POLİTİKA - 20 Mayıs 2018 Pazar 21:17

Başbakan Yıldırım: 'İnsanlığın merkezini İsrail kana buladı, ABD de teşvik etti'

A
A
A
Başbakan Yıldırım: 'İnsanlığın merkezini İsrail kana buladı, ABD de teşvik etti'

Başbakan Binali Yıldırım, ”Filistin’de şehit edilen 63 kardeşimizin katili İsrail yönetimi olmakla beraber aynı zamanda Kudüs’e büyük elçiliği taşımada inat eden ABD yönetimidir” dedi.

Diyarbakır’dan Bingöl’e gelen Başbakan Binali Yıldırım, Şehir Stadyumunun yanındaki sentetik sahada katıldığı iftar programında konuştu. Hava alanından gelirken 15 yıl önce geldiği Bingöl’ün hali ile şu anki durumu karşılaştırdığını ifade ederek sözlerine başlayan Başbakan Binali Yıldırım, ”Hava alanından bu tarafa bölünmüş yol yoktu. Artık dillere desten olmuş, Çapakçur Köprüsü geldiğiniz zaman beli eğrilmiş bir insanı andırıyordu. Şimdi onun yerinde Bingöl’de neredeyse boğaz köprüsü olan güzel bir köprü olmuş. Bingöl’e çok yakışmış” diye konuştu.

Başbakan Yıldırım, ”Kudüs’te Filistinli kardeşlerimize yapılan alçakça saldırıyı lanetledik. Kudüs bizim ilk kıblemizdir. Mukaddes bir beldedir. Sadece Müslümanların değil, 3 dinin buluştuğu, kardeşliğin ve insanlığın merkezi. Ama insanlığın merkezini İsrail yönetimi kana buladı. 8 aylık bebeden 70 yaşındaki nineye kadar maalesef gözlerini kırpmadan insanları öldürdüler. Bu vahşete de dünyanın efendisi olduğunu söyleyen ABD yönetimi seyirci kaldı. Kalmakla da kalmadı teşvikte etti. Filistin’ de şehit edilen 63 kardeşimizin katili İsrail yönetimi olmakla beraber aynı zamanda Kudüs’e büyük elçiliği taşımada inat eden ABD yönetimidir. İkisi de sorumludur. Bölgeyi kana boyamışlardı. Bölgedeki istikrarı, barışı yıkmışlardır. Ramazan ayı içerisindeyiz. Böyle hazin bir tablo ile karşı karşıya geldik. Ama Ramazan rahmet, bereket, mağfiret ayıdır” diye konuştu.

”Ay yıldızlı bayrağımız yurdun her karış toprağında dalgalanıyor”

"Kardeşliğin daim olmasını Rabbime hamd ediyorum" diyerek sözlerine devam eden Yıldırım, ”Birkaç yıl önce bu topraklarda yine dışarıdaki emperyalistlerin organize ettiği proje terör örgütleri kardeşliğimize, birliğimize, beraberliğimize ne kadar büyük zarar verdiğini sizler biliyorsunuz. Allah’a şükür o terör örgütlerinin yerinde yeller esiyor. Ay yıldızlı bayrağımız yurdun her karış toprağında dalgalanıyor. Hamd olsun bunu birlikte başardık. Terör olmasaydı bugün bu bölgeler bir kat daha büyüyecekti. Ama kaybolan zamanı geri getiremeyiz ama Bingöl’ün kalkınmasını, gelişmesini ve aradaki mesafeyi kapatmasını sağlayabiliriz. Yeterki , barış kardeşlik ve huzur olsun.

Terör başımızın belası olmasın. Sizin dik ve kararlı duruşunuz ve hükümetinizin teröre karşı, amansız mücadele ile bu belayı ülkemizden def ettik. Hatta ülkemizden değil, aynı zamanda bu alçaklar Türkiye’de milleti rahatsız edemeyince bu sefer Irak’ın ve Suriye’nin kuzeyinde yapılandılar. Büyük ve dost bildiğimiz devletler bunlara yardım ettiler ve silah verdiler. Ama bu millet Çanakkale’de Dumlupınar’da ve Sarıkmış’da nasıl düşmana dur dediyse nasıl istiklali için gözünü kırpmadan şehadete yürüdüyse aynı şekilde Fırat kalkanıyla Afrin operasyonuyla da başımıza bela olan PKK, PYD/YPG, DEAŞ gibi proje örgütleri bunların ipi hepsinin ipi aynı ellerde. Bunlar kim para verirse kim destek verirse onun işini görürler. PKK örgütünün kürt kardeşlerimle ilgili bir meselesi yok. Sadece Kürtlere değil bir milletin tamamına acı yaşatıyorlar. Kardeşliğine birliğine beraberliğine zarar veriyorlar. Aslında tek sorunumuz terör örgütüdür ve yaptığı yıkımdır. Bingöl, yakın tarihimize her zaman bayrağına sahip çıkmıştır. Birliğine beraberliği sahip çıkmıştır. Asla teröristlerin rahatsız etmesine izin vermemiştir. Çünkü Bingöl halkı dinini bayrağını devletini sever. Niye kavga edeceğiz ve anlaşamayacağız.Kavga için hiç sebebimiz yok” diye konuştu.

Bingöl’de 5 bin kişiye iş müjdesi

Geleceğin herkesin geleceği olduğuna vurgu yapan Yıldırım, şunları kaydetti:

”Yavrularımızın yönünü dağa değil 2023 hedeflerine yöneltmemiz gerekiyor. Bunları daha iyi eğiteceğimiz ve daha çok yatırım yapacağız. Daha çok iş aş, imkanı sağlayacağız. Bugün elimiz boş gelmedik. Bingöl’e büyük bir süt entegre tesisi kuruyoruz. Onun kararını imzalayarak geldim. 700 milyon liradan fazla yatırım yapacak 5 bin kardeşimize iş aş imkanı sağlayacak. Kararını aldık. Bugün resmi gazetede yayınlandı. Ülkemde taş ütüne taş koyan herkesten Allah razı olsun. Tarım Bakanlığımızda sütle ilgili yeni prim uygulamasını başlattı. Yüzde yüz süt alım primleri artırıldı. Artık sütü üreticileri emeklerinin karşılığını alacak. 24 Haziran seçimi var. Bu seçim diğerlerinden biraz farklı. Bingöl bunun kararını halk oylamasında verdi. Evet diyerek bu yolu açtı. 24 Haziran bu işin uygulamasıdır. Sandığa gidecek milletin adamı Recep Tayyip Erdoğan’ı cumhurbaşkanı seçeceğiz."

Yıldırım’ın konuşmasının ardından Bingöl’de kent merkezi ile Düzağaç bölgesini birbirine bağlayan 547 metre uzunluğunda, 28 metre genişliğindeki, çift yönlü, yaya geçitli olarak 32 ayak üzerine kurulan Çapakçur köprüsüne görüntülü bağlanarak açılışını gerçekleştirdi.

Programa Başbakan Yıldırım’ın yanı sıra AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Cevdet Yılmaz, AK Parti Bingöl Milletvekili Enver Fehmioğlu, Vali Ali Mantı, Belediye Başkanı Yücel Barakazi, AK Parti İl Başkanı Mehmet Hanefi Güler, partililer ve çok sayıda vatandaş katıldı.

Kamil Cankılıç-Mücahid Kantarcıoğlu-Yılmaz Atar
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Gaziantep GTO nisan ayı meclis toplantısı yapıldı Gaziantep Ticaret Odasının (GTO)nisanayı olağan meclis toplantısı, Meclis Başkanı M. Hilmi Teymur başkanlığında Yönetim Kurulu, Meclis ve Disiplin Kurulu üyelerinin katılımıylagerçekleştirildi. Toplantının açılışında yaptığı konuşmada23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’na değinen GTO Meclis Başkanı M. Hilmi Teymur, bir milletin varlığının ve temellerinin sağlamlığının çocukların sağlıklı ve bilinçli yetiştirilmesiyle başlayacağını vurguladı. Teymur, “Bakın Gazi Mustafa Kemal Atatürk, 1 Mart 1922 tarihinde Meclisin açılış konuşmasında ne demiş: ‘Yetişecek çocuklarımıza ve gençlerimize, görecekleri tahsilin hududu ne olursa olsun, en evvel, her şeyden evvel Türkiye’nin istikbâline, kendi benliğine, millî an’anelerine düşman olan bütün unsurlarla mücadele etmek lüzûmu öğretilmelidir.’ İşte biz çocuklarımızı bu sözlerin kılavuzluğunda yetiştirmeliyiz ki onlara vatanımızın geleceğini gönül rahatlığıyla emanet edebilelim” dedi. “Özel günlerde kepenkler açık olmalı” Başkan Teymur’un ardından kürsüye gelen ve GTO’nun nisan ayında yürüttüğü faaliyetler hakkında Meclis üyelerini bilgilendiren GTO Yönetim Kurulu Başkanı Tuncay Yıldırım, Gaziantep’in son yıllarda turizmde ivme kazandığını fakat bayramlar gibi özel günlerde şehre gelen turistlerin açık restoran bulmakta zorluk çektiğini ifade ederek, “Gaziantep turizmini desteklemek için bayramlar gibi uzun tatillerin olduğu dönemlerde özellikle kafe ve restoranlarımızın açık olması gerekiyor. Geçtiğimiz Ramazan Bayram’ında bununla ilgili pek çok şikâyete rastladık. Kalabalık heyetlerle Gaziantep’e gelen fakat yemek yiyecek, bir çay molası verecek açık işletme bulamayan misafirlerimizi gördük. Şehrimiz son yıllarda tarih, kültür ve gastronomi turizminde ivme kazandı. Bizlerin de bunu desteklemesi gerekiyor. Şehrimizde özel günlerde kepenkler açık olmalı” şeklinde konuştu. “Fahiş fiyatın tanımı net bir şekilde yapılmalı” Uzun süredir ülke gündemini meşgul eden ve tepkilere neden olan fiyatlandırma politikasına da dikkat çeken Başkan Yıldırım, yaşanan tüm olumsuzlukların ana kaynağının enflasyon olduğunu ve fiyat algısının bozulduğunu söyledi. Enflasyonist ortamın beraberinde suistimalleri de getirdiğini belirten Yıldırım, “Enflasyonun çok yüksek seyrettiği dönemlerde maalesef bunu suiistimal eden işletmeler oluyor. Fiyat algısının bozulmasıyla birlikte de bu tarz işletmeler fahiş fiyatlarla her birimize büyük zararlar veriyor. Diğer taraftan da acı bir gerçek var ortada. Tüketici olarak bizlere çok yüksek gelen fiyatların maliyet hesabı İşletme giderlerini, ham madde maliyetlerini hesapladığınızda işletmelerimizin ayakta kalabilmesi, faaliyetlerini sürdürebilmesi gerçekten de çok zor. Bugün bir restoranda içtiğiniz çorbanın maliyeti yarın değişebiliyor. Maliyetlerin artışı da her zaman fiyatlara yansıtılamıyor. Fiyata yansıtmayınca işletme zor durumda kalıyor, yansıtınca vatandaş olarak bizler zor durumda kalıyoruz. Bu tabloda fahiş fiyat tanımının net bir şekilde yapılması, suiistimallerin tespit edilip devletimizin bu konuyu takip etmesi ve çözüm üretmesi gerekiyor. Fahiş fiyat tanımının hiçbir soru işareti bırakmadan ve detaylı bir şekilde yapılması oldukça önemli. Tüm kesimlerce kabul görecek fahiş fiyat tanımı yapılmadan yasal düzenlemeye de gidilmemeli. Ne tüketici zarar görsün ne de üretici Şunu da unutmamak gerekir: işletmeler açısından en iyi terazi, en iyi ölçü yine vatandaşın kendisidir. Ödediği bedel aldığı hizmeti karşılamıyorsa en iyi cezayı da vatandaşın kendisi keser” ifadelerini kullandı. “Jeopolitik risklere göre kendimizi konumlandırmalıyız” Konuşmasında Türkiye’nin bulunduğu konuma ve jeopolitik risklere de değinen Yıldırım, “Siyasi ve toplumsal olarak atılan her adım küresel ekonomiyi direkt etkiliyor. Ticaretin yönünü belirliyor, maliyetleri ve tedarik zincirini etkiliyor. Olayların bizim dışımızda cereyan ediyor olması da önemli değil. Sonuçta hepimiz birbirine bağlı bir sistemin parçasıyız. İran ve İsrail arasındaki gerginliğin ekonomi üzerindeki etkilerini düşünün Tüm dünya savaşın bölgeselleşme ve şiddetlenme endişesinde. Bölgedeki jeopolitik riskler ve belirsizliğin artışı risk primimizi ve dolayısıyla borçlanma maliyetlerimizi artıracaktır. Artık jeopolitik risklerin olmadığı bir dünya yok Yani aman şu jeopolitik riskler geçsin de bakarız diyemeyiz. Bu durumu yönetmeyi, kendimizi doğru konumlandırmayı öğrenmeliyiz” ifadelerini kullandı. “Enflasyonla mücadelede bedel adil dağıtılmalı” Enflasyonla mücadele sürecinde fiyat istikrarı ve finansal istikrarı sağlamak için öngörülebilirliğin güçlendirilmesi için mevcut ekonomi politikasının devam etmesi gerektiğini belirten GTO Başkanı Yıldırım, “Bunu yaparken de para ve maliye politikası birbirini tamamlamalı. Enflasyonla mücadelenin maliyeti şüphesiz çok ağır ama bedelin adil dağılımı çok önemli Bu bedeli sadece vatandaş, sadece iş dünyası ödememeli kamu da tasarruf yapmalı. Hükümetin ‘mevcut harcamaları daha verimli hâle getirme’ vurgusu yaparak kamuda tasarrufa gidileceği açıklamasını bu anlamda olumlu buluyorum” diye konuştu.
İstanbul Beyaz eşya satışları Mart ayında yüzde 24 arttı Beyaz eşya sektörü 2024 yılı ilk çeyreğinde iç satışlarda yüzde 28 artış yaşadı. İhracat ise yüzde 5 azaldı. Aylık bazdaki verilere göre ise bu Mart ayında geçen yılın Mart ayına kıyasla iç satışlarda yüzde 24 oranında artış görüldü. Türkiye Beyaz Eşya Sanayicileri Derneği (TÜRKBESD), sektörün 2024 yılı ilk çeyrek değerlendirmesinde bulundu. Paylaşılan bilgilere göre, 2024 yılının ilk üç ayında yurt içi satışlar geçtiğimiz yıla göre yüzde 28 arttı. Beyaz eşya sektöründeki ihracat düşüşü ise devam ederken, bu dönemde de yüzde 5 oranında gerileme gösterdi. 2024 yılı ilk çeyreğinde 6 ana üründe ihracat ve iç satışlardan oluşan toplam satışlar yaklaşık 8,3 milyon adet olarak gerçekleşti ve geçen yıla göre yüzde 5 oranında artış gösterdi. Buna paralel olarak üretim miktarı da bir önceki yıla göre yüzde 1 artarak benzer seyretti. Aylık bazdaki verilere göre ise bu Mart ayında geçen yılın Mart ayına kıyasla iç satışlarda yüzde 24 oranında artış görülüyor. Üretim 3 milyon adet ile geçen yılın Mart ayına kıyasla yüzde 2 oranında azalırken, ihracattaki düşüş trendi bu ay yüzde 11 seviyesinde devam etti. "Sektörümüz 33 milyon adetlik üretim ve 23 milyon adetlik ihracat kapasitesiyle önemli bir aktör" TÜRKBESD Başkanı Gökhan Sığın, “Türkiye beyaz eşya sanayisi Avrupa’nın en büyük, dünyanın ise ikinci en büyük üretim üssü konumunda. Sektörümüz 33 milyon adetlik üretim ve 23 milyon adetlik ihracat kapasitesiyle önemli bir aktör. 60 bin kişiye doğrudan istihdam sağlarken, Ar-Ge, dijital dönüşüm ve yeşil dönüşüm yatırımlarıyla dünyayla rekabet ediyor” dedi. Sığın, altı ana üründe ihracat ve iç satışlardan oluşan toplam satışların yaklaşık 8.3 milyon adet olarak gerçekleşerek geçen yıla göre yüzde 5 oranında artış gösterdiğini kaydetti. Son iki yılda ihracatın sürekli düşüş kaydettiğini ve bu seyrin kısa dönemde değişmeyeceğini ön gördüklerini belirten Gökhan Sığın, sektörün küresel pazarlardaki daralmaya rağmen iç pazarda istikrarlı bir trend gösterdiğini dile getirdi ve ekledi: “İhracattaki düşüşün temel nedeni küresel pazarlardaki daralma oldu. Buna karşılık üretim ve istihdam seviyelerimizi iç pazardan aldığımız bu güç ile korumaya devam ediyoruz. Bu noktada, iç pazar canlılığını sürekli kılmak büyük önem taşıyor." Gökhan Sığın, ihracat bazında değer dağılımını aktarırken, Avrupa’nın hala ana ihracat pazarlarından biri olduğunu belirtti ve ürünlerin AB standartlarına uygunluğu konusunda ülkemizin teknik ve hukuki altyapısının gelişmeye devam ettiğini vurguladı. Ulusal mevzuatın AB’nin yeşil ve dijital dönüşüm politikalarını da kapsayacak şekilde güncellenmesinin sektör için önemli olduğunu dile getiren Sığın, bu tür revizyonların ihracata olumlu yansıyacağını düşündüklerini ifade etti ve sözlerini şöyle noktaladı: “Enerji verimli ürünlerin Türkiye’de daha da yaygınlaşmasını arzu ediyoruz. Bu durum ülke kaynaklarımızın korunmasının yanı sıra tüketicilerimize de tasarruf imkanı sağlıyor. Enerji verimli ürünlerin kullanımının artması sanayimizin varlığı ve sürekliliği için olduğu kadar ülkemizin ve tüketicilerimizin refahı için de büyük önem taşıyor.” TÜRKBESD Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Fatih Özkadı, "Ülkemizin ve çevrenin korunmasına yönelik uzun vadeli hedefleri perspektifinde çevre uygulamalarındaki gelirlerin ilgili sektör bazında yeşil dönüşüm ve enerji verimliliği projelerine, teknoloji gelişimine aktarılmasını temin edecek bir mekanizma en kısa sürede kurulmalıdır" dedi. Özkadı ayrıca Türkiye’ye geçici olarak ithal edilen ve işleme tabi tutulan eşyanın, işleme sonrasında tekrar ihraç edilmesini sağlayan Dahilde İşleme Rejimi’nin teşvikinin (DİR) Türkiye’nin ihracatına büyük katkı sağladığına değindi. Sektörün önemli temel girdilerinden yassı çelik ürünleri ile ilgili olarak da TÜRKBESD Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Yavuz şunları söyledi: “Uluslararası konjonktür nedeniyle hammadde maliyetleri değişkenlik göstermektedir. Bu da, tahmin edilebilirliği düşürerek üreticileri daha ihtiyatlı satın almalar yapmaya yöneltmektedir." “Yetkili servisler için en doğru kaynak firmaların resmi websiteleri ve servis.gov.tr” Son olarak toplantıda yetkili servislerin önemine değinen TÜRKBESD Yönetim Kurulu Üyesi Semir Kuseyri, 3 bin 500’ü aşkın yetkili servisin her gün binlerce tüketiciye çözüm ve destek sunduğunu hatırlatırken ‘aldatıcı’ nitelikli yani yetkili olmadığı halde kendilerini yetkili servis gibi tanıtan kişilerin çok sayıda tüketici mağduriyetine ve ürün kaybına neden olduğuna dikkat çekti. Kuseyri sözlerine şöyle devam etti: “Tüketicilerimize şirketlerimizin resmi web sitelerinden ya da Ticaret Bakanlığımız tarafından uygulamaya konulan servis.gov.tr üzerinden yetkili servis bilgilerine ulaşmalarını tavsiye ediyoruz.”