GÜNDEM - 29 Haziran 2016 Çarşamba 16:00

Batuhan Yaşar: ‘Tel-Aviv ve Moskova ile sınırlı değil’

A
A
A
Batuhan Yaşar: ‘Tel-Aviv ve Moskova ile sınırlı değil’

İhlas Haber Ajansı ve TGRT Haber Ankara Temsilcisi Batuhan Yaşar, Türkiye Gazetesi'ndeki köşesinde "Başbakan Binali Yıldırım daha Başbakan olmadan ne demişti", "Cumhurbaşkanı Erdoğan son dönemde hangi değişikliklerin sinyalini hep veriyordu", "Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın mektubu Moskova’ya ve Kremlin’e nasıl ulaştırıldı", "Normalleşme sürecinde sırada hangi ülkeler var" sorularına cevap aradı.

Batuhan Yaşar'ın "Tel-Aviv ve Moskova ile sınırlı değil. Washington-Brüksel-Bağdat-Kahire" başlıklı yazısı şöyle:

"Dış politikada baş döndürücü gelişmeler yaşanıyor. Daha İsrail’i konuşurken, atılan imzaların mürekkebi bile kurumamışken, Rusya bombası patladı.
Hep söylenir, dış politikada ebedi dostluklar ve düşmanlıklar yoktur. Ebedi çıkarlar her şeyin önündedir. Yeni şartlar oluşmuşsa, konjonktürel revizyonları yapmaktan daha doğal ne olabilir ki?
İsrail ve Rusya ile normalleşme sürecine yönelik sosyal medyada çevrilen saçma sapan eleştirilere bakıldığında en başta paralel yapının tutuştuğunu görmek mümkün.
Bu adamlar nasıl bir ruh hâli içindedir anlamak imkânsız. Ülkenin yanmasını, yıkılmasını ve çökmesini hem istiyorlar hem de bunun için ne varsa çekinmeden yapıyorlar.
Çok ilginç bir hastalık hâli.
Neyse konumuz bu değil.
Başbakan Binali Yıldırım daha Başbakan olmadan ne demişti:
“Düşmanlarımızı azaltacak, dostlarımızı arttıracağız.”

Gerçekten terörle mücadele böylesine yoğun devam ederken, PKK ve DAEŞ bütün güçleriyle Türkiye’nin üzerine gelirken, özellikle İsrail ve Rusya konusunun çözülmesi çok önemliydi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan son dönemde aslında bu değişikliklerin sinyalini hep veriyordu.
Öyle de görülüyor ki çok kapsamlı stratejik oyun planı hazırlamış şimdi de uyguluyor.
İş sadece Tel-Aviv ve Moskova ile de sınırlı değil. Adım adım gidelim isterseniz.

- İsrail ile varılan mutabakat en başta Filistin ve Gazze halkının lehinedir. Netanyahu, “Anlaşmanın İsrail ekonomisine muazzam etkileri olacaktır. Muazzam kelimesini özellikle kullandım” dedi. İsrail ile normalleşme, Suriye ve terörle mücadeleye de olumlu yansıyacaktır. Normalleşmeyi, ekonomik ilişkiler ve bölgesel iş birliğinde daha çabuk hissedeceğiz. 1990’lı yıllardaki abartılı, tek taraflı ve İsrail’in çıkarlarını gözeten durumdan artık tamamen çıkıldığı ve balans sağlandığı görülüyor. Şimdilerde kazan kazan formülü yürürlükte.

Özel Ulak

- Biz İsrail anlaşmasını konuşurken manşetlik haber Rusya’dan geldi. Öyle anlaşılıyor ki son 15 günde kapı arkası diplomasisi bayağı bir çalışmış. Her şey, bütün altyapı hazırlanmış. Bu altyapı hazırlanmazsa siz adım atarsınız ama bir bakarsınız boşa düşmüşsünüz, attığınız adımlar karşılıksız kalmış.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın mektubu özel uçak ve özel ulak ile Moskova’ya ve Kremlin’e ulaştırıldı. Sırf bu olay bile konuya verilen ihtimamı ortaya koyuyordu.

Mektubun karşılığı fazla gecikmeden geldi ve Kremlin Çarşamba günü saat 12.00’de Putin’in Erdoğan’ı telefonla arayacağını açıkladı. Bu bir nevi teşekkür telefonu anlamına geliyor. Normalleşmenin çok hızlı bir şekilde gerçekleşmesi hedefleniyor. Rusya ile normalleşme demek, ekonomi ve turizmden öte Suriye’de elimizin güçlenmesi demek, uçaklarımızın Suriye üzerinde uçabilmesi demek. (DAEŞ’le mücadelede hayati bir durum)

PYD ve YPG konusunda bundan sonra olacakları bekleyip göreceğiz. Ankara’nın bu konudaki beklentileri büyük. Dolayısıyla konu ta PKK’ya kadar uzanacak. (Rus füze ve silahlarının PKK’nın eline geçmiş olması ve Süper Kobra’nın Rus füzesi ile düşürülmesi)

Ankara-Brüksel hattı
Perşembe günü 33. Fasıl (Mali ve bütçesel hükümler) müzakereye açılacak. Hükümetler arası konferans gerçekleştirilecek. Vize serbestiyetinin Eylül-Ekim gibi yürürlüğe girmesi için yapılacaklar konuşulacak. Türkiye, Birleşik Krallık'ın AB’den çıkış kararını kendi lehine olabilecek tüm platformlarda sonuna kadar kullanacak. AB’nin ısrarla istediği terörün tanımı konusuna ara bir formül bulunacak. (Bu formül kesinlikle Türkiye’nin terörle mücadelesini akamete uğratmayacak.)

Tahran’la başlayan normalleşme
- Aslında her şey, İran’la başlamıştı. Biliyorsunuz ilişkilerimiz ta 600 yıl öncesine dayanıyor. 3 ay önce başlayan olumlu süreç özellikle ekonomi alanına pozitif yansımış görünüyor. Türk iş adamları Tahran’da âdeta iş kovalıyor.

Binali Bey’in jesti
- Bizim de bulunduğumuz AK Parti’deki büyükelçiler iftarında Başbakan Binali Yıldırım Irak’ın yeni Ankara Büyükelçisine güzel bir jest yaparak Ankara’ya, Türkiye’ye hoş geldiniz, dedi. Irak’a onun bunun dolduruşuna gelmeyin mesajı verildi. Türkiye ile yapılacak iş birliğinden elde edilecek kazanımların devasa olacağı güneydeki bu komşumuza anlatılmaya devam edilecek.

Mısır ve Libya açılımı
- Mısır ile de biliyorsunuz bir süredir normalleşmeye yönelik mesajlar veriliyor. Aynı İsrail’de olduğu gibi büyükelçilerin karşılıklı olarak atanması hedefleniyor. Yine Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’na büyük iş düşüyor. Libya ile de kapanan/kapatılan kanallar yeniden açılmaya çalışılıyor. Türkiye’yi Libya’da bundan sonra daha sık göreceğiz.

Yahudi Lobisi

- Ve sona sevgili dostumuz müttefikimiz Amerika Birleşik Devletleri kalıyor. Sona derken yanlış anlaşılmasın, şeytan kulağına kurşun bir süredir Suriye’de güzel bir iş birliği var. Ama şu kadarını söyleyelim, İsrail ve Rusya ile normalleşme her anlamda Ankara’nın elini rahatlatacaktır. İsrail’le normalleşme demek Washington’daki Yahudi lobisi ile de normalleşme demektir.
Bunun anlamını uzun uzun anlatmaya gerek yok sanırım."
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Reklam Kurulu, aldatıcı reklamlar ve haksız ticari uygulamalar için 3,5 ayda 94 milyon TL ceza kesti Reklam Kurulu’nun 16 Nisan 2024 tarihinde gerçekleştirilen 344 sayılı toplantısında, tüketicileri aldatan, yanıltan, tecrübe ve bilgi eksikliklerini istismar eden reklamlar ile haksız ticari uygulamalar incelendi. Toplantıda görüşülen 161 adet dosyadan 139’u mevzuata aykırı bulunurken, söz konusu reklam ve ticari uygulamalar hakkında durdurma cezası ile birlikte toplam 28 milyon 884 bin 143 lira idari para cezası uygulanmasına karar verildi. Ticaret Bakanlığı’ndan yapılan açıklamaya göre, Reklam Kurulu, yılın ilk 3,5 ayında toplam 639 adet dosya hakkında görüş ve değerlendirmelerde bulundu. Aldatıcı reklam veya haksız ticari uygulama olduğu tespit edilen 554 adet dosya hakkında durdurma cezasının yanı sıra, toplam 94 milyon 139 bin 110 lira idari para cezası uygulanmasına karar verildi. Son toplantının gündem konusunu tüketicileri yanıltan indirimli satış reklamları oluşturdu Açıklamada, çok sayıda üründe çeşitli oranlarda indirimlerin yapılacağının ilan edildiği indirimli satış kampanyalarının, tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de çokça tercih edilen bir pazarlama yöntemi olduğuna dikkat çekilerek çeşitli ürünlere uygun şartlarda ulaşabilmeye imkan sağlayan çevrimiçi alışveriş kanallarının yaygınlaşmasıyla birlikte indirim kampanyalarının sıklaştığı ve çeşitlendiği, bununla beraber çeşitli tüketici mağduriyetlerinin de arttığı gözlemlendiği vurgulanarak, "Bu çerçevede, yakından takip edilen tüketicileri aldatan, yanıltan, gerçekte olduğundan daha fazla indirim yapılıyormuş algısı oluşturulan indirimli satış reklamları ve uygulamaları hakkında incelemelere devam edildi. Nisan ayı kurul gündeminde görüşülerek karara bağlanan dosyalarla birlikte yılın ilk dört ayında Reklam Kurulu tarafından 51 adet indirimli satış dosyası hakkında durdurma cezası ve toplam 11 milyon 457 bin 805 lira idari para cezası uygulanmasına karar verildi" denildi.
İstanbul Define paylaşımı konusunda anlaşmazlık yaşadıkları şahsı öldüren 5 sanıklı davada 1 sanığa 23 yıl hapis cezası Eyüpsultan’da define paylaşımı konusunda anlaşmazlık yaşadıkları Abdullah Koşar’ı plan yaparak çağırdıkları evde silahla öldürdükleri iddia edilen 5 sanığın yargılandığı davada karar çıktı. Mahkeme, 1 sanığı 23 yıl hapis cezasına çarptırırken, diğer 4 sanığın ise beraatına hükmetti. Eyüpsultan’da 19 Haziran 2022’de iddiaya göre 5 kişi, define paylaşımı konusunda anlaşmazlık yaşadıkları Abdullah Koşar’ı (39) öldürmeyi planladı. Bunun üzerine Koşar’ı, inşaat işleri bahanesiyle 5 şüpheliden biri olan Aslan İ.’nin evine çağırdılar. Şüpheli Aslan İ.’nin evine gelen Koşar, daha sonra silahla 3 yerinden şüpheli Aslan İ. tarafından vurularak hayatını kaybetti. ‘’Namussuzluğun bedeli budur’’ notu bulundu Konuya ilişkin İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca hazırlanan iddianamede ise ölen Koşar’ın cesedinin yanında ‘namussuzluğun bedeli budur’ yazılı not olduğu, şüpheli Aslan İ.’nin ifadesinde ise eşine tecavüz etmesi gerekçesiyle olayı gerçekleştirdiğini söylediği belirtildi ancak şüpheli Aslan İ.’nin aynı zamanda eşi olan diğer şüpheli Semanur İ. ile Koşar’ın herhangi bir telefon görüşmesinin olmadığı, cep telefonları üzerinde yapılan bilirkişi incelemesinde herhangi bir irtibatlarının bulunmadığı ve Koşar’ın, eşine tecavüz ettiğine dair delil elde edilemeyerek olayın define paylaşımı konusunda yaşanan anlaşmazlık sonucu gerçekleştiği kanaatine varıldığı aktarıldı. Hazırlanan iddianamede, şüpheliler Aslan İ., Erdal İ., Nedim İ. ve Semanur İ.’nin ‘tasarlayarak kasten öldürme’ suçundan ayrı ayrı ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılması talep edildi. Şüphelilerden Aslan İ.’nin ayrıca ‘ruhsatsız silah bulundurma’ suçundan da 1 yıldan 3 yıla kadar hapsi talep edilen iddianamede, şüpheli İlhan A.’nın ise ‘suçluyu kayırma’ suçundan 6 aydan 5 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması istendi. Hazırlanan iddianamenin kabul edilmesiyle dava açıldı. İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen karar duruşmasında ise tutuklu sanık Aslan İ. ile 3 tutuksuz sanık hazır bulundu. Duruşmaya öldürülen Abdullah Koşar’ın babası Muhammed Şefik Koşar ve tarafların avukatları da katıldı. ‘’Tarihi eser yüzünden planlayarak eve çağırıp öldürdüler oğlumu’’ Duruşmada Abdullah Koşar’ın babası Muhammed Şefik Koşar, oğlunun sanıklar tarafından tasarlanarak öldürüldüğünü belirttiği beyanında “Gencecik oğlumu öldürdüler. Tarihi eser yüzünden planlayarak eve çağırıp öldürdüler oğlumu. Sanıktan şikayetçiyim. Cezalandırılmasını istiyorum” ifadelerini kullandı. “Öldürme niyetim olsaydı ormana gider, onu yakar ve yurt dışına kaçardım” Duruşmada savunma yapan sanık Aslan İ., ‘’Tasarlayarak suç işlemiş olsaydım bu suçu evimde, çocuğumun gözünün önünde yapmazdım. Benim Abdullah Koşar’ı öldürme niyetim olsaydı ormana gider, onu yakar ve yurt dışına kaçardım. Ben Abdullah’ın yanına ‘onca iyiliğe rağmen bana bunu neden yaptın’ diye sormaya gittim. Abdullah’ın yanında silah olabileceğini düşündüğüm için üzerime geldiği an beni vuracak sandım” şeklinde konuştu. “Beni evlatlarımla sınadılar” Son sözü sorulan sanık Aslan İ. mahkemede, “Adaletinize inanıyorum. Beraatımı talep ediyorum” şeklinde konuştu. Diğer tutuksuz sanıklar ise son sözlerinde mahkeme heyetinden beraatlarını talep ettiler. 23 yıl hapis cezasına çarptırıldı Duruşmada kararını açıklayan mahkeme, sanık Aslan İ.’yi ‘tasarlayarak kasten öldürme’ suçundan önce ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırdı. Sanığın eylemini haksız tahrik altında işlediğini belirten heyet, bu gerekçeyle bu cezayı 22 yıl hapis cezasına çevirdi. Sanık ayrıca ‘ruhsatsız silah bulundurma’ suçundan da 1 yıl hapis cezasıyla cezalandırıldı. Toplamda 23 yıl hapis cezasına çarptırılan sanığın tutukluluk halinin de devamına hükmedildi. 4 sanığa beraat Mahkemeye heyeti, sanıklar Erdal İ., Nedim İ., Semanur İ. ve İlhan A. hakkında ise üzerlerine atılı suçu işlediklerine dair her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil elde edilemediği gerekçesiyle ayrı ayrı beraatlarına karar verdi.
Antalya 15 metrelik uçurumdan uçtular, hayatlarını ağaç kurtardı Antalya’da yaklaşık 15 metrelik yükseklikten uçarak bir ağacın üzerine düşen otomobildeki karı koca emekli öğretmen, itfaiye ekiplerinin film gibi operasyonuyla kurtarıldı.Kaza, saat 19.30 sıralarında Kepez ilçesi Antalya Bulvarı üzerindeki seyir terası olarak bilinen noktada yaşandı. Alınan bilgiye göre, Hasan T. (68) idaresindeki 60 HF 563 plakalı otomobil, sürücüsünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu önce demir bariyerlere çarptı ardından yaklaşık 15 metre yükseklikteki uçurumdan bir ağacın üzerine oradan da toprak zemine düştü. Kazayı gören vatandaşlar, araçta bulunan sürücü ile eşi Gülseren T.’yi (68) araçtan çıkardılar. Durumun 112 Acil Çağrı Merkezine bildirilmesinin ardından olay yerine itfaiye, sağlık ekipleri ve polis sevk edildi.Hastanede tedavi altına alındılarBelirtilen adrese gelen itfaiye ekipleri, kaşık sedyeye alıp halat yardımıyla yukarı çıkardı. Çifi, ambulansla kaldırıldıkları Antalya Şehir Hastanesinde tedavi altına alındı. Çiftin bilinçlerinin yerinde olduğu öğrenildi. Hurdaya dönen araç ise vinç yardımıyla bulunduğu noktadan alındı."Ağaç olmasaydı muhtemelen ölürlerdi"Kazanın görgü tanıklarından Burak Ürün, "Araba fren sıkarken aşağıya uçtuğunu gördüm. O anda yardıma gidip yaralıları çıkarmaya çalıştım. O ağaç olmasaydı araba aşağı yuvarlanacaktı. Ağaç sayesinde kurtuldular" dedi.Yaralı çifti araçtan çıkarmaya yardım eden bir vatandaş da, "Teyzeyle amcayı çıkardık sonrasında ambulans ekibi ile itfaiye ekibi geldi. Sedye ile buradan çıkarmak 2,5 saat sürdü. 5 metre ileriden uçmuş olsalardı muhtemelen ölürlerdi. Çünkü onları kurtaran ağaç oldu" diye konuştu.