EKONOMİ - 10 Haziran 2018 Pazar 13:16

Bursa yerli ve Milli teknolojilere kilitlendi

A
A
A
Bursa yerli ve Milli teknolojilere kilitlendi

Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO) Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Burkay, Türkiye’nin tüm zorluklara ve engellere rağmen dünyanın en hızlı büyüyen ekonomileri arasında yer almaya devam ettiğini belirterek, “Yerli ve milli üretimde kabiliyetimizi ne kadar artırırsak, ülkemizin dışa bağımlılığı da o denli azalmaya devam edecek. Kentimiz, bu süreçte kilit rol oynuyor. Türkiye’de yürütülen birçok yerli ve milli projede Bursalı firmalarımızın imzası var” dedi.

BTSO Başkanı İbrahim Burkay, uluslararası çevrelerin ve ülkelerin gıpta ederek baktığı Türkiye’nin siyasi istikrarı ve ekonomik kazanımlarıyla, kendi kaderini tayin etme gücünü elde etmeyi başardığını ifade etti. Katma değerli üretimi, ihracatı ve istihdamı destekleyici kanun ve reformların hayata geçirilmesinin beklendiği bir dönemde döviz kurlarında aşırı bir dalgalanma yaşandığını kaydeden Burkay, “Bu zorlu süreçte istikrarı önceliklendiren akılcı politikalar ve doğru zamanda alınan önlemler büyük önem taşıyor. Bu kapsamda Merkez Bankası’nın dövize müdahalesini yerinde buluyoruz” diye konuştu. 

“Türkiye’ye güvenen kaybetmedi” 

BTSO Başkanı Burkay, Türkiye’nin son 15 yıllık süreçte ekonomi tarihinin en büyük atılımlarını gerçekleştirdiğini söyledi. Bu süreçte Türkiye’nin her yıl ortalama yüzde 6’lık bir büyüme performansı sergilediğini ve ihracatının da 35 milyar dolardan 160 milyar dolar seviyelerine geldiğini dile getiren Burkay, “Türkiye’ye yatırım yapan orta ve uzun vadede mutlaka kazanmıştır. Türkiye’ye ve Bursa’mıza güvenen yatırımcılar bundan sonra da kazanmaya devam edecektir. Bizler hedeflerimiz doğrultusunda üretmeye, yeni istihdam alanları oluşturmaya ve ihracat yapmaya devam edeceğiz” ifadelerini kullandı. 

Başkan İbrahim Burkay, 24 Haziran’daki ‘Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekili Genel Seçimi’nin Türkiye’nin demokratik gelişimi ve ekonomik kalkınması için dönüm noktası olacağını söyledi. Milli iradenin yönetime daha çok yansıdığı, bürokratik süreçlerin en aza indirgendiği yeni sistemin hayata geçeceğini ifade eden Burkay, “Demokrasi tarihimiz açısından yeni bir milat niteliği taşıyan 24 Haziran’da oluşacak yeni hükümet sistemiyle ulusal kalkınma hedeflerimize dönük hamleler daha da ivme kazanacak. Ülkemiz, 2023, 2053 ve 2071 için belirlediğimiz hedeflere çok daha hızlı ulaşacaktır. Siyasi istikrarın güçlenmesi daha güçlü bir ekonomiyi de ortaya çıkaracaktır. Yeni yatırımlarla birlikte üretimden ihracata, sanayiden istihdama kadar her alanda güçlü bir Türkiye’nin ortaya çıkacağına inanıyoruz.” ifadelerini kullandı. 

Yeni dönemde gündemin ilk sırasında yine ekonominin oluşturacağını kaydeden Burkay, “Devletimiz son dönemde birçok sektörde sanayiciyi destekleyen kanun ve reformları hayata geçirdi. İş dünyamızda heyecan oluşturan bu reformların yeni dönemde hayata geçirilmesini ve ülkemizin sürdürülebilir büyüme yolculuğunu desteklemesini bekliyoruz. Bu yeni dönemde beklentilerimiz, atılan bu reform adımlarının daha hızlandırılmasıdır. Güçlü ekonomi Güçlü Türkiye hedefleri doğrultusunda Bursa iş dünyası olarak bizler de katkımızı sürdüreceğiz.” dedi. 

“Yerli teknolojilerde çağ atladık” 

Türkiye’nin ve Bursa’nın ülkesine güvenerek üretim ve istihdamdan vazgeçmeyen müteşebbislerin çabalarıyla ‘Yerli ve milli teknolojilerde’ önemli bir çağ atladığını kaydeden Burkay, savunma sanayinde 2000’li yıllarda yüzde 20 seviyelerinde olan yerlilik oranlarının bugün yüzde 70 seviyelerine kadar yükseldiğine işaret etti. Savunma sanayindeki yatırımlar sayesinde modern ekipmanlarla donatılan Türk Silahlı Kuvvetleri’nin hava, kara ve denizde her türlü ihtiyacını karşılayan bir kapasiteye ulaştığını dile getiren Burkay, “Yerli ve milli üretimden asla vazgeçemeyiz. Ülkemizin bu konuda önemli bir potansiyeli var. Yerli üretim kabiliyetimizi ne kadar artırırsak, ülkemizin dışa bağımlılığı da o denli azalacaktır” şeklinde konuştu. 

Ortak aklın gücünü harekete geçiren ve farklı sektörler arasındaki sinerjiyi yakalayanların rekabetteki liderliği elinde tuttuğunu ifade eden Başkan Burkay, “55 yıl önce Türkiye’yi organize sanayi bölgesi yapılanması ile tanıştıran BTSO, bugün de TEKNOSAB ile Bursa’mızı ve ülkemizi yeni bir vizyona kavuşturdu. Yıl sonuna kadar ilk fabrika inşaatlarına başlamayı planladığımız TEKNOSAB, toplamda 25 milyar TL’lik yatırımla hayata geçiyor. Modern altyapısı ve çevreci özellikleri ile birlikte, önemli lojistik avantajları olan, Ar-Ge ve teknoloji merkezleri ile üniversitesinin de bulunduğu TEKNOSAB, ülkemizin 2023 ihracat hedeflerine 40 milyar dolar katkı sağlayacak bir potansiyel taşıyor” açıklamalarında bulundu. 

“Bursa ciddi bir potansiyel taşıyor” 

Bursa’nın yerli üretim noktasında ciddi bir potansiyel taşıdığını kaydeden Başkan Burkay, “Bursa, yerli metrobüs, uçak, tramvay, 3D yazıcı, asfalt plenti, lazer çip, rezonatör gibi stratejik alanlarda önemli bir üretim yeteneğine sahip. BTSO liderliğinde kümelenen yaklaşık 600 firmamız, ülkemizin havacılık ve savunma teknolojileri alanında artık daha aktif olarak yer alıyor. Gururla ifade etmek istiyorum ki ülke ekonomimizin dinamosu olan Bursa, Oda’mızın liderliğinde yürütülen projelerle ülkemizin yerli ve milli üretim hedeflerine katkısını her geçen gün daha da artırmaktadır. TEKNOSAB’ın yanı sıra KOBİ’lerimiz için başlattığımız KOBİ OSB projemiz de firmalarımızın üretim ve ticaret zinciriyle verimlilik artışlarına katkılar sunacak. BUTEKOM ve Model Fabrika gibi projelerle kentimizin ve ülkemizin ileri teknoloji üretimine daha da yüksek düzeyde katkı sağlamayı amaçlıyoruz.” ifadelerini kullandı. 

Bursa’nın 14 milyar dolara yakın ihracat performansı ile ikinci büyük ihracatçı kenti kimliğine sahip olduğunu ifade eden Başkan Burkay, BTSO’nun ortaya koyduğu 40’a yakın makro proje ile kent ekonomisine motivasyon kaynağı olduğunu kaydetti. Başkan Burkay, “Oda’mızın projelerinin da katkılarıyla Bursa, Türkiye ekonomisi içindeki payını hızla yükseltiyor.” şeklinde konuştu. 

5 yılda 920 yeni ihracatçı 

BTSO’nun birçok oda ve borsaya model olan Ticari Safari, Ur-Ge ve Küresel Fuar Acentesi projeleriyle firmaların ihracatçı kimliğini güçlendirdiğini kaydeden Burkay, şöyle konuştu: “Ülkemizin ihracata dayalı kalkınma hedefleri doğrultusunda gerçekleştirdiğimiz Küresel Fuar Acentesi Projemiz ile 5 yılda 150 uluslararası fuar ve iş gezisi organizasyonu düzenledik. Bu fuarlara birçoğu yeni pasaport çıkaran yaklaşık 5 bin 500 üyemizi taşıdık. Ticari Safari ile 80’i aşkın ülkeden yaklaşık 16 binden fazla kişiye ulaşan alım heyetlerini ağırladık. Ur-Ge ve kümelenme projelerimiz kapsamında da yaklaşık 600 firmamız uluslararası alanda her geçen gün daha da güçlü hale geliyor. Bu çalışmaların da katkısıyla kentimiz, son 5 yılda 920 yeni ihracatçı kazandı. Bursa, üreten Türkiye’nin parlayan yıldızı olmaya bundan sonra da devam edecek.”  

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Çanakkale Çanakkale Kara Savaşları’nın 109. yıl dönümü etkinlikleri Şehitler Abidesi’nde törenle başladı Çanakkale Kara Savaşları’nın 109’uncu yıl dönümü anma etkinlikleri, Şehitler Abidesi’nde düzenlenen törenle başladı. Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Gökhan Yazgı’nın, Atatürk rölyefine çelenk sunmasıyla başlayan tören; saygı duruşunda bulunulması, saygı atışı ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla devam etti. Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanı İsmail Kaşdemir törende yaptığı konuşmada, "Çanakkale Tarihi Alan Başkanlığımızca düzenlenen, Çanakkale Kara Muharebelerinin 109. yıl dönümü törenlerine hoş geldiniz. Öncelikle Türk milletine bu toprakları vatan yapanları hayırla yâd ediyorum. Milletimizin tarih yolculuğunda bu uğurda emek verenlerin, can fedâ edenlerin aziz ruhları şâd olsun. Çanakkale şanlı müdafaasının tüm kahramanlarına bin selam olsun. En başta, Çanakkale mahşerinin muzaffer komutanlarından, Anafartalar Kahramanı ve Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk, silah arkadaşlarının ve kahraman Mehmetçiklerimizin ruhları şâd olsun. O büyük insanları rahmet, minnet ve şükran duygularımızla anıyoruz. 109 yıl önce bu topraklara gelip savaşan, hayatını kaybeden ve şimdi bu toprakların evlatları olan ve Mehmetçiklerimizle koyun koyuna huzur içinde yatan İtilaf Devletleri askerlerini de saygıyla hatırlıyorum. Şimdi barış, huzur ve güven diyarı olan bu müstesna topraklarda huzur içinde uyusunlar. Hepimiz için çok önemli olan bu törenleri yaptığımız Çanakkale Tarihi Alanı, büyük Türk milletinin tarih yolculuğundaki en önemli merhalelerinden olan, şanlı Çanakkale savunmasının yaşandığı müstesna bir yerdir. 109 yıl önce Türk milletinin her bir ferdi koşarak, buradaki yangını söndürmeye geldiği gibi, şimdi de her millet evladı koşarak buraya gelmekte, ecdadını anmakta ve Çanakkale ruhunu teneffüs etmektedir. 109 yıl önce nasıl vatan bellediğimiz toprakların her köşesinde yaşayanların kalbi Çanakkale için atmaktaysa, bugün de her bir millet ferdinin hatta şu anki sınırlarımızın dışında yaşayan akraba ve dostlarımızın kalbi Çanakkale denilince bir başka çarpmaya başlamaktadır. Çünkü Çanakkale ortak bir değerdir, ortak bir paydadır. Dünyayı verseler de cennet vatanını vermeyenlerin ruhu olan Çanakkale ruhu, yüksek karakterli insanların sahip olduğu bir şuurdur. Bu müstesna topraklar, toprağın kara bağrında sıradağlar gibi duran aslanların kefensiz yattığı topraklardır. Vatanına, milletine ve kutsal değerlerine kötü niyetli saldıranlara karşı, seller gibi ileri atılıp, göğsünden vurulup, bir gül bahçesine girer gibi, kara toprağa girenlerin ebedi istirahatgahıdır bu topraklar. O yüzden, biz bu topraklara basmaya kıyamayız. Bu toprakları gözümüz gibi koruruz. Çanakkale Tarihi Alanı’nın, Türk milleti için çok müstesna bir vatan toprağı olduğu kadar, dünyada birçok ülke ve millet için de ayrı bir değer ve öneme sahip olduğunu biliyoruz. Bu nedenle bu müstesna toprakları, Çanakkale Tarihi Alanı, dünyanın en iyi korunmuş savaş alanı ve dünyanın en büyük açık hava müzesi yapmaya kararlıyız. Çok yakın bir zamanda Tarihi Alan, ülkemizin hatta dünyanın en önemli buluşma noktalarından birisi olacaktır. Gün gelecek bu huzur diyarı toprakları ziyaret etmeyen Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı kalmayacak, milyonlarca yabancı ziyaretçimiz bu alanı ziyaret edecekler ve tarihin içinde adeta bir zaman tüneli içinde yolculuk yapacaklardır. O yüzden biz Tarihi Alan Başkanlığı olarak Türk milletinin tüm evlatlarını Çanakkale’ye davet ediyor, yabancı misafirlerimizi daha büyük kalabalıklarla burada görmek istiyoruz. Bu toprakların hür havasını bizim teneffüs etmemize vesile olan, Çanakkale Boğazı’nın özgürce ve gururla akmasını sağlayan, 109 yıl önce memleketin kararan ufuklarında şafağı söktüren, milletçe silkinip adeta küllerimizden yeniden doğmamıza sebep olan kahraman şehit ve gazilerimizin ruhları şâd olsun. Allah onlardan razı olsun. Çanakkale’yi geçilmez yapanları, bu mübarek vatan topraklarını kurtaranları, Cumhuriyetimizi kuranları rahmetle anıyoruz. Büyük Atatürk’ü, kahraman arkadaşlarını, aziz şehit ve gazilerimizi saygı ve şükranla anıyoruz. Onları asla unutmadık, unutmayacağız ve unutturmayacağız" dedi. Törende konuşan Fransa Uluslararası İlişkiler ve Strateji Genel Müdür Yardımcısı Koramiral Christophe Lucas ise, "Çanakkale Savaşları’nı andığımız böylesi bir günde, çoğu çok genç yaşta üzerinde bulunduğumuz bu yarımadada hayatlarını feda eden cesur askerleri anmak üzere Türkiye gök kubbesi altında sizlerle birlikte bulunmaktan onur duyuyorum. Bundan 109 yıl önce Birleşik Krallık, İrlanda, Avustralya, Yeni Zelanda ve Fransa’dan gelen on binlerce İtilaf Devletleri askerleri vatan hizmetlerini yerine getirmek üzere ortak tarihimizin en trajik perdelerinden birinin oynandığı bu topraklara gelmişlerdir. Dokuz ay boyunca bugün izlerini halen görebildiğimiz çıkmaz siperlerde ateşlere maruz kalmış, yalnızca savaşın gazabına karşı değil, sıcaklık, susuzluk, açlık ve hastalıklara karşı cesurca mücadele etmişlerdir. Bilanço her iki taraf için de ağır olmuş kayıtları ölçmek imkansızdı. İtilaf Devletleri en az 60 bin kayıp vermiş bunlara 125 bin yaralı ve hastalık sonucu ölen 100 bin kişi eklenmiştir. Ne kayıpların miktarı, ne de savaşın şiddeti burada mücadele eden erlerin gösterdikleri yiğitliği eksiltmemiştir. Cesaretleri ve fedakarlıkları asla unutulmayacaktır. Bugün burada Türkiye ve eski Osmanlı İmparatorluğu, Birleşik Krallık ve İrlanda, Avustralya, Yeni Zelanda, İngiliz Milletler Topluluğu, Fransa ve deniz aşırı topraklarından gelen bu hiddetli savaşta mücadele eden hayatını kaybeden ve yaralanan askerleri anıyoruz" diye konuştu. Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Gökhan Yazgı ise şu an içinde bulundukları alanın, Boğaz’ın ve topyekûn Çanakkale’nin, bundan 109 yıl önce bir büyük mücadeleye sahne olduğunu ifade ederek, "Çıkarma gemilerine bindirilip kıyılarımıza indirilen çeşitli uluslardan binlerce asker daha ilk günden nasıl zorlu bir harekatın içine düştüklerini çarpıcı bir şekilde anlamışlardır. Adeta bir avuçluk toprak parçasında birden çok milletten, binlerce muharip önlerinde vatanını savunan kahraman Türk askeri, arkalarında tarih boyunca nice orduları yutmuş Çanakkale Boğazı olduğu halde tam bir sıkışıp kalma hali yaşanmaktaydılar. Tarih hiç de eşit olmayan şartlarda başlayan, başlatılan bu muharebeyi son tahlilde vatanını müdafaa edenleri not edecekti. Yaklaşık 8.5 ay süren çok şiddetli çatışmalar Türk askerinin ruhen de, bedenen de yenilemeyeceğini tüm dünyaya göstermiştir. Dünya harp tarihinin ilk modern amfibi harekatında vatan mücadelesi için siperlerde, tünellerde, menfezlerde, denizaltında, havada kısacası akla gelebilecek her zeminde verilen mücadele emsalsizdi. Başta ‘ben size taarruzu emretmiyorum, ölmeyi emrediyorum’ diyen Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere her kademedeki subay, askerlerin inanç ve irade yüklü duruşu bu destansı mücadelenin en temel itici gücü, ufuktaki zaferin de teminatıydı. Bugün burada bu abidenin önündeyiz ama söylemek gerekir ki Müslüman Türk askerinin asıl abidesi bütün bu topraklardır. Mehmetçik Kirte’de, Kanlısırt’ta, Zığındere’de, Bombasırtı’nda, Conkbayırı’nda, Gelibolu Ovası’nda mübarek kanını akıtarak en büyük abideyi bizzat inşa etmiştir. Bu topraklardaki mücadele bir başka özelliğiyle de çok dikkat çekicidir. Çanakkale muharebeleri 600 yıla aşkın bir süredir yaşamış ve ömrünü tamamlamış Osmanlı İmparatorluğu’nun son büyük destanıdır. Yine Çanakkale muhabereleri Türk milletinin hep yeni bir direniş, bir filizlenmeyle Milli Mücadele’ye, oradan da Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşuna uzanan taze başlangıcının da ilk büyük destanıdır" şeklinde konuştu. Konuşmaların ardından Kur’an-ı Kerim tilaveti yapıldı ve şehitler için dua edildi. Daha sonra askeri bando eşliğinde askeri birlik, konuk askerler, gaziler ve izciler resmi geçit töreni ve SOLOTÜRK gösteri uçuşu gerçekleştirdi. SOLOTÜRK gösterisi nefesleri kesti. Çanakkale Kara Savaşları’nın 109. yıl dönümü törenlerine Kültür ve Turizm Bakanı Gökhan Yazgı, Çanakkale Vali Vekili Hakkı Uzun, Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanı İsmail Kaşdemir, 2’nci Kolordu Komutanı Tümgeneral Rasim Yaldız, Çanakkale Boğaz ve Garnizon Komutanı Tuğamiral Mustafa Biçen, Çanakkale Belediye Başkanı Av. Muharrem Erkek, Avustralya Başbakan Yardımcısı ve Savunma Bakanı Richard Marles, Avustralya Büyükelçisi Miles Armitage, Avustralya Birleşik Güçler Komutanı John Frewen, Fransa Uluslararası İlişkiler ve Strateji Genel Müdür Yardımcısı Koramiral Christophe Lucas, Fransa Büyükelçisi Isabelle Dumont, Afganistan Büyükelçisi Amir Mohammad Ramin, Avusturya Büyükelçisi Gabriele Juen, Yeni Zelanda Deniz Kuvvetleri Komutanı Tuğamiral David Proctor, Birleşik Krallık Büyükelçisi Jill Morris, Birleşik Krallık’tan Tuğamiral Robb Pedre, Pakistan Büyükelçisi Yousaf Junaid, ABD Büyükelçisi Jeffry Flake, Belçika Büyükelçisi Paul Huynen, Malta Büyükelçisi Therasa Cutajar, İrlanda Büyükelçisi John Mccullagh, Sri Lanka Büyükelçisi Saranya Hasanthi U.Dissanayake, Kanada, Senegal, Macaristan, Hindistan ve Güney Afrika’dan da üst düzey yöneticiler katıldı.