POLİTİKA - 21 Kasım 2014 Cuma 18:07

Bülent Arınç: ’Türkiye terörün acılarını saracak'

A
A
A
Bülent Arınç: ’Türkiye terörün acılarını saracak'

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, çözüm sürecinde başarıya ulaşılması halinde Türkiye’nin kronik bir sorunundan kurtulacağını belirterek, 'Türkiye terörün acılarını saracak. Türkiye uçuşa geçecek. İnsanımız huzur bulacak' dedi.

Başbakan Yardımcısı Bülent Arıncı, Konya’da AK Parti Tanıtım Medya Günleri Toplantısı’na katılarak gündeme dair soruları cevapladı. Dedeman Otel’de gerçekleştirilen toplantıya Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, AK Parti Konya Milletvekilleri Mustafa Kabakcı, Ayşe Türkmenoğlu, Kerim Özkul, Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Akyürek, merkez ilçe belediye başkanları, AK Parti Konya İl Başkanı Ahmet Sorgun ve çok sayıda gazeteci katıldı.

Toplantıda sorulan çözüm süreciyle alakalı soru üzerine Bülent Arınç, konuşmaya başlayanların çözüm sürecinden başlamasına tepki göstererek, "Bu doğrusu hoş bir şey değil. Türkiye’nin başka sorunları da var. Ama çok önemli bir konu. Çözüm sürecinde başarıya ulaşılması halinde Türkiye kronik bir sorunundan kurtulmuş olacak. Türkiye terörün acılarını saracak. Türkiye uçuşa geçecek. İnsanımız huzur bulacak. Bu konuda o kadar çok kafa karışıklığı var ki, herkes ağzını açtığında yarısı yalan yarısı gerçek konuşmaya başlıyor. Bundan dolayı kafalar karışıyor. Şimdi üçüncü göz yani tepegöz gibi şeylerden bahsediliyor. Üçüncü göz lafını birisi atıyor ortaya, sonra onun üzerine bir takım şeyler bina ediliyor. Çözüm süreciyle ilgili olduğunu zannettiğiniz bir siyasetçi hiç haberimiz olmayan şeyler konuşmaya başlıyor. Bir başkası ondan aşağı kalmayarak başka şeyler söylüyor. Bakanlar kurulu artık her hafta yapılıyor. Bakanlar kurulundan sonra benim açıklamalarıma daha çok dikkat edin. Çünkü süreci her sorduklarında ben doğru, istikrarlı birbirini teyit eden şeyler söylüyorum. Benden sonra başkaları süreci sabote etmek düşüncesiyle veya kendilerin önemli bir insanmış gibi pazarlamak amacıyla farklı şeyler söylüyor. Bu sözlerimin gittiği farklı yerler var. Onlar kendilerini düşeni alacaklardır. Şimdi artık çok mükemmel. Çözüm süreciyle ilgili olarak son 2 aydır başbakanımız ve benim açıklamalarıma baktığınız zaman istikrarlı bir seyir göreceksiniz. Diğer paydaş HDP’de her kafadan bir ses çıkıyor. Kimin ne söylediği, ne düşündüğü, ne yaptığı, hangi konumda olduğu çok belli değil. Önceki günlerde birileri fazladan bir şeyler söylemişler. Bir bakıyorum televizyon programlarında bir masa var, masada kimin nerede oturacağı bile tayin edilmiş. O masa müzakere masası. Karşısında devlet görevlileri var. Beri tarafta Öcalan’ın yanında başkaları var. Böyle bir masayı biz konuşmadık. Masada kimin oturacağını da konuşmadık. Bir şeyler var ama o şeyler olgunlaşmadan, o adımın karşılığındaki adımları görmeden, biz platonik bir aşkın peşinde değiliz. Biz gerçekçiyiz. Dolayısıyla neyi nasıl yapacağımızı bilmesi gerekenler biliyor. Bilmesi gerekirken bilmeyenler veya bildiği halde tribünlere oynamak isteyenler farklı şeyler konuşuyorlar. Üçüncü göz, beşinci göz meselesi yok” dedi.

“ABDULLAH ÖCALAN İLE GÖRÜŞMEYE GİDECEK OLAN HEYETİN KİMLERDEN OLACAĞINA ADALET BAKANLIĞI KARAR VERECEK”

Abdullah Öcalan için sekretarya konusuna değinen Bülent Arınç, “Sekreterya dendiği zaman HDP’li milletvekilleri kendilerini sekreteryaya koydular. Ama böyle bir şey yok. Öcalan kendileriyle yapılan görüşmeler sırasında istikrarlı bir şekilde bu seyri takip etmek üzere kendisine yardımcı olmak amacıyla birkaç kişinin bulunmasını istemiş olabilir. Bence bu kabul edilebilir mantıklı bir talep. 14 seneden beri cezaevinde tek başına yaşayan, vereceği mesajların önemli hale gelmiş bir insanın ne zaman neyi söylediğini tespit etmek için bir kayda, bir sekreteryaya ihtiyacı olabilir. Ama biz hukuk devletiyiz. Hukuk devletinde bu ihtiyacın karşılanması Adalet Bakanlığımızın görevidir. Cezaevi yönetmeliğinin içerisinde ne varsa ona göre yapılacaktır. Yeni bir kanun çıkarmadığımıza göre bunlar cezaevinin kendi şartları içerisinde konuşulacaklar şeylerdir. Dışarıdan bir danışman ya da sekreteryanın gelmesi suretiyle değil. Yani bacak bacak üstüne atacak dizinde not tutacak sekreterlere Öcalan’ın ihtiyacı yok. Cezaevi şartları içerisinde ya oraya nakledilecek yeni hükümlülerden veya bir başkasından ya da cezaevinin kendi şartlarından bu temin edilebilir. Adalet Bakanlığımız bunu çalışıyorken, belki olabilecekken herkes kendisini sekreter gibi görmeye başladı. Bunlar çözüm sürecini geciktirmeye, baltalamaya yönelik kafa karıştırıcı şeylerdir. Bugüne kadar 2 ya da 3 milletvekili Adalet Bakanlığımızın izniyle gidebiliyor. Yine hukuk geçerli. Kardeşi her zaman gidebilir. Avukatı her zaman gidebilir. Ama üçüncü şahıslar milletvekili, gazeteci veya bir başkası ancak Adalet Bakanlığının izniyle gidebilir. Diyelim ki daha kalabalık bir heyet düşünüldü. Bu da makuldür. Bu da planlarımızın içerisinde vardır. Ama yok 30 kişi, 40 kişi, 15 kişi olacak, içinde Ahmet olacak da Fatma olmayacak… Bunlara siz değil biz karar veririz. Dolayısıyla gidilecek heyetin kimlerden olacağını Adalet Bakanlığı karar verecek. Biz yetkimizi kimseyle paylaşmayız. Bunu öncelikle bilsinler” şeklinde konuştu.

“ÜÇÜNCÜ GÖZ TÜRKİYE’NİN KENDİ İÇİNDEN OLACAK, KESİNLİKLE YABANCI BİR HEYET OLMAYACAK”

Üçün göz tartışmalarıyla ilgili olarak Arınç, “Bu tepegöz dediğimiz aslında gözlemci bir heyet gibi düşüneceğimiz, yani çekilme sırasında, Türkiye’yi terk etme sırasında, silahları bırakılması sırasında veya süreç üzerinde anlaşmaya varılır da adım adım gidildiği zamanda bu sözlere uyulup uyulmadığını denetleyebilecek bir sivil organizasyona ihtiyaç varsa bunlarda olacak. Kesinlikle yabancı bir ülke, kesinlikle yabancı bir misyon, kesinlikle yabancı bir heyet olmayacak. Türkiye’nin kendi içinden olacak. Çünkü bizim sürecimiz yerli bir süreçtir. Biz kendi modelimizi Türkiye içerisinde 2 seneden beri uygulamaya çalışıyoruz. Bu iddialı lafları edenlere şunu sormak lazım; ’Siz size düşen görevleri niçin hala yapmıyorsunuz?’ Tam eylemsizlik, hiçbir yol kesme olmayacak, hiçbir silahlı bir olay olmayacak, hiçbir patlayıcı bir olay olmayacak, ne Cizre’de, ne Silopi’de, ne Hakkari’de ne bir başka yerde Diyarbakır’da bir kimsenin burnu kanamayacak. Kanayacak olursa bunun sorumlusu sizsiniz. O zaman bizden tepegözü, şunu bunu kimse istemesin. Kamu düzeni farklı bir şey. Sonuna kadar bunun arkasındayız. Çözüm süreci buna bağlı olarak devam edecek. Herhangi bir aksama olursa çözüm sürecinde de gecikme olur. İnsanımızın can ve mal güvenliğini esas kabul ediyoruz. Özellikle 6-7 Ekim olaylarından sonra bu olayların planlayıcısı olanlar, henüz günahlarını itiraf etmediler. Hesaplarını da vermediler. Hala o olayların benzerlerini yapmaya kalkanlar çözüm süreci lafını ağzına almasınlar. ‘Hadi bakalım sokaklara çıkın’ diye bağırmak kolay. Arkasından ne yapalım duygusal kırılma yaşadılar ve bunları yaptılar. Her duygusal kırılma yaşayan 40 tane insan öldürseydi Türkiye’de adam kalmazdı. Kamu güvenliği ve kamu düzeni esastır. Vatandaşımızın tehdit altında olduğu bir şeyde başka hiçbir şey düşünmeyiz. Önce o ortadan kalkacak sonra çözüm süreci hükümetimiz tarafından götürülecek” diye konuştu.

“ÖZEL UÇAKLARLA UYUŞTURUCU TEŞHİSİ YAPILACAK"

Uyuşturucuyla mücadelenin çözüm süreciyle ilişkileriyle alakalı soru üzerine Arınç, “Uyuşturucuyla mücadele konusunda önümüzdeki şurada ayrıcalıklı bir bölüm olacak. Uyuşturucu ticareti, nakli, kenevirden başlayarak yetiştirilmesi, sentetik uyuşturucuların Türkiye üzerinden bir terminal ülke olmaktan çıkıp bir hedef ülke haline getirmesinin şüphesiz terörle çok yakın bağlantısı var. Terör örgütlerinin en büyük mali kaynakları uyuşturucudur. İster Afganistan üzerinden gelip Avrupa’ya giden uyuşturucu trafiği, isterse bizim bazı bölgelerimizde kenevirden üretilen, afyon, eroin ve benzerleri çok yüksek fiyatlarda çok büyük risklerle satılıp naklediliyor. Milyonları kazandıkları için maalesef terör örgütlerine mermi, tabanca olarak geri dönüyor. Son iki yıldır özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde jandarma ve polisin iştirakiyle büyük operasyonlar yapıldı. Yüzlerce dönüm tarlalarda kenevirden esrar ve uyuşturucu madde imal edilen yerlerin hepsi yakıldı. Şimdi özel uçaklar imal ediliyor. O uçaklarda bitki yapısının içerisindekileri tek tek teşhis edilecek bir yazılıma sahip. Bu konuda çok iddialıyız. Türkiye’de uyuşturucu imalini sıfırlamak hedefindeyiz. Bir kilo toz, bir otobüs zamanı geçti” ifadelerini kullandı.

“AFRİYA’YA ASKER AZ SAYIDA VE İKİ AYDA BİR GİDECEK NAKLİYE UÇAĞIYLA YAPILACAK”

Türkiye’den Orta Afrika ve Mali’ye gönderilecek askerle ilgili soru üzerine Arınç, "Türkiye bir devlettir, insan değildir. Robinson Crusoe gibi bir adada tek başına yaşamıyoruz. Keyfimize geldiği gibi hareket edemeyiz. Bazen BM kararıyla, bazen AB kararlarıyla, bazen de ikili anlaşmalarımız sebebiyle kriz bölgelerine polis veya asker gönderme mecburiyetindeyiz. Orta Afrika ve Mali’de BM ve AB harekete geçti. Oraya 700 civarında bir güç gönderildi. Türkiye’den de talep var. Türkiye az sayıda ve iki ayda bir gidecek nakliye uçağıyla bu işe katılacak” açıklamasında bulundu.

1 Aralık’ta Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Türkiye’ye yapacağı ziyaret üzerine sorulan soru üzerine Arınç, şunları söyledi:

“Putin 10 bakanıyla birlikte milyar dolarlık işlerle Türkiye’ye gelecek. Bu çok iyi bir şey. Bizim Rusya’ya 40-50 milyar dolarlık bir ticaretimiz var. Enerji konusunda Rusya’ya önemli anlaşmalar yaptık. Ekonomik ve ticari ilişkilerimiz çok güzel. Ancak siyasi ilişkilerimiz bakımından Suriye konusunda bir ayrılık içindeyiz. Sayın Cumhurbaşkanımız ve başbakanımız Suriye konusundaki tavrından dolayı Putin ile zaman zaman karşı karşıya geldiler. Çünkü geleneksel olarak Suriye’nin destekçisi. Suriye’de faydalı olan bir iş yapılamadı. 300 binden fazla insan hayatını kaybetti, 3-4 milyon insan ülkesinden ayrılmak zorunda kaldı. Bu IŞİD falan bundan sonra türedi. Bu kez gelişleri belki bu açıdan bir faydalı noktaya gidilebilir. Rusya’ya her görüşmelerde Suriye konusunu açıyoruz.”

"BAŞKA YER DE YAPILAN ŞEB-İ ARUS TÖRENLERİ ÇAKMA OLUR"

Şeb-i Arus törenlerinin başka illerde yapılmasıyla alakalı olarak yöneltilen bir soru üzerine Arınç, “Bunun aslı esası Konya’da. Kim başka yerde yaparsa çakma olur. Bunun merkezi burasıdır. Sema ayinlerinin bir düğünde, bir toplantıda, bir eğlence mekanında yapılması çok kötü ve yanlış. Son zamanlarda bu giderek arttı. Sema gösterisi birilerinin masasında meze olacak iş değil. Böyle bidat işin yeri yok” açıklamasını yaptı.

“AK-SARAY” AÇIKLAMASI

Cumhurbaşkanlığının yeni binası olan “Ak-Saray” ile ilgili soru üzerine Bülent Arınç, “Yapılan şey Türkiye Cumhuriyeti’nin kütüğünde olacak bundan sonraki Cumhurbaşkanlarının kullanacağı bir mekandır. Mahkeme kadıya mülk değil. Ekmek için Ekmeleddin İhsanoğlu ya da Selahattin Demirtaş Cumhurbaşkanı olsaydı onlar oturacaktı. Kimse kendisi için bir şey yaptırmıyor. Ancak bazı insanlar bunu eleştirebilir. Bunlara engel olmak mümkün değil. Ama alay ederek Ak Saray’a ’kaçak saray’ diyerek, Cumhurbaşkanımızı küçültmek doğru değildir. Mesela TOKİ’den pay ayrılmış denildi. TOKİ buna cevap verdi. TOKİ’den pay ayrılmış değil. Bir kuruş bile gitmedi. Ruhsatı yok, kaçak dediler. Bütçe görüşmelerinde ruhsatı elimdeydi mesela. Siz buna kaçak saray diyemezsiniz. Papa gelecek burada kalma diyorlar. Bunlar çok yanlış şeyler. Şahsa saygı duymuyorsanız makama saygı duymalısınız. Ben Ahmet Necdet Sezer ile onca yıl çalıştım, hiçbir şeyine evet diyemem ama saygıda kusur etmedim. Atatürk Çankaya’da oturmuştu o yüzden herkes burada oturmalı. Böyle şey mümkün değildir. Yolsuzluk, hırsızlık, israf var ise bunları konuşalım. Bunun dışında büyütülecek bir konu değil” dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Gaziantep Şahinbey’de 10 milyon fide dağıtımı başladı Şahinbey Belediyesi tarımsal üretimin ve verimin artırılması için verdiği destekleri sürdürerek 10 milyon adet domates, biber, patlıcan, salatalık, kavun ve karpuz fidesi dağıtımı gerçekleştirdi. Gaziantep’in Şahinbey ilçesinde, çiftçilere destek sağlamak amacıyla Kapacağız Mahallesi’nde fide dağıtımına başlandı. Şahinbey Belediyesi tarafından organize edilen bu etkinlikte, bölge çiftçilerine toplamda 10 milyon fide dağıtılacak. Programın ilk gününde, çiftçiler fideleri almak için büyük bir ilgi gösterdi. Dağıtımın birkaç gün süreceği ve tüm çiftçilere ulaşılması hedeflendiği açıklandı. “Çiftçimize en iyi tohumu, en iyi gübreyi temin ediyoruz” Çiftçilere verdiği desteği arttırarak devam ettireceğini söyleyen Başkan Tahmazoğlu, “7 yıldan beri aralıksız bir şekilde çiftçimizin ihtiyacı olan arpa, buğday, yem, gübre, arılı kovan desteği, zeytin fidanı, fıstık fidanı, canlı hayvan desteği, süt sağma makinası, meraların gübrelenmesi ve arazi yollarının yapılması gibi birçok destek de bulunduk. Çiftçimizde ekili alanlarımızı 4 kat arttırarak ve çifti sayımızı yüzde yüz arttırarak buna cevap verdi. Çiftçimiz kazanıyor. Çiftçimize en iyi tohumu, en iyi gübreyi temin ediyoruz. Şu ana kadar belediyemizin sağladığı destek 1 milyar liraya ulaşmış oldu. Bu çok önemli bir destek. Bu kadar destek veren Türkiye’de başka bir şehir yok. Şahinbey’in çiftçisi çok şanslı. Domates, biber, patlıcan, salatalık, kavun ve karpuz fidelerimiz çok kaliteli. Bölgemize uygun özel olarak ürettirdik. İnşallah bu üretimde sadece Gaziantep’in değil Güneydoğu Anadolu’nun desteğini karşılamış oluyoruz. Çiftçimiz bundan gerçekten büyük kazanç elde ediyor. Dağıttığımız ürünler en az 15 kat fazla destek olacak” dedi. “Aracıyı ortadan kaldırdığımız zaman hem çiftçi kazanacak hem de tüketici kazanacak” Yeni projesi ile ilgili konuşan Tahmazoğlu, “Üreticiyle tüketiciyi buluşturmak istiyoruz. Bu konuda bazı engeller var önümüzde ama biz onları da aşacağız. Ben şunu planlıyorum. Tarladan direk çiftçimizden alıp pazarda kendi pazarcılarımız aracılığıyla direkt tüketiciye satmayı planlıyoruz. Aracıyı ortadan kaldırdığımız zaman hem çiftçi kazanacak hem de tüketici kazanacak. Şu an bu proje üzerinde çalışıyoruz. Bizim şu anda koyun keçi birliğiyle yaptığımız şehirde birçok mağazamız var. Orada çiftçimizin sütünü, yoğurdunu, kaymağını direkt doğrudan alıp satışını yapıyoruz. Meyve sebzede inşallah bunu gerçekleştireceğiz” ifadelerini kullandı. “Fırat’ın suyunu Gaziantep’e getirmemiz şart” Fırat’ın suyunun Şahinbey’e getirme projesiyle ilgili bilgi veren Tahmazoğlu,“Fırat’ın suyuyla alakalı olarak kendime yakışanı yapıyorum. 2 gün önce Ankara’daydım. Bu konuyla ilgili bazı görüşmeler yaptım. Tarım bakanımızdan da randevu istedik. İnşallah vekillerimiz ve bakanlarımızla görüşmeleri yapıyoruz. Dünya kuraklığa doğru gidiyor. Bu kadar emek veriliyor. Yağış olmadığı zaman hepsi boşa gidiyor. Boşa gitmemesi için geleceğimiz için Fırat’ın suyunu Gaziantep’e getirmemiz şart. Ben buna inandığım için bunun arkasında durmaya devam edeceğim” diye konuştu.
İstanbul Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: “21’inci Yüzyıl Afrika ve Türkiye yüzyılı olacaktır” Türkiye-Tanzanya İş Forumu’nda konuşan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, “Tanzanya ile 2003 yılında yaklaşık 11 milyon dolar olan ikili ticaret hacmimiz, 2023 yılında 350 milyon dolar seviyesine yaklaşmıştır. Hedefimiz ise 1 milyar dolar olarak belirlendi. 21’inci Yüzyıl Afrika ve Türkiye yüzyılı olacaktır” dedi. Türkiye Tanzanya İş Forumu Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Ticaret Bakanı Ömer Bolat, Tanzanya Birleşik Cumhuriyeti Devlet Başkanı Samia Suluhu Hassan’ın katılımı ile gerçekleşti. Toplantıda Türkiye ve Tanzanya arasında yapılacak olan ticari ilişkiler hakkında açıklamalarda bulunan Yılmaz, “Afrika kıtası ile 2003 yılında 5,4 milyar dolar olan ticaret hacmimiz 2023 yılında 37 milyar dolara ulaşmıştır. Bu dönem zarfında ihracatımız 2,1 milyar dolardan 22 milyar dolara; ithalatımız ise 3,3 milyar dolardan 15 milyar dolara ulaşmıştır. Tanzanya’dan ülkemize Cumhurbaşkanı düzeyinde 14 yıl sonra yapılan bu ilk ziyaretin hayırlara vesile olmasını diliyorum. Tanzanya ile 2003 yılında yaklaşık 11 milyon dolar olan ikili ticaret hacmimiz, 2023 yılında 346 milyon dolar olarak gerçekleşmiştir” dedi. “21’inci Yüzyıl Afrika ve Türkiye yüzyılı olacaktır” Türkiye, Afrika kıtasının her alanda gelişmesine ve ilerlemesine katkıda bulunmaya devam ettiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, “Afrika kıtası ile 2003 yılında 5,4 milyar dolar olan ticaret hacmimiz 2023 yılında 37 milyar dolara ulaşmıştır. Bu dönem zarfında ihracatımız 2,1 milyar dolardan 22 milyar dolara; ithalatımız ise 3,3 milyar dolardan 15 milyar dolara ulaşmıştır. Tanzanya’dan ülkemize Cumhurbaşkanı düzeyinde 14 yıl sonra yapılan bu ilk ziyaretin hayırlara vesile olmasını diliyorum. Tanzanya ile 2003 yılında yaklaşık 11 milyon dolar olan ikili ticaret hacmimiz, 2023 yılında 346 milyon dolar olarak gerçekleşmiştir. Türk müteahhitleri günümüze kadar Tanzanya’da 6,4 milyar dolar değerinde 14 adet proje üstlenmiştir. İyileşen yatırım ortamı ve olası iş birliği fırsatları, Türk firmalarının Tanzanya’ya olan ilgisini artırmaktadır. Ticaret hacmimizi ilk etapta 1 milyar dolar seviyesine çıkarmayı hedefliyoruz. 21’inci Yüzyıl Afrika ve Türkiye yüzyılı olacaktır. Yaşlanmadan zenginleşmek lazım. Bazı kıtaların bazı ülkelerin Avrupa gibi yaşlandığını görüyoruz. Yaşlanmadan zenginleşmek lazım. Bunu da Afrika’nın başaracağına inanıyorum. Tanzanya ekonomisi geçen yıl yüzde 6 büyüdü. Türkiye olarak biz de geçen yıl yüzde 4,5 büyüdük. Dünya ise 3 büyüdü” şeklinde konuştu. “Türkiye-Tanzanya ikili ticari, ilişkilerinde ulaşılan rakamların aşılacağına inanıyorum” Ülkemiz firmalarının Tanzanya’da üstlendiği büyük çaplı projelerin gelecek vadetmekte ve örnek olmakta olduğunu belirten Yılmaz, “Özellikle Türk inşaat sektörü açısından özellikle konut, alışveriş merkezleri, kongre ve konferans merkezleri ile yol ve köprü inşasına yönelik iş imkânları olduğunu biliyoruz. Bu doğrultuda iş insanlarının aralarında kuracakları yeni bağlantılar önemlidir. Dün Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın ifade ettikleri gibi; Türkiye-Tanzanya ticari ilişkilerinde potansiyelimizi tam olarak kullanmanın zamanı artık gelmiştir. Bu potansiyeli en iyi şekilde değerlendirerek, Türkiye-Tanzanya ikili ticari, ekonomik ve yatırım ilişkilerinde bugün ulaşılan rakamları önümüzdeki dönemde çok rahat bir şekilde aşacağınıza inanıyorum. Bu değerli iş forumu vesilesiyle Türk yatırımcıları Tanzanya’da yatırım yapmaya teşvik ediyorum” dedi. Toplantıya, Tanzanya Endüstri ve Ticaret Bakanı Dr. Ashatu K. Kijaji, Büyükelçi Mehmet Güllüoğlu ve Iddi Seif Bakari, Ticaret Bakan Yardımcı Mustafa Tuzcu, DEİK/Türkiye-Tanzanya İş Konseyi Başkanı Erdem Arıoğlu, Tanzanya Özel Sektör Kurumu Başkanı Angelina Ngalula ve iş dünyasının temsilcilerinin katıldı.
Muş Muşlu çiftçilere 100 ton korunga tohumu dağıtıldı Muş Tarım ve Orman Müdürlüğü tarafından başlatılan "Mera Islah ve Amenajman Projesi" çerçevesinde 150 çiftçiye yüzde 100 hibe desteğiyle 100 ton korunga tohumu dağıtıldı. “Mera Islah ve Amenajman Projesi" ile Muş’un tarım ve hayvancılık potansiyelinin artırılması ve mera alanlarının verimliliğinin yükseltilmesi hedefleniyor. Muş Şeker Üretim Fabrikası bahçesinde düzenlenen programa katılan Muş Valisi Avni Çakır, çiftçilere 100 ton korunga tohumu dağıtıklarını belirterek, "Muşluların atadan gelen en büyük mirasımız, tarımda ve hayvancılıkta başarılı olmamızdır. Tek eksiğimiz bu konuda biraz daha bilimsel çalışmalara, öğretilere dikkat edeceğiz. Gençlerimizi özellikle bu alanda teşvik edeceğiz. Çiftçiliğin ve hayvancığın dünyada en gurur duyulacak mesleklerden bir tanesi olduğunu, insanın rızkını kazandığı her mesleğin ne kadar kutsal olduğunu bir şekilde gençlerimize öğreteceğiz. Bugün yaklaşık 100 ton korunga tohumu dağıtacağız. Seneye inşallah bunu daha da arttıracağız. Bu anlamda çayır ve meralarımızın üzerindeki yükü de almamız lazım. Tarlamızda ve bahçelerimizde de bu yem bitkilerinden yetiştirerek çayır ve meralarımızı daha ekonomik, daha verimli bir şekilde kullanılmasına katkı sağlayacağız" dedi. Tarım ve Orman İl Müdürü Mehmet Gün ise ilde bitkisel ve hayvansal üretim konusunda kapasitenin yüksek olduğunu ifade ederek, "357 bin hektarlık arazimiz var. Muş’ta yıllarca gelen hem yanlış otlatma hem de bakım yapılmamasından dolayı hayvancılığımızın da kaba yem ihtiyacı ortaya çıkmaktadır. İlimize baktığımızda da özellikle son verilenlere göre 235 bin büyükbaş hayvan, 1 milyon 35 bin de küçükbaş hayvana sahibiz. Küçükbaşta 13. sıradayız, büyükbaşta ise 20. sıradayız. Yazın göçerlerde bölgemize geldiğinde hayvan varlığı iki milyona kadar çıkmakta. Meralar geleceğimizdir. Bu meralarımızın muhafazası ve bunların korunması da bize emanet. Bu meraları korumak ve yem ihtiyaçlarını karşılamak için bu projeleri geliştiriyoruz. Bu projenin özellikle ilimize ve ülke meramıza bereket getirmesini diliyorum" şeklinde konuştu. Programa, Muş Valisi Yardımcısı Tahir Yılmaz, Muş Şeker Üretim Sanayi A.Ş. Genel Müdürü Turgut Kızılkaya, kurum amirleri, şube müdürleri ve çiftçiler katıldı.
Diyarbakır Diyarbakır’da teknoloji semineri düzenlendi Diyarbakır’da birçok paydaşın bir araya gelmesiyle “Netex’le Gelenekten Geleceğe Semineri” düzenlendi. Med haberleşme yazılım, Diyarbakır Bilişim Derneği, İndex group, TOBB TYM İş Gücü Komite Üyesi ve Endüstriyel Girişim Platformu Başkanı Zülal Koç, Dicle Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo Televizyon ve Sinema Bölüm Başkanı, Sinema Araştırmacıları Kültür ve Sanat Derneği Başkanı ile Endüstriyel Girişim Platformu Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Zuhal Akmeşe Demir’in başkanlık yaptığı ve birçok paydaşın katılımıyla dün, bir otelde düzenlenen “Netex’le Gelenekten Geleceğe Semineri” düzenlendi. İki oturumda gerçekleşen etkinliğin ilk oturumu bölgede teknoloji alanında faaliyet gösteren bayilerle birlikte kapalı oturum şeklinde gerçekleştirildi. Kayıt ve öğle yemeğinin ardından son kullanıcılarla gerçekleştirilen oturumda sunumlar yapıldı. Doç. Dr. Zuhal Akmeşe Demir, etkinliğin gerçekleşme sürecinin mimarı Zülal Koç ve Diyarbakır Bilişim Derneği Başkanı Halim Akın’a teşekkür ederek, “Üç derneğinde iletişim ve teknoloji konusunda çok güzel projeler için çalışmalarını sürdürüyor. Önümüzdeki dönemde dijital kampüs kapsamında bu ve benzer etkinlikler yapacağız. Özellikle teknoloji ve iletişim konularında ciddi çalışmaları oluyor. Bu güzel organizasyon için tüm firma ve katılımcılara teşekkür ederim” dedi. Zülal Koç ise veri korumanın geleceğin güvencesi olduğunu belirterek kuruluşunda ve yönetiminde aktif olarak yer aldığı üç dernekle birlikte birçok güzel işe imza atacaklarını, tüm katılımcılara teşekkür ettiğini kaydetti.