GÜNDEM - 28 Ocak 2014 Salı 08:18

Bayburt'un gururu olimpiyat kadrosunda

A
A
A
Bayburt'un gururu olimpiyat kadrosunda

Milli sporcu Emre Şimşek, kısa sürede sakatlığını atlatarak olimpiyatlara katılacak tek sporcu olarak seçilmeyi başardı.

Kış Olimpiyatları için milli takımının en güçlü adayı olmasına rağmen Avusturya kampında yaşadığı sakatlık nedeniyle Soçi’ye gitmesi tehlikeye giren milli sporcu Emre Şimşek, kısa sürede sakatlığını atlatarak olimpiyatlara katılacak tek sporcu olarak seçilmeyi başardı.

7-23 Şubat 2014 tarihleri arasında Rusya'nın Soçi şehrinde düzenlenecek olan 22. Kış Olimpiyatları’na Türkiye'den katılacak olan milli sporcu açıklandı. Açıklama Türkiye Kayak Federasyonu Başkanı Özer Ayık’tan geldi. Ayık, Bayburt Postası’na yaptığı açıklamada, 22. Kış Olimpiyatları’nda erkeklerde Emre Şimşek, bayanlarda ise Tuğba Kocaağa’nın Türk Milli Takımı’nı temsil edeceğini söyledi.Olimpiyatlarda Türkiye adına hayırlı sonuçlar alınacağına inandığını söyleyen Ayık, “Sporcularımız Emre Şimşek ve Tuğba Kocaağa'ya güveniyoruz. Hayırlı sonuçlar alacağımızı düşünüyor, başarılar diliyorum” dedi.

Türkiye Kayak Federasyonu tarafından yapılan açıklamanın ardından milli sporcu Emre Şimşek de bir açıklamada bulundu. Bayanlarda Tuğba Taşdemir’in de katılacağı olimpiyatlarda milli takımın tek sporcusu olarak seçilmesinin Bayburt kayak sporu açısından çok önemli olduğunu, “Dursun Bozkurt’un ardından bir Bayburtlu olarak olimpiyatlara katılacak olmaktan mutluluk duyuyorum” şeklindeki sözleriyle ifade eden Şimşek, “Yıllar sonra Dursun Bozkurt’un tekrardan canlandırdığı kayak kulübünün bir öğrencisi olarak bu hakkı kazanmakta ayrı bir anlam katıyor” dedi.

Açıklamasında, sporculuk kariyerinde kendisine destek olanlara da teşekkür eden Şimşek, şöyle konuştu:
“Ben yıllar sonra Bayburt’ta kayağı yeniden canlandıran Dursun Bozkurt’a Allah’tan rahmet diliyorum. Bizden desteklerini esirgemeyen dönemin Gençlik Spor İl Müdürü Kemal Köprücü’ye, yine Dursun Bozkurt’un ekibinde bulunan ve benim kayağa başlamamda vesile olan, desteklerini esirgemeyen babam İsmail Şimşek’e teşekkür ediyorum. O dönemdeki tüm arkadaşlara ve büyüklerime teşekkür ediyorum. Yine Türkiye Kayak Federasyonu Başkanı Özer Ayık’a, 1 yıldır bana destek sunan Erciyes Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fahrettin Keleştemur, Erciyes Üniversitesi Beden Eğitim Spor Yüksek Okulu’na ve tüm milli takım hocalarıma da ayrıca teşekkür ediyorum”
66 yıl sonra bir ilk.

Öte yandan Emre Şimşek hem Türk hem de Bayburt kayak sporunun tarihine geçmeye hazırlanıyor. Türkiye’nin 78 yıllık kış olimpiyat macerasının alp disiplini kategorisindeki 40 elit sporcudan biri olarak tarihe geçecek olan Bayburtlu milli sporcu, Bayburt kayak sporu adına ise uzun yıllar sonra bir ilke imza atacak.

Alp disiplini kategorisinde Türkiye’nin ilk kez katıldığı 1948-Saınt Morızt-İsviçre Kış Olimpiyatları’nda milli takımı aralarında Bayburtlu Milli ve Olimpik sporcu Dursun Bozkurt’un da bulunduğu 6 kişilik kafile temsil etmişti. Tam 66 yıl önce Türkiye adına Bayburtlu sporcu Dursun Bozkurt’la başlayan olimpiyat macerası, son yılların pistlere damgasını vuran ismi olan ve 4 yıl defa üst üste Türkiye Şampiyonluğu’na adeta ambargo koyan bir başka Bayburtlu Emre Şimşek’le devam edecek.

YAŞAR YILDIZ
BAYBURT

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bolu Bolu’da 7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi düzenlendi Bolu’da "7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi" düzenlendi. Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Fatma Deniz Sayıner modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgileri katılımcılara aktardı. Bolu Koru Otel’de geleneksel hale gelen Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi’nin 7’ncisi düzenlendi. Kongre’nin oluşturulmasında büyük payda sahibi olan Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Deniz Sayıner’in öncülüğünde bir araya gelen doğum hekimlerinin yanı sıra perinatoloji uzmanları, ebeler, hemşireler, yenidoğan hekimleri ve doğuma katkı sağlayan birçok branş uzmanı da kongrede yerini aldı. Kongrede Türkiye’de ve dünyada modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgiler, araştırma sonuçları ve deneyimlerin paylaşıldığı bilimsel oturumlar yapıldı. 3 gün sürecek olan kongrede, doğuma yönelik kurslar ve bilgilendirme toplantıları yapılacak. “Doğum konusu birçok konuya göre az ilgi görüyor” Türkiye’de sadece doğumun ele alındığı en büyük bilimsel toplantı olma özelliğini taşıyan 7. Uluslararası Bolu Koru Gebelik, Doğum ve Lohusalık Kongresi’nin başkanlığını yürüten Prof. Dr. Aydan Biri, “Bu 7’ncisi olmakla birlikte en çok heyecan duyduğum kongre oldu. Her geçen yıl birbirini tekrar etmemek adına zaten çok geniş ve sonsuz olan bu kongrede bir kez daha sizinle olmaktan çok büyük keyif duyuyorum. Konumuz doğum ve içerisinde çok fazla bileşen var. Doğumsal birleşim ya da bir bebeği ilgilendiren bir süreç, toplumun esası temeli ve koruyucu sağlık bakımı. Kongrede çok fazla insanı bir araya getiriyoruz. Ama çok da zor oluyor bu kongreler. Daha önce de söylediğim bir şey var ana işimiz olan doğum, özellikle kadın doğum hekimlerinin polikliniklerinin yüzde 80’i doğum, ancak buna rağmen birçok konuya göre çok daha az ilgi görüyor. Bu yıl ben çok çünkü bu konu doğrultusunda doktor arkadaşlarımızın da ana konumuzun doğum olduğuna dair inancı arttı. Her ne kadar hala akademisyen arkadaşlarımızın ‘Doğum da moda oldu’ demesine rağmen mesleğe bakışımızın çarptırıldığı bir dönemdeyiz” dedi. “Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez” Bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelere ihtiyaç olduğunu söyleyen Prof. Dr. Deniz Sayıner, “Eğitim bizim vazgeçilmezimiz olmalı. Çünkü en büyük güç bilgi gücüdür. Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez. Hiçbir silah, hiçbir teknoloji bilginin karşısında duramaz. O nedenle sürekli bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelerin yetişmesine ve ebelere ihtiyaç duyduğumuzu söylemem lazım. Ve tabii ki böyle bir ebeliği dizayn etmek için de birlik olmaya ihtiyaç vardır. Kurucu üyelerinden biri olmaktan onur duyduğum, gerçekten birlikte yürümekten gurur duyduğum yol arkadaşlarımın olduğu Anadolu Ebeler Derneği. Bu dernekle birlikte örgütlenmek, mesleğine sahip çıkmak mesleki örgütün içinde olmak son derece önemli” diye konuştu.