POLİTİKA - 14 Şubat 2018 Çarşamba 09:07

Binali Yıldırım: 'Helikopterin düşürüldüğüne dair belirti yok'

A
A
A
Binali Yıldırım: 'Helikopterin düşürüldüğüne dair belirti yok'

Başbakan Binali Yıldırım düşen helikopterle ilgili, 'Helikopterin düşürüldüğüne yönelik herhangi bir delil ve belirti yok' dedi.

Başbakan Yıldırım, Belarus ve Almanya ziyareti öncesinde Esenboğa Havalimanı'nda basın mensuplarının sorularını yanıtladı. 10 Şubat’ta Afrin operasyonunda düşen ve iki askerin şehit olduğu ATAK helikopteriyle ilgili soruya Yıldırım, “Helikopterin düşürüldüğüne yönelik herhangi bir belirti yok. Bütün ihtimalleri göz ardı etmeden bir kaza kırım heyeti oluşturuldu. TSK bünyesinde çalışma devam ediyor, henüz tamamlanmış değil” yanıtını verdi. 

Yunanistan Başbakanı Çipras ile yaptığı görüşmeye ilişkin de bilgi veren Yıldırım, “Ege Denizi, Yunanistan ile aramızda bir dostluk denizi olmalıdır. Ege’de iki ülkenin paylaşacakları, ayrışacakları konulardan daha fazladır. Ege’nin Türkiye ve Yunanistan’ın refahı için daha verimli bir şekilde kullanılmasının gerekli olduğunu düşünüyoruz. Ege’de zaman zaman baş gösteren gerilimler, sorunlar yeni değil. Çipras’a her türlü sorunu diyalogla çözebileceğimizi, gerginliklerden uzak kalınmasının iki ülke ilişkileri açısından daha hayırlı olacağını söyledim. Sahada birtakım karşılıklı ithamlar var. İhlallerin gerek havada, gerek denizde, karasularında yapıldığına yönelik bir gerginlik veya çatışma riski tek taraflı olmaz. Bir ihlal varsa karşı tarafta da ihlal olur. Bu ihlallerin olmaması için sadece Türkiye’nin dikkatli olması gerekmiyor. Yunanistan’ın sahadaki aktörleri de daha dikkatli olmalı. Hukuka uygun olarak hareket etmeleri, itilaf alanlarından uzak durmaları gerekir. Son günlerde Kardak kayalıklarıyla başlayan bu gerilimde bazı ihlaller olmuş ve karşılık verilmiştir. Bundan sonrası daha sakin, sürekli iletişim hattının açık olmasıyla siyasi ve diplomatik alanda çözülmesi yönünde bir mutabakata vardık” diye konuştu.

Yunanistan ve Türkiye’nin Genelkurmay Başkanlarının Brüksel’de bir görüşme yapacağına dikkat çeken Yıldırım, görüşmeye ilişkin şunları söyledi:

“İki ülkenin Genelkurmay Başkanlarının görüşmesi önceden kararlaştırılan bir konuydu. Son günlerde sahada yaşanan gerginliklerden dolayı Yunanistan Başbakanı bu görüşmenin NATO marjında Brüksel’de yapılmasının daha doğru olacağı yönünde bir teklifte bulundu ve bunu kabul ettik. Önümüzdeki aylarda Mayıs ayında NATO Genelkurmay Başkanları toplantısı olacak. Bu çerçevede iki ülkenin Genelkurmay Başkanları bir araya gelerek sahadaki bu sorunların daha da tırmanmaması için gerekli tedbirleri konuşmuş olacaktır. Eğer konuşmazsanız yanlış kanallardan yanlış bilgiler devreye girer. Bunun sonucu da her iki taraf için arzu edilmeyen bir noktaya gelebilir. Kıbrıs Adası civarında petrol hidrokarbon araştırmaları teşebbüsünün doğru iş olmadığını, Ada’daki çözümün nihayetlendirilmeden bu tür girişimlerin ve özellikle itilaflı alanlarda sürdürülmesinin olumsuz sonuçlara sebep olacağını Çipras’a ifade ettim.”

AK Parti-MHP İttifak Komisyonu çalışmalarının tamamlanması ile ilgili olarak da Yıldırım, “Yapılan çalışmalar öncelikle yerel seçimler değil, Cumhurbaşkanlığı seçimi ve milletvekili seçimi ile ilgili. Bu konuda her iki partinin görevlendirilen heyeti çalışmalarını tamamladı. Parti liderleri tarafından son şekli verilecek ve böylece mutabakat metni kamuoyu ile paylaşılacak. Mutabakat metninin iki kısmı var. Bir tanesi, yasal değişiklikler var. Bu da seçimden bir yıl önce yapılması gereken değişiklik. Esasen Anayasa’da milletvekili ve cumhurbaşkanlığı seçimi ile ilgili hususlar bir değişiklikle karara bağlanmış. Asıl yapılması gereken, yerel seçimlere yönelik hükümler olması lazım. Mesela, yerel seçimlerde seçme seçilme yaşının 18’e düşürülmesine yönelik bir düzenleme yapmak gerekiyor. Aksi halde seçebilir ama aday olamaz. Bunlara benzer bazı yerel seçimleri ilgilendiren düzenlemeler var. Doğrudan ittifakın konusu olmamakla beraber seçimden bir yıl önce çıkarılması gereken hususlar var. İttifakın diğer bir bölümü de partiler arasında yapılacak bir protokoldür. Yasal düzenleme dışında ittifak yapan partiler arasında da bir mutabakat metni kararlaştırmaları gerekebilir. Bu iki hususta önümüzdeki günlerde kesin karara bağlanmış olacak. Mutabakat konusunda bir itilaf söz konusu değildir. Bundan sonra yapılacak çalışmalar yasalarla uyum ve bu çerçevede iki partinin nasıl yol yürüyeceğine yönelik belirlemeler olacak” açıklamasını yaptı.

Başbakan Yıldırım, Belarus ve Almanya ziyaretine ilişkin şu bilgileri verdi:

“Ziyaretimiz kapsamında Belarus’ta başbakan, cumhurbaşkanı ve meclis başkanları ile baş başa ve heyetlerarası ziyaretler gerçekleştireceğiz. Aynı zamanda da iş formu toplantısı yapacağız. Belarus ziyareti kapsamında birçok ikili anlaşma da imzalamış olacağız. Belarus bağımsızlığını kazandıktan sonra ilk tanıyan ülke Türkiye’dir. Ülkemiz arasındaki ilişkiler büyük bir ilerleme kaydetmektedir. Cumhurbaşkanımızın ziyareti ile ilişkilerde ciddi anlamda ivme kazandırılmıştır. Ziyaretim esnasında ekonomik iş birliği ve yatırımın daha da geliştirilmesi için alınabilecek tedbir ve kararları gözden geçireceğiz. Belarus ziyaretinin arkasından Almanya’ya ziyarette bulunacağım. Burada da Almanya Başbakanı Merkel ile bir görüşme gerçekleştireceğiz. İki ülke arasında var olan bütün alanları enine boyuna görüşme fırsatımız olacak. Almanya, AB’nin en büyük üyesidir ve bu bakımdan da Türkiye-AB ilişkilerinin bundan sonraki döneminde de Almanya’nın rolü devam edecektir. İkili ilişkilerimiz ve bölgesel ilişkilerimizi, Suriye’de devam eden Zeytin Dalı Harekatı dahil birçok konuyu kapsamlı şekilde ele alacağız. Bu temaslarımızın sonunda da Münih Güvenlik Konferansı'na katılacağız. Küresel güvenliğin ele alındığı, bölgesel güvenlik tehditlerinin değerlendirildiği önemli bir platform. Konferansta Suriye’de yaşanan göç meselesi ve terörle mücadele meselesi, Türkiye’nin Suriye alanından kaynaklanan güvenlik sorunları konusunda bir konuşma gerçekleştireceğiz. Böylece temaslarımızı tamamlayıp Cuma günü yurda dönmüş olacağız.”  

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Muğla Muğla BİLSEM Türkiye’de en çok bilimsel proje hazırlayan 2’nci okul Muğla Bilim ve Sanat Merkezi (BİLSEM), bilimsel çalışmalar kapsamında Türkiye genelinde en çok proje hazırlayan ikinci okul oldu. Bu yıl Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırma Kurumu’nca 18’incisi düzenlenen Ortaokul Öğrencileri Araştırma Projeleri yarışması Ege Bölge finali Denizli’de bugün sona erecek. Ege bölgesinden yapılan 887 projeden 100 tanesi jüriler tarafından sergilenmeye değer görülerek bölge finaline davet edildi. Bölge finalinde başarılı olan projeler ise Türkiye finalinde yarışmaya hak kazanacak. Yarışmaya damga vuran Muğla Bilim ve Sanat Merkezi ise hazırladığı yetmiş proje ile Türkiye geneli en çok proje hazırlayan ikinci okul oldu. Davet edilen on üç proje ile de Türkiye geneli en başarılı dördüncü okul oldu. Ege bölgesi özelinde ise bölgeye davet edilen yüz projeden on üçüne sahip olarak Ege Bölgesinin zirvesine yerleşti. Muğla Bilim ve Sanat Merkezi Müdürü Bekir Cevizci, “Öğrencilerimiz ve öğretmenlerimiz bilimsel üretkenliklerini en üst seviyeye çıkararak bu yıl Türkiye’ye damgasını vurdu. Muğla’dan bir devlet okulunun bütün istatistikleri alt üst ederek bilimsel başarılarıyla Türkiye gündemine oturması bizleri çok mutlu etti. Bu başarının mimarı sevgili öğrencilerimizi ve fedakâr öğretmenlerimizi tebrik ederim. Burada 13 ekibimizde toplam 36 kişilik dev bir kadro bulunmaktayız. Buradan güzel başarılar alarak Muğla’ya dönmeyi planlıyoruz. Ayrıca tek faaliyetimiz bilimsel projeler değil, bilimsel yayınlar ve bilimsel öğrenci bildirilerinde de Türkiye gündemine oturmaya hazırız. Bize çalışmalarımızda her zaman destek veren Valiliğimize, Muğla İl Milli Eğitim Müdürümüz Emre Çay Bey’e ve yöneticilerimize teşekkür ederiz” dedi.
Samsun Yıllık işletme cetvellerinde son tarih 30 Nisan Samsun Sanayi ve Teknoloji İl Müdürü Selahattin Altunsoy, sanayi işletmelerinin ‘yıllık işletme cetvelleri’ni 30 Nisan 2024 tarihine kadar vermeleri gerektiğini hatırlatarak, verilmemesi durumunda işletmelere 8 bin 322 TL idari para cezası uygulanacağının altını çizdi. Müdür Selahattin Altunsoy, sanayi sicil belgesi sahibi işletmelerin 2023 yılına ait yıllık işletme cetvellerini 30 Nisan 2024 tarihine kadar vermeleri gerektiğini hatırlattı. Altunsoy, “Sanayi sicil belgesi alan işletmeler aynı kanunun 5. maddesine göre her yıl vermek zorunda oldukları bir yıllık faaliyetlerini gösteren yıllık işletme cetvellerini takvim yılı sonundan itibaren en geç dört ay içinde (30 Nisan tarihine kadar) bağlı bulundukları İl Sanayi ve Teknoloji Müdürlüklerine bildirmek zorundadırlar. Bu çerçevede sanayi siciline kayıt olan işletmelerin 2023 yılına ait yıllık işletme cetvellerini Sanayi ve Teknoloji Bakanlığınca yayımlanan SGM 2014/11 no’lu Tebliğin 11’nci maddesi uyarınca e-Devlet kapısı veya Bakanlık web sayfası Sanayi Sicil Bilgi Sistemi üzerinden (http://sanayisicil.sanayi.gov.tr) elektronik ortamda vermeleri gerekmektedir. Yoğunluk yaşanmaması için girişler son güne bırakılmamalıdır. Sistem 7 gün 24 saat açık olduğundan mesai saatleri dışında ve hafta sonları da girişler yapılabilir. Söz konusu zorunluluğu yerine getirmeyen işletmelere aynı kanunun ilgili maddeleri uyarınca 2024 yılı için belirlenen 8 bin 322 TL idari para cezası uygulanacağından, ilgililerin cezai müeyyideye maruz kalmamaları açısından 30 Nisan 2024 tarihine kadar 2023 yılı yıllık işletme cetvellerini sistem üzerinden vermeleri önem arz etmektedir. Sanayi işletmeleri tereddüt edilen hususlarda bizzat İl Müdürlüğümüz Sanayi Sicil Birimine müracaat edebileceği gibi kurum telefondan da bilgi ve yardım alabileceklerdir” dedi.
Ordu Topraksız tarım sistemiyle çilek üretimine başladılar: Yıllık kazanç hedefleri 5 milyon TL Ordu’da, aldıkları hibe desteği ile 6 dönümlük serada topraksız tarım uygulaması ile çilek üretimine başlayan çift, yıllık yaklaşık 5 milyon TL kazanmayı hedefliyor. Fatsa ilçesinde yaşayan Özge Arslan ve eşi Uğur Arslan, topraksız tarım ile çilek üretimi yapmaya karar verdi. 2021 yılında aldıkları hibe desteği ile seralarını kuran çift, yaklaşık 10 dönümlük arsa üzerine 6 dönüm çilek serası kurdu. Burada 110 bin fideden yıllık 80-100 ton arası üretim yapan çift, yıllık 5 milyon TL kazanmayı hedefliyor. “Öğretmenliğe hiç başlamadan çilek üreticisi oldum, 6 dönüm alanda 30 dönümlük üretim yapıyoruz” Üniversitenin çocuk gelişimi bölümünden mezun olan yaşındaki Özge Arslan, topraksız tarım uygulaması ile verimin 5 katı arttığını belirterek, “Öğretmenliğe hiç başlamadan ticarete başladım, öncesinde farklı sektörlerde de çalıştık, şuanda çilek üretimi yapıyoruz. Topraksız tarım olduğu için herkes su kültürüyle üretim yaptığımızı zannediyor ancak Hindistan cevizi kabuğu içerisinde yetiştiriyoruz. Toprakta olmayan bütün değerlerin tamamını biz veriyoruz ancak kesinlikle hormon ve genetiği değiştirilmiş organizmalar (GDO) yok. Toprağa göre daha hijyenik ve verim olarak 3-5 kat arası daha verimli. Burası 6 dönümlük sera ancak 30 dönüm toprak üretimine tekabül ediyor” diye konuştu. “2 yılda kendini amorti etti, yıllık 5 milyon TL getirisi bekliyoruz” Serada bulunan 110 bin fidede yıllık 80-100 ton ürün ile yıllık 5 milyon TL getiri beklediklerini söyleyen Özge Arslan, “Getirisinden memnunuz, 2 yıl önce 7 milyon liraya kuruldu, şu an maliyetler arttı ancak bu süre zarfından kendini amorti etti. Zaten kırsal kalkınma projesinden de destek almıştık. İl Tarım ve Orman Müdürümüz Kemal Yılmaz’ın da bizlere çok desteği oldu. İlk yıl 3 milyon TL gibi bir getirisi oldu, bu yıl 5 milyon kadar bir gelir bekliyoruz. Sektör açık, bu kalitede çilek Antalya’da ihracata gidiyor, biz burada iç piyasada satıyoruz. İlerleyen günlerden Karadeniz Bölgesi’nin tamamına yaymayı hedefliyoruz” ifadelerine yer verdi. Uğur Arslan ise eşinin fikri ile topraksız tarım sistemiyle çilek üretimi yapmaya başladıklarını ve başarılı olduklarını dile getirerek, bu tür hibe desteklerinin insanları teşvik ettiğini ve üretime katkı sağladığını söyledi.