EĞİTİM - 01 Aralık 2016 Perşembe 09:05

Cambridge’den Yakın Doğu Koleji öğrencisine birincilik

A
A
A
Cambridge’den Yakın Doğu Koleji öğrencisine birincilik

IGCSE Turkish O’level Sınavı’nda Yakın Doğu Koleji’nin 40 öğrencisi A*, 19 öğrencisi A alırken, Laden Tezer dünya birincisi oldu.

Yakın Doğu Koleji 10. sınıf öğrencisi Laden Tezer, dünya çapında en çok tanınan ve kabul gören sertifikalardan biri olan Cambridge Uluslararası Genel Ortaöğretim Eğitimi Sertifikası (IGCSE) Turkish O’level sınavında binlerce öğrenciyi İngilizce ve Türkçe kelime bilgisi ile geride bırakarak en yüksek notu alarak dünya birincisi oldu.

Haziran ayında gerçekleştirilen IGCSE Turkish O’level sınavında Laden Tezer, İngilizceden Türkçeye, Türkçeden İngilizceye makale çeviriminde sınavda en yüksek notu temsil eden A yıldız (A*) derecesinde 97 puan alarak dünya birincisi olmayı başardı. Tezer, ödülünü Limosal’da aralık ayında gerçekleşecek törende alacak. Sınava katılan 40 Yakın Doğu Koleji öğrencisi de puan aralığı farkı ile A*, 19 öğrencisi A alarak başarı gösterdiler. Öğrenciler sınavda elde ettikleri başarılarla Yakın Doğu Koleji’nde verilen İngilizce eğitiminin başarısını bir kez daha kanıtlamış oldular.

“Yetkin öğretmen kadromuz ve disiplinli çalışma ile başarılarımız artacaktır”

Yakın Doğu Koleji Müdürü Işılay Arkan elde edilen gurur verici başarı ile ilgili olarak yaptığı kısa değerlendirmede, akademik başarıların hiçbir zaman tesadüf olmadığını yetkin bir öğretmen kadrosuyla, disiplinli bir çalışma içerisinde meydana geldiği belirterek, önümüzdeki yıllarda da başarılarının artarak devam edeceğini söyledi.

“Eğitimde akıcı ve etkin ingilizce iletişim becerisi kurmayı amaçlıyoruz”

Yakın Doğu Koleji İngilizce Bölüm Başkanı Nüvit Malyalı da yaptığı açıklamada, öğrencilerin bu sınavlara hazırlanırken yıl içerisinde birçok deneme sınavına girdiklerini, özellikle bu sınav içinse Türkçe Bölümüyle koordineli çalıştıklarını ve bu başarının Yakın Doğu Kolejine ait olduğunu belirtti. İngilizce eğitiminde amaçlarının akıcı ve etkin bir şekilde İngilizce iletişim kurma becerisi sağlamak olduğunu belirterek, İngilizce Bölümünün bilgi ve kaynak açısından uzun yılların bilgi birikimine sahip olduğunu, deneyimli öğretmen ve idareci kadrosunun fedakarca çalışması sonucu öğrencilerin yetiştirildiğini ifade eden Nüvit Malyalı, “10.sınıftan itibaren öğrenciler IGCSE sınavına katılıyor ve İngilizce dil eğitiminde öğrencinin öncelikle kendi diline olan hâkimiyetinin yabancı bir dili öğrenmekte bir o kadar daha başarı getiriyor” dedi.

Cambridge Uluslararası Sınavlar/ IGCSE Nedir?

Dünyada, 100’den fazla ülkede uygulanan Cambridge IGCSE, akademik yetkinliğin kanıtı olarak kabul ediliyor. Dünyanın her yerinde yükseköğrenim kurumlarına girişte güvenilir bir kaynak olarak biliniyor. IGCSE dersleri, bilgiyi hatırlama, sorun çözme, inisiyatif alma, ekip çalışması ve sorgulama becerileri kazanma gibi yaşam için gerekli eğitsel becerileri geliştirmesiyle tanınır.

IGCSE’nin kabul gördüğü yerler

IGCSE öğrencilerin bir yükseköğrenim kurumuna yerleştirilmesinde, İngiliz öğretim sisteminde ki GCSE/O Level ile aynı değere sahiptir. IGCSE, İkinci dil olarak İngilizce ve İngiliz Edebiyatından alınan C ve üzerinde dereceler; İngiltere’deki birçok yüksekokul, Amerika Birleşik Devletleri, Kanada, Yeni Zelanda ve Avustralya’da İngilizce dilinde yetkinliği kanıtlayıcı belge olarak kabul görüyor. Ayrıca diğer derslerden alınan C ve üzerinde dereceler yurtdışı üniversitelerine başvurularında değer taşımaktadır. Bazı ülkelerde IGCSE yeterliliği, üniversiteye giriş koşullarını karşılamaktadır.

UĞUR GÜLBOY
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bolu Bolu’da 7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi düzenlendi Bolu’da "7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi" düzenlendi. Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Fatma Deniz Sayıner modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgileri katılımcılara aktardı. Bolu Koru Otel’de geleneksel hale gelen Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi’nin 7’ncisi düzenlendi. Kongre’nin oluşturulmasında büyük payda sahibi olan Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Deniz Sayıner’in öncülüğünde bir araya gelen doğum hekimlerinin yanı sıra perinatoloji uzmanları, ebeler, hemşireler, yenidoğan hekimleri ve doğuma katkı sağlayan birçok branş uzmanı da kongrede yerini aldı. Kongrede Türkiye’de ve dünyada modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgiler, araştırma sonuçları ve deneyimlerin paylaşıldığı bilimsel oturumlar yapıldı. 3 gün sürecek olan kongrede, doğuma yönelik kurslar ve bilgilendirme toplantıları yapılacak. “Doğum konusu birçok konuya göre az ilgi görüyor” Türkiye’de sadece doğumun ele alındığı en büyük bilimsel toplantı olma özelliğini taşıyan 7. Uluslararası Bolu Koru Gebelik, Doğum ve Lohusalık Kongresi’nin başkanlığını yürüten Prof. Dr. Aydan Biri, “Bu 7’ncisi olmakla birlikte en çok heyecan duyduğum kongre oldu. Her geçen yıl birbirini tekrar etmemek adına zaten çok geniş ve sonsuz olan bu kongrede bir kez daha sizinle olmaktan çok büyük keyif duyuyorum. Konumuz doğum ve içerisinde çok fazla bileşen var. Doğumsal birleşim ya da bir bebeği ilgilendiren bir süreç, toplumun esası temeli ve koruyucu sağlık bakımı. Kongrede çok fazla insanı bir araya getiriyoruz. Ama çok da zor oluyor bu kongreler. Daha önce de söylediğim bir şey var ana işimiz olan doğum, özellikle kadın doğum hekimlerinin polikliniklerinin yüzde 80’i doğum, ancak buna rağmen birçok konuya göre çok daha az ilgi görüyor. Bu yıl ben çok çünkü bu konu doğrultusunda doktor arkadaşlarımızın da ana konumuzun doğum olduğuna dair inancı arttı. Her ne kadar hala akademisyen arkadaşlarımızın ‘Doğum da moda oldu’ demesine rağmen mesleğe bakışımızın çarptırıldığı bir dönemdeyiz” dedi. “Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez” Bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelere ihtiyaç olduğunu söyleyen Prof. Dr. Deniz Sayıner, “Eğitim bizim vazgeçilmezimiz olmalı. Çünkü en büyük güç bilgi gücüdür. Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez. Hiçbir silah, hiçbir teknoloji bilginin karşısında duramaz. O nedenle sürekli bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelerin yetişmesine ve ebelere ihtiyaç duyduğumuzu söylemem lazım. Ve tabii ki böyle bir ebeliği dizayn etmek için de birlik olmaya ihtiyaç vardır. Kurucu üyelerinden biri olmaktan onur duyduğum, gerçekten birlikte yürümekten gurur duyduğum yol arkadaşlarımın olduğu Anadolu Ebeler Derneği. Bu dernekle birlikte örgütlenmek, mesleğine sahip çıkmak mesleki örgütün içinde olmak son derece önemli” diye konuştu.