GÜNDEM - 28 Şubat 2017 Salı 11:05

Büyüközer, helal gıda ayrımının değişimi hakkında açıklama yaptı

A
A
A
Büyüközer, helal gıda ayrımının değişimi hakkında açıklama yaptı

GİMDES Başkanı Dr. Hüseyin Kami Büyüközer, “Batı modernitesinin İslam toplumuna dayattığı beslenme kültürü bizi etkisi altına almadan önceki dönem sağlıklı ve huzurlu bir dönemdi” dedi.

Gıda ve İhtiyaç Maddeleri Denetleme ve Sertifikalandırma Araştırmaları Derneği (GİMDES) Başkanı Dr. Hüseyin Kami Büyüközer , entegre gıda endüstrisi kavramının ortaya çıkması ve helal ayrımının değişimi üzerine bilgi verdi. Büyüközer, Batı modernitesinin İslam toplumuna dayattığı beslenme kültürü bizi etkisi altına almadan önceki dönem sağlıklı ve huzurlu bir dönemdi” diye konuştu. Entegre gıda endüstrisi kavramının ortaya çıkması ve helal ayrımının değişimi hakkında açıklamalar yapan Büyüközer, “Yaşadığımız son yüzyıldan önce, yani henüz küreselleşmemiş olan bir dünyadan bahsettiğimiz takdirde, geçmişimizde her şeyin daha doğal, daha lezzetli, içeriğinde gıdayı korumak, renklendirmek, tatlandırmak raf ömrünü uzatmak adına menşeinin ne olduğu dahi belli olmayan, bir şeylerin katılmadığı bir dönemden bahsetmemiz gerekir. Bu dönemde fast food, yeme kültürü gibi batı modernitesinin İslam toplumlarına adeta dayattığı bir beslenme kültürünün henüz yeme içme adabımızı, beslenme biçimimizi, alışverişimizi, sağlığımızı etkisi altına almadığı dönem elbette daha huzurlu daha sağlıklı bir dönemdi. Endüstriyel üretim sonucunda yaşanan değişiklikler sonucunda maalesef geleneksel ev ekmeğimiz, ev yoğurdumuz, ev turşumuz ve benzeri gıdalarımız bugün şehirleşme uygulamaları ile market raflarında, alışveriş merkezlerinde diğerlerinin iki katı fiyatlarla yerlerini taklitleri olan ev tipi yoğurt, köy ekmeği, köy yumurtasına bırakmıştır” diye konuştu.

İnsan vücudunun doğal olmayan yiyeceklerin hepsiyle başa çıkacak yetenekte olmadığını söyleyen Büyüközer, “Özellikle son 50-100 yıl içinde doğal olmayan, işlenmiş ve katkı maddeleri konulmuş gıdalar, margarin gibi kimyasal yolla katılaştırılmış, ayçiçeği yağı, mısırözü yağı gibi sıcak preslenmiş sıvı yağlar aşırı şekilde kullanılmaya başlanmış; buna karşılık taze sebze, meyve ve tencere yemeklerinin tüketiminde de belirgin bir azalma olmuştur. Bütün bunların sonucunda karşılaştığımız durum ise, gen yapımız ve buna bağlı vücudumuz, gerçekleşen bu kimyasal reaksiyonlar sonucunda doğal olmayan yiyeceklerin tümü ile başa çıkacak yeteneğe sahip değillerdir” şeklinde konuştu.

“Ülkemiz, helal ürünler pazarında da öncü olmalı”

2 milyara yakın müslüman nüfusunun, tükettiği ürünler konusunda bilinçli olmadığını belirten Büyüközer, “Kaos oluşturan durumlardan birisi ve en önemlisi, 2 milyara ulaşan bir müslüman nüfusun, tükettiği ürünler hakkında bilgisizliğini ve bilinçsizliğini henüz tam olarak giderememiş olmasıdır. Dünya pazarında 1 trilyon dolarlık bir büyüklüğe ulaştığı söylenen helal gıda piyasasında henüz yüzde 14’lük bir gerçekleşme var. Ülkemiz, diğer faaliyetlerinde olduğu gibi helal ürünler pazarında da etkin ve öncü olmalı ve bu konu ülkemiz ve kamu çıkarları doğrultusunda Müslümanların kutsal bir ihtiyacı olarak değerlendirilmelidir” açıklamalarında bulundu.

“Olmazsa olmazımız olan yaşam sistemimiz tamamen yok olacak”

"Dünyayı yönlendiren küresel kurumlara baktığımız zaman bu kaosun nereden kaynaklandığını daha net görebiliriz” diyen Büyüközer, sözlerini şöyle tamamladı: “Gıda ve Tarımda, Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO), Sağlıkta, Dünya Sağlık Örgütü (WHO), Siyasette, Birleşmiş Milletler (UN), Güvenlikte, Kuzey Atlantik Paktı (NATO), Ticarette, Dünya Ticaret Örgütü (WTO), Ekonomide, Uluslararası Para Fonu (IMF), Yargıda, Uluslar arası Ceza Mahkemesi (ICC), Çevre de Dünya Çevre Programı (UNEP) ve benzeri gibi. Bu kurumların belirlediği kriterler ve standartlarla insanlar hayatlarının büyük bir kısmını idame ettirir duruma getirilmiştir. Yarın bu kurum ve standartlar daha da artarak bütün dünya insanlarının, yiyeceklerini, zevklerini, hayat biçimlerini ve şartlarını belirlemeye devam edecekler, kadim ve olmazsa olmazımız olan yaşam sistemimiz tamamen yok olacaktır. Çünkü Batı oldum olası düştüğü inkarcı ve materyalist bataklıktan kendini kurtarmak yerine bütün insanlığı da aynı bataklığa düşürme içerisinde kalmayı tercih etmiştir. Ancak batının bu insanları tutsak eden sistemi yer yer alarm vermeye başlamış, toplumlar bağımsız olma yolunda önemli mesafeler kat etmiştir. İslam Ümmeti de bu değişime uymaya karar vermiş gözüküyor. Kaybettiği değerleri Helal Yaşam Sistemi içinde yeniden dizayn etmeye çalışıyor’’. 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Aksaray Ruhsatsız tabanca ile yakalandı, “Taşımıyorum bozuk” diyerek tüfek ruhsatı gösterdi Aksaray’da ruhsatsız tabanca ile yakalanmasına rağmen önce “Taşımıyorum” deyip inkar eden, sonra da “Bozuk” diyen sürücü bir de “Ruhsatım var” diyerek tabanca yerine tüfek ruhsatı gösterdi. Olay Gülağaç Yolu Kireçlik Mevkiinde yaşandı. Aksaray Cumhuriyet Başsavcılığı koordinesinde gece yarısı bekçilerin de katıldığı asayiş ve trafik uygulaması yapan İl Emniyet Müdürlüğü asayiş ile trafik şubesi ekipleri şüphe üzerine Gülağaç ilçesinden Aksaray merkez istikametine seyreden Ali B. (38) idaresindeki 51 ACV 230 plakalı otomobile "dur" ihtarında bulundu. Sürücüsü ehliyet ve ruhsat kontrolünden geçirildikten sonra araçta arama yapan bekçiler araç içerisine gizlenmiş bir adet tabanca buldu. Kullandığı araçta tabancayla birlikte yakalanmasına rağmen “Taşımıyorum” diyen sürücü Ali B. daha sonra tabancanın bozuk olduğunu belirterek işlem yapılmasından kaçmak istedi. 2 ayrı bahanesiyle başarılı olamayan sürücü bu kez de “Ruhsatım var” diyerek yakalattığı tabanca yerine tüfek ruhsatı gösterdi. 3 ayrı bahanesiyle işlemden kaçamayan sürücü son olarak tabancayı kabullenerek “Benim, tamir için taşıyorum” dedi. Tabancaya bekçiler tarafından dolu boş kontrolü yapıldıktan sonra el konulurken ruhsatsız tabanca taşımaktan gözaltına alınan sürücü adli işlemler için polis merkezine götürüldü.
Bartın Bartın’daki feci yangının tanıkları yaşanan dehşeti anlattı Bartın’da 1 kişinin öldüğü, 2 kişinin yaralandığı yangında şok detaylar ortaya çıkarken, olayın tanıkları ise yaşanan dehşeti anlattı. Bartın’ın Kayadibikavlak Köyü Örencik Mahallesi’nde bulunan tek katlı bir evde saat 20.30 sıralarında kesin sebebi henüz bilinmeyen bir nedenle yangın çıktı. Bitişiğindeki eve de sıçrayan yangında Tevfik Çetinbağ hayatını kaybederken, eşi Seher Çetinbağ, ile kardeşi Selim Çetinbağ ağır şekilde yaralandı. Olay yerine itfaiye, jandarma ve sağlık ekipleri sevk edildi. İtfaiye ekiplerinin yaklaşık 2 saat süren çalışmalarının ardından yangın söndürülürken, iki ev de kullanılamaz hale geldi. Yaralılar ambulansla hastaneye kaldırılırken, durumlarının ağır olduğu belirtildi. Boş tüpü itfaiye evden uzaklaştırdı Yangın esnasında Bartın Merkez İlçe Jandarma Komutanlığı ekipleri, bölgede geniş güvenlik tedbirleri alındı. Yangının tamamen söndürülmesinin ardından nöbetçi savcı ve olay yeri inceleme ekipleri, evin içerisinde, çevresinde detaylı inceleme yaptı. Evin kapısının önündeki boş tüp ise, ekiplerin incelemesinin ardından bir itfaiye eri tarafından kapının önünden alınarak, yola çıkartıldı Faciada şok detaylar Facianın ardından olayla ilgili sır perdesi de aralanmaya başladı. Yanarak ölen Tevfik Çetinbağ’ın yatalak hasta olduğu ve yangından kaçamadığı öğrenildi. Patlama esnasında kocasıyla birlikte evde bulunan Seher Çetinbağ’ın patlamanın hemen ardından yardım istemek için dışarı çıktığı ve kocasının kardeşi olan Selim Çetinbağ ile birlikte yatalak eşini kurtarmak için alevlerin arasına girdiği belirtildi. Alevlerin arasında kalan Seher Çetinbağ ve kaynı Selim Çetinbağ, Tevfik Çetinbağ’ı kurtarmayı başaramazken, kendileri de ağır bir şekilde yaralandı. "Gaz sızıntısı" iddiası Yapılan ilk incelemelerde, Seher Çetinbağ’ın olaydan birkaç saat önce tüp değişimi yaptığı belirlendi. Dolu tüpü kendisini ocağa monte ettiği ileri sürülen Seher Çetinbağ’ın, yemek yapmak için tüpü açtıktan bir süre sonra tüpten sızan gazın alev aldığı ve patlamanın meydana geldiği tahmin ediliyor. Yangının kesin sebebinin ise itfaiye ve olay yeri inceleme ekiplerinin hazırladığı raporların tamamlanmasının ardından ortaya çıkacağı kaydedildi. Patlama sesine irkildiler Alevlerin kül ettiği evlerin yaklaşık 5 metre uzağındaki evde oturan Belma Çetinbağ ve yengesi Fatma Çetinbağ, o anlarda yaşanan dehşeti anlattı. Yangında amcasını kaybeden ve babası yaralanan Belma Çetinbağ, yemek yerken patlama sesi ile irkildiklerini kaydetti. Patlama sesinin ardından dışarı çıktıklarında ise amcasının kaldığı evin alevlerin arasında kaldığını gördüğünü kaydeden Belma Çetinbağ, “Akşam yemeği yiyorduk. Ben yan evdeki üst kattaydım. Bir yerde bir patlama gibi bir ses oldu. Ben yengeme, soba gibi bir şey patladı dedim. Yengem dışarı çıktı. Ev yanıyor diye bağırmaya başladı. Dışarı çıktım ben de, baktım ahşap ev birden alev almış” dedi. Kurtarmak isterken alevlerin arasında kaldılar Babası ve yengesinin yatalak amcasını kurtarmak için alevlerin sardığı eve girince yaralandığını söyleyen Belma Çetinbağ, “Babamla yengem de, sakat amcamı kurtarmak için eve girmişler ama kurtaramamışlar. Zaten ev bir anda alev aldı. Evde 2 kişi vardı, amcamla yengem vardı. Tüp patlayınca yengem, dışarı çıkıp bizimkileri mi çağırdı, ne olduğunu tam olarak bilmiyorum. Babamla, yengem tekrar amcamı kurtarmak için girmişler içeri. Sonuç olarak ikisi de yandı. Onlar da şu an hastanede. Amcam tamamen yandı. Yengem de yanmış olarak içeriden çıktı. Ambulans hastaneye götürdü. Amcam sakattı, sol tarafı hiç tutmuyordu, yatalaktı, yatağa bağlıydı” diye konuştu. “Yengem büyük ihtimal tüpü tam takamadı” Patlamanın ve yangının tüp değişiminden sonra olduğunu kaydeden Belma Çetinbağ, “Yengemin bu akşam tüpü değiştirdiği söylenmişti. Büyük ihtimal tüpü tak takamadı, çakmağı çakınca öyle patlama oldu. Zaten yengem tüpü yeni değiştirmiş. Büyük ihtimal tüpten oldu. Tüpü tam takamadı herhalde” diye konuştu. ‘Emmi yanıyor’ diye bağırma sesi duydum” Emmi yanıyor diye bağırma sesi üzerine alevlerin arasında kalan amcası Tevfik Çetinbağ’ı kurtarmaya çalıştığını anlatan Fatma Çetinbağ ise, “Akşam yemeğini yiyorduk, o anda aniden bir dinamit patlaması gibi bir patlama oldu. Ben merdivenden aşağıya inerken baktım emminin evi alev almış. ‘Emmi yanıyor’ diye bağırma duydum. Kurtarmaya çalıştım, camı falan açtım ama kurtaramadık. Bir şey yapamadık, çok üzgünüm. Yemek yaparken mi olmuş bilmiyoruz. Tüp mü patladı bilmiyoruz. Ama akşamüstü, boş tüpü kapının ağzına koydu. Galiba tüpten oldu” diye konuştu. Olay yerinde yapılan incelemelerin tamamlanmasından sonra ise Tevfik Çetinbağ’ın yanan bedeni, ceset torbasına konularak, evden çıkartıldı. Çetinbağ’ın cesedi, evin önüne getirilen tabutun içerisine yerleştirildi. Tabuta konulan Tevfik Çetinbağ’ın cesedi jandarma, itfaiye ekipleri ve vatandaşlar tarafından cenaze aracına taşındı.