POLİTİKA - 09 Mart 2018 Cuma 23:48

Çavuşoğlu: 'Hiç kimse bizi NATO’dan çıkaramaz, bu teknik açıdan mümkün değildir'

A
A
A
Çavuşoğlu: 'Hiç kimse bizi NATO’dan çıkaramaz, bu teknik açıdan mümkün değildir'

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Türkiye’nin NATO üyeliğinin tehlikede olduğu yönündeki düşüncelerin gerçeği yansıtmadığını belirterek, “Hiç kimse bizi NATO’dan çıkaramaz, bu teknik açıdan mümkün değildir. Bazı Batı ülkeleri, Türkiye gibi ülkelere karşı nasıl davranıldığını maalesef halen bilmiyorlar. Artık Türkiye’ye 20 yıl öncesi gibi muamele edilemez. Türk milleti bunu reddediyor. ABD ve AB, Türkiye’nin eşit ortak olduğunu anlamalıdır” dedi.

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Almanya ziyareti kapsamında bir basın kuruluşuna mülakat verdi. Çavuşoğlu, Türk-Alman ilişkileri ve Zeytin Dalı Harekatı hakkında önemli açıklamalarda bulundu. Donma noktasına gelen Türk-Alman ilişkilerini yeniden harekete geçiren nedenleri açıklayan Çavuşoğlu, “Tarihimizde, Almanya'yla ilgili sorunumuz olmadı. Son zamanda ise, talihsiz bir retorik yaşandı. Bu gelişmeyi tersine çevirmek zorunda olduğumuzu anladık. Konu, yalnızca bir gazeteciyle ilgili değil” diye konuştu.

“Deniz Yücel, bizim için tali bir konuydu. Yücel’i Türkiye’de hiç kimse tanımıyordu, hapishaneye girdikten sonra tanındı” 

Bakan Çavuşoğlu, Türk-Alman ilişkilerinin yeniden canlanmasında Deniz Yücel’in serbest bırakılmasının etkili olup olmadığı yönündeki soru üzerine, “Hayır, bu bizim için tali bir konuydu. Yücel’i Türkiye’de hiç kimse tanımıyordu, hapishaneye girdikten sonra tanındı” dedi.
Afrin Harekatı’nı protesto eden kişilerin ve Türk Tabipler Birliği mensuplarının gözaltına alınmalarının hatırlatılması üzerine Çavuşoğlu, şunları kaydetti:
“Düşünce özgürlüğü olabilir. Fakat bu bağlamda kullanılan dil ve duygular önemlidir. Savaşa ‘hayır’ diyebilirsiniz. Fakat Türk Ordusu’nu masum insanları öldürmekle suçlamak başka bir şeydir. Bu yanlıştır. Teröristlere karşı savaşan askerleri masum insanları öldürmekle suçlayamazsınız.”
Türk ordusunun Afrin Harekatı’ndaki hedeflerini sıralayan Çavuşoğlu, “Hedef, tehlikeyi ortadan kaldırmaktır. Tehlike son olarak Afrin’den gelmekteydi. Afrin’den Türkiye’ye yaklaşık 700 civarında roket atıldı. Çok sayıda sivil kaybımız var. Bunlardan bazıları, Türkiye’de yaşayan Suriyelilerdi; bazıları ise Türklerdi. Başka seçeneğimiz yoktu. PKK ve YPG’den kaynaklanan tehlikeyi ortadan kaldırmak istiyoruz” şeklinde konuştu.

“Artık Türkiye’ye 20 yıl öncesi gibi muamele edilemez”

Çavuşoğlu, ‘ABD’de bazıları, müttefik olarak Ankara’ya şüpheyle yaklaşıyor. Türkiye’nin NATO üyeliğinin tehlikede mi?’ sorusu üzerine şunları söyledi:
“Biz NATO’nun kurucu üyesi olup, ittifaka birçok katkılar sağladık. Afganistan ve başka ülkelerde etkiniz. Biz, kilit müttefiklerden biriyiz. Bu, bizim stratejik tercihimizdir. Hiç kimse bizi NATO’dan çıkaramaz, bu teknik açıdan mümkün değildir. Burada, Türkiye karşıtı duygular söz konusudur. Ancak NATO üyeliğimizin sorgulanmasına izin vermiyoruz. NATO bizim evimizdir. Birisi gelip, NATO’nun evimiz olmadığını kim söyleyebilir? Bazı Batı ülkeleri, Türkiye gibi ülkelere karşı nasıl davranıldığını maalesef halen bilmiyorlar. Artık Türkiye’ye 20 yıl öncesi gibi muamele edilemez. Türk milleti bunu reddediyor. ABD ve AB, Türkiye’nin eşit ortak olduğunu anlamalıdır.”

Rusya’dan S-400 füze savunma sisteminin alınmasının gerekçelerini sıralayan Çavuşoğlu, “Kendi füze savunma sistemimiz olmaması nedeniyle, buna acilen ihtiyacımız vardı. Kongrenin çekincesi nedeniyle, ABD’den basit tüfek almakta dahi zorluk çektik. Birisinden almak zorundaydık. ABD yönetimi, Kongre’nin bunu onaylayacağına dair güvence verirse, onların Patriot sistemlerini alırız” dedi.

Sınırdan kaçak yollarla geçmeye çalışırken yakalanarak tutuklanan Yunan askerlerinin ülkelerine ne zaman döneceği yönündeki soru üzerine Çavuşoğlu, “Bilmiyorum, yasadışı bir şekilde sınırdan geçtiler. Bu konu, şimdi olayın arkasında neyin olabileceğini öğrenmesi gereken savcı ve mahkemelere bağlıdır. Bu, bir hata mı yoksa kasıt mıydı? Bu konuda emin olmak istiyorlar” ifadelerini kullandı.

Yunan askerlerini, 15 Temmuz 2016 darbe teşebbüsünden sonra Yunanistan’a iltica başvurusunda bulunan helikopter pilotlarıyla takas edileceği iddialarını yalanlayan Çavuşoğlu, “Böyle bir pazarlık istemiyoruz. Sonuçta Yunan askerlerini, Yunanistan’da değil, Türk topraklarında tutukladık. Söz konusu pilotların iadesini, bundan uzun zaman önce Yunanistan’dan resmi olarak talep ettik” dedi.

“Ateşkes kararının, adı geçmeyen Afrin’le alakası yoktur. Guta ve İdlib’ten söz edilmektedir”

Birleşmiş Milletler’in Suriye’de ateşkesi öngören kararının Afrin’de yürütülen Zeytin Dalı Harekatı’nı kapsamadığını belirten Çavuşoğlu, “Söz konusu kararın, adı geçmeyen Afrin’le alakası yoktur. Guta ve İdlib’ten söz edilmektedir. Söz konusu olan rejim ile muhalefet arasındaki çatışmadır, terör örgütlerine karşı mücadele değildir. Teröristler, bu kararın dışında tutulmaktadır. PKK, terör örgütü olarak tanınmaktadır. Terör örgütünün adının PKK veya YPG olmasının önemi yoktur, zira bunlar aynı örgüttür. Askeri harekatımız, bir terör örgütünü hedef almaktadır. Bu nedenle, söz konusu terör örgütünü yok etmeliyiz” açıklamalarında bulundu.

Zeytin Dalı Harekatı’nın ne zaman sona ereceğini açıklayan Çauşoğlu, “Harekatın zor kısmı sona ermiştir, zira önümüzde dağ ve tepeler vardı. Şimdi, Afrin şehrine yönelmekteyiz. Orada, teröristlerle, şehirde mücadele etme konusunda tecrübeli olan başka güçlerimizle başka bir stratejimiz var. Söz konusu güçler, Türkiye’nin Diyarbakır gibi şehirlerinde tecrübe kazanmıştır. Bu şehirleri, PKK’lı teröristlerden temizlemişlerdir. Suriye’de birçok insan, geldiğimiz için mutlu ve kendilerini güvende hissetmektedir” diye konuştu.  

Caner Ünver

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Çanakkale Bakan Bak, "Sınırlarımızda ve sınır ötesinde nöbet bekleyen kahramanlar yalnız bugünün değil bir yandan istikbalin de derdindedir" Çanakkale Kara Savaşları’nın 109’uncu yıl dönümü nedeniyle 57’nci Alay Vefa Yürüyüşü anma programı çerçevesinde Conkbayırın’daki Atatürk Anıtı’nda 57’nci Alay Sancağı temsili devir teslim töreni gerçekleştirildi. Tören, Atatürk Anıtı’na çelenk sunma töreniyle başladı. Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak, anıta çelenk koydu. Saygı duruşunda bulunulması ve saygı atışı yapılmasının ardından İstiklal Marşı okundu. Ardından Kur’an-ı Kerim okundu ve şehitler için dua edildi. Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak, "Evlattan ecdada uzanan köprüyü birlikte inşa etmek amacıyla tertip ettiğimiz 57. Alay Vefa Yürüyüşü’nde sizlerle bir arada bulunmanın gururunu yaşıyorum. Süngüsüyle yol açanların izini takip etmek, bu ruhu yaşamak, hissetmek için Türkiye’nin dört bir yanından koşup buraya geldiniz. 57. Alay vefa Yürüyüşü bir etkinlikten çok daha fazlası. Türkiye’nin gençlerinin her yıl burada toplanmasının derin ve önemli bir anlamı var. 57. Alay kanlarının son damlasına kadar mücadele etmiş ve Arıburnu mevkiinde şehit düşmüş bir alayın fedakarlık, dirayet ve cesaret öyküsüdür. İstiklal şairimizin "Cihan yıkılsa emin ol bu cephe sarsılmaz" dediği 57. alaydır. Onlar süngüsüyle yol açmış, can vermiş, kan akıtmış ama Türk milletin haysiyetini, birliğini müdafaa etmekten geri durmamıştır. Vatanla, toprağına, hürriyetine ezelden ebede her daim sadakatle bağlı olan bu milletin evlatları binlerce yıldan beri şehit düşer, bedel öder lakin toprak vermez. Çünkü toprak dediğimiz kara parçasından ibaret değildir. Toprak mazidir, hatıradır, köktür, bugündür ve yarındır. İşte 57. Alay canını siper ederek topraklarını korurken yalnız o gün için değil, bugün burada huzurla yaşayabilelim diye o onurlu mücadeleyi vermiştir. Sarıkamış’ın kahramanları bugün bir sür ve başı dik bir hayat sürelim diye Allah-u Ekber dağlarından geri dönmemişlerdir. 15 Temmuz’da hainlere geçit vermeyen yiğitler sınırlarımızda ve sınır ötesinde nöbet bekleyen kahramanlar da yalnız bugünün değil bir yandan istikbalinde derdindedir. Türk milleti tarih sahnesinde çıktığından beri dünden bugüne cesaretli duruşuyla dünyaya meydan okuyan cümle kahramanlara çok şey borçluyuz. Bu borcun edasını çalışarak, kıymet bilerek, kıymet vererek gerçekleştirebiliriz. Sorumluluklarımızın farkındayız. Bizim dünyanın herhangi bir yerinde başka bir motivasyon alamaya cesaret veren yeni öyküler keşfetmeye ihtiyacımız yok sevgili gençler. Aradığımız ilham, öğreneceğimiz ders işte burada, buradaki ruhta saklıdır." ifadelerini kullandı. Konuşmaların ardından Ege Üniversitesi öğrencisi Orhan Özcan Arıkan 57’nci Alay Sancağı’nı Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesine teslim edildi. Anma programına Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak, Çanakkale Vali Vekili Hakkı Uzun, Çanakkale Boğaz ve Garnizon Komutanı Tuğamiral Mustafa Biçen, 2’nci Kolordu Komutanı Tümgeneral Rasim Yaldız, Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanı İsmail Kaşdemir, kurum müdürleri, siyasi parti temsilcileri, gaziler ve çok sayıda vatandaş katıldı.
Denizli Muğla BİLSEM ülke genelinde en çok proje hazırlayan 2. okul oldu Muğla Bilim ve Sanat Merkezi (BİLSEM), bilimsel çalışmalar kapsamında Türkiye genelinde en çok proje hazırlayan ikinci okul oldu. Bu yıl 18.’si düzenlenen Ortaokul Öğrencileri Araştırma Projeleri yarışması Ege Bölge finali Denizli’de başladı. Ege bölgesinden yapılan 887 projeden 100 tanesi jüriler tarafından sergilenmeye değer görülerek bölge finaline davet edildi. Bölge finalinde başarılı olan projeler ise Türkiye finalinde yarışmaya hak kazanacak. Yarışmaya damga vuran Muğla Bilim ve Sanat Merkezi ise hazırladığı yetmiş proje ile Türkiye geneli en çok proje hazırlayan ikinci okul oldu. Davet edilen on üç proje ile de Türkiye geneli en başarılı dördüncü okul oldu. Ege bölgesi özelinde ise bölgeye davet edilen yüz projeden on üçüne sahip olarak Ege Bölgesinin zirvesine yerleşti. Ege Bölge finalinin yapıldığı Denizli EGS Kongre ve Kültür Merkezi’nde görüştüğümüz Muğla Bilim ve Sanat Merkezi Müdürü Bekir Cevizci, ”Öğrencilerimiz ve öğretmenlerimiz bilimsel üretkenliklerini en üst seviyeye çıkararak bu yıl Türkiye’ye damgasını vurdu. Muğla’dan bir devlet okulunun bütün istatistikleri alt üst ederek bilimsel başarılarıyla Türkiye gündemine oturması bizleri çok mutlu etti. Bu başarının mimarı sevgili öğrencilerimizi ve fedakâr öğretmenlerimizi tebrik ederim. Burada 13 ekibimizde toplam 36 kişilik dev bir kadro bulunmaktayız. Buradan güzel başarılar alarak Muğla’ya dönmeyi planlıyoruz. Ayrıca tek faaliyetimiz bilimsel projeler değil, bilimsel yayınlar ve bilimsel öğrenci bildirilerinde de Türkiye gündemine oturmaya hazırız. Haziran ayına kadar bu hedeflerimizi gerçekleştirdiğimizi gözlemleyeceksiniz” dedi.
Hatay Paris’e tatile giden profesörün paraları, yabancı uyruklu şahsın ayakkabısından çıktı Hatay’da yaşayan Profesör Dr. Mustafa Zortuk, tatil amaçlı gitmek istediği Paris yolculuğu öncesinde hırsızlık şoku yaşadı. Prof. Dr. Zortuk’un çalınan bin 500 eurosu ve 4 bin TL’si kabin memurunun dikkati sayesinde yabancı uyruklu bir şahsın ayakkabısının içerisinden ele geçirildi. Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi’nde görevli Öğretim Üyesi Profesör Dr. Mustafa Zortuk, Ramazan Bayramı tatilini ailesiyle birlikte Paris’te geçirmek istedi. Ailesiyle birlikte Sabiha Gökçen Havalimanı’ndan uçağa binmek üzere servisle götürülen profesör, uçağa bineceği esnada çantasının yanında olmadığını fark etti ve durumu görevlilerle paylaştı. Profesör Zortuk, kaybolan çantasını uçakta yaptığı aramada bulsa da tatil parası olan bin 500 euronun ve 4 bin TL’nin içinde olmadığını fark etti. Zortuk’un yardımına yetişen uçakta görevli kabin memurunun çantayı uçağa biniş esnasında başka bir şahsın elinde gördüğünü söylemesi üzerine polis ekipleri konuyla ilgili çalışma başlattı. Polis ekiplerinin yaptığı çalışma sonrası Zortuk’a ait 4 bin TL ve bin 500 euro, kabin memurunun bahsettiği yabancı uyruklu şahsın ayakkabısının üzerinden çıktı. Tatil parasına yeniden kavuşan Zortuk ailesi ve uçaktaki diğer yolcular 1 saat gecikmeli olarak Paris yolculuğuna başladı. “4 günlük Paris gezisi paramın çantanın içinde olmadığını görünce panikledim” 4 gün tatil parasının çantanın içinde olmadığını görmesi üzerine paniklediğini ifade eden Prof. Dr. Mustafa Zortuk, “Ailemle beraber Paris’e gidiyorduk. Servis aracından uçağa yaklaştığım zaman sırt çantamızı otobüste unuttuğumuzu fark ettik. O anda panik aldık, tüm paramız sırt çantası içerisindeydi. Uçağın altında çalışanlar sakin olmamızı söylediler. Servis aracını arayacaklarını söylediler. Servis aracında sırt çantamızın olmadığı ortaya çıktı ve bir kişinin çantamızı alarak iyi bir niyetle uçağa getirebileceği söylendi. Bin 500 euro ve 4 bin TL civarında paramız vardı. Ben uçağın ön tarafından arkaya doğru valiz alanlarına bakmaya başladım. Onuncu sırada çantamı buldum ve çok sevindim. Tekrar uçağın ön tarafına gelip, çantanın içerisinde parama bakmaya başlarken paramın olmadığını fark ettim. 4 günlük Paris gezisi paramın çantanın içinde olmadığını görünce panikledim” dedi. “Bütün paralar yabancı uyruklu şahsın ayakkabısının içerisinden çıktı” Uçakta görevli Rengin Koç isimli kabin memuru sayesinde çalınan parasının polis ekipleri tarafından bulunduğunu belirten Prof. Dr. Zortuk, “Rengin Koç isimli kabin memuruyla konuştum ve paramın çantada olmadığını söyledim. Kabin memuru da bana; uçağa binerken Fransızca konuşan bir kişinin sırt çantamın içerisini açtığını ve çıkarken paraları söyledi. O anda bende paraları birinin alıp, sırt çantasını içeriye koyduğunu anladım ve şikayetçiyim dedim. Yarım saat bekledik, polis ekipleri geldi. İlk önce uçak girişinde beni sorguya çektiler, detayları anlattım. Uçaktaki Fransızca konuşan şahsı alıp dışarıya çıkarttılar, bütün paralar bu şahsın ayakkabısının içerisinden çıktı. Böyle bir şey yaşayacağım aklıma gelmezdi. Yurt dışına çıkarken hırsızlık olayına karşı önlem alıyorsunuz ama Sabiha Gökçen Havalimanı’nda direkt paranızın tümünü kaybetmek biraz enteresan oldu. Uçak 1 saate yakın apronda bekledi” ifadelerini kullandı. “Özellikle kabin memurunun o merdivenden çıkarken ki dikkati çok önemliydi” Parasını çalan şahıstan davacı ve şikayetçi olduğunu ifade eden Prof. Dr. Zortuk, Sabiha Gökçen’de görevli polis ekiplerine teşekkür ederek, “Davacı ve şikayetçiyim. Gereken evrakları imzaladım. Parayı bulduktan sonra inanılmaz derecede mutluyuz. Özellikle kabin memurunun o merdivenden çıkarkenki dikkati çok önemliydi. Sırt çantası içerisinde para sayan birini görmesi, bize çok büyük katkı sağladı. Paramız bulunduğu için çok çok mutluyuz. Havalimanında görevli bütün polis memurlarına çok çok teşekkür ederim” şeklinde konuştu.