POLİTİKA - 20 Haziran 2017 Salı 13:00

Başbakan Yunanistan dönüşü uçakta konuştu

A
A
A
Başbakan Yunanistan dönüşü uçakta konuştu

Başbakan Binali Yıldırım Yunanistan dönüşü uçakta gazetecilerin sorularını cevapladı. Yıldırım, ‘Kabine değişikliği konusunda Cumhurbaşkanı ile aranızda bir uzlaşmazlık mı var mı?’ sorusuna, ‘Bakın çok iddialı bir şey söylüyorum. Cumhurbaşkanı ile aramızda hiçbir sorun olmaz’ şeklinde cevap verdi.

Başbakan Binali Yıldırım Yunanistan temasları sonrasında ülkeye dönüşü esnasında gazetecilerle uçakta gerçekleştirdiği sohbet toplantısında soruları cevapladı.

Manisa’dan sonra bu kez de Kastomonu’nda askerlerin zehirlenmesiyle ilgili haberler geldi. Nedir bu, bir sabotaj mı yaşanıyor acaba? 

Bunu söyleyebilmek için elde bilgi olması lazım. Her ihtimal dikkate alınarak araştırma yapılıyor. Benzer olayların üst üste gelmesi buna benzer düşüncelerin oluşmasına neden olabiliyor. Zaman zaman gıda zehirlenmesi olabilir. Ama bunların Manisa’da başlayıp arka arkaya devam etmesi kamuoyunun hassasiyetini de artırdı. Meseleye bütüncül bir bakış yapmamız lazım. Dolayısıyla bütün birliklerdeki toplu yemek işlerini gözden geçiriyoruz. İaşe alımlarıyla ilgili yeni bir sistem devreye girecek. Böylece, kalitesi sıkıntılı olan malların girmesini önlemiş olacağız.

Bugün Yunanistan’daki temaslarınızda Kıbrıs ve darbeci subaylar konusu gündeme geldi. Yapılan açıklamaların dışında gelinen nokta nedir? Bir sonuç var mı?

Darbeciler konusunda açıklanan dışında bir şey yok. Yunanistan Başbakanı Çipras tamamen bu yargısal bir konu olduğunu çok fazla yapacağı bir şey olmadığını söyledi. Ama darbeye bakış ve darbede yer alanlarla ilgili düşünceleri olumlu, yani bizim tezlerimize yakınlar. Hem darbeyi kabul etmiyor hem de karışanların masumiyetini savunmuyor. Bazı başka ülkelerde durum farklı. Yunanistan’da böyle bir şey yok. Bu farkı ortaya koymamız lazım. Çipras yine de bu konularda destek olmaya gayret edeceğini ifade etti. 

Kıbrıs konusu konuşuldu. Doğrusu 28 Haziran’da İsviçre’de yapılacak toplantıda garantör ülke olarak Yunanistan Türkiye gibi ülkelerin başbakanlarının katılmasını gerektirecek şartlar oluşur mu oluşmaz mı gibi bir tereddüt var. Bizde de onlarda da var bu soru işareti. Kıbrıslı liderlerin belli konularda anlaşmış olmaları lazım. Sadece güvenlik, garantiler konuşulsun diğerleri ayrı konuşulsun gibi bir yaklaşmını benimsemiyoruz. Çözüm bir bütündür. Yönetişim toprak nüfus konuları birleşmeden doğan Avrupa Birliği ile ilişkiler ve özgürlük konusu, garantiler dahil paket olarak ele alınıp çözüme bağlanmalı. 

Bu kadar kısa sürede hepsi olur mu, henüz net değil. Çalışacaklar. Biz de çalışmaları takip edeceğiz. O arada bizim sayın başbakanla da diyaloglarımız devam edecek. Çözüme katkı sağlamak için gerekli gayreti göstereceğiz.  

İki başkent arasında karşılıklı kırmızı hat mı kurulacak?

Buna benzer bir mekanizma. Belki böyle tanımlamaya gerek yok ama en üst düzeyde siyasi irade oluşması fikrine ikimiz de sıcak bakıyoruz. Beklenmedik gelişmeler olursa bir yandan altta teknik düzeyde çalışmalar devam ederken bir yandan da siyasi irade olarak bizlerin duruma vaziyet etmeleri çözüm üretilmesi düşüncesi benimsendi. 

Bu konuların ulu orta konuşulması köpürtülmesi yerine siyasi iradeden vaziyet ederek kriz olmadan yönetilmesini arzu ediyoruz.

AB sözlerini yerine getirirse ilişkiler rayına girecek mi?

18 mart 2016 anlaşması hayata geçmeden öldü. 30 haziranda vizeler kaldırılacaktı. Diğer maddeler yürürlüğe girecekti fakat çalışmadı. Tek çalışan şey var. Adalara geçişleri düşürdük. Ciddi anlamda kontrol altına aldık. Yasadışı göçü önleme noktasına önemli mesafe katettik. Ama gerek darbe sonrası ilişiler gerekse halk oylaması öncesi kimi Avrupa Birliği ülkelerin tutumları nedeniyle ilişkiler iyice gerildi. Ama bütün bunlar geride kaldı. AB Türkiye ile ilgili gelecek vizyonunu bakışını mutlaka netleştirmesi lazım. Türkiye ile yola devam edecek mi etmeyecek mi buna karar vermeleri lazım. Cumhurbaşkanımız NATO zirvesinde görüşmeler yaptı. Burada 1 yıllık bir eylem planı üzerinde çalışılması kararı verildi. Bunun Türkiye’yi ilgilendiren kısmı ve birliği ilgilendiren kısmı var. Bunu uygulamaya koyup bir daha deneyeceğiz. 

Türkiye çok sıkıntıya düştüğü anlarda bile göçmenlerin Avrupa’ya gidebilmeleri için kapıyı açmadı. Bu politika elimizi zayıflatmadı mı? Göç konusunda bütün taahhütlerimizi yerine getirerek bir anlamda hata mı yaptık?

Bizimki insani bir konu. Bu insanların denizde yok olup gitmesine seyirci kalamayız.

Ne olursa olsun kapıları açmayacağız öyle mi?

Biz göçmenleri tehdit ve silah olarak kullanmadık, kullanmayı da düşünmeyiz ama Türkiye’nin de bir kapasitesi var. Avrupa Birliği de bunu görmeli.

Bu kapasitenin sınırına gelindi mi?

Türkiye zaten dünyada hiçbir ülkenin kaldıramayaçağı yükü taşıyor, 5 seneden fazla süredir. Bunu artık dünya kamuoyu görüyor Avrupa da görüyor. Ancak buna rağmen yük alma noktasına beklenen adımlar yeterince atılmıyor.

Kabine değişikliği konusunda Cumhurbaşkanı ile aranızda bir uzlaşmazlık mı var?

Böyle dedikodular var.  Dedikodulara itibar etmeyiz. Cumhurbaşkanı ile aramızda hiçbir sorun olmaz. Bakın çok iddialı birşey söylüyorum.

Kabinede revizyon olacak mı?

Aranızda bakan olmak isteyen mi var

Bu konunun sürekli gündemde olması bakanların ve bürokrasiyi etkilemiyor mu?

Kim getirdi bu konuları gündeme? Bunu öyle bir söylentinin gündemde sürekli yer alması olumsuzluk getirir. Ama bu konuda bir karar veririz, bakarsınız birgün olmuş. Kabine değişikliği yapılacağı zaman davul zurnayla ilan edilmez. Duyduk duymadık demeyin diye davul mu çalalım. Arkadaşlarımız canla başla çalışıyorlar onların motivasyonunu olumsuz yönde etkileyecek hal ve davranışlar içinde bulunmayalım.

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun basın açıklaması yapacak olmasını ve genel olarak yürüyüşü nasıl değerlendiriyorsunuz?

O konulardaki düşüncelerimizi tam olarak açıkladık. Adalet sokakta aranmaz. Aranacağı yer mahkemelerdir yargıdır. Bak bugün Yunanistan Başbakanı Çipras ne diyor. Yargının işidir diyor. Biz de böyle diyoruz. Ana muhalefet anlamak istemiyor.

Yürüyüşün ilk gününde Kılıçdaroğlu size yönelik bir mektup gönderdiğini söyledi ancak mektubun içeriğinden bahsetmedi. Nedir bu konu?

Kamuoyunda çok konuşulan bir serbest bırakma işi var. Kadir Topbaş’ın damadı Ömer Faruk Kavurmacı serbest bırakılınca Kılıçdaroğlu bir değerlendirme yaptı kamuoyu vicdanı falan dedi. Üst mahkeme tutuklama kararı verince yine eleştirdi. Hangisi doğru? Kemal Kılıçdaroğlu yürüyüşte olduğu için zihinsel ve bedensel yorgunluğu var. Çelişkili açıklamalar yapmaya başladı. Yürüyüşü bırakması lazım. Bize lazım Kılıçdaroğlu. Yollarda kendisini heder etmesine gönlümüz razı olmaz. 

Mektup meselesi şu, iki öğretim üyesi açlık grevine başladı. Bunlarla ilgili Sayın Kılıçdaroğlu konuyla ilgilenin, bu arkadaşlara bunlar için tehlike arz etmedin müdahale edin diye ricade bulundu. Ben de Başbakan Yardımcımız Nurettin Canikli’yi görevlendirdim. Arkadaşların aileleriyle buluştu görüştü. Eylemi sonlandırmalarını istedi. Burada olumlu bir yaklaşım göremedik. Aileler aksine biz bu eylemlerden gurur duyuyoruz asla da bırakmayı düşünmüyoruz gibisinden tutum içine girdiler. İstedikleri şu, herhangi bir itiraz komisyonuna girmeden göreve iade edilsinler. Biz de dedik ki komisyona girsinler titiz şekilde değerlendirilir dedik. Başka ne yapabiliriz. Örgüt ilişkisi yüzünden bir gözaltı yapılmış. Ben Başbakan olarak yargısal faaliyetlere kardeşim niye böyle yapıyorsunuz diyecek durumda değilim. İnsani bakımdan gereken çalışmaları yaptık. Görüdük ki iş ideolojik boyuta taşınmış yapacak fazla birşey yok. O yüzden Kemal Kılıçdaroğlu bu örneği vermekle isabetli yaklaşım göstermedi

S400 kararı alındı mı? 

Teknik düzeyde genel anlamda görüşmeler devam ediyor. Henüz finale yaklaşıldı diyemeyiz.

Katar konusunda durum nedir?

Biz diyoruz ki Suudi Arabistan ağabeylik yapsın. Hedef Körfez’deki bütün ülkelerin ahenk içinde yaşamasını sağlamaktır. Yaşananlar insaniyete de uymaz.. Biz gereken insani desteği veriyoruz sır değil ama sorunun çözümünün istişarelerle suhuletle yapılmasını isitiyoruz. Açıkçası Katar’a yapılan suçlamaların tam ne olduğunu da kimse bilmiyor. Müslüman Kardeşlere, Hamas’a yardım etmek, bunlar ne zamandan beri silahlı terör örgütü oldu. Müslüman Kardeşler Mısır’da yapılan seçimlerde iktidara geldi. Darbeyle yok edildiler, insan haklarını savunuyorlardı.

Peki Türkiye üzerinde bu örgütlere yakın durduğu iddiasıyla bir baskı kurulur mu?

Bu işin bir standardı olması lazım terör örgütü olmanın bir tanımı var. Hamas’a, İhvan’a terör örgütü diyen PYD’ye ne diyecek. Türkiye’ye karşı açıkça silahlı saldırıyorlar. Böyle bir çifte standart olur mu? Bu kadar kolay olmamalı. Bölgesel barışa da katkı sağlamaz. Buna kim karar veriyor. Bazıları terör örgütü diyor bazıları demiyor... 

Bir mutabakat oluşmazsa bölgesel anlaşmazlıklar devam eder. Bir de İslami terörist çıkardılar Ne demek bu? İslam düşmanlığınını başka bir ifade şekli. 

O nedenle bazı ülkelerin terör ve terörist tanımında sorun var. Mutlaka ele alınıp çözülmesi lazım.
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Afyon Zafer Müzesi restorasyonunda sona gelindi Afyonkarahisar Valiliği’nden yapılan açıklamada, Kurtuluş Savaşı döneminde karargah binası olarak da kullanılan Zafer Müzesi restorason çalışmalarında sona gelindiği ve İl Özel İdaresinin de katkıları ile projeye 7 milyon 130 bin 487 TL bütçe ayrıldığı belirtildi. Konu ile ilgili yapılan yazılı açıklamada, Zafer Müzesi restorasyon işinin Afyonkarahisar İl Özel İdaresi tarafından 22 Eylül 2021 tarihinde ihale edildiği ve bu çerçevede restorasyon projesinde belirtilmiş olan analizler sonucunda yapıya sonradan eklenen ve zarar veren betonarme kolon ve kirişlerin kaldırıldığı vurgulandı. Açıklamada, “Zafer Müzesi restorasyon inşaat işleri için ise Zafer Kalkınma Ajansına, Tarım ve Orman Bakanlığı 5. Bölge Müdürlüğü ve İl Özel İdaremiz ortaklığı ile 7 milyon 130 bin 487 TL bütçeli, proje hazırlanmış 25 Nisan 2023 tarihinde Zafer Kalkınma Ajansı ile sözleşme imzalanmıştır. Tarım ve Orman Bakanlığı 5. Bölge Müdürlüğü ile Zafer Kalkınma Ajansı 2023 ve 2024 yılı yatırım bütçeleri ve Afyonkarahisar Valiliğinin mali desteği ile ‘Zafer Müzesi 2. Etap Güçlendirme, Restorasyon ve Tefrişat Yapım İşi İhalesi’ yapılmış, ihale ile iç cephe çelik konstrüksiyon gezinme platformu ve ince sıvalar tamamlanmış; ahşap, kapı ve pencerelerin boyası ile teşhir ve tanzim dolaplarının imalatı da yapım aşamasındadır. Zafer Müzesi restorasyon işinin yüzde 80’i tamamlanmış olup yaz aylarında ziyarete açılması planlanmaktadır. Zafer Müzesi restorasyonu tamamlandığında orijinal hali olan Cumhuriyet öncesi mimari yapısına kavuşacaktır. Ayrıca iç mekân düzenlemesi ile o dönemde kullanılan materyallerle Zafer Müzesi zenginleştirilerek, savaş zamanı yaşananlara ışık tutan bir müze haline gelecektir” ifadelerine yer verildi.
İzmir Sağlıklı Nesil Sağlıklı Gelecek’ adlı resim sergisi açıldı İzmir İl Milli Eğitim Müdürlüğü ve Yeşilay İzmir Şubesi’nin birlikte düzenledikleri ‘Sağlıklı Nesil Sağlıklı Gelecek’ adlı resim sergisi bugün 15 Temmuz Şehitleri Konferans salonunda gerçekleştirildi. Yeşilay Cemiyeti İzmir Şube Başkanı Prof. Dr. Dilek Takımcı yaptığı konuşmada, "104 yıldır, Yeşilay Cemiyeti’nin Türk toplumunun sağlıklı nesiller yetiştirmesi için bağımlılıkla mücadele etmektedir. Toplum sağlığı, aile sağlığı, kişi sağlığı açısından dünyanın bağımlığı önleme ve mücadele konusunda en köklü ve örnek sivil toplum kuruluşudur. Bu anlamda bağımlılıkla mücadelede tüm kurum ve kuruluşların işbirliği içinde olması çok önemlidir. Bugün burada güzel bir yardımlaşmanın ve dayanışmanın örneğini görebiliyoruz. İl Milli Eğitim Müdürlüğümüz ile Yeşilay Cemiyetimiz, sağlıklı nesiller yetiştirmek için çocuklarımızın iyilik tohumlarını yeşertmek için elle verdi. Bağımlığın farkındalığını kazanmış nesiller yetiştirmek çok kıymetlidir. Bu doğrultuda Milli Eğitim camiası ile işbirliği içinde çocuklarımızın geleceğine sahip çıkmak kutsal bir görevdir. Yeşilay’ın bağımlılıklar konusunda mücadelesi her zaman toplumsal iyilik seferberliği içinde devam ediyor ve yarın da bu mücadelesini sürdürmeye devam edecektir. Bu yarışmaya değer verip katılan öğrencilerimizi ve onlara bu eserleri üretmelerine ilham veren öğretmenlerimizi özellikle tebrik etmek istiyorum. Öğrencilerimizin bağımlılık konusunda farkındalıklarını güzel eserlere dönüştürmesi daha güzel bir Türkiye, daha güzel bir yarını hep birlikte yaşayacağımız konusunda umutlarımızı haklı çıkarıyor" dedi. İl Milli Eğitim Müdürü Dr. Ömer Yahşi de öğrencileri zararlı alışkanlıklar konusunda bilinçlendirerek sağlıklı bir nesil yetiştirmek açısından eğitim camiasının önleyici rolünü kullanarak tüm öğretmenleriyle birlikte bu konuda seferber olduklarını ifade etti. İlkokul, ortaokul ve lise öğrencilerinin zararlı alışkanlıklara karşı bilinçli şekilde yetişmelerini; sigara, alkol, uyuşturucu, kumar ve internet bağımlılığının olumsuz ve yıkıcı etkilerini kavramalarını ve Yeşilay cemiyetinin faaliyetleri hakkında bilgi sahibi olmalarını sağlamak amacıyla düzenlenen resim yarışmasından ödül alan öğrencilerin eserlerinden oluşan sergi açılışına, Yeşilay Derneği İzmir Şube Başkanı Prof. Dr. Dilek Takımcı, İl Milli Eğitim Müdürü Dr. Ömer Yahşi, okul müdürleri, yarışmada dereceye giren öğrenciler ve veliler katıldı. Sağlıklı Nesil Sağlıklı Gelecek Yarışması’nda her kategori ve kademede il birincisi olan öğrencilere ödülleri ve başarı belgelerinin verilmesi ile sona erdi.
Osmaniye Osmaniye’de Erkekler Açık Alan Hokey Süper Lig 1. etap maçları başladı Erkekler Açık Alan Hokey Süper Lig 1. etap müsabakaları, 12 takımın katılımıyla Osmaniye’de başladı. Osmaniye İl Gençlik ve Spor Müdürlüğü hokey sahasında gerçekleştirilen müsabakalarda, 2 grupta 12 takım 8-12 Mayıs’ta Osmaniye ve Kırklareli’nde yapılacak play-off turuna katılmak için mücadele ediyor. Türkiye’nin ilk hokey sahasının yapıldığı Osmaniye’de olmaktan mutlu olduklarını söyleyen Türkiye Hokey Federasyonu Başkanvekili Bayram Yüksel, "Süper Lig 1. etap müsabakaları 12 takımla 17-21 Nisan arasında Osmaniye’de başladı. Kızlar Alanya’da, erkekler burada play-off ve play-out çıkacak takımlar belli olacak. 8-12 Mayıs arasında hem Osmaniye’de ve Kırklareli’nde ayrıca bunun ikinci müsabakaları oynanacak. Aynı zamanda milli takımda seçme kriterleri de burada belli oluyor. Sporcular burada izleniyor. Osmaniye’de olmaktan federasyon olarak memnunuz, Türkiye’de ilk hokey sahamız Osmaniye’de yapıldı. Yıllarca buraya gidip geliyoruz, salon müsabakası da yapıyoruz, açık alan yapıyoruz. Osmaniye bizden, biz Osmaniye’den çok memnunuz. Bundan sonra da devam edecek" dedi. Genç bir takıma sahip olduklarını söyleyen Osmaniye Alfa Spor Kulübü antrenörü Bekir Topaloğlu ise, "Bu branşa çocukluğumda sporcu olarak başladım, şimdi antrenör olarak devam ediyorum. Kendi grubumuzdaki 2 maçımızı tamamladık. Önümüzdeki 3 maçımıza bakacağız. İlk önce hedefimiz play-off da yer almak. Sonraki hedefimiz olarak da ilk 3’de dereceye girebilmek için mücadele edeceğiz. Genç bir takımız çalışmalarımız devam ediyor. İnşallah başarılı olacağımızı ümit ediyorum" dedi.