ÇEVRE - 15 Haziran 2015 Pazartesi 17:36

Beyşehir Gölü’nde avlanma sezonu başladı

A
A
A
Beyşehir Gölü’nde avlanma sezonu başladı

Konya’nın Beyşehir ilçesinde, yeni avlanma sezonu göle kurban kesilmesi ve balıkçılar tarafından duaların yapılmasıyla başladı.

Türkiye’nin en büyük tatlı su gölü olan Beyşehir gölünde 15 Mart’ta başlayan su ürünleri av yasağı 15 Haziran’dan itibaren son buldu. Beyşehir Su Ürünleri Kooperatifi’nin organizasyonuyla Beyşehir Gölü kıyılarında bir araya gelen balıkçılar, hem sezonu açtı, hem de kurban keserek kazasız bir avlanma sezonu dileğinde bulundu. Beyşehir gölüne kıyısı olan Çiftlik Mahallesi'nde faaliyet gösteren avcılar, yeni av sezonunu hep birlikte dua ederek açtı. Ardından, kazasız bir av sezonu için bir keçi göle kurban edildi. Balıkçılar, kesilen keçinin akan kanından alınlarına sürerek dua etti. Beyşehir Gölü’nün Jandarma Botu burnunda toplanan Beyşehir ilçe merkezinde faaliyet gösteren balıkçılar da yeni sezon için bir araya geldi. Yapılan duaların ardından göle 3 keçi birden kesilerek kurban edildi.

Beyşehir Su Ürünleri Kooperatifi Başkanı Erol Erdoğan, yaptığı açıklamada, 3 ay boyunca devam eden yasak dönemde avcıların balıkların üremesi için kurallara uygun davranarak ava çıkmadığını ifade etti. Erdoğan, "Bugün de yeni av sezonumuzu açıyoruz. Allah izin verirse, kazasız belasız bir sezon geçirmek için buradayız. Bereketli bir sezon dileği için yeni av sezonu başlangıcında sürekli olarak göle kurban kesiyoruz. Bugün de bir keçiyi kurban ettik. Artık, bu buluşmalar adet haline geldi, gelenekselleşti. İnşallah bereketli bir av sezonu bekliyoruz. Bunun için dua ettik" dedi.

Erdoğan, yeni sezonun açılmasının ardından Beyşehirli balıkçıların, yarından itibaren ise sezonun ilk avını gerçekleştirmiş olacaklarını kaydetti.

Beyşehir İlçe, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürü Nurettin Karşıyaka, bugün gece saat 00.00’dan itibaren balık av yasağının biteceğini belirterek, “Yarından itibaren yeni sezon başlıyor. Bugün balıkçılarımız tarafından kazasız belasız bir sezon olması niyetiyle kurban kesildi. Allah kurbanlarını kabul etsin. Kazasız bir sezon geçirsinler inşallah” diye konuştu.

Bu yıl 3 ay boyunca devam eden yasak dönemi de değerlendiren Karşıyaka, geçtiğimiz yıllara göre daha iyi bir sezon geçirildiğini söyledi. Bu yıl, önceki yıllardan daha fazla yasağa riayet edildiğini, balıkçıların daha duyarlı davrandığını vurgulayan Karşıyaka, “O açıdan tüm balıkçılarımıza teşekkür ediyorum. İnşallah bundan sonraki dönemlerde de böyle kurallara uyarız. Artık avlanma yasağı bitiyor, çünkü balıklarda da yumurtlama dönemi sona erdi. Ama yasağın bitmesiyle birlikte serbest dönemde de rast gele değil, kurallara uygun av yapılması gerekiyor. Boy yasağına dikkat edilecek, sazanda 40, levrekte 26 santimden küçük balık avlanmayacak. Ağ göz açıklığı küçük ağlar göle serilmeyecek. Misina ağlar kullanılmayacak, tüm yıl boyunca serbest olan ip ağlar avda kullanılacak. Ağlar akşamüzeri atılacak, temizlenecek ve sabah çekilecek. Tabi birçok kural var. Avcılarımız, yanlarında avcı belgelerini mutlaka bulunduracak. Kontrollere çıktığımızda bu belgeleri kendilerine soracağız. Belgesi olmayanların avlanmaması gerekiyor, avlanamazlar da zaten. Bu kurallara uydukları zaman zaten bereketli bir sezon olur” ifadelerini kullandı.

Öte yandan, Beyşehirli balıkçılar da göle açılmak için tüm hazırlıklarını tamamladı. Kıyıya getirilen ağlar ve av malzemeleri teknelere yerleştirildi, karadaki tekneler suya indirildi.

ALİ RIZA ÖNSES 
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Antalya Mide ülserine karşı doğal probiyotik arı ekmeği tavsiyesi Gıda Yüksek Mühendisi Dr. Aslı Elif Tanuğur Samancı, sağlık faydaları bilimsel çalışmalarla ortaya koyulan arı ekmeğinin, mide ülserinin önlenmesi ve tedavisinde potansiyel faydalar sunabilecek doğal bir arı ürünü olduğu belirtti. BEE’O Propolis Ar-Ge Merkezi’nde analizleri yapılmış olan Anadolu arı ekmeğinin mide ülseri üzerine karşı olumlu etkilerini gösteren bilimsel çalışma, 2023 yılı Kasım ayında Türk Fizyolojik Bilimler Derneği tarafından Sakarya Üniversitesi’nde düzenlenen 48. Ulusal Fizyoloji Kongresi’nde poster olarak sunuldu. BEE’O Propolis Kurucusu ve Genel Müdürü Gıda Yüksek Mühendisi Dr. Aslı Elif Tanuğur Samancı, “Ülkemizde yapılan bilimsel çalışmada, arı ekmeğinin mide ülseri üzerine antiinflamatuvar ve antioksidan etkileri araştırılmıştır. Araştırma iki ana gruba ayrılan ratlar üzerinde gerçekleştirilmiştir. Bir grup rata, ülser oluşmadan 10 gün önce ve ülser oluştuktan sonra 3 gün boyunca arı ekmeği takviye edildi, diğer grup ise aynı dönemlerde sadece serum fizyolojik tuzlu su aldı. Diğer grupta ise ülser oluşmadan önce herhangi bir takviye yapılmadı, bu gruplar yalnızca ülser oluştuktan sonra 10 gün boyunca arı ekmeği veya serum fizyolojik aldılar. Araştırmacılar, ülserin şiddeti, inflamasyon ve oksidatif stres zarflarını çeşitli yollarla ölçtüler. Araştırmanın verileri; arı ekmeği takviyesi alan ratlarda, kontrol gruplarına göre mide ülseri şiddeti, myeloperoksidaz aktivitesi ve inflamatuvar sitokin seviyelerinin (TNF-, IFN-, IL-1, IL-6, IL-8) anlamlı düzeyde düşük olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca, oksidatif stresle ilişkili zarflarda azalma gözlenmiştir. Sonuçlar, arı ekmeğinin mide ülserinin önlenmesi ve tedavisinde antioksidan ve antiinflamatuar etkileri sayesinde potansiyel bir fayda sağlayabilecek doğal bir arı ürünü olabileceğini göstermektedir” dedi. Arı ekmeği, diğer adıyla perga, kovanda arılar tarafından polenin daha uzun süre saklanabilmesi amacıyla üretiliyor. Doğal bir arı ürünü olan arı ekmeğinin yaklaşık yüzde 20-35 protein, yüzde 3 lipit, yüzde 24-35 karbonhidrat ve yüzde 3 vitamin ve mineral içeriğine sahip olduğu belirtiliyor.
Denizli Kriket Türkiye Şampiyonası Denizli’de başlıyor Gelişmekte Olan Spor Branşları Federasyonu faaliyet takviminde yer alan Kriket T-20 Büyük Erkekler Türkiye Şampiyonası 22-26 Nisan tarihleri arasında Denizli’de yapılacak. Müsabakaları, Şirinköy ve Akvadi Spor Tesisleri’nde gerçekleşecek şampiyonada 8 ilden 13 takım mücadele edecek. Kriket sporunda Denizli önemli bir organizasyona daha ev sahipliği yapacak. Geçtiğimiz yıl Kriket U19 ve Büyükler Türkiye Şampiyonası’nda olduğu gibi bu yıl da Kriket T-20 Büyük Erkekler Türkiye Şampiyonası yine Denizli’de gerçekleşecek. 22-26 Nisan tarihleri arasında aynı zaman diliminde iki ayrı sahada Şirinköy ve Akvadi Spor Tesislerinde gerçekleşecek olan şampiyonada 13 takımdan 182 sporcu mücadele edecek. Kriket, temelde tıpkı futbol gibi 11 kişinin karşılıklı oynadığı bir spor dalıdır. İngilizlerin icat ettiği bir oyun olan kriket, sopa ve top yardımıyla, 20 metre uzunluğunda bir alanda oynanıyor. Oval bir sahada karşı karşıya gelen oyunculardan, sahanın bir ucunda yer alan atıcı topu sahanın öbür ucunda bulunan vurucuya fırlatır. Amaç topu vurucunun arkasında bulunan ve Wicket denen kale benzeri düzeneğe değdirmektir. Kriket T-20 Büyük Erkekler Türkiye Şampiyonası için hazırlıklar devam ediyor. Gelişmekte Olan Spor Branşları Federasyonu ile Gençlik Spor İl Müdürlüğü organizasyonunda yapılacak şampiyona için takımlar gelmeye başladı. Geçtiğimiz yıl Denizli’nin ev sahipliğinden memnun olan ve güzel anılarla ayrılan sporcular, bu yıl yeniden Denizli’de Türkiye şampiyonu olabilmek için sahaya çıkacak. Gelişmekte olan spor branşlarına önem verdiklerini söyleyen Gençlik ve Spor İl Müdürü Ömer İlman, dostluğun ve rekabetin bir arada yaşanacağı güzel bir şampiyona olmasını diledi.
Bursa (Özel) “Hazır giyim ve tekstilde Türkiye’nin rakibi Avrupa ülkeleridir” Türkiye’nin katma değeri yüksek ürünlerle marka olarak dünya liderliğine oynayabilecek durumda olduğunu belirten Demirtaş Organize Sanayi Bölgesi Sanayici ve İş İnsanları Derneği (DOSABSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Nilüfer Çevikel, “Hazır giyim ve tekstilde bizim rakibimiz Orta Doğru veya 3’üncü dünya ülkeleri değil, Avrupa’dır” diye konuştu. Türkiye İhracatçılar Meclisi tarafından açıklanan son ihracat verilerine göre hazır giyim ve konfeksiyon sektörü mart ayı ihracatını 1 milyar 618 milyon 456 bin dolarla tamamladı. Ocak-Mart döneminde kaydedilen değer ise, 4 milyar 539 milyon 463 dolar. Sektör, bu rakamla geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 12,5’lik bir düşüş yaşadı. Ancak, Türkiye’den alımları azaltan Avrupalı sektör temsilcilerinin Türkiye’ye yeniden ‘yeşil ışık’ yakması, 2024 rakamları için sektöre umut verdi. “Türkiye’nin artık ucuz değil, katma değeri yüksek marka üretmemiz gerekiyor” Hazır giyimdeki ivmenin yükseldiğini yakından takip ettiklerini belirten DOSABSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Nilüfer Çevikel, “Ancak son dönemde, bilhassa tekstildeki spekülasyonlara çok fazla takılmamak gerektiğini düşünüyorum. Bizim derdimiz aslında, 3’üncü dünya ülkeleriyle değil, daha önceden de gündeme getirdiğimiz gibi, bizim acil bir şekilde artık markalaşmamız gerekiyor. Çünkü, Türkiye artık ucuz arazinin, ucuz işçiliğin ve devletin sübvanse ettiği enerji maliyetlerinin ve ham maddenin bulunduğu bir ülke değildir” şeklinde konuştu. “Rakibimiz Avrupa ülkeleri” Başkan Çevikel konuşmasını şöyle sürdürdü; “Bizim rakibimiz Avrupa ülkeleridir. Dolayısıyla böyle ortamda biz çok üretip çok kazanmak değil, aslında daha yenilikçi, daha teknolojik ve daha nitelikli ürünler üretip katma değeri yüksek ürünlerle marka olarak dünya liderliğine oynayabilecek durumdayız. Bugün tekstilin Mısır, Türkmenistan veya başka ülkelere taşınması konusu 10 sene sonrada konuşulacak. Bu ülkelerin yerini başka ülkeler alacaktır. Çünkü bu ticaretin bir gereğidir. Siz nerede ucuz ürün buluyorsanız, oradan alırsınız. Ancak Türkiye sanayi devrimini tamamlamaya yakın bir ülke olarak hedefi çok daha ileride olmalıdır. Bizim önümüzdeki en önemli süreç markalaşmadır. Hazır giyimde de elbette sektörün yukarı yönlü ivme kazanması çok normal olarak algılıyorum. Çünkü Türk sanayisi hem Avrupa’nın hem de diğer kıtaların gözbebeğidir.” “Hedefimiz, dünya markalarına ürün üretmek değil, dünya markası olmak” Bursa’nın kumaş üretiminde öncü olduğunu ifade eden Başkan Çevikel, “Bursa, Türkiye’nin tekstil ve kumaşta kalbi olduğu gibi, dünya içinde önemli bir bölgedir. Çünkü bu bölge, her kalitede ürünü, yenilikçi ve katma değeri yüksek ürünleri üretebiliyor. Bu düşüncede Bursa, hem Türkiye’ye hem de diğer ülkelere örnek olmuştur. Ben önümüzdeki dönemde, yakın zamanda inanıyorum ki, Türkiye’den ciddi markalar çıkacaktır. Ucuz üretim istediği yere kaysın. Doğu veya 3’üncü dünya ülkelerine kaysın. Bizim ilgilendiğimiz nokta, dünyanın en iyi markalarına artık ürün üretmek istemiyoruz. Hedefimiz, dünya markası olmaktır. Dünyadaki üreticilere, bizim ürünleri yaptırmak istiyoruz. Bu çerçevede, Türk tekstil sektörünün şuanda bir dönüm noktasında olduğunu düşünüyorum” şeklinde konuştu.