POLİTİKA - 22 Nisan 2018 Pazar 17:05

CHP-İyi Parti ittifakına Bahçeli'den ilk yorum!

A
A
A
CHP-İyi Parti ittifakına Bahçeli'den ilk yorum!

MHP lideri Bahçeli, “Gazi Meclisin hür iradesini, 98 yıllık izzetini ikbal arayışlarıyla, dahası hülle ve hile yoluyla karalamaya, karartmaya çalışan siyasi düşükler, milletimizin demokratik kazanımlarına kast etmenin cezai karşılığını da kuşkusuz sandıkta göreceklerdir” dedi.

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı dolayısıyla yayımladığı mesajda Türkiye Büyük Millet Meclisinin (TBMM) 98 yıl önce muazzam ve muhterem bir iradenin mahsulü olarak Ankara’nın Ulus semtinde tek katlı taş binada dualarla ve büyük umutlarla açıldığını kaydeden Devlet Bahçeli, “Büyük Millet Meclisi, Türk milletinin tam bağımsız yaşama iradesinden doğmuş, esaret ve ezikliğe meydan okuyan tarihi vakarından bir güneş gibi parlamıştı. Hiç şüphe yoktur ki, Büyük Millet Meclisi milletimizin tüm haslet, hasret, hatıra, haysiyet ve hedeflerinin bileşkesi, billurlaşmış fikriyatıdır. Ordular hazırlayıp ordular yöneten, çöken bir imparatorluğun enkazı üzerinde devlet kuran, zalimlere karşı mazlumların sığınak ve sözcüsü olan Büyük Millet Meclisi, aynı zamanda kahraman, aynı zamanda gazi, aynı zamanda milli iradenin tecelli ettiği şeref ve onur mekanıdır.

23 Nisan 1920’de Meclisimizin açılmasıyla çıkan sonuç; yaklaşık iki asrı bulan elem ve çile dolu geri çekilmenin son bulacağının, Anadolu coğrafyasında sonsuza kadar yaşayacağımızın, vatanımızı sonuna kadar koruyacağımızın, akıl, sabır, strateji, hesap, irade, iman ve süngü ile birleşen bir mücadele ile Türklüğün makus talihini döndüreceğimizin bütün cihana kahramanca ilan ve ilamıdır. Bu itibarla Büyük Millet Meclisinin açılışı, milletler ve medeniyetler çekişmesinin acımasızca sürdüğü bir dönemde Türk milletinin tam bir mutabakatla, milli kimlikte ve milli hedeflerde buluşmasının yıllardır süren kayıpların çöküntüsünü ve moral bozukluğunu atarak güç toplamasının, teslimiyet ve tavizlere son verip silkinerek doğrulmasının, silahla verilen bir mücadelede bile milli mutabakatla sağlanan meşruiyetin nirengi ve dönüm noktasıdır. Nitekim Büyük Millet Meclisi, kutlu varlığıyla ve tarihi haklarıyla oynanmayı reddeden Türk milletinin topyekun ayağa kalktığı bir diriliş ve yükseliş abidesidir. Bu nedenle ne kadar övünsek azdır, yetersizdir” ifadelerini kullandı.

“TBMM, 15 TEMMUZ’DA BİR KEZ DAHA GAZİLİK UNVANINI TEYİT ETMİŞTİR”

Bir başka yönüyle 23 Nisan 1920’nin Türkiye Cumhuriyeti’nin siyasi ve hukuki alt yapısının hazırlandığı bir dönemin de miladı olduğunun altını çizen Bahçeli, mesajında şu ifadelere yer verdi:

“Bu haliyle ilk Meclis, o dönemde de kademe kademe tahkim, tesis ve temin edilen cumhur ittifakının kıvancı, ayrıca Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu iradesi, kuruluş şaheseridir. İlk Meclis vatan kurtarmış, devlet kurmuştur. Erken seçim kararının alınmasıyla birlikte son günlerine yaklaşan 26’ncı Dönem Türkiye Büyük Millet Meclisi de, ilk Meclis’in emanet ve şerefine korkusuzca sahip çıkarak, 15 Temmuz 2016’da hain FETÖ işgalini durdurmuş, bu haliyle ikinci defa vatan kurtarıcılığı unvanına layık olmuştur. TBMM, 15 Temmuz’da bir kez daha gazilik unvanını teyit etmiştir. Bu kapsamda ilk Meclisin muhterem azalarıyla 26’ncı Dönem TBMM’nin saygın üyeleri Türk tarihi açısından asla unutulmayacak hizmet ve mücadelelere imza atmışlardır. Ancak Gazi Meclisin hür iradesini, 98 yıllık izzetini, ikbal arayışlarıyla, dahası hülle ve hile yoluyla karalamaya, karartmaya çalışan siyasi düşükler, milletimizin demokratik kazanımlarına kast etmenin cezai karşılığını da kuşkusuz sandıkta göreceklerdir. Demokrasi nutku atanların, ilkeli ittifaktan bahsedenlerin ayak ve siyasi oyunlara heves etmeleri tam bir çatırdama, tam bir siyasi çürüme halidir. 23 Nisan 1920’de demokrasi ve millet egemenliği tarihsel sahnesine tam olarak çıkmıştır.

Demokrasi ve millet egemenliği ancak bu değerlere hürmet ve riayet etmesini bilen milletin ahlaklı temsilcileri vasıtasıyla anlam ve kalıcılığını ebediyen bulacaktır. Dünyanın o zamanki siyasi ve toplumsal ikliminde Meclisimiz taşıdığı eşsiz ve emsalsiz özellikleriyle hem insanlık için örnek hem de Türk tarihi açısından ibret, ilham ve ihtiram vesikasıdır. Unutmayalım ki, hakimiyet havzalarımızdan birer birer çekildiğimiz vahim ve ıstırap dolu tablo içinde Türk milletinin o dönemdeki en son, en etkili hamlesinin adı Büyük Millet Meclisidir. Nihayetinde TBMM; Türk milliyetçiliğinin, millet ve vatan sevdasının millet iradesiyle buluşması, ayrılmamak üzere birleşmesidir. 23 Nisan 1920’nin aziz hatıralarını aramak ve anlamak için çok uzaklara gitmeye gerek yoktur. 19 Mayıs ruhunda tecelli etmiş yüksek ülkülerde, isli gaz lambalarının ışığında kaleme alınan kararlarda, ardı arkası gelmeyen sararmış telgraflarda, heyecanla toplanılan kongre salonlarında, asker götüren katarların loş vagonlarında, mermi taşıyan kağnıların gıcırtılı tekerleklerinde, gaile dolu teknelerinde, mekteplerden getirilen ve uykusuz gecelerle geçen sıralarda, nihai olarak şehadetlerle dolu vatan topraklarında, Türkiye Büyük Millet Meclisini canlı bir şekilde görmek, anlamak, tanımak mümkündür, her vicdan sahibi için de şeref konusudur.”

“TBMM GÖREVİNİN BAŞINDADIR, AÇIKTIR”

Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemiyle TBMM’nin daha da etkinlik kazandığını, asıl fonksiyonuna tam olarak kavuştuğunu, denge ve denetleme vasfının tescillendiğini belirten Bahçeli, “İlaveten kuvvetler ayrımı netleşmiş, kesinleşmiştir. TBMM, Türk milletinin alın teri, göz nuru, cepheden cepheye verdiği kurtuluş mücadelesinin ilelebet yaşayacak iradesinin mümtaz bir tecelligahıdır. Gazi Meclis artık daha güçlü, gerçek işlev ve tarihi mirasına daha da sahip bir mevkie erişmiştir. Büyük Millet Meclisinin açılması, aziz milletimizin varlığına ve bekasına yönelmiş dayatmalar karşısında neleri göze alıp, neleri başarabileceğinin de imrenilecek bir numunesini teşkil etmiştir. Gerek Büyük Millet Meclisinin açılış destanı ve şartları, gerekse sonradan yaşanan siyasi, sosyal gelişmelerin tamamı milletimizi küçümseyen, onuruna ve mukaddesatına el ve dil uzatmaya yeltenen, gücünü sınamaya kalkışan odakları nasıl bir akıbetin beklediğini anlamaları açısından da tarihi ihtar belgesi olmuştur. Bu nedenle Millet Meclisimizin açılması ile başlayan sürecin manasını ayrıntıları ile bilmenin, devlet ve millet hayatımızda yeniden karşımıza çıkan benzer tehditlerin ve tehlikelerin doğru anlaşılması bakımından çok önemli olduğuna inanıyorum.

En karamsar ortamda, en müşkül anlarda bile Türk milletine gücü yetmeyenlerin, bugün yeni macera ve melun yollarla şanslarını bir kez daha denemeye kalkışmaları bu açıdan beyhude bir gayret olacaktır. TBMM görevinin başındadır, açıktır, Türkiye Cumhuriyeti’nin kalpgahı, Türk milletinin ta kendisidir. İnanıyorum ki, 27’nci dönem TBMM aynı hissiyat ve görev şuuruyla tarihi ve milli görevini tam ve eksiksiz yerine getirecektir. Bu düşüncelerle Gazi Meclisimizin 98’nci açılış yıl dönümünü saygıyla kutluyor, aziz milletime esenlikler ve selamet dolu yıllar diliyorum. Bu vesileyle bütün çocuklarımızın 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı yürekten tebrik ediyorum. Türkiye Büyük Millet Meclisini bize emanet eden başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere ilk Meclisin tüm mebuslarını, kurucu kahramanları ve vatanımızın bekası için canlarını seve seve veren muhterem şehitlerimizi rahmet ve minnetle anıyorum” açıklamasında bulundu.  

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Samsun Çarşamba’nın tarihi lezzeti denetimi geçti Samsun’un Çarşamba ilçesinin tescilli tarihi lezzeti pide, 2024 denetimini denetimi geçti. Samsun’da, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu kapsamında 22 Aralık 2016 tarihinden itibaren korunmak üzere 21 Mart 2018 tarihinde Çarşamba Ticaret Borsası tarafından tescili yaptırılan “Çarşamba pidesi”nin 2024 yılı coğrafi işaret denetimi tamamlandı. Denetim kapsamında, coğrafi işaretli Çarşamba pidesi üreticileri yerinde ziyaret edilerek, üreticilere coğrafi işaretin önemi ve kapsamı anlatıldı. İşletmelerin şartnameye uygunlukları açısından denetimi gerçekleştirildi. Denetime Çarşamba Ticaret Borsası Tescil Takip Memuru Oğuzhan Kılınç, Çarşamba Ticaret ve Sanayi Odası Proje Ofisi Müdürü Reyhan Arslan, Çarşambalılar Lokantacılar Odası Başkanı Hasan Gümüş ve Genel Sekreter Serpil Yılmaz, Çarşamba Kaymakamlığı Yazı İşleri Müdürü İbrahim Fethi Sel, Çarşamba Belediyesi görevlisi Onur Öztürk ve İlçe Tarım ve Ormancılık Müdürlüğü yetkilisi Uğur Gencer ile Veteriner Hekim Ali Kemal Altuntaş katıldı. Çarşamba’nın tarihi lezzeti Denetimlerin yer yıl olduğu gibi bu yılda usulüne uygun yapıldığını ifade eden Çarşamba Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Kazım Yılmaz, “Coğrafi işarete sahip Çarşamba Pidesi Çarşamba’nın tarihi bir lezzetidir. Yıllardır süregelmiş bu yöresel ürüne özellikle kamunun öncülüğünde sahip çıkılmalı ve marka değeri artırılmalıdır. İlçemiz için büyük değere sahip Çarşamba pidesinin korunması ve üretimi hususunda görev alan öncü kurum olmaktan gurur duyuyoruz” dedi. ÇTB tarafından Çarşamba’da coğrafi işaretli Çarşamba pidesi üretimi yapan 6 (altı) firmaya coğrafi işaret denetimi yapıldı. Pide üretimi yapan işletmelerinin, coğrafi işaretli Çarşamba pidesinin usullerine uygun bir biçimde yapıldığını ve yörenin doğal ürünlerinin kullanıldığını kaydetti. Pideler denetime gelen yetkililer tarafından tadıldı.
Erzurum Atatürk Üniversitesi ikinci kez akredite edildi Yükseköğretim Kalite Kurulu (YÖKAK) tarafından yükseköğretim kurumlarındaki niteliğin yükseltilmesi ve kalite güvencesine katkı sağlanması amacıyla uygulanan Kurumsal Akreditasyon Programı kapsamında 2021 yılında akredite olan Atatürk Üniversitesi, 2 yıl süreyle yeniden akredite edildi. Bu kapsamda; Başkent Ankara’da düzenlenen törende Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ömer Çomaklı Akreditasyon Belgesini, Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar ile YÖKAK Başkanı Prof. Dr. Ümit Kocabıçak’ın elinden aldı. Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Itri Kongre ve Kültür Merkezinde, Uluslararası Kalite Güvencesi ve Akreditasyon Konferansı öncesinde düzenlenen törenle Kurumsal Akreditasyon Belgesini alan Rektör Çomaklı’ya Atatürk Üniversitesi Kalite Koordinatörü Prof. Dr. Bilal Yılmaz ile İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Vedat Kaya eşlik etti. Rektör Çomaklı: “Bu Başarı Tüm Üniversite Mensuplarımıza Aittir” Konuyla ilgili bir değerlendirmede bulunan Rektör Prof. Dr. Ömer Çomaklı; Yeni Nesil Tasarım ve Dönüşüm Projesi kapsamında kurulan Kalite Koordinatörlüğü öncülüğünde, akademik ve idari birimleri ile geçirilen yoğun çalışma döneminin ardından YÖKAK tarafından yürütülen değerlendirmenin ardından 2 yıl süreyle yeniden Kurumsal Akreditasyon onayı almaya hak kazandıklarını ifade ederek bu başarının tüm üniversite mensupları ait olduğunu dile getirdi. Atatürk Üniversitesinin farklı birimlerindeki kurumsal bilgiler, kalite güvence, eğitim-öğretim, araştırma, toplumsal katkı ve yönetim kategorilerinde göstergelerin incelenmesi neticesinde 2 yıl süreyle akredite edildiklerini belirten Rektör Çomaklı, Atatürk Üniversitesinin yetkin bilim insanları ve gelişmiş araştırma alt yapısıyla hiçbir zaman iyiyle yetinmeyerek, daima daha iyiye ulaşma gayreti içerisinde olduğunu söyledi. “Atmış Olduğumuz Adımların Doğruluğu Bir Kez Daha Tescillenmiş Oldu” “Üniversitemiz hem kalite iyileştirme çalışmalarında hem de Araştırma Üniversitesi Performans Göstergelerinde sürekli iyileştirmeyi sağlamak ve bunları sürdürülebilir kılmak amacıyla gerekli faaliyetleri planlamakta, uygulamakta, izlemekte, değerlendirmekte ve daha iyiye ulaşmak için sürekli iyileştirme çalışmalarına devam etmektedir” diyerek değerlendirmesini sürdüren Rektör Çomaklı ayrıca şunları aktardı: “Üniversitemiz, kalite iyileştirme çalışmalarını ve Araştırma Üniversitesi Performans Göstergelerini iyileştirmeyi, ülkesine ve milletine daha iyi hizmet etmenin bir yolu olarak görmektedir. Sürekli iyileştirme çalışmalarını aralıksız olarak sürdüren üniversitemiz, 2021 yılında YÖKAK Kurumsal Akreditasyon Programına dahil olmuştur. Bağımsız değerlendirme takımları tarafından kurumların iç değerlendirme raporu temel alınarak yürütülen değerlendirme programı sonrasında 2. kez akredite edildi. Araştırma Üniversitesi statüsü kazanan üniversitemizin verdiği kaliteli eğitimin yeniden akredite edilmesiyle birlikte atmış olduğu adımların doğruluğu da tescillenmiş oldu. Bu düşüncelerle; akreditasyon belgesini bizlere tevdi eden YÖK Başkanımız Prof. Dr. Erol Özvar ile YÖKAK Başkanımız Prof. Dr. Ümit Kocabıçak ile tüm değerlendirme heyetine ve üniversitemizin kıymetli mensuplarının tamamına teşekkür ediyor, şükranlarımı sunuyorum” dedi. YÖK Başkanı Özvar: “Üniversiteler, 14 Ölçüt ve 46 Alt Ölçüt Dikkate Alınarak Değerlendiriliyor” Üniversitelerin kalite güvencesi sistemi, eğitim ve öğretim, araştırma ve geliştirme, toplumsal katkı ve idari süreçlerde değerlendirilmesini sağlayan Kurumsal Akreditasyon Programı ile Türkiye’deki üniversitelerin ulusal/uluslararası düzeydeki katkılarının ve dünyadaki görünürlüklerinin artırılmasını amaçladıklarını ifade ederek konuşmasına başlayan YÖK Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar: “Dış değerlendirme süreçlerimiz kapsamında; üniversitelerimiz, öncelikle Kalite Güvence Sistemi, Eğitim ve Öğretim, Araştırma ve Geliştirme, Toplumsal Katkı ve Yönetim Sistemi alanlarında 14 ölçüt ve 46 alt ölçüt açısından hangi aşamada olduğunu kanıtlarıyla ortaya koyan kapsamlı bir rapor hazırlamaktadır. Böylece kurumun kendi kendini tanıması ve değerlendirmesi bu sürecin en önemli aşamasıdır. Daha sonra, YÖKAK tarafından oluşturulan ve aralarında öğrenci, yabancı değerlendiricinin de bulunduğu 8 kişiden oluşan değerlendirme takımları tarafından bu raporlar okunarak ve kendi aralarında yoğun toplantılar yapılarak ön değerlendirme yapılmaktadır. Sonrasında takımlar, uzaktan veya yüz yüze şekilde ön ziyaret ve saha ziyareti yaparak üniversitenin tüm birimlerini ziyaret etmekte, öğrenciler başta olmak üzere iç ve dış paydaşları ile bir araya gelmekte, kurumun durumunu sahada değerlendirmekte ve sonucunda Geri Bildirim Raporu veya Akreditasyon Raporu hazırlamaktadır. Kurumsal Akreditasyon Programında son olarak YÖKAK’ın ilgili komisyonları ve kurulu bu raporu dikkate alarak ve değerlendirme takımı ile bir araya gelerek üniversitelere “tam akreditasyon” ya da “koşullu akreditasyon” kararını vermektedir. Bu aşamalarda çok dinamik bir süreç yaşayan ve yoğun şekilde çalışan kurul üyelerimize, öğrencilerimiz ve yabancı değerlendiricilerimiz başta olmak üzere, tüm değerlendiricilerimize teşekkür ederim” dedi. YÖKAK Başkanı Kocabıçak, Kurumsal Akreditasyonun Avantajlarını Anlattı YÖKAK Başkanı Prof. Dr. Ümit Kocabıçak ise konuşmasında Kurumsal Akreditasyona sahip bir üniversitelerin diğer üniversitelere göre öne çıkan yönlerine ilişkin bilgi verdi. Kocabıçak: “Kurumsal Akreditasyon belgesi almış bir yükseköğretim kurumu, temel faaliyet alanlarında kamuoyuna vadettiği hedeflere ulaşmayı güvence altına almak için ilgili mekanizmaları oluşturuyor. Üniversiteler, bunların önemli bir bölümünü iyi biçimde çalıştırıyor, izliyor ve iyileştiriyor. Tüm iç ve dış paydaşlarının katılımı önemseniyor. Öğrenci geri bildirimleri özellikle dikkate alınıyor ve karar alma süreçlerine yansıtılıyor. Öğretim programları bilgi çağının gerekleri, değişen öğrenci özellikleri ve öğrenci merkezli öğrenme anlayışı temelinde sistemli biçimde güncelleniyor. Öğrenme kaynakları ve öğretim üyesi yeterliklerinin sürekli biçimde geliştirilmesi için çalışılıyor. Kurumun araştırma yetkinlikleri geliştiriliyor ve toplumsal katkı faaliyetleri sistematik biçimde ele alınıyor” diye konuştu. Program, akredite olan kurum rektörlerinin belgelerini almaları ve hatıra fotoğrafı çekimiyle sona erdi.
Yalova Çiftlikköy Belediyesi’nin borçları belediye binasına asıldı Çiftlikköy Belediye Başkanı Adil Yele, belediyeyi 322 milyon 449 bin liralık borçla aldıklarını açıkladı. Yele, borçların kalem kalem nerelere olduğuna yönelik de hazırlanan pankartı da belediye hizmet binasına astırdı. CHP’den Çiftlikköy Belediye Başkanlığı’na seçilen Adil Yele, Belediye Meclis Toplantı Salonu’nda basın mensuplarıyla bir araya geldi. Yele’ye CHP İl Başkanı Erdem Doğancı ve İlçe Başkanı Savaş Kaşıkçı da eşlik etti. 10 yıllık yapıdan sonra Çiftlikköy Belediyesi’ni teslim aldıklarını anlatan Başkan Yele, işleyişi devam ettirdiklerini söyledi. Belediye başkanlığı makamı kapısını vatandaşa açtıklarını anlatan Yele, “Vatandaşımızın belediye başkanıyla her türlü konuda temas edip istişare edebiliyor, konuşup, danışıp tartışabiliyor” dedi. Güzel bir saha çalışması sonucunda vatandaşın teveccühüyle çok iyi bir oy oranıyla seçimleri kazandıklarını hatırlatan Yele, şöyle konuştu: “5 yıllık süre içinde vatandaşın bize emanet ettiği o koltuğu en iyi biçimde Çiftlikköy halkına hizmet edecek şekilde kullanacağız. Seçim kampanyası süresince vatandaşlarımıza eşit, adil, şeffaf bir yönetim anlayışı içinde Çiftlikköy’ümüzü yöneteceğimizi söylemiştik. Bununla ilgili gerekli adımları hızlı ve ivedi bir şekilde atıyoruz. Gelirimizi, giderimiz net şekilde tespit etmek istedik. 5 Nisan 2024 itibariyle ben gerekli müdürlüklere başkanlık makamı olarak yazdığım yazılarda bir borç tespiti yaptık. Tabi bu borç devam ediyor, müteahhitlerden ve dışarıdaki kesimlerden hala gelen faturalarımız var. Önümüzdeki süreçte bunları belirli periyotlar halinde gelir gider tablosu halinde zaten sizle buluşacağız, tekrar anlatacağım. Görevi teslim aldıktan sonra ilk hamlem belediyede çalışan personel, mesai arkadaşlarımın maaşlarıyla alakalı oldu. Geldiğimizde bununla alakalı bir kaynak yoktu. Hızlı bir hareketle ilk maaşlarımızı eksiksiz, kesintisiz bir şekilde ödedim. Tabi bundan sonraki süreçte belediyenin borç yükü tahmin ettiğimden biraz daha fazla çıktı. Çünkü ticari olarak da işleyen bir birim burası. Bürokrat arkadaşlarım yaptığım çalışmada, ivedi bir şekilde çıkardı. Bunu belediye binasına da astık, sosyal medyadan da paylaşacağız. Herkes dilediği takdirde görecek ve önümüzdeki süreçlerde bu borç yükünün azaldığını ya da arttığını şeffaf bir şekilde vatandaşımıza anlatacağız. Vatandaşın parasını nereye harcadığımızı, nerelerde tasarruf yaptığımızı teker teker anlatacağız.” 4 nisan itibariyle 322 milyon civarı bir borçlarının olduğunu anlatan Yele, bunun önemli bir kısmının kamu kurumlarına olduğunu ifade ederek, “Daha sonra müteahhitlere ciddi bir borcumuz var. Günü gelmiş, ödemesi gelmiş borçlar bunlar. Göreve geldiğimizde 5 milyon civarı bir paramız vardı. İller Bankası’ndan gelen kaynakla ben ilk maaşları ödedim. Maaşları ödedikten sonra bu 322 milyonun karşılığında kasamızda da 1 milyon para var. Dönemeyen bir sistem var. Hızlı bir şekilde belediyenin gelirlerini artıracak hamlelerle alakalı başlangıcı verdik. Kısa bir zamana ihtiyacımız var. 3-5 aylık bir süre içinde çalışan bir mekanizma, belediye başkanının sadece maaş ödemeyi düşünmediği bir sistem, yatırımla alakalı bir sistem anlayışını ortaya koyacağız. Hiçbir zaman ben hayatım boyunca da hiçbir şekilde enkaz edebiyatı yapmadım, burada da yapmayacağım. Borcumuz var, ağır bir borç. Bunun bilincindeyiz ekip arkadaşlarımla beraber. Hızlı ve ivedi bir şekilde belediyenin kaynaklarını artmak istiyoruz” diye konuştu. En önemli projemiz tasarruf Başkan Yele, Çiftlikköy Belediyesi’nde önceliklerinin tasarrufa gidilmesi olduğunu sözlerine ekleyerek şunları kaydetti: “En önemli projemiz aslında tasarruf, tasarruf, tasarruf. Tasarrufla ilgili hamleleri başlattık. Bu 10-15 günlük süre içinde bile bunun farkına varmaya başladım. Nasıl aile ekonomisinde tasarruf yapıyorsunuz, ayağınızı yorganınıza göre uzatıyorsunuz, burada da ilk etapta ayağımızı yorganımıza göre uzatacağımız bir sistem anlayışı içinde olacağız. Tasarruf yapacağız, yapmaya başladık. Mali ve kurumsal yapıyı güçlendireceğiz. Burada kişiye dayalı değil, sisteme dayalı kurumsal bir yapı anlayışı ortaya koyacağız. Biz burada bir bayrak teslimi aldık. Bayrağı aldığımızdaki durumu biz şeffaf bir şekilde gösteriyoruz." Yele, Çiftlikköy’de icraat ve hizmet zamanı olduğuna da vurgu yaptı. İl Başkanı Erdem Doğancı ise Yalova’da CHP’li belediyelerin birbirinden kopuk olmayacağını ve birlikte çalışacağını kaydetti.
Eskişehir Turizm Fakültesi’nde ’Çin Dili Günü Etkinlikleri’ düzenlendi Anadolu Üniversitesi Turizm Fakültesi ve Çin Halk Cumhuriyeti Büyükelçiliği tarafından düzenlenen ’Uluslararası Çin Dili Günü Etkinlikleri’ Turizm Fakültesi Fuaye Alanı’nda gerçekleştirildi. Uluslararası Çin Dili Günü’nde konuşan Anadolu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fuat Erdal, “Çin Dili Günü çerçevesinde hem Çin dilinin hem de mutfağının önemini vurgulayarak binlerce yıllık geçmişe ve zengin bir mirasa şahitlik ediyor olacağız. Dillerin ve yemeklerin insanları bir araya getirişi ve kültürel alışverişi teşvik etmekteki yeri çok büyük. Bu etkinlik sayesinde de Türk ve Çin kültürünün kaynaşmasına yardımcı olacağız” dedi. “Türk ve Çin medeniyetleri arasında köprü kurmaktayız” Çin Kültür Ataşesi Zhou Meifen Anadolu Üniversitesi’nde olmaktan duyduğu memnuniyeti dile getiren Ataşe Meifen, “Bugünkü etkinlik ile Türk ve Çin medeniyetleri arasındaki bağı kuvvetlendirmekteyiz. Zaten yüzyıllardan beri Çin ve Türkiye arasında iletişim ve dostluk süregelmekte ve bunlar bizim için çok değerli. Daha fazla insanın değerlerini, kültürlerini öğrenmek için bu tarz etkinlikler önemli bir yere sahip. Dil medeniyetlerin taşıyıcısıdır, bir medeniyetin mutfağı o ülkeyi anlamak için oldukça önemli bir unsur. Bu etkinlikte bizi ağırladığınız için çok teşekkür ederiz" ifadelerini kullandı. “Diller ve yemekler kültürün eserleridir” Anadolu Üniversitesi Turizm Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Semra Günay ise, açılışta yaptığı konuşmasında şunları kaydetti: "Dil kültürün eserlerinden bir tanesi o yüzden dil özelliklerimizi korumamız çok önemli. Mutfak da kültürü yansıtan en güzel unsurlardan bir tanesi. Biz burada Asya’nın değerli kültürünü tanımak istiyoruz. Türk ve Çin mutfağının hem benzer hem farklı yönleri var. Bunları öğrenmek, tadarak deneyimlemek için sabırsızlanıyoruz.” Uluslararası Çin Dili Günü Etkinlikleri açılış konuşmalarının ardından Turizm Fakültesi Fuaye Alanı’nda gerçekleştirilen Çin Dili ve Kültürünün Tanıtımı ile devam etti. Daha sonra Uluslararası İlişkiler Birimi’nden Öğr. Gör. Lili Feng Bahtiyar ile Çin Mutfağı Uygulamalı Atölyesi gerçekleştirildi. Uygulamalı mutfak atölyesi, tadım ve sertifika töreni ile sona erdi. Çin Dil Günü Etkinlikleri’ne Anadolu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fuat Erdal, Çin Halk Cumhuriyeti Ankara Büyükelçiliğinden Kültür Ataşesi Zhou Meifen, Anadolu Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ali Resül Usul, Turizm Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Semra Günay, Turizm Fakültesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölüm Başkanı Prof. Dr. Hilmi Rafet Yüncü ve Uluslararası İlişkiler Birimi Müdürü Dr. Öğr. Üyesi Ertuğrul Gökçekuyu başta olmak üzere birçok üyesi elemanı ve öğrenci katılım gösterdi.