MAGAZİN - 19 Kasım 2016 Cumartesi 11:34

Boşanmış ünlü çift, 40 sene sonra yüz yüze gelecekler

A
A
A
Boşanmış ünlü çift, 40 sene sonra yüz yüze gelecekler

Yıllar önce boşanan Ayşen Gruda ve Yılmaz Gruda çifti, 40 yıl sonra ilk defa Eskişehir'de sahnelenecek bir tiyatro oyununda yüz yüze gelecekler.

Usta oyuncular Ayşen Gruda ve Yılmaz Gruda, kızları Elvan Gruda sayesinde ortak bir tiyatro oyununa imza atacaklar. Süpervizörlüğü Ayşen Gruda, yönetmenliği ise Yılmaz Gruda tarafından yapılan Fransız oyunu ‘Ara Ki Bulasın!”, 23 Kasım’da Odunpazarı Belediye Tiyatrosu'nda izleyicilerle buluşacak. Kızları Elvan Gruda’nın projesiyle bir araya gelecek olan usta oyuncular, provalarda dahi yüz yüze gelmezken, çalışmaları telefon aracılığıyla gerçekleştirdiler. Elvan Gruda’nın en büyük hayali olan, anne ve babasının yüz yüze gelecek olmasının, duygu dolu anlara sahne olması bekleniyor.
İHA’ya açıklamalarda bulanan Yılmaz Gruda, bu oyunun kızları Elvan Gruda’nın hayali olduğunu ve bunu gerçekleştirdiğini ifade etti. Kendiliğinden değil, kendi gayretleriyle bunu başardığını aktaran Gruda, “Ayşen Gruda ile yıllar önce ayrıldık. Ama harika bir kızımız var Elvan Gurda. Hem müzisyen, tiyatro biliyor. Bizden önceki tiyatroya sahip, çünkü annesiyle senelerce yaşadı. Tiyatroyu çok iyi biliyor, kuliste yetişti diyebiliriz. Onun kafasında iki tane güzel şey var. Ona göre ikon. O iki ikon birbirinden ayrı. Onları bir araya getirmenin bir sebebi ortaya çıktı. Biz bunu nasıl halledebiliriz. O güzel bir rüyaydı onun için. O rüyayı gerçekleştirdi böylece. Kalktı, Eugene Labıche'nin piyesini adapte etti. İşte size bir oyun dedi anneye yani Ayşen Gruda’ya. Anne bir oyun sana dedi. Bunu kim koyar, dedi ki bunu babam Yılmaz Gruda koyar. Böylece o kafasındaki hayal kendiliğinden değil, kendi gayretiyle. Bana bakışı yeter zaten onun. Böyle baksa benim için zaten yapmamam mümkün değil. Anne de tabi aynı şekilde. Hadi gel de bakalım hayır de bu sevda karşısında. Güzel bir düşünce. Sevdiğimiz bir insanın teklifi. Bunu reddetmek mümkün değil. İnsan öyle bir andır ki o dünyayı reddedersin ama kızını reddedemezsin. Anne için de benim için de aynı şey. Bunun hikayesi de bu. Yani o hayalini bunca yıl sonra, kaç senedir bilmiyorum doğal olarak tabiatıyla ama o hayalini gerçekleştirdi ve ikimizi bir olgu içerisinde bir araya getirdi. Anne süpervizör Ayşen Gruda, ben yönetmen Yılmaz Gruda. Adapte eden ve babasıyla çalışan bir Elvan Gruda” dedi.

“Aynı dizilerde veya filmde bir araya gelmiyorduk”
Yıllardır Ayşen Gruda ile sadece telefonla konuştuklarını belirten Yılmaz Gruda, ilk defa promiyerde karşılaşacaklarını aktardı. Aynı dizide ya da filmde bir araya gelmediklerini ifade eden Gruda, “Telefonla bir araya geliyoruz. O ayrı. Tabiatıyla Elvan nereye vardı, ben nereye vardım. Çünkü süpervizör o olduğu için ona bir bakıma hesap vermek değil de, yani şu şu yapılıyor bir fikrin var mı, o da ona göre anlatıyor. Somut olarak tabiatıyla normal olarak prömiyerde bir araya geleceğiz. O kesin. Epeydir karşılaşmadık. Çünkü yollar ayrı. Ben Beylikdüzü’nde oturuyordum, o Kağıthane’de oturuyordu. Aynı dizilerde yada filmlerde bir araya gelmiyorduk, ama tabi varlığımız ortada. Varlığımız ortada çünkü o güzelim Evlan orada, karşımızda, burada. Ben onu görüyorum. Yani o hep varken, ister istemez anne hep var benim için. Onun için de herhalde yılmaz da vardı. Biz ikimiz prömiyerde bir araya gelmiş olacağız” şeklinde konuştu.

“40 senedir hiç yüz yüze gelmedik”
40 sene sonra ilk defa bir araya geleceklerini ve kızlarının rüyasının gerçekleşeceğini söyleyen Gruda, konuşmasına şu şekilde devam etti,
“Hesap etmek zor. Yani herhalde 40 sene diyelim mi. 40 senedir hiç yüz yüze gelemedik evet. Olmadı. Kısmet olmadı. Çünkü dediğim gibi semtlerimiz ayrı, oynadığımız oyunlar ayrı, benim yaklaşımı ayrı, onun yaklaşımı ayrı. Ama herhalde birbirimize karşı iyi duygular vardır. Ne adamdı o demedi, ben de ne kadındı o demedim tabiyatıyla. O bakımdan güzel. Kırk sene sonra ilk defa bir araya geleceğiz ve kızımın bu hülyası gerçekleşmiş olacak. Şuanda bile ağlayabilirim. Neyse ağlamıyorum da duygulandım. Elvandan ötürü. Çok sevdiğim bir varlık. Bundan sonra inşallah bir araya geleceğiz demektir.”
 

 Burak Tekin - Yaşar Arda - Kadir Çetin 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Gaziantep Gaziantep’te esrarengiz patlama sesi korku ve paniğe neden oldu Gaziantep’in Nizip ilçesine bağlı Suriye sınır hattındaki kırsal mahallelerde şiddetli bir patlama sesi duyuldu. Bölgede yaşayan vatandaşları tedirgin eden patlama sesi ile ilgili geniş çaplı inceleme başlatılırken boş araziye havan mermisi düşmüş olabileceği ihtimali üzerinde durulduğu öğrenildi. Olay, Gaziantep’in Nizip ilçesine bağlı Suriye sınır hattındaki kırsal mahallelerde meydana geldi. İddiaya göre, özellikle bölgedeki kırsal Gökçeli Mahallesi’nde yaşayan vatandaşlar bir anda çok yüksek bir patlama sesi duydu. Duydukları sesle korku ve panik yaşayan vatandaşlar 112 Acil Çağrı Merkezi’ne ihbarda bulundu. İhbar üzerine sesin duyulduğu bölgelere jandarma ve sağlık ekipleri sevk edildi. Ölen ya da yaralanan kimsenin olmadığı olay sonrası patlama sesinin kaynağı ile ilgili geniş çaplı inceleme başlatıldı. Olayla ilgili çalışma yapan ekiplerin boş araziye havan mermisi düşmüş olabileceği ihtimali üzerinde durduğu öğrenildi. Korku ve panik yaşayan vatandaşlar o anları anlattı Yaşadıkları korku ve paniği anlatan Çapan Köse ve Adil Yılmaz isimli vatandaşlar, önce kısa süreli keskin bir ışık gördüklerini sonrasında ise şiddetli bir patlama sesiyle irkildiklerini söyledi. Vatandaşlar, Suriye’ye yakın olduklarını ve oradan bir şey düşme ihtimalinin akıllarına geldiğini de ifade etti. Konu ile ilgili geniş çaplı soruşturmanın sürdüğü bildirildi.
Ankara Gazeteci Hande Fırat’ın "Devriamber" sergisi Kültür Bakanlığı desteğiyle açıldı Gazeteci Hande Fırat’ın "Devriamber" isimli resim ve heykel sergisi Kültür ve Turizm Bakanlığının desteği ile Cumhuriyet Müzesi bünyesinde yer alan Sığınak Kültür Sanat’ta açıldı. Gazeteci Hande Fırat’ın “Devriamber” isimli sergisinin açılışı Ankara’da gerçekleştirildi. Sergiye, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Dışişleri Bakan Yardımcısı Yasin Ekrem Serim, Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Gökhan Yazgı, TBMM Milli Savunma Komisyonu Başkanı Hulusi Akar, eski TBMM Başkanı Binali Yıldırım, MHP Genel Başkan Yardımcısı İsmail Özdemir, İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Oktay Vural, Dışişleri Bakanı Başdanışmanı Nuh Yılmaz, AK Parti Genel Merkez Kadın Kolları Başkanı Ayşe Keşir, Yüksek Seçim Kurulu Başkanı Ahmet Yener, Demirören Holding Yönetim Kurulu Başkanı Yıldırım Demirören’in eşi Revna Demirören, Demirören Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Meltem Demirören Oktay ve çok sayıda davetli katıldı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise serginin açılışı için mesaj gönderdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın mesajını serginin açılışında gazeteci Hande Fırat okudu. Cumhurbaşkanı Erdoğan mesajında, "Basın ve sanat dünyamızın değerli temsilcileri, kıymetli misafirler, sizleri en kalbi duygularımla, muhabbetle selamlıyorum. Nazik davetiniz için teşekkür ediyorum. Basınımızın önemli isimlerinden Hürriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Sayın Hande Fırat’ın kendi ifadesiyle ’çınarlarını kaybedip kendileri çınara dönen kadınların hikayesini’ anlattığı resim ve heykel sergisinin başarılı geçmesini temenni ediyorum. Başarılı gazeteci kimliğinin yanı sıra, bu sergi vesilesiyle sanatçı yönünü de öğrenme fırsatı bulduğumuz Sayın Hande Fırat’ı tebrik ediyor, kendisine hem meslek hem de sanat hayatında muvaffakiyetler diliyorum. Sizlerin şahsında basın ve sanat camiamızın tüm mensuplarını, sergiye ilgi gösteren tüm sanatseverleri bir kez daha yürekten selamlıyorum” ifadelerine yer verildi. "Bu sergi annemle, kızıma ithaf ediliyor" Fırat, serginin açılışı için Kültür ve Turizm Bakanlığının tüm personeline ve sergiyi açarken kendisine destek olan arkadaşlarına teşekkür etti. Hande Fırat, "Bu sergi, babalarını kaybeden tüm kız çocukları, tüm erkek çocukları ama özellikle kız çocuklarına atfen yapılmıştır. Bu sergi annemle, kızıma ithaf ediliyor" dedi. Devrialem sergisinin farklı bir anlamı olduğunu belirten Bakan Ersoy, "Bir toplumun zenginliği, kültür ve sanatının derinliği ile ölçülüyor. Kültür ve sanat toplumda ne kadar yerleştiyse, toplumda ne kadar kabul gördüyse, o toplumda kültür ve sanat ne kadar iyi üretilebiliyorsa aslında toplum o derece zengin algılanıyor. O açıdan da biz Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak kültür ve sanatı her yönüyle desteklemeyi görev addediyoruz. Sadece sanat üretimi değil, vatandaşlarımızın kültür ve sanata rahat erişimi de çok çok önemli" şeklinde konuştu. Kültür Yolu Festivalleri ile vatandaşların kültür ve sanata rahat ve kolay erişmesini amaçladıklarını belirten Ersoy, "Vatandaşın sanata erişimi yeterli değil. O yüzden kültür ve sanat üretimini artırmak istiyoruz. Kültür sanatın toplumun sadece bir kesiminin ilgilendiği bir etkinlik olmasının dışına çıkmasını, toplumun her kesimlerinin eriştiği bir alan olması için çabalıyoruz. Bu sergide anlamlı bulduğumuz, toplumda bilinirliği yüksek, toplumda yer etmiş kişilerin kültür sanat üretimindeki katkıları, kültür ve sanat üretiminde pay sahibi olmaları aslında sanatın popülaritesini artırıyor" ifadelerini kullandı. Serginin anlamının önemli olduğunu belirten Bakan Ersoy, “Serginizin anlamı da çok önemli. Ben de babamı kaybettim ama sizin gibi genç yaşta kaybetmedim. Genç kızlarımızın 18 yaşına girmeden önce babalarını kaybetmesinin nasıl bir duygu olduğunu, nasıl omuzlara yük getirdiğini kısmen de olsa anlayabiliyorum” diye konuştu. Sergide, tuval üzerine çeşitli malzemeler kullanılarak yapılan tablo ve heykellerden oluşan 40 eser sergileniyor. Sergi 25 Mayıs’a kadar açık olacak.