POLİTİKA - 24 Ağustos 2016 Çarşamba 18:02

Başbakan noktayı koydu: Asla kabul etmiyoruz!

A
A
A
Başbakan noktayı koydu: Asla kabul etmiyoruz!

Basın toplantısında Suriye'ye gerçekleştirilen operasyonu değerlendiren Başbakan Binali YPG'nin Fırat'ın batısına geçmemesi gerektiği vurgusunu yaparak "Türkiye güney sınırlarında yeni bir Kürt oluşumunu asla ve asla kabul etmiyor. Bunu ulusal güvenliğimizi için büyük tehdit olarak görüyoruz." dedi.

Başbakan Binali Yıldırım, ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden ile yaptığı görüşme sonrası Çankaya Köşkü’nde ortak basın toplantısı düzenledi. Görüşmenin içeriğine ilişkin değerlendirmede bulunan Yıldırım, "15 Temmuz darbe girişimi olmak üzere bölgesel konularda fikir alışverişinde bulunma fırsatı yakaladık. ABD, Türkiye ilişkilerinin çok uzun bir geçmişi var. Dolayısıyla, zaman zaman yaşanan olaylarla bu köklü ilişkilerin yara almasına asla müsaade etmememiz gerekiyor Özellikle 15 Temmuz’da silahlı kuvvetler içerisinde asker elbisesi giymiş terörist grupların gerçekleştirmeye çalıştığı darbe girişimi başta Cumhurbaşkanımız, hükümetimiz ve 79 milyon Türk vatandaşının ülkesine sahip çıkmasıyla etkisiz hale getirilmiş ve bu bela defedilmiştir. Bu vesileyle demokrasi uğruna hayatını seve seve veren şehitlerimize, hayatını kaybede bütün şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyorum" ifadelerini kullandı.

"Bu alçak darbe girişiminin başı olan, bu darbenin yönlendirici olarak bildiğimiz, düşündüğümüz FETÖ’nün, Fethullah Gülen’in aramızdaki anlaşmalar tahtında gerekli işlemlerin yapılıp ve ülkemize iadesi sürecini başlatmış bulunuyoruz" diyen Yıldırım, "Bu konuda gerek hükümetimize gerekse Türk halkına samimi açıklamalarınız sürecin sağlıklı işlemesi bakımından hayati öneme sahip. Şunu bilmenizi isteriz ki bu konuda teknik heyetin Türkiye’ye gelmesi ve bizim savcılarımız, hakimlerimizle bu konunun enine boyuna değerlendirilmesi, sizin tarafınızdan ne kadar önemsendiğini bir kez daha ortaya koymuştur. Bizim buradaki en büyük beklentimiz, bütün bu hukuki süreçlerin zaman kaybetmeden yürümesi ve burada milletimizin beklentisi olan sonucun ortaya çıkmasıdır. Demokrasimize karşı girişilen bu hareketi dost ve müttefikimiz olan Amerikanın tabii ki tasvip etmeyeceğini biliyoruz. Sayın Başkan Obama ve sizin diğer yetkililerin bu konuda beyanatları esastır. Dolayısıyla, bundan sonraki süreçte eğer bu terör başının cezalandırmak üzere ülkemize iadesi süreci hızlandırılabilirse, buradaki işbirliğimiz artarak devam ederse, Türk milletinin bu konudaki üzüntüsü, bu konudaki hayal kırıklığı da çok hızlı bir şekilde müspete dönecektir" şeklinde konuştu.

“SURİYE’DE DURUM İÇ AÇICI DEĞİL”

Görüşmede, terörle mücadele konusunun da değerlendirildiğine dikkati çeken Yıldırım, "Bugüne kadar yaptığımız işbirliğini değerlendirdik. Bundan sonra başta Suriye olmak üzere, DEAŞ, PKK ve diğer terör örgütleriyle mücadelede kararlılık vurgusu yaptık. Suriye’de durum iç açıcı değil. Milyonlarca insan Suriye’yi terk etti. 500 bin Suriye vatandaşı hayatını kaybetti. Türkiye, 3 milyondan fazla insana kucak açtı. Ancak, bu sürdürülebilir bir durum değildir. Mutlaka bölgede, başta ABD, Rusya olmak üzere Türkiye’nin de etkin katılımıyla, İran ve bölge ülkelerinin de olumlu yaklaşımıyla mutlaka ve mutlaka artık daha fazla insanın hayatını kaybetmemesi için ortak bir uzlaşmayı gerçekleştirmemiz lazım. Yeni bir Kürt oluşumunun asla ve asla kabul etmiyor, bunu ulusal güvenliğimiz için tehdit olarak görüyoruz" dedi.

Kıbrıs sorunun da görüşmede ele alındığını belirten Başbakan Yıldırım, "Uzun yıllardan beri devam eden Kıbrıs sorununa yönelik sizin yıllardır ortaya koyduğunuz gayretleri biliyoruz. Kıbrıs’ta çözüm şansı ilk seferinde kaçırılmıştır, bu sefer bu şansı kaçırılmamasını öneriyoruz. Türkiye, Kıbrıs Türk tarafı her zaman yıllardan beri izolasyonlara maruz kalan taraf olarak çözümden yana olmuştur. Anlaşma olsa bile bunun referanduma konulduğunu da akılda tutmamız gerekiyor" diye konuştu.

Yıldırım, "Türkiye-ABD ilişkilerini, 15 Temmuz darbe girişimini ne de başka sorunlar asla ve asla bozmamalıdır, bozmasına da izin vermememiz gerekir. Bugünkü ziyaretiniz, yanlış anlaşılmaları da ortadan kaldıran, Amerikan halkının Türkiye Cumhuriyeti Devleti le dayanışmasını gösteren ziyaret

olmuştur" açıklamasında bulundu.

"(15 TEMMUZ) OLAYLAR OLURKEN, BUNUN İNTERNET OYUNU OLUP OLMADIĞINI ANLAYAMADIK"

ABD Başkan Yardımcısı Biden ise, "Bana Başbakan’ın kendisinden önce konuşmamı istediği söylendi, onun için teşekkür ediyorum. Ben Türkiye’ye birçok defalar geldim. Bugün Türkiye’ye bakınca inanılmaz saldırının, Türkiye’nin demokrasisini zedelemek için hayata geçirildiğini görmekten dolayı üzüntümü ifade ediyorum. Bu saldırıda aynı zamanda Cumhurbaşkanı ve Başbakan da öldürülmek istenmişti. Bu Türkiye’nin demokrasisine yapılmış olan bir saldırıdır. Başkan Obama benim Türkiye’ye gelmemi istedi. Bununla bizim ikili ilişkilere son derece önem verdiğimizi bütün dünyaya göstermemi istedi. Biz, Türk halkının müttefiki olarak, ABD Türkiye’yi her zaman, özellikle darbe teşebbüsünden sonra tam olarak desteklemektedir. Türkiye, herhangi bir şekilde yardım isterse biz bunu sağlamaya devam edeceğiz. ABD, 15 Temmuz’u derhal kınadı. Biz, olaylar olurken biz bunun gerçek olup olmadığını anlayamadık ve yahut internet oyunu olup olmadığını, ciddi olup olmadığını anlayamadık. Bu son derece şaşırtıcıydı. Ben sizin parlamentonuzu, başbakanın dairesini ziyaret ettiğimiz zaman beton parçaları gördüm. Kırılmış camları, delinmiş tavanları gördüm. Hatta sizin ofisinize doğru yürüdüm, çok şükür siz orada değildiniz. Bombaların düştüğü yerde, bu bombalar Türkiye demokrasisinin kalbine düşmüştür. Helikopterlerin ateş etmeleri sonucunda, bombalar veya kurşunlar başka yerlere isabet etseydi kim bilir kaç kişi ölecekti. Sizin parlamentoda bulunmakta ısrar etmeniz, sizin kararlılığınızı gösterir. Harabeye çevrilen bu ihanet neticesinde sadece parlamento binası zedelenmedi" dedi.

“BİZİ ETKİLEYEN TÜRK HALKININ CESARETİNE HAYRAN KALDIK”

Biden, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Bütün Türk halkı, bu zedelenme yaralanma duygusunu hissetti. Bütün dünya bunu seyrederken onlar Cumhurbaşkanının Başkente geldiği cesaretini gördüler. Cumhurbaşkanının çağrısından sonra Türk halkı sokaklara döküldü. Amerika, çok üzgündür ve bizi etkileyen Türk halkının cesaretine hayran kaldık. Onlar, tankların üzerine çıktılar, demokrasiye siper oldular. Siz, bu bölgede şehit diyorsunuz, biz onlara büyük kahramanlar diyoruz. Türkiye’nin bütün halkına, hayatını kaybedenlerin ya da yaralananların ailelerine başsağlığı diliyoruz. Biz, onların demokrasiye olan bağlılıklarını alkışlıyoruz. Biz, onların fedakarlıklarını hiçbir zaman unutmayacağız."

“ABD OLACAKLARDAN HABERDAR OLMAMIŞTIR”

ABD’nin 15 Temmuz darbe girişiminden haberdar olduğu iddialarına cevap veren Biden, "ABD hiçbir zaman asla, bu hadiseden önceden haberdar olmamıştır. Temmuz 15’te olacaklardan haberdar olmamıştır. ABD halkı olan bitenden son derece üzgündür. Biz hiçbir şekilde bu hareketi desteklemeyiz. Bazı askeri üslerin bu davranışını hoş görmeyiz. Bizim önceden bilgimiz yoktu, biz hiçbir şekilde desteklemedik. Türkiye halkının, ABD’den daha iyi dostu yoktur. Bizden, ABD’den daha iyi arkadaşı yoktur Türk milletinin. Biz, her zaman ortak değerlerimiz ve ortak güvenliğimiz için birlikteyiz" dedi.

FETHULLAH GÜLEN’İN İADE SÜRECİ

FETÖ lideri Fethullah Gülen’in iade sürecine değinen Biden, "Sizin bu yoğun hükümetimizin ve Türk halkının onun hakkında çok yoğun hisleri vardır. Biz, işbirliği yapıyoruz. Biz, Türkiye yetkilileriyle işbirliği yapıyoruz. Bizim hukuki uzmanlarımız şu anda Türk meslektaşlarıyla çalışıyor, ellerindeki delilleri inceliyorlar. Bizim yasalarımız ve suçluların teslimi anlaşmasına göre bu belgelerin hazırlanması lazım, bunu yapmaya devam edeceğiz. İlave bilgiler aldıkça bunları işleme koyacağız. Bizim hiçbir şeklide herhangi bir şekilde müttefikimize zarar veren kişiyi koruma niyetimiz yoktur. Amerika’nın hiçbir başkanının kendi gücünün dışına çıkma yetkisi yoktur. Biz, bütün delilleri göz önünde bulundurarak Amerikan mahkemesine başvuracağız. Her zaman bu biraz zaman alır. Türk milletinin kızgın olduğunu anlıyorum, süreç devam ediyor. Hiçbir ülke böyle bir harekete tolerans gösteremez. Türk milleti de bu affedilmez ve barbarca terör hareketine maruz kalmıştır. Bu son saldırıda düğün hedef alınmıştır. Bu terör saldırılarında ölenlerin ailelerine taziyelerimi iletiyorum" diye konuştu.

"DARBE TEŞEBBÜSÜNDEN SONRA TÜRKİYE’Yİ DAİŞ’LE SAVAŞI DEVAM ETTİĞİ İÇİN TEBRİK ETTİM"

Türk halkı da Amerikan halkı gibi terör karşısında kararlılığından dönmeyecektir" diyen Biden, "Biz birlikte duracağız. Bizim demokrasimize, seçilmiş hükümetimize zarar verenlere karşı, DAİŞ’e karşı, birlikte duracağız. Darbe teşebbüsünden sonra Türkiye’yi DAİŞ’le savaşı devam ettiği için tebrik ettim. Biz, bu savaşa devam edeceğiz. Koaliyon güçleri, DAİŞ’i vurmaya devam edeceğiz. Biz, daimi bir politik çözüm yolu bulmak için çalışacağız" şeklinde konuştu.

TSK’nın Cerablus’ta Yıldırım ve Biden, açıklamaları sonrası gazetecilerin sorularını cevapladı. Bir gazetecinin, "Cerablus’a yönelik operasyona" ilişkin sorusuna Yıldırım, "Bir süreden beri Suriye Arap koalisyonu adıyla bir yapı oluşturuldu ve Fırat’ın batısındaki Membiç şehrinin DEAŞ’tan temizlenmesi için operasyonlar yapıldı ve bunlar bitti. Bu operasyonlar sonucu bölgeden çıkan DEAŞ unsurları, Türkiye’ye doğru hareket etti ve Cerablus denen bölgede yerleşmeye başladılar. Aynı zamanda PYD unsurları da onları takip ederek, Kuzeye bir yandan bir yandan da Güneye Afrin bölgesine yayılma gayreti içerisine girdiler. Bunun üzerine hem sınır güvenliğimizi korumak hem de vatandaşlarımızın can ve mal güvenliğini sağlamak bakımından buraya bir hem topçu atışıyla hem havadan destekle bir operasyon başlattık ve buraya gelen terör unsurlarını püskürttük. ABD ile mutabık kaldığımız bir konu var o da PYD unsurlarının asla Fırat’ın batısına yayılmamaları ve burada herhangi bir faaliyet içerisine girmemeleri yönündedir. Bugünkü toplantımızda bu konuyu da değerlendirdik ve burada ABD’nin bu konudaki kararlılığını bir kez daha gördük. Hiçbir şekilde PYD, YPG unsurları Fırat’ın batısında varlık gösteremeyecekler, bu konudaki hassasiyetlerini bir kez daha teyit ettik. Onun için de teşekkür ediyoruz. PYD, YPG için genel yaklaşımımız, biz biliyoruz ki bunlar PKK ile içiçeler ve PKK ile birlikte çalışıyorlar. Her ne kadar DAEŞ için bunlar yardımcı oluyor gibi gözükse de ABD bilmelidir ki günün sonunda bir terör örgütüyle başka bir terör örgütünü belki alt edebilirsiniz ama ondan sonra elinizde kalan terör örgütünü nasıl alt edeceğiniz, başka soru olarak önünüze gelecektir. O yüzden tehlikenin büyümemesi bakımında YPG ve PYD’ye de bakış açısını da tekrar gözden geçirme ihtiyacı olduğunu ifade etmek isterim" karşılığını verdi.

"Kürt koridorunun oluşumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusunu Biden, "Hem Cerablus da ayarlamalarımız var. Ayrıca, Membiç’le ilgili azimkar kararlılıklarımız var. YPG ve Suriye kuvvetleri nehrin öbür tarafına geçmemelidir. Geçerlerse ve buna bağlı kalmadıkları takdirde hiçbir zaman Amerikadan desteklenmeyecekler" şeklinde cevapladı.

Başka bir basın mensubunun, "Amerika’nın bu darbe teşebbüsüyle hiç ilgisi olmadığını söyleyecek misiniz" sorusuna Yıldırım, "Amerikan yönetimi, Sayın Obama, Sayın Joe Biden açıkça bu darbeyi bugün de bundan önceki dönemde de tasvip etmediklerini ifade etmiştir. Bizim için geçerli olan budur. Bunun dışındaki değerlendirmeler mutlaka halk arasında vardır. Bu bir algıdır. Bu algıyı düzeltmek için zaten buradayız. Eminim ki bu terörist başının iadesine yönelik süreçlerin sağlıklı işlemesi vatandaşlarımızın zihnindeki bu algıyı da kısa sürede olumlu hale döndürecek, böylece var olan dostluğumuz daha da artarak devam edecektir" cevabını verdi.

"BİZ BİRBİRİMİZİ ANLADIK, ANLIYORUZ"

Darbe teşebbüsüne ilişkin soru üzerine, Biden, "Biz, bunu müzakere ettik bugünkü toplantılarımızda. Başbakan, Dışişleri Bakanı ve bununla ilgili kişiler söylediler ki, bizim anayasa ile ilgili yasalarımıza riayet edilecek ve kanun üstünlüğüne uyulacak. Devam edelim, gösterelim, birliğimizi gösterelim. Açıkça söyleyeyim, ben kendimi suçlu hissediyorum çünkü buraya gelmem zaman aldı. Benim buraya darbe teşebbüsünden hemen sonra gelme imkanım olmadı ama şu an gelmekten gurur duyuyorum. Dışişlerinde derler ki samimi ve derin konuşmalarımız oldu. Biz birbirimizi anladık, anlıyoruz" diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul İstanbul’da pişkin müşteriler kamerada: Sigara içirmeyince ücretini ödemeyip kaçtılar Güngören’den Mecidiyeköy’e gitmek için taksiye binen üç kişi, sürücünün araçta sigara içilmesine izin vermemesinin ardından ücreti ödemeden araçtan indi. Taksi sürücüsünün, “90 liramı verir misin?” sözlerine karşılık yolcu, “Benim param yok. Git, onlardan al. Paramla beni rehin mi alacaksın” şeklinde pişkin bir cevap verdi. Yaşanan tartışmayı taksi sürücüsü cep telefonu kamerasıyla kaydetti. Güngören Merter’de dün akşam saatlerinde meydana gelen olayda taksi sürücüsü İsa Ünver, yol kenarında kendisini durduran üç kişiyi aracına aldı. Şişli Mecidiyeköy’e gitmek için yola çıkan takside yolcular, bir anda sigara içmek istediklerini belirtti. “Paramla beni rehin mi alacaksın?” Ünver’in aracının içinde sigara içilmesine izin vermemesinin ardından yolcular ile sürücü arasında tartışma çıktı. Bunun üzerine araçtan inen yolcular, 90 liralık taksimetre ücretini ödemek istemedi. Ünver’in, “90 liramı verir misin” sorusuna, “Paramla beni rehin mi alacaksın? Benim param yok, git onlardan al” diyerek cevap veren pişkin yolcular ücreti ödemeden araçtan ayrıldı. O anlar taksi sürücüsünün cep telefonu kamerası tarafından kaydedildi. Kaydedildiğini gören şahıs ise “Hem beni sosyal medyaya atacaksın hem de para isteyeceksin” diyerek uzaklaştı. “Sen niye karışıyorsun?’ diyerek araçtan ineceklerini söylediler” Taksi sürücüsü İsa Ünver ise, “Bugün E-5’te ilerlerken bir arkadaş Merter’de beni durdurdu. Kendisiyle birlikte iki tane de kadın bindi. Bana Mecidiyeköy’e gideceklerini söylediler. Kavşaktan dönüp Mecidiyeköy istikametine bağlanacağım esnada araçta sigara içmek istediler. Araçta sigara içmenin yasak olduğunu ve buna izin veremeyeceğimi bildirdim. Arkadaş bunun üzerine söylenmeye başladı. ‘Biz içiyoruz, kimse karışmıyor. Sen niye karışıyorsun? diyerek araçtan ineceklerini söylediler. İndirmek için müsait bir yere yanaştım. 90 liralık taksimetre ücretine itiraz ettiler” dedi.
İstanbul Beşiktaş’ta o eve yine araç çarptı: 3. kez faciadan dönülen anlar kamerada Beşiktaş Yıldız Mahallesi’ndeki bir apartmanın bodrum katındaki daire, 3 ayda içinde 3. kez meydana gelen kaza nedeniyle bir kez daha hasar aldı. Ehliyetsiz olduğu ve boş viteste seyrettiği iddia edilen sürücü, aracının kontrolünü kaybedince kısa süre önce tadilatı biten eve daldı. Ölen ya da yaralının olmadığı kazada evde bir kez daha hasar oluşurken, dehşet anları kameralara yansıdı. Beşiktaş Yıldız Mahallesi’ndeki bir apartmanın bodrum katındaki daire, 3 ay içerisinde 3. kez meydana gelen kaza nedeniyle bir kez daha hasar aldı. O dairede yaşaya Selver Yaprak ise 23 Nisan sabahı uyandıktan kısa süre sonra dışarıdan gelen çarpma sesiyle dışarı koştu. Saat 06.30 sıralarında 34 GAV 509 plakalı otomobiliyle dik bir yokuştan inen Erten Çayir (58), aracın kontrolünü kaybedince Selver Yaprak’ın yaşadığı eve çarpmıştı. Yaprak, gördüğü manzara karşısında şaşkınına döndü. Pencere demirlerinin daha büyük bir kazanın önüne geçtiği olayda yaralanan olmazken otomobil sürücüsü ve mahalleli büyük bir panik yaşadı. Eve çarpan Çayir, büyük bir şok yaşadı. İddiaya göre ehliyetsiz olan sürücünün yardımına koşan vatandaşlar, onu sakinleştirmeye çalıştı. Kazanın sabah erken saatlerde olması sebebiyle sokakta kimsenin olmaması facianın önüne geçti. Dehşet anları kameraya yansıdı Dehşet anları ise güvenlik kameralarına anbean yansıdı. Görüntülerde, Erten Çayir’ın direksiyon hakimiyetini kaybettiği aracın, Selver Yaprak’ın evine daldığı görülüyor. “3 ayda üçüncü kaza” 3 ay içerisinde evine 3 araç daldığını söyleyen Selver Yaprak, “Yine aynı şey, yine aynı kaza bir ay önce de olmuştu. Bu sabah yine bir gürültüyle uyandık. O saatte ben uyuyordum, kazadan 10 dakika önce su içmeye kalkmıştım. Yine yokuştan inen araba girdi bu 3 ayda üçüncü kaza. 1 ay önce olan kazanın masrafının ödemesini dün aldık bugün yine araba girdi. Kazanın ardından ben dışarı çıktığımda sürücü şoktaydı. Komşumuz sakinleştirmeye çalışıp su vermiş. Sabah saat 6 gibi bana sütçü geldi kaza olduğunda uyanıktım. Yine demirler değişecek, camlar değişecek” diye konuştu. “Deprem oldu sandık ama bu kazalara alıştık” Bu kazalarının toplamda 6 kere yaşandığı söyleyen apartmanın 30 yıldır yöneticisi olan Coşkun Ökol, “Bu apartmanda 60 yıldır yaşıyorum. 30 yıldır da yöneticisiyim. Bu yaşadığımız olay 3 ayda 3 kez oldu. Benim çocukluğumdan bu yana da 3 kez daha olmuştu. Bu olayı 6 kez yaşadık. Önlem alınmıyor, buraya iki tane baba koymakla önlem alındı zannediliyor. Bu yokuşa hız kesici koydular, 2 tane koydular ama az. Arabalar yine vites boşta iniyorlar, yine hızlı geliyorlar ve apartmanın içine giriyorlar. Buna engel olamıyoruz, çözüm bulunması lazım. Yokuş iniş değil çıkış yapılabilir, hız kesici sayısı artırılabilir, buraya çelik halat konulabilir. Sabahın altısında deprem oluyor zannettik. Burada trajikomik bir durum var. Biz buna alışıyoruz, depremde bile korkmayacağız bu gidişle. Sokağın kalabalık olduğu bir anda bu kazanın sonu ölümdür. Yokuş dik ve boş viteste gelen bir arabayı durdurmak imkansız. Şoförün ehliyeti yoktu, suçunu kabul ediyor. Sonrasında el frenine asıldım ama durduramadım diyor. Boş viteste indikten sonra bir değil iki tane el freni çeksen ne olur. Birinci viteste inse hiç böyle sorunlar olmayacak” dedi
Rize Stajyer ebe olarak görev yaptığı Çocuk Cerrahi Servisi’ni çizimleri ile renklendirdi Rize Çay Mesleki Teknik Anadolu Lisesi’nde eğitim gören stajyer ebe İrem Dinç, staj yaptığı hastanede Çocuk Cerrahi Servisi’nin duvarlarına çizdiği çizgi film karakterleri ile hasta çocuklar mutlu ediyor. Rize Merkez Çay Mesleki Teknik Anadolu Lisesi’nde öğrenim gören 17 yaşındaki Yaren İrem Dinç, Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi (RTEÜ) Çocuk Cerrahi Servisinde ebe yardımcısı stajyer öğrenci olarak çalışmaya başladı. Çocuk Cerrahi Servisinin duvarlarının boya yenilenmesi yapılacağı sırada serviste hizmet veren hemşirelerin "Keşke biraz eğlenceli yaptırsak" demesi üzerine "İsterseniz ben yapabilirim" diyen stajyer öğrenci Yaren İrem Dinç, hastane duvarlarına çizgi film karakterlerini çizdi. Dinç, tüm servis duvarlarına farklı çizgi film karakterleri çizerken, hemşireler ve diğer stajyer arkadaşları da büyük bir keyifle boyamaları gerçekleştirdi. Ortaya rengarenk bir çocuk cerrahi servisi çıkarken bu işlemin bütçesi ise doktorlar ve hemşireler başta olmak üzere tüm servis çalışanları tarafından sağlandı. Hastalarının çocuk olduğu serviste artık ağlama sesleri daha az duyulurken, hasta yakınları ise çocuklarının keyifli zaman geçirmesinden memnun. "Küçük ayrıntılar bazen çok güzel oluyor" Oğlunun sünneti için Çocuk Cerrahi Servisi’nde bulunan Mehmet Mustafa Telci, sünnet öncesinde çocukla beraber duvarlarda yer alan tüm karakterler hakkında konuşarak korkusunu azalttıklarını ve bu durumdan çok memnun olduklarını ifade ederek “Oğlumuzun sünnetini yaptık. Sağ olsun buradaki arkadaşlar da yardımcı oldu. Gayet memnunuz şu anda. Vallahi kimin aklına geldiyse çok güzel olmuş. Özellikle şu boyama işini yapan kızımızın eline emeğine sağlık. Küçük ayrıntılar bazen çok güzel oluyor. Vallahi bizimkinin ilgisini çekti” dedi. “Stajyer hemşiremiz çiziyor, biz de ona yardım ederek boyuyoruz” Çocuk cerrahi servisinin sorumlu hemşiresi Oya Kutlu ise stajyer öğrencinin böyle bir yeteneği olduğunu duyduklarında hemen harekete geçtiklerini ve hasta yakınlarının durumdan çok memnun olduğunu kaydederek “Stajyer arkadaşımızın böyle bir yeteneği var doğuştan. Ben de çocuk cerrahi servisini renklendirmek istiyordum. Tam da üzerine denk geldi. Arkadaşlarımla birlikte stajyer hemşiremiz çiziyor, biz de ona yardım ederek boyuyoruz. Servis bu şekilde bu hale geldi. Herkes çok memnun. Tepkiler çok güzel. Zaten bütün çabamız çocuklarımız için. Hasta çocuklar için de bir nebze olsun rahatlatıcı oluyor. Hani korkuyorlar, servise gelmek istemiyorlar, içeri girmek istemiyorlar ama karakterleri görünce, duvarları renkli görünce hepsi koşarak geliyor. Sevinçli oluyorlar. Mutlu oluyorlar. En güzel bizim için çok güzel bir şey. Emeklerimiz amacına ulaştı” ifadelerini kullandı. “Çocukların ağlamaları en azından ertelenmiş oluyor” Serviste boya tadilatının başladığı sırada hemşirelerin kendi arasında ki servisi eğlenceli hale getirme hayali sohbetlerini duyan stajyer hemşire Yaren İrem Dinç, kendisinin resim çizme yeteneği olduğunu söyledi. Dinç “Servis yeni boyanıyordu o sıralar. Hani keşke biraz daha süslü olsa gibisinden konuşmalar oldu hemşirelerle. Ondan sonra ben de böyle bir şey yapabileceğimi söyledim. İşte küçüklüğümden beri uğraştığımı söyledim. Sonrasında böyle bir şeye kalkıştık. İlk önce hemşirelerle beraber yeni yeni boyalar alarak başladı. Sonra işte doktorlar da yardım ettiler. Öyle böyle gelişti yavaş yavaş. Şimdi fotoğraf çekiyorlar, çocukları burada daha çok eğlendiriyorlar, oynatıyorlar. Hani çocukların da odağı genelde duvarlar oluyor, karakterler oluyor. Bu yüzden de hani ağlamaları en azından ertelenmiş oluyor. Hoşuma gidiyor yaptığım şeyin böyle güzel bir şekilde karşılanması, hani beğenilmesi” diye konuştu. “Burası daha çok küçüklerin olduğu bir yer, daha çok eğlenilmesi gereken bir yer” Yeteneğinin küçük yaşlardan bu yana geldiğini ve hiç eğitim almadan kendisini resim konusunda geliştirdiğini ifade eden Dinç “Küçüklüğümden beri zaten uğraşıyordum böyle bir şeyle. O yüzden hani pek de zor olmadı benim için ama bir eğitim veya ekstradan bir yardım asla yok. Kendi kendime geliştirdim genel olarak. Yani çalışmadan çalışmaya değişiyor hani gölge gerekiyorsa çalışmaya bu tabii daha fazla vakit istiyor, daha fazla emek istiyor. Çizgileri, büyüklüğü, küçüklüğü çok fazla fark ediyor ama bir duvarı ortalama karakterse eğer bir günde bitiyoruz boyamasıyla beraber. Bence daha çok ilgi odağı oluyor burası çünkü diğer servislerden bir tık daha farklı. Çünkü burası daha çok küçüklerin olduğu bir yer, daha çok eğlenilmesi gereken bir yer. O yüzden engel yok olmak tabii ki de daha çok ilgi çekiyor. Böyle olması daha güzel” şeklinde konuştu.
Hatay Açık alanda çalışan işçilere sıcak hava uyarısı Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi’nde Acil Tıp Anabilim Dalında görev yapan Dr. Öğretim Üyesi Mustafa Polat, sıcak çarpmasının güneşli hava olmasa bile sıcaklıkların artmasıyla sık sık karşılaşılan potansiyel bir tehlike olduğunu belirterek açık alanda çalışan tarım işçileri başta olmak üzere vatandaşlara yapmaları gerekenleri anlattı. Hava sıcaklıklarının arttığı Hatay’da ve ülke genelinde bölge bölge termometreler 35 derecenin üzerine çıkmayı başladı. Hava sıcaklığının arttığı bu günlerde vatandaşları bekleyen tehlikeyse sıcak çarpması. Tarım kenti olan Hatay’da açık alanda çalışan vatandaşlarda sıcak çarpmasına sıklıkla maruz kalıyorlar. Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi Acil Tıp Anabilim Dalında görev yapan Dr. Öğretim Üyesi Mustafa Polat, sıcak çarpmasının güneşli hava olmasa bile sıcaklıkların artmasıyla sık sık karşımıza çıkan potansiyel bir tehlike olduğunu belirterek pamuklu, açık renkli ve vücudun hava alabileceği giysilerin tercih edilmesi söyledi. Dr. Polat, vatandaşlara sıcak havaya karşı yapmaları gerekenleri anlattı. “Sıcak çarpması, güneşli bir hava olmasa bile sıcaklıkların artmasıyla sık sık karşımıza çıkan potansiyel bir tehlikedir” Sıcaklık çarpmasının halk arasında güneş çarpması olarak bilindiğini söyleyen Dr. Polat, “Yaz aylarının gelmesiyle sıcaklıkların artışı, her zaman sıcak çarpması olarak kendisini gösterir. Sıcak çarpması, güneşli bir hava olmasa bile sıcaklıkların artmasıyla sık sık karşımıza çıkan potansiyel bir tehlikedir. Her zaman şuur kaybı veya şuur bozukluğuyla kendini göstermeyebilir. Biz 2 kademeli şekilde inceliyoruz. Özellikle açık alanlarda korunaksız ve önlemler alınmadan yapılan çalışmalarda fiziksel hareketin fazla olduğunda sıcak çarpması meydana gelir” dedi. “Açık alanda çalışmanın yoğun odluğu hasat zamanında daha sık karşımıza çıkar” Açık alanda çalışan tarım işçilerinde sıklıkla görülen sıcak çarpmasına karşı sıvı tüketiminin önemli olduğunu belirten Dr. Polat, “Açık alanda çalışmanın yoğun odluğu hasat zamanında daha sık karşımıza çıkar. Halk arasında önlemler hakkında bilinen birkaç yöntemde olsa da doğru değildir. Sıcak çarpmasına karşı önlem olarak sıvı alınımına dikkat etmek gerekiyor. Sıvı tüketiminde hastanın oral olarak sıvı verilirken şuur durumunun yerinde olması gerekir Vücut ısısını dengede tutmak için vücut terleme ve ışıma olarak yayılmasıdır. Terlemenin vücut sıcaklığında etkisi çoktur. Pamuklu, açık renkli ve vücudun hava alabilecek giysilerin tercih edilmesi gerekiyor” ifadelerini kullandı.