POLİTİKA - 20 Ocak 2017 Cuma 15:39

Bakan'dan çok önemli palm yağı açıklaması

A
A
A
Bakan'dan çok önemli palm yağı açıklaması

Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik, "Bu palmiye yağı dediğimiz yağ ile ilgili rastgele tartışmalar yapılıyor. Bu konu ile ilgili bilimsel bir komisyon kuruldu, çok fazla uzamayacak kısa süre içerisinde gerekli çalışmaları kamuoyu ile paylaşmış olacağız" dedi.

Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik, yerli sebze tohumculuğu ile embriyo transferi projesine ilişkin bir basın toplantısı düzenledi. TİGEM Genel Müdürlüğünde gerçekleştirilen toplantıda konuşan Bakan Çelik, bu dönem içerisinde önemli iki projenin hayata geçirildiğini belirterek, “Bunlardan biri damızlık diğeri ise tohumculuk konularıdır. Hayvancılık için büyük önem arz eden embriyo transferi projesidir. İkincisi ise bitkisel üretimiz açısından son derece önemli olan yerli sebze tohumculuğunun geliştirilmesi projesidir” açıklamasında bulundu.

“2016 YILINDA 130 BİN DAMIZLIK DÜVE ÜLKEMİZE GİRİŞ YAPTI”

Bakan Çelik, yetiştiricilerden gelen bazı taleplerin olduğuna vurgu yaparak, “Bu taleplerin başında kombine damızlık düve talebi bu ihtiyacı karşılama adına attığımız bazı adımlar var. Bunlardan bir tanesi 2016 yılında 130 bin damızlık düve ülkemize giriş yaptı. Bunlarda önemli bir kısmını genç çiftçimize hibe olarak dağıtmış bulunuyoruz. Amacımız hayvancılıkta dışa bağımlılığı ortadan kaldırmak. Bu konuda TİGEM’e son derece önemli görevler düştüğünü belirtmek istiyorum. Biz hayvancılıkta dışa bağımlılığı ortadan kaldıralım derken bunu laf olarak söylemek anlamında söylemedik. Bu çerçevede ‘Milli Tarım Projesi’ başlığı altında açıkladığımız projede 33 ilimizde damızlık düve üretim merkezi kuracağımızı ilan ettik” şeklinde konuştu.

YÜZDE 50 HİBE DESTEĞİ

"Milli Tarım Projesi" kapsamında 33 ilde kurulacak olan Damızlık Düve Üretim Merkezlerinde ahır, ağıl yapımına, damızlık hayvana ve alet ekipman alımına Bakan Çelik, yüzde 50 hibe desteği verileceğini sözlerine ekledi.

Bakan Çelik, söz konusu destekler ile hayvan ve kırmızı et açığının ortadan kaldırılacağına değinerek, “Ziraat Bankası bünyesinde de bu merkezlerin kredi kullanımında çok daha kolay olacağını belirtmek istiyorum. Kredi imkanlarını da bu şekilde sağlamış oluyoruz” dedi.

Hayvancılık yapmak isteyenlerin hayvan temininde birtakım zorluklar yaşadıklarını kaydeden Bakan Çelik, “Bu 33 merkez vasıtası ile vatandaşımız hiçbir aracı olmaksızın, fiyatları belli fiyatları standart, fiyatta aldanma ve hayvan temininde bir zorlanma olmadan istedikleri cins ve ırkta hayvanı bu merkezde bulabilecekler. Amacımız yerli üretimi maksimum düzeye çıkarmaktır” diye konuştu.

Bakan Çelik, yetiştirici bölgesinde doğan her buzağı için 750 Türk lirası destek verileceğini belirtti.

“EMBRİYO TRANSFERİ SÜRECİNE TİGEM GİRMİŞ OLUYOR”

Bakan Çelik, embriyo transferi projesine ilişkin ise şunları kaydetti:

“Bu proje TİGEM tarafından ilk kez gerçekleştirilen bir proje. Bu yöndeki çalışmalar hayvancılığın gelişmesi ile ilgili önemli bir ayağını oluşturmaktadır. Ülkemizde ağırlıklı olarak üniversitelerde bir araştırma biçiminde ve bakanlığımız da Ar-ge çalışmaları yapılmış. Uygulamaya işin pratiğine bugün startı veriyoruz. Embriyo transferi sürecine TİGEM girmiş oluyor.”

Embriyo transferi aracılığı ile istenilen cinste ve ırkta hayvan elde edilebileceğine dikkat çeken Bakan Çelik, “TİGEM bünyesinde 17 işletmenin 12’sinde büyükbaş hayvan yetiştiriciliği yapılıyor. Toplam 32 bin baş hayvan varlığı ile damızlık yetiştiriliyor” değerlendirmesinde bulundu.

“TİGEM İLK DEFA YERLİ SEBZE TOHUMU ÜRETİMİ YAPMAK İÇİN HAZIRLIKLARINI TAMAMLAMIŞ BULUNUYOR”

Bakan Çelik, tohumculuğun bitkisel üretimin temelini oluşturduğuna vurgu yaparak, “Tohumculuk alanında belirli bir noktaya gelmek için 2005 yılından bu yana üreticilerimize 1.4 milyar TL’lik sertifikalı tohum fide ve fidan desteğini vermiş bulunuyoruz. Sebze üreticilerimizin kullandıkları fideleri ilk defa destekleme kapsamına aldık. Bu çabalarımız meyvesini vermeye başladı. Bugün sebze ve tohum ihtiyacımızın yüzde 50’sini kendimiz karşılamaktayız. Kendimiz üretiyoruz. Hububatta ise bu oran yüzde 80’lere varmaktadır. Sertifikalı tohum üretimimiz 145 bin tonlardan 2016 sonu itibarı ile 1 milyon tona ulaşmış bulunmaktadır. 70 ülkeye de tohum ihracatı gerçekleştiriyoruz. Yılda 90 milyon dolarlık sebze tohumu ithal ettiğimizi de belirtmek istiyorum. Yerli hububat tohumu konusundaki başarımızı sebze tohumunda da göstermemiz gerektiği inancı ile TİGEM bu alanda da çalışmalara başlamış bulunuyor. TİGEM ilk defa yerli sebze tohumu üretimi yapmak için hazırlıklarını tamamlamış bulunuyor” dedi.

2018 YILINDAN İTİBAREN SERTİFİKALI TOHUM KULLANIMI

Sertifikalı tohum kullanımına ilişkin değerlendirmelerde bulunan Bakan Çelik, “2018 yılından itibaren sertifikalı tohum kullanma geliyor. Herkes sertifikalı tohum kullanacak. Desteklerden yararlanmak isteyen sertifikalı tohum kullanacak. Baskı söz konusu değil. Tarımsal destekleri biz sertifikalı tohuma 2018 yılından itibaren vereceğimizi belirtmek istiyorum” diye konuştu.

Bakan Çelik, ilerleyen dönemlerde sebze ve yem bitkileri olmak üzere tohumculukta Ar-ge desteklerinin ise 10 kat arttırılacağını kaydetti.

Gündemde ‘yerel tohum kullanımından vazgeçiliyormuş’ gibi bir algı oluştuğuna değinen Bakan Çelik, “Bunlar kesinlikle doğru yaklaşımlar olmadığını belirtmek istiyorum. Bizim amacımız yerel tohumlarımızı sertifikalı tohuma dönüştürmek. Esas amacımız bu. Yerel tohum sertifikalı olmasın gibi bir yaklaşım içerisinde olamayız” açıklamasında bulundu.

“400 ile 500 bin civarında bir büyükbaş hayvan ithalatı ile karı karşıyayız

Konuşmasının ardından Bakan Çelik, basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Çelik, embriyo transferi ile hayvan sayısındaki artışa ilişkin soru üzerine, “Bizim buradaki amacımız dışa bağımlılıktan Türk hayvancılığını kurtarmak. Şuanda 400 ile 500 bin civarında bir büyükbaş hayvan ithalatı ile karı karşıyayız. Türkiye küçükbaş ve büyükbaş hayvancılığında kendi kendine yetebilecek bir potansiyele sahip” değerlendirmesinde bulundu.

PALMİYE YAĞI TARTIŞMALARI

Bakan Çelik, gündemde tartışılan palm yağıyla ilgili bir soruya ise “Bu palmiye yağı dediğimiz yağ ile ilgili rastgele tartışmalar yapılıyor. Bu konu ile ilgili bilimsel bir komisyon kuruldu çok fazla uzamayacak kısa süre içerisinde gerekli çalışmaları kamuoyu ile paylaşmış olacağız” cevabını verdi.

Benan Özben

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Van Bu okul sportif başarılarıyla göğüs kabartıyor Van’ın İpekyolu ilçesindeki Fevzi Geyik Ortaokulu öğrencileri, birçok farklı spor dalında dereceler elde ederek ismini duyurmayı başardı. Van’ın İpekyolu ilçesine bağlı Karşıyaka Mahallesi’nde bulunan Fevzi Geyik Ortaokulu öğrencileri, akademik başarılarının yanı sıra; sosyal, sportif ve kültürel çalışmalarda büyük başarı elde ediyor. Okul idarecileri tarafından anaokulu itibariyle öğrencilerin yetenekleri gözlemlenerek, başarılı oldukları alanlarda kendilerine rehberlik ediliyor. Bu çerçevede geçmiş tarihten bu yana özellikle de sportif başarılarıyla göğüs kabartan öğrenciler; bu yıl da halk oyunları, ragbi, judo, jimnastik ve futbol dalında bir çok başarı elde etti. Fevzi Geyik Ortaokulunda yaklaşık 17 yıldır görev yapan spordan sorumlu Müdür Yardımcısı Mahmut Kipici’nin rehberliğinde birçok başarıya imza atan öğrenciler, katıldıkları son müsabakalarda il ve bölge birinciliği elde ederek, Türkiye şampiyonasında ter dökmeye hak kazandı. Öğrenciler, gelecek müsabakalar için okulun beden eğitimi öğretmenleri Mesut Malgaz ve Barış Yıldız ile Halk Oyunları Usta Öğretici Selami Karabulut ile Judo Antrenörü Rakip Aslan tarafından yoğun bir tempoyla antrenmanlarını sürdürüyor. “Daha büyük başarılar elde edeceğiz” Fevzi Geyik Ortaokulu Müdürü İsa Turhan, İhlas Haber Ajansı’na (İHA) açıklamalarda bulundu. Öğrencilerinin kentte ciddi başarılar elde ettiğini ve daha önceki başarılarına ise yenilerini ekleyerek çalışmalarına devam ettiklerini aktaran Turhan, “Halk oyunlarında öğrencilerimiz il birinciliği ve bölge üçüncülüğü elde etti. Öğrencilerimiz ili temsilen Kütahya’ya gidecek. Ragbi Yıldız Kız Takımı yine Van’da birinci oldu, bölge yarışmalarında birinci ve ilimizi temsilen Mersin’de düzenlenecek müsabakalara katılacaktır. Ragbi Yıldız Erkek Takımı da ilde ikinci ve Kayseri’de ikinci oldu. Başarılarımız sürekli artarak devam ediyor. İdareci arkadaşlarımızda bu konuda öğrencilerimizin önünü açıyoruz” dedi. Öğrencilerinin judo ve jimnastik sporlarında il ve bölge birinciliği alarak finale yükseldiklerini dile getiren Turhan, okullarda akademik başarının yanında sosyal, sportif ve kültürel anlamda da başarın sağlanması gerektiğini kaydetti. Farklı dalda sportif faaliyetlere katılan öğrenciler ise il ve bölge birinciliği aldıktan sonra hedeflerinin takım olarak Türkiye şampiyonu olmak olduğunu belirterek, kendilerini yoğun tempoyla çalıştıran öğretmenlerine ve okul idarecilerine teşekkür etti.
İstanbul Bina önüne çöp bırakılmasından bıkan apartman sakinleri, pankart asarak tepki gösterdi Esenyurt’ta apartmanlarının önüne mahalleli tarafından devamlı çöp bırakılmasından bıkan bina sakinleri, ‘İnsan olun. Çöp atmayın. Çöplük 200 metre ileride’ yazılı büyük bir pankart asarak duruma tepki gösterdi. Olay, dün öğle saatlerinde Esenyurt Örnek Mahallesi’nde meydana geldi. İddiaya göre mahallelinin çöplerini uzun süredir sokak üzerindeki bir binanın önüne bırakmasına tepki gösteren bina sakinleri ‘İnsan olun. Çöp atmayın. Çöplük 200 metre ileride’ yazılı büyük bir pankart astı. Pankartın asılmasının ardından mahalleli, çöplerini binanın önüne bırakmaya devam ederken binada yaşayan vatandaşlar ise çöpler sebebiyle koku oluştuğunu dile getirdi. “Sanki burası İstanbul’un çöplüğüymüş gibi getirip atıyorlar” Konu ile ilgili konuşan bina sakini Halit Kılıç, “2 yıldır çöplerden muzdarip olduğumuz için pankartı astırmak zorunda kaldık. Bizim insanımız. Diyecek söz bulamıyorum. ‘İnsan olun. Çöp atmayın. Çöplük 200 metre ileride’ yazıyor. İnsanlar 200 metre götürüp çöp atmaya zorlanıyorlar herhalde. Çöpler, koku, böcek, sinek gibi şeyleri buraya topluyor. Aşırı şekilde koku oluyor. Buraya herkes her şeyi getiriyor. Sanki burası İstanbul’un çöplüğüymüş gibi getirip atıyorlar. Pankartı bugün astık. İnşallah çözüm olur ve bir daha atmazlar” dedi.
İstanbul Sıcaklıklar artıyor, astım hastaları dikkat Yurdun büyük bölümünde baharın gelişiyle birlikte hava sıcaklıkları da artış göstermeye başladı. Sıcaklık artışına bağlı olarak lodosun hakim olduğu bölgelerse astım hastalarını olumsuz etkilendiğini söyleyen Medicana Sağlık Grubu Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Hacer Ofluoğlu, astım hastaları için uyarılarda bulundu. Lodosun etkili olduğu dönemlerde havanın insan sağlığı üzerindeki etkisi de değişiyor. Hava sıcaklığının artmasının, nem oranının ise azalmasının astım hastalarını olumsuz etkilediğini belirten Medicana Çamlıca Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Hacer Ofluoğlu, ataklar halinde ortaya çıkan bir hastalık olan astımın görülmesinde mevsimsel özelliklerin de etkili olduğunu söyledi. Astımın ilkbahar ayları içerisinde bulunduğumuz bu günlerde ani atak şikayetlerini artırdığını ve özellikle bu hastalarda durumun daha kritik sonuçlar doğurduğunu ifade eden Uzm. Dr. Hacer Ofluoğlu, hastaların yaşadığı sıkıntıları şu şekilde açıkladı: “Alınan havayı hava keseciklerine ileten soluk borusunun daralması sonucu ortaya çıkan astım, ataklar halinde kendini gösterir. Hastaların doktora başvurma nedeni genellikle nefes darlığı, kuru öksürük krizleri, nefes alıp verme sırasında ıslık sesine benzer bir ses duyulması ve göğüste sıkışma hissidir. Atak olmayan zamanlarda ise astımın herhangi bir belirtisi görülmez. Özellikle alerjik reaksiyonlara bağlı astımın teşhisi için akciğer grafisi ve solunum fonksiyon testi sonuçlarından yararlanılmaktadır. Bununla birlikte eğer doktorunuz gerekli görüyorsa teşhis için alerji testlerine de başvurabilmektedir.” Sabah saatlerinde pencereler açık tutulmamalı Genetik faktörlerin yanı sıra çevresel faktörlerin de hastalığın ortaya çıkmasında etkili olması mevsimsel geçiş dönemlerindeki şikayetleri artırdığını belirten Dr. Hacer Ofluoğlu, “Özellikle polen alerjisi olanların böyle havalarda kendilerini daha iyi korumaları gerekmektedir. Polenlerin yoğun olduğu saatlerde dışarı çıkmamalı ve açık havada spor yapılmamalıdır. Dışarıdan gelindiğinde burun ve gözler suyla yıkanarak yapışan polenler uzaklaştırılabilir. Saçlardan dökülecek olan polenleri solumamak için mümkünse her gece saçlar yıkanmalıdır. Sabah saatlerinde pencereler açılmamalı, ev öğleden sonra havalandırılmalıdır. Polen mevsiminde çamaşırların evin içinde kurutulmasını tavsiye ediyoruz. Otomobil ile seyahat ederken camlar kapalı tutulmalı ve aracın polen filtresi her ilkbaharda değiştirilmelidir” dedi. Düzenli tedavilerle astım kontrol altına alınabilir Astımın günümüzde tedavi ile kontrol altına alınabilen bir hastalık olduğunu belirten Uzm. Dr. Hacer Ofluoğlu, düzenli ilaç kullanımı ve hekim kontrolünün tedavide önemli bir faktör olduğunu söylüyor. Astımın temelde bir hava yolu hastalığı olması nedeniyle kullanılan ilaçların birçoğunun inhalasyon ile verildiğini ifade eden Dr. Ofluoğlu, tedavi sürecini şu şekilde açıkladı: “İlaç doğrudan hasta olan bölgeye yani hava yollarına gönderilir. Böylece çok düşük dozlarda bile yarar elde edilirken yan etkiler en aza indirilmiş olur. Astımda ilaç tedavisinin mantığına göre hastaların şikayetlerini tamamen giderebilecek en az ilaç dozu ayarlanmaya çalışılır. Tipik olarak hastalar ilk tedavi başladıktan sonra 1-3 ay içerisinde ve daha sonra her 6 ayda bir değerlendirilmeli, hastanın genel durumuna göre gerekirse bu değerlendirmeler daha sık yapılmalıdır.” Ülkedeki toz bulutu etkisinden korunun Türkiye’de birçok şehirde toz taşınımı nedeniyle hava kalitesinde yaşanan düşüşler de kişilerin sağlığını olumsuz yönde etkiliyor. Özellikle astım hastalarının sağlığını negatif yönde etkileyecek çöl tozu etkisinin bu hafta sonuna kadar sürdürmesi beklenirken Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Hacer Ofluoğlu; atmosferin hava kalitesini etkileyen kum ve toz fırtınasından etkilenmemek için astım hastalarının mümkünse bu günlerde dışarı çıkmamaları, evlerde pencereleri uzun süre açık bırakmamaları, dışarıda bulunulması gereken hallerde ise maske kullanmaları uyarısında bulundu.
Erzincan Büyükbaş hayvanlar kenelere karşı ilaçlanıyor Erzincan Tarım ve Orman İl Müdürlüğüne bağlı Hayvan Sağlığı, Yetiştiriciliği ve Su Ürünleri Şube Müdürlüğü ekipleri ahırlarda büyükbaş hayvanlarda kenelere karşı ilaçlama çalışmalarını sürdürüyor. Erzincan İl ve İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü ekipleri Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) hastalığına sebep olan kenelerle mücadele çerçevesinde il ve ilçelerde büyükbaş hayvanları ilaçlama çalışmalarını sürdürüyor. Kenelerden insanlara bulaşan KKKA hastalığına karşı devam eden ilaçlama çalışmaları ile hayvanlar üzerinde bulunan keneler etkisiz hale getirilerek hastalığı insanlara bulaştırmasının önlenmesi isteniyor. KKKA hastalığının, keneler tarafından taşınan bir virüsle oluşan ateş, halsizlik, iştahsızlık, kas ağrısı, baş ağrısı, bulantı, kusma, ishal ve ağır vakalarda kanama gibi semptomlar ile seyrederek ölümlere neden olabilen zoonotik (hayvanlardan insanlara bulaşan) karakterli bir enfeksiyon hastalığı olması nedeniyle bölgede büyük öneme sahip. Türkiye’de 2002 yılından itibaren görülmeye başlayan ve önemli bir halk sağlığı sorunu haline gelen Kırım Kongo Kanamalı Ateşi hastalığına neden olan kenelere karşı il genelinde tüm büyükbaş hayvanların tamamına yakını ilaçlandı. Erzincan İl Tarım ve Orman Müdürlüğü’nde görevli veteriner hekimler, teknikerler ve teknisyenler tarafından uygulanan ilaçlama vatandaşı memnun ederken geri kalan hayvanların ilaçlanma çalışmalarının ise Kurban Bayramı öncesinde bitmesi hedefleniyor. Erzincan İl Tarım ve Orman Müdürlüğü Hayvan Sağlığı Yetiştiriciliği ve Su Ürünleri Şube Müdürü Veteriner Hekim Yunus Koç ilaçlama çalışmalarında sona gelindiğini belirterek, “Bahar aylarının gelmesiyle birlikte, yetiştiricilerimiz hayvanlarını otlağa çıkarmaya başladı. Otlağa çıkan hayvanlarda kene yapışması görülmekte. Bu kenelere karşı ilaçlamak için Tarım ve Orman İl Müdürlüğü olarak ilimizde ki büyükbaş hayvanların tamamına yakınına ilaçlama çalışması yapmış bulunmaktayız. Kalan kısmını ise Kurban Bayramı öncesi tamamlamayı planlamaktayız. Ayrıca, yetiştiricilerimize kenelere karşı bilgilendirme çalışması yaparak kişisel tedbirlerin alınması konusunda uyarılarda bulunmaktayız” dedi. Akyazı Mahallesinde hayvan yetiştiriciliği ile uğraşan Ahmet Kılıç, her sene Tarım ve Orman Bakanlığından gelen ilaçları kullandıklarını söyleyerek ekiplere teşekkür etti. Bir başka büyükbaş hayvan yetiştiricisi Şahin Kılıç ise, “Yaz mevsiminin yaklaşmasından dolayı özellikle meralara hayvanlarımızı çıkarıyoruz. Meralarda da kene oldukça fazla bulunmaktadır. Özellikle Tarım ve Orman İl Müdürlüğü ekiplerinin getirdikleri kene ilaçlarını kullanarak bunlara önlem almaya çalışıyoruz. Özellikle hayvanların meme kısımlarında çok oluyor. Bizler de kendimiz kenelerden korunmak için çizme giyiniyoruz, açık renk elbise giyiniyoruz” ifadelerini kullandı.