POLİTİKA - 06 Haziran 2018 Çarşamba 14:48

Bekir Bozdağ: 'ABD resmen FETÖ’yü himaye ediyor'

A
A
A
Bekir Bozdağ: 'ABD resmen FETÖ’yü himaye ediyor'

Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bekir Bozdağ, bir televizyon kanalına yaptığı açıklamada, Kandil operasyonunun seslendirilmesinin ardından Kandil’den önce CHP’den ses geldiğini söyledi.

Seçim bölgesi Yozgat’ta çalışmalarını sürdüren Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bekir Bozdağ, bir televizyon programına açıklamalarda bulundu. Terörle mücadelenin aralıksız sürdürülmesi gerektiğini belirten Bozdağ, olası Kandil operasyonunu değerlendirip CHP’yi eleştirdi. Bozdağ, ”Türkiye PKK terörüyle etkin ve kararlı bir mücadele yürütüyor. Terörle mücadelenin vakti zamanı olmaz. 7/24, 365 gün bu kararlı bir şekilde bu mücadeleyi yürütmemiz gerekiyor. Bu güne kadar terörle başarılı bir mücadele ortaya koyduk. Özellikle taarruz politikası yani terörü ininde vurma ve neredeyse orada yok etme politikası terör örgütünün belini kırdı. Bugün itibariyle bölücü terör örgütü planlı, programlı terör eylemi yapabilme kabiliyetini büyük ölçüde kaybetmiştir. 

Türkiye’nin içerisinde, dağlarda, ovalarda, şehirde her yerde bölücü terör örgütü ile başarılı bir mücadele yapıldı. Ama hepimiz biliyoruz ki; bölücü terör örgütü dışarıda eğitim veriyor ve oradan teröristleri Türkiye sokuyor ve Türkiye'de eylem yaptırıyor. Örgütün beyin takımı da Kandil’de ve oradan Türkiye'deki terör eylemleri yönetiliyor. Tabii Türkiye terör tehdidini ülke içerisinde etkisiz hale getirirken, bu tehdidi sınır dışında karşılamak ve orada imha etmek gibi bir politikayı uzunca bir zamandır hayata geçirmiş durumda. Şu anda Irak’ın kuzeyinde Türk Silahlı Kuvvetlerinin değişik birlikleri var orada görev yapıyorlar. Hem geçişleri engellemek hem de orada mücadeleyi sürdürmek. 

Şu anda Kuzey Irak'ta operasyonlar bugün başlamadı. Uzunca bir zamandır orada bizim birliklerimiz var bölücü teröre karşı operasyonlar devam ediyor devam edecektir de. Kandil terörün yuvası ve bildiğiniz gibi Türk Silahlı Kuvvetleri geçmişte de kandili çok geniş kapsamlı hava harekatı yaptı, operasyonlar yaptı. Yakın zamanda da yaptık biz bunu, bundan sonra da ihtiyaç duydukça hem havadan gerektiğinde de karadan operasyonlar devam edecektir. Nerede terörist varsa nerede terör tehdidi varsa orası Türkiye için hedeftir. Biz bunu çok net söylüyoruz. Efendim bu seçime giderken yapılır mı yapılmaz mı? Terörist şurada varsa size karşı eylem hazırlığı yapıyorsa veya eylem yapacaksa o zaman bizim askerimiz, polisimiz, güvenlik güçlerimiz ‘Yahu seçim var hele bir duralım muhalefet yanlış anlar, millet yanlış değerlendirir’ diye terörle mücadele etmeyecek miyiz onların bize saldırmasını askerimizi polisimizi vatandaşımızı şehit etmesini mi bekleyeceğiz. Elbette beklemeyeceğiz. Terörle mücadelenin 7/24 aralıksız devam etmesi şarttır" dedi.

"Kandil'e operasyon yapacağız diyoruz, Cumhuriyet Halk Partisi oradan ses veriyor" 

Kandil'e yapılacak operasyonla ilgili konuşan Bozdağ, "Şimdi Kandil’e her an bir operasyon olabilir diye Bakanlar Kurulu sonrası bir açıklama yaptığımızda ses Kandil'den önce Cumhuriyet Halk Partisi'nden geldi. Teröre biz operasyon yapacağız diyoruz, yapıyoruz. Mücadele ediyoruz ve Cumhuriyet Halk Partisi oradan ses veriyor. Orada teröristler yok diyor. Ama daha sonra teröristlerin elebaşlarından biri çıkıp ‘Biz buradayız’ bir açıklama yapıyor. Şimdi terör örgütünün avukatlığını yapma görevi Cumhuriyet Halk Partisi'ne mi düşüyor. Biz Zeytindalı Harekatı'nı yaptığımızda da ‘Aman Afrin’e girmeyin’ başta önce karşı çıktılar. Sonra halkın harekata verdiği desteğin görünce de ne yaptılar çark ettiler sonra da aman Afrin’e girmeyin dediler. Eğer biz Cumhuriyet Halk Partisi'nin mantığıyla bakmış olsaydık bugün Afrin bölgesinden PKK, PYD, YPG terör örgütleri Türkiye’yi tehdit etmeye, vatandaşlarımızı şehit etmeye ve Türkiye'de terör eylemi yapmaya devam edeceklerdi. Biz ne yaptık doğru olanı yaptık şimdi Irak'ın kuzeyinde de oradaki teröristleri etkisiz hale getirmek sınırımızın ülkesinden Türkiye yönelen terör tehdidin sınır ötesinde karşılamak ve yok etmek için operasyonlarımız devam ediyor. Bundan sonra da kararlı bir şekilde devam edecek" dedi. 

“Irak yönetimiyle koordineli hareket ediyoruz” 

Bozdağ, “Kandil operasyonunun Irak hükümeti ile ortam mı yapılacağı” yönündeki soruya, “Tabi Irak’ın kuzeyi, Irak Merkezi hükümetinin kontrolünde. Tabi uluslararası bir hukuk var. Biz bu tür işleri yaparken hem Irak yönetimiyle hem de bu konuda istişare etmemiz gereken her yerle de biz bunları konuşuyoruz. Konuşmadan yapmamız zaten söz konusu değil. Ayrıca uluslararası hukuk var, Türkiye’nin bu hukuktan kaynaklanan hak ve yetkileri var. Kendisine yönelen terör tehdidini takip etme, sınır ötesinde de imha etme gibi Türkiye’nin doğal bir hakkı vardır. Bu hakkımız daima mahfuzdur. Bu hak çerçevesinde yapıyoruz. Oralarda şuanda Irak hükümetinin tam bir kontrolü de yok. Irak hükümeti tam kontrol etmiş olsa, oradaki teröristleri etkisiz hale getirebilmiş olsa zaten bizim oraya ayrıca harekat yapmamıza gerek kalmaz ama şuanda orada da böyle bir kontrolsüz alan var. Biz bu konudaki adımlarımızı Irak hükümetiyle de koordineli yapmaya devam ediyoruz” şeklinde cevap verdi. 

“ABD’den mutabakata sadık kalmasını bekliyoruz” 

Bozdağ, Mümbiç’te ABD’den mutabakata sadık kalarak bölgeyi terör unsurlarından temizlemesini beklediklerini ifade ederek, “Şimdi bir takvim var. Çok net bir takvim var. Yani ilk 10 gün içinde ne yapılacak. 1 ay içinde ne yapılacak, 2 ay içinde, 3 ay içinde, sonraya sarkan şeyler olursa onlar ne yapılacak diye çok net bir takvim var. Yani 90 günü çok açık bir şekilde planlanmış, takvimlendirilmiş, neler ne zaman yapılacak bunların hepsi kalem kalem tespit edilmiş durumda. Mümbiç’te PKK,PYD,YPG Terör örgütleri ve terör örgütlerinin temizlenmesi için önce bunun yöntemi üzerinden bir mutabakat sağlanacak. Bu yöntem nasıl olacak diye. Sonra o yönteme göre bölgedekilerin uzaklaştırılması için hangi yol haritası takip edilecek, ne zaman nasıl, hangi aralıklarla yapılacak? O bir başka hedef. Son hedefte bölgedeki teröristlerin tamamının bölgeden çıkarılması, silahların alınması ve bölgenin kontrolün sağlanması ve oradaki asayişin, huzurun, güvenliğin ve diğer ihtiyaçların giderilmesi her şey ince ayrıntısına kadar düşünülmüş durumda ve ön bir mutabakat sağlanmış durumda. Şimdi bizim arzumuz bu mutabakata hem ABD ‘nin sadık kalarak, buradaki terör unsurlarının buradan temizlenmesidir. Bildiğiniz gibi Suriye'nin kuzeyinde Amerika ile biz her konuda anlaşamadık. Özellikler PKK'nın Suriye kolu olan PYD, YPG yi ABD terör örgütü olarak kabul etmiyor. Biz çok ne söylüyoruz, PYD, YPG eşittir PKK’dır. Onları yöneten PKK'dır. PKK'nın kollarıdır. 5 bin tır silah verdiler ve iki bin kargo uçak dolusu yine silah verdiler. Biz o zaman da itiraz ettik. Bu silahların ne için veriyorsunuz? DEAŞ'la mücadele içinse, DEAŞ’la mücadele için kullanılacak silahlar da değil. İçinde başka silahlar var" dedi.

“Fırat’ın doğusu da teröristlerden temizlenecek” 

Fırat’ın doğusunun da teröristlerden temizleneceğini kaydeden Bozdağ, “Şimdi Mümbiç ile ilgili de biz aynı şeyleri söyleyip Menbiç'te siyasi bir çözüm bulunması, herhangi bir askeri operasyon yapılmadan bölgedeki teröristlerin bölgeden çıkarılması elbette bizim arzumuzdur. Şu anda bu arzu bir mutabakatla gerçekleşme istikametinde bir yola girmiştir, dileğimiz odur. Tabii bu sadece Mümbiç ile kalacak bir iş değil. Fırat’ın doğusu da PKK PYD YPG Teröristlerden temizlenecektir. Biz Fırat’ın doğusunu da Mümbiç’teki siyasi anlaşma ile bunun çözüme kavuşturulmasını elbette öncelikle arzu ederiz. Ama eğer buralar teröristlerden terör örgütlerinden temizlenmez Türkiye'ye terör tehdidi ve terör saldırıları buralardan devam ederse Türkiye'nin kendi milli güvenlik koruma hakkı vardır, sınırlarını koruma hakkı vardır. Kendine yönelen terör tehdidini yok etme hakkı vardır. Biz bu hakkımızı kullanmakta tereddüt etmeyiz" dedi. 

“ABD, resmen FETÖ’yü himaye ediyor” 

ABD ile Türkiye arasındaki hukuki anlaşmazlıklara da değinen Bozdağ, ABD’nin resmen FETÖ’yü himaye ettiğini söyledi. Bozdağ, “Tabi, Amerika ile Türkiye arasındaki ilişkilerde sorun alanları var. Nedir o? Bir tanesi PYD YPG konusunda ABD ile Türkiye'nin aynı noktada durmaması. İkincisi Türkiye'nin s 400 füzelerini alması konusunda ABD'nin takındığı tavır. 3.sü tabi üstü kapalı da olsa Türkiye'ye uygulanan bir silah ambargosu var. O da ayrı bir konu. Tabi yine Halk Bankası Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Hakan Atilla ile ilgili siyasi yargılama süreci ve en önemlilerinden biri de terörist başı Fethullah Gülen'in iade süreci. Bütün bunlar aramızda sorun olma vasfını koruyor. Ayrıca rahip konusu var o da hakeza devam ediyor. Şimdi biz Amerika ile istiyoruz ki aramızdaki bu sorunları oturarak çözelim. Amerika ile Türkiye iki müttefik olarak müttefikliğin gereğini yapalım. Bizim güvenliğimize karşı bir şey olduğunda Amerika bize yardımcı olsun. Amerikan’ın güvenine karşı bir şey olduğunda biz onlara yardımcı olalım. Geçmişte Usame Bin Ladin Amerika'da ikiz kulelere saldırdığında Türkiye Amerika'nın yanında olmuştur. O zaman Amerika'ya büyük bir destek vermiştir. Bir kez daha söylüyorum. Amerika’da Amerika halkı için Usame Bin Ladin ne anlam ifade ediyorsa terörist başı Fethullah Gülen Türkiye ve Türk halkı için bu anlamı ifade ediyor.

Türkiye FETÖ'yü bütün kurallara uygun bir şekilde eksiksiz istedi. Ancak ABD makamları bugüne kadar bizim bu taleplerimizi adli makamlara İntikal ettirmedi. Ya benim gördüğüm iki defa Adalet Bakanı ile görüştüm. ABD çok net söylüyorum resmen FETÖ’yü himaye ediyor, koruyor, besliyor, büyütüyor ve destek veriyor. Sadece himaye de etmiyor destek de veriyorlar onu koruyor onun üzerine bir hesap yapıyor. ‘Ben FETÖ'yü Türkiye'nin aleyhine kendi hesaplarım için kullanabilirim’ diye hesabı yapıyor. Ben buradan ABD’ye bir kez daha söylüyorum. Bu terörist başı FETÖ, Fethullah Gülen ve teröristleri Türkiye’ye karşı bundan sonra kullanamazsınız. Çünkü Türk halkı onlara bundan sonra olumlu bir gözle bakmaz aynı binada bile oturmak istemiyor” dedi. 

Türkiye’nin sadece bir tek yöne mecbur olmadığını, alternatiflerinin bulunduğunu da belirten Bozdağ, “Biz diyoruz ki bizim hava savunma sistemlerimiz yok verin patriotları alalım ‘vermeyiz’. O zaman biz başka yerden alalım? ‘Alamazsın’ ne yapacağız biz havamızı savunmasız mı bırakacağız? Füzelere karşı kendimizi korumayacak mıyız? Böyle bir şey olamaz. Biz kendi göbeğimizi gerektiğinde kendimiz keseriz. Sadece tek bir yöne Türkiye hiçbir zaman mecbur değildir. Alternatifleri çoktur” şeklinde konuştu.  

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Mansur Yavaş’tan büyükelçi ve misyon şeflerine 23 Nisan resepsiyonu Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı dolayısıyla Başkent’teki büyükelçiler ve misyon şefleri için resepsiyon düzenledi. 65 ülkenin büyükelçisi ile misyon şeflerinin katıldığı davette konuşan Yavaş, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün zor şartlar altında milleti bir araya getirerek Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni açtığını ve bu günün ulusun geleceğini çocuklara adadığı özel bir gün olduğunu belirterek, “Dünyadaki ilk ve tek çocuk bayramını kutlamanın gururunu yaşıyoruz” dedi. 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı, Ankara’da coşkuyla kutlandı. Kutlamalar çerçevesinde Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, Başkent’teki büyükelçiler ve misyon şefleri için resepsiyon düzenledi. Yavaş’ın ev sahipliğinde Mogan Park Konuk Evi’nde gerçekleştirilen 23 Nisan resepsiyonuna Ankara Valisi Vasip Şahin, büyükelçiler ile yabancı misyon temsilcileri, Ankara ilçe belediye başkanları, belediye meclis üyeleri, basın mensupları, Büyükşehir Belediyesi bürokratları ve çok sayıda davetli katıldı. Konuşmasına 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nın anlam ve önemine değinerek başlayan Yavaş, “Bugün, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün zor şartlar altında milleti bir araya getirerek Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni açtığı ve ulusun geleceğini çocuklara adadığı özel bir gün. Bu anlamda dünyadaki ilk ve tek çocuk bayramını kutlamanın gururunu yaşıyoruz” dedi. “Başarımızdaki en büyük rol yönetim anlayışımız” Türkiye’deki son yerel seçimlerden bahseden Yavaş, yüzde 60,4 gibi rekor bir oy oranı ile tekrar Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı seçildiğini dile getirerek, “Bu başarıda hiç şüphesiz geçtiğimiz 5 yılda ortaya koyduğumuz adil, tarafsız, şeffaf, hesap verebilir, katılımcı, insan ve çevre odaklı yönetim anlayışımız önemli rol oynadı. Betona ve ranta değil, vatandaşlarımızın ihtiyaçlarını merkeze alan projelerimiz Ankara halkı tarafından kabul gördü. Bundan dolayı önümüzdeki dönem de aynı anlayışla halkımıza hizmete devam edeceğiz” diye konuştu. “Halkın refah ve mutluluğunu artırmaya yönelik çalışmalarımıza devam edeceğiz” Ankara halkının refah ve mutluluğunu artırmaya yönelik çalışmalarına artan bir azimle devam edeceğinin altını çizen Yavaş, “Akıllı şehir, yeşil dönüşüm, kırsal kalkınma, kent turizmi ve termal turizm gibi alanlarda söz verdiğimiz projeleri gerçekleştirmek için azimle çalışacağız. Tüm bu çalışmaları yaparken dünyadaki gelişmeleri de dikkate alarak sizlerle yakın işbirliğimizi devam ettirmek istiyoruz. Sizlerin de bir Ankara sakini olarak ülkelerinizdeki tecrübeleri bizimle paylaşmanızdan ve iş birliklerimizi artırmaktan büyük mutluluk duyacağımızı bir kez daha belirtiyoruz” diyerek iş birliği çağrısında bulundu. "Avrupa Birliği temel hedeflerimiz arasında" Avrupa Birliği’ne girişi önemsediklerini belirten Yavaş, Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliğinin temel hedefleri arasında yer aldığını ve Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün hedef olarak gösterdiği muasır medeniyetler seviyesine ulaşma yolunda Avrupa Birliği’ne giriş projesine büyük önem verdiklerini, bunun Türkiye için vazgeçilmez olduğunu dile getirdi. Türkiye’nin son dönemdeki Avrupa Birliği ile olan ilişkilerine de dikkat çeken Yavaş, şunları kaydetti: “Türkiye’nin üye statüsü yerine ’dış ilişkiler’ çerçevesinde yer alması oldukça düşündürücüdür. Benzer şekilde geçtiğimiz hafta Avrupa Konseyi Liderler Zirvesi’nde Türkiye’nin Kıbrıs çözümü çerçevesinde ele alınması da cesaret kırıcıdır. Ne yazık ki, Avrupa Birliği’nin Türkiye’ye yönelik adımları geleceğe dair net bir yol göstermiyor ve ciddi bir jeostratejik vizyon veya tutarlı bir eylem planı içermiyor. Avrupa Birliği ve Türkiye’nin stratejik çıkarları, Gümrük Birliği’nin siyasi şartlara bağlı kalmadan ve daha fazla gecikme olmadan yeşil ve dijital politikalar doğrultusunda modernize edilmesini gerektiriyor. Bu, sadece Avrupa Birliği ve Türkiye’nin rekabet gücünü ve stratejik özerkliğini artırmakla kalmayacak, aynı zamanda zorlu siyasi ve jeopolitik sorunların üstesinden gelinmesi için gerekli olan karşılıklı güvenin oluşmasına da destek olacak.” “Milletimiz ‘mülteci tampon bölgesi’ işlevini reddetmektedir” Yavaş, 18 Mart 2016’da gerçekleşen Türkiye-Avrupa Birliği Zirvesi’nde alınan kararlarla ilgili de şunlara değindi: “Türkiye’nin üzerindeki sığınmacı yükünü iyice artırdı ve kontrol edilemeyen bir göç akışına yol açtı. Türkiye artık sadece göçmenler için bir geçiş ülkesi olmaktan çıkıp, bir kalış ülkesi haline gelmiştir. Bunun oluşturduğu toplumsal huzursuzluk, demografik baskı, sosyo-kültürel ve ekonomik çatışmalar, mevcut durumun sürdürülemez olduğunu açıkça ortaya koymaktadır. Bu bakımdan milletimizin endişeleri gözetilmelidir. Türkiye coğrafyasındaki müstesna rolünün bilincindedir. Tam da bu sebeple milletimiz ’bir mülteci tampon bölgesi’ işlevini reddetmektedir. Ülkemizin üzerine yüklenen bu yük, hakkaniyetle ve rasyonellikle bağdaşmamaktadır. Bu bakımdan mültecilerin kendi ülkelerinde doğru bir planlama ve insan haklarına uygun şekilde yeniden iskan edilmesi konusunu önemsiyorum.” “Filistin halkının yanındayım” Atatürk’ün "Yurtta sulh, dünyada sulh" ilkesinin her zaman yol gösterici olduğunu söyleyen Yavaş, çocuk ve sivillere yapılan saldırılarda Filistin halkının yanında olduğunu belirterek, “21. yüzyılda çocukları, sivilleri öldürmek, susuz ve elektriksiz yaşamaya zorlamak sadece savaş değil, insanlık suçudur. Çocuk ve sivillere yapılan bu saldırılarda Filistin halkının yanında olduğumu belirtiyorum. İsrail hükümetini sağduyulu hareket etmeye davet ediyorum. Gazze’de, Filistin ve İsrail’in her yerinde en kısa sürede savaşın sona ermesini ve daha fazla çocuk ve sivilin hayatını kaybetmemesini umuyorum” diye konuştu. "Uluslararası çatışmaların sebep olduğu insani dram tüm dünyayı etkilemektedir" Zor zamanlarda belediye başkanları olarak etkilenen bölgelere ve insanlara yardım sağlamak için ellerinden geleni yapacaklarını söyleyen Yavaş, sözlerine şöyle devam etti: “Uluslararası çatışmaların sebep olduğu insani dram, sadece savaş bölgelerinde yaşayan insanları değil, tüm dünyayı etkilemektedir. Ayrıca Ankara’da yaşayan herkesin seslerinin duyulduğu ve endişelerinin dikkate alındığı bir istişare ortamı oluşturmak için buradayız. Savaşların gölgesinde barışın değerini bir kez daha anlamamız ve içselleştirmemiz gerekmektedir. Barışı korumak ve barışın yeniden tesisini sağlamak, sadece ulusal bir görev değil, aynı zamanda uluslararası bir sorumluluktur. Uluslararası toplumun bir parçası olarak Türkiye’nin barış ve istikrarın sağlanmasına yönelik çabaları, dünya genelindeki barış çabalarını destekleyici bir role sahip olduğunu düşünüyorum. Bizler, belediye başkanları olarak bölgesel çatışmalara insani açıdan, barışçıl açıdan bakmaya devam edeceğiz.”
Bolu Orman yangınlarıyla mücadele için ormancılara İHA pilot eğitimi verildi Bolu’da orman personeline, orman yangınlarıyla mücadele için kullanılacak olan İnsansız Hava Aracı (İHA) pilot eğitimi verildi. Bolu Orman Bölge Müdürlüğü sınırları içerisinde başta orman yangınlarıyla mücadele çerçevesinde kullanılacak olan, orman alanlarındaki dumanın, orman yangınlarında tehlike arz eden noktaların tespitini ve yayılış yönünü görme imkanı sunan İnsansız Hava Aracı (İHA) pilot eğitimi orman personeline verildi. Orman suçları ile mücadele ve orman koruma çalışmalarında, kaçak hafriyat döken araçların veya şahısların koordinatını hassas şekilde veren, belirlenen hedefleri 8 kilometre yarı çapında takip edebilen ve en önemlisi termal kamerası ile gece net görüş sağlayan İnsansız Hava Aracı (İHA) kullanımına yönelik eğitim alan ormancılar, artık ormanlarda İHA’ları kullanacak. Bursa Teknik Üniversitesi Orman Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali İhsan Kadıoğulları tarafından verilen eğitime Aladağ Orman İşletme Müdürü Ahmet Toklu ve Mengen Orman İşletme Müdürü Emre Koçak ile tüm işletme müdürlüklerinden işletme müdür yardımcıları ve işletme şefleri ile Bolu Orman Bölge Müdürlüğü teknik personeli katıldı. Özellikle maden ve izin saha kontrolleri, kaçak hafriyat dökümlerinin takibi, açma ve işgal suçlarının tespiti, kaçakçılık ile mücadelede gece korumaları, orman yangınları, kadastro çalışmaları, arama-kurtarma çalışmaları, ağaçlandırma çalışmaları, fidan sayımları, teras ve yol ölçümleri görüntüleme, tespit ve sayısallaştırma çalışmaları olmak üzere birçok konuda kullanım alanına sahip olan İHA ve entegre kamera sistemlerinin aktif olarak daha verimli kullanımına yönelik eğitimlere devam edileceği öğrenildi.
Afyon ‘Geçmişe Yolculuk’ isimli tiyatro oyunu büyük beğeni topladı Afyonkarahisar’da Sandıklı Gönüllü Hanımlar Derneği, İçişleri Bakanlığı desteğiyle ’Sandıklı’dan Türkiye’ye açılan kültürel miras kapısı’ projesi kapsamında İstanbul’da tiyatro oyunu sergiledi. Sandıklı Gönüllü Hanımlar Derneği’nin ’Sandıklı’dan Türkiye’ye açılan kültürel miras kapısı’ projesi İçişleri Bakanlığı tarafından kabul gördü. Proje kapsamında 16 kişilik ekip 5 skeçten oluşan “Geçmişe Yolculuk” isimli tiyatro gösterisini İstanbul Pendik Yunus Emre Kültür Merkezinde sahneledi. Tiyatro gösterimlerinde kayınvalide-gelin ilişkisi, Afyon gastronomisi ve davet kültürü, düğün gelenekleri, şifalı su tanıtımı ve kadına şiddet konuları ele alındı. Gönüllü Hanımlar Derneği Başkanı Fulya Bolcal, "Gerçek bir tiyatrocu nasıl olur, kimdir, bu soruların cevapları bizlerde yok aslında. Doğuştan yetenekli ya da ömrümüzü bu işe adamış da değiliz. Öğrenmeye çalıştık, gönül verdik. En önemlisi, her ayrıntısı gizemle dolu bu sanat dalını çok sevdik. Ocağımızdaki yemeğimizin altını kısıp koştuk eğitimlere, kekimizi fırından çıkarıp sıcağıyla paketleyip geldik provalara. Bu yaştan sonra ne çok alışkanlığımızdan vazgeçtik sahnelerde sesimiz daha gür çıksın diye. Kimimiz anne, kimimiz anneanne, kimimiz babaanne, kimimiz ev hanımı, kimimiz iş kadını olan bir avuç kadınız" dedi.