ASAYİŞ - 06 Ekim 2015 Salı 18:54

Balayı yolunda can pazarı! Güçlükle kurtarıldılar

A
A
A
Balayı yolunda can pazarı! Güçlükle kurtarıldılar

Muğla’nın Seydikemer ilçesinde, yoldan çıkan otomobil 30 metrelik uçuruma yuvarlandı. Balayına giderken geçirdikleri kazada araç içerisinde sıkışan genç çift, güçlükle kurtarıldı.

Edinilen bilgiye göre; Antalya’dan Fethiye istikametine gelen Hüseyin Gökhan Yavaş yönetimindeki 43 AT 302 plakalı otomobil, Fethiye-Antalya karayolunun Sarıyer mevkisinde yoldan çıkarak yaklaşık 30 metrelik uçurumdan yuvarlandı. Kazada yaralanan sürücü Hüseyin Gökhan Yavaş ve eşi Kübra Yavaş otomobilde sıkıştı.

FREN İZLERİNDEN FARK ETTİLER

Yoldan geçen diğer sürücüler, yeni oluşmuş fren izlerini görünce uçuruma yuvarlanan bir araç olduğunu anladı. Yaralı çiftin yardımına koşan vatandaşlar, aracın yanına gelerek sürücüyü araçtan çıkardıktan sonra itfaiye ve 112 Acil Servis’e haber verdi. Olay yerine gelen itfaiye ve sağlık ekipleri, araç içerisinde yardım bekleyen Kübra Yavaş'a ilk müdahaleyi araç içerisinde yaptı. Koltuk ile direksiyon arasına belinden aşağısı sıkıştığı anlaşılan genç kadın, itfaiye ekiplerinin aracı parçalamasının ardından 30 dakikalık çalışma sonucu otomobilden çıkarıldı. Acı içinde kıvranan Kübra Yavaş’a araçtan çıkarıldıktan sonra ikinci bir müdahale daha yapıldı.

Yaralılar, olay yerine gelen ambulanslarla Fethiye’deki hastanelere sevk edildi. Kazada yaralanan Hüseyin Gökhan Yavaş ve Kübra Yavaş çiftinin kısa süre önce dünya evine girdikleri ve Antalya’dan Fethiye’ye balayına gittikleri öğrenildi. 

MURAT YALÇIN

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Okan Buruk: "Sadece futbola odaklandık" Galatasaray Teknik Direktörü Okan Buruk, gündemdeki olayları dışarıda bıraktıklarını belirterek, "Benim işim ve oyuncularımın işi saha. Sadece futbola odaklandık" dedi. Galatasaray Teknik Direktörü Okan Buruk, Antalya kampında basın mensuplarıyla sohbet toplantısı gerçekleştirdi. Buruk, gündemin takımı etkileyip etkilemediğiyle ilgili bir soru üzerine, "Kendi işimize odaklanıyoruz. Şu anda milli takım arasındayız. İzin yaptık. Milli takıma giden futbolcularımız var. Dışarıyı bir kenara bıraktık. Zaten dışarıyla bir işimiz yok. Yönetimimiz gündemle ilgili konuşuyor. Benim işim ve oyuncularımın işi saha. Geçen sezon da bunu yapmıştık. Sahada kalan takımın daha başarılı olacağına ve oraya odaklanmamız gerektiğine inanıyorum. Tabii ki gündemi takip ediyoruz. Bazen gülüyoruz bazen kızıyoruz. Enteresan şeyler de oluyor. Antalya kampı da bizim için faydalı oldu. Buraya geldiğimiz için oyuncular da çok mutlu. Bir hava değişimi oldu. Çalışmalar ve kamp ortamı olumlu geçiyor. Bunu etkileyecek hiçbir şeye izin vermek istemiyorum. İlk olarak Hatayspor maçına odaklanıyoruz. Sonrasında Süper Kupa var. 8+1 maçımız var ve hepsi bizim için final. Sadece futbola odaklandık. Dışarısı bizi meşgul ederse bize zarar verir. Gerekli açıklamaları yönetimimiz yapıyor" diye konuştu. "Son günlerin en güzel fotoğrafı Galatasaray ve Fenerbahçeli oyuncuların birbirine sarılması" Buruk, son günlerin en güzel fotoğrafının milli takım kampında Galatasaray ve Fenerbahçeli futbolcuların birbirine sarılması ve gülüp eğlenmesi olduğunu vurgulayarak, "Aslında işin gerçeği bu. Dışarıda taraftarları işin içine çekmek için uğraş veriliyor ama gerçek ve doğal olanı milli takım kampında futbolcuların birbirine sarılması. İşin gerçek resmi bu. Buna odaklanıp, destek olmamız lazım. Yakında Süper Kupa maçı var. Orada da dostluğumuzu insanlara göstermemiz gerekiyor ki Türk futbolundaki tansiyon düşsün. Böyle giderse çok daha kötü şeyler olacak. Yıllardır olmayan şeyleri yaşıyoruz. Bu tansiyon yükseldikçe Türk futbolunun zararına. Teknik direktör olarak kendi adıma bu işi sakinleştirmek için saha içinde kalmam gerek" ifadelerini kullandı. "Birlikte basın toplantısına çıkıp, dostluk mesajı vermemiz önemli" "Süper Kupa öncesinde iki takımın birlikte basın toplantısına çıkması, dostluk mesajı vermemiz önemli" diyen Sarı-kırmızılı takımın teknik patronu, sözlerini şöyle sürdürdü: "Ülkemiz her şeyi yüksek yaşıyor. Gerginliği yükseltmememiz gerekiyor. Rekabet, birbirini kızdırmak güzel. Bu işin doğası bu. Ancak bu doğalın dışına çıkılması, kavga, kaos ve olayların artmasına neden olur. Ben elimden geleni yapmaya çalışıyorum. Diğer tarafın ne yapmak istediğini veya planladığını bilemem. Sakin kalan, insanları dostluğa yönlendirmesi gereken taraf olmamız gerektiğini düşünüyorum. Bunun için elimizden geleni yapacağız. Bu işi germeye gerek yok. Hepimiz birçok şey konuşabiliriz ama bunun bir faydası yok. Her şey daha kötüye gidiyor. Ülke futbolu için ateşin düşmesi lazım. Ortak basın toplantısını tabii ki isteriz. Öyle de olması gerekiyor. İki takımın hocası ve kaptanlarının bir araya gelmesi gerek. Ülke futbolunu geliştirmeye çalışıyorsak önce teknik adam ve futbolcuların birbirine sarılması gerekiyor." "Her şey yeniyken şampiyon olmak daha zordu" Geçen sezon ile bu sezon arasındaki ne gibi bir fark olduğu sorusuna Okan Buruk, "Bence ana zorluk çok daha yoğun maç fikstürü. Sezonu çok erken açtık, Şampiyonlar Ligi oynadık. Son yıllarda Şampiyonlar Ligi oynayan takımlar Süper Lig’de zorlanmıştı. Ben de Başakşehir’de bunu yaşamıştım. Trabzonspor, Beşiktaş ve Başakşehir zor sezonlar geçirmişti. Bu sezon ondan dolayı zor oldu. Ancak geçen sezonun daha zorlu olduğunu düşünüyorum. Bir sezon önce 13. olan bir takıma yeni bir kadro kuruldu. Yeni hoca, yönetim ve oyuncular vardı. Her şey yeniyken şampiyon olmak daha zordu. Bu sezonki tüm transferleri hep birlikte yaptık. Bunun en büyük sorumlusu benim. Bazen son dakika, bazen elimizdeki bütçeye göre transfer yaptık. Bütçemiz sonradan açıldı. Şampiyonlar Ligi’ne çok geç girdik ve son haftaya kaldık. İki transfer döneminde de son haftaya kaldık. Ara transferde Sacha Boey’un satılması planladığımız bir şey değildi. İki dönemin de zorlukları oldu. Ancak benim işim de bu zorluklara adapte olmak. Her şartta elimizdekilerle en iyisini çıkartmak zorundayız. Bazen sakatlıklarla boğuştuk. Bu sene daha çok çözümler bulduğumuz bir sezondu. Geçen sezon hep tek maç oynadık. Haftada tek maç oynamak hep daha kolaydır. Tek zor yanı oyunculara daha fazla oyuncuya süre veremiyorsunuz. Bu sezon herkes uzun süreler aldı. Bu sezon daha farklı bir senaryo yaşadık. Sakatlık, ceza, formsuzluklar yaşadık. Yeni gelen oyuncuların adaptasyonu zor ve geç oldu. Daha nisan başında 47 maç oynadık. Sezon sonunda 56 maça ulaşacağız. Benim işim daha zor oldu ama denemelerimiz başarılı olduğu için benim açımdan olumlu gözüktü. Barış, Kaan, Berkan, Kerem Demirbay farklı mevkilerde oynadı. Ancak hiç yerlerini yadırgamadı. Bu oyuncu grubu ile çalıştığım için şanslıyım. Çünkü her rolü kabul eden bir oyuncu grubu var" diye konuştu. "İki takım da çok başarılı gidiyor" Galatasaray ve Fenerbahçe’nin de bu sezon başarılı gittiğini ifade eden Buruk, "Genel olarak bakıldığında iki takım da çok başarılı gidiyor. İstatistik olarak iki takım da en iyi sezonlarını yaşıyor ama sadece biri şampiyon olacak. Çok iyi bir puan ortalaması yakalanmasına rağmen şampiyonluk durumuna göre iki takımdan biri başarılı, diğeri başarısız kabul edilecek. Bunun adil olup olmadığını tartışabiliriz. Biz Şampiyonlar Ligi’nde ve Avrupa Ligi’nde oynadık. Fenerbahçe ise UEFA Avrupa Konferans Ligi’nde devam ediyor. İki takımın da başarılı olduğunu söyleyebilirim ama bir takım şampiyon olacak. Süper Kupa maçını iki takım da kazanmak isteyecek. Bence iki takımın teknik direktörleri ve oyuncuları başarılı. Burada finali kimin yapacağı önemli olacak" açıklamasında bulundu. "Tribünlere çağrılmak beni motive ediyor" Tribüne çağrılmanın kendisini motive ettiğini vurgulayan başarılı teknik adam, "Çok büyük bir sorumluluğum var. Bunun yükü çok ağır. Dışarıdan gelen biri değilim. O tribünlerle büyüdüm, geliştim, çok önemli başarılar yaşadım. Takımın maç kazanması, başarılı olması, şampiyonluk yaşaması normal bir teknik direktör için bir ise benim için üç. O sorumluluktan sonra taraftarımızla buluşmak, onlarla bir arada olmak, size değer verdiklerini görmek benim için çok büyük bir gurur ve mutluluk oluyor. İç sahada taraftarımızla ne kadar iyi olduğumuzu gösteriyor. Maç sonu buluşma da birbirimize olan sevginin yeniden ortaya çıkması oluyor" diye konuştu. "Şu an benim için ana hedef Galatasaray’ın başarısı" Yurt dışı hedefiyle ilgili de konuşan Buruk, "Türk futbolcular ve teknik direktörler, ne kadar dünyaya açılır, Avrupa’da takım çalıştırırsa ülke imajı için önemli adım olur. Orada doğru zaman ve takım önemli. Ancak şu an benim için ana hedef Galatasaray’ın başarısı. İnşallah yeniden şampiyon olmak, yeniden Şampiyonlar Ligi’nde oynamak birinci hedefim. Avrupa’da olmak, takım çalıştırma tecrübesini yaşamak istersiniz ama ana hedef Galatasaray’ın başarısı. Burada güzel bir birliktelik ve müthiş bir uyumumuz var. İlk isteğim bunun devam etmesi. İleride bir gün şartlara göre olabilir" sözlerini sarf etti. "İyi bir milli takıma sahibiz" A Milli Takım hakkında da görüşlerini belirten Okan Buruk, şunları söyledi: "Teknik adam bir şeyler deniyor. Oynamayan futbolculara görev veriyor, farklı kadrolar çıkarttı, bütün oyunculara şans vermeye çalıştı, forvette denemeler yaptı. Sonuç kötü olunca olumsuz hava oluşuyor ama bence bu maçların Avrupa Şampiyonası ile alakası yok. İyi bir kadromuz ve teknik direktörümüz var. Grup maçlarında yakaladıkları uyumu gördük. Bu çizginin devam edeceğini düşünüyorum. Hazırlık maçlarında olmayabilir. Bazen teknik adamlar bir şeyler deniyor. Tabii 6-1’lik skor ağır olduğu için hepimizi üzüyor. Ancak en çok Montella üzülmüştür. Bence şampiyona öncesi oynayacağımız iki hazırlık maçı daha ölçü olacak. Bence asıl değerlendirmemiz gereken maçlar olacak. Turnuva da daha farklı olur. Son iki milli maçı dikkate almamak gerekir. Bence hoca bunlardan dersler çıkarır. Bence olumsuz düşünecek bir durum yok. İyi bir milli takıma sahibiz. Çok başarılı olacağımıza inanıyorum." "Federasyon kimi görevlendirirse görevlendirsin saygı duyacağız" Fenerbahçe maçlarındaki hakem yönetimleriyle ilgili bir soru üzerine Galatasaray’ın teknik patronu, "İki takımın yarışı devam ediyor. Ligde bütün takımların lehine ve aleyhine hatalar yapılıyor. Fenerbahçe’nin oynadığı son 3 iç saha maçında kritik kararlar verildi. Özellikle maçın sonucunu etkileyecek son dakikalarda verilen kararlar kamuoyunda gündeme geldi. İki takım da bunları sayabilir. Herkes kendi penceresinden bakıyor, haklı olduğunu düşünüyor. Şu anda objektif bir değerlendirme beklemiyoruz. Bununla ilgili Erden beyin bir çağrısı olmuştu. Bu konuyla ilgili, ’2-3 yabancı hakem maçları incelesin. Kimin lehine kimin aleyhine çıktığını görelim.’ demişti. Ben oraya takılmak istemiyorum. Bazen oyuncularımız da bazı maçlardan sonra, ’Bu nasıl olabiliyor?’ diyorlar. İki takım da lige odaklanıp giderse hem hakemler hem federasyon için iyi olur. Yabancı hakem olursa saygı duyacağız. Kim yönetirse yönetsin. Federasyon kimi görevlendirirse görevlendirsin saygı duyacağız. Avusturya ile yapılan milli maçtaki kararları da gördük. O da Avrupalı bir hakem ama verilen kararların ne kadar doğru olup olmadığını gördük. Her yerde herkes hata yapabilir. Bizim için kimin yönettiğinin önemi yok. Çıkıp futbolumuzu oynayacağız. Hakemli de hakemsiz de olsa oynayacağız. Tribünden biri yönetse de oynayacağız. Bunların çok üstünde durmamak gerek. Bence Türk hakemler devam edecekse onlara özgüven vermemiz gerekiyor. Başta federasyonun onlara destek olması gerek. Zaten 3-4 senedir Türk futbolundaki kaos devam ediyor. Çok önemli ve değerli hakemler vardı. Görevi bıraktılar. Yerine yenilerin gelmesi zaman alacaktır. Ancak üzerlerindeki baskılar da onların hata yapmasına yol açıyor. Bence önemli olan Türkiye Futbol Federasyonunun hakemlere destek vermesi. Yarış güçlü bir şekilde devam ediyor. İki takım da kazanarak ilerliyor. Ancak nereye kadar süreceğini bilemem. Fikstürde kendi sahamızda oynayacağımız son maç Fenerbahçe derbisi. Geçen seneye yakın bir fikstür. İki puan öndeyiz. Bu avantajı devam ettirmeye çalışacağız. Bence iki takım da güçlü bir şekilde devam ediyor" dedi.
Van İranlıların nevruz tatili beklentileri karşılamadı İran’da 20 Mart-1 Nisan tarihleri arasındaki nevruz tatili, Van’ın beklentilerini karşılamadı. Her yıl 13 günlük nevruz tatili için Van’a gelen İranlı turistler, bu yıl beklentileri karşılamadı. Her yıl nevruz tatilinde Van’a gelmeyi tercih eden on binlerce İranlı turist yaptıkları alışverişle esnafa ’can suyu’ olurken bu yıl ise beklenen ilgi olmadı. Yaklaşık iki hafta boyunca otellerin yüzde 90 ila yüzde 100 doluluk oranına vardığı Van’da oteller boş kaldı. İranlı misafirlerin Van ekonomisi için olmazsa olmaz olduğunu belirten esnaf, tek temennilerinin o eski İranlı yoğunluğunun tekrar yaşanması olduğunu söyledi. Konuyla ilgili açıklamada bulunan TÜRSAB Doğu Anadolu Bölgesel Yürütme Kurulu Başkanı Sayın Cevdet Özgökçe, Türkiye’nin İran sınırına üç tane gümrük kapısının olduğunu ifade ederek, “İranlı misafirler, Kapıköy, Esendere ve Gürbulak sınır kapılarından yoğun bir şekilde ülkemize gelmeye başladılar. Fakat Van’da maalesef otel doluluk oranları şu anda yüzde 50-60 oranında. Geçmiş yılların yoğunluğu yok. Kentte öyle bir hava yok şu an. Geçmiş yıllarda nevruzda yer kalmıyordu ve biz yardımcı olmaları noktasında valilerimize ricada bulunuyorduk. Okul yurtlarını, kamu kurumların misafirhanelerini açtırıyorduk, ama maalesef bu yıl öyle bir doluluk yok” dedi. Van Otelciler ve Turizmciler Derneği (VANOTED) Başkanı Oktay Aksoy ise geçmiş yıllara oranla nevruz tatili için Van’a gelen İranlı turist sayısında ciddi bir düşüşün yaşandığına dikkat çekerek, “Şimdiki sürece baktığımız zaman geçen seneki süreçle aslında ivmenin düştüğünü görmekteyiz. Geçen sene yüzde 80 -90 oranında bir doluluk varken, bu sene otellerde yüzde 50-60’a yakın bir doluluk gözükmektedir” ifadelerini kullandı. İranlı misafirlerin Van’ın ekonomisine ciddi anlamda bir katkı sunduğunu vurgulayan Aksoy, “Açıkçası bu sene o ivmeyi, o volümü yakalayamadık. Ama bundan sonraki süreç içerisinde yılı tamamlamadan yine İranlı misafirlerimizi ağırlamaya çalışacağız. Bu süreç içerisinde belki o ivmeyi, o volümü yakalamış olacağız. İranlı misafirlerimiz Van’ın ekonomisine ciddi anlamda katkıları olan misafir kitlesidir. Sadece konaklama değil, Van’ın diğer pazarlarına da katkı sağlamaktadır. Çünkü Van’ın ciddi anlamda ekonomik üssü haline gelen bir İran misafir kitlesi yer alıyor. Bu da Van için kaçınılmaz bir hedeftir” diye konuştu.
Muğla CHP Genel Başkanı Özel Ortaca’da konuştu: "Limon üreticisini bu hale düşürenleri de Pazar günü hep birlikte sandığa gömeceğiz" CHP Genel Başkanı Özgür Özel, seçim çalışmaları kapsamında Muğla’ya geldi. Ortaca mitinginde Ortaca Belediye Başkan Adayı Evren Tezcan ve Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Ahmet Aras için destek isteyen Özel, "Limon üreticisini bu hale düşürenleri de Pazar günü hep birlikte sandığa gömeceğiz" dedi. CHP Genel Başkanı Özgür Özel, seçim çalışmaları kapsamında Ortaca’ya gelerek Festival Alanı’da bir miting düzenledi. CHP İl Başkanı Zekican Balcı’nın yanı sıra Muğla milletvekilleri ve belediye başkan adaylarının da katıldığı mitingde kısa bir konuşma yapan Ortaca Belediye Başkan Adayı Evren Tezcan, “Genel Başkanımızın gelişiyle 31 Mart’ta yapacağımız kutlamayı bugün yapıyoruz. 31 Mart gecesi Cumhuriyet Halk Partisi’nin sosyal demokrat belediyeciliğini getirmeye ant içiyoruz” dedi. “Bugün 2. yüzyılın büyük lideri, kurtuluş ve kuruluşun partisinin genel başkanı Özgür Özel’i Muğla’mızda ağırlıyoruz” diyen Muğla Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Ahmet Aras ise “Muğla Büyükşehir Belediye Başkanlığında artık canla başla, azimle, kararlılıkla hizmet etmeye hazırım. Kendime güveniyorum. Sizlerin desteği ile 31 Mart’ta seçimi hem Dalaman’da hem de Muğla’nın diğer 12 ilçesinde ve Büyküşehir’de çok güçlü şekilde kazanacağız, bundan hiç şüphemiz yok. Ortaca’da Evren kardeşim var. Evren kardeşim ile Büyükşehir Belediyesi’nin imkanlarını birleştirip Ortaca’nın ne eksiği varsa hepsini tamamlamak benim namus borcumdur. Büyükşehirle Ortaca Belediyesi’nin imkanlarını birleştireceğiz, altyapı, su, kanalizasyon, yol, otogar, kültür merkezi, kreş, yurt, huzurevi, ne gerekiyorsa sonuna kadar Ortacamız’a kazandıracağız” dedi. "Geçen seçim kendi hatamızla kaybettik, 5 yıldır içim sızlıyor" Konuşmasına, "Geçen seçimde kendi hatalarımız yüzünden kaybettiğimiz ve 5 yıldır içimizi sızlatan Ortaca’dayım. Bu sefer Ortaca’yı almaya geldik. Hayırlı uğurlu olsun” diye başlayan CHP Genel Başkanı Özgür Özel, “Bu sefer bölünmek var mı? Ayrı düşmek var mı? Bu sefer sandıkta hep beraber olacağız, kol kola olacağız. Ortacamız’a Evren Tezcan Başkanımızı Belediye Başkanı yapacağız. Evren kardeşim Ortaca’nın evladı, Evren Ortaca’ya yakışacak. Ahmet Aras’a gelince, Muğla’da, Bodrum’da başarılı işler yaptı. Muğlalılara sorduk anketlerde en çok onu istediler. Muğla Büyküşehir Belediye Başkan adayımız oldu, sizlerin takdirleri ile 3 gün sonra inşallah Muğla’nın yeni Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras” dedi. "Orman köylülerini hükümet yok saydı" Konuşmasında orman köylülerine değinen Özgür Özel, “Orman köylüleri hükümetin yok saydığı bir grup. 500 bin orman köylüsü var, 3,8 milyar lira devletten alacaklı durumdalar. Bu sene enflasyon yüzde 120, TÜİK’e göre yüzde 68, ancak orman köylülerinin yaptığı hizmet karşılığı aldığı paraya yapılan zam sadece yüzde 20. Orman Genel Müdürlüğü 5 yıldızlı otellerde kamplar yapıyor, kampa katılanlara 5’er bin liralık ayakkabı hediye ediyor, orman köylüsü 30 gün çalışsa 9 bin lira para alıyor” dedi. "Emeklilerden 18 kilo kıymayı çalıp aldılar" Seçim sürecinde emeklilerin sorunlarını dile getirdiğini belirten CHP Genel Başkanı Özel, “Emekliler Recep Tayyip Erdoğan’ın partisi iktidara geldiği gün 3 Kasım 2002’de bir buçuk asgari ücret maaş alıyordu. Ona dokunmasa, sizinle uğraşmasa, TÜİK enflasyon hesaplayacağız, enflasyona ezdirmeyeceğiz diye emekliye kandırmasalar bugün bu ücret 26 bin lira ama bugün en düşük emekli maaşı 10 bin lira. O gün 8 çeyrek altın alıyordu, bugün 2,5 çeyrek altın alıyor. Emeklilere AKP iktidarı boyunca TÜİK’in rakamları ile zam aldığınız için bugün en düşük emekli maaşı 2,5 çeyrek altın alıyor. Ayda 5,5 çeyrek altın cebinizden çalınıyor. Buradan 6 yıl önce 2018’de ilk kez emekli ikramiyesi almıştınız. Kemal Kılıçdaroğlu birer maaş demişti 2015’te, biz de vereceğiz dediler, 6 bayram, oyaladılar, 6 bayram hakkınızı vermediler, sonra bin lira verdiler. O gün beğenmediğiniz o bin lira 24 kilo dana kıyma alıyordu. Bugün verdikleri 3 bin lira 6 kilo dana kıyma alıyor. Sadece bayram ikramiyenizden 6 yılda 18 kilo kıyma kayıp. Bugün emekliler 1 kilo kıyma almak için sabah 4’te kuyruğa giriyor. Sizden 18 kilo kıymayı çalıp aldılar” dedi. Kaybedilen bir şeyin kaybedildiği yerde bulunacağını belirten Özel, “Siz ne zaman kaybettiniz. Bir seçim sandığında kaybettiniz. O zaman kaybettiklerini aramak için Pazar günü sandık başına gitmeye hazır mıyız? Hakkımızı arayacak mıyız? Emekliye yapılanın hesabını sandıkta soracak mıyız” dedi. "Limon üreticisini bu hale düşürenleri de Pazar günü hep birlikte sandığa gömeceğiz" Çiftçinin içinde bulunduğu durumun çok vahim olduğunu belirten CHP Genel Başkanı Özgür Özel, “4 liralık mazotu 19 lira yaptı geçen seçime kadar. Yapmayın dedik, yeter dedik. Dedi ki seçin beni, doları da, enflasyonu da mazotu da düşüreceğim. Seçileli 10 ay oldu ve 19 liralık mazot 44 lira oldu. Mazot ekerken lazım, dikerken lazım, biçerken lazım. Türkiye’nin en çok limon üretimi Muğla’da. Üretimin yüzde 70’i ise Ortaca’da. Bu sene limon dalında kaldı. Limon hal’de 15 lira, dalında 1,5 liraya alan yok. 50 kuruşa da alan yok. Mazot 44 lira olunca gelip toplayıp koyup götürmeye bile kurtarmıyor. Bu mazotu da çiftçiye destek vermeyenleri, narenciye ve limon üreticisini bu hale düşürenleri de Pazar günü hep birlikte sandığa gömeceğiz” dedi. Gençlere de seslenen Özel, “Bu hükümet sizi bu ülkeden soğuttu, her biriniz yurt dışına gitmek istiyorsunuz. Her biriniz yarınlarınız için, kaybolan umutlarınızı tazelenmesini istiyorsunuz. Gazi Mustafa Kemal Atatürk bu Cumhuriyeti kurdu ama genel başkanlara, milletvekillerine, belediye başkanlarına emanet etmedi, gençlere emanet etti. Biz festivalleri yasaklayan, konserleri yasaklayan, gençlerin üniversitelerini kayyum atayan, yiyeceğine, içeceğine, giyeceğine karışan bu anlayışa karşı gençlerin yanında ve arkasında olacağız. Ama bunun için 31 Mart Pazar günü gençleri kendilerine, geleceklerine, ülkelerine sahip çıkmak için sandık başına bekliyoruz” dedi.
Erzurum MHP Genel Başkan Yardımcısı Aydın’dan CHP, DEM ve YRP değerlendirmesi MHP Genel Başkan Yardımcısı ve Erzurum Milletvekili Kamil Aydın, "Avrupa’daki saldırılardan anlıyorsunuz. Nerede bir Türk vatandaşı varsa bizim bir soydaşımız varsa onun hanesine, dükkanına, hatta camilere saldırıyorlar. Şimdi böylesine can derdine düşmüş bir terör örgütünün siyasi uzantısına maalesef Cumhuriyet Halk Partisi can suyu veriyor" dedi. İhlas Haber Ajansı Erzurum Bölge Müdürlüğü’nü ziyaret eden Milletvekili Aydın, yerel seçimler ve Türkiye gündemine dair değerlendirmelerde bulundu. İstanbul seçimleri öncesinde DEM ile CHP arasında yaşanan ittifakın gözler önünde yaşandığını ifade eden Aydın, "Aslında yani eski HDP yeni DEM diyelim. Bunlarla ittifakı Sayın İmamoğlu’nun hep vardı. Yani bir önceki yönetim seçim sürecinde bu ittifakı kurdu. Sadece onda değil. Dikkat ederseniz Allah korusun yani Batılıların Türkiye’yi bölme parçalama projelerinin çok önemli iki ayağı var. Bunlardan biri etnik ayrımcılığa gitmek, bir de mezhep ayrımcılığa gitmek. Maalesef buna İstanbul şehri emini de alet olmuştur. Yani geçen iftar yemeği veriyor, İnanın katılanları sayıyor, sayıyor, sayıyor, sayıyor. İçlerinde daha önce de İstanbul kimin diye sorulduğunda işte İstanbul Ermenilerin, Rumların, efendim şunların, bunların diye sıralıyor. Ama asli unsur Anayasamızda Türkiye Cumhuriyetinin asli unsuru olan Türklerin adını hiçbir zaman ağzına almaktan imtina ediyor her zaman” dedi. "Atatürk’ün mirası yağmalanıyor" “Avrupa’daki saldırılardan anlıyorsunuz. Nerede bir Türk vatandaşı varsa bizim bir soydaşımız varsa onun hanesine, dükkanına, hatta camilere saldırıyorlar” diyen Aydın, "Şimdi böylesine can derdine düşmüş bir terör örgütünün siyasi uzantısına maalesef Cumhuriyet Halk Partisi can suyu veriyor. Yani Atatürk’ün mirası yağmalanıyor. Yüz yıllık bir mücadele heba ediliyor. Mustafa Kemal Atatürk’ün gerçekten bölücülükle ilgili söylediği çok nefis cümleler var. Bütün bunları yok sayarak sanki efendim daha önceleri genel seçimlerde altılı masa kurulup altında DEM’i tutarken bugün altını masada bir dağınıklık söz konusu. Altında ki DEM masa üstüne çıkarılmış çok önemli bir paydaş haline getirmişler. Peki ortaklaştıkları düşünce ne? Allah korusun meşrep ya da işi tek kökenli merkezli bir ayrımcılığa tabi tutmak. Bir de artık mağarasında, dağında, efendim herhangi bir eylemde varlık bulamayan PKK’ya kravat tak takım elbise giydirip büyükşehirde, İstanbul’da efendim siyasi bir görüntü adı altında şehirlere, metropollere çekmek. Bizim canımız çok yandı. Aziz vatandaşlarımız bunun farkında. Yani bunlardan tekrar yeniden siyasi bir şey çekme projesini düşünenler de aldanıyorlar. Yani yılanla torbaya girilmez. Daha önceki dönemde ağır bedeller ödendi. Çukur eylemlerini hatırlayın. Yani 800, 900 civarında şehidimiz var bizim orada. Dolayısıyla biz artık mümin aynı delikten ikinci kez ısırılmak hükmüne uygun davranmamız lazım. Dolayısıyla Biz Milliyetçi Hareket Partisi olarak açık ve net söylüyoruz. Cumhur İttifakı var. Bütün bu belediyelerin tekrar Cumhur İttifakı’na geçmesi lazım. Artık can çekişen terörün şehirlerde barınmaması lazım. Belediyelerde kendilerine varlık bulmaması lazım. Bunu biz ezbere söylemiyoruz işte. DEM’i meclis üyesi açıkça söylüyor. Diyor ki İstanbul’da şu ittifakları yaptık. Adana’da şu ittifakları yaptık. Mersin’de iki belediyede şu ittifakı yaptık. İzmir’de şu kadar arkadaşımız efendim grup kuracaklar ve meclis üyesi olacaklar. Bütün bunları aleyhine açık söylenirken yani ben inanıyorum ki inşallah o İstanbul tarihi misyonuna bir uygun bir geriye dönüş sergileyecek” dedi. Atacağınız taşın kimi ne kadar ürküteceğinin hesabını iyi yapmak lazım Yeniden Refah Partisinin İstanbul’da aday çıkarmasına yönelik de eleştirilende bulunan Aydın, "Aslında yani Cumhur İttifakı içerisinde şimdi bir milli görüş mirası sahibini artık AK Parti’ye geçtiği kanaatim bu, milletimizde hasıl oldu ki bu kadar oraya destek oldular. Şimdi öylesine bir babanın bir evladı işte bugün yola çıktılar. Ya İstanbul’da Allah aşkına yani yapacağınız işin, atacağınız taşın kimi ne kadar ürküteceğinin hesabını iyi yapmak lazım. Bu bir vebaldir, sorumluluktur. Bu vebalin altında kalamayacağını söyleyenler istifa edip kitlesel olarak efendim parti değiştiriyor ama nasıl bir üst akıl, böyle bir yönlendirme yaptıysa İstanbul’da aday çıkarmaları çok garip bir şey. Yani herkes oy potansiyelini biliyor. Bunlar amaç üzüm yemek mi? Bağcıyı dövmek mi? Cumhuriyet Halk Partisi de DEM’in buradaki amacı daha önce altının başında bir araya gelenler bunu itiraf ettiler. Biz tek amacımız Tayyip Erdoğan’a alaşağı etmekti. Cumhur İttifakı’nı sekmeye uğratmaktı. Başaramadık dediler. Peki bundan ders çıkaramadınız mı? Şimdi yazık değil mi? Sizin milli duruşunuz var. Böylesine gayri milli bir söylem içerisinde olan Sayın İmamoğlu’na dolaylı bir destek sağlama adına niye aday çıkarıyorsunuz? Bir milletvekilleri işte istifa etti. Yönetim kurullarında korkunç bir göç var. Ben inanıyorum ki gerçekten bu partiyi umut görüp rahmetlinin efendim hatırasına bağlı olarak buna destek vermeyi düşünen birçok insan bu karardan dolayı da desteğini çekecektir diye düşünüyorum.” “Bu şehirler hizmetsizliği hak etmiyor” Türkiye’nin genel seçimler üzerinden daha bir yıl geçmeden bir mahalli idareler seçimi arifesinde olduğunu ifade eden Aydın, "İnşallah güvenli ve emniyetli bir şekilde, kardeş hukukuna zarar vermeden seçimlerimizi gerçekleştireceğiz. Cumhur İttifakı olarak sahada her birlikte çalışıyoruz, biz ilkesel bir ittifakız. Millet ve ülke şiarı ile hareket ettiğimizi ortaya koyuyoruz. Büyükşehirlerde on ilde bugüne kadar hizmet noktasında herhangi bir vatandaşa yönelik bir hizmet götürmemiş Cumhuriyet Halk Partisi belediyeleri tekrar Cumhur İttifakına geçmesi için elimizden gelen gayreti gösteriyoruz. Özellikle kadim şehrimiz, dünya başkenti dediğimiz İstanbul bu hizmetsizliğe artık bir son verecek ve inşallah muradına erecek. Aynı şekilde Antalya, Mersin, Adana için geçerli, İzmir için de geçerli. İzmir’in hali ortada. Bunlar dünya çapında büyük kentlerimiz. Hak ettikleri hizmetleri almadılar. Elbette ki, Türk siyasetinin genel anlamda yaşadığı sıkıntılar var. Bunun farkındayız. Eksikleri ve sıkıntıları asla sümenaltı etmiyoruz. Türkiye’nin ekonomik sıkıntıları var, istihdam sıkıntıları, büyüme, gelişme, kentsel dönüşüm diye bir sıkıntısı var. Erzurum’da bunun içinde. Allah korusun Türkiye coğrafi olarak dünya ölçeğinde zaten deprem kuşağında olan bir ülke” dedi. “Erzurum’da uygulama içine sokulmalı" İstanbul ile birlikte Erzurum’un da deprem riski yaşayan bir şehir olduğunu anlatan Aydın, sözlerini şöyle sürdürdü: "Özellikle böyle bir riski taşıyan iki önemli şehrimiz. İstanbul’da sağ olsunlar Sayın Cumhurbaşkanımız dikkatleri çekti. Yarısı sizden yarısı biz de mantığıyla hareket edip yerinde bir şekilde, hızlı bir şekilde eskiyen, risk taşıyan binaların yeniden oturuma, kazandırılması yapılıyor. Geçen sene 6 Şubat depreminde büyük sıkıntılar yaşadık. Bunları yaşamamak adına, testi kırılmadan tedbirini alma noktasında ve bu anlamda Erzurum’un da düşünülmesi lazım. İnşallah Cumhur İttifakı gerekli başarıyı gösterecek. Ama asıl bundan sonra, başarıdan sonra hem gerek siyaset hem de bu bağlamda. Yani artık deprem kuşağı mantığı içerisinde, vatandaşımıza biraz devletimizin merkezi hükümetin katkı sağlayarak diğer illerde olduğu Erzurum’unda bu uygulama içinde sokulması gerekiyor.”
Muğla CHP Lideri Özgür Özel Ortaca’da konuştu: "Limon üreticisini bu hale düşürenleri de Pazar günü hep birlikte sandığa gömeceğiz" CHP Genel Başkanı Özgür Özel, seçim çalışmaları kapsamında Muğla’ya geldi. Ortaca mitinginde Ortaca Belediye Başkan Adayı Evren Tezcan ve Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Ahmet Aras için destek isteyen Özel, "Limon üreticisini bu hale düşürenleri de Pazar günü hep birlikte sandığa gömeceğiz" dedi. CHP Genel Başkanı Özgür Özel, seçim çalışmaları kapsamında Ortaca’ya gelerek Festival Alanı’da bir miting düzenledi. CHP İl Başkanı Zekican Balcı’nın yanı sıra Muğla milletvekilleri ve belediye başkan adaylarının da katıldığı mitingde kısa bir konuşma yapan Ortaca Belediye Başkan Adayı Evren Tezcan, “Genel Başkanımızın gelişiyle 31 Mart’ta yapacağımız kutlamayı bugün yapıyoruz. 31 Mart gecesi Cumhuriyet Halk Partisi’nin sosyal demokrat belediyeciliğini getirmeye ant içiyoruz” dedi. “Bugün 2. yüzyılın büyük lideri, kurtuluş ve kuruluşun partisinin genel başkanı Özgür Özel’i Muğla’mızda ağırlıyoruz” diyen Muğla Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Ahmet Aras ise “Muğla Büyükşehir Belediye Başkanlığında artık canla başla, azimle, kararlılıkla hizmet etmeye hazırım. Kendime güveniyorum. Sizlerin desteği ile 31 Mart’ta seçimi hem Dalaman’da hem de Muğla’nın diğer 12 ilçesinde ve Büyküşehir’de çok güçlü şekilde kazanacağız, bundan hiç şüphemiz yok. Ortaca’da Evren kardeşim var. Evren kardeşim ile Büyükşehir Belediyesi’nin imkanlarını birleştirip Ortaca’nın ne eksiği varsa hepsini tamamlamak benim namus borcumdur. Büyükşehirle Ortaca Belediyesi’nin imkanlarını birleştireceğiz, altyapı, su, kanalizasyon, yol, otogar, kültür merkezi, kreş, yurt, huzurevi, ne gerekiyorsa sonuna kadar Ortacamız’a kazandıracağız” dedi. "Geçen seçim kendi hatamızla kaybettik, 5 yıldır içim sızlıyor" Konuşmasına, "Geçen seçimde kendi hatalarımız yüzünden kaybettiğimiz ve 5 yıldır içimizi sızlatan Ortaca’dayım. Bu sefer Ortaca’yı almaya geldik. Hayırlı uğurlu olsun” diye başlayan CHP Genel Başkanı Özgür Özel, “Bu sefer bölünmek var mı? Ayrı düşmek var mı? Bu sefer sandıkta hep beraber olacağız, kol kola olacağız. Ortacamız’a Evren Tezcan Başkanımızı Belediye Başkanı yapacağız. Evren kardeşim Ortaca’nın evladı, Evren Ortaca’ya yakışacak. Ahmet Aras’a gelince, Muğla’da, Bodrum’da başarılı işler yaptı. Muğlalılara sorduk anketlerde en çok onu istediler. Muğla Büyküşehir Belediye Başkan adayımız oldu, sizlerin takdirleri ile 3 gün sonra inşallah Muğla’nın yeni Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras” dedi. "Orman köylülerini hükümet yok saydı" Konuşmasında orman köylülerine değinen Özgür Özel, “Orman köylüleri hükümetin yok saydığı bir grup. 500 bin orman köylüsü var, 3,8 milyar lira devletten alacaklı durumdalar. Bu sene enflasyon yüzde 120, TÜİK’e göre yüzde 68, ancak orman köylülerinin yaptığı hizmet karşılığı aldığı paraya yapılan zam sadece yüzde 20. Orman Genel Müdürlüğü 5 yıldızlı otellerde kamplar yapıyor, kampa katılanlara 5’er bin liralık ayakkabı hediye ediyor, orman köylüsü 30 gün çalışsa 9 bin lira para alıyor” dedi. "Emeklilerden 18 kilo kıymayı çalıp aldılar" Seçim sürecinde emeklilerin sorunlarını dile getirdiğini belirten CHP Genel Başkanı Özel, “Emekliler Recep Tayyip Erdoğan’ın partisi iktidara geldiği gün 3 Kasım 2002’de bir buçuk asgari ücret maaş alıyordu. Ona dokunmasa, sizinle uğraşmasa, TÜİK enflasyon hesaplayacağız, enflasyona ezdirmeyeceğiz diye emekliye kandırmasalar bugün bu ücret 26 bin lira ama bugün en düşük emekli maaşı 10 bin lira. O gün 8 çeyrek altın alıyordu, bugün 2,5 çeyrek altın alıyor. Emeklilere AKP iktidarı boyunca TÜİK’in rakamları ile zam aldığınız için bugün en düşük emekli maaşı 2,5 çeyrek altın alıyor. Ayda 5,5 çeyrek altın cebinizden çalınıyor. Buradan 6 yıl önce 2018’de ilk kez emekli ikramiyesi almıştınız. Kemal Kılıçdaroğlu birer maaş demişti 2015’te, biz de vereceğiz dediler, 6 bayram, oyaladılar, 6 bayram hakkınızı vermediler, sonra bin lira verdiler. O gün beğenmediğiniz o bin lira 24 kilo dana kıyma alıyordu. Bugün verdikleri 3 bin lira 6 kilo dana kıyma alıyor. Sadece bayram ikramiyenizden 6 yılda 18 kilo kıyma kayıp. Bugün emekliler 1 kilo kıyma almak için sabah 4’te kuyruğa giriyor. Sizden 18 kilo kıymayı çalıp aldılar” dedi. Kaybedilen bir şeyin kaybedildiği yerde bulunacağını belirten Özel, “Siz ne zaman kaybettiniz. Bir seçim sandığında kaybettiniz. O zaman kaybettiklerini aramak için Pazar günü sandık başına gitmeye hazır mıyız? Hakkımızı arayacak mıyız? Emekliye yapılanın hesabını sandıkta soracak mıyız” dedi. "Limon üreticisini bu hale düşürenleri de Pazar günü hep birlikte sandığa gömeceğiz" Çiftçinin içinde bulunduğu durumun çok vahim olduğunu belirten CHP Genel Başkanı Özgür Özel, “4 liralık mazotu 19 lira yaptı geçen seçime kadar. Yapmayın dedik, yeter dedik. Dedi ki seçin beni, doları da, enflasyonu da mazotu da düşüreceğim. Seçileli 10 ay oldu ve 19 liralık mazot 44 lira oldu. Mazot ekerken lazım, dikerken lazım, biçerken lazım. Türkiye’nin en çok limon üretimi Muğla’da. Üretimin yüzde 70’i ise Ortaca’da. Bu sene limon dalında kaldı. Limon hal’de 15 lira, dalında 1,5 liraya alan yok. 50 kuruşa da alan yok. Mazot 44 lira olunca gelip toplayıp koyup götürmeye bile kurtarmıyor. Bu mazotu da çiftçiye destek vermeyenleri, narenciye ve limon üreticisini bu hale düşürenleri de Pazar günü hep birlikte sandığa gömeceğiz” dedi. Gençlere de seslenen Özel, “Bu hükümet sizi bu ülkeden soğuttu, her biriniz yurt dışına gitmek istiyorsunuz. Her biriniz yarınlarınız için, kaybolan umutlarınızı tazelenmesini istiyorsunuz. Gazi Mustafa Kemal Atatürk bu Cumhuriyeti kurdu ama genel başkanlara, milletvekillerine, belediye başkanlarına emanet etmedi, gençlere emanet etti. Biz festivalleri yasaklayan, konserleri yasaklayan, gençlerin üniversitelerini kayyum atayan, yiyeceğine, içeceğine, giyeceğine karışan bu anlayışa karşı gençlerin yanında ve arkasında olacağız. Ama bunun için 31 Mart Pazar günü gençleri kendilerine, geleceklerine, ülkelerine sahip çıkmak için sandık başına bekliyoruz” dedi.
Bartın Plastikteki zararlı maddelere karşı yeni önlemler araştırılacak Bartın Üniversitesinin (BARÜ) TÜBİTAK tarafından desteklenen projesiyle plastikler ve kaplama malzemelerinde kullanılan Bisfenol A’ya karşı vanilik asitin koruyucu etkisi incelenecek. Bartın Üniversitesi (BARÜ) Fen Fakültesi Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Fahriye Zemheri Navruz yürütücülüğünde geliştirilen TÜBİTAK 1002 Hızlı Destek A Proje Çağrısı kapsamındaki proje desteklenmeye hak kazandı. Son yıllarda gıdalara bulaşma hızı artan kimyasal bir birleşik olan Bisfenol A maddesine karşı geliştirilen projede, Afyon Kocatepe Üniversitesi (AKÜ) Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sinan İnce araştırmacı olarak yer alırken BARÜ Moleküler Biyoloji ve Genetik Anabilim Dalı yüksek lisans öğrencisi Gamze Ataman ise bursiyer olarak çalışmaya katkı sunacak. Bisfenol A’nın hücresel hasarına karşı vanilik asitin koruyucu etkisi Proje kapsamında 60 yıldır endüstriyel kimyada kullanılan Bisfenol A bileşiğinin neden olduğu obezite, kısırlık, hormonal dengesizlik ve hücresel stres gibi sağlık problemlerine karşı araştırmalar yapılacak. Böylece ev ürünlerinde sıklıkla kullanılan plastikler ile konserve metal kaplarda bulunan Bisfenol A maddesinin neden olduğu hücresel stres ve DNA hasarına karşı vanilik asitin koruyucu etkisi incelenecek ve önleyici süreçler çeşitli parametreler üzerinden değerlendirilecek. “Nitelikli çalışmaları ve araştırmaları bilim dünyasına kazandırıyoruz” Desteklenmeye değer bulunan çalışmanın önemine değinen BARÜ Rektörü Prof. Dr. Orhan Uzun, “Bartın Üniversitesi olarak desteklenen projelerimizin artmasıyla nitelikli çalışmaları ve araştırmaları bilim dünyasına ve ülkemize kazandırmaya devam ediyoruz. Sağlık sorunlarının yaygınlaştığı günümüzde yenilikçi fikirler ile hastalıkların önlenmesine yönelik yapılacak olan bu çalışmayı oldukça önemli buluyorum. Bu doğrultuda Üniversitemizin bilim üretme ekosistemine sundukları katkılar dolayısıyla Doç. Dr. Fahriye Zemheri Navruz, AKÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sinan İnce ile yüksek lisans öğrencimiz Gamze Ataman’ı tebrik ediyorum. Kurumsal ilerleyişimizdeki özverili çalışmaları için Fen Fakültesi Dekanımız Prof. Dr. Bülent Karakaş’a teşekkür ediyorum. Ayrıca bizlere daha iyiye ulaşma noktasında daima destek veren YÖK Başkanımız Prof. Dr. Sayın Erol Özvar’a, YÖK üyelerimize ve TÜBİTAK Başkanımız Prof. Dr. Hasan Mandal’a teşekkürlerimi sunuyorum” ifadelerini kullandı.