GÜNDEM - 01 Eylül 2016 Perşembe 07:49

Balıkçılar 'Vira Bismillah' dedi

A
A
A
Balıkçılar 'Vira Bismillah' dedi

15 Nisan'da denizde başlayan balık av yasağı 1 Eylül itibariyle sona erdi.

Hazırlıklarını tamamlayan balıkçı esnafı avlanmak için denize açılırken, bazı bölgelerimizde ise hava muhalefeti avlanmaya engel oldu. 

RİZE’DE DENİZ AV SEZONU SİLAH SESLERİ ALTINDA AÇILDI 

Rize’de deniz av sezonu silah sesleri altında balıkçı teknelerinin denize açılması ile başladı.
Rize’de balıkçı tekneleri av yasağının kaktığı 1 Eylül’ün ilk dakikalarından itibaren denize açıldılar. Teknelerdeki hazırlıklar av yasağının katlığı ana kadar devam etti. Balıkçılar, bu yıl denizde palamutun bol olmasını beklediklerini belirttiler. Rize Su Ürünleri Kooperatifi Başkanı Barış Zaman ise yaptığı açıklamada, “Denizde ki canlılığa bakılırsa bu yıl önceki yıllara oranla çok daha fazla bir balık olacak. Umarım bu şekilde devam eder. Hem biz emeğimizin karşılığını alırız. Hem de halkımız son derece sağlıklı olan bu besin kaynağını ucuza tüketmiş olurlar.”dedi. Tekneler Rize’de geleneksel bir şekilde tabancalarla havaya ateş açılarak uğurlandı.

BALIKESİR'DE 'VİRA BİSMİLLAH' DİYEN BALIKÇI ESNAFININ İLK GECEDEN YÜZÜ GÜLDÜ 

15 Nisan'da başlayan balık av yasağı ile inzivaya çekilen balıkçılar yırtılan ağlarını onarıp teknelerine bakım yaparak av yasağının kalkması ile 'Vira Bismillah' diyerek denize açıldı. Marmara Denizi'ne şiddetli rüzgara rağmen gece yarısı itibarı ile balıkçı tekneleri ve gırgırların sesi yankılanmaya başladı. Marmara'da yakalanan ilk balık hamsi olurken, balıkçılar yeni sezondan ümitli olduklarını söyledi. 

15 Nisan'da başlayan balık av yasağı 31 Ağustos gece yarısı sona erdi. Balıkçılar hazırlıklarını tamamlayarak 'Vira Bismillah' deyip denize açıldı. Çanakkale ve Karadeniz'de şiddetli rüzgar nedeni ile bir çok balıkçı teknesi denize açılamazken, Balıkesir'in Bandırma ilçesinde balıkçılar şiddetli rüzgar eşliğinde dümenlerinin başına geçti. Marmara'nın ilk balık sürüsü 'Karabomba' adı ile bilinen balıkçı teknesine rastgeldi. Balıkçılar ağlarına takılan yaklaşık bir buçuk ton hamsiyi güverteye çekti. Böylelikle balık sezonunun ilk yakalanan balığı hamsi olurken, şiddetli rüzgar avın ilk günü balıkçılara zor anlar yaşattı. Balıkçı Hasan Aydın, "Belki de Türkiye'nin ilk hamsisini biz yakaladık. Saat henüz gece yarısını yeni geçti, balık sürüsü bize denk geldi. Bir buçuk ton civarında balığı güverteye çektik. İnşallah bu sezon güzel çekecek" dedi. 

Teknenin sahibi Yücel Kocabıyık ise sezonunun ilk balığını yakaladıklarını söyledi. Yasak bitiminde ağ atmaalrı sonucu balığın hemen yakalandığını söyleyen Kocabıyık, balık sezonundan ümitli olduğunu söyledi. 

Geçen yılın rekoru hamside 

Öte yandan Türkiye'de 2014 yılında 537 bin ton su ürünü tüketimi yapılırken bu rakam 2015 yılında 672 bin tona yükseldi. 2015 yılında balıkçıların ağlarına 193 bin ton hamsi düşerken, hamsiyi sardalya, istavrit, mezgit, palamut ve lüfer izledi. Çiftlik balığında ise en çok talep gören alabalık oldu.

İZMİRLİ BALIKÇILAR FIRTINAYA RAĞMEN 'VİRA BİSMİLLAH' DEDİ

1 Eylül itibariyle av yasağının sona ermesinin ardından, İzmir'in Foça ilçesindeki balıkçılar saatte 80 kilometre esen fırtınaya aldırış etmeyerek 'vira bismillah' dedi ve denize açıldı. 

Balık popülasyonunun artması amacıyla 15 Nisan'da denizlerde başlayan balık av yasağı, 1 Eylül itibariyle sona erdi. Günlerdir teknelerinin bakımını yapan ve ağlarını tamir eden balıkçılar, yasağın sona ermesiyle birlikte denizlerde nasibini aradı. Foça ilçesinde de trol ve gırgır teknesiyle avcılık yapan balıkçılar, saatte 80 kilometre arasında değişen fırtınanalı havaya aldırış etmedi. Sabırla yasağın sona ereceği 00.00 saatini bekleyen balıkçılar, son hazırlıklarını tamamladı. Kopan ağlarını onarada balıkçılar, hep birlikte heyecanla 'vira bismillah' diyerek denize açıldı. Balıkçılar, ava çıkarken de tekneden el sallayarak dua istedi. 

Balıkçılar yeni sezondan umutlu 

Foça Su Ürünleri Koopertatifi Başkanı Ceyhan Çetin, balıkçıların sezondan umutlu olduğunu belirtti. İlk gün havanın sert olmasına dikkat çeken Çetin, "2015 - 2016 sezonu biraz sıkıntılı geçti; fakat bu sene balıkçılarımız sezondan umutlu. Bu yıl bol kazançlı bir yıl diliyorum. Tabi Foça trol ve küçük balıkçı teknesi ağırlıklı. Hava ne kadar sert olursa olsun 'vira bismillah' diyecek gidecek avını yapacak. Gelecek bütün halkımıza taze ve güzel balıkları yedirmeye devam edecek. Foça'da havaların sert olmasından dolayı balıkçılarımızın biraz şikayetÇi oluyor. En fazla 4 ay tam manasında denize çıkıp av yapabiliyorlar. Bu bölgede palajik ve demersal balıklar ağırlıkta" dedi.
"Bizde yasaklardan yanayız" 

Yasakların herkese eşit olması gerektiğini ifade eden Ceyhan Çetin, uygulamada esnek olunmaması gerektiğini vurguladı. Çetin, şöyle devam etti:


"Tabi yasaklar olsun yasaklar olsun; ama balıkçılarımıza düzgün bir şekilde yapılsın. Düzgün çalışan balıkçılarla yasa dışı çalışan balıkçıları aynı kefeye koymayalım. Bizde yasaklardan yanayız, bizde kotolardan yanayız. Fakat kotaları koyarken uygulamada esnek olmasınlar, herkese eşit şekilde davranılsın. Bu sene trol ve gırgır mevsimi 15 gün fazla açıldı. Buna çok memnun olduk; çünkü endüstiyel gemilerin bir açılıp bir kapanmasının faydalı olacağını düşünüyorum. Yasaklar girdikten sonrada Sahil Güvenlik olsun, diğer Su Ürünleri Genel Müdürlükleri, Tarım Bakanlıklarının yasa dışı avcılık yapanlara müdahale etmelerinden yanayız." 

"4-5 aydır bu anı bekliyorduk"

Trol teknesinin kaptanı Selim Yıldız da, balıkçılığı özlediklerini söyledi. Yıldız, "4-5 aydır bu anı bekliyorduk. Bakımlarımızı yaptık, ağlarımızın tamirlerini yaptık. Kısmet yani ne diyelim artık sezonumuz başladı. İnşallah herkese Allah hayırlı kısmetler versin. Balıkçılığı hem özledik hemde bekliyorduk" şeklinde konuştu.
Bir başka balıkçı ise trol teknesine sert havaların etki etmediğini ifade ederek, şöyle konuştu:
"Bizim trol olduğu için sert havalarda daha iyi oluyor. Bizim teknemiz havalara elverişli; yani bu sezondan umutluyuz geçen senelere göre. Körfez'de her türlü balık var. Çuprası, levreği falan. Bir iki haftadır hazırlık yapıyoruz."

SAMSUNLU BALIKÇILAR ‘VİRA BİSMİLLAH’ DİYEMEDİ 

Samsunlu balıkçılar, yasağın kalktığı ilk gün hava muhalefeti dolayısıyla ‘Vira Bismillah’ diyemedi.
Balık avı yasağı saat 00.00 itibariyle sona erdi. Samsun’da günler öncesinden hazırlık yapan balıkçılar, gece fırtına nedeniyle ağlarını denizle buluşturamadı. 

Samsun Bölgesi Su Ürünleri Kooperatif Birlik Başkanı Arif Malkoç, bugün itibariyle yasağın kalktığını söyledi. Malkoç, “Bu gece denize çıkacaktık. Hava muhalefeti nedeniyle çıkamıyoruz. Havanın durumuna göre denize çıkacağız. Umudumuz sabaha kaldı. Önümüzde 8 ay daha var. Bazı yerlerde balıkçılar denize çıktı. Ama bizim bölgemizde hava sert. Eskiye nazaran bu sene denizde balık görünüyor” dedi.

ORDULU BALIKÇILAR İLK AVLARINDA HAYAL KIRIKLIĞI YAŞADILAR 

Ordulu balıkçılar yasağın kalktığı ilk gün açıldıkları denizde hava muhalefeti dolayısıyla av gerçekleştiremediler. 

Bolaman ve Yalıköy Mahallelerindeki balıkçılar saat 00.00 itibariyle Karadeniz'e açıldılar. Öncelikle kendi bölgelerinde av yapmak isteyen balıkçıları hava şartları çok zorlarken, balıkçı tekneleri Ordu Kumbaşı Limanı'na demir atmak zorunda kaldılar. Sabah saatlerinde hava şartlarına göre ava çıkacaklarını belirten balıkçılar, "İlk avdan elimiz boş döndük" dediler. 

Av yasağının kalmasından sonra denize açıldıklarını belirten Fatsalı balıkçılardan Abdullah Aydın, “İlk avımızda palamut balığı tespit edemedik. Batı bölgelerinde palamut yoğunluğu daha iyi. Bizler de o tarafa gitmeyi planlıyoruz. Balık nerede çoksa bizler de oraya gideceğiz” dedi. 

İlk avlarından bir şey anlamadıklarını ifade eden balıkçı Mustafa Şen ise yaptığı açıklamada, “Hava bozuk ve av istediğimiz gibi geçmedi. Fatsa’daki limandan çıktık ve Ordu limanına kendimizi attık. Bu arada balık aradık ama radarlarda tespit yapamadık. Hava şartları düzeldiğinde ona göre takibimizi yapacağız. Her taraftan kayıklar denize çıktı ve balık neredeyse bizler de oraya giderek av yapacağız. Az da olsa istavrit balığı denizde gözüküyor bölgemizde. İlk avımızda hayal kırıklığı yaşadık” diye konuştu. 

Hava muhalefeti nedeniyle denizde balık görünmediğini dile getiren balıkçı Kerem Güzelyurt ise yaptığı açıklamada, “Hava muhalefeti bizi zorladı. Sabahı bekliyoruz. Rüzgarlı hava ve balık avı yapamadık” açıklamasını yaptı. 

Limana demir atan balıkçılar havanın düzelmesinin ardından yeniden denize açılmayı planlıyor.

ZONGULDAKLI BALIKÇILAR KURBAN KESİP ‘VİRA BİSMİLLAH’ DEDİ 

ZONGULDAK (İHA) - Zonguldak’ın Ereğli ilçesinde Belediye Başkanı Hüseyin Uysal ve balıkçılar Bozhane limanında av yasağının sona ermesi nedeniyle kurban kesip tekneyle denize açıldı.
Kdz. Ereğli ilçesinde balıkçılar bu gece sona erecek olan av yasağı öncesinde Bozhane Limanı’nda düzenlenen törende Kdz. Ereğli Belediye Başkanı Hüseyin Uysal ve başkan yardımcıları ile bir araya geldi. Balıkçılarla tek tokalaşan Başkan Uysal kendilerine bol kazançlı bir av mevsimi diledi. Başkan Uysal törende balıkçılara hitaben yaptığı konuşmasında “İnşallah bu akşam ‘Vira Bismillah’ diyeceğiz. Sizlere bol ve bereketli bir av mevsimi geçirmenizi rabbimden niyaz ederim. En çokta avlanma mevsimi sırasında şuna dikkat etmenizi isterim; Rabbim baş ağrısı dahi vermesin. Hiçbir sıkıntınız olmasın. Kazasız belasız, mutlu, bol ve bereketli bir av sezonu geçirmenizi dilerim” dedi. Başkan Uysal ayrıca balık avlanma mevsiminde balıkçılarla bir gece kendisinin de balığa çıkacağını, gece boyunca kendileri ile birlikte olup yaşadıkları sıkıntıları yakından görmek istediğini dile getirdi. 

Uysal’ın konuşmasının ardından balık sezonunun açılması nedeniyle kurban kesildi. Emekli imam hatip Ali Aksoy tarafından yapılan duanın ardından Belediye Başkanı Hüseyin Uysal, Kdz. Ereğli su Ürünleri Kooperatifi Başkanı Firuz Yılmaz ve balıkçılar ile birlikte balıkçı teknesi ile denize açıldı. Başkan Uysal, balıkçı teknesinde Su Ürünleri Kooperatifi Başkanı Firuz Yılmaz’dan bilgiler alırken, balıkçılık mesleğinin çok zor olduğunu ifade etti. Teknede bulunan balıkçılar ise balık ağlarında son hazırlıkları yaptı. 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ordu Sudan bedava elektrik: Fatura 3’te bir düştü Ordu’da yaşayan, Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Meslek Yüksekokulu Elektrik Bölümü’nden mezun emekli imam Ahmet Ergin, dere kenarına hurda malzemeleri de kullanarak kurduğu sistem ile evinin elektrik ihtiyacının büyük bir kısmını bedava karşılıyor. Altınordu ilçesi Kayabaşı Mahallesi’nde ikamet eden 72 yaşındaki emekli imam Ahmet Ergin, 2002 yılında emekli olduktan sonra hobi olarak başladığı elektronik işler ile uğraşısını ilerletti. KTÜ Meslek Yüksekokulu Elektrik Bölümü’nden mezun olan Ergin, elektrik faturalarını düşürmek hedefiyle evinin yaklaşık 150 metre uzağında bulunan dereye bir sistem kurmak için çalışmalara başladı. Sistemi 10 yıldır sorunsuz kullanıyor, faturalar 3’te bir düştü Yaptığı araştırmaların yanı sıra, elektrik mühendislerden de bilgiler alan Ergin, az bir suyu olan derenin kenarına yaklaşık 10 yıl önce elektrik üreten sistemi kurdu. Aralarında, hurdalıktan aldığı ve kullanılmış olan malzemeleri birleştiren Ergin, kurduğu sistem ile elektrik faturalarını 3’te bir oranına kadar düşürdü. “İnsanlar bana olmaz dedi ama elektrik üretimini başardım” Ergin, emekli olduktan sonra evinin yakındaki dereyi kullanarak, elektrik üretimi yapmaya karar verdiğini söyledi. Bu konuda mühendislere de danıştığını ancak olumlu yanıtlar alamadığını ifade eden Ergin, ‘olmaz’ diyenlere rağmen çabalamayı bırakmadığını belirtti. Ergin, “Gördüm ki 500 devirde 2 kw elektrik üretiliyormuş, Alternatör aldım ve bunu çarklara bağladım, bu sayede 750-800 watt elektrik ürettim. Bununla kullanabildiğim kadar 10-15 tane lamba bağladım ve kullanıyorum” diye konuştu. “800 watta kadar olan eşyaları çalıştırıyor” “Tesisatta suyum 50’lik boruyu dolduruyor, 200 metreden geliyor ve 37 metre yükseklikten basıyor. Daha yüksek olsa bir bu kadar da elektrik üreteceğime inanıyorum” diyen Ergin, “Bu haliyle yaklaşık 800 watt üretiyorum. Bu şekilde 800 watt üzerinde olan eşyaları, örneğin elektrik şofbeni çalıştırmaz ancak buzdolabı, soğutucu, televizyon ve lambaları çalıştırıyor” ifadelerine yer verdi. Parçaların hepsi hurdadan, elektrik faturası 3’te 1 oranda düştü Ergin, yaklaşık 10 yıldır elektrik faturalarının 3’te 1 oranda düştüğünü belirterek, “Sabaha kadar da her yer yanıyor. Ben bu kadar az bile olsa dere yakınında suyu olan herkese bu sistemi tavsiye ederim. İnsanlar devletimiz üretecek diye beklemesinler. Kanuni yönden ise 500 wattan aşağısı serbest, insanlara da bu konuda yardımcı olmak isterim. Kimi zaman gelenler oldu, kurmak için bilgi aldılar. Dere ile benim evin arası 150 metre, çoğu parçayı da hurda ve kullanılmış olarak temin ettim. Yani orada kullanılmamış parça yoktur” şeklinde konuştu.
Samsun 5 bin yıl önce ameliyat edilen kafatası ilgi çekiyor Samsun’da 5 bin yıl öncesine ait kafatasındaki ameliyat izleri vatandaşların ilgisini çekiyor. 1981 yılında Samsun’un Bafra ilçesi İkiztepe Höyüğü arkeolojik kazılarında bulunan 5 bin yıllık kafatası, baş delgisi tekniğinin ilk Tunç Çağı’nda kullanıldığını belgelemişti. Samsun Müzesi’nde sergilenen kafatası, vatandaşlar tarafından da ilgiyle incelenirken, aynı bölümde trepanasyon (Baş delgi) tekniğiyle kafatası ameliyatı yapılmış 1900 yıllık kafatası da sergileniyor. Ameliyat edilen kafataslarından 5 bin yıllık olanı ilk Tunç Çağı’na, 1900 yıllık olanının ise antik Amisos Kenti Geç Hellenistik ve Erken Roma İmparatorluk dönemine ait olduğu tespit edildi. Söz konusu kafatasları hakkında müzede bulunan bilgilendirmede, “Trepanasyon, Yunanca delik, delgill, burgu anlamına ‘trypanon’ kelimesinden türemiştir. Antropologların ‘kafatası delgi operasyonu’ olarak adlandırdıkları bu işlemi, belirli bir bölgede, kafa derisi cerrahi bir alet ile sıyrıldıktan sonra, belli bir parçanın, bir amaç ve teknik ile çıkarılıp alınması şeklinde tanımlayabiliriz. Bu ameliyatlarda kafatasından bir kemik parçası çıkarılmakta ve beyin doğrudan dış çevreyle karşı karşıya kalmaktadır. Geleneksel topluluklarda uygulamalar ile arkeolojik verilerden hareketle, trepanasyonların kafa yaralanmaları, kafada yer aldığı düşünülen kötü ruhun çıkarılması, büyü veya iyileştirme gibi birçok amaçla yapıldığı kabul edilmektedir. Bu tür ameliyatların törensel arka planı da olmalıdır. Dolayısıyla ameliyatların gerçek amacını belirlemek her zaman kolay değildir. Anadolu’da bugüne dek yaklaşık 50 adet trepanasyon örneği tespit edilmiştir” ifadeleri yer alıyor. Beyin tümörü, cerrahi müdahale ile tedavi edilmeye çalışılmış 5 bin ve 1900 yıllık beyin ameliyatı ile ilgili yapılan bilgilendirmede ise “İkiztepe Erken Tunç Çağı’na ait önemli buluntu gruplarından biri, trepanasyonlardır. İkiztepe iskeletlerinin bazı kafataslarında, ameliyatlarla bilinçli açılmış farklı biçimlerde boşluklar görülmüştür. Bu nedenle İkiztepe, Anadolu’nun yaygın ve gelişmiş en eski trepanasyon merkezi olarak değerlendirilmektedir. İkiztepe’de kafataslarında trepanasyon izleri tespit edilen bir adeti genç erişkin kadın, diğerleri ise erkeklere ait olan beş adet erişkin iskelet bulunmuştur. Biri hariç diğer trepanasyonların İkiztepe’de Erken Tunç Çağı’nda yaşanan savaş nedeniyle meydana gelen; birçok kişinin ölümüyle sonuçlanan kafataslarında kesici, delici ve küt uçlu silâh yaralanmalarından kaynaklandığı söylenebilir. Yaşlı bir erkeğe ait tek örnekte ise iskeletteki tümoral oluşumla birlikte görülmesi, İkiztepelilerin travmalar dışında bazı sağlık sorunlarını da cerrahî müdahalelerle tedavi etmeye çalıştıklarına işaret eder” ifadelerine yer verildi.
Adana Karnaval coşkusu konserlerle devam etti Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından düzenlenen Türkiye Kültür Yolu Festivali kapsamına alınan Adana Portakal Çiçeği Karnavalı’nın altıncı akşamında Merkez Park’ta Ferhat Göçer, Atatürk Parkı’nda ise Gece Yolcuları sahne aldı. “TÜRKİYE’NİN HİÇBİR YERİNDE YOK BÖYLE GÜZELLİK” Ferhat Göçer, Türkiye Kültür Yolu Festivali’nin altıncı gecesinde Adana’nın en büyük alanına sahip Adana Merkez Park’taydı. Konser öncesinde başlayan DJ performansı ve görsel şölenin ardından, Göçer’in sahneye çıkmasıyla büyük bir coşku seli yaşandı. Ferhat Göçer hayranlarıyla birlikte şarkılarını hep bir ağızdan seslendirdi. Gördüğü ilgiden çok memnun olan Göçer, “Muhteşemsin Adana, Türkiye’nin hiçbir yerinde yok böyle güzellik” dedi. Sahne sonrası verdiği mini söyleşide, Türkiye Kültür Yolu Festivali’nin sadece eğlendirme ve konser mantığının ötesinde, gerçek anlamda kültür, sanat festivali kavramının içini dolduran bir festival olduğunu söyledi. “Tiyatrolar, sergiler, söyleşiler ve konserlerle birlikte tam olması gerektiği gibi bir festival” diye ekledi. REFİK ANADOL “MERCAN RÜYALARI” ADANA’DA Türkiye Kültür Yolu Festivali kapsamında Adana’da sergilenen dünyaca ünlü sanatçı Refik Anadol’un sergisi Kuruköprü Anıt Müze’de ziyaretçilerin en uğrak noktası oldu. Refik Anadol’un "Makine Halüsinasyonları: Mercan Rüyaları" adlı eseri, iklim değişikliğinin aciliyetini vurgulayan bir yapay gerçeklik simülasyonu. Sanatçı, Dünya Ekonomik Forumu’nda 2023 yılında sergilenen bu Veri Heykeli’ni, okyanus ekosistemlerinin ve mercan resiflerinin tehlikeli durumundan ilham alarak ortaya çıkardı. Anadol, eseri oluşturmak için yaklaşık 100 milyon mercan görüntüsünden oluşan kapsamlı bir veri kümesini kullandı. UZAYA GÖNDERİLEN İLK ATATÜRK FOTOĞRAFI Adana Müze Kompleksi Arkeoloji Müzesi Geçici Sergi Salonu’nda 21 Nisan’a kadar ziyaret edilebilecek NFT, festivalin çağdaş sanat bakış açısının bir yansıması olarak sanatseverlerle buluşuyor. NFT, Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. yılında 38 bin metre yüksekliğe gönderilen "Gökyüzüne Bakan Atatürk" fotoğrafı ve bitki tohumlarını içeriyor. HOLOFLUX GÖRENLERİ BÜYÜLEDİ Türkiye Kültür Yolu Festivali Adana Portakal Çiçeği Karnavalı kapsamında sergilenen, Türk mimar ve sanatçı Güvenç Özel‘in Holoflux eseri, hem konser hem de park alanındaki etkinlik ziyaretçilerinin fotoğraf çekim alanı haline geldi.