak. Sizler de kazanacaksınız, ülke kazanacak, milletimiz kazanacak.

MEHMET BAŞA
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Aksaray Ruhsatsız tabanca ile yakalandı, “Taşımıyorum bozuk” diyerek tüfek ruhsatı gösterdi Aksaray’da ruhsatsız tabanca ile yakalanmasına rağmen önce “Taşımıyorum” deyip inkar eden, sonra da “Bozuk” diyen sürücü bir de “Ruhsatım var” diyerek tabanca yerine tüfek ruhsatı gösterdi. Olay Gülağaç Yolu Kireçlik Mevkiinde yaşandı. Aksaray Cumhuriyet Başsavcılığı koordinesinde gece yarısı bekçilerin de katıldığı asayiş ve trafik uygulaması yapan İl Emniyet Müdürlüğü asayiş ile trafik şubesi ekipleri şüphe üzerine Gülağaç ilçesinden Aksaray merkez istikametine seyreden Ali B. (38) idaresindeki 51 ACV 230 plakalı otomobile "dur" ihtarında bulundu. Sürücüsü ehliyet ve ruhsat kontrolünden geçirildikten sonra araçta arama yapan bekçiler araç içerisine gizlenmiş bir adet tabanca buldu. Kullandığı araçta tabancayla birlikte yakalanmasına rağmen “Taşımıyorum” diyen sürücü Ali B. daha sonra tabancanın bozuk olduğunu belirterek işlem yapılmasından kaçmak istedi. 2 ayrı bahanesiyle başarılı olamayan sürücü bu kez de “Ruhsatım var” diyerek yakalattığı tabanca yerine tüfek ruhsatı gösterdi. 3 ayrı bahanesiyle işlemden kaçamayan sürücü son olarak tabancayı kabullenerek “Benim, tamir için taşıyorum” dedi. Tabancaya bekçiler tarafından dolu boş kontrolü yapıldıktan sonra el konulurken ruhsatsız tabanca taşımaktan gözaltına alınan sürücü adli işlemler için polis merkezine götürüldü.
Bartın Bartın’daki feci yangının tanıkları yaşanan dehşeti anlattı Bartın’da 1 kişinin öldüğü, 2 kişinin yaralandığı yangında şok detaylar ortaya çıkarken, olayın tanıkları ise yaşanan dehşeti anlattı. Bartın’ın Kayadibikavlak Köyü Örencik Mahallesi’nde bulunan tek katlı bir evde saat 20.30 sıralarında kesin sebebi henüz bilinmeyen bir nedenle yangın çıktı. Bitişiğindeki eve de sıçrayan yangında Tevfik Çetinbağ hayatını kaybederken, eşi Seher Çetinbağ, ile kardeşi Selim Çetinbağ ağır şekilde yaralandı. Olay yerine itfaiye, jandarma ve sağlık ekipleri sevk edildi. İtfaiye ekiplerinin yaklaşık 2 saat süren çalışmalarının ardından yangın söndürülürken, iki ev de kullanılamaz hale geldi. Yaralılar ambulansla hastaneye kaldırılırken, durumlarının ağır olduğu belirtildi. Boş tüpü itfaiye evden uzaklaştırdı Yangın esnasında Bartın Merkez İlçe Jandarma Komutanlığı ekipleri, bölgede geniş güvenlik tedbirleri alındı. Yangının tamamen söndürülmesinin ardından nöbetçi savcı ve olay yeri inceleme ekipleri, evin içerisinde, çevresinde detaylı inceleme yaptı. Evin kapısının önündeki boş tüp ise, ekiplerin incelemesinin ardından bir itfaiye eri tarafından kapının önünden alınarak, yola çıkartıldı Faciada şok detaylar Facianın ardından olayla ilgili sır perdesi de aralanmaya başladı. Yanarak ölen Tevfik Çetinbağ’ın yatalak hasta olduğu ve yangından kaçamadığı öğrenildi. Patlama esnasında kocasıyla birlikte evde bulunan Seher Çetinbağ’ın patlamanın hemen ardından yardım istemek için dışarı çıktığı ve kocasının kardeşi olan Selim Çetinbağ ile birlikte yatalak eşini kurtarmak için alevlerin arasına girdiği belirtildi. Alevlerin arasında kalan Seher Çetinbağ ve kaynı Selim Çetinbağ, Tevfik Çetinbağ’ı kurtarmayı başaramazken, kendileri de ağır bir şekilde yaralandı. "Gaz sızıntısı" iddiası Yapılan ilk incelemelerde, Seher Çetinbağ’ın olaydan birkaç saat önce tüp değişimi yaptığı belirlendi. Dolu tüpü kendisini ocağa monte ettiği ileri sürülen Seher Çetinbağ’ın, yemek yapmak için tüpü açtıktan bir süre sonra tüpten sızan gazın alev aldığı ve patlamanın meydana geldiği tahmin ediliyor. Yangının kesin sebebinin ise itfaiye ve olay yeri inceleme ekiplerinin hazırladığı raporların tamamlanmasının ardından ortaya çıkacağı kaydedildi. Patlama sesine irkildiler Alevlerin kül ettiği evlerin yaklaşık 5 metre uzağındaki evde oturan Belma Çetinbağ ve yengesi Fatma Çetinbağ, o anlarda yaşanan dehşeti anlattı. Yangında amcasını kaybeden ve babası yaralanan Belma Çetinbağ, yemek yerken patlama sesi ile irkildiklerini kaydetti. Patlama sesinin ardından dışarı çıktıklarında ise amcasının kaldığı evin alevlerin arasında kaldığını gördüğünü kaydeden Belma Çetinbağ, “Akşam yemeği yiyorduk. Ben yan evdeki üst kattaydım. Bir yerde bir patlama gibi bir ses oldu. Ben yengeme, soba gibi bir şey patladı dedim. Yengem dışarı çıktı. Ev yanıyor diye bağırmaya başladı. Dışarı çıktım ben de, baktım ahşap ev birden alev almış” dedi. Kurtarmak isterken alevlerin arasında kaldılar Babası ve yengesinin yatalak amcasını kurtarmak için alevlerin sardığı eve girince yaralandığını söyleyen Belma Çetinbağ, “Babamla yengem de, sakat amcamı kurtarmak için eve girmişler ama kurtaramamışlar. Zaten ev bir anda alev aldı. Evde 2 kişi vardı, amcamla yengem vardı. Tüp patlayınca yengem, dışarı çıkıp bizimkileri mi çağırdı, ne olduğunu tam olarak bilmiyorum. Babamla, yengem tekrar amcamı kurtarmak için girmişler içeri. Sonuç olarak ikisi de yandı. Onlar da şu an hastanede. Amcam tamamen yandı. Yengem de yanmış olarak içeriden çıktı. Ambulans hastaneye götürdü. Amcam sakattı, sol tarafı hiç tutmuyordu, yatalaktı, yatağa bağlıydı” diye konuştu. “Yengem büyük ihtimal tüpü tam takamadı” Patlamanın ve yangının tüp değişiminden sonra olduğunu kaydeden Belma Çetinbağ, “Yengemin bu akşam tüpü değiştirdiği söylenmişti. Büyük ihtimal tüpü tak takamadı, çakmağı çakınca öyle patlama oldu. Zaten yengem tüpü yeni değiştirmiş. Büyük ihtimal tüpten oldu. Tüpü tam takamadı herhalde” diye konuştu. ‘Emmi yanıyor’ diye bağırma sesi duydum” Emmi yanıyor diye bağırma sesi üzerine alevlerin arasında kalan amcası Tevfik Çetinbağ’ı kurtarmaya çalıştığını anlatan Fatma Çetinbağ ise, “Akşam yemeğini yiyorduk, o anda aniden bir dinamit patlaması gibi bir patlama oldu. Ben merdivenden aşağıya inerken baktım emminin evi alev almış. ‘Emmi yanıyor’ diye bağırma duydum. Kurtarmaya çalıştım, camı falan açtım ama kurtaramadık. Bir şey yapamadık, çok üzgünüm. Yemek yaparken mi olmuş bilmiyoruz. Tüp mü patladı bilmiyoruz. Ama akşamüstü, boş tüpü kapının ağzına koydu. Galiba tüpten oldu” diye konuştu. Olay yerinde yapılan incelemelerin tamamlanmasından sonra ise Tevfik Çetinbağ’ın yanan bedeni, ceset torbasına konularak, evden çıkartıldı. Çetinbağ’ın cesedi, evin önüne getirilen tabutun içerisine yerleştirildi. Tabuta konulan Tevfik Çetinbağ’ın cesedi jandarma, itfaiye ekipleri ve vatandaşlar tarafından cenaze aracına taşındı.