GÜNDEM - 30 Ekim 2015 Cuma 18:21

Baykal: 'Türkiye'nin dimdik ayakta durmasının temelinde...'

A
A
A
Baykal: 'Türkiye'nin dimdik ayakta durmasının temelinde...'

Eski CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, “Türkiye'nin dimdik ayakta durmasının temelinde bu cumhuriyet ve onu düşünen Mustafa Kemal'in anlayışı vardır.

 Eski CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, “Türkiye'nin dimdik ayakta durmasının temelinde bu cumhuriyet ve onu düşünen Mustafa Kemal'in anlayışı vardır. Anadolu'da gelişen sosyal hayat, ekonomik hayat, Avrupa Birliği ülkelerini tedirgin eden gelişmenin temelinde Mustafa Kemal'in Türkiye modeli anlayışı vardır. Bunu kurcaladılar bozmaya çalıştılar ama beceremediler hala istikrarımız devam ediyor” dedi.

Eski CHP Genel Başkanı ve CHP Antalya Milletvekili Adayı Deniz Baykal, Antalya'nın Gazipaşa ilçesinde miting düzenledi. Cumhuriyet Meydanı'nda düzenlenen mitingde Baykal, Türkiye'nin 13 yıl önce istikrarı yerinde, güçlü ordusu olan, hukukun egemen olduğu, ekonomisi güçlü bir ülke olduğunu belirterek, "Bunlardan Türkiye'yi daha ileriye götürmeleri bekleniyordu. Türkiye'nin temel kurgusuyla oynamaya başladılar. O vidayı çıkar bunu yerleştir demeye başladılar. Başlangıçta pek sorun çıkarmadı ama günümüzde iş çığırından çıkmaya başladı. Barışı hedefleyen bir politikadan çatışmayı hedefleyen bir politika benimsemeye başladık. Suriye'de kavga var, Irak'ta kavga var. Bunun sonucunda ne oluyor uçağımız düşürülüyor. Türkiye şiddetle eleştiriliyor. Türkiye'ye 2 milyonu aşkın göçmen gelip yerleşiyor. Bunların içinde teröristi var, iyi niyetlisi de oluyor, kötü niyetlisi de oluyor. Bunlar giderek Türkiye'nin dokusunu değiştirmeye başlıyor. Ekonomisine 7 milyon dolar yük getiriyor. Buna devam mı diyeceğiz, tamam mı diyeceğiz? Biz etrafında herkesle kavgalı bir ülke mi olacağız yoksa başkasının iç işlerine müdahale etmeyen, onlara saygılı bir yönetim mi benimseyeceğiz?" dedi.

2002'de Türkiye'de terör diye bir sorunun olmadığını belirten Baykal, 2002'den bu yana terörün yeniden hortladığını söyledi. “Bir terörümüz vardı bir tane daha oldu” diyen Baykal, “IŞİD terörü çıktı. Irak Suriye İslam Devleti çıktı. Bunların İslam'la alakası yok. İslam'ı bahane ederek, sahipleniyor gibi yaparak, o bölgede İslam'ı savunanların duygularını suistimal ederek bir büyük kanlı mücadele açtılar. İslam'a en büyük zararı onlar veriyor. Kim ki dini kendi siyasi amacı için kullanır, dine en büyük zararı verir. IŞİD'çiler en büyük zararı vermiyorlar mı? İnsanlığa sığdırır bir tarafı var mı bunların yaptıklarının? Kadın çocuk yaşlılar demeden kafalarını kesip atıyorlar. İslam'ı istismar etme ortak bölenindeki pek çok çevre bu yanlışlığın karşısında cesaretle ortak tavır takınamadı. Din istismar ettiğin zaman kimisi IŞİD şeklinde istismar eder kimi ılımlı İslam şeklinde istismar eder. Sen İslamiyet'i kullanamazsın kardeşim İslamiyet'e ancak hizmet edilir. Bir Müslüman gibi yaşa. İslam'ın kurallarına uy. Bırak bu işi memlekete hizmet et. Hayır illa din kullanılacak. Ne oldu iş çığırından çıktı” dedi.

“SEN 70 MİLYONU KARDEŞ BİL”
“Ülkeyi yönetenlerden bazıları ülkedeki nüfusun yarısına yakınını kendisine yakın saymıyor ama Suriye'deki Mısır'daki savaşan taraflardan bazılarını kendisine daha yakın görüyor” diyen Baykal, “İhvan İslam Müslüman kardeşliği. Biz 70 milyon insanı kardeş bilelim. Ortadoğu'da ihvan hareketine, bölünmelere Türkiye'yi yerleştirmeyelim. Bunun sonucunda polislerimiz katlediliyor. Yeni bir politikaya ihtiyacı var Türkiye'nin. Kimseyi tahrik etmeyen, kimsenin düşmanlığını çekmeyen bir politikaya ihtiyacı var” diye konuştu.

“Türkiye'nin dimdik ayakta durmasının temelinde bu cumhuriyet ve onu düşünen Mustafa Kemal'in anlayışı vardır” diyen Baykal şunları kaydetti:

“Bu anlayışla gelmeseydik Anadolu'da gelişen sosyal hayat, ekonomik hayat, Avrupa Birliği ülkelerini tedirgin eden gelişmenin temelinde Mustafa Kemal'in Türkiye modeli anlayışı vardır. Bunu kurcaladılar bozmaya çalıştılar ama beceremediler hala istikrarımız devam ediyor.”

Meclis başkanlığı seçimlerini eleştiren Baykal, “Sanki 7 Haziran'da seçim yapılmamış gibi 13 yılın uzantısı AKP'li meclis başkanı seçildi. Muhalefet çoğunlukta değil miydi? AKP'nin yanlışını söyleyeceğiz diye oy istemedi mi muhalefet? Ne yaptı muhalefet, yüzde 60'ın oyunu alan muhalefet meclis başkanını seçebildi mi? Meclis Başkanı AKP'ye teslim edildi. İşte o dönüm noktasıdır. Meclis Başkanı 3 muhalefet partisini yansıtan bir kişi olarak seçilmiş olsaydı Türkiye'de meclis tıkalı kalabilir miydi? 

Meclis Başkanı seçilirken birileri destek oldu mu? Yeni Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin Başkanını seçerken AKP'ye emanet ederken muhalefete ihanet eden birileri var mı? Onları iyi bilin. Buraya gelirken atıp tutuyorlar, lafın sınırı yok. Gereğini yap, niye TBMM'ni yeniden onlara emanet ettin bu kadar milletin oyuna rağmen?” şeklinde konuştu.

Seçime girerken CHP’nin güzel bir program hazırladığını belirten Baykal, “Ekonomik sıkıntıyı azaltacak bir program açıkladı. Mazotun fiyatını 1.5 lira ilan etmişti. Doların etkisiyle 80 kuruş da oraya koydu. Bin 580 liraya mazotu vereceğim diyor. Asgari ücreti bin 500 TL yapacağım diyordu yok yapamazsın kaynak yok diyorlardı. İşçilerin sosyal güvenlik sorunlarını çözeceğim, kadro vereceğim diyor, gençlere burs, öğrencilere para vereceğim diyor. Bunu söylediği zaman 7 Haziran öncesinde kaynak yok diyorlardı. Ne oldu şimdi?” diyerek Gazipaşalılardan oy istedi.
 

AHMET MERVAN TAŞ

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Rize Muhammet Taha Şahin: "Her maç bizim için bir final" Çaykur Rizespor’un 23 yaşındaki futbolcusu Muhammet Taha Şahin, Avrupa kupaları hedefleri olduğunu belirterek, "Her maç bizim için bir final" dedi. Çaykur Rizespor’un sezon başında 1. Lig ekiplerinden Manisa FK’dan kadrosuna kattığı sağ bek oyuncusu Muhammet Taha Şahin, İhlas Haber Ajansı (İHA) muhabirine oynayacakları Başakşehir maçı öncesi açıklamalarda bulundu. Her geçen gün kendini geliştirdiğine vurgu yapan Şahin, "Başakşehir bu ligde şampiyon olmuş iyi bir takım. Bu yılda iyi bir formları var. Zor bir maç olacağını biliyoruz. Şimdiden ona göre çalışıyoruz. Kaliteli kadroları ve oyuncuları var. Güzel futbol oynuyorlar. Zor bir maç olacak. Oraya gidip kazanmak için oynayacağız. Buraya alt ligden gelmek kolay değil. Buradaki tempo, beklentileri var. Günden güne kendimi geliştirmeye çalışıyorum. Her geçen gün daha iyi olduğumu da hissediyorum. Her geçen gün daha iyi olmak için çalışıyorum. Ben takıma ne kadar faydalı olabilirsem benim için o kadar iyi. Gol atıyım, asist yapıyım düşüncesine fazla takılmıyorum. Takıma faydalı olduğum her an benim için önemli. Kazandığımız için mutluyum. Her yerde takıma faydalı olmak için çalışıyorum" ifadelerini kullandı. "Her maç bizim için bir final" Avrupa hedefinden dolayı her maça galibiyet için almak çıktıklarını vurgulayan Muhammet Taha Şahin, "Rize’yi çok seviyorum. Buranın insanı çok iyi. Bizi çok güzel ağırlıyorlar. Özellikle kazandığımız maçlardan sonra dışarıda insanların yüzünün güldüğünü görmek güzel oluyor. Süreç bizi buraya kadar getirdi. Son 6 maçımız kaldı. Şu an için hedeflerimiz var. Biz maç maç bakıyoruz. Her maç bizim için bir final. Avrupa’ya gitmek için her maça final gibi görüp kazanmak için oynamamız lazım. Başakşehir’e gidip, kazanıp hedeflerimize ulaşmak istiyoruz. Rizespor’un ilgisi olduğunu öğrenince çok mutlu olmuştum. Özellikle buraya gelmek için çok çabam oldu. Manisa’nın başkanına gönderde gidiyim dediğim oldu" şeklinde konuştu. "Türkiye milli takımına her futbolcu gibi bende gitmek isterim" Hedefinin A Milli Futbol Takımı’nın Şahin, "Çok tempolu bir lig. Her oyuncusu kaliteli. Buna alışmakta en başta insan zorlanabiliyor. İlhan hocanın da antrenman temposu yüksek bir hoca. Bireysel çok çalıştım. Hocanın dediklerini yapmayı istedim. Şu andaki hedefim bu sezon için iyi bir oyun. Türkiye Milli Takımı’na her futbolcu gibi ben de gitmek isterim. Sonrasında Avrupa’ya gitmek isterim. Taraftar bizim için itici bir güç oluyor. İç sahada en çok puan toplayan 3. takımız. Maçtan sonra burada bir aile ortamı oluyor. Herkes eşini, çocuğunu buraya getiriyor. Burada güzel bir ortam var. Saha dışında da herkes birbiriyle görüşüyor. Birbirimizden kopmuyoruz. Sürekli iletişim halindeyiz" dedi.
İzmir Enes Nalbantoğlu: “Şampiyonluğa yürüyoruz” TFF 3. Lig 2. Grup’ta Karşıyaka formasıyla 13 gol, 8 asist yaparak iyi bir performansa imza atan Enes Nalbantoğlu, “Play-off için hazırlanıyoruz gibi görünüyoruz ama yavaş yavaş şampiyonluğu da yürüyoruz” dedi. TFF 3. Lig 2. Grup’ta 51 puanla üçüncü sırada bulunan Karşıyaka, ligin bitimine iki hafta kala zirve takibini sürdürmeye devam ediyor. Şampiyonluk için Batman Petrolspor ve Elazığspor’un hata yapmasını bekleyen yeşil-kırmızılılar, rakiplerinin kayıplar yaşayıp 2’de 2 yapması durumunda ise mutlu sona ulaşabilecek. Karşıyaka’nın bu sezon gol yollarında etkili olan ve 13 gol, 8 asist üreten kanat oyuncusu Enes Nalbantoğlu da İhlas Haber Ajansı’na (İHA) değerlendirmelerde bulundu. Taraftarları hafta sonu oynanacak Hacettepe 1945 maçına davet eden Nalbantoğlu, “Son iç saha maçımıza çıkacağız ve umarım bu ligdeki son iç saha maçımız olur, biz de şampiyon oluruz. Taraftarımızı ve herkesi Alsancak Stadyumu’na bekliyoruz. Tribünleri dolduralım biz de galip gelip diğer maçları bekleyelim” açıklamasını yaptı. “Rakip takımların puan kaybını bekleyeceğiz” Takımın yükselişe geçmesinin performanslarına da yansıdığını dile getiren Nalbantoğlu, “Burada çok güzel bir birliktelik oluştu. Bizler de performansımızı arttırdık ve ben de 13 gole ulaştım. İnşallah son haftalarda da devamı gelecek. Play-off için hazırlanıyoruz gibi görünüyoruz ama yavaş yavaş şampiyonluğu da yürüyoruz. Çünkü son 4 haftada 4 galibiyet aldık ve 2 maçımız kaldı. Bu iki maçı da alıp, rakip takımların puan kaybını bekleyeceğiz, olmazsa da play-off hattından hedefimize doğru devam edeceğiz” ifadelerini kullandı. Bulvarspor maçından sonraki gol sevincini de değerlendiren Nalbantoğlu, konuşmasına şöyle devam etti: “Gol attığı sırada tribünümüz tam arkamdaydı, onların coşkulu sesini duyunca oraya gitmek isteyip sevincimi onlarla paylaşmak istedim. Futbolun meyvesi gol, futbolun da her şeyi taraftardır. Biz de haliyle gollerimizi onlarla kutluyoruz.” Fatih Taşdelen: “Gol atınca motivasyonum artıyor” Kendisinin gol atması değil, takımın kazanmasının çok daha önemli olduğunu vurgulayan forvet oyuncusu Fatih Taşdelen ise, “Gol atınca tabii ki motivasyonum artıyor. Son 2-3 haftadır benim ve takımımız adına işler iyi gidiyor. Daha çok birliktelik gösterip, beraber hareket ediyoruz. Her şey gayet iyi gidiyor. İki maç kala rakiplerimizin takılması halinde şampiyon dahi olabiliriz. Onlar hata yapmazsa bizler play-off’tan şampiyon olacağımıza inanıyorum. Bunun için ekstra çalışıyoruz. Motivasyonumuz iyice arttı. Bu yolun sonu şampiyonluk. Taraftarlarımız bizim için itici bir güç. Onlar olunca takım daha da ateşli oynuyor. Tribündeki varlıkları bizlere büyük bir katkı sağlıyor. Onlarla birlikte sezon sonu şampiyon olacağız” cümlelerine yer verdi. Sefa Küpeli: “En büyük gücümüz taraftarımız” Şampiyonluğu son ana kadar kovalayacakları ve rakiplerinin hata yapmalarını bekleyeceklerini aktaran orta saha oyuncusu Sefa Küpeli, “Aksi takdirde zaten play-off maçlarına hazırız. Son mücadeleye kadar savaşmaya devam edeceğiz. İçerideki son lig maçımız olacak. Umarım rakiplerimizin takılmasıyla ligi hedeflediğimiz yerde bitirebiliriz. Olmazsa da play-off maçlarında en büyük gücümüz taraftarımız olacak. İnşallah hedefimize ulaşırız” diyerek sözlerini noktaladı.
İstanbul İTO Başkanı Avdagiç’ten 4 yapısal reform önerisi İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, “İnanıyorum ki ekonomik programın başarısı ve kalıcı tek haneli düşük enflasyon için yapısal reformları da yakında gerçekleştireceğiz. Özellikle ’vergileme, sanayinin rekabetçi dönüşümü, üretken finansman sistemi ve yatırım ortamının güçlendirilmesi’ başta olmak üzere yapılacak yapısal reformlar ekonomimize taze güç verecektir" dedi. İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, Oda’nın Nisan ayı Meclis toplantısında iş dünyasının gündemindeki konuları değerlendirdi. 31 Mart mahalli seçimleri sonrası gerek ekonomi yönetiminin gerekse de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yaptığı açıklamaları önemli bulduklarını belirten Avdagiç, “Enflasyonla mücadelenin kararlılıkla sürdürüleceği vurgusu, hem iç hem de dış piyasalar açısından hedefli mesajlardı ve bu mesajlar amacına ulaştı. Orta Vadeli Program’ın hedeflerine bağlılık ve yapısal reformlara vurgu da piyasaların güvenini pekiştirmesi açısından önemli bir işlev gördü" yorumunda bulundu. 31 Mart seçimlerinin ardından siyasetin önünü gördüğünü belirten Avdagiç, “Özel sektör de bundan sonraki dönem için en az siyaset kadar önünü görmek istiyor. Çünkü önünü göremeyen adımını atamaz. Aynı şekilde pusulası olmayan da açık denize yelken açamaz” ifadelerini kullandı. Türkiye ekonomisinde özel sektör için de yeni bir süreç başladığını kaydeden Avdagiç, şöyle devam etti: "Belediye seçimlerini geride bıraktık ve seçim sonrası, dış dünyada yakından takip ettiğimiz gelişmeler dışında, tüm eforumuzu ve dikkatimizi ekonomiye vermiş durumdayız. En azından biz iş dünyası olarak bunu arzuluyoruz. Üçüncü çeyrekle birlikte enflasyondaki yavaşlamanın belirginleşmeye başlayacağını tahmin ediyoruz. Dış ticaret açığındaki daralma Mart ayında da devam etti." "Hükümetin Ekonomik Programı kararlılıkla uygulamasını istiyoruz" Osmanlı dönemi devlet adamı ve tarihçi Ahmet Cevdet Paşa’nın bir sözüne atıfta bulunan Avdagiç, "Ahmet Cevdet Paşa, Osmanlı İmparatorluğu’nun sanayileşmede niçin başarılı olamadığını analiz ederken, der ki, ‘bir ıslahat düşüncesinin, bir sanayileşme hamlesinin başarılı olabilmesi için üç unsur gereklidir: ’İlim, irade ve kudret’ Yani ne yapılacağını bilmek, onu yapma kararlılığını göstermek ve onu yapabilme gücüne sahip olmak... Bu üç unsur bir iktidarda ya da bir yöneticide toplandığında, o kişi ıslahatı başarıyla yapar; eğer biri eksik kalırsa o iş aksar, diyor Cevdet Paşa. Türkiye o devirden bu devire, bu üç unsuru bir araya getirmekte hep güçlük çekti. Şimdi bu üç unsura sahibiz, o yüzden Türkiye ekonomisi için güzel bir başlangıç daha olacağına inanıyoruz. Çünkü gerek kamu, gerek özel sektör ve gerekse millet olarak ne yapacağımızı biliyoruz. Bunu yapmayı istiyoruz ve bunu yapacak güce sahibiz. Ekonomik Programı bu bilinç ve kararlılıkla hükümetin uygulamasını istiyoruz." “Tüm toplumdan fedakârlık isterken, kamu birimlerinin bunun dışında kalması düşünülemez” İTO Başkanı Şekib Avdagiç, kamunun harcama tasarrufuna dikkati çekerek, "Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in bütçe disiplininden taviz verilmeyeceği, kamunun tasarruf yapacağı ve ek bütçe kullandırılmayacağı açıklamasını önemsiyoruz. Tüm toplumdan fedakârlık isterken, kamu birimlerinin bunun dışında kalması düşünülemez. Eminim ki, kısa zaman içinde Türkiye, bu fedakârlıklarının karşılığını alacak, refahı tüm ülkeye yayacaktır" dedi. Avdagiç, Meclis konuşmasında İsrail’in Gazze katliamıyla başlattığı sorunun giderek büyüdüğünü kaydetti. Şekib Avdagiç, "Maalesef ki, İsrail’in vahşeti, insanlığın vicdanını artık kanatmıyor, deyim yerindeyse yok ediyor" dedi. Türkiye’nin bu aşamada çok ciddi bir karar alarak bazı malların İsrail’e satışına kısıtlama getirdiğini hatırlatan Şekib Avdagiç, "İTO olarak 6 aydır İsrail’in Gazze’deki insanlık dışı katliamını ve Filistinli masum insanlar ile çocukları açlığa mahkûm etmesini sonlandırma çabalarının karşılıksız kalması üzerine Türkiye’nin İsrail’e karşı yürürlüğe koyduğu ihracat kısıtlamasını önemli bir adım olarak görüyor ve destekliyoruz. Biz insanlığın öldüğü yerde ticaretin yaşamasının mümkün olamayacağına inanıyoruz. Türkiye’nin bu tavrının kalıcı ateşkes ve kesintisiz insani yardım için tüm ülkelerin ortak hareketine vesile olmasını diliyoruz" şeklinde konuştu.