GÜNDEM - 30 Ağustos 2017 Çarşamba 10:31

Balıkçılar 'Vira Bismillah' demek için gün sayıyor

A
A
A
Balıkçılar 'Vira Bismillah' demek için gün sayıyor

Karadenizli balıkçılar “Vira Bismillah” demek için gün sayıyor.

15 Nisan’da başlayan balık avı yasağı 1 Eylül’de sona erecek. Bu yıl 1 Eylül tarihinin Kurban Bayramı'na denk gelmesi nedeniyle balıkçılar, 3 Eylül günü denize açılacaklarını belirtiler.

Yaz boyunca teknelerinin ve ağlarının bakımını yapan balıkçılar, denize açılacakları günü beklemeye başladılar. Ordu’nun Fatsa ilçesinde Bolaman ve Yalıköy Limanlarındaki balıkçılar yeni sezon öncesi son hazırlıklarını tamamladı. Tüm hazırlıklarını bitirip avlanma yasağının kalkacağı 1 Eylül’ü beklediklerini belirten balıkçılar, bu yıl balık bereketi yaşanacağına inandıklarını söyledi.

Fatsa Yalıköy Su Ürünleri Derneği Başkanı Balıkçı Eftal Mutlu, yeni av sezonu için hazırlıklarını tamamladıklarını belirterek, “Tüm balıkçı arkadaşlarıma hayırlı avcılıklar ve rastgele diyorum. 1 Eylül tarihinin Kurban Bayramı'na denk gelmesi nedeniyle 3 Eylül tarihinde denize çıkma kararı aldık. Centilmenlik anlaşması yaparsak balıkçı arkadaşlarımızla bu tarih 5 Eylül tarihi de olabilir. Çalışanlarımızın evlerinde bayram yapmaları hesaplarını yapıyoruz. Balık satışı yapan yerler genelde bayramda kapalı oluyor. O yüzden erkenden denizden av yapıp da balığı çıkarmaya lüzum yoktur. Sezon öncesi denizden çok umutlu olmadık. Ağustos ayı içerisinde batıdan gelen palamut balığı ve İstanbul boğazından çıkan bir istavrit var. Sahil kesiminde isi bol miktarda hamsi olduğunu tespit ettik. Bu balığın Sakarya, Zonguldak ve Ereğli bölgeleri tarafında avlanması bizlere umut verdi. Bu balığın göçü batıdan doğuya doğrudur. Eylül ayının 25’ine kadar doğuya gider.

Ekim ayı gibi de batıya doğru gider ve İstanbul Boğazı'ndan tekrar geri döner. Palamut balığının Madagaskar Adası'na kadar gidip yavru yaptığı söylenir. Oradan da tekrar Karadeniz’e gelir ve burada yavrularını denizimiz tuzsuz olduğu için diğer denizlere göre içgüdüsel olarak balık burada yavrularını yetiştirir. İstavrit balığından da bu yıl çok umutluyuz. Denizdeki yokluğun tüm sebebini balıkçılara bağlıyor herkes. Aslında sahilde balık tutan amatör balıkçılar 5-6 santimetre ebadında balık tutuyorlar ve tek kişi 3 ile 5 kilo arasında balık tutuyor. Bunu tüm illerdeki amatör balıkçıların tuttukları kiloyu tutarsanız ciddi derecede bir küçük boyutta balık tutuyorlar. Aslında yasaklar balığın üremesi ve kendisini toparlaması için yapılıyor. Türkiye’de balık yasaklarının yasak başladığında koruma amaçlı herkese yasak olmalıdır. Meslek olarak bu durum devam edilecekse herkese bu yasağa uymak zorundadır” dedi.

Türkiye’nin bu yıl ucuz ve bol balık yiyeceğini belirten Fatsalı balıkçılardan Mustafa Mollaoğlu, son hazırlıklarını yaptıklarını, bereketli bir balık sezonu beklediklerini ifade etti. 

Ahmet Altay

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Samsun Polis, dolandırıcılara karşı vatandaşları uyardı Samsun Vezirköprü’de polis ekipleri hırsızlık, dolandırıcılık konularında vatandaşları bilgilendirerek uyarıcı broşürler dağıttı. Vezirköprü İlçe Emniyet Müdürü Ahmet Çelik’in de katıldığı çalışmada birim amirleri ile polisler vatandaşları dolandırıcılık olaylarına karşı yüz yüze bilgilendirdi. Emniyet Müdürü Çelik, "Kendisini polis, asker, savcı ya da kamu görevlisi olarak tanıtarak para ve altın isteyen kişilere itibar etmeyin” dedi. İlçe merkezinde gerçekleştirilen çalışmalarda broşür dağıtılarak çok sayıda vatandaşa siber güvenlik, KADES, hırsızlık ve dolandırıcılık konuları hakkında yüz yüze bilgi verildi. Gerçekleştirilen çalışmalar çerçevesinde, özellikle dolandırıcılık konularıyla ilgili; pazar yerlerinde, taksi durakları ile kuaförlerde, kahvehaneler ile kafeler de, iş yerleri ve parklarda vatandaşlarla görüşüldü. Yapılan bilgilendirmede, “Kendisini polis, asker, savcı ya da kamu görevlisi olarak tanıtarak para ve altın isteyen kişilere itibar etmeyin. Bu kişiler çünkü dolandırıcıdır. Bu kişiler sizleri inandırmak için kimlik ve adres bilgilerinizi hatta kimlik numaranızı dahi söyleyebilir. Bunlara itibar etmeyin. Bankadan aradığını söyleyerek ’kredi kartı aidatınızı ve dosya masraflarınızı iade ediyoruz’ diyerek kart ve şifre bilgilerini isteyen kişilere inanmayın. İnternet sitelerinden alışveriş yaparken dikkatli olun, güvenilir siteleri tercih edin" ifadelerine yer verildi.
Bolu Bolu’da 7’nci Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi düzenlendi 7’nci Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi, Bolu’da düzenlendi. Yoğun katılımın olduğu kongrede Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Fatma Deniz Sayıner modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgileri katılımcılara aktardı. Bolu Koru Otel’de geleneksel hale gelen Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi’nin 7’ncisi düzenlendi. Kongre’nin oluşturulmasında büyük payda sahibi olan Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Deniz Sayıner’in öncülüğünde bir araya gelen doğum hekimlerinin yanı sıra perinatoloji uzmanları, ebeler, hemşireler, yenidoğan hekimleri ve doğuma katkı sağlayan birçok branş uzmanı da kongrede yerini aldı. Kongrede Türkiye’de ve dünyada modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgiler, araştırma sonuçları ve deneyimlerin paylaşıldığı bilimsel oturumlar yapıldı. 3 gün sürecek olan kongrede, doğuma yönelik kurslar ve bilgilendirme toplantıları yapılacak. “Doğum konusu birçok konuya göre az ilgi görüyor” Türkiye’de sadece doğumun ele alındığı en büyük bilimsel toplantı olma özelliğini taşıyan 7. Uluslararası Bolu Koru Gebelik, Doğum ve Lohusalık Kongresi’nin başkanlığını yürüten Prof. Dr. Aydan Biri, “Bu 7’ncisi olmakla birlikte en çok heyecan duyduğum kongre oldu. Her geçen yıl birbirini tekrar etmemek adına zaten çok geniş ve sonsuz olan bu kongrede bir kez daha sizinle olmaktan çok büyük keyif duyuyorum. Konumuz doğum ve içerisinde çok fazla bileşen var. Doğumsal birleşim ya da bir bebeği ilgilendiren bir süreç, toplumun esası temeli ve koruyucu sağlık bakımı. Kongrede çok fazla insanı bir araya getiriyoruz. Ama çok da zor oluyor bu kongreler. Daha önce de söylediğim bir şey var ana işimiz olan doğum, özellikle kadın doğum hekimlerinin polikliniklerinin yüzde 80’i doğum, ancak buna rağmen birçok konuya göre çok daha az ilgi görüyor. Bu yıl ben çok çünkü bu konu doğrultusunda doktor arkadaşlarımızın da ana konumuzun doğum olduğuna dair inancı arttı. Her ne kadar hala akademisyen arkadaşlarımızın ‘Doğum da moda oldu’ demesine rağmen mesleğe bakışımızın çarptırıldığı bir dönemdeyiz” dedi. “Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez” Bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelere ihtiyaç olduğunu söyleyen Prof. Dr. Deniz Sayıner, “Eğitim bizim vazgeçilmezimiz olmalı. Çünkü en büyük güç bilgi gücüdür. Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez. Hiçbir silah, hiçbir teknoloji bilginin karşısında duramaz. O nedenle sürekli bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelerin yetişmesine ve ebelere ihtiyaç duyduğumuzu söylemem lazım. Ve tabii ki böyle bir ebeliği dizayn etmek için de birlik olmaya ihtiyaç vardır. Kurucu üyelerinden biri olmaktan onur duyduğum, gerçekten birlikte yürümekten gurur duyduğum yol arkadaşlarımın olduğu Anadolu Ebeler Derneği. Bu dernekle birlikte örgütlenmek, mesleğine sahip çıkmak mesleki örgütün içinde olmak son derece önemli” diye konuştu.