POLİTİKA - 24 Mayıs 2016 Salı 18:33

Başbakan 65. Hükümet Programı'nı açıkladı

A
A
A
Başbakan 65. Hükümet Programı'nı açıkladı

Başbakan Binali Yıldırım, 65. Hükümet Programı'nı TBMM Genel Kurulu'nda açıkladı.

Yıldırım, altı temel alanda çalışmalarını yoğunlaştıracaklarını kaydederek, bunların demokrasi ve adalet, eğitim, reel ekonomide köklü değişim, öncelikli dönüşüm programları, kamu yönetimi ve kamu maliyesi olduğunu söyledi. Yıldırım, “Vatandaşlarımız için olmazsa olmaz olan insan hak ve hürriyetleri ile adaleti daha ileri taşımak, ekonomik ve sosyal gelişmemiz için vazgeçilmez bir hedefimizdir. Türkiye'nin gerçek mukayeseli üstünlüğü genç ve dinamik nüfusudur. Bu gerçeği göz önünde bulundurarak eğitimde fırsat eşitliğinde ve herkesin eğitim imkânlarına erişimi konusunda çok önemli mesafeler katettik. Önümüzdeki dönemde eğitimde uzmanlaşmaya ve her seviyede kaliteyi artırmaya daha fazla hız vereceğiz. Üreterek büyüyen, istihdam oluşturan, ihracatı geliştiren bir ülke olma yolunda reel sektörü daha güçlü, daha rekabetçi hâle getireceğiz. Bu çerçevede atacağımız adımlarla üretim yapımızda ve ihracatımızda ileri teknolojiye dayalı yüksek katma değerli ürünlerin payını artırmış olacağız. İş ve yatırım ortamı iyileşecek, ulusal ve uluslararası doğrudan yatırımları teşvik edecek, destekleyecek ve tüm yatırımcıların ihtiyacı olan her türlü tedbiri zamanında alacağız” ifadelerini kullandı.

Kamuda zaman yönetimini esas alan etkin bir personel sistemini önemsediklerini belirten Yıldırım, “Bu sayede daha hızlı çalışan, daha hızlı karar veren bir idari yapılanmayı gerçekleştireceğiz. Yerel yönetimlerde, kamu kaynaklarının ülke ve millet menfaati için kullanımını temin edecek düzenlemeleri süratle hayata geçireceğiz. Bütün bu alanları kapsayan öncelikli dönüşüm programımızı uygulamaya devam edeceğiz. Bu şekilde tasarrufları, yatırımı, üretimi, ihracatı artıracak, daha yüksek oranda büyüme hedefini gerçekleştireceğiz” şeklinde konuştu.

Türkiye’de dördüncü sanayi devrimine geçiş için gerekli çalışmalara hız vereceklerini belirten yıldırım, “65'inci Hükümetimiz siyasi istikrar ve güven sayesinde ekonomik büyümeyi gerçekleştirmeye devam edecektir. Bu dönemde de yatırımlara ve projelere odaklanarak özel sektör yatırımlarını çok daha fazla destekleyeceğiz. Bilim ve teknoloji alanına verdiğimiz önemle başta uzay, havacılık ve savunma sanayisi olmak üzere yerli ve millî sanayimizi güçlendirmek için gerekli adımları atacağız. Bir taraftan üretken yatırımlara alternatif finans imkânları sağlarken, diğer taraftan da finansmana uygun şartlarda erişimi kolaylaştıracağız. Özel sektörün ilgisini yeterince çekmeyen bölgelerde kamu ve özel sektör iş birliği ile istihdam ağırlıklı proje ve yatırımlara öncelik vereceğiz. Böylece bölgesel kalkınma farklılıklarını asgari düzeye indirecek girişimleri güçlendireceğiz. Bütün bunları gerçekleştirerek milletimize karşı olan sorumluluğumuzu yerine getirebilmemiz için Meclisimizin ve milletimizin desteğine duyduğumuz güven tamdır” diye konuştu. 

Yıldırım şunları kaydetti:

“Cumhuriyetimizin 100'üncü yılı 2023'e giderken önceliğimiz, ülkemizin çoğulcu, özgürlükçü, demokratik, sivil, milli ve hukukun üstünlüğüne dayanan bir yeni anayasaya sahip olmasıdır. Bu değerler üzerine inşa edilecek yeni anayasanın temel ilkesi, ahlaki referansı insan onuru ve insan hassasiyeti olacaktır. Yeni anayasa düzeninin odağında insan hak ve özgürlükleri yer alacak. Bu çerçevede düşünce inanç, ifade ve girişim özgürlüğünü sınırlayan yegâne unsur, eşit haklara sahip diğer vatandaşların özgürlük alanlarıdır. AK Parti hükûmetlerinin önemli bir reform alanı olarak gördüğü hak ve özgürlükler konusunda Türkiye'nin pek çok meselesi milletimizin beklenti ve ihtiyaçları doğrultusunda çözüme ulaştırılmıştır. Ülkemizin güçlü bir hukuk devleti olması yönünde önemli adımlar atılmıştır. Antidemokratik ve hukuksuzluk oluşturan uygulamalar, temel insan haklarına karşı işlenen cürümler, milli irade ve siyaset üzerinde tesis edilen vesayetler birer birer ortadan kaldırılmıştır. Herkesin inandığı gibi yaşayabildiği, fikirlerini özgürce ifade edebildiği, refaha katkıda bulunduğu, refahtan hak ettiği payı aldığı, emniyet, huzur, birlik ve kardeşlik içerisinde yaşayan bir toplum olarak birlikte geleceğe yürüyeceğiz. Bu bağlamda, siyaset alanı genişleyecek, vesayet yerine millet iradesi tam anlamıyla tahkim edilecek, yeni anayasa ve sistemle birlikte yeni Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü, Siyasi Partiler Kanunu, Seçim Kanunu da hazırlanarak yürürlüğe konacaktır.”

65'inci Hükümet döneminde doğrudan anayasal sistemle bağlantılı seçim kanunlarının, Siyasi Partiler Kanunu gibi kanunların güncelleştirileceğini söyleyen Yıldırım, “Bugün artık bu tartışmaları bir kenara bırakıp Cumhurbaşkanımızın halk tarafından seçilmesiyle birlikte ortaya çıkan fiili duruma anayasayla resmi ve hukuki bir statü kazandırılması bir zaruret hâline gelmiştir. Mevcut sistemin yetki, görev, sorumluluk paylaşımındaki pek çok muğlaklıklar barındırması siyasal sistemin yeniden düzenlenmesini mecburi hâle getirmektedir. Mevcut sistem içindeki tıkanıklığın Meclisimizde oluşacak uzlaşmalarla çözümü için birçok girişimde bulunulmuş ancak bugüne kadar maalesef ortak bir uzlaşma ortaya çıkmamıştır. Bu bakımdan, seçimlerde söz verdiğimiz gibi AK Parti olarak bu konuyu ülkemizin gündeminde daha fazla tutmamak adına gerekli çalışmaları başlatacağız ve bu konuda da tüm siyasi partilerin desteğini arayacağız. Yeni anayasayla seçimlerin istikrar üreteceği, yasama, yürütmenin müstakil olarak etkin olduğu, demokratik denge kontrol mekanizmasının etkin işlediği, toplumsal farklılıkların temsilinin sağlandığı, karar alma süreçlerinin hızlandığı yeni bir siyasal sistem öngörülmektedir. Şunu herkes bilmelidir ki AK Parti'nin başkanlık sistemi önerisi üniter yapıyı esas almaktadır. Adaleti mülkün ve meşruiyetin temeli, hukuk devletinin esası olarak görüyoruz. Bizim için adalet, hukukun üstünlüğüne dayalı, herkesin güven duyduğu, her türlü güç odağından bağımsız, tarafsız, vatandaşın beklentilerine hızlı cevap veren bir yapıda olmalıdır” diye konuştu.
Yıldırım şöyle konuştu:

“17-25 Aralık darbe girişimiyle birlikte su yüzüne çıkan, iş dünyasını, sivil toplumun çeşitli kesimlerini, eğitim camiasını, dini cemaatleri, güvenlik ve yargı bürokrasisini ele geçirmeye çalışan paralel terör örgütü ve bu örgütün iç, dış uzantılarıyla hukuki, idari mücadelemiz kesintisiz devam edecektir. Hiçbir kişi veya kesimin devletle bilek güreşi tutuşmasına asla izin verilmeyecektir. Kamu yönetiminde şartların ve anlayışların değişimi içinde, yenilikçi, vatandaş memnuniyetini esas alan yaklaşım bizim için esastır. Bürokratik atalet ve rutinleşmeye karşı katılımcı anlayış içerisinde, yönetim yapımızı, uygulamalarımızı tekrar gözden geçireceğiz. Vatandaşın denetleyen gözüyle, siyasi sahiplenmeyle iş ve yaşam kalitesini sürekli şekilde artıracağız.” 

Başbakan Binali Yıldırım, “İş güvencesi ve kıdem tazminatı hususları tüm sosyal taraflarla görüşülerek çalışanın hak ve hukuku gözetilmek suretiyle birlikte ele alınacaktır” dedi.

Yıldırım, insani kalkınma hedeflerinin temelinin eğitimin oluşturduğunu söyleyerek, “Eğitimde kalite en öncelik verdiğimiz alanlardan biri olacaktır. Bu kapsamda ‘eğitimde kalite seferberliği’ni başlatarak, ‘Eğitim Kalite Endeksi’ hazırlayacağız. Okul türleri ve bölgeler arası başarı farklılıklarını azaltarak eğitimde fırsat eşitliğine bütün boyutlarıyla hayatiyet kazandıracağız. Milli Eğitim alanında uygulayacağımız politikaların odağında yer alan Öğretmen Strateji Belgesi’ni hazırlayıp yürürlüğe koyacağız. Müfredatı bilgi teknolojileri destekli öğretime uygun hale getirerek, eğitsel e-içeriklerin genişletilmesi ve daha da geliştirilmesini sağlayacağız. Eğitim sisteminin her kademesinde ailenin eğitim sürecine katkısını artıracak etkileşimli bir mekanizma oluşturacağız” ifadelerini kullandı.

Sağlık alanında hizmet standardının sürdürülebilirliğini sağlamanın, yeni reformlarla hizmet kalitesini artırmanın, başta yoksul kesimler olmak üzere hizmeti vatandaşların ayağına götürmek amacında olduğunu ifade eden Yıldırım, “Tıbbi teknolojide, ilaç ve kozmetik endüstrisinde ve sağlık turizminde kapasitemizi artıracağız. Hedefimiz, yerli ve milli üretimle, ülkemizi sağlık alanında bölgemizin öncü ülkesi yapmaktır. Önümüzdeki dönemde hastanelerimizdeki nitelikli yatak oranını daha da artıracağız. Koruyucu hekimliği yaygınlaştıracağız ve sağlıklı yaşam kültürünü teşvik edeceğiz. Bilgi ve İletişim Teknolojileri destekli entegre uzaktan sağlık ve bakım uygulamalarını yaygınlaştıracağız. Evde sağlık hizmetlerini geliştireceğiz. Ağız ve diş sağlığının düzenli kontrollerle takip edilmesini sağlayacağız. Biyoteknolojik ürünlerde yerli üretimi artıracağız. Yerli plazma ürünleri üreteceğiz. Ülkemizi bu teknolojiyi üretebilen ve kullanabilen sayılı ülkelerden biri haline getireceğiz. Kişiye özel kanser tedavisini öngören ONCOGEN projemizi hayata geçireceğiz. Milli aşı projemiz ile kendi aşımızı üreteceğiz” şeklinde konuştu.

Yıldırım, güçlü aile yapısını diğer toplumlara göre önemli bir fark ve avantaj olarak gördüklerini belirterek, “Ailelerimizi, kültürel değerlerimizin taşıyıcıları ve bireyi topluma, toplumu bireye bağlayan önemli birer köprü olarak değerlendiriyoruz. Geleceğimizin teminatı çocuklarımız kaliteli bir aile ortamında büyürken, ruhen ve bedenen sağlıklı bir biçimde yetişecekler ve topluma dinamizm kazandıran nesiller oluşturacaklardır. Sosyal yardım veya sosyal hizmete ihtiyacı olan bütün dezavantajlı vatandaşlarımıza ulaşacak olan Aile Sosyal Destek Programı’nın (ASDEP) alt yapısını tamamlayacak ve yeterli sayıda nitelikli personel istihdam ederek ASDEP’i aşamalı olarak hayata geçireceğiz. Aile, bebek ve çocuk dostu kültürel ortam ve mekânlar oluşturacağız. Sokakta yaşayan, çalışan, çalıştırılan ve risk altında olduğu tespit edilen çocuklar ile koruma altında olup uyuşturucu bağımlılığı tedavisi tamamlanan çocuklar ve ailelerine yönelik psikolojik ve sosyal destek programları oluşturacağız” diye konuştu.

Kadın girişimci sayısını arttıracaklarını söyleyen Yıldırım, “Yeni dönemde kadının bireysel ve toplumsal olarak daha da güçlenmesi için hayata geçirdiğimiz politikaları ve başlattığımız çalışmaları kararlılıkla uygulamaya devam edeceğiz. Kadınlarımızın konumunu daha da güçlendirmek ve uygulamalarımızın etkinliğini artırmak üzere, kadına ilişkin mevzuatı ilgili tarafların görüşlerini alarak gözden geçireceğiz. Başta erken çocukluk dönemi eğitiminin geliştirilmesi olmak üzere kız çocuklarının eğitime devam etmelerinin sağlanması için gerekli tedbirleri alacak ve ilave teşvik mekanizmalarını hayata geçireceğiz. Kadın istihdamına yönelik getirdiğimiz istihdam teşviklerinin devamını sağlayacağız. Kadın Girişimciliği Programı hazırlayarak uygulamaya koyacak ve kadınlarımızın iş hayatına atılmalarını kolaylaştıracağız” ifadelerini kullandı.

Seçilme yaşını 18’e indireceklerini kaydeden Yıldırım, “Gençlerimizin sosyal hayatta ve karar alma mekanizmalarında daha aktif rol almalarını sağlayacağız. Seçilme yaşını 18’e indireceğiz. Gençlerin ortaöğretimden yükseköğretime geçişte eğitim ve kariyer planlamasına yardım edecek ‘Kariyer Merkezleri’ kuracağız. Genç girişimciliği güçlendirmeye yönelik finansman, teknoloji, işletme ve pazarlama gibi konularda programlar düzenleyeceğiz. Kendi işini kurmak isteyen gençlerimize proje karşılığı 50 bin liraya kadar karşılıksız nakdi destek veriyoruz. Kendi işini kurmak veya geliştirmek isteyen gençlerimize ayrıca 100 bin liraya kadar faizsiz kredi veriyoruz. Yeni iş kuran gençlerimize üç yıl boyunca gelir vergisi muafiyeti sağlayacağız. GENÇDES programını hayata geçiriyoruz. Gençlerimizin kısa film, ilk film, kitap, dergi vb. sanatsal faaliyetleri ile sportif faaliyetlerine proje bazlı karşılıksız destek vereceğiz. Gençlik Akademisi kuracağız. Gençlerimize ücretsiz internet erişimi imkânı getireceğiz” dedi.

Çalışma hayatına ilişkin olarak Yıldırım, “Çalışan kesimlerimizin iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması insani açıdan önemli olduğu gibi, verimli ve katma değeri yüksek bir üretim yapısının da ön şartıdır. İş güvencesi ve kıdem tazminatı hususları tüm sosyal taraflarla görüşülerek çalışanın hak ve hukuku gözetilmek suretiyle birlikte ele alınacaktır. Özel sektör işletmelerinde eğitim birimleri kurulmasını teşvik edeceğiz. Özel sektör, meslek kuruluşları ile işçi ve işveren kuruluşlarının meslek eğitimi vermelerini özendireceğiz. Sektörden gelen talepler doğrultusunda iş ve eğitim dünyası için gerekli olan Ulusal Meslek Standartları hazırlanıp yürürlüğe konulacak, yürürlükteki standartlar en geç 5 yılda bir güncellenecektir” ifadelerini kullandı.
Ekonomiye yönelik olarak Yıldırım, Türkiye’nin kalkınmasına daha fazla ivme sağlayacak yüksek katma değerli alanlara odaklanacaklarını aktararak, “İmalat sanayiinde yenilikçi ve yüksek teknolojili sektörlere dayalı bir biçimde dönüşümü gerçekleştirmeyi, girişimcilik kapasitemizi güçlendirmeyi, bilgi tabanlı ekonomiye dönüşüm için nitelikli bir istihdam alt yapısı oluşturmayı öncelikli olarak görüyoruz. Önümüzdeki dönemde yüksek teknolojiye dayalı yurtiçi üretimi artırma ve ithalata bağımlılığı azaltma perspektifiyle, imalat sanayiinin GSYH içindeki payının artırılması ve yapısal dönüşümün sağlanması temel önceliğimiz olacaktır. Kayıt dışı ekonomi ile katılımcı bir anlayışla etkin bir biçimde yürütülecek mücadele sonucunda verginin tabana yayılması sağlanacaktır. Bu sayede oluşturulacak mali alan ile büyüme odaklı yeni politikaların uygulanmasına imkân oluşturacağız. Fiyat istikrarını güçlendirecek para politikası çerçevesini koruyacağız” dedi.

Yıldırım, istihdama ilişkin olarak şunları söyledi:

“İşgücü piyasasının daha etkin işlediği bir ortamda işsizliği kalıcı şekilde düşük oranlara indirmeyi hedefliyoruz. İşsizliği azaltmak, işgücü piyasalarında arz ve talep uyumunu sağlamak, daha planlı bir şekilde ihtiyaçları karşılamak üzere sürekli bir şekilde iş dünyamızın taleplerini analiz edecek ve buna bağlı olarak mesleki eğitim başta olmak üzere politikalarımızı şekillendireceğiz. Türkiye’de kadın girişimciliğinin geliştirilmesine yönelik bir program uygulayacağız. Program kapsamında eğitim, finansman ve mentörlük destekleri sağlayacağız.”  

YENİ ANAYASA VE TERÖR VURGUSU

1 Kasım seçimlerinin asıl galibinin Türkiye olduğunu söyleyen Başbakan Yıldırım, Ahmet Davutoğlu ve Bakanlar Kurulu'na teşekkür etti. Yıldırım, AK Parti hükümetleri olarak verdikleri sözleri tuttuklarını belirterek, “2002’den sonra elde ettiğimiz bütün başarılarımızın mimarı Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’dır. Sayın Cumhurbaşkanımızı liderliğinde oluşan bu kazanımları Cumhurbaşkanımız liderliğinde hep birlikte çalışarak geleceğe taşıyacağız. Bütün AK Parti hükümetleri gibi 65. Hükümetimiz de partimize oy versin, vermesin tüm vatandaşlarımıza hizmet edecektir” ifadelerini kullandı.

Yıldırım, AK Parti hükümetlerinin 14 yıl boyunca demokrasinin yerleşmesi, milli birlik ve beraberliğin sağlanması için canla başla çalıştığını belirterek, milli iradeye dayalı siyaset kurumunu zayıflatmaya yönelik her türlü tahrik ve tertibi milletin büyük sağduyusuyla aştıklarını ifade etti. “Bölücü terör örgütü, paralel terör örgütü tüm terör örgütleriyle mücadelemiz kararlılıkla devam edecektir" diyen Yıldırım konuşmasına şöyle devam etti:

"Milletimizin birliğine, kardeşliğine ve devletimizin bekasına halel getirecek hiçbir gayrimeşru oluşuma müsamaha gösterilmeyecektir. Milletimiz emin olsun ki bu terör belası Türkiye’nin gündeminden çıkarılacaktır. Ülkemizin terörle mücadelesinde vatanımız ve milletimizin huzuru için en büyük fedakarlığı yaparak kanlarını akıtmış, canlarını ülkemizin geleceği için vermiş olan kahraman şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyorum. Tüm şehit ve gazilerimiz ile bize onların emaneti olan aileleri ve yakınları milletim adına şükranlarımı sunuyorum.”

Yeni Anayasa ile ilgili olarak ise Yıldırım, “Gün bugündür. Artık yeni Anayasa, başkanlık sistemi de dahil olmak üzere yeni yönetim sistemini de belirleyecek değişiklik behemahal 26. yasama döneminde AK Parti hükümeti olarak bizim de öncelikli konularımız arasında yerini alacaktır. İlk millet iradesiyle gerçekleştirilecek bu Anayasa’nın yapımında diğer siyasi partilerin yanımızda görmeyi bekliyoruz. Gelin, bu tarihi sorumluluğu birlikte yerine getirelim” dedi.  

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Samsun Uzm. Dr. Demirkan: “İş stresini yenmek için ‘hayır’ demeyi öğrenin” SAMSUN (İHA) – Psikiyatri Uzmanı Dr. Arda Kazım Demirkan, iş stresini yenmek için ‘hayır’ demenin önemi olduğunu söyledi. Liv Hospital Samsun Psikiyatri Kliniği’nden Uzm. Dr. Arda Kazım Demirkan, sosyal yaşamda ve iş yerinde stres yönetimi ve öfkeyle başa çıkma konusunda bilgilendirmelerde bulundu. İş yaşamında çalışma ve yaşam dengesinin bozulması, artan işsizlik nedeniyle işten atılma korkusu gibi etmenlerin stresi artırdığını belirten Uzm. Dr. Arda Kazım Demirkan, “Ofis çalışanları, haftanın neredeyse tamamını iş yerlerinde geçirmektedir. Kimi zaman kişisel stresler bireyi iş yerinde zorlayabilir. Ancak stres oluşturan en önemli sorunlardan biri de kişiye kaldırabileceğinden fazla iş yükü verilmesidir. Bu yüzden size kapasitenizi ya da bilginizi aşacak düzeyde bir görev verildiğinde ‘hayır’ cevabını verebilmelisiniz” dedi. İş yerindeki çalışma sürelerinin de bir stres kaynağı olduğunu vurgulayan Psikiyatri Uzm. Dr. Demirkan, “Ekonomik İş Birliği ve Kalkınma Örgütü’nün (OECD) 2017 raporuna göre 38 ülke arasında Türkiye yıllık en uzun çalışma saatleri sıralamasında 14. sırada yer almaktadır” diye konuştu. Çalışma saatlerinin dışında aile ve sosyal yaşamda stres oluşturan farklı konu ve sorunların da söz konusu olduğunu söyleyen Uzm. Dr. Demirkan, “Yaşam şartları gereği insanlar gerçek hayatlarında kişisel ve çevresel birçok engelle karşılaşmaktadır. Örneğin, başarılı bir futbolcu sakatlanabilir, istediğimizden az paraya sahip olabiliriz veya evliliğimizde sorunlar olabilir. Bu ve benzeri durumlarda fiziksel ve duygusal sağlığımızı olumsuz etkileyen zorluklarla başa çıkmakta yetersiz kaldığımızda yaşadığımız psikolojik durum, ‘stres’ olarak tanımlanmaktadır” şeklinde konuştu. “Fiziksel ve sosyal uyumsuzluk stres sebebi” Bireyin yaşadığı fiziksel ve sosyal çevresinde meydana gelen uyumsuz durumlar sebebiyle, bedensel ve psikolojik olarak sınırlarının ötesinde sarf ettiği gayretin stresi meydana getirdiğini ifade eden Uzm. Dr. Demirkan, “Bir stres oluşturucu durumun diğerinden daha önemli olmasının nedenini belirli ölçülerde sezgisel olarak anlayabilmemiz için bazı önemli faktörler bulunmaktadır. Bunlar; stres oluşturucusunun şiddeti, kronikliği (ne kadar sürdüğü), zamanlaması, yaşamlarımızı ne kadar etkilediği, ne kadar öngörülebilir olduğu ve stres oluşturucunun ne kadar denetlenebilir olduğudur. Stres kaynakları çok yoğun ve güçlü olduğunda bireylerin kullanmış oldukları başa çıkma yöntemleri yetersiz kalınca krizler ortaya çıkabilir. Stres ile krizi birbirinden ayıran bazı faktörler vardır. Krizde bireylerde travma ya da kriz oluşturan durum kişinin olaylarla başa çıkma kabiliyetini aşmaktadır. Streste ise bireyin başa çıkma kabiliyetinin aşılması şart değildir. Bireylerin yaşamlarındaki değişimler ne ölçüde hızlı gelişirse, yaşanacak stres de o kadar büyük olmaktadır. Rol ve görev tanımlarındaki belirsizlik, roller arası çatışma, bireyler arası çatışma, sorumluluk, katılım, iş güvenliği, yönetim şekli, iş stresi, bireyin iş ile ilgili olan durumları, iş süreçleri ve iş yerindeki diğer çalışanlarla etkileşim sonucu ortaya çıkan psikolojik ve fizyolojik dengenin bozulması olarak tanımlanmıştır” ifadelerini kullandı. “Hayır demeyi öğrenin” İş yaşamında çalışma ve yaşam dengesinin bozulması, artan işsizlik nedeniyle işten atılma korkusu gibi etmenlerin de stresi artırıcı unsurlar olarak belirtildiğini vurgulayan Demirkan, şunları söyledi: “Yoğun stres artışının üretkenliği azaltarak ekonomiye olan yükün artmasına, işe gelmeme ve hasta olduğu halde işinin başında olma durumuna neden olduğu, bunun da iş motivasyonu ve performansta azalmaya, sık birim değiştirme gibi olumsuz çalışma yaşantısına sebebiyet verdiği belirtilmiştir. Ofis çalışanları haftanın neredeyse tamamını iş yerlerinde geçirmektedir. Kimi bireyler haftanın ilk günü olan pazartesiye mutlu, heyecanlı başlarken kimileri de pazartesi gününe isteksiz başlamaktadır. Ancak bu konunun gün ile bir ilgisinin olmadığını kabullenerek, kişisel streslerimize çözüm arayışı getirmeliyiz. Bir diğer önemli husus da iş yerlerinde bazen çalışanlara kaldırabileceklerinden fazla iş yükü verilmesidir. Bu nedenle, size kapasitenizi ya da bilginizi aşacak düzeyde bir görev verildiğinde ‘hayır’ cevabını verebilmeniz önemlidir.”
Samsun Başkan Türkel: “Gençlerin projelerini el birliğiyle hayata geçireceğiz” Atakum Belediye Başkanı Serhat Türkel, “Gençler, artık Serhat abiniz var. Lütfen projelerinizle, bırakacağınız izlerle gelin. O projeleri hayata geçirmek için ne gerekiyorsa yapacağım ve el birliğiyle projelerinizi hayata geçireceğiz” dedi. Samsun’un Atakum Belediyesi, TBMM’nin 104. kuruluş yıldönümü ile 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı özel bir programla kutladı. Müzik dinletisinden dans gösterilerine ve geleneksel oyunlara kadar birbirinden özel etkinliklerle, bayram coşkusu kentin dört bir yanına taşındı. Atakum Belediye Başkanı Serhat Türkel, 23 Nisan kutlamaları kapsamında makamını, 9 yaşındaki Ayşe Sultan’a devretti. Öğrencinin taleplerini dinleyen Başkan Türkel, hayata geçireceği projeler hakkında, minik Ayşe’nin fikirlerini aldı. “Projelerinizi hayata geçireceğiz” Atakum Belediyesi, Çakırlar Korusu Tesislerinde kutlama töreni gerçekleştirildi. Törende konuşan Başkan Serhat Türkel, “Çocuklar, Atakum sizinle çok daha güzel. Ben belediye başkanı olarak bu coşkuya ortak olmaktan, ev sahipliği yapmaktan çok mutluyum ve gururluyum. İyi ki varsınız, sizleri çok seviyorum. Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir, çocuklar. Mustafa Kemal Atatürk’ün ilkelerinden, ayak izlerinden hiç ayrılmadım. Sizlere söz veriyorum bundan sonra da hiç ayrılmayacağım. Ben Türkiye Cumhuriyeti’nin evladı, Mustafa Kemal Atatürk’ün ilkelerinden, devrimlerinden, ayak izinden hiç ayrılmamış bir belediye başkanı olarak; kendi anne, babama ve 7’den 70’e herkese; Türk Bayrağı’nı, Mustafa Kemal Atatürk’ü tanıtan ve sevdiren kıymetli öğretmenlerimize minnettarım. Öğretmenlerimizin ellerinden öpüyorum. Memleketimizi, Atatürk’ü size sevdirdikleri ve onun ilkelerine bağlı çocuklar yetiştirdikleri için, sizlerin de annelerinizin babalarınızın ellerinden öpüyorum. Bayramımız kutlu olsun. Ben de Cumhuriyetin çocuğuydum, Cumhuriyetin genci oldum. Şimdi orta yaşlı yaşlıyım. Gençler, artık Serhat abiniz var. Lütfen projelerinizle, bırakacağınız izlerle gelin. O projeleri hayata geçirmek için ne gerekiyorsa yapacağım ve el birliğiyle projelerinizi hayata geçireceğiz” diye konuştu. Atakum, çocuk sesleriyle şenlendi DJ İnanç Seven’in müzik dinletisi ile başlayan program, Atakum Belediyesi Minikler Halk Oyunları Ekibi’nin gösterisi ile devam etti. Miniklerin yöresel oyunlarının ardından çocukların en büyük eğlencesi, sihirbaz gösterisi sahne aldı. TOG A Ram Sam Sam’ın dans atölyesinde gönüllü gençler, çocuklara eğlenceli dans figürleri öğrettiler. Cumhur Kocaoğlu’nun sunumuyla geçmişten günümüze geleneksel sokak oyunları, miniklerden büyük ilgi gördü. Çocuklar körebe, halat çekme gibi geleneksel oyunlarla günboyu keyifli vakit geçirdi. Samsun Brass Bando Takımı’nın gösterileri, renkli görüntüler sergilerken; Music Art’ın, birbirinden güzel şarkılarını seslendirdiği konser, seyircilerin büyük beğenisini topladı. ATAçocuk’tan özel program Ata Çocuk Gelişim Merkezi, miniklerin bayramına özel olarak hazırlandı. Mevlana 1, Mevlana 2, Demirkent, Atakent ve Yeni Mahalle şubelerinde eş zamanlı gerçekleştirilen etkinliklerde, öğrenciler şiirler okuyup, 23 Nisan şarkıları söylediler. Öğretmenlerinden en sevdikleri masalları dinleyen minikler; günün simgesi renkli balonları gökyüzüne bıraktılar. Eğlenceli oyunlar ve aktivitelerle dolu bir gün geçiren çocuklar; mutluluklarını öğretmenleri ve velileri ile paylaştı. Çakırlar Korusu’nun yanı sıra Buse Aydın Parkı, Doğa Bilimleri Köyü gibi kentin birçok noktasında eş zamanlı kutlamalar gerçekleştirildi. Kent genelindeki etkinliklere katılan Atakum Belediye Başkanı Serhat Türkel, miniklerin bayram coşkusunu paylaştı. Şenlikte halaylar çeken vatandaşlar, kortej yürüyüşüne marşlarla eşlik etti. Doğanın Çocukları Akademisi’nin (DOÇAK) düzenlediği kutlama programında, çocuk korosuyla şarkılar söyleyen çocuklar; drama gösterisinde yeteneklerini sergilediler. Minikler, birbirinden özel etkinliklerin yer aldığı atölyelerde; gün boyu keyifli anlar yaşadılar.
Bursa Başkan Oktay Yılmaz: "Bursa için elbirliğiyle çalışacağız" Yıldırım Belediye Başkanlığı’na ikinci defa seçilen Oktay Yılmaz, önümüzdeki 5 yıllık dönemin hem Yıldırım, hem de Bursa için ’ortak çalışma kültürünün geliştiği’ hamleler yılı olması için çalışacaklarını söyledi. Bursa Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nuri Kolaylı ve BGC Yönetim Kurulu üyelerinin ziyaretinde yerel seçim sonuçlarını değerlendiren Yıldırım Belediye Başkanı Oktay Yılmaz, özellikle yerel yöneticilerin her alanda ’iyilikleri ile yarışması gerektiğini’ vurguladı. Adalet ve Kalkınma Partisi’nin Bursa Büyükşehir Meclisinde genelini elinde bulundurduğuna, Yıldırım’da da seçimi birinci parti olarak tamamladıklarına dikkat çeken Yıldırım Belediye Başkanı Oktay Yılmaz, “Yeni dönemde her alanda iyiliklerimizi yarıştırmalıyız. Bursa’yı ve Yıldırım’ı parti ayırımı yapmadan daha ileri taşıyabiliriz. Öteleyerek, kavga ederek halka hizmet edilemeyeceğini biliyoruz. Zaten işbaşına geldiğimiz günden bu yana parti ayrımı yapmaksızın çalışıyoruz. Bu anlayışı hem Yıldırım’da, hem de Büyükşehir de sürdüreceğiz. Önümüzdeki dönemde doğru yapılacak her projeye, her çalışmaya destek olacağız. Hatalı gördüğümüz şeyler olursa da uzlaşı kültürü içinde gündeme getireceğiz” dedi. Yıldırım Belediye Başkanı olarak geçtiğimiz 5 yıllık dönemde yapıcı eleştirilere her zaman açık olduğunu ve bu eleştirileri ’iyileştirici faaliyet’ olarak gördüğünü ifade eden Oktay Yılmaz, önümüzdeki 5 yılında farklı olmayacağını, Bursa’yı hep birlikte ileri taşıyacaklarını söyledi. Yıldırım Belediye’nin çalışmalarına ilişkin de bilgi veren Başkan Oktay Yılmaz, açıklamalarını şöyle sürdürdü; “Halen devam eden işlerimizi derleyip toparlıyoruz. Büyükşehir’le olan ortak işlerimizin ‘halka hizmet, kente hizmet’ anlayışıyla devam edeceğine inanıyorum. İmarla ilgili sorunları aşmak çok önemli. Bu sorunları aştıkça hizmet çıtası artarak devam eder. Önümüzdeki dönemde gerçek anlamda kentsel dönüşüm çalışmalarımız devam edecek. Bir yandan konut üretirken, diğer yandan ulaşım, altyapı ve sosyal kültürel alandaki hizmetlerimizi bir bütün olarak ele alacak ve arttırarak sürdüreceğiz.” Son 5 yıllık süreçte Yıldırım ilçesine 1,5 milyon metrekare yeşil alan kazandırıldığını ve ’Doğuda gelişim olmaz’ ön yargısını kırdıklarına dikkat çeken Yıldırım Belediye Başkanı Oktay Yılmaz, "Yeni bulvarları, yeşil alanları, sosyal ve kültürel alanları Yıldırım’a kazandırdık. Yenilerini de kazandırmaya devam edeceğiz. Yeni dönemde Mevlana’ya, Millet Mahallesi’ne, Karapınar’a ve Kaplıkaya’ya sosyal yaşam merkezleri eklenecek. Yeşil, Emirsultan ve Cumalıkızık gibi Bursa’nın gözbebeği olan benzersiz değerlere sahibiz. Uludağ’ın eteğinde ormanla bütünleşen bir ilçeyiz. Yılların birikimi olan kaçak ve çarpık yapılaşmayı projelerimizle sağlıklı hale getirdikçe Yıldırım ilçemiz tüm Türkiye’ye örnek bir ilçe olma yolunda kararlılıkla ilerleyecek” dedi. Bursa basınının, Bursa yararına gerçekleşen tüm çalışmalara geçmiş dönemlerde destek verdiğini, bundan sonra da destek olacağını ifade eden Bursa Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nuri Kolaylı da, Türkiye’nin en güçlü yerel basınının Bursa’da görev yaptığına dikkat çekti. Bursa Gazeteciler Cemiyeti’nin 77 yıl önce, 1947 yılında kurulduğunu ve o günden bu yana Bursa basınının Türkiye için adeta bir ’gazetecilik okulu’ olduğunu ifade eden BGC Başkanı Nuri Kolaylı, “BGC olarak öncelikle basın etik değerlerine önem veriyor ve mesleğimizin onuru için mücadele ediyoruz. Habercilikte tehdit ve şantaja yer yok. Bu yola sapanların BGC çatısı altında barınamaz. Basın etik değerlerine sahip olmadığı tespit ettiklerimizi BGC’ye üye almıyoruz. Üye ise üyeliklerine son veriyoruz. Sürekli Türkiye gündemine getirdiğimiz ve rapor olarak hazırladığımız Basın Meslek Yasası TBMM’de görüşülerek kabul edilirse, basının eski saygınlığını kazanması yönünde önemli bir mesafe almış olacağız. Tehdit ve şantaja dayalı sözde haberciliği engelleyeceğiz" şeklinde konuştu. Yaklaşık bir saat süren ve sohbet ortamında gerçekleşen ziyarete Bursa Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nuri Kolaylı’nın yanı sıra, Başkan Vekili Fuat Kars, Başkan yardımcıları İhsan Altıkardeş, Hakan Işıkkent ve Ahmet Akhan, Genel Sayman Tevfik Fikret Sönmez, Yönetim Kurulu Üyeleri Huriye Gül Kolaylı, Ersin Yıldıran, Mehmet Ali Ekmekçi ve Enhar Güneş ile BGC Genel Sekreteri Sinan Tunç katıldı.