POLİTİKA - 10 Ekim 2017 Salı 11:49

Başbakan Yıldırım’dan ABD’ye sert cevap: 'Beyefendilerden izin mi alacağız'

A
A
A
Başbakan Yıldırım’dan ABD’ye sert cevap: 'Beyefendilerden izin mi alacağız'

Başbakan Binali Yıldırım, ABD büyükelçiliğinin Türk vatandaşları için vize işlemlerini askıya almasını değerlendirerek, “Neymiş, FETÖ soruşturması kapsamında Amerikan misyonlarında çalışan bazı kişiler hakkında hukuki süreç başlatmışız. Türkiye bir hukuk devleti, suç işleyen veya suç isnadı yapılanın Amerika’nın misyonunda olması ona bir ayrıcalık mı getirecek? Yani beyefendilerden izin mi alacağız, onların icazetini mi alacağız?” dedi.

TBMM’de partisinin grup toplantısında konuşan Başbakan Binali Yıldırım, konuşmasına Ampute Milli Takımı’nın başarısını tebrik ederek başladı. Başbakan Binali Yıldırım, milli takıma destek veren vatandaşları ve takım oyuncuları ile yönetimini tebrik etti. Ankara Garı patlaması olayının yıl dönümü olduğunu kaydeden Başbakan Yıldırım, “Hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, yakınlarına başsağlığı diliyorum, üzüntülerini paylaşıyorum. Terörün her türlüsü insanlık dışıdır ve şiddetle bütün insanlık karşısında durmalıdır” dedi.

“Bu değişim AK Parti için bir yönüyle tekrar aslına dönüştür”

AK Parti Afyonkarahisar kampında ele alınan konulara ve kararlara ilişkin konuşan Başbakan Yıldırım, “Cumhurbaşkanımızın riyasetinde değişim ve yenilenme meşalesini hep birlikte Afyon’dan yaktık. Bu değişim AK Parti için bir yönüyle tekrar aslına dönüştür. Bizim için değişim demek, yenilenmek, tazelenmek ve gelecek hedeflerine kilitlenmektir. Şimdi yeni bir aşkla, heyecanla önümüzdeki 2023, 2053 hedeflerine emin adımlarla yürüyoruz. 16 yıllık tecrübemizi yeni heyecanlar ve vizyon ile birleştirerek geleceği inşa ediyoruz. İstişare toplantımızda Türkiye’nin dününü, bugününü, yarınlarını konuşma fırsatı bulduk. 2019 seçimlerine giderken yol haritamızı, hedeflerimizi, yapacaklarımızı ayrıntıları ile değerlendirdik. Ülke meseleleri hakkında da parti politikalarımıza katkı veren bütün arkadaşlarımız görüşlerini ifade etme fırsatı buldular. Bakanlarımız ve zatım bu konularda ortaya konan soruları cevaplandırma imkanı bulduk. İnanıyorum ki, her bir arkadaşımın yüreği millet ve memleket sevdası ile doludur. Bizim siyasetimizin özü vatandaşımıza hakkı ile canı gönülden hizmet etmektir. Ömür biter ama bizim Türkiye sevdamız bitmez” şeklinde konuştu.

“Amerika’nın misyonunda olması ona bir ayrıcalık mı getirecek? Yani beyefendilerden izin mi olacağız?”

ABD’nin müttefiklik ilişkisi ile bağdaşmayan bir karar aldığını ve Türkiye’ye vize vermeyi askıya aldığını duyurduğunu belirten Başbakan Yıldırım, konuşmasına şöyle devam etti:
“Bunu da misyonlarının personelinin ve çevre güvenliğinin yetersizliği ile açıklamaya çalıştı. Türkiye’deki ABD misyonları ve personelinin güvenliğine yönelik taahhütlerimizin sorgulanmasından dolayı esef duyuyoruz. Ülkemizdeki ABD misyonları dahil bütün elçiliklerin personeline sağlanmakta olan geniş güvenlik önlemleri en kuvvetli şekilde devam ediyor. Daha kısa bir süre önce Dışişleri Bakanlığı üzerinden İçişleri Bakanlığımıza gelen bir yazıda ABD misyonlarının güvenliklerinin artırılması yönünde bir talep var. Bu talebe memnuniyetle karşılayıp söz konusu ülkenin misyonlarına yönelik güvenlik tedbirlerini artıracağımızı bildirdik. Ancak büyükelçiliğin verdiği cevap, ‘bizim güvenlik sorunumuz yok, bu düşüncenizden dolayı teşekkür ediyoruz.’ Hal böyleyken vizeleri askıya alma sebebinin güvenlik olarak gösterilmesi yaman bir çelişkidir. Türkiye bir kabile devleti değildir. Bize yapılanı misli ile karşılığını veririz. Nitekim saatler sonra aynı şekilde, aynı ifadelerle gereğini yaptık, karşılığını verdik. Devletler arasındaki sorunları konuşarak çözmek durumundadır. Ülkeler arasında devamlı düşmanlık ve dostluk olmaz. Ülkelerin ilişkilerini belirleyen karşılıklı menfaatleridir, halklarının karşılıklı saygı saygıyla karşılanmasıdır. Hele hele bu devletler müttefik ise bazı meseleleri ileri sürüp vatandaşları cezalandırmaya kalkmak ise çok yakışıksız bir davranıştır. ABD gibi büyük bir ülkeye yakışmayacak bir davranıştır. Ülkelerimiz arasındaki hiçbir sorunun çözümüne katkı sağlamaz. Amerika’yı daha sağduyulu olmaya davet ediyoruz. Sorun elbette ki biran önce çözülmelidir. Türkiye olarak bütün ülkelerle irtibat kanallarımız açıktır. Bunu sadece ülkemiz veya içinde bulunduğumuz bölge için yapmıyoruz, dünyanın genelinde var olan gerilimi düşürmek için yapıyoruz. Amerika yetkilileri yaşanan son gelişmeleri gerekçe göstererek göçmenler dışındaki vizeleri askıya aldıklarını açıkladılar. Bunu konsolosluklara, büyükelçiliklere gelen insanların sayısını asgariye düşürmek için yaptıklarını söylüyorlar. Bu hiç inandırıcı bir gerekçe değildir. Ancak kafalarının arkasındaki nedenin, gerçek nedenin ne olduğunu da söylemekte, ifşa etmekte gecikmediler, onu da söylediler. Neymiş, FETÖ soruşturması kapsamında Amerikan misyonlarında çalışan bazı kişiler hakkında hukuki süreç başlatmışız. E ne olmuş. Türkiye bir hukuk devleti, suç işleyen veya suç isnadı yapılanın Amerika’nın misyonunda olması ona bir ayrıcalık mı getirecek? Yani beyefendilerden izin mi olacağız, onların icazetini mi alacağız? Bunu söylerken lafın nereye gideceğini de düşünün. Bir resmi bankamızın genel müdür yardımcısını görevli gittiği ülkenizde yaka paça tutup hapse atarken bize mi sordunuz, bizden izin mi aldınız? 15 Temmuz alçak darbe girişiminin başı FETÖ’yü hala niye orda besliyorsunuz, bu müttefikliğe, dostluğa sığar mı? Özet olarak, ABD yönetimi bir kez daha başını öne eğip 15 Temmuz ve sonrası yaşanan olayları dikkatlice ele almalıdır. Neden Türkiye’de halkın yüzde 80’inden fazlası ABD’ye sempati duymuyor bunun cevabını bulmak zorundadır. 250 şehidimizin, 2 bin 194 gazimizin olduğu darbe girişiminin arkasındaki güçleri artık orada muhafaza etmekten vazgeçmelidir. Eğer müttefikliğimiz devam edecekse, Suriye’de PKK’nın kuzenleri, yeğenleri PYD-YPG’ye kol kanat germekten bir önce vazgeçmeli. Düşmanlarımızla iş tutmak, müttefikliğe yakışmaz. Müttefiklik zor zamanda da güzel günlerde de birlikte olmak demektir. Bu tavır aslı ve asla kabul edilebilir bir tavır değildir. Ümit ederim ki, bu gerginlik kısa sürede sona erer ve bu işten bizim değil her iki ülke vatandaşlarının mağdur olmasının önüne geçilmiş olur. Kimi cezalandırıyorsun? Kendi ülkenin vatandaşlarına, bizim ülkemizin vatandaşlarına fatura kesiyorsun. Bu; ciddiyete, devlet idaresine yakışmaz. Duygusal kararlarla ülke yönetilmez. Kızgınlıkla ülkeler arasındaki ilişkileri geren, hatta tamiri imkansız hasarlar doğuran bu tip kararlar alınmaz." 

Enise Vural
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Eskişehir Enflasyonda düşüşe ’yeşillik’ desteği Eskişehir’de yeşillik üretimi yapan çiftçiler, 9 günlük Ramazan Bayramı tatilinden dolayı semt pazarlarının kurulamadığını ve buna bağlı olarak ürünlerin fiyatlarının düştüğünü belirtti. Geçtiğimiz pazar günü biten 9 günlük Ramazan Bayramı tatili insanları mutlu ederken bazı üreticilerin ise işleri sekteye uğradı. Pazarlara yeşillik satışı yapan Eskişehirli çiftçilerin ürünleri kurulmayan semt pazarlarından dolayı ellerinde kaldı. Haftanın neredeyse her günü kentin çeşitli yerlerindeki pazarlara yeşillik sevk eden çiftçiler, 9 günlük süreçte zorluk çekti. Çiftçinin elinde yüklü miktarda mal kalmasına bağlı olarak fiyatlar yarı yarıya düştü. “Malın kalması demek veya yetişkin bir ürünün tarladaki heba olması demek” 9 günlük tatilin çiftçi için çok uzun olduğunu belirten Yeşil Sakarya Üreticiler Başkanı Süleyman Buluşan, “9 günlük bayram tatili. Ülkemizin tarımsal olarak belki bize çok büyük zararı var. Ama bu sadece hani turizme, faydası olan bir konu. Örneğin şimdi bugün bayram öncesi biliyorsunuz Ramazan ayı dolayısıyla veya söylentilere göre marul mesela pazarlarda 30 liraya kadar çıktı. Ama bunun arz ve talep meselesi olduğunu hepimiz unutuyoruz. Çünkü bizim malımız hiçbir zaman için rayiç fiyatı kendi kendine yükseltemez. Burada her şeyden önce planlı üretim ve bunlar akabinde de gelen 9 günlük bayram tatili sürecinde, tabii tatile gidenler için belki çok hoş bir seda ama biz üreticiler için çok büyük sıkıntı. Çünkü neden? Günde mesela şu araç her gün çıkması gerekiyor. Her gün giden bir araç bir anda 9 gün kımıldamıyor. Bu tarlada malın kalması demek veya yetişkin bir ürünün tarladaki heba olması demek. Kaldı ki ekonomisinde de çok büyük etki yapıyor. Neden? Biz mesela şu anda en büyük sıkıntımız tarladaki işçi. Tarladaki işçiye hemen dönüş yapabilmesi için parasını ödeyebilinmesi için ekonomi dokuz gündür durdu. Ama işçi ne yapıyor burada, devam ediyor. Mevcut olarak bütün ürünlerde yarı yarıya bir fiyat farkı var. Bunun işte sebebi bir kere bir anda malın depoda stokta durup dururken hepsi birden çıkması. 15-20 gün önce, 30 lira civarlarında olan bir marul, şu anda 20 ile 15 liraya düştü. Bu tarlada 10 lirayken 5 liraya düştü” dedi. “Pazarlar kapalı, üretici, ürettiği ürünü satamadı” Çiftçi Kadir Yavaş ise üreticilerin ürünlerini satmamasından dolayı fiyatların düştüğünü belirtirken şöyle konuştu; “9 günlük tatil süresince bu havaların da sıcak gitmesiyle Türkiye genelinde olan yeşil grupların hepsi yetiştiği için bir de millet tatilden yeni çıktı. Arz talep meselesi de azaldı. Bu yüzden yani istekler azaldı biraz. Bunlar da fiyatlarda düşüşe neden oldu. Bayramdan önce yani maksimum yüksek satışlarda şu an yarı yarıya gerileme var. Bu havaların ısınmasıyla birlikte olan bir şey. Bir de 9 günlük bayram süreci olunca sevkiyat olmadığı için bütün mallar birbirini sıkıştırdı Türkiye genelinde. Pazarlar kapalı, üretici, ürettiği ürünü satamadı, pazarlayamadı. Ya elinde varsa dışarıya attı ve de bekletti, bir şeyler yaptı, bir şekilde. Herkesin ürünü yetiştiği için mecbur sıkıntılı bir dönem oldu.”
Ankara ABB Başkanı Yavaş: "5 yılda ortaya çıkan asıl faaliyet raporu, temsilciler tarafından değil, bu kez milletimizin kendisi tarafından rekor oyla onaylandı" Ankara Büyükşehir Belediye (ABB) Başkanı Mansur Yavaş, "Çalışmalarımız, hizmetlerimiz, yönetim anlayışımız ve yaklaşımımız ile 5 yılda ortaya çıkan asıl faaliyet raporu, temsilciler tarafından değil, bu kez milletimizin ta kendisi tarafından oylandı ve rekor oyla onaylandı" dedi. Ankara Büyükşehir Belediyesi Nisan ayı Meclis Toplantısı’nın 5. birleşimi, Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş başkanlığında yapıldı. Ankara Büyükşehir Belediyesi Meclis Salonu’nda yapılan toplantıda Büyükşehir Belediyesi, ASKİ ve EGO Genel Müdürlüğünün 2023 yılı faaliyet raporları görüşülerek, oy çokluğuyla kabul edildi. Büyükşehir Belediyesi Meclis Toplantısın’da Başkentlilere ve Meclis üyelerine seslenen Yavaş, 5 yıl önce göreve başlarken Ankara’yı ortak akılla yöneterek, şeffaf, katılımcı ve hesap verebilir bir yönetim anlayışını hâkim kılacaklarını vadettiklerini belirterek, "Hangi bölgeden ne kadar oy alındığına bakmadan, kimseyi ayırt etmeden, herkese eşit ve adil bir şekilde hizmet edeceğimizi belirtmiştik. Çöp projelere para harcamadan, insan sağlığı ve insan hayatını önceleyen işlere imza atacağımızı, kimseyi aç ve açıkta bırakmayacağımızı ifade etmiştik. Ankara’nın tarımına, sanayisine, altyapısına, turizmine, kültürüne ve sanatına iz bırakacak işlere imza atacağımızı söylemiştik. Tüm bunların ardından milletimiz bize Ankara’ya 5 yıl hizmet etme görevini vermişti" ifadelerini kullandı. "25 yılda yapılan yeşil alanı 5 yılda Ankara’ya kazandırdık" Yavaş, 5 yıllık süreçte eski dönemde olduğu kadar köprü, kavşak ve alternatif yollar yaptıklarını belirterek, altyapıda eski döneme oranla iki kat daha fazla yatırım gerçekleştirdiklerini vurguladı. 25 yılda yapılan yeşil alanı 5 yılda Ankara’ya kazandırdıklarına işaret eden Yavaş, "Belediyeye ait hiç kreş yoktu, 25 tane açtık. Hiç teknoloji merkezi yoktu, 5 tane açtık. 2013 yılından beri hiç otobüs alınmamıştı, 416 adet aldık. Mola evleri, spor tesisleri, kütüphaneler, yeni aile yaşam merkezleri açtık. AŞTİ’yi, balık halini, yıllardır kullanılamaz halde duran Altınpark Yüzme Havuzu’nu yeniledik. Başta Ulus bölgesi olmak üzere tarihi ve kültürel alanda Ankara’ya on yıllarca hizmet edecek restorasyon ve yenileme çalışmaları gerçekleştirdik" diye konuştu. "Doğal gaz desteği ile evlatlarımızı üşütmedik" Kırsal kalkınma alanında gerçekleştirdikleri çalışmalarla tarımın, çiftçinin ve üretimin yanında olduklarını vurgulayan Yavaş, sosyal belediyecilik anlayışıyla gerçekleştirdikleri projelere ilişkin şu bilgileri paylaştı: "Türkiye’de ilk olan doğal gaz desteği ile evlatlarımızı üşütmedik. Türkiye’de ilk olan aylık et desteği ile onları proteinsiz bırakmadık. Kırtasiye, sınav ücreti ve servis desteği ile eğitimlerinde yanlarında olduk. 918 köye internet bağlatarak pandemide uzaktan eğitim almalarını sağladık. SMA testleri, çocuk tarama testleri ve yeni başladığımız diyabet sensörü dağıtımı ile evlatlarımızın doğumundan itibaren yanlarında olacağımız bir sistem kurduk. Öğrenci abonmanı ile Türkiye’nin en uygun öğrenci ulaşımını Ankara’da uyguladık. Öğrenci evlerinde su ücretlerine yüzde 50 indirim yaptık." "Sokaklarda alnımız ak, başımız dik yürüyebildik" "İşte, biz bu şekilde 5 yılımızı tamamladıktan sonra en hassas, en doğru, en adaletli ve en kudretli teraziye çıktık" diyen Yavaş, 2024 yerel seçimlerine işaret ederek konuşmasına şöyle devam etti: "Yaptığımız projeler ve uyguladığımız belediyecilikle nasıl sokaklarda alnımız ak, başımız dik yürüyebildiysek, çok şükür ki millet iradesinin terazisinden de alnımız ak ve başımız dik olarak çıktık. Çalışmalarımız, hizmetlerimiz, yönetim anlayışımız ve yaklaşımımız ile 5 yılda ortaya çıkan asıl faaliyet raporu, belediye meclisi üyeleri tarafından değil, bu kez milletimizin ta kendisi tarafından oylandı ve rekor oyla onaylandı. Yüzde 60’ın üzerindeki rekor oy oranımız, ilçe belediye başkanlıklarındaki başarımız, Meclis çoğunluğumuz ve rakibimizle aramızdaki yaklaşık 30 puanlık fark, yüce Türk milletinin aklının ve duygularının vesikası, bizim ise onur nişanemiz oldu."
İstanbul Tuzla’da şehit ve gazi ailelerine vefa yemeği düzenlendi Tuzla Belediyesi, 14-20 Nisan Şehitler Haftası kapsamında şehit ve gazi ailelerine özel vefa yemeği düzenledi. Şehit ve gazi ailelerine yönelik düzenlenen vefa yemeğinde Başkan Bingöl, masaları tek tek gezerek karanfil dağıttı. Ayyıldız Sosyal Tesisleri’nde düzenlenen programa Tuzla Belediye Başkanı Av. Eren Ali Bingöl ve eşi Ayşegül Bingöl, İstanbul Milletvekili Ali Gökçek, şehit ve gazi aileleri katıldı. Yemeğe gelen misafirlerin masalarını tek tek gezip onlarla hasbihal eden Başkan Bingöl, “Vatanımız ve bayrağımız için verilebilecek en büyük fedakarlıklardan birini yapmış şehitlerimizin ailelerinin yanında olduğumuzu hissettirmemizden daha önemli bir şey yok. Onlar her şeyin en iyisini hak ediyorlar” dedi. “Şehit ailelerimize, gazilerimize ve gazi ailelerimize hizmet etmek daha büyük bir onur” Başkan Bingöl, “Tuzlalı komşularımıza hizmet etmek büyük bir onur ama şehit ailelerimize, gazilerimize ve gazi ailelerimize hizmet etmek daha büyük bir onur. Özellikle şehitlerimize Allah’tan rahmet, geride kalanlarına sabır diliyoruz ama bunun devamında da onları unutmadığımızı hissettirmemiz lazım. Vatanımız ve bayrağımız için verilebilecek en büyük fedakarlıklardan birini yapmış şehitlerimizin ailelerinin yanında olduğumuzu hissettirmemizden daha önemli bir şey yok. Gerçekten büyüklerimizin kardeşi, evladı, küçüklerimizin de abisi olarak bundan sonra onlar için hizmet ettiğimizi ve onların yanında olduğumuzu hissettireceğiz. Onlar her şeyin en iyisini hak ediyorlar” şeklinde konuştu. Ayşegül Bingöl ise “Bugün burada olmak benim için çok anlamlı ve her biriyle tanıştığıma şeref duydum. Daha çok bir arada olacağımız nice günler göreceğiz” dedi. Kıbrıs Gazisi Osman Yıldız da bu programı düzenlediği için Eren Ali Bingöl’e teşekkürlerini ileterek, ailelerin bir araya gelmesinden duyduğu memnuniyeti dile getirdi.