GÜNDEM - 26 Ekim 2016 Çarşamba 10:37

Bu kadınlar attıklarını vuruyor!

A
A
A
Bu kadınlar attıklarını vuruyor!

Eskişehir’de Türkiye Atıcılık ve Avcılık Federasyonu öncülüğünde düzenlenen Cumhuriyet Kupası’na hazırlanan atıcılar, 28-30 Ekim tarihleri arasında turnuva için Konya’da olacak. Kadın atıcılar, ‘Ağlayacaksanız başlamayın’ diyen erkeklere cevaplarını aldıkları derecelerle veriyor.

Eski dönemlerde en iyi hedefi vurmak biçimdeki yapılan atıcılık sporu ilk olarak, 19’uncu yüzyılın ortalarında Kuzey Avrupa ülkelerinde ve İngiltere’de başladı. Maliyet bakımında masraflı olan bu silah kullanma sporu, Türkiye’ye ise Osmanlı Devleti’nin son yıllarında girdi. Eskişehir’de Gençlik Spor Genel Müdürlüğü Atış Poligonu’nda hazırlıklarını sürdüren atıcılık sporcuları, yetenekleriyle göz dolduruyor. Tepebaşı Gençlik ve Spor Kulübü, Merkez Avcılık Atıcılık İhtisas Kulübü, Yunus Emre Avcılık Atıcılık Kulübü sporcuları, kullandıkları tüfeklerle trap ve skeet dallarında saate yaklaşık 100 kilometre hızla havalanan plakları vuruyor. Ayrıca Türkiye Atıcılık ve Avcılık Federasyonu öncülüğünde 28-30 Ekim tarihleri arasında Konya’da düzenlenecek olan Cumhuriyet Kupasına turnuvasına hazırlanan sporcular, antrenmanlarına tam gaz devam ediyor.

Atıcılık sporuna gönül veren Eskişehir’in genç kadınları ise bu spora başlarken erkekler atıcıların, “Bu erkek sporu, ağlayacaksanız başlamayın” diye söylemesi üzerine cevaplarını, yurt içi ve yurt dışı turnuvalarında havalı tüfekleriyle veriyor.

Bu kadınlar attıklarını vuruyor!

“BU SPORA BAŞLAMAMDAKİ EN BÜYÜK AVANTAJIM BABAMIN AVCI OLMASI”

Atıcılık sporu ve yapılan faaliyetleri anlatan Tepebaşı Gençlik ve Spor Kulübü atıcılık sporcusu Elif Özkır, atıcılığın avcılıktan gelen bir spor olduğunu belirterek, “3 yıldır bu sporu yapıyorum. 2 yıldır lisanslı olarak yarışmalara katılıyorum. Aslında bu spora başlamamdaki en büyük avantajım babamın avcı olması. Babamın avcılığından kaynaklanan silahlara karşı olan merakımdan dolayı başladım. Şuan hepimiz Konya’daki son müsabakaya hazırlanıyoruz. Türkiye Avcılık ve Atıcılık Federasyonu tarafından düzenleniyor. Grup elemeyle başlıyoruz Mart ayında ve ondan sonra her 29 Ekim, 19 Mayıs gibi önemli günlerde, müsabakalar yapılmaya başlanır. Cuma günleri ilk başta herkes 2’şer seri resmi antrenman atarlar. Cumartesi günü genç bayanların 3 seri ve 1 finalden oluşan atışları vardır. Ondan sonra büyük erkekler, genç erkekler ve veteranlar 2 seri atarlar. Daha sonra onların final atışı Pazar gününe kalır” şeklinde konuştu.

“İLK BAŞLADIĞIMIZ ZAMAN, ‘BU ERKEK SPORU, AĞLAYACAKSANIZ BAŞLAMAYIN’ DİYE ÇOK FAZLA DUYDUK”

Özkır, atıcılık sporuna başlarken erkek sporcular tarafından söylenen sözlere de dikkat çekerek, “Atıcılık sporuna biz ilk başladığımız zaman, ‘Bu erkek sporu, ağlayacaksanız başlamayın!’ diye çok fazla duyduk ama erkeklerden çok şu anda bayanlarımızın yurt dışında dereceleri var. Bayanlarımız bu sporda erkeklerden daha hırslılar diyebilirim. Yapamayacaksın dendiği zaman haliyle hırslı oluyor bayanlarımız. Skeet genç bayan takımımız yurt dışında şampiyon oldu. Milli takımımızda dünya üçüncümüz ve dördüncümüz var. Kadınlar olarak toplasanız 20-25 kişiyiz, erkekler bakarsanız 300-400 kişi buna nazaran kadınların ulusal ve uluslararası dereceleri daha fazla” ifadelerini kullandı.

IŞIKTAN: “BİR ATICININ YETİŞMESİ İÇİN 20 BİN TL"

Merkez Avcılık Atıcılık İhtisas Kulübü sporcusu Ahmet Işıktan ise, 40 yıllık atıcılık serüveninden bahsederek, atıcılık sporunun maliyetinin yüksek olmasından dolayı genç sporcuların yetişmediğini belirtti.

Işıktan, “Çok küçük yaşlardan beri bu spora meraklıyım, yapmaya uğraşıyorum. Bozüyük’te oturuyorum ben. Eskişehirli değilim ama Eskişehir takımından katılıyorum. Buna merakımız da av her gün azalıyor, tüfek atma merakımız var onu da buralarda gidermeye uğraşıyoruz. Askerden önce başladım, aşağı yukarı yaş 67 ve 40 senedir atıyoruz. Zevk alıyorum bu işten, güzel, can yakmıyoruz. Burada plaklara atıyoruz, hoşumuza gidiyor. Yeni gençler gelmiyor, tabii biraz maliyeti yüksek. Bir atıcının yetişmesi için bugün iyi bir tüfek alacağım derse 20 bin liradan başlıyor. Bir kutu fişek 15 lira, onun için gençler yetişmiyor, olmuyor gelmiyorlar. Destek de olmayınca bu spor benim gibi yaşlılara kalıyor. Gençler alttan yetişmiyor işte. Ben Skeet atıyorum, daha önce Trap atıyordum, sonra Skeet bana daha zevkli geldi. Skeet’in özelliği her plağa tek fişek atılıyor, trap da bir plağa iki fişek atma şansınız var, Skeet de yok, 25 plağa 25 fişek atılıyor. 25 atış neticesinde kaç attıysanız skorunuz bu. Genç arkadaşlarımızın gelmesini illaki istiyoruz, torunlarımızın, çocuklarımızın ama çok az sayıda geliyor. O da işte buradaki bu maliyeti görünce vazgeçiyorlar. Bizim federasyonumuzda biraz daha bu işten gençlere faydalı olursa muhakkak ki bir şeyler olur” dedi.

Mustafa Kaplan
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Gaziantep Gaziantep’te esrarengiz patlama sesi korku ve paniğe neden oldu Gaziantep’in Nizip ilçesine bağlı Suriye sınır hattındaki kırsal mahallelerde şiddetli bir patlama sesi duyuldu. Bölgede yaşayan vatandaşları tedirgin eden patlama sesi ile ilgili geniş çaplı inceleme başlatılırken boş araziye havan mermisi düşmüş olabileceği ihtimali üzerinde durulduğu öğrenildi. Olay, Gaziantep’in Nizip ilçesine bağlı Suriye sınır hattındaki kırsal mahallelerde meydana geldi. İddiaya göre, özellikle bölgedeki kırsal Gökçeli Mahallesi’nde yaşayan vatandaşlar bir anda çok yüksek bir patlama sesi duydu. Duydukları sesle korku ve panik yaşayan vatandaşlar 112 Acil Çağrı Merkezi’ne ihbarda bulundu. İhbar üzerine sesin duyulduğu bölgelere jandarma ve sağlık ekipleri sevk edildi. Ölen ya da yaralanan kimsenin olmadığı olay sonrası patlama sesinin kaynağı ile ilgili geniş çaplı inceleme başlatıldı. Olayla ilgili çalışma yapan ekiplerin boş araziye havan mermisi düşmüş olabileceği ihtimali üzerinde durduğu öğrenildi. Korku ve panik yaşayan vatandaşlar o anları anlattı Yaşadıkları korku ve paniği anlatan Çapan Köse ve Adil Yılmaz isimli vatandaşlar, önce kısa süreli keskin bir ışık gördüklerini sonrasında ise şiddetli bir patlama sesiyle irkildiklerini söyledi. Vatandaşlar, Suriye’ye yakın olduklarını ve oradan bir şey düşme ihtimalinin akıllarına geldiğini de ifade etti. Konu ile ilgili geniş çaplı soruşturmanın sürdüğü bildirildi.
Ankara Gazeteci Hande Fırat’ın "Devriamber" sergisi Kültür Bakanlığı desteğiyle açıldı Gazeteci Hande Fırat’ın "Devriamber" isimli resim ve heykel sergisi Kültür ve Turizm Bakanlığının desteği ile Cumhuriyet Müzesi bünyesinde yer alan Sığınak Kültür Sanat’ta açıldı. Gazeteci Hande Fırat’ın “Devriamber” isimli sergisinin açılışı Ankara’da gerçekleştirildi. Sergiye, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Dışişleri Bakan Yardımcısı Yasin Ekrem Serim, Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Gökhan Yazgı, TBMM Milli Savunma Komisyonu Başkanı Hulusi Akar, eski TBMM Başkanı Binali Yıldırım, MHP Genel Başkan Yardımcısı İsmail Özdemir, İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Oktay Vural, Dışişleri Bakanı Başdanışmanı Nuh Yılmaz, AK Parti Genel Merkez Kadın Kolları Başkanı Ayşe Keşir, Yüksek Seçim Kurulu Başkanı Ahmet Yener, Demirören Holding Yönetim Kurulu Başkanı Yıldırım Demirören’in eşi Revna Demirören, Demirören Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Meltem Demirören Oktay ve çok sayıda davetli katıldı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise serginin açılışı için mesaj gönderdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın mesajını serginin açılışında gazeteci Hande Fırat okudu. Cumhurbaşkanı Erdoğan mesajında, "Basın ve sanat dünyamızın değerli temsilcileri, kıymetli misafirler, sizleri en kalbi duygularımla, muhabbetle selamlıyorum. Nazik davetiniz için teşekkür ediyorum. Basınımızın önemli isimlerinden Hürriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Sayın Hande Fırat’ın kendi ifadesiyle ’çınarlarını kaybedip kendileri çınara dönen kadınların hikayesini’ anlattığı resim ve heykel sergisinin başarılı geçmesini temenni ediyorum. Başarılı gazeteci kimliğinin yanı sıra, bu sergi vesilesiyle sanatçı yönünü de öğrenme fırsatı bulduğumuz Sayın Hande Fırat’ı tebrik ediyor, kendisine hem meslek hem de sanat hayatında muvaffakiyetler diliyorum. Sizlerin şahsında basın ve sanat camiamızın tüm mensuplarını, sergiye ilgi gösteren tüm sanatseverleri bir kez daha yürekten selamlıyorum” ifadelerine yer verildi. "Bu sergi annemle, kızıma ithaf ediliyor" Fırat, serginin açılışı için Kültür ve Turizm Bakanlığının tüm personeline ve sergiyi açarken kendisine destek olan arkadaşlarına teşekkür etti. Hande Fırat, "Bu sergi, babalarını kaybeden tüm kız çocukları, tüm erkek çocukları ama özellikle kız çocuklarına atfen yapılmıştır. Bu sergi annemle, kızıma ithaf ediliyor" dedi. Devrialem sergisinin farklı bir anlamı olduğunu belirten Bakan Ersoy, "Bir toplumun zenginliği, kültür ve sanatının derinliği ile ölçülüyor. Kültür ve sanat toplumda ne kadar yerleştiyse, toplumda ne kadar kabul gördüyse, o toplumda kültür ve sanat ne kadar iyi üretilebiliyorsa aslında toplum o derece zengin algılanıyor. O açıdan da biz Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak kültür ve sanatı her yönüyle desteklemeyi görev addediyoruz. Sadece sanat üretimi değil, vatandaşlarımızın kültür ve sanata rahat erişimi de çok çok önemli" şeklinde konuştu. Kültür Yolu Festivalleri ile vatandaşların kültür ve sanata rahat ve kolay erişmesini amaçladıklarını belirten Ersoy, "Vatandaşın sanata erişimi yeterli değil. O yüzden kültür ve sanat üretimini artırmak istiyoruz. Kültür sanatın toplumun sadece bir kesiminin ilgilendiği bir etkinlik olmasının dışına çıkmasını, toplumun her kesimlerinin eriştiği bir alan olması için çabalıyoruz. Bu sergide anlamlı bulduğumuz, toplumda bilinirliği yüksek, toplumda yer etmiş kişilerin kültür sanat üretimindeki katkıları, kültür ve sanat üretiminde pay sahibi olmaları aslında sanatın popülaritesini artırıyor" ifadelerini kullandı. Serginin anlamının önemli olduğunu belirten Bakan Ersoy, “Serginizin anlamı da çok önemli. Ben de babamı kaybettim ama sizin gibi genç yaşta kaybetmedim. Genç kızlarımızın 18 yaşına girmeden önce babalarını kaybetmesinin nasıl bir duygu olduğunu, nasıl omuzlara yük getirdiğini kısmen de olsa anlayabiliyorum” diye konuştu. Sergide, tuval üzerine çeşitli malzemeler kullanılarak yapılan tablo ve heykellerden oluşan 40 eser sergileniyor. Sergi 25 Mayıs’a kadar açık olacak.
Bayburt Bayburt’ta 4 kişinin yaralandığı trafik kazası güvenlik kamerasına yansıdı Bayburt’ta iki otomobilin çarpıştığı ve 4 kişinin yaralandığı trafik kazası, güvenlik kamerasına yansıdı. Kaza, Bayburt merkez Tuzcuzade Mahallesi, Sıla Kent Konutları önünde meydana geldi. Kazada ikisi sürücü olmak üzere toplam 4 kişi yaralandı. Camları, aynaları paramparça olan, kaput kısmı tamamen hurdaya dönen iki aracın karıştığı kaza ise etrafta bulunan iş yeri güvenlik kameralarına yansıdı. Bayburt merkez Köprülü Kavşak yönüne seyir halinde bulunan 69 AG 003 plakalı otomobil, şehir merkezi istikametine gelen 69 AS 030 plakalı otomobile dönüş yaptığı esnada çarptı. Çarpmanın etkisiyle yoldan çıkan otomobil etrafta marketin, evlerin bulunduğu yola devrildi. 69 AS 030 plakalı otomobil içerisinde bulunan 1’i sürücü 3 kişi, 69 AG 003 plakalı otomobildeki sürücü yaralandı. Market çalışanlarının ve etraftan geçen vatandaşların ihbarı üzerine olay yerine sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Devrilen otomobilde sıkışan bir kişi ve diğer 2 yaralı araçtan çıkarıldı, sağlık ekiplerince yaralılara ilk müdahaleleri olay yerinde yapıldı. Yaralılar ambulanslarla Bayburt Devlet Hastanesine tedavileri yapılmak üzere götürüldü. Hurdaya dönen otomobil, olay yerine çağrılan çekici yardımıyla yoldan kaldırıldı. İş yeri güvenlik kameraları tarafından saniye saniye kaydedilen görüntülerde, anayoldan gelen 69 AG 003 plakalı kırmızı aracın, hatalı dönüş yapan 69 AS 030 plakalı araca sert bir şekilde çarptığı görüldü.
Erzincan Erzincan’da tarım bölümü öğrencileri hem öğreniyor, hem üretiyor Erzincan’da meslek lisesi öğrencileri okulun bahçesindeki serada fide yetiştiriciliği yaparak hem öğreniyor hem de ekonomiye katkı sunuyor. Tarım bölümü öğrencileri, serada teorik eğitimlerini uygulama fırsatı buluyor. Erzincan İl Millî Eğitim Müdürlüğü’nün destekleri ile kurulan seralarda sebze fidesi üretim faaliyeti 2020 yılında başlayarak Tarım Alanı öğretmen ve öğrencileri tarafından kurulduğu yıl 30 bin sebze fidesi üretimi gerçekleştirildi. 2021 yılında Covid-19 nedeniyle uzaktan eğitim yapıldığı için, sebze ve aromatik bitki fidesi üretim faaliyetleri öğrencilerin okulda olmaması nedeniyle Tarım Alanı öğretmenleri tarafından yapıldı. Okul serasının üretim kapasitesi, pandemi olmasına rağmen, 2021 yılında iki katına çıkarılarak 60 bin adet fideye ulaştı. 2022 yılında ise mevcut serada tam kapasiteye ulaşılarak 90 bin sebze ve aromatik bitki fidesi üretildi. 2023 yılında da serada 95 bin fide üretimi yapıldı. Bu sene ise 110 bin fide üretimi yapıldı. Serada, domates, biber, hıyar, kabak, kavun, karpuz, lahana, patlıcan ve 3 cins aromatik bitki olarak reyhan, kekik, fesleğen üretimi olmak üzere toplamda 35 farklı tür fide üretimi yapılıyor. Üretimde yerelde halkın lezzet olarak en çok tercih ettiği ata tohumları kullanılmaya özen gösterilirken, ticari anlamda üretim yapmak isteyenler için yüksek verimli hibrit türlerin de üretimi gerçekleştiriliyor. Kullanılan tohumların genelde ata tohumu olması, üretilen fidelerin piyasa fiyatlarına nispeten en az yüzde 30 daha ucuz olması, hastalıklara dayanıklı olmaları, çeşitlerin doğru olarak verilmesi, ticari olarak üretim yapan üreticiler için ise yüksek verimli hibrit türlerin de olması gibi nedenlerden dolayı vatandaşlardan oldukça rağbet görüyor. Erzincan Gül Celal Toraman Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi 11. sınıf öğrencisi Tuba Bakartepe, “Biz derste gördüğümüz teorik işlemleri serada uygulayabiliyoruz. Serada fidelerimizi yetiştiriyoruz. İlaçlaması, gübrelemesi, sulaması hep bizim elimizden geçiyor. Organik gübreyle kendimizin yetiştirdiği fideleri halkımıza sunuyoruz.” dedi. Erzincan Gül Celal Toraman Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Müdür Başyardımcısı Abdullah Çiftçi’de, “Okulumuzun üretim üssü olan seramızdayız. Bu serada öğretmen ve öğrencilerimizle 100 binin üzerinde fide üretilmiş durumda. Kullanılan tohumların genelinin ata tohumu olması, üretilen fidelerin piyasa fiyatlarına nispeten en az yüzde 20 daha ucuz olması, hastalıklara dayanıklı olmaları, çeşitlerin doğru olarak verilmesi, ticari olarak üretim yapan üreticilerimiz için ise yüksek verimli hibrit türlerin de olması gibi nedenlerden dolayı halkımızın talebi fazla olmaktadır. Ayrıca üretilen fideler sosyal projeler dahilinde ihtiyaçlı ailelere ücretsiz olarak verilerek, öğrencilerimiz nezaretinde söz konusu ailelerin üretim faaliyeti yapmaları ve ailelerin geçimlerine katkı sağlamaları hedeflenmektedir." dedi.