ASAYİŞ - 23 Şubat 2017 Perşembe 08:34

Cerablus ve civarında hayat normale dönüyor

A
A
A
Cerablus ve civarında hayat normale dönüyor

Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) desteğinde Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) tarafından yaklaşık altı aydır yürütülen Fırat Kalkanı Harekatı, yöre insanı için meyvelerini vermeye başladı.

Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) desteğinde Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) tarafından yaklaşık altı aydır yürütülen Fırat Kalkanı Harekatı, artık yöre insanı için meyvelerini vermeye başladı. Bölgedeki askeri kaynaklardan ve yerel yöneticilerden alınan bilgilere göre; özellikle güvenliğin sağlandığı yerlerde bölge insanının evlerine geri döndükleri, normal yaşantılarına geçmeye başladıkları görülüyor.

Okula gitmenin yasaklandığı, binaların zarar gördüğü bölgede, TSK desteğindeki ÖSO unsurları tarafından bölgeye hakim olunmasından sonra yıkılan okulların Türkiye tarafından onarıldı ve çocuklar tekrar okullarına gitmeye başladı. Cerablus’a bağlı köylerde ise okul binalarının onarımlarına halen devam ediliyor.
PYD/PKK hakimiyetinde bulunan, aslında bir Arap kenti olan Münbiç’te, okullarda zorla Kürtçe öğretilmeye çalışılıyor. Bölgedeki kaynaklardan alınan bilgilere göre; bu durumdan rahatsız olan Araplar, çocuklarını eğitim amacıyla Cerablus’a getiriyor.

Sağlık hizmetleri ile ilgili olarak, yerel halk tarafından DAEŞ zamanında hastane, doktor ve eczanenin olmadığı, yaralanan insanların çaresizce ölüme terk edildiği, doktorların çoğunun ise korkutularak kaçmaya mecbur bırakıldığı ifade edildi. Halkın Türkiye’nin hizmete soktuğu sahra hastanesinin faaliyetleri ve ilaç desteğinden son derece memnun oldukları, hatta Münbiç’ten dahi hastaların tedavi olmak için Cerablus’a geldikleri biliniyor. Münbiç’te PYD/PKK’nın insanlara sağlık hizmetleri anlamında çeşitli zorluklar yaşattığı, tedavi olmak için Ayn-el Arab’a gitmek isteyenlere izin vermedikleri, tedavi olmak için sadece Cerablus’a gelebildikleri; pek çok kişinin tedavi göremedikleri için basit rahatsızlıklarını dahi atlatamadıkları, ilaç bulamadıkları belirtildi.

Bölgede ayrıca DAEŞ terör örgütünün sadece düğün, cenaze gibi özel zamanlarda elektrik verdiği, bölge halkının bu sebeple büyük sıkıntılar çektiği de öğrenildi. Bölge halkı, son dönemde Türkiye’nin destekleri sayesinde elektrik probleminde sıkıntıların azaldığı ve sorunun çözümü için gerekenlerin Türk makamları tarafından yapıldığını belirtiyor. Bölgedeki elektrik alt yapısının Türkiye’den gelen elektriği kaldıramadığı, bu sebeple de bazı bölgelerde elektriğin jeneratörler vasıtasıyla sağlandığı da ifade ediliyor. Jeneratörlerin çalışması için gerekli olan akaryakıtın bölgede çok pahalı olması da bölge halkının bulunduğu olumsuzluklar arasında yer alıyor. Bölge halkının bütün bu sıkıntılarının temelinde Münbiç’te bulunan ve Münbiç ile Cerablus’a elektrik sağlayan barajın PYD tarafından sahiplenildiği ve bu barajdan elde edilen elektriğin kullanıma sunulmadığı bölgeden gelen haberler arasında.

Bölgedeki bir diğer sorunun da yaklaşık bir senedir devam eden su problemi. Hava şartlarının yağış açısından yetersiz oluşu Cerablus’ta olmasa bile civar köylerde su sıkıntısı çekilmesine sebep olarak gösteriliyor. Bölgedeki Elvaniye Köyü’nde bulunan, civar köylerin de istifade ettiği büyük su deposunun DEAŞ tarafından imha edilerek kullanılamaz hale getirilmesi nedeniyle su sıkıntılarının daha da arttığı biliniyor.

Bölgenin güvenliği konusunda ise özellikle Cerablus’ta, Türkiye’de yetiştirilen polislerin göreve başlamasıyla birlikte emniyet ile ilgili yaşanan sıkıntıların azaldığı kaydediliyor. Bölge halkına önemli ölçüde rahatsızlık veren silahlı protestoların da Türk ve Suriyeli emniyet ekiplerinin çalışmaları sayesinde son bulduğu edinilen bilgiler arasında.

Bölge halkı, Fırat Kalkanı Harekatı ile yurtlarının DEAŞ terör örgütünün olumsuz faaliyetlerinden kurtulduğunu, ilerleyen dönemde de Münbiç’in PYD’den kurtulmasını dört gözle beklediklerini; bu sayede istedikleri gibi akrabalarını ziyaret edebileceklerini dile getiriyor.

Münbiç’teki adalet anlayışının da insan haklarına aykırı olduğunu dile getiren bölge halkı, mahkeme kararlarının bölgenin etnik yapısının gözetilerek verildiğini ifade ediyor. Bu durumun da topluluklar arasında kırılmalara ve anlaşmazlıklara sebebiyet verdiği belirtiliyor. 

Onur Emre Durak

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Van Akdamar Adası gündüz ayrı gece ayrı güzel Van Gölü’nde bulunan her yıl binlerce yerli ve yabancı turisti ağırlayan Akdamar Adası, açan badem ağaçları çiçekleriyle ziyaretçilerini mest ediyor. Van’ın tarihi ve kültürel zenginlikleri arasında önemli bir yere sahip olan Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Van Valiliği’nin katkılarıyla yapılan çalışma sonrası Güneş Enerji Sistemi (GES) ile ışıklandırılan Akdamar Adası yeni görünümüyle göz kamaştırıyor. Bahar aylarıyla birlikte badem ağaçlarının çiçek açmasıyla gündüz ziyaretçilere görsel şölen sunan Akdamar Adası, gece ışıklandırmasıyla da yerli ve yabancı turistlerin ilgi odağı oldu. Van’ın önemli tarihi mekanlarından biri olan, yerli ve yabancı turistlerin yoğun ilgi gösterdiği Akdamar Adası’nı ziyaret eden Van Valisi Ozan Balcı, yapılan restorasyon ve bakım çalışmalarını inceledi. Özellikle bahar aylarıyla birlikte badem ağaçlarının çiçeklerinin açmasıyla görsel bir şölen sunan adada, ziyaretçilerin daha güvenli ve konforlu vakit geçirmeleri için bir çok çalışma yapıldı. Vali Yardımcısı Furkan Duman’dan bilgi alan Vali.Ozan Balcı, Akdamar Adası’nın önemli bir değer olduğunu belirterek, “Van, tarihi, doğası, kültürüyle büyük bir zenginlik. Bunlardan en önemlisi de Akdamar Adası. Yerli ve yabancı turistlerin yoğun olarak ziyaret ettiği bir zenginlik. Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Valiliğimiz işbirliği ile Akdamar Adası’nda restorasyon ve bakım çalışması yaptık. Bu kapsamda güvenlik yolları yaparak, deforme olan yolları onardık. Yürüyüş yollarını korkuluklarla güvenli hale getirdik. Akdamar Adasını aydınlattık. Adanın belirli yerlerine çeşmeler yaptırdık. Adanın birçok yerine kuş yuvaları bıraktık. Adanın bakımı yapıldı. İskele düzenlendi. Arıtmasını yaptık. Mescit ve WC’ler yenilendi Böylece yerli ve yabancı turistlerin daha güzel vakit geçirmeleri için güzel bir çalışma oldu. Emeği geçenlere çok teşekkür ediyorum. Hemşehrilerimizi, yerli ve yabancı misafirlerimizi Van’ımızın tarihi ve kültürel güzellikleri ile özellikle de Akdamar Adası’nı ziyaret etmeye davet ediyoruz" dedi. “Bayramda Akdamar Adası ve ören yerlerine ziyaretçi akını” Van’da 9 günlük Ramazan Bayramı tatilinde 17 bin 700 yerli ve yabancı turist Akdamar Adası ve kentteki ören yerlerini ziyaret etti. Van’ın müze ve ören yerleri, 9 günlük bayram tatili boyunca başta İranlılar olmak üzere ziyaretçi akınına uğradı. Eşsiz güzelliğiyle ziyaretçileri mest eden tarihi Akdamar Adası, her dönem olduğu gibi yine en çok ziyaret edilen yerlerden oldu. 12 bin kişi ile en fazla ziyaretçiyi Akdamar Adası ağırlarken ardından onu 3 bin kişi ile Van Müzesi takip ederken, 2 bin 700 kişi ise Van Kalesi’nin ziyaret etti. (EKİP-ŞAK-
Aydın Son siparişini jandarmaya teslim etti, 20 yıl sonra yakalandı Aydın’ın Koçarlı ilçesinde 20 sene önce işlediği cinayet sonrası firar ederek izini kaybettiren ve yemek siparişi yapan bir işletmede kurye olarak çalıştığı öğrenilen firari zanlı, iki aylık çalışmanın ardından jandarmanın verdiği yemek siparişi sonrası yakalanarak cezaevine gönderildi. Edinilen bilgiye göre, Koçarlı ilçesinde 23 Haziran 2004 tarihinde A.B. isimli şahıs, aralarında husumet bulunduğu iddia edilen baba ve iki oğlunun ateşli silahla saldırısında öldü. Olaydan sonra şahıslardan biri yakalanırken, baba ve diğer oğlu K.Ü. kayıplara karışarak izini kaybettirdi. Jandarma özel ekip kurdu A.B.’nin öldürülmesi olayı ile ilgili olarak dosya yeniden ele alınarak İstihbarat Şube Müdürlüğü ve Aydın İl jandarma Komutanlığı Suç Araştırma Timi (JASAT) ekiplerinden oluşan özel ekip kuruldu. Ekipler dava dosyası üzerinde 06 Şubat 2024 tarihinden itibaren çalışmaya başladı. Ekipler davanın zaman aşım süresinin dolmasına az bir süre kala çalışmalarını yoğunlaştırdı. “Son siparişi jandarmaya teslim edince yakalandı” Aydın jandarmasının özel ekibinin titizlikle çalışmasının ardından A.B. isimli şahsın öldürülmesi olayının firari şüphelisi K.Ü.’nün İzmir’in Bornova ilçesinde yemek siparişi verilen bir firmada kurye olarak çalıştığı, olayın diğer failleri olan babası A.Ü.’nün 2018 yılında vefat ettiği, kardeşi A.Ü.’nün ise olayın ardından yakalanarak tutuklandığı belirlendi. Jandarmanın planı başarıya ulaştı Aydın’dan İzmir’e giden özel ekip olayın firarisi K.Ü.’yü yakalamak için hazırladığı planı devreye koydu. Jandarma müşteri olarak şahsın çalıştığı yemek işletmesinden sipariş verdi. Olaydan habersiz K.Ü. hazırlanan siparişi getirerek, jandarma ekiplerine teslim edince 20 yıl sonra yakalandı. 20 yıl sonra tutuklandı İzmir’de özel ekip tarafından yakalanan şahıs, Aydın’a getirildi. Jandarmadaki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen K.Ü. mahkeme tarafından tutuklanarak cezaevine teslim edildi.
Ankara Deprem uzmanından uyarı: “Tokat’ın üzerinde bulunduğu fay hattında beklenen büyük şiddetli deprem hala olmadı” Gazi Üniversitesi DEMAR (Deprem Mühendisliği Uygulama ve Araştırma Merkezi) Müdürü Prof. Dr. Abdussamet Arslan, Tokat’ın da üzerinde bulunduğu Kuzey Anadolu Fay Hattı’nda beklenen büyük şiddetli depremin hala olmadığını kaydetti. Prof. Dr. Abdussamet Arslan, Tokat’ta meydana gelen ve Samsun, Yozgat, Çankırı ve Çorum gibi çevre illerde de hissedilen 5.6 büyüklüğündeki depreme ilişkin açıklamalarda bulundu. Arslan, İHA muhabirine yaptığı açıklamada, Bingöl çevresinde birleşen Doğu Anadolu Fay Hattı ve Kuzey Anadolu Fay Hattı’nın birbirleri üzerinde sürekli hareket halinde olduğunu kaydederek, “Son 1 ayda özellikle Kuzey Anadolu Fay Hattı’nın her iki ucunda hareketlenmeler mevcut. 4’ün üzerinde çok fazla sayıda deprem oldu. Hem Doğu bölgesinde özellikle Adıyaman’ın biraz daha ilerisinde depremler oldu hem de hattın batı ucunda yani Yunanistan’da 4’ün üzerinde depremler oldu. Dolayısıyla bu fay hattının üzerinde bir hareketlenmenin olduğu çok net bir şekilde ortaya çıkıyor” ifadelerini kullandı. Kahramanmaraş merkezli depremler sonrası Doğu Anadolu Fay Hattı’nın, Kuzey Anadolu Fay Hattı’na doğru 9 metre kaydığını kaydeden Arslan, yukarıya doğru meydana gelen hareket sonucu Kuzey Anadolu Fay Hattı’nda kırılmalar meydana geldiğini ve Tokat’ın da bu hat üzerinde olduğunu kaydetti. Arslan, iki hattın birleştiği noktalarda bulunan Bingöl, Erzincan, Bitlis ve Muş çevresinde stres birikimi yaşandığını kaydetti. Kuzey Anadolu Fay Hattı üzerinde ortaya çıkan jeolojik verilere değinen Arslan, 10 yıl içerisinde bu hat üzerinde 7.0 ila 7.5 büyüklüğünde bir deprem olma ihtimalinin yüzde 90 olduğuna dikkati çekti. "Deprem olan bir bölgede bir kırılmanın tekrar yaşanma ihtimalinin neredeyse sıfır" Deprem olan bir bölgede bir kırılmanın tekrar yaşanma ihtimalinin neredeyse sıfır olduğunu belirten Arslan, sözlerine şöyle devam etti: “Ne zamana kadar? Periyodu doluncaya kadar. Kahramanmaraş depreminin periyodu 450 ila 500 yıl civarındadır. Dolayısıyla da Pazarcık bölgesinde fayın tekrar kırılması için 450 yıla daha ihtiyacımız var ancak buradaki kırık meydana geldiğinde hem Elazığ ve Bingöl’e doğru olan bir bölgede hem de Hatay’ın daha güneyinde olan bölgelerde gerilme birikmesi meydana geldi. 9 metreye ileriye doğru giden hareket, Malatya civarında durdu. Sonra bu hareket bir türlü devam edecek, kırılmayı tamamlayacak.” “Önümüzdeki 10 yılda Kuzey Anadolu Fay Hattı üzerinde 7.0 ila 7.5 civarında deprem beklemek yanlış olmaz” Bingöl civarında büyük şiddetli depremin hala olmadığını ifade eden Arslan, “İki fay hattının buluştuğu kavşak nokta olan Bingöl’de henüz beklediğimiz deprem olmadı. Bu depremi de hakikaten bekliyoruz. Kuzey Anadolu Fay Hattı boyunca 7.0 ila 7.5 büyüklüğündeki depremi beklememek çok hata değil ama zamanlamasını söyleyebilmek çok zor. Önümüzdeki 10 yıl içerisinde kesinlikle 7.0 ila 7.5 civarında deprem beklemek yanlış olmaz” değerlendirmesinde bulundu.