SAĞLIK - 02 Mayıs 2016 Pazartesi 10:27

Büyük şehirlerde aşık olmak zor

A
A
A
Büyük şehirlerde aşık olmak zor

Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Kemal Yücesoy, Yaşar Üniversitesinde 'Dijital dünyada aşk' konulu panele konuşmacı olarak katıldı. Yücesoy, depresyondan panik atağa kadar ruhumuzu hasta eden kalabalık kent yaşamının aşkın olmazsa olmazı feromonları ayırt etmemizi de zorlaştırdığını söyledi.

Yaşar Üniversitesi Medya ve Psikoloji topluluklarının düzenlediği "Dijital dünyada aşk" başlıklı panelin yöneticiliğini gazeteci Meltem Acar yaptı. Başarılı beyin, bel ve omurga ameliyatlarıyla tanınan ve aşkın beyindeki etkisi konusunda hobi olarak konuşmalar yapan Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Kemal Yücesoy ile 40 yıl sonra ilk aşkını sosyal medyada bulup evlenen Diş Hekimi Cüneyt Işıker panelde konuşmacı olarak yer aldı.

“KİMYA TUTUYORSA AŞK ORTAYA ÇIKIYOR”
Yücesoy, kent yaşamının aşkın olmazsa olmazı feromonları ayırt etmemizi de zorlaştırdığını ifade etti. Aşk için limbik sistemin uyarılması gerektiğini belirten Yücesoy, "Limbik sistemin bizim 5 duyumuzdan sadece kokuyla ilgisi var, diğer duyularımızla etkilenmiyor. Dolayısıyla görmek, dokunmak tek başına hiçbir şeyi halletmiyor, mutlaka o kokuyu almak gerekiyor. Burada söz konusu olan, ter bezlerinden salgılanan ve feromon denilen kokusuz kokular. Bunlar sadece beyni uyarıyor ve bu gelen uyarılar eğer limbik yapınıza, kişisel yapınıza, ruh halinize uygunsa bir anlam kazanıyor. Kısacası iki kişinin arasındaki kimya tutuyorsa aşk ortaya çıkıyor" diye konuştu.

“AŞK, AKIL TUTULMASI”
Aşkı, akıl tutulması olarak tanımlayan Prof. Dr. Kemal Yücesoy, aşık olunca beyinde 12 merkezin aynı anda çalıştığını belirtti. Yücesoy, aşkın beyinde meydana getirdiği değişikliklerden şöyle bahsetti:
"Aşk, görsel bir şeyle başlıyor. Beyin, o an bir fotoğraf çekiyor. Bu fotoğraf çekildikten sonra aşka düşme ya da kalp çarpıntısı başlıyor. Bu durum, toplam 1,5 saniye sürüyor. Feromon, ter bezlerinden salgılanan kokusuz koku dediğimiz kişisel bir olay. Feromon aracılığıyla 'bana uygun mu, değil mi?' o anda karar veriyorsunuz. ‘Görüntü, koku tamam’ dediniz, yukarıda beyinde bir fırtına başlıyor. Bundan sonra bütün iş beyinde dönüyor. Ne kadar kompleks olursa olsun beyin, en basit 5 duyuyla yoğurduklarıyla yaşıyor. Görme, dokunma ve koku girmedikten sonra aşk olmuyor. Aşkın belki tıbbi bir tanımı yok ama beyinde şekilleniyor, yer buluyor. Bitişi, sürdürmesi, başlangıcı hepsi beyinde. Yaptığı şeylerden dolayı akıl tutulması olarak değerlendirebiliriz. Beynimizin günlük hayatı yöneten kısmını devre dışı bırakıyor ve mantık tutuluyor. Subkortikal merkez dediğimiz ana kumanda dışı yerler çalışmaya başlıyor ve asıl çalışması gereken yerler devre dışı kalıyor. Bu nedenle aşka akıl tutulması diyoruz."

DİJİTAL AŞK
Dijital dünyada aşk için birçok platform ve sosyal medya araçları bulunduğunu ve bu araçların insanları birbirine uygun özelliklerine göre eşleştirmeye çalıştığını hatırlatan Yücesoy, sözlerine şöyle devam etti: "Ancak ne aşık olduğunuz, ne beğendiğiniz, ne de gerçek aşkı yaşadığınız insan, kafanızda yazdığınız, dijital dünyada her zevkinizin ortak olduğu insan değil. Bilgisayar size bulabilir, ama insan gerçek hayatta hissettikleriyle yaşar, ne kadar ideal gibi görünse de dijital aşkların gerçeğe gidebileceğini sanmıyorum."

TEKNOLOJİ AŞKI NASIL ETKİLER?
Özellikle sosyal medyada, insanların kullandıkları görsellerinin gerçek olup olmadığını kimsenin bilmediğini belirten Yücesoy, sözlerini şöyle sürdürdü: "Beyin, çok hızlı bir sistem, en mükemmel bilgisayardan daha mükemmel. Ama çalışması hormonla, mekanik değil. Hormon ve duygu giriyor işin içine. Dijitalde belki mesafeler önemli değil ama tamamen gerçek dışı. Hayat üç boyutlu, ama dijital ortamda iki boyutlu görüyorsunuz. Beyne kaydederken sesi, tınısı değişiyor. Koku yok, dokunma yok. Emojiler, kısaltmalar ne kadar duyguyu ifade edebilir ki. Oradan başlayıp, orada sevgili olunursa söylüyorum. Dijital medya üzerinden olan aşklarda ne sevgili gerçek, ne konuşulanlar ne de yazılanlar.”

“AYNI ANDA İKİ KİŞİYE AŞIK OLMAK MÜMKÜN DEĞİL”
Beynin, geriye doğru ve sürekli kayıt yaptığını hatırlatan Prof. Dr. Yücesoy, şunları söyledi: "Özellikle alzaymır gibi hastalıklarda insanlar eskiyi çok iyi hatırlar ve yeniyi unutur. Bu beynin geriye doğru kayıt özelliğinden kaynaklanır. Aşkta da kayıt merkezine birini kaydettiğinizde, o silinmeden yeni birinin girme şansı yok. Gerçek aşkı kaydettiğiniz zaman, onu silmeden yenisini kaydedemezsiniz. ‘İki kişiye aşık oldum.’ Böyle bir şey yok. Ancak kayıt iyi silindiyse yeni bir aşka açılıyor.”

KIRK YIL SONRA SOSYAL MEDYAYLA GELEN MUTLULUK
Cüneyt Işıker ise 40 yıl sonra sosyal medya sayesinde ilk aşkını bulup yeniden aşık olduğunu ve evlendiklerini anlattı. Işıker, aşkın dünyanın her yerinde yanlış tanımlandığını belirterek sözlerine şöyle devam etti: "Bence yalnız beyinle olmuyor. İnsan bir kere aşık olur. Ben aynı kadına iki kere aşık oldum. Dijital medyanın içine doğmama rağmen onun sayesinde ilk ve tek aşkıma kavuştum. 1969 yılında aşık oldum, belki de hayat adil davranmadı bir araya gelemedik. Bir gün bir arkadaşımızın Facebook sayfasında bir yorumunu gördüm, arkadaşlık teklif ettim. Onu evinin önünde beklerken otomobilin aynasında görünce yeniden aşık oldum. Sonra evlendik. Yarım asırlık aşkımız, sevgi yolunu aydınlattı. Dijital medyada insanlar kendilerini yansıtmıyor. Duyguları, sözleri bile çalıntı aşklar olabiliyor." 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Gazeteci Hande Fırat’ın "Devriamber" sergisi Kültür Bakanlığı desteğiyle açıldı Gazeteci Hande Fırat’ın "Devriamber" isimli resim ve heykel sergisi Kültür ve Turizm Bakanlığının desteği ile Cumhuriyet Müzesi bünyesinde yer alan Sığınak Kültür Sanat’ta açıldı. Gazeteci Hande Fırat’ın “Devriamber” isimli sergisinin açılışı Ankara’da gerçekleştirildi. Sergiye, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Dışişleri Bakan Yardımcısı Yasin Ekrem Serim, Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Gökhan Yazgı, TBMM Milli Savunma Komisyonu Başkanı Hulusi Akar, eski TBMM Başkanı Binali Yıldırım, MHP Genel Başkan Yardımcısı İsmail Özdemir, İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Oktay Vural, Dışişleri Bakanı Başdanışmanı Nuh Yılmaz, AK Parti Genel Merkez Kadın Kolları Başkanı Ayşe Keşir, Yüksek Seçim Kurulu Başkanı Ahmet Yener, Demirören Holding Yönetim Kurulu Başkanı Yıldırım Demirören’in eşi Revna Demirören, Demirören Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Meltem Demirören Oktay ve çok sayıda davetli katıldı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise serginin açılışı için mesaj gönderdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın mesajını serginin açılışında gazeteci Hande Fırat okudu. Cumhurbaşkanı Erdoğan mesajında, "Basın ve sanat dünyamızın değerli temsilcileri, kıymetli misafirler, sizleri en kalbi duygularımla, muhabbetle selamlıyorum. Nazik davetiniz için teşekkür ediyorum. Basınımızın önemli isimlerinden Hürriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Sayın Hande Fırat’ın kendi ifadesiyle ’çınarlarını kaybedip kendileri çınara dönen kadınların hikayesini’ anlattığı resim ve heykel sergisinin başarılı geçmesini temenni ediyorum. Başarılı gazeteci kimliğinin yanı sıra, bu sergi vesilesiyle sanatçı yönünü de öğrenme fırsatı bulduğumuz Sayın Hande Fırat’ı tebrik ediyor, kendisine hem meslek hem de sanat hayatında muvaffakiyetler diliyorum. Sizlerin şahsında basın ve sanat camiamızın tüm mensuplarını, sergiye ilgi gösteren tüm sanatseverleri bir kez daha yürekten selamlıyorum” ifadelerine yer verildi. "Bu sergi annemle, kızıma ithaf ediliyor" Fırat, serginin açılışı için Kültür ve Turizm Bakanlığının tüm personeline ve sergiyi açarken kendisine destek olan arkadaşlarına teşekkür etti. Hande Fırat, "Bu sergi, babalarını kaybeden tüm kız çocukları, tüm erkek çocukları ama özellikle kız çocuklarına atfen yapılmıştır. Bu sergi annemle, kızıma ithaf ediliyor" dedi. Devrialem sergisinin farklı bir anlamı olduğunu belirten Bakan Ersoy, "Bir toplumun zenginliği, kültür ve sanatının derinliği ile ölçülüyor. Kültür ve sanat toplumda ne kadar yerleştiyse, toplumda ne kadar kabul gördüyse, o toplumda kültür ve sanat ne kadar iyi üretilebiliyorsa aslında toplum o derece zengin algılanıyor. O açıdan da biz Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak kültür ve sanatı her yönüyle desteklemeyi görev addediyoruz. Sadece sanat üretimi değil, vatandaşlarımızın kültür ve sanata rahat erişimi de çok çok önemli" şeklinde konuştu. Kültür Yolu Festivalleri ile vatandaşların kültür ve sanata rahat ve kolay erişmesini amaçladıklarını belirten Ersoy, "Vatandaşın sanata erişimi yeterli değil. O yüzden kültür ve sanat üretimini artırmak istiyoruz. Kültür sanatın toplumun sadece bir kesiminin ilgilendiği bir etkinlik olmasının dışına çıkmasını, toplumun her kesimlerinin eriştiği bir alan olması için çabalıyoruz. Bu sergide anlamlı bulduğumuz, toplumda bilinirliği yüksek, toplumda yer etmiş kişilerin kültür sanat üretimindeki katkıları, kültür ve sanat üretiminde pay sahibi olmaları aslında sanatın popülaritesini artırıyor" ifadelerini kullandı. Serginin anlamının önemli olduğunu belirten Bakan Ersoy, “Serginizin anlamı da çok önemli. Ben de babamı kaybettim ama sizin gibi genç yaşta kaybetmedim. Genç kızlarımızın 18 yaşına girmeden önce babalarını kaybetmesinin nasıl bir duygu olduğunu, nasıl omuzlara yük getirdiğini kısmen de olsa anlayabiliyorum” diye konuştu. Sergide, tuval üzerine çeşitli malzemeler kullanılarak yapılan tablo ve heykellerden oluşan 40 eser sergileniyor. Sergi 25 Mayıs’a kadar açık olacak.
Bayburt Bayburt’ta 4 kişinin yaralandığı trafik kazası güvenlik kamerasına yansıdı Bayburt’ta iki otomobilin çarpıştığı ve 4 kişinin yaralandığı trafik kazası, güvenlik kamerasına yansıdı. Kaza, Bayburt merkez Tuzcuzade Mahallesi, Sıla Kent Konutları önünde meydana geldi. Kazada ikisi sürücü olmak üzere toplam 4 kişi yaralandı. Camları, aynaları paramparça olan, kaput kısmı tamamen hurdaya dönen iki aracın karıştığı kaza ise etrafta bulunan iş yeri güvenlik kameralarına yansıdı. Bayburt merkez Köprülü Kavşak yönüne seyir halinde bulunan 69 AG 003 plakalı otomobil, şehir merkezi istikametine gelen 69 AS 030 plakalı otomobile dönüş yaptığı esnada çarptı. Çarpmanın etkisiyle yoldan çıkan otomobil etrafta marketin, evlerin bulunduğu yola devrildi. 69 AS 030 plakalı otomobil içerisinde bulunan 1’i sürücü 3 kişi, 69 AG 003 plakalı otomobildeki sürücü yaralandı. Market çalışanlarının ve etraftan geçen vatandaşların ihbarı üzerine olay yerine sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Devrilen otomobilde sıkışan bir kişi ve diğer 2 yaralı araçtan çıkarıldı, sağlık ekiplerince yaralılara ilk müdahaleleri olay yerinde yapıldı. Yaralılar ambulanslarla Bayburt Devlet Hastanesine tedavileri yapılmak üzere götürüldü. Hurdaya dönen otomobil, olay yerine çağrılan çekici yardımıyla yoldan kaldırıldı. İş yeri güvenlik kameraları tarafından saniye saniye kaydedilen görüntülerde, anayoldan gelen 69 AG 003 plakalı kırmızı aracın, hatalı dönüş yapan 69 AS 030 plakalı araca sert bir şekilde çarptığı görüldü.
Erzincan Erzincan’da tarım bölümü öğrencileri hem öğreniyor, hem üretiyor Erzincan’da meslek lisesi öğrencileri okulun bahçesindeki serada fide yetiştiriciliği yaparak hem öğreniyor hem de ekonomiye katkı sunuyor. Tarım bölümü öğrencileri, serada teorik eğitimlerini uygulama fırsatı buluyor. Erzincan İl Millî Eğitim Müdürlüğü’nün destekleri ile kurulan seralarda sebze fidesi üretim faaliyeti 2020 yılında başlayarak Tarım Alanı öğretmen ve öğrencileri tarafından kurulduğu yıl 30 bin sebze fidesi üretimi gerçekleştirildi. 2021 yılında Covid-19 nedeniyle uzaktan eğitim yapıldığı için, sebze ve aromatik bitki fidesi üretim faaliyetleri öğrencilerin okulda olmaması nedeniyle Tarım Alanı öğretmenleri tarafından yapıldı. Okul serasının üretim kapasitesi, pandemi olmasına rağmen, 2021 yılında iki katına çıkarılarak 60 bin adet fideye ulaştı. 2022 yılında ise mevcut serada tam kapasiteye ulaşılarak 90 bin sebze ve aromatik bitki fidesi üretildi. 2023 yılında da serada 95 bin fide üretimi yapıldı. Bu sene ise 110 bin fide üretimi yapıldı. Serada, domates, biber, hıyar, kabak, kavun, karpuz, lahana, patlıcan ve 3 cins aromatik bitki olarak reyhan, kekik, fesleğen üretimi olmak üzere toplamda 35 farklı tür fide üretimi yapılıyor. Üretimde yerelde halkın lezzet olarak en çok tercih ettiği ata tohumları kullanılmaya özen gösterilirken, ticari anlamda üretim yapmak isteyenler için yüksek verimli hibrit türlerin de üretimi gerçekleştiriliyor. Kullanılan tohumların genelde ata tohumu olması, üretilen fidelerin piyasa fiyatlarına nispeten en az yüzde 30 daha ucuz olması, hastalıklara dayanıklı olmaları, çeşitlerin doğru olarak verilmesi, ticari olarak üretim yapan üreticiler için ise yüksek verimli hibrit türlerin de olması gibi nedenlerden dolayı vatandaşlardan oldukça rağbet görüyor. Erzincan Gül Celal Toraman Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi 11. sınıf öğrencisi Tuba Bakartepe, “Biz derste gördüğümüz teorik işlemleri serada uygulayabiliyoruz. Serada fidelerimizi yetiştiriyoruz. İlaçlaması, gübrelemesi, sulaması hep bizim elimizden geçiyor. Organik gübreyle kendimizin yetiştirdiği fideleri halkımıza sunuyoruz.” dedi. Erzincan Gül Celal Toraman Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Müdür Başyardımcısı Abdullah Çiftçi’de, “Okulumuzun üretim üssü olan seramızdayız. Bu serada öğretmen ve öğrencilerimizle 100 binin üzerinde fide üretilmiş durumda. Kullanılan tohumların genelinin ata tohumu olması, üretilen fidelerin piyasa fiyatlarına nispeten en az yüzde 20 daha ucuz olması, hastalıklara dayanıklı olmaları, çeşitlerin doğru olarak verilmesi, ticari olarak üretim yapan üreticilerimiz için ise yüksek verimli hibrit türlerin de olması gibi nedenlerden dolayı halkımızın talebi fazla olmaktadır. Ayrıca üretilen fideler sosyal projeler dahilinde ihtiyaçlı ailelere ücretsiz olarak verilerek, öğrencilerimiz nezaretinde söz konusu ailelerin üretim faaliyeti yapmaları ve ailelerin geçimlerine katkı sağlamaları hedeflenmektedir." dedi.