GÜNDEM - 20 Ağustos 2017 Pazar 21:30

Bodrum’u rahatlatacak deprem açıklaması geldi

A
A
A
Bodrum’u rahatlatacak deprem açıklaması geldi

21 Temmuz gecesi Muğla’nın Bodrum ilçesinde yaşanan 6.5 şiddetindeki depremin ardından bölgeye gelen uzmanlar ilçede deprem beklenmediğini açıkladı. 21 Temmuz'dan buyana ise bölgede 8 bini aşkın artçı sarsıntı meydana geldiği öğrenildi.

Gökova Körfezi ve Pınarlıbelen - Karaova bölgesinde artçı sarsıntılar devam ederken bölgeye gelen, Jeofizik Yüksek Mühendisi Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan, Emekli Öğretim Görevlisi Jeofizik Yüksek Mühendisi Prof. Dr. Berkan Ecevitoğlu ve Anadolu Üniversitesi Yer ve Uzay Bilimleri Enstitüsü Yer Bilimleri ve Deprem Mühendisliği Anabilim Dalı Öğretim Görevlisi Yrd. Doç. Dr. Emrah Pekkan araştırma ve incelemelerde bulundular. 3 gün boyunca hem karada hem de denizde çalışmalar yapan deprem uzmanları yaptıkları açıklamada Bodrum bölgesinde yıkıcı bir deprem beklenmediğini artçı sarsıntıların yaklaşık 2 ay kadar daha sürebileceğini ifade ettiler.

Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan, Bodrum’da deprem beklendiğini ancak yıkıcı olmayacağını tahmin ettiklerini belirterek “Halkın merak ettiği konu acaba bundan sonra daha büyük bir deprem olur mu? Şimdi burada yerel de yapmış olduğumuz çalışmalarda kırığın işleyişinde bir değişiklik gördük. Şöyle ki, daha önce belirlenmiş olan işte Pınarbelen-Karaada kırığının koşut olarak başka kırıklar gözlemlendi.” dedi.

Prof. Dr. Ercan, açıklamalarına şöyle devam etti: “Bugünkü deniz çalışmalarında yaklaşık üç dört tane daha kırık belirlendi. Bu kırıkların karada devamları vardı biz bunları gördük. Hani Bodrum’da hiç yıkım yok falan dediler. Oysa Bodrum’da 60’dan fazla yıkım vardı. Yani özellikle bu Yalıçiftlik kesiminde göçen evler, göçen camiler keza sarnıçlar vardı. Bunların hepsini fotoğraflardık. Yerleri belirlendi işte bu işlenmemiş veriler işlendikten sonra yeni kırıkların yerleri de belli olacak. Ancak bizim merak ettiğimiz olayı sürekli olarak hep doğu-batı doğrultusunda göçüntü kırıklarına odaklanılmıştı hep, Gökova kırığının devinmediğini gördük. Bunun tam tersine yeni bir kırık belirlendi. Biz bunu orak kırığı diye adlandırdık, hoca ile öyle uygun gördük. Oysa Orak Adası’ndan geçen bu kırık Karaada’ya kadar Karaada’nın arkasına kadar geliyordu ve Karaada’nın adasında kuzey güney doğu, kuzey batı güneydoğu kırıkların tepeleri devirdiğini gördük. Bu çok ilginç bir olaydı. Orada dört beş tane kırık hepsi hareketliydi. Bu devinen kırıklar doğrultusunda olan evlerde yıkılmıştı. Yani burada sadece bir göçüntü olayı yok aynı zamanda doğudan batıya doğru kaktırma olayı var. Yani Yunanistan’a doğru kaktarıma olayı var ama göçüntü bileşeni daha fazla. Buna koşut olarak özellikle Bodrum Yalı restoranın olduğu yerde büyük yarıklar açılmıştı ve sizler de bize soruyordunuz ‘Bu yarıkları nedir’ diye. Bunu sevgili Berkan ve Emrah Beylerle tartıştık kendi aramızda. Bir sıvılaşma olduğunu gördük o göçüntülerin. Keşke bizi çağırsalardı da onlar kapanmadan önce biz görseydik. Yani Bodrum’da biz sadece İstanköy’de hasar var diye biliyorduk oysa Bodrum’da da hasarın olduğunu gördük.”

Prof. Dr. Ercan, “Benim kişisel kanaatim odur ki, ben bundan sonra daha büyük bir deprem beklemiyorum. Ama 5.5’e varan artçı depremler olacaktır. Ve bu şekilde sönümlenip gidecektir” ifadesini kullanarak “Yani kimsenin tatilini bırakmasına, İstanbul’a Ankara’ya İzmir’e dönmesine gerek yok. Özellikle turizm çok kötü bir darbe yedi. Sadece uçak düşmesinden değil aynı zamanda bu deprem nedeniyle büyük bir darbe yedi. Türkiye’deki turistik tesislerin yabancıların eline geçmesine neden olur. Onun için herkes ağzından çıkan lafı dikkat etsin özellikle depremciler için söylüyorum. Yani bilmeden daha büyük bir deprem olur, şöyle olur böyle olur yok. Bu tür desteksiz konuşmasınlar. Yani önce Türkiye, Türkiye varsa biz varız” açıklamasında bulundu.

Artçı sarsıntıların en az iki ay daha süreceğini ifade eden Ercan sözlerini şöyle tamamladı: “Sevgili Berkan kardeşim onları izliyor zaman zaman artışlar gözüküyor. Zaman zaman düşümler gözüküyor. Yani burada boşalmayan bir gerginlik var onu ıkınıyor, diyebilirim, Ikınıyor ama doğuramıyor. Yani bir yaklaşık 5,5 büyüklüğünde bir deprem olsa buna gebe onun sancıları sürüyor. Doğuruncaya kadar artçı depremler sürecektir. Ondan sonra gidecektir ama bunların hiçbiri yıkıcı olmayacaktır. Yani Bodrumlular ve bölge halkı rahat olsun” 

Eren Ayhan

Eren Ayhan
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Kurum’dan otobüs şoförlerine müjde: “Göreve gelir gelmez otobüsçülerin içeride kalan ücretlerini zamlı bir şekilde ödeyeceğiz” İBB Başkan Adayı Murat Kurum, Sancaktepe’de düzenlenen ‘Özel Halk Otobüsçüleri Sahuru’ programında vatandaşlarla bir araya geldi. Programda konuşan Kurum, “Hiç merak etmeyin, hiç üzülmeyin. 1 Nisan’dan sonra göreve gelir gelmez otobüsçülerin içeride kalan ücretlerini zamlı bir şekilde ödeyeceğiz. Bu Murat Kurum sözüdür. Boş yere kesilen cezaları da göreve gelir gelmez iptal edeceğiz” dedi. İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkan Adayı Murat Kurum, Sancaktepe’de düzenlenen ‘Özel Halk Otobüsçüleri Sahuru’ programında vatandaşlarla bir araya geldi. Programa Kurum’un yanı sıra Sancaktepe Belediye Başkanı Şeyma Döğücü, AK Parti Sancaktepe İlçe Başkanı Turgay Akpınar, Tüm Özel Halk Otobüsleri Birliği Dernek Başkan Vekili Göksal Ovacık, ÖZULAŞ Başkanı Sedat Şahin, milletvekilleri ve çok sayıda vatandaş katıldı. Programda ilgiyle karşılanan Kurum vatandaşlarla hatıra fotoğrafı da çektirdi. “İstanbul’daki otobüs sayısı, vatandaşımızın mevcut talebine istese de yetmiyor” Programda konuşan İBB Başkan Adayı Kurum, “Bugün İstanbul’da yaklaşık 3 bin halk otobüsümüz var. Yüzbinlerce yolcuyu taşımaya çalışıyorsunuz. İstanbul’un bu yükünü almak için çaba sarf ediyorsunuz ama her geçen gün bu yük bir kat daha artıyor. İstanbul’daki otobüs sayısı, vatandaşımızın mevcut talebine istese de yetmiyor. Biz, hem özel halk otobüsü emekçilerini hem de İstanbulluları uğraştıran değil ulaştıran İstanbul diyerek rahatlatacağız. İstanbullu kardeşlerimiz sizlere emanet. Genç kızlarımız, kadınlarımız otobüse bindiğinde saat geçse, durak evine uzaktaysa şoför kardeşlerim gerekirse evinin önüne kadar bırakacak. Bu hedef öyle sadece yatırım ve buradaki hizmetlerden müteşekkil değildir. Biz bir yandan yeni ulaşım yatırımları yaparken bir yandan da İstanbul’un trafik sorununa dair, çok önemli adımlar atacağız. Ben ulaşım sektöründeki esnafımızın sorunları için aylarca çalıştım. Bu konudaki tüm uzmanlarla esnaf odalarımızla istişare ettim” dedi. “Göreve gelir gelmez otobüsçülerin içeride kalan ücretlerini zamlı bir şekilde ödeyeceğiz” Otobüsçülerin yaşadığı sorunlara değinen Kurum, müjdeleri hakkında da şöyle konuştu: “Sizler, 40 yıldır yaşadığınız sorunları, dertleri şu beş yılda yaşadınız. Ücretlerinizi iki ay geç aldığınızı biliyorum. Çok büyük mağduriyetler yaşıyorsunuz. 2023 zammını hala alamadınız. Her bir özel halk otobüsümüzün 1 milyon TL alacağı var. Alamadığınız ödemelerinizden dolayı araçlarınıza bakım yapmakta zorlanıyorsunuz. Vatandaşlarımızı taşımak için gereken her türlü fedakarlığı yapıyorsunuz. Yanan ve bozulan otobüsler olduğunda mevcut İBB yönetimi bu sorunları görmezden geliyor. Sen otobüsçünün hakkını ödemezsen bu esnaf otobüsüne nasıl bakım yaptıracak. Mevcut İBB yönetimi sizin eksiklerinizle alakalı bırakın bir irade ortaya koymayı sorunları görmezden geliyor. Yetmiyor, bir de size boşu boşuna cezalar kesiyor. İETT yönetimi, ezan okunurken aracında su içip orucunu açan özel halk otobüsü şoförüne neden ceza keser? Eğer kötü niyetliyseniz, eğer bu milleti sevmiyorsanız elbette kesersiniz. Hiç merak etmeyin, hiç üzülmeyin. 1 Nisan’dan sonra göreve gelir gelmez otobüsçülerin içeride kalan ücretlerini zamlı bir şekilde ödeyeceğiz. Bu Murat Kurum sözüdür. Boş yere kesilen cezaları da göreve gelir gelmez iptal edeceğiz” “Sizlere sağladığımız uygun kredilerle otobüslerimizi yenileyeceğiz” Müjdelerini saymaya devam eden Kurum, “Otobüslerinizi yenileyemediğinizi çok iyi biliyorum. Toplu taşıma kanununu ve mülkiyet probleminin çözümüyle ilgili kanunu meclise bu kardeşiniz taşıdı. Bu konunun takibini yapacağız ve mülkiyet sorununu tamamen çözeceğiz. Göreve gelir gelmez devlet bankalarımızla yapacağımız protokollerle sizlere sağladığımız uygun kredilerle otobüslerimizi yenileyeceğiz. Hem siz huzur içerisinde çalışacaksınız hem de İstanbullu kardeşlerimize en güzel hizmeti vereceğiz. İstanbul halk otobüsü bir marka olacak. İstanbul’un yollarında bozulan, yanan otobüs devri 31 Mart akşamı tamamen bitecek” diye konuştu. “İnsanımız bu seçimi, İstanbul’u yeniden emin ellere teslim etmek için çok büyük bir fırsat olarak görüyor” Seçimin iki zihniyet arasında gerçekleşeceğini belirten Kurum, “Bizim şoför esnafımız, kalenderdir. İşte sizler İstanbullunun sorunlarını dinleyen insanlarsınız. Sizlerle yaptığımız görüşmelerde de bu sorunların çözümleri hakkında konuşuyoruz. Konuştuğumuz herkesin ortak bir noktası var. İnsanımız bu seçimi, İstanbul’u yeniden emin ellere teslim etmek için çok büyük bir fırsat olarak görüyor. Nasıl öyle görmesin? Fark ortada. Milletin karşısında sadece iki taraf var. Bir tarafta afet anında tatil beldelerinde gezenler, diğer tarafta sadece Fikirtepe’de, Esenler’de bile toplam 75 bin yeni yuvayı inşa edenler var. Bir yanda kendi geleceği için İstanbul’u kaderine terk edenler, diğer tarafta Kartal Orhantepe’de, Üsküdar’da, Beykoz’da, Ümraniye’de, 39 ilçemizde şantiyelerde arı gibi çalışanlar var. Bir yanda İstanbul’a yapılan tüm büyük ulaşım yatırımlarına karşı çıkanlar var, diğer yanda havalimanını, Marmaray’ı, Avrasya Tüneli’ni yapanlar var. Bu seçimde ya sağlıksız binalarda deprem korkusuyla beklemeyi ya da kentsel dönüşümle huzur içinde yaşamayı seçeceğiz. Bu seçimde ya 5 yılda 5 bin konut bile dönüştüremeyenleri ya da asrın felaketinde 3 ayda 180 bin konutu başlatanları seçeceğiz. Bu seçimde ya milletin kaynaklarını çarçur edenleri, ya da bizim gibi İstanbul’a her alanda 350 milyar lira yatırım yapanları seçeceğiz. Ya İstanbul’un bütçesini kendi için harcayanları, ya da kenti için, harcayanları seçeceğiz. Ben inanıyorum ki İstanbullular 5 yıldır çektikleri çileyi göz önünde bulunduracaklar. Hizmetin ve eserin adresi olan AK Parti’mizi ve Cumhur İttifakı’mızı sandıkta rekor bir oyla seçecektir. Ne yazık ki, son 5 yılda İstanbulluların derdiyle dertlenen, o dertlere çare olmaya gayret eden bir başkanları olmadı. Bu kardeşiniz, sizlerle hem dert ortağı, hem de çözüm ortağı olacak, İstanbul’un dertlerine deva olacak. Esnaf dostu, emek dostu, ekmek dostu bir belediyeciliği sizlere göstermek için bundan önce nasıl gece gündüz çalıştıysak yine aynı anlayışla çalışacağız” diyerek sözlerini tamamladı. “5 yıldır bir tane kavşak yaptırmadık” İlçede yaşanan sıkıntıları dile getiren Sancaktepe Belediye Başkanı Döğücü, “En büyük sıkıntımızı İBB’nin çalışmalarımızda yaşadık. Burada 200.000 nüfusla başlayan bir ilçe süreci var. 10-15 yıllık genç bir ilçeyiz ama o kadar çok nüfus aldık, o kadar çok tercih edildik, nüfusumuz 500 bine geldi. Bu ilçemizin otobüs hatlarının mutlaka düzenlenmesi lazım. Sancaktepe’de ikamet eden tüm vatandaşımız benimle aynı fikirde. Evinden çıkıp bir mahalleden bir mahalleye giderken bile otobüs hatlarında sıkıntı çekiyor. 2-3 tane vesait değiştirmek durumunda kalıyor. Bunlar için büyükşehirle defalarca görüşmemize rağmen hiçbir ilerleme kaydedemedik. Bırakın ilerleme kaydetmeyi gerileme yaşadık. Otobüs hatları iptal ediliyor. Başka güzergahlar daha faydalı olur hatlarımızı düzenleyelim diyoruz ses yok. Gelin yeni hatlar düzenleyelim, Sancaktepe artık kocaman bir ilçe oldu, bunların yeniden planlanması lazım diyoruz ses yok. Bırakın ses vermeyi duraklara giden vatandaşlar mevcut hatlardaki otobüsleri saatlerce bekliyor. Ulaşımda defalarca söylememize rağmen 5 yıldır bir tane kavşak yaptırmadık. 5 yıl önce bu sorunu görmüş kavşaklarımızı, otopark yerlerimizi, projelerimizi belirlememize rağmen bu konularda da hiçbir gelişme ve ilçemize herhangi bir hizmet alamadık. Bir büyükşehir sadece süt dağıtmasıyla övünemez. Biz ilçeleri zaten Sayın Cumhurbaşkanımızın başlatmış olduğu sosyal belediyecilikle mükemmel bir şekilde yönetiyoruz” ifadelerini kullandı.