MAGAZİN - 18 Şubat 2017 Cumartesi 09:48

Bülent Alkış: Rol model tavrına çok dikkat etmeli!

A
A
A
Bülent Alkış: Rol model tavrına çok dikkat etmeli!

Birçok dizi, sinema ve tiyatroda yer alan oyuncu Bülent Alkış, “Ünlü isimler, davranışlarına çok dikkat etmeli. Her şeyleriyle örnek olduklarını unutmamaları gerekir” dedi

Sevgilime Göz Kulak Ol oyununda kıvrak zekâlı Marcel’i canlandıran Bülent Alkış, rol aldığı tiyatro, sinema ve dizilerde başarılarıyla dikkat çekiyor. Çok yakında Kanal D ekranlarında “İsimsizler” dizisi ile karşımıza çıkacak olan Alkış’ı; ‘Filinta’, ‘Kırımlı’ ve ‘Çanakkale 1915’ filmlerinden tanıyoruz… Bir Osmanlı polisiyesi olan Filinta dizisinde padişah rolünde özel bir seyircisi oluşan Bülent Alkış ile Grand Pera Emek Sahnesi’nde Sevgilime Göz Kulak Ol oyununun galasından sonra samimi ve içten bir sohbet ettik. Oyundan, projelerinden ve özel hayatından konuştuk...

Sevgilime Göz Kulak Ol oyunundan ve karakterinizden bize biraz bahseder misiniz? Provalar nasıl geçti? Neler hissediyorsunuz?

 Haldun Dormen’in 1960’larda hayat verdiği ve daha sonrasında 3. defa yönettiği eserde, Marcel karakterini oynamak bana nasip oldu. Çok mutluyum. Çalışmalarımızı Haldun Hoca’nın ve ekibinin gözetiminde beraber gerçekleştirdik. Güzel, heyecanlı, yer yer tabii ki sıkıntıları ve zorlukları olan; sonuç olarak unutulmayacak anılarla dolu bir serüven geçirdik. Güzel de tepkiler aldık. Marcel izlenince tadı çıkacak bir karakter.

 Canlandırdığınız karakterle kendinizde örtüştürdüğünüz ortak noktanız var mı?

Kıvrak zekâsı… Bu konuda çok mütevazı olamayacağım. Çabuk plan yapıp iş bitirmeye yönelik bir kafam vardır. Tabii ki üçkâğıtla ilgili değil. Bazen, daha çabuk, daha pratiğe dökerek durumu kurtarmak gerekiyor. Zor şartlar altında kalmış eşe, dosta yardım etmek maksatlı durum idare ediliyor. Onlar da işin tatlı yanları. Yoksa hırsızlık, hainlik yönünde değil. Marcel de bu yönde tatlı bir adam.

 Hocaların hocası Haldun Bey ile çalışmak sizi hiç zorladı mı? Nasıl biri Haldun Hoca?

 Haldun Hoca, bir defa tiyatro konusunda usta bir insan. Tiyatro içerisindeki oyun biçimlerinin hepsinin ustası. Türkiye’deki son ustalardan... Artık Allah uzun ömür versin, yaşasın daha çok iş yapalım onunla. Onun kadar bu işi bilen yok. O yüzden böyle bir isimle çalışmak benim için gurur verici. Onun titizlendiği noktaları bazen siz neden acaba bunun üzerine bu kadar duruyor diyorsunuz. Daha sonra oynayınca sebebinin ne olduğunu anlıyorsunuz. Bazen biz gençliğin verdiği ateşle, telaşla, ‘ya bunu da böyle yapalım’ deyip es geçiyoruz fakat öyle değil, kıvamının ne olduğunu çok iyi biliyor. Bir gün önce söylediği her şeyi hatırlıyor. ‘Bunu burada yapmayacaktın, bak burada yapacaktın’ diyor. Senin hatırlamadığın, bilmediğin, unuttuğun o şeyleri tekrar hatırlatıyor. O yüzden her sözü ders. Büyük bir usta.

Bu ekibin en çok hangi yönünü sevdiniz?

Ekip bir defa işini son derece severek yapıyor. Birbirini tolere ediyor. Mesela ben bazı noktalarda huysuzlanıyorum, hemen tolere ediliyor. İşle ilgili ama kişisel değil. Hassas olduğum noktalar konusunda bazen arkadaşlarla aynı fikirde olmadığım şeyler oluyor. Herkes birbirini tolere ediyor ve iş yürüyor. Onlar da benim gayemin iş olduğunu bildikleri için hoş görüyor. Aile gibiyiz.

Sanat için nelerden vazgeçtiniz? Hangi fedakârlıkları yaptınız?

Büyük bir fedakârlığım olmadı. Türkiye’de sanat için daha çok kadınlar fedakârlık yapar. Ancak şundan vazgeçiyorsunuz; uykusuz kalıyorsunuz, çok yoruluyorsunuz, çok okumanız incelemeniz lazım, duruşunuzla, konuşmanızla, hareketlerinizle örnek alındığınızı unutmamanız gerekiyor. Adam eleştirinizde size kızarken, ‘dizide oynadın ya da tiyatroda oynadın, artist’ diyebiliyor. Sizin böyle bir hakkınız yok, yutmak zorundasınız. Sizi izliyor ve ‘sen çöp atarsan ben de atarım’ diyor; ‘sen hakaret edersen ben de ederim’ diyor... Sen göz önündesin ya. Bu konuda topluma örnek alınan insanların tavırlarına son derece dikkat etmesi lazım. Bizim işimizdeki fedakârlık yapılması nokta bu. Her şeyi ile örnek olduğunu unutmamak gerek.

Özel hayatınızda ve iş dünyasında katiyen buna katlamam dediğiniz şey nedir?

Katiyen diyemem çünkü biz affedebilmeliyiz, kabul edebilmeliyiz; o büyük bir şey. Sahneden bahsedecek olursam; eşyalarım, kıyafetlerim düzgün olmalı. Bütün aksesuarlarım yerinde ve tam olmalı. Kıyafetlerim yerinde asılmış eksiksiz olarak başlamalıyım. Şuyum neredeydi buyum neredeydi diye arayan bir adam değilim. Hoşlanmam bundan. Bu işi yaparken buraya gelmiş seyirci tam anlamıyla dozunda çıkmak istiyorum. Hassasım bu konuda.

Yeni projeleriniz var mı?

Kanal D’de ‘İsimsizler’ adlı Doğu’da bizim güvenliğimizi sağlayan Özel Harekât polislerinin hayatını anlattığımız bir iş yapıyoruz. Ben daha önce Filinta’yı çekmiştim. Es Yapım ve Barakuda Film ortak yapıyor. Polislerimizin, güvenlik görevlilerimizin, askerlerimizin hikâyesini anlatmaya çalışacağız. Tiyatro devam edecek. Gulyabani adında bir oyunum var. Kurusıkı oyunum var, ona 1 hafta kadar ara verdik. Sevgilime Göz Kulak Ol oyunumla birlikte hepsi devam edecek. Yoğun koşuşturmacalı. Filinta’da özel bir seyircim oluşmuştu. Onlarla da tekrar buluşucaz. Elimden geldiğince işimi doğru yapmaya çalışıyorum.

HİÇ ‘KEŞKE’ DEMİYORUM

Hayatınızda keşkeleriniz var mı?

Keşke konusu ile ilgili bir şey okumuştum. Keşke dememek lazım. Çünkü her şeyin bir diğeriyle bağlantılı geliştiğini zamanla görüyorsunuz. Siz görmek isteğinizi görüyorsunuz.Keşke o öyle olsa idi. Hayır böyle olması gerekiyormuş.O yüzden keşke güzel bir şey değil. 

Bülent Alkış: Rol model tavrına çok dikkat etmeli!

Kübra ŞAFAK / Türkiye Gazetesi

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Aksaray Aksaray’da nefes kesen polis-hırsız kovalamacası kamerada Aksaray’da inşaat malzemesi deposunu soyan hırsızlar ile polis arasındaki kovalamaca film sahnelerini aratmadı. Elektrikli motosikletle kaçan hırsızlar bir süre sonra motosikletin aküsünün bitmesiyle bu kez de yaya olarak kaçmaya başladı. Gecenin sessizliğini siren seslerine bıraktığı kovalamacada hırsız kardeşler yarım saat süren takip sonucu yakalanırken, nefes nefese kalan şüphelilerden biri yere yatırılıp ters kelepçe yapıldığı esnada polis memurlarına “Kalbim var” diyerek yardım istedi. Olay, gece yarısı Tacin Mahallesi’nde bulunan bir inşaat malzemesi deposunda yaşandı. Edinilen bilgiye göre, depodan oksijen bariyerli yerden ısıtma borusu çalan 2 hırsız, çaldıkları boru paketlerini beraberinde getirdikleri 3 tekerlekli elektrikli motosiklete yükledi. Hırsızlık esnasında çevrede bulunan bir vatandaş durumu fark ederek hemen 112 Acil Çağrı Merkezine ihbarında bulundu. İhbar üzerine olay yerine polis ekipleri sevk edildi. Kısa sürede belirtilen adrese intikal eden ekipler 2 şahsı depodan hırsızlık yaparken suçüstü kıstırdı. Polisleri görünce neye uğradıklarını şaşıran 2 hırsız deponun duvarından atlayarak bahçe dışındaki boruları yükledikleri elektrikli motosiklete binerek kaçmaya başladı. Şahısların kaçması üzerine polis ekipleri telsizden anons ederek diğer ekiplere kaçış istikameti hakkında bilgi verdi. Ekiplerin hırsızların peşine düşmesiyle gecenin sessizliği siren sesleriyle yankılandı. Polis ve hırsızlar arasında yaşanan kovalamaca ise film sahnelerini aratmadı. Bir süre elektrikli motosikletle kaçan hırsızlar kaçarken çaldıkları boruları da motosikletin kasasından aşağıya attı. Polis ekiplerinin bölgeyi abluka aldığı kovalamacada motosikletin aküsünün bitmesi üzerine hırsızlar bu kez de motosikleti bırakıp yaya olarak kaçmaya başladı. Taşpazar Mahallesi’nde ara sokaklara ve apartmanların bahçesine girerek izlerini kaybettirmeye çalışan S.Ç. (21) ve U.Ç. (34) isimli 2 kardeş çok geçmeden yakalandı. Yüzüstü yere yatırılarak ters kelepçe yapılan nefes nefese kalan hırsızlardan S.Ç. ekiplerin ters kelepçe taktığı esnada “Kalbim var” diyerek yardım istedi. Yüzüstü yatırılarak kelepçelenen 2 kardeş gözaltına alınarak polis aracına bindirildi. Şahıslar sorgulanmak üzere İl Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şubesine götürülürken çaldığı yaklaşık 150 bin TL değerindeki malzemeler sahibine teslim edildi. Olayla ilgili Aksaray Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından tahkikat başlatıldı.
Sakarya Para vermeyen annesini benzin dökerek yakan şahıs tutuklandı Sakarya’nın Akyazı ilçesinde para istediği annesinden ret cevabı aldıktan sonra benzin dökerek kendisini ve annesini ateşe veren şahıs tutuklanarak cezaevine gönderildi. Elleri sargıda adliyeye sevk edilen şahsın, kendisini görüntüleyerek soru yönelten gazeteciye, “Niye çekiyorsun ki bu kadar, ne yaptığımı sen nereden biliyorsun?” ifadeleri de dikkatlerden kaçmadı. Korkunç olay, 18 Nisan Perşembe günü Akyazı ilçesi Erdoğdu Mahallesi’nde meydana geldi. İddiaya göre, geçtiğimiz hafta annesi M.Y.’den (64) geçtiğimiz hafta bir miktar para alan ve tekrar isteyince ret cevabı ile karşılaşan Ö.Y. (42) öfkelendi. Ö.Y., maddi ve ailevi sorunları iddiası ile benzin dökerek annesi ve kendisini yaktı. Durumun haber verilmesi üzerine bölgeye jandarma ve sağlık ekipleri sevk edildi. İlk müdahalesi olay yerinde yapılan talihsiz kadın, ilk olarak Akyazı İlçe Devlet Hastanesi’ne buradan da Sakarya Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırıldı. Vücudunda 2 ve 3’üncü derece yanıklar oluşan ve hayati tehlikesi bulunan M.Y., buradaki müdahalelerinin ardından Kocaeli Şehir Hastanesi Yanık Ünitesi’ne sevk edildi. Elleri sargılı şekilde adliyeye sevk edilen şahıs tutuklandı Her iki elinde de yanıklar oluşan şüpheli Ö.Y. ise olaydan kısa bir süre sonra yakalanarak ilçe jandarma komutanlığına götürüldü. Şahıs, burada tamamlanan işlemlerinin ardından elleri sargılı bir şekilde adliyeye sevk edildi. Ö.Y.’nin kendisini görüntüleyerek soru yönelten gazeteciye, “Niye çekiyorsun ki bu kadar, ne yaptığımı sen nereden biliyorsun?” cevabını vermesi ve ‘Pişman mısınız?’ sorusunu ise yanıtsız bırakması dikkatlerden kaçmadı. Adliyeye sevk edilen Ö.Y., tutuklanarak cezaevine gönderilirken, hastanede tedavi gören M.Y.’nin hayati tehlikesinin devam ettiği öğrenildi.
İstanbul Freni tutmayan otomobil, 14 aracı biçti Ümraniye’de frenlerinin tutmaması sonucu kontrolden çıkan otomobil park halindeki 14 araca çarptı. Olay saat 21.45 sıralarında Ümraniye Armağanevler Mahallesi 23 Nisan Caddesi’nde meydana geldi. Frenleri tutmayan 34 DGK 750 plakalı Fiat marka ticari araç, seyir halindeyken Range Rover marka araca çarptı. Çarpışma sonucu lastiği fırlayan 34 DGK 750 plakalı hızını alamayıp 14 araca çarparak durabildi. Kazada şans eseri ölen yada yaralanan olmazken otomobillerde maddi hasar meydan geldi. Kazayı yapan sürücünün araçtan indikten sonra şok halinde olduğunu gören vatandaşların araması sonucu olay yerine sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Maddi hasar meydana gelen bazı araçlar çekici yardımıyla götürülürken, kaza sonrası cadde polis kontrolünde trafiğe açıldı. Öte yandan kaza sonrası sürücü ifade için karakola götürüldü. Kazayı gören Zafer Karagül, "Bu yol tehlikeli. Yukarıdan gelen araba geldiği zaman bu aşağıdan yukarı araba çıkamıyor. Bu yolu tek yola çevirdikleri zaman veyahut yan yolla açtıkları zaman sıkıntı biraz azalabilir. Birkaç defa çöp kamyonu viraj alamadığı için oraya yuvarlandı. Gene bu dört yol ağzında 3-4 kere kazalar oldu. ’Ne oldu?’ freni tutmayan araba vura vura aşağı indi. Allah’tan büyük bir kazaya engel oldu" dedi. Başka görgü tanığı Serdar Burak Eker, "Doblo sürücüsü var bizim yaşlarımızda 2 tane çocuk, çok hızlı geliyorlar. Yerler de ıslak olduğu için hakimiyetini kaybetmiş. Önde bir panelvan vardı, ona sürttü. Sonra otomobile çarptı. Sonra jeep kurtulayım derken ona ön sağ kafasından çarptı. Sonra park halindeki araçlara çarparak tır dorsesinin orada durdu. Zaten Doblo’nun tekeri orada kaldı, kıvılcımlar falan çıkıyordu. Çocuk büyük ihtimalle şoktan dolayı sarhoş zannedildi, linç ettiler çocuğu. Polis geldi kaldırdı, ifade vermeye götürdüler. Kaldırıma çıkan araçlar oldu baya büyük maddi hasarlı kaza ama can kaybı yok. Ben 20 yaşındayım çocuk da benim yaşlarımda bir şey ama şoktan dolayı konuşamıyordu. Öyle üzüldüm kendisine" ifadelerini kullandı.