POLİTİKA - 08 Şubat 2017 Çarşamba 13:05

Başbakan Binali Yıldırım: Anayasa değişikliğinin sebebi...

A
A
A
Başbakan Binali Yıldırım: Anayasa değişikliğinin sebebi...

Başbakan Binali Yıldırım, CHP liderliğindeki hayır cephesine, "Türkiye monarşiyle yönetilseydi, biz buna karşılık demokratik bir sistem teklif etseydik, emin olun bunların tamamı kralcı ve kraliçeci olurlardı" sözleriyle yüklendi.

Başbakan Binali Yıldırım, ATO Congresium’da düzenlenen AK Parti Ana Kademe İlçe Başkanları İstişare ve Değerlendirme Toplantısında açıklamalarda bulundu. Yıldırım, Türkiye’nin aydınlık yarınları yolunda kritik bir süreç yaşandığını belirterek, "Önümüzdeki günlerde gerçekleştireceğimiz halk oylamasında öncesinde sizlerle biraraya gelmek ve bu istişareleri yapmayı uygun gördük. Halk oylamasında anayasa değişikliğinin reddedilmesini isteyenlerin kampanyalarını hayır ile hayr arasında ses benzerliği üzerine kurduklarını görüyoruz. Hayatlarında hiç bir hayırlı iş yapmamış olanların, sadece benzerliği sebebiyle bu mübarek kavrama bugünlerde nasıl sarıldıklarını görünce insanın gülesi mi geliyor ağlaması mı geliyor bir türlü karar veremiyor. Milletimiz kendisi ve ülkesi için hayırlı olanın ne olduğunu her zamanki gibi bu halk oylamasında da bütün cümle aleme gösterecek. tüm hayatı hayırla geçenlere kalanlara kalsa Türkiye bugün eserlerin tamamından mahrum olur. Rahmetli Menderes, ülkemize ilk kalkınma programını başlattığında attığı her adımda karşısında yine bu hayırcılar çıkmıştı. Türkiye o dönemde demokrasi ve ekonomide ne kazandıysa milletimizin evetleri sayesinde elde etmiştir. Ardından Rahmetli Erbakan, Rahmetli Türkeş’in içinde yer aldığı hükümetler kurulmuş, milletimiz teşvik ve desteğiyle önemli işler yapılmıştır" ifadelerini kullandı.

“MEVCUT PARLAMENTO HÜKÜMET SİSTEMİ DİYE BİR DERTLERİNİN DE OLMADIĞINI ÇOK İYİ BİLİYORUZ”

"Rahmetli Özal’ın da bu zihniyetlerden çok çektiğini biliyoruz" diyen Yıldırım, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Attığı her adımda temelini attığı her yatırım karşısında aynı hayırsızlar korosu karşısında olmuştur. Aslında, "istemezükçülüğün" ülkemizde kökleri çok eskidir ama hiçbiri Türkiye’nin bizim hükümetlerimiz döneminde geçen son 14 yıl kadar tutarsız olmamıştır. Dünyanın hangi bölgesinde kendisi hiçbir ilke, hiçbir değer, proje üretmeden sadece ve sadece iktidar partisinin yaptıklarına, söylediklerine karşı çıkarak siyaset yapan bir muhalefet var. Allah aşkına. Şahsen ben Türkiye’den başka böyle bir muhalefet örneği duymadım, bilmiyorum, hatırlamıyorum. Hatırlayan varsa söylesin. Anayasa değişikliği ile getirilen Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine karşı çıkanların, mevcut parlamento hükümet sistemi diye bir dertlerinin de olmadığını çok iyi biliyoruz. Çünkü bunlar yıllar boyunca parlamentoda hükümeti çalıştırmamak için ellerinden geleni arkalarına koymadılar."

"CUMHURA SAYGISI OLMAYANLARIN CUMHURİYETÇİLİĞİ DE YALANDAN BAŞKA BİRŞEY DEĞİLDİR"

Anayasa değişikliği görüşmelerinde muhalefetin seviyeyi düşürdüğünü söyleyen Yıldırım, "Anayasa değişikliği görüşmelerinde seviyeyi o kadar düşürdüler ki bacak ısırmadan, burun kırmaya, kürsüyü işgale işi vardılar. Parlamentodan çıkan hükümete en küçük saygıları olmayanların, sistemi kilitlemek için hileye başvuranların parlamento sistemi aşkını gördükçe neredeyse gözlerimiz yaşarıyor. Elbette ki bunların derdi mevcut sistemi savunmak değil, onlar sadece biz yeni bir sistem önerdiğimiz için uygulama aşamasına, milletimizin önüne, milletimizin kararına getirdiğimiz için bu mevcut sisteme can simidi gibi sarıldılar. Türkiye, monarşiyle yönetilseydi, biz buna karşılık demokratik bir sistem teklif etseydik, emin olun bunların tamamı kralcı ve kraliçeci olurlardı. Cumhura saygısı olmayanların Cumhuriyetçiliği de yalandan başka birşey değildir. Millete bidon kafalıdan, göbeğini kaşıyan adama kadar her türlü hakareti yapan, kendi oyunu milletin oyuyla bir görmekten hicap duyan bu zihniyet ne Cumhuriyetçi ne de demokrat olabilir. Bunlar dillerinden bu kavramları eksik etmeyen ama bir zamanların hayranı oldukları faşist yöntemlerin hayaliyle yanıp tutuşan iki yüzlülerdir" dedi.

"Hafızayı beşer, nisyan ile malüldür" diyen Yıldırım, "Türkiye’nin bırakalım daha öncesini son 14 yılını gözden geçirdiğimizde karşımıza çıkan manzaranın, tek başına anayasa değişikliğine neden evet denmesi gerektiğini gösterecektir. 2002 yılının Kasım ayında AK Parti tek başına iş başına geldi. Partinin kurucusu, Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan Meclis’e giremedi. Milletvekili seçilemedi. Neden? Siirt’te bir şiir okudu diye. Bugün demokratikliği, Cumhuriyetçiliği kimseye bırakmayanlar o zaman bu durum karşısında ses çıkartmak bir yana artık muhtar bile olamaz diye ellerini ovuşturdular" şeklinde konuştu.

"ARTIK YETER, ARTIK SÖZ DE KARAR DA MİLLETİNDİR"

Yıldırım, konuşmasında şunları kaydetti:

"Gezi olaylarının başladığı tarihe dönelim. orada olan aslında Taksim’deki 8-10 ağacın yerinin değiştirilmesi değildi. Türkiye Cumhuriyeti tarihi boyunca, yüzyıl, ilk defa faizleri yüzde 4.6’ya düşürmüş, IMF ile yolunu ayırmış dünyanın en büyük havalimanını cebinden beş para çıkmadan ihalesini yapmış, dünyanın en geniş köprüsü Yavuz Sultan Selim’in ihalesini başarıyla gerçekleştirmiş. İşte bu birilerinin canını sıkmış. Türkiye bu kadar sorunlarla uğraşırken nasıl oluyor da dünyanın en büyük havalimanını yapıyor, faizi yüzde 5’in altına düşüyor? Dikkat edelim her saldırı dalgası ülkemizin bir başka dinamiğini, toplum kesimini tahrik etmeyi, devleti ve hükümetini karşı cephe açmayı hedefledi. Aziz milletimiz bu oyunlara asla gelmedi ve gelmeyecek. Bu yakın tarih yolculuğunu yapmamın nedeni şudur, Türkiye’nin yönetim sistemi noktasında böylesine radikal bir yol ayrımına niye geldik? Bunun bir arka planı var, arka arkaya gelen birçok sebebi var. Bu noktaya hem çok daha uzun bir tarihsel arka planın tezahürü olarak, son 14 yılın gösterdiği acı tecrübelerin çıkış yolu olarak geldik. Müslüman aynı delikten iki defa ısırılmaz. Biz, aynı delikten defalarca ısırılma teşebbüsüne maruz kaldık. Darbeler, siyasi krizlerle, sosyal krizlerle, ekonomik yıkımlarla ısırıldık. Terörle aynı şeyi yaşadık. Onun için diyoruz ki, ’Artık yeter, artık söz de karar da milletindir’. Sürekli kriz üreten, milleti üzen devleti örseleyen bir sistemde ısrar etmenin anlamı yok. Cumhuriyet baki ama yönetim sisteminin biadı dolmuştur. Çözüm, Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemidir."

Türkiye’nin rejim probleminin olmadığına dikkati çeken Başbakan Yıldırım, "Türkiye, rejimine İstiklal Savaşın’dan sonra Cumhuriyeti ilan edilerek, 1923’te karar vermiştir. Anamuhafet partisinin ikide bir ’rejim sorunu var’ diye kafaları karıştırmasını anlamak mümkün değildir. Esasen millet de hiç itibar etmemektedir. Türkiye, gereken siyasi uzlaşmayı da sağlamıştır. Bizim gönlümüz bu uzlaşmaya meclis içinde ve dışında tüm siyasi partilerin katılması, anayasa değişikliğine hepsinin de katkı vermesi yönündeydi. Maalesef bizim dışımızdan kaynaklanan nedenlerle bu mümkün olmadı" dedi.

Nisan ayının ortasında yapılacak halk oylamasında da yapıcı işbirliğinin devam edeceğini anlatan Yıldırım, anayasa değişikliğinin milletin kararıyla hayata geçirileceğini söyledi. Anayasa değişikliğinin 19’uncu anayasa değişikliği olduğunu kaydeden Yıldırım, 18 maddeden 14’ünün Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ni ilgilendirdiğini, diğer 4 maddesinin yargı ve Meclis alanındaki düzenlemeleri ihtiva ettiğini ifade etti.

"İLÇE BAŞKANLARININ MADDELERİ EZBERE BİLMESİNİ İSTİYORUM"

Anayasa değişikliği maddelerini ilçe başkanlarının ezbere bilmesi gerektiğine dikkati çeken Yıldırım, "İlçe başkanlarının öncelikle bu maddeleri ezbere bilmesini istiyorum. Kafanıza adınız gibi nakşedeceksiniz. Kendimiz bilmeden milletimize anlatamayız, milletimizin kafasındaki soruları cevaplayamayız. Partimizin hazırlıkları mevcut, bu notları, dökümanları bütün ayrıntıları ile okuyun, değerlendirin, kafanıza takılanları sormayı ihmal etmeyin" diye konuştu.

Muhalefetin yeni sistemle getirilen değişikliği yalan kampanyası yaklaşımıyla her mecrada anlattığını belirten Yıldırım, "Adeta yalan rüzgarı. Yalanın bini bin para. Yüz kızarmıyorsa dilin zaten kemiği yok, üfürüyor da üflüyorlar. Rahmetli babamın bir lafını hatırlıyorum, genişten alan insanları gördüğü zaman şöyle derdi, ’Kaval elin yel Allah’ın üfle evladım üfle’. Şimdi bunlar da, kaval elin yel Allah’ın, üfleyin bakalım. Tek adamlıktan girip ülkenin bölünmesine kadar işi vardırıyorlar. Bizim bu yalanlar karşısındaki en büyük gücümüz doğruları anlatmaktır. Milletimizle kucaklaşmaktır. Millete doğrudan, her zaman doğruları anlatacağız. Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin ne olduğunu, ülkemize ne kazandıracağını, milletimize ne gibi katkılarının olacağını teker teker sabırla anlatacağız" şeklinde konuştu.

Ana muhalefet partisini anayasa değişikliği konusunda aldığı tavır dolayısıyla eleştiren Yıldırım, "Değişikliğin sebebi CHP'dir. O gün tilki fıstığı çıkarmasaydı, 367 icadını yapmasaydı belki bunlara ihtiyacı kalmazdı. Hem ülkeyi kaosa krize sürükleyeceksiniz, ondan sonra bölünme diktatörlük teranelerini okuyacaksınız. Bu millet yemez" dedi.

Başbakan Yıldırım, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Kim hükümet olacak, kim Cumhurbaşkanı olacak ben karar vereceğim. Ben yetkiyi verdikten sonra bilmediğim tanımadığım adamlar devreye girip, benim adıma iş çevirmeyecek. Yapılan budur. CHP, hiç milletin teveccühüne ram olarak iktidar yönünde gayret göstermediği için buna karşı çıkmasını anlayabiliriz. CHP krizlerden, kaoslardan, vesayetlerden medet umarak, yarım yamalak iktidarın köşesinden kendine yer bulmuştur. Bu sistemde artık buna yer yok. Çalışan, gayret eden, milleti ikna eden herkes tek başına iktidar oluyor. İstikrar ve güven. İki sihirli kelime" ifadelerini kullandı.

"İKİ AYIMIZ VAR. BU İKİ AY, HER SANİYESİ HER ANI DEĞERLİ"

Türkiye’de yıllardır belediye başkan seçimlerinin olduğunu anlatan Yıldırım, "Yapacağınız seçimin yöntemi aynı. Ne yapıyoruz belediye seçiminde? Başkan için oy veriyoruz, meclis üyeleri için oy veriyoruz. Belediye başkanlığı seçimi ülkeyi böler mi? Seçim yöntemi aynı, başkanı da milletvekillerini de seçiyoruz işi bitiyoruz. Bir sürü masraf, ses kirliliği bütün bunlar ortadan kalkıyor. Halk oylaması tarihine kadar yoğun bir programımız var. İşimiz çok. Hepimize çok büyük görev düşüyor. Türkiye’nin sadece bugününü bir seçimlik dönemini değil, asırlık yol haritasını belirleyecek bir halk oylamasının anahtarı milletin elinde olacak. Ben teşkilatıma güveniyorum, sizlere güveniyorum. İnşallah, Cumhurbaşkanımızın liderliğinde Türkiye’yi yeni sistemle buluşturacağız. İki ayımız var. Bu iki ay, her saniyesi her anı değerli. Bu bir seçim değil. Milletvekili seçimi değil, Cumhurbaşkanı seçimi değil, belediye başkanları seçimi değil, bu bir halk oylaması. Bir anayasa değişikliği. Siyasi rakiplerimizin bunu bir seçime dönüştürme gayretleri olduğunu görüyoruz. Biz, AK Parti olarak bu konulara yabancı değiliz. geçmişte buna benzer gruplaşmaları, ittifakları hep gördük. Allah’ın izniyle, milletimizin desteğiyle bütün bu dirençleri birer birer yok ederek bugünlere geldik. Niyetimiz hayr, akıbet hayr. Hayırla, hayrı karıştırıyor bunlar. Hayr, biride hayır. Onlar hayırcı, biz hayrcıyız. Birinde "ı" harfi var, birinde yok" açıklamasında bulundu.

"Memleketin her köşesinde çalışmaya hazır mıyız?" diye soran Yıldırım, ilçe başkanlarından evet cevabını aldı. Bunun üzerine Yıldırım, "Duymadım. Evet, evet, evet" dedi.

Yıldırım, "Muasır medeniyetler seviyesindeki hedefleri gerçekleştirmeye, milletimizin arzu ve isteklerini daha kolay etmeye hazır mısınız? Biz de hazırız" şeklinde konuştu.

İstişare toplantısının ’evetle’ sonuçlanacak değerlendirmelere vesile olmasını niyaz ettiğini belirten Yıldırım, konuşmasını sonlandırdı.

Enise Vural 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Balıkesir Korhan Berzeg’e ait çok sayıda malzeme bulundu Balıkesir’in Gönen ilçesinde dere yatağında bulunan cesedin Ekonomist Korhan Berzeg’e (83) ait olma ihtimali güçleniyor. Bölgede devam eden arama ve inceleme çalışmalarında Korhan Berzeg’in şahsına ait çok sayıda malzeme bulundu. Balıkesir’in Gönen ilçesine bağlı Armutlu Kırsal Mahallesi’nde, bundan tam 313 gün önce yürüyüş yapmak için köpeği Tina ile birlikte evinden ayrılan Ekonomist Korhan Berzeg’e ait olduğu değerlendirilen cesedin bulunduğu Gelgeç Mahallesi’ndeki dere yatağında arama ve inceleme çalışmaları devam ediyor. 4 jandarma ekibi, komando timi, JASAT, kadavra köpekleri ve drone ile devam eden çalışmalar kapsamında Korhan Berzeg’e ait çok sayıda malzemeye ulaşıldı. Bölgede yapılan olay yeri inceleme çalışmaları sonucunda; 1 adet Korhan Berzeg adına kimlik kartı, 1 adet Korhan Berzeg adına sürücü belgesi, 3 adet Korhan Berzeg adına banka kartı, 1 adet Korhan Berzeg adına kredi kartı, 1 adet Korhan Berzeg adına parçalanmış İstanbul ücretsiz taşıma kartı, 1 adet sağlam durumda Korhan Berzeg adına İstanbul mavi kart, 1 adet araç anahtarı ve muhtelif anahtarlar, 1 adet parçalanmış kahverengi cüzdan ve bir miktar para bulundu. Cüzdanda ve banka kartlarının üzerinde vahşi hayvanlara ait olduğu düşünülen diş izlerine rastlandı. Dere kenarında bulunan pantolonun da paça kısımlarından parçalanmış olduğu ve bu durumun hayvan saldırısı ihtimalini güçlendirdiği, cesedin ise hayvanlar tarafından dere kenarına getirilmiş olduğu değerlendiriliyor. Diğer yandan Alzheimer hastası başlangıcı olan Korhan Berzeg’in yolunu kaybetmiş olma ihtimali üzerinde duruluyor. Yetkililer kemik ve kıyafetlerin bulunduğu patika yola Berzeg’in inmesinin mümkün olmadığını belirtti. Gergeç Mahallesi’nde içme suyu ile ilgili dere yatağında gözlem yaptığı esnada Korhan Berzeg’e ait olduğu düşünülen kimlik, kredi kartı, kıyafet parçaları ve kemik parçalarını bulan Mahalle Muhtarı Ahmet Gülay ise yaşananları şöyle anlattı: "Dere yatağında bir su borusu patlamıştı. Hakkı abi ile beraber dere yatağındaki bu su borusunu takip ederek giderken su yatağının 1 metre ilerisinde pantolon gördüm. 1 metre yukarısında da gömlek vardı. Pantolonun yanında da kimlik vardı. Kredi kartı, otobüs kartı vardı. Sonra üzerinde fotoğrafını da gördüm. Daha sonra jandarmaya haber verdim. Jandarma yarım saat içinde olay yerine geldi. Olay yeri inceleme geldi. Etrafta 4 tane falan kemik parçası vardı. Adli tıp kemikleri incelemeye alıp götürdü.”
Manisa Manisa’dan gidip Muğla’dan aldığı sıfır araç hasarlı çıktı Manisa’nın Salihli ilçesinde yaşayan Fatih Vural, Muğla’ya giderek 1 milyon 300 liraya aldığı sıfır kilometre Peugeot marka aracı, memleketinde şüphe üzerine ekspertize götürdü. Yılların birikimi ile aldığı sıfır otomobilin hasarlı olduğunu öğrenince hayatının şokunu yaşayan Vural, yetkili bayi hakkında suç duyurusunda bulundu. Manisa’nın Salihli ilçesinde ikamet eden Fatih Vural (41), birikimleri ile Peugeot marka 308 model sıfır kilometre araç almaya karar verdi. Aradığı aracı Muğla’da bulan Vural, kendi imkanlarıyla Turgut Peugeot Bayisi’ne gitti. Aracını Şubat ayında teslim alan Vural, belli gün sonra arkadaşının aracında boya olduğunu söylemesi üzerine, aracını ekspertize götürdü. Vural, öğrendikleri karşısında büyük şaşkınlık yaşadı. Yapılan ekspertizde aracın muhtelif yerlerinde lokal boyalar olduğu ve belli noktalarında oynamalar olduğu ortaya çıktı. “Direklerine kadar aracı boyamışlar” Hayatının şokunu yaşayan Vural, "Meğerse benim sıfır diye aldığım araç, hasarlı bir araçmış. Kısacası hasarlı, toplama aracı bana sıfır diye satmışlar” dedi. Araç sahibi Vural sözlerine şöyle devam etti: "Şubat ayında Muğla’daki Turgut Peugeot Bayisinden aracı sıfır olarak teslim aldım. Salihli’ye aracımı getirdikten sonra sanayi sitesindeki arkadaşımın yanına gittim. Arkadaşım aracımda boya olduğunu söyledi. Bende şüphe üzerine aracımı ekspertize götürdüm. Yapılan ekspertizde aracımın muhtelif yerlerinde lokal boyalar olduğu tespit edildi. Direklerine kadar aracımı boyamışlar. Ayrıca çamurluk kaputta aşırı derece oynamalar mevcut, sök-tak yapmışlar. Vidalarında aşırı derecede aşınma izleri, kapılardaki pimler çekiçle vurulmuş, ezilmiş izler, motor kısmında, turboya ait parçalarda spiral taşıyla kesilmiş gibi izler mevcut. Fakat aracımı alırken bunların bilgisi kesinlikle bana bildirilmedi. Ben bunları genel merkeze bildirdim. Bana aracımı almış olduğum bayiye götürmemi söylediler. Bende aracımı bayiye geri götürdüm. Bayi inceledi, bana aracımda sök-tak parçalar olduğunu, fabrikasyon dışı boyalar tespit ettiklerini, bunu genel merkeze bildireceklerini söylediler. Bir hafta sonra beni genel merkezden arayıp, aracın orijinal olduğunu, banttan bu şekilde indirildiğini söylediler. Bunu söyleyince ben ikinci şoku yaşadım. Kesinlikle şuan kusurlarını ve hatalarını kabul etmiyorlar. Bundan sonra hukuki süreçlerimizi başlatacağız.”
Eskişehir Eskişehir İl Tarım Ve Orman Müdürlüğü’nden 14 ilçede eş zamanlı çiftçi ziyareti Eskişehir İl Tarım ve Orman Müdürlüğü, Tarım ve Orman Bakanlığı Eğitim ve Yayın Dairesi Başkanlığının başlattığı "Çiftçi Eğitimi İhtiyaç Analizi" çalışması çerçevesinde, Bakanlığın görev alanındaki konularda etkinliğin, verimliliğin ve üretkenliğin artırılması maksadıyla Eskişehir’in 14 ilçesinde eş zamanlı çiftçi ziyareti gerçekleştirdi. Çiftçilerin eğitim ihtiyaçlarını tespit etmek amacıyla bitkisel ve hayvansal üretim yapan tarım işletmelerinde anket çalışması gerçekleştirildi. Ziyaretlerde, çiftçilerin eğitim ihtiyaçları belirlenerek, tarımsal faaliyetlerin verimliliğinin artırılması hedeflendi. Anketlerde yer alan eğitim konuları Tarım ve Orman Bakanlığı’na bağlı genel müdürlükler, il müdürlükleri, enstitüler, kuruluş müdürlükleri ve üniversitelerde görevli personel ile yapılan çalışma sonucu tespit edildi. İl/İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü ekipleri çiftçilerle birebir görüşmeler yaparak, tarımsal faaliyetlerde karşılaştıkları sorunları ve ihtiyaçları görevlilerce dinledi. Çiftçilere verilecek eğitimlerin belirlenmesi amacıyla yapılan bu ziyaretler, tarımsal üretimde kalite ve verimliliği artırmayı hedefliyor. Ziyaretler sırasında çiftçilere tarımsal destekler, gübreleme teknikleri, sulama yöntemleri, hastalık ve zararlılarla mücadele konularında bilgilendirme yapıldı. Ayrıca, çiftçilerin ihtiyaç duyduğu konuların belirlenmesi ve çözüm önerilerinin sunulması için çalışmalar yapıldı.