EĞİTİM - 26 Kasım 2017 Pazar 05:39

Başkan Necmi Kadıoğlu:“Göçün olduğu yerde okul ihtiyacı da artıyor”

A
A
A
Başkan Necmi Kadıoğlu:“Göçün olduğu yerde okul ihtiyacı da artıyor”

İstanbul Esenyurt Üniversitesi 24 Kasım Öğretmenler Günü kapsamında hazırladığı yemekli programla eğitimcileri bir araya getirdi. Programa katılan İstanbul Esenyurt Üniversitesi Kurucu Vakıf Başkanı ve Esenyurt Belediye Başkanı Necmi Kadıoğlu, göç olaylarının eğitimdeki olumsuz etkilerine değinerek,” Okul ve öğrenci sayısı göçün olduğu yerde çoğalıyor “ dedi.

24 Kasım Öğretmenler Günü dolayısıyla İstanbul Esenyurt Üniversitesi akademisyenleri onuruna düzenlenen programa Esenyurt ilçesi Kaymakamı Ekrem İnci, Esenyurt Belediye Başkanı Necmi Kadıoğlu ,Esenyurt ilçe Emniyet Müdürü Hakan Becel, İstanbul Esenyurt Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı Orhan Özyurt ve Mütevelli Heyet Üyeleri, Esenyurt Üniversitesi Rektörü Prof. Dr Sudi Apak katıldı. Öğretmenler gününe özel olarak hazırlanan pasta kesildi. Başkan Kadıoğlu’nun samimi yaklaşımı ile bir hayli keyifli anlar yaşandı.
 Tüm öğretmenlerin öğretmenler gününü kutlayan Necmi Kadığolu öğretmenliğin anlam ve önemini şu sözlerle belirtti,”Allah gönlünüze ferahlık versin çünkü eğitim çok zor bir iş, kimse kendi çocuğunun kahrını çekmezken sizler yüzlerce çocukla uğraşıyorsunuz. Hepinize teşekkür ediyorum.”

“Her sene dört beş okul açıyoruz”

Artan nüfusla birlikte okul ihtiyaçlarının da arttığını belirten ve bu ihtiyacı karşılamak amacıyla eğitim alanında yapılan ve yapılmakta olan projelerinden bahseden Necmi Kadıoğlu, “Türkiye’de çok fazla göç oluyor. Bir yerleşim yerindeki nüfus azalınca o bölgedeki okul da boşalıyor. Bu da öğrenci sayının azalmasına neden oluyor. Okul ve öğrenci sayısı göçün olduğu yerde çoğalıyor. Bizim bulunduğumuz Esenyurt da bu yerlerden biridir. 2013’de 550 bin olan nüfus bugün 850 bine vardı. Üniversite öğrencisi hariç 160 bin öğrencimiz var. Esenyurt dışında okuyanlarla birlikte 250 bin öğrenci oluyor. Bu sene 50 bin göç daha aldık. Bunların neredeyse 25 bini öğrenci. Bununla birlikte okul ihtiyacı da artıyor. Şuan itibariyle biz bu ihtiyaçları karşılamaya çalışıyoruz. Önümüzdeki ve ondan sonraki hafta dört okul birden açacağız. Her sene dört beş okul açıyoruz. Şuanda Mili Eğitim yatırımı olarak beş okul inşaat halinde devam ediyor. Esenyut’ta toplamda yüz civarında okula ulaşmış durumdayız. Bunların 60 tanesini belediye olarak biz yaptırdık. Esenyurt olarak çok genç bir nüfusa sahibiz. Genç nüfus sıralamasında İstanbul’da ilk sıradayız. Türkiye’de ise dördüncü sıraya yaklaşıyoruz. Biz bu genç nüfus için eğitim yatırımlarımızın önümüzdeki yıllarını ona göre planlamış durumdayız. 20 civarında okul yerlerimize okul yaptırmak için müteahhitlerle sözleşmeler yaptık. Önümüzdeki hafta altmış derslikli bir okul açacağız. Kısa süre önce milli eğitim okullarından birini açtık. Okulların diğer beş tanesi ise yapılıyor. Ardından 20 okul daha müteahhitlerde. Kültür merkezlerinde çocuklara takviye dersler veriliyor. Üniversiteye hazırlık için birimler oluşturuldu. Kütüphanelerde ders çalışmak için yerler yaptık. Burslar veriyoruz. Hayırseverlerden aldığımız bursları öğrencilere aktarıyoruz. Üniversiteye giden 600 öğrenciyi okutuyoruz. İhtiyaç sahibi öğrenciler iyi bir üniversite eğitimi görebilsinler diye hayırseverlerle aralarında köprü görevi görüyoruz. Ayrıca okullarda defter çanta, okul kıyafeti yardımı yapıyoruz. İhtiyaç sahibi öğrencilerin kırtasiye ihtiyaçlarını karşılıyoruz. Kaymakamlık ve belediye olarak biz, yetim çocukları hiç mağdur etmiyoruz. Onların eğitimlerinin tamamını biz üstleniyoruz. Okulların tüm eksilerini biz karşılıyoruz. Her yıl neredeyse iki okul parası kadar tadilat ve tamir masrafı ödüyoruz. Belediye olarak biz olmazsak bu iş yürüyemez” dedi.

“ Milli değerlerine bağlı öğrenciler yetiştirmeye çalışıyoruz”

İstanbul Esenyurt Üniversitesi Rektörü Prof. Dr Sudi Apak ise, “24 Kasım Öğretmenler Günü’nün tüm Türk öğretmenlerine, öğrencilerine ve tüm eğitim camiasına kutlu olsun. Yaptığımız işleri Baş Öğretmenimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e daha layık hale getirmek için çalışıyoruz” diyerek şu açıklamalarda bulundu, “Esenyurt üniversitesi olarak eğitim öğretim hayatına çok genç bir üniversite olarak devam ediyoruz. Eğitimde iyi ve kaliteli olarak devam ederken öğrencilerimize ve hocalarımıza şu soruyu soruyoruz. Biz yaptığımız eğitimle dünyanın neresindeyiz? Biz içe kapanık bir eğitimi benimsemiyoruz. Bizler dünyada karşılaştırmalı olarak; dünyayı araştıran, aldığı eğitimle çağdaş, uygulanabilir, dünyanın teknolojilerini takip edebilen, sanatı ve sosyal durumu bilen, dünyanın gerçeklerinin yanında milli değerlerine de bağlı öğrenciler yetiştirmeye çalışıyoruz. Esenyurt Üniversitesi olarak baktığımızda yapmamız gereken çok işimiz var. Bunları, öğrencilerimizle ve hocalarımızla paylaşarak yolumuza en çağdaş şekilde devam etmeye çalışıyoruz.”
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Eskişehir Çanakkale İftarı’nda öğrenciler buluştu Eskişehir’de ‘Çanakkale’den Gazze’ye Değerlerimizi Günümüze Taşıyoruz’ temasıyla düzenlenen Çanakkale İftarı, Çevreme Duyarlıyım Değerlerime Sahip Çıkıyorum Projesi (ÇEDES) kapsamında gerçekleşti. Eskişehir Anadolu İmam Hatip Lisesi Müdürü Yusuf Gül, ÇEDES Koordinatörü Nebile Kılıç ve Odunpazarı İlçe Müftülüğü Çedes Koordinatörü Emre Şimşek’in organizatörlüğünde gerçekleşen iftara, Gençlik Spor Şube Müdürü Mehmet Günyüzü, İl Milli Eğitim Din Öğretimi Şube Müdürü Osman Şen, Odunpazarı İlçe Milli Eğitim Din Öğretimi Şube Müdürü Kamil Uzun, Eskişehir İmam Hatip Lisesi eski Müdürü Şenol Cirit, Eskişehir İl Müftülüğü Gençlik Koordinatörü Beytullah Çelik, Eskişehir İl Milli Eğitim Çedes Koordinatörü Şule Gül Engiz ve Odunpazarı İlçe Milli Eğitim Çedes Koordinatörü Ayhan Küçükkartal katıldı. Açlık ve yokluğu anlamak temasıyla düzenlenen iftar programında, Çanakkale Savaşı’nın önemi ve şehitlerimizin değeri vurgulandı. Geçmişten alınan ilhamla birlik ve beraberlik mesajı verilen programda, yardımlaşma ve dayanışma duyguları da güçlendirildi. Çorba, somun ekmek, hurma ve sudan oluşan sade menü ile Çanakkale Savaşı’ndaki yokluklar da hatırlatılmış oldu. Programda Çanakkale Savaşı’nın önemi ve şehitlerimizin değerine dair bir konuşmalar yapılarak şehitler için dua edildi. Çanakkale İftarı, Çanakkale Savaşı’nın 109. yıl dönümünde şehitlerimizi anmak ve değerlerimizi günümüze taşımak için anlamlı bir program oldu.
Kütahya Kütahyalı sanatçının 7 bine yakın çini deseni kitap haline getiriliyor UNESCO tarafından ’Yaşayan İnsan Hazinesi’ ödülüne layık görülen Kütahyalı çini sanatçısı Hamza Üstünkaya’nın, 7 bine yakın çini deseninin kitap haline getirileceği bildirildi. 77 yaşındaki çini ustası Üstünkaya, yaptığı açıklamada, babasından devraldığı çini sanatını bugünlere taşıdığını ifade etti. Ateşte açan güller" olarak nitelendirdiği çini sanatanın kolay olmadığını dile getiren Hamza Üstünkaya, "İnsan çini yaparken düşüncelere dalar. Yaparken zevk aldıran, fırından çıkarken heyecanlandıran bir eserdir. Çini bir göz zevkidir" dedi. "Kütahya çinimizin simetriği, rengi ve deseni boldur. Günümüzde bu tarz çalışma yapan çok fazla kişi yok. Ben de yaklaşık 33 yıldır çinimiz için özgün desenler çiziyorum" diyen Üstünkaya, "Reis-i Cumhur Kütahya’ya geldiği zaman fabrikaların olduğu yere gittim, ben öyle fabrikaların Kütahya’da olduğunu bilmiyordum. Bunlar zengin kişilerin işi. Bu zengin kişiler ziyaret etse, gelip baksalar, kendi reklamlarını koyacaklar, kitapların arkasındaki reklamlar kendilerine yarayacak. Benim hesabıma göre 17 ila 20 kitaplık desen var. Yani bu 17 kitap basılırsa, bu desenler hiçbir yerde yok. Benim zaten iddiam var, dünyada desen olarak bu tarzda şeklini değiştireceğim. Sanırsam da değiştirirdim. Basıldığı zaman dünyada ses getirecek binlerce yepyeni desen var.Benim bir tabiatım var. Ben bir evimi bilirim, bir işimi bilirim. İnsan içine çok çıkmam. Hiçbir yere gidip de bana şu makamı verin, şöyle bir şey yapın demem ama sanatımı gördükçe gelen, soran, arayan çok olur. Ben atölyemde çalışırken bir heyet geldi, bu ödülü vermek istediklerini söylediler ve bunun olduğunu müsteşarın yanında öğrendim ben. Bir heyecanlandım ama o günden bugüne çevrem çoğaldı. Bunun bana nakti hiçbir katkısı olmadı. Benim bir tabiatım var. Ben bir evimi bilirim, bir işimi bilirim. İnsan içine çok çıkmam. Hiçbir yere gidip de bana şu makamı verin, şöyle bir şey yapın demem ama sanatımı gördükçe gelen, soran, arayan çok olur. Ben atölyemde çalışırken bir heyet geldi, bu ödülü vermek istediklerini söylediler ve bunun olduğunu müsteşarın yanında öğrendim ben. Bir heyecanlandım ama o günden bugüne çevrem çoğaldı. Bunun bana nakti hiçbir katkısı olmadı" dedi.
Aydın Sarmaşık ve kedirgen bitkisi, yara iyileştirme özelliği sayesinde patente kavuştu Adnan Menderes Üniversitesi (ADÜ) Teknokent’te çalışmalarını sürdüren ve başta Aydın olmak üzere Ege’deki endemik bitkiler üzerinde incelemeler yapan Karya Farma HBX AR-GE BAP (Bilimsel Araştırmalar Projeleri) şimdi de sarmaşık ve kedirgen üzerindeki incelemelerini açıkladı. Bölgede pek çok kişinin tadını beğenerek tükettiği endemik bitkilerden sarmaşık ve kedirgen otunun yara iyileştirme özelliği ortaya çıktı. Karya Farma bu endemik bitkiler üzerinde yaptığı bilimsel çalışmaları patente kavuşturdu. Sarmaşık ve kedirgen otu ile ilgili yapılan çalışmalar hakkında bilgi veren Karya Farma HBX AR-GE BAP (Bilimsel Araştırmalar Projeleri) Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Başlık; "Ege Bölgesi’nde yer alan, bahar aylarında ortaya çıkan bu çok şifalı bitkiler üzerinde yaptığımız çalışmalar bizi mutlu bir neticeye daha ulaştırdı. Bugüne kadar çalışmalarımızda 17 patent aldık. Projelerimizin en önemlilerinden olan ‘yara iyileştirme’ ile ilgili HBX-HYD813 (2020/03482) patent numaralı çalışmamızın çıkan sonucu bizi oldukça heyecanlandırdı. Buluşumuz, sağlık sektöründe biyoteknoloji alanında yaraların hızlı ve sağlıklı şekilde iyileşmesini sağlayacak bitkisel temelli bir farmakolojik veya nutrasötik bileşim ile ilgilidir" diyerek başta Aydın ve Ege Bölgesi olmak üzere bahar mevsiminde kendiliğinden çıkan ve pişirilerek tüketilen bu otların bundan sonra tıp alanında da kullanılabileceği belirtildi. Türkiye’nin pek çok bölgesinde bilinmemesine karşın Aydın ve civarında kaç asırdır tüketildiği bilinmeyen bu otların her geçen gün yeni faydaları tespit ediliyor. Konuyla ilgili açıklama yapan Başlık, “Antik Karya Bölgesi’nin vazgeçilmez bitkisi sarmaşık ve ikizi olan kedirgen otunun faydaları saymakla bitmez. Yara ve yanık iyileştirmenin yanı sıra antibakteriyel, antiviral, antiparaziter, antifungal ve antikanser ajanı olarak da bilinmektedir. Vücutta biriken fazla tuzu dışarı atarak ödem oluşunu engeller. Böbrek taşının düşürülmesine yardımcı olur. İdrarı ve safra salgılarını artırır. Lösemi başta olmak üzere diğer birçok kanser türüne karşı koruyucu kalkan görevini görür” dedi. Başta insan sağlığı olmak üzere çevre, tarım ve hayvancılık alanında Ar-Ge faaliyetlerini sürdüren Karya Farma HBX AR-GE Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Başlık; "Sarmaşık ve Kedirgen otu doğa eczanesinin bize armağan ettiği muazzam bir bitkidir. Yara iyileşmesi sırasında özellikle artan oksidatif strese karşı antioksidan sistemi güçlendiren yaklaşımların iyileşmeye katkıda bulunduğu düşünülmektedir. Normal şartlarda yara iyileştirmenin gerçekleşmesi için kullanılan yara bakım materyalinin, antibakteriyel, antifungal, antioksidan etkilerinin olması, büyüme faktörü, kollajen ve fibroblast sayısını arttırıcı etkisinin bulunması önemlidir. Sarmaşık ve kedirgen bitkisi bunları sağlamakla beraber üzerinde daha çok çalışılması bilim adına ihtiyaçtır" diyerek tabiatta kendiliğin yetişen bu otları imkanı olan herkesin tüketmesini önerdi.
İstanbul Dursun Özbek: "Galatasaray olarak bu gerginliği tırmandıracak bir söylem içinde olmayacağız" Galatasaray Başkanı Dursun Özbek, sarı-kırmızılılar olarak gerginliği arttıracak bir söylem içinde olmayacaklarını söyledi. Galatasaray Spor Kulübü ile global kurumsal iş uygulamaları şirketi arasındaki iş birliğinin imza töreni, Ali Sami Yen Spor Kompleksi RAMS Park’ta düzenlendi. Törene Galatasaray Başkanı Dursun Özbek de katıldı. Özbek, toplantıda gündemle ilgili açıklamalarda bulundu. "4-5 ay evvel olmuş bir konu, Ali Bey bir açıklamaya istinaden görüşmeyi iptal etti" Fenerbahçe Başkanı Ali Koç’un, düzenlediği basın toplantısında, Dursun Özbek’in hatırlı bir kişi vasıtasıyla kendisiyle görüşme ayarlanması istediğine yönelik söylemlerinin hatırlatılması üzerine Başkan Özbek, "Konuyu Ali Bey gündeme getirdi. Yaklaşık 4-5 ay evvel olmuş bir konu. Ortak tanıdığımız bir arkadaşımız. Ali Bey’in söylediğinde farklı olarak, beni ziyaretle kendisinin Türk futbolundaki bu gergin ortamın ortadan kalkması yönünde çağrıda bulundu. Bu konuyu Ali Bey ile görüşebileceğimizi, hatta kendi düzenleyebileceği mekanda buluşabileceğimizi, Türk sporundaki bu gergin ortamın son bulması için böyle bir görüşmeyi düzenleyebileceğini söyledim. İşin başından beri hakim olan daha güzel günlerde sportif yarışmayı yapabilmek için bu görüşmeyi kabul ettim. Ali Bey de kabul etti. Ali Bey bir açıklamaya istinaden bu görüşmeyi iptal etti. Rakibimizden bu görüşmenin iptali konusu gelmiştir. Keşke o gün görüşebilseydik, bugünlere gelmeseydik. Türk sporundaki bu gerginliğin önemle incelenmesi gerektiğini düşünüyorum. Gelinen noktadan bugüne yaptıklarımızı göz önünde almamız lazım. Bu muhasebesinin yapılması gerektiğini düşünüyorum. Geçmişteki bu söylemlerin artık bitmesi, bütün camiaları itidal olmasının gereği ortaya çıkmıştır. Vuku bulan olaylar detaylı bir şekilde incelenmeli. Kapsamlı bir inceleme yapılmalı. Buradan da adil bir şekilde bunların önüne geçmek için gereken cezaların yapılması lazım. Her seferinde halının altına süpürülmesi bizleri bugüne hazırlamıştır. Galatasaray olarak, sporun yeşil sahada, parkede, salonda kalmasını istiyoruz. Hiçbir şekilde sahanın dışına taşınmasına, oradaki polemiklere sebep olmasına karşı tutumumuz var. Artık bugün bir milat olmalı. Bu konuyla ilgili yapılması gereken adil yaptırımların gündeme gelmesinden yanayız. Bu görev Türkiye Futbol Federasyonu’na ve kamuoyuna düşmektir. Onların da gereğini yapacağımdan eminim" şeklinde konuştu. "Bu Fenerbahçe’nin iç işidir" Fenerbahçe Başkanı Ali Koç’un, ligden çekilme konusuyla ilgili olağanüstü genel kurul karar almalarına yönelik gelen soruya Özbek, “Bu Fenerbahçe’nin iç işidir. Galatasaray’ın geleneğinde rakiplerin iç işlerine karşıma gibi bir huyumuz yok. Genel kurul kendi arasında toplanacak. Bu konuda bir karar alacaklar. Geçmişte defalarca benzer söylemeler yapıldıysa da Fenerbahçe genel kurulunun kendileri için en iyi kararı alacağından eminin. Galatasaray olarak rakiplerimizin ic işleriyle ilgilenmemiz söz konusu değildir" cevabını verdi. "Galatasaray, Türk futboluna faydası olacak kararın her zaman arkasındadır" Fenerbahçe ile 7 Nisan Pazar günü Şanlıurfa’da oynayacakları TFF Süper Kupa mücadelesinin ertelenmesiyle alakalı çıkan haberlerle ilgili olarak ise sarı-kırmızılıların başkanı, "7 Nisan’da oynaması gereken Süper Kupa maçıyla ilgili, karar mekanizması Türkiye Futbol Federasyonu’dur. O güne kadar olan gelişmeler, o gün nasıl bir ihtiyaç olup, olmadığının değerlendirebilecek olan Türkiye Futbol Federasyonu’dur. Galatasaray da gelişmeleri izlemektedir. Galatasaray, Türk futboluna faydası için olacak kararın her zaman arkasındadır" dedi. "Ali Bey’in istifası kişisel bir karadır buna saygı duyuyorum" Kulüpler Birliği’nin önemli bir kurum olduğunu da vurgulayan Başkan Dursun Özbek, "Süper Lig’de oynayan takımların başkanlarından oluşan bir kurum. Ali Bey’in istifası kişisel bir karadır, buna saygı duyuyorum. Ben daha evvel bu görevi yaptım. Vakfımız içinde çok değerli başkanlar var. Ali Bey’in istifasıyla boşalan yere Kulüpler Birliği’ni en iyi şekilde temsil edecekler arkadaşlarımızdan birisini seçeriz" ifadelerini kullandı. "Bu olayların milat olması" Özbek, Trabzonspor - Fenerbahçe maçından sonra yaşanan olaylarla ilgili düşüncelerini dile getirerek, “Olaylarından olması olayların bu seviyeye gelmesinde en önemli konu. Buraya nasıl geldik? Bu duruma Türk futbolu nasıl geldi? Bence üzerinde durulması gereken en önemli konu bu. Geçmişten bugüne kadar olan söylemlerimize bir bakalım. Bu olaylar kendi kendisine mi oluyor, bizim söylemlerimiz çerçevesinde kamuoyunu tetikliyor mu? Türk sporunu yöneten yetkililerin olaya buradan başlaması lazım. İstenmeyen olaylar olmuştur. Her iki camiaya da geçmiş olsun diyorum. Bu olayların giderek artan seviyeye gelmesi hepimizi endişelendirmektir. Olayların başlangıcından itibaren sadece Trabzon’un sahasında olanları kast etmiyorum, bugüne nasıl geldi?. Hangi söylemlerimiz bugüne bizi taşıdı, buna bakmak lazım. Dileğim bu tip olayların gündemimizden kalkması. Bu olayların milat olması. Adil bir şekilde olaylarla ilgili kişilerin ve kurumların cezalandırılması ve adil bir araştırmanın yapılması lazım" değerlendirmesinde bulundu. "Galatasaray olarak bu gerginliği tırmandıracak bir söylem içinde olmayacağız" Türkiye Futbol Federasyonu’nun istifası için kulüplerle ortak bir karar almak isteyip, istemediklerinin sorulması üzerine de Dursun Özbek, "Bugünkü olayların değerlendirmesi yaparken, bu gerilimi daha üst seviyeye taşıyacak söylemelerden kaçınmamız lazım. Onun için Galatasaray olarak bu gerginliği tırmandıracak bir söylem içinde olmayacağız. Artık bizlere daha büyük görev düşüyor. Ne söylediğimize çok daha dikkat etmemize ihtiyaç olduğunu hissediyorum. Önümüzdeki günlerde Kulüpler Birliği’nde yapılacak toplantıdan oluşacak kanaat çok önemli" dedi.