POLİTİKA - 15 Eylül 2014 Pazartesi 12:11

CHP'den Torba Yasa için iptal başvurusu

A
A
A
CHP'den Torba Yasa için iptal başvurusu

CHP Torba Yasa'daki bazı maddelerin iptali için Anayasa Mahkemesine'ne başvurdu.

CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi, “148 maddelik Torba Yasa’nın toplam 11 maddesinde anayasaya aykırılık değerlendirmesi yaptık. Bunlardan ivedi, acil gördüğümüz 4 maddesi için 60 günlük süreyi beklemeksizin bugün yürütmenin durdurulması ve iptal talebiyle başvuru talebimizi AYM’ye bildirdik” dedi.


CHP Grup Başkanvekili Hamzaçebi, Torba Kanun’un bazı maddelerinin iptali ve yürürlüğünün durdurulması istemiyle Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu. Başvuru sonrası bir açıklama yapan Hamzaçebi, “Sayın Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı, Sayın Davutoğlu’nun da Başbakanlığından sonra Türkiye’nin içinde bulunduğu süreç Türkiye’nin yeni dönemi, yeni Türkiye olarak isimlendirilmişti. Bu Torba Yasa yeni Türkiye’nin ilk yasası oluyor ve yeni Türkiye’nin bu ilk yasasında hukuk devleti bugüne kadar görmediği şekilde bir saldırıya uğramıştır” diye konuştu.

“MADENCİLERLE İLGİLİ DÜZENLEMELERİ OLUMLU BULUYORUZ”
“Torba Yasa ile ona ilişkin iptal dilekçemiz ile hukuk devletine yapılan bu saldırının yok edilmesi ve özgürlükler üzerine örtülen bu örtünün kaldırılmasını amaçlıyoruz” diyen Hamzaçebi, şunları söyledi:
“148 maddelik Torba Yasa’nın toplam 11 maddesinde anayasaya aykırılık değerlendirmesi yaptık. Bunlardan ivedi, acil gördüğümüz 4 maddesi için 60 günlük süreyi beklemeksizin bugün yürütmenin durdurulması ve iptal talebiyle başvuru talebimizi AYM’ye bildirdik. 148 maddelik Torba Yasa başlangıçta Soma’da hayatını kaybeden 301 madenci kardeşimizin acısından hareketle, madenlerde çalışan emekçi kardeşlerimizin sorunlarını çözmek amacıyla hazırlanmıştı. Ancak ilerleyen süreçte sosyal içerikle hiç ilgisi olmayan, madencilikle ilgisi olmayan birçok düzenleme bu yasanın içerisine dahil edildi. Madencilerle ilgili düzenlemeleri olumlu buluyoruz. Vergi ve prim borçlarının yeniden yapılandırılması yönündeki düzenlemeyi olumlu buluyoruz. Öğretmen atamalarına ilişkin kadro iddiasını ve benzeri sosyal içerikli düzenlemeleri olumlu buluyoruz. Ancak olumlu bulmadığımız hukuk devletine ve özgürlüklere saldırı olarak nitelendirdiğimiz maddeleri kabul etmemiz mümkün değildir."

“HUKUK DEVLETİNDE MAHKEME KARARLARI HERKESİ BAĞLAR”
Toplumun sesine kulak vererek anayasaya aykırı gördükleri bu düzenlemelerle ilgili iptal dilekçesini AYM’ye verdiklerini yineleyen Hamzaçebi, “Bugün başvurusunu yaptığımız 4 madde şunlardan oluşuyor. Birincisi, Türkiye bir hukuk devletidir. Hukuk devletinde herkes meşru vasıta ve yollardan yararlanmak suretiyle mahkemelerde dava açarak hakkını savunmak, hakkını aramak, davacı ise iddiada bulunmak, davalı ise savunma yapmak, adil yargılanma hakkına sahiptir. Yine hukuk devletinde mahkeme kararları herkesi bağlar. Ancak bu yasanın iptal talebine konu ettiğimiz bir maddesi kamu yönetiminde daire başkanından bakan yardımcısına kadar olan görevlerde bulunan personelin, genel müdür yardımcısı, genel müdür, müsteşar, müsteşar yardımcısı gibi unvanları da kapsamaktadır. Bu personel görevden alınması halinde mahkemeye başvurması durumunda mahkemenin yürütmeyi durdurma kararı vermesi imkansız hale getirilmektedir. Bu Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk kez olmaktadır. Sıkı yönetim dönemlerinde dahi böyle bir düzenlemeyi Türkiye görmedi. Yürütmeyi durdurma kararı imkansız hale getirilen mahkemenin söz konusu kamu personelinin atanması, yer değiştirmesi, sürgün edilmesi işlemine karşı iptal kararı vermesi halinde bu iptal kararının gereğinin yerine getirilmesi de engellenmektedir. Torba Yasa’da yer alan maddeye göre iptal kararı 2 yıllık süre içerisinde daha önce o kamu görevlisinin bulunduğu kadroya atanması suretiyle değil, o kadronun özlük hakları neyse o özlük hakkını sağlayacak şekilde bir başka kadroya atanması suretiyle gerçekleştirilecektir. Bütün yönetici durumundaki kamu personeli bu kapsama girmektedir. Kolluk kuvvetleri, tüm polisler bu kapsama girmektedir. Hükümetin kamu yönetiminde yapmış olduğu hukuksuz uygulamalar bu maddeyle yasal güvence altına alınmaktadır. Mahkeme kararlarının uygulanması imkansız hale getirilmektedir. Yani bir kişi sürgün edilirse, görevden alınırsa, bir emniyet müdürü görevden alınıp da düz bir polis memurluğuna atanırsa bu kişi dava açması halinde açtığı davanın sonuçlanması yaklaşık 2 yıl sürecektir. Bu 2 yıl içerisinde mahkeme yürütmeyi durdurma kararı veremeyecektir. Mahkemenin davayı esastan görüşüp iptal kararı vermesi halinde de iptal kararının uygulanması 2 yıllık bir süreyi alacaktır. Eski görevine dönemeyecektir. Bir başka kadroya atanacaktır. Yani 4 yıl sonra mahkeme kararı yine uygulanmamış olacaktır” şeklinde konuştu.

“ÖZELLEŞTİRME UYGULAMALARIYLA İLGİLİ OLARAK YARGININ VERMİŞ OLDUĞU İPTAL KARARLARI UYGULANMAYACAKTIR”
Maddedeki bir başka hükümle ilgili ise Hamzaçebi, “Mahkeme kararlarını uygulamayan kamu personeli hakkında ceza soruşturması ve kovuşturması yapılmayacaktır. Kanun tanımayan personel yasayla koruma altına alınmaktadır. Bu tam bir pervasızlıktır. İkinci düzenleme özelleştirme uygulamalarıyla ilgili olarak yargının vermiş olduğu iptal kararları uygulanmayacaktır. Yasaya göre özelleştirme kararının üzerinden devir teslim işleminin üzerinden 5 yıl geçtikten sonra daha önce verilmiş olan mahkeme kararları, iptal yönünde verilmiş olan mahkeme kararları uygulanmayacaktır. Şöyle bir yanılgı var. Sanki devir teslim yapılması üzerinden 5 yıl geçtikten sonra mahkeme karar verirse bu uygulanmayacak şeklinde yanlış algı var. Bu öyle değil. Diyelim ki 2005 yılında bir özelleştirme ihalesinin iptaline karar vermiş, üzerinden 5 yıldan fazla bir zaman geçtiği için uygulanmayacaktır. 2005’i örnek alırsak 9 yıl geçmiş, idare mahkeme kararına uymamış, şimdi bu yasal güvence altına alınmaktadır. 2012 yılında benzer bir düzenleme yine TBMM’de yapılmıştı. 6300 sayılı Kanun’la bu kanunun o maddesini biz AYM’ye götürmüştük. AYM bu düzenlemeyi anayasanın 138. maddesine aykırı bularak iptal etti. Anayasamıza göre mahkeme kararları herkesi bağlar” ifadelerini kullandı.

"İNTERNETLE İLGİLİ DÜZENLEMELER 2 MADDEDEN OLUŞMAKTADIR"
Üçüncü grup düzenlemelerin internet ile ilgili olduğunu kaydeden Hamzaçebi, şöyle devam etti:
“İnternetle ilgili düzenlemeler 2 maddeden oluşmaktadır. İnternet özgürlüğüne müdahale olarak isimlendirdiğimiz bu maddeleri de AYM’nin önceki kararlarını da dikkate almak suretiyle anayasaya ve Türkiye’nin tarafı olduğu uluslararası sözleşmelere aykırı bularak iptal talebinde bulunduk. 5651 sayılı internet yoluyla yapılan yayınların düzenlenmesiyle ilgili kanunun 8. maddesi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi tarafından evrensel hukuka aykırı bulunmuştur. Türkiye bu konuda sorunlu bir ülkedir. Şimdi TİB bu bilgiyi erişim sağlayıcılardan mahkeme kararı olmaksızın alabilecek. Yani kimin nereyi ziyaret ettiği, hangi siteyi ziyaret ettiği TİB’in bilgisi içinde olacak. Yani hükümetin bilgisi içinde olacak demektir. Bu da doğrudan doğruya düşünce özgürlüğüne, haberleşme özgürlüğüne aykırıdır. Bunu kamu düzeni, milli güvenlik bir suçun önlenmesi gibi gerekçelerle gerekçelendiremezsiniz. Anayasaya gidip o tip bir madde düzenleme bulabilirsiniz ama Türkiye’nin tarafı olduğu İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi ve İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi bu düzenlemeleri uluslararası hukuka aykırı bulmaktadır. Garip olan şudur; 2014 yılının Haziran ayında BM İnsan Hakları Konseyi bir karar aldı. Bu kararın hazırlayıcıları arasında Türkiye’de vardı. Konu internet özgürlüğü. İnternet özgürlüğüne BM kararının hazırlayıcıları arasında Türkiye var ama Türkiye yeni Türkiye’de internet özgürlüğüne TİB eliyle müdahalenin yolunu kurumsallaştırmaktadır.”  

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Aksaray Aksaray’da nefes kesen polis-hırsız kovalamacası kamerada Aksaray’da inşaat malzemesi deposunu soyan hırsızlar ile polis arasındaki kovalamaca film sahnelerini aratmadı. Elektrikli motosikletle kaçan hırsızlar bir süre sonra motosikletin aküsünün bitmesiyle bu kez de yaya olarak kaçmaya başladı. Gecenin sessizliğini siren seslerine bıraktığı kovalamacada hırsız kardeşler yarım saat süren takip sonucu yakalanırken, nefes nefese kalan şüphelilerden biri yere yatırılıp ters kelepçe yapıldığı esnada polis memurlarına “Kalbim var” diyerek yardım istedi. Olay, gece yarısı Tacin Mahallesi’nde bulunan bir inşaat malzemesi deposunda yaşandı. Edinilen bilgiye göre, depodan oksijen bariyerli yerden ısıtma borusu çalan 2 hırsız, çaldıkları boru paketlerini beraberinde getirdikleri 3 tekerlekli elektrikli motosiklete yükledi. Hırsızlık esnasında çevrede bulunan bir vatandaş durumu fark ederek hemen 112 Acil Çağrı Merkezine ihbarında bulundu. İhbar üzerine olay yerine polis ekipleri sevk edildi. Kısa sürede belirtilen adrese intikal eden ekipler 2 şahsı depodan hırsızlık yaparken suçüstü kıstırdı. Polisleri görünce neye uğradıklarını şaşıran 2 hırsız deponun duvarından atlayarak bahçe dışındaki boruları yükledikleri elektrikli motosiklete binerek kaçmaya başladı. Şahısların kaçması üzerine polis ekipleri telsizden anons ederek diğer ekiplere kaçış istikameti hakkında bilgi verdi. Ekiplerin hırsızların peşine düşmesiyle gecenin sessizliği siren sesleriyle yankılandı. Polis ve hırsızlar arasında yaşanan kovalamaca ise film sahnelerini aratmadı. Bir süre elektrikli motosikletle kaçan hırsızlar kaçarken çaldıkları boruları da motosikletin kasasından aşağıya attı. Polis ekiplerinin bölgeyi abluka aldığı kovalamacada motosikletin aküsünün bitmesi üzerine hırsızlar bu kez de motosikleti bırakıp yaya olarak kaçmaya başladı. Taşpazar Mahallesi’nde ara sokaklara ve apartmanların bahçesine girerek izlerini kaybettirmeye çalışan S.Ç. (21) ve U.Ç. (34) isimli 2 kardeş çok geçmeden yakalandı. Yüzüstü yere yatırılarak ters kelepçe yapılan nefes nefese kalan hırsızlardan S.Ç. ekiplerin ters kelepçe taktığı esnada “Kalbim var” diyerek yardım istedi. Yüzüstü yatırılarak kelepçelenen 2 kardeş gözaltına alınarak polis aracına bindirildi. Şahıslar sorgulanmak üzere İl Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şubesine götürülürken çaldığı yaklaşık 150 bin TL değerindeki malzemeler sahibine teslim edildi. Olayla ilgili Aksaray Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından tahkikat başlatıldı.
Sakarya Para vermeyen annesini benzin dökerek yakan şahıs tutuklandı Sakarya’nın Akyazı ilçesinde para istediği annesinden ret cevabı aldıktan sonra benzin dökerek kendisini ve annesini ateşe veren şahıs tutuklanarak cezaevine gönderildi. Elleri sargıda adliyeye sevk edilen şahsın, kendisini görüntüleyerek soru yönelten gazeteciye, “Niye çekiyorsun ki bu kadar, ne yaptığımı sen nereden biliyorsun?” ifadeleri de dikkatlerden kaçmadı. Korkunç olay, 18 Nisan Perşembe günü Akyazı ilçesi Erdoğdu Mahallesi’nde meydana geldi. İddiaya göre, geçtiğimiz hafta annesi M.Y.’den (64) geçtiğimiz hafta bir miktar para alan ve tekrar isteyince ret cevabı ile karşılaşan Ö.Y. (42) öfkelendi. Ö.Y., maddi ve ailevi sorunları iddiası ile benzin dökerek annesi ve kendisini yaktı. Durumun haber verilmesi üzerine bölgeye jandarma ve sağlık ekipleri sevk edildi. İlk müdahalesi olay yerinde yapılan talihsiz kadın, ilk olarak Akyazı İlçe Devlet Hastanesi’ne buradan da Sakarya Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırıldı. Vücudunda 2 ve 3’üncü derece yanıklar oluşan ve hayati tehlikesi bulunan M.Y., buradaki müdahalelerinin ardından Kocaeli Şehir Hastanesi Yanık Ünitesi’ne sevk edildi. Elleri sargılı şekilde adliyeye sevk edilen şahıs tutuklandı Her iki elinde de yanıklar oluşan şüpheli Ö.Y. ise olaydan kısa bir süre sonra yakalanarak ilçe jandarma komutanlığına götürüldü. Şahıs, burada tamamlanan işlemlerinin ardından elleri sargılı bir şekilde adliyeye sevk edildi. Ö.Y.’nin kendisini görüntüleyerek soru yönelten gazeteciye, “Niye çekiyorsun ki bu kadar, ne yaptığımı sen nereden biliyorsun?” cevabını vermesi ve ‘Pişman mısınız?’ sorusunu ise yanıtsız bırakması dikkatlerden kaçmadı. Adliyeye sevk edilen Ö.Y., tutuklanarak cezaevine gönderilirken, hastanede tedavi gören M.Y.’nin hayati tehlikesinin devam ettiği öğrenildi.
İstanbul Freni tutmayan otomobil, 14 aracı biçti Ümraniye’de frenlerinin tutmaması sonucu kontrolden çıkan otomobil park halindeki 14 araca çarptı. Olay saat 21.45 sıralarında Ümraniye Armağanevler Mahallesi 23 Nisan Caddesi’nde meydana geldi. Frenleri tutmayan 34 DGK 750 plakalı Fiat marka ticari araç, seyir halindeyken Range Rover marka araca çarptı. Çarpışma sonucu lastiği fırlayan 34 DGK 750 plakalı hızını alamayıp 14 araca çarparak durabildi. Kazada şans eseri ölen yada yaralanan olmazken otomobillerde maddi hasar meydan geldi. Kazayı yapan sürücünün araçtan indikten sonra şok halinde olduğunu gören vatandaşların araması sonucu olay yerine sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Maddi hasar meydana gelen bazı araçlar çekici yardımıyla götürülürken, kaza sonrası cadde polis kontrolünde trafiğe açıldı. Öte yandan kaza sonrası sürücü ifade için karakola götürüldü. Kazayı gören Zafer Karagül, "Bu yol tehlikeli. Yukarıdan gelen araba geldiği zaman bu aşağıdan yukarı araba çıkamıyor. Bu yolu tek yola çevirdikleri zaman veyahut yan yolla açtıkları zaman sıkıntı biraz azalabilir. Birkaç defa çöp kamyonu viraj alamadığı için oraya yuvarlandı. Gene bu dört yol ağzında 3-4 kere kazalar oldu. ’Ne oldu?’ freni tutmayan araba vura vura aşağı indi. Allah’tan büyük bir kazaya engel oldu" dedi. Başka görgü tanığı Serdar Burak Eker, "Doblo sürücüsü var bizim yaşlarımızda 2 tane çocuk, çok hızlı geliyorlar. Yerler de ıslak olduğu için hakimiyetini kaybetmiş. Önde bir panelvan vardı, ona sürttü. Sonra otomobile çarptı. Sonra jeep kurtulayım derken ona ön sağ kafasından çarptı. Sonra park halindeki araçlara çarparak tır dorsesinin orada durdu. Zaten Doblo’nun tekeri orada kaldı, kıvılcımlar falan çıkıyordu. Çocuk büyük ihtimalle şoktan dolayı sarhoş zannedildi, linç ettiler çocuğu. Polis geldi kaldırdı, ifade vermeye götürdüler. Kaldırıma çıkan araçlar oldu baya büyük maddi hasarlı kaza ama can kaybı yok. Ben 20 yaşındayım çocuk da benim yaşlarımda bir şey ama şoktan dolayı konuşamıyordu. Öyle üzüldüm kendisine" ifadelerini kullandı.