Türkiye-İsrail anlaşmasını değerlendiren CHP'li Yılmaz, “İsrail'le normalleşmenin, İsrail'le ilişkilerin normalleşme sistematiğinin tesis edilmesini destekliyoruz. Hatta ilişkilerin en kötü olduğu dönemde İsrail’e ziyarette bulunduk ve normalleşmenin olması gerektiğini, iki ülke arasındaki normalleşmenin sağlanması gerektiğini söyledik. Bu gelen anlaşmada normalleşme yok. Burada sadece İsrail askerlerinin, Mavi Marmara gemisindeki hadiseye karışan, 9 vatandaşımızın ölümünden sorumlu İsrail askerlerinin Türkiye’deki yargısal süreçten muaf tutulması, bir nevi affını öngörüyor ve haklarında açılmış davaların kapatılmasını öngörüyor. Verilecek tazminatların kurbanların ailelerinin davalarını çekmeleri veya dava açmamalarına ilişkin belge sunmaları ile alakalı. Bu davalardan vazgeçecekler. İsrail bir nevi kendi askerleri ile ilgili kısmı garantiye almış oluyor. Hukuki bir garanti sağlamış oluyor” dedi.
Dışişleri’nde İsrail ile ilgili ne gibi çalışmalar yapıldığına dair soru üzerine Yılmaz, “Bunun yöntemiyle alakalı eleştirilerimiz var. Çünkü İsrail tarafı bu kadar milli bir konuda yeniden bir normalleşmeye giderken İsrail bunu kendi kamuoyuyla paylaştı, parlamentoda bunu dile getirdiler, paylaştılar. Milletvekilleri anlaşmanın içerisinde ne olduğunu biliyorlardı. Pek çok şey İsrail’de gazetelere yansıdı. Türkiye’de ise bu anlaşma gizli tutuldu, belli ki bir utangaçlık var. İsrail ile ilişkileri geren, söz söylendikten sonra iç kamuoyunda İsrail aleyhtarlığı oy devşirmek için kullanıldıktan sonra utangaçlık, çekingenlik var. Bunun için anlaşmayı bize sunmadılar. Normalleşmeye ‘evet’ diyoruz ama anlaşma çok ağır şartlar içeriyor. Adeta İsrail’in bütün şartları kabul edilmiş gibi görülüyor” ifadelerini kullandı.
CHP’nin çekincelerine yönelik soruya Yılmaz, “Burada süreç İsrail askerlerini korumaya almak. Olaya karışmış İsrail askerlerini korumaya almak, onlarla ilgili açılmış davaları düşürmek, yeni dava açılacaksa onu engellemek, daha önce sonuçlanmış davalar varsa onların düşürülmesini ve bundan sonra bir dava açılacaksa Türkiye hükümetine karşı açılmasını sağlamak. Özür deniyordu. Şifaen yapıldı. Bizim Rusya’ya karşı yaptığımız gibi değil. Tazminat deniyor. 20 milyon dolar tazminat ailelere ödeniyor. Türkiye’ye aktarılacak bir fona, hükümet bunu ailelere ödeyecek. Ama ailelerin dava haklarından vazgeçmeleri veya dava açmama garantisi vermeleri gerekiyor. Bu garantileri yazılı yapmaları ve garanti yazılı kağıtlarının anlaşma Meclis’te onaylandıktan sonra da İsrail tarafına iletilmesi gerekiyor. Bu anlaşmanın şartları ağır” yanıtını verdi.
Anlaşma ile ilgili olarak Yılmaz, “Anlaşma dışında bir mutabakat imzalandı mı, imzalanmadı mı bilmiyoruz. Ama bizim bildiğimiz kadarıyla bunun dışında normalleşme ile ilgili bir metin olduğu ve bunun Meclis onayına gerek duymadığı. Meclis onayına gerek duyan anlaşma bu. Tazminat var, açılan davaların tamamen kapatılması var. Para veriliyor, davaları kapatın deniyor” ifadelerini kullandı.
Gazze ile ilgili olarak da Yılmaz, “Gazze’de abluka kalkmıyor. Şartları üç şart. Özür, şifaen yapıldı. Ablukanın kalkması şartlardan biriydi. Abluka kalkmıyor. İsrail üzerinden karayoluyla İsrail denetiminde sivil maddelerin geçmesini öngörüyor. Bizim anladığımız şekilde denizden doğrudan erişim olmayacak. Tazminat konusu vardı. Tazminat veriliyor ama bütün davaların kapatılması öngörülüyor” diye konuştu.
Anlaşmanın Meclis’e ne zaman geleceği sorusu üzerine Yılmaz, “Cumadan önce getirmek istiyorlar. Altı yıldır sabredildi. Bir an önce anlaşmayı geçirmek istiyorlar. Türkiye’de AKP’nin İsrail aleyhtarlığını kullanmadığı platform kalmadı” şeklinde konuştu.
Ahmet Umur Öztürk
