GÜNDEM - 29 Temmuz 2018 Pazar 04:22

Çin'den kredi yağıyor

A
A
A
Çin'den kredi yağıyor

ABD, Türkiye’ye finansman musluklarını kapatmaya hazırlanırken, Kuşak ve Yol Projesi kapsamında Çin, kredi musluklarını açıyor. Sadece 3 günde atılan imzalarla Çinli ICBC, 7 milyar dolarlık finansman ve refinansman imkânı sağladı.

Türkiye’deki enerji ve alt yapı projeleri için 3,6 milyar dolarlık kredi veren Çinli ICBC, Sultan Selim Köprüsü ve Kuzey Marmara Otoyolu Projesi’nin 2,7 milyar dolarlık refinansmanı için de ICBC Turkey’i yetkilendirildi. THY’nin taşınması için de devreye giren ICBC’nin desteği 3 günde 7 milyar dolara ulaştı
Ekonomi Servisi

Son dönemde Çinli finans kuruluşları Türkiye’ye kredi verme konusunda en iştahlı bankalar arasında yer alıyor. Bu iştahın temelinde ise Pekin ve Londra’yı demir ağlarla birbirine bağlayacak olan Kuşak ve Yol Projesi bulunuyor. Proje kapsamında 500 milyar dolarlık bütçe ayıran Çin, bugüne kadar Pekin-İstanbul hattında 70 milyar dolarlık yatırım gerçekleştirdi. Proje kapsamında Türkiye’de hayata geçecek olan Çinli yatırımın 100 milyar doları bulması bekleniyor. Projenin finansman ayağını ise Çin’in en büyük bankası ICBC yürütüyor. Türkiye için kesenin ağzını açan Çinli finans kuruluş enerji ve ulaştırma sektörü yatırımları için özel sektör, kamu kurumları ve bankalara sağlanacak 3,6 milyar dolarlık kredi paketine onay vermişti. Son olarak ICBC, Yavuz Sultan Selim Köprüsü ve Kuzey Marmara Otoyolu Projesi’nin 2,7 milyar dolarlık mevcut kredisinin refinansmanı için de ICBC Turkey’i lider düzenleyici olarak yetkilendirildi.
Refinansman yetkilendirme mektubu önceki gün ICBC Turkey tarafından Ankara’da gerçekleşen Kuşak ve Yol Yatırım ve Finansal İş Birliği Zirvesi’nde imzalandı. İmzalar Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez ve ICBC Yönetim Kurulu Başkanı Yi Huiman’ın şahitliğinde ICBC Turkey Yönetim Kurulu Başkanı Gao Xiangyang ve IC Holding Yönetim Kurulu Üyesi Serhat Çeçen tarafından atıldı. ICBC Turkey, daha önce Türk bankacılık sistemi tarafından finanse edilen projeye, anlaşma çerçevesinde daha uygun koşullar ile uluslararası piyasalardan finansman sağlayacak.

ABD ELİ BOŞ DÖNECEK
Ulaşım alanındaki projelerin neredeyse tamamında yer almak isteyen ICBC, THY’nin İstanbul üçüncü havalimanına taşınma konusunda da en istekli bankalardan biri. THY’nin taşınması kapsamında yapacağı yatırımlarda kullanılmak üzere 800 milyon dolar ile 1 milyar dolar arası kredi için 12-13 yerli ve yabancı banka ile imza aşamasına gelinirken ICBC de bu konsorsiyumda yer alıyor. Anlaşmanın ise bu ay içerisinde sonuçlanması bekleniyor. Çinli finans kuruluşunun üç ayrı dilem hâlinde Türkiye’deki projelere sağlayacağı destek ise 7 milyar doları aşmış durumda. Çinli bankaların bu iştahı sebebiyle Türkiye’nin finansman bulmakta güçlük çekmeyeceği belirtilirken Türkiye’yi ambargo uygulamak isteyen ABD’nin de eli boş döneceği vurgulanıyor.

Çinliler Türk kirazı yiyecek
Türkiye’den Çin’e, iki ülke arasında imzalanan Bitki Sağlığı Protokolü kapsamında ilk kiraz ihracatı gerçekleştirildi. Anadolu Kiraz Yönetim Kurulu Başkanı İhsan Beşer, Çin’e gönderilecek 4 ton kirazın Pekin, Şangay ve Guangzhou kentlerine doğru yola çıkarıldığını belirterek “Türk kirazı, Çin tezgahlarında yerini alacak. Artık Çinliler, Türk kirazı yiyecek” diye konuştu. Söz konusu kirazların 4 farklı müşteriye gönderildiğini ifade eden Beşer, gelecek sene için daha fazla sipariş almayı beklediklerini söyledi. İhraç edilen kirazların “Ziraat 900 Napolyon” türünde olduğunu dile getiren Beşer, bu kirazların hem büyük marketlerde hem de sanal mağazalarda sipariş usulüyle satılacağını kaydetti.

Türkiye Gazetesi

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bolu Bolu’da 7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi düzenlendi Bolu’da "7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi" düzenlendi. Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Fatma Deniz Sayıner modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgileri katılımcılara aktardı. Bolu Koru Otel’de geleneksel hale gelen Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi’nin 7’ncisi düzenlendi. Kongre’nin oluşturulmasında büyük payda sahibi olan Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Deniz Sayıner’in öncülüğünde bir araya gelen doğum hekimlerinin yanı sıra perinatoloji uzmanları, ebeler, hemşireler, yenidoğan hekimleri ve doğuma katkı sağlayan birçok branş uzmanı da kongrede yerini aldı. Kongrede Türkiye’de ve dünyada modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgiler, araştırma sonuçları ve deneyimlerin paylaşıldığı bilimsel oturumlar yapıldı. 3 gün sürecek olan kongrede, doğuma yönelik kurslar ve bilgilendirme toplantıları yapılacak. “Doğum konusu birçok konuya göre az ilgi görüyor” Türkiye’de sadece doğumun ele alındığı en büyük bilimsel toplantı olma özelliğini taşıyan 7. Uluslararası Bolu Koru Gebelik, Doğum ve Lohusalık Kongresi’nin başkanlığını yürüten Prof. Dr. Aydan Biri, “Bu 7’ncisi olmakla birlikte en çok heyecan duyduğum kongre oldu. Her geçen yıl birbirini tekrar etmemek adına zaten çok geniş ve sonsuz olan bu kongrede bir kez daha sizinle olmaktan çok büyük keyif duyuyorum. Konumuz doğum ve içerisinde çok fazla bileşen var. Doğumsal birleşim ya da bir bebeği ilgilendiren bir süreç, toplumun esası temeli ve koruyucu sağlık bakımı. Kongrede çok fazla insanı bir araya getiriyoruz. Ama çok da zor oluyor bu kongreler. Daha önce de söylediğim bir şey var ana işimiz olan doğum, özellikle kadın doğum hekimlerinin polikliniklerinin yüzde 80’i doğum, ancak buna rağmen birçok konuya göre çok daha az ilgi görüyor. Bu yıl ben çok çünkü bu konu doğrultusunda doktor arkadaşlarımızın da ana konumuzun doğum olduğuna dair inancı arttı. Her ne kadar hala akademisyen arkadaşlarımızın ‘Doğum da moda oldu’ demesine rağmen mesleğe bakışımızın çarptırıldığı bir dönemdeyiz” dedi. “Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez” Bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelere ihtiyaç olduğunu söyleyen Prof. Dr. Deniz Sayıner, “Eğitim bizim vazgeçilmezimiz olmalı. Çünkü en büyük güç bilgi gücüdür. Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez. Hiçbir silah, hiçbir teknoloji bilginin karşısında duramaz. O nedenle sürekli bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelerin yetişmesine ve ebelere ihtiyaç duyduğumuzu söylemem lazım. Ve tabii ki böyle bir ebeliği dizayn etmek için de birlik olmaya ihtiyaç vardır. Kurucu üyelerinden biri olmaktan onur duyduğum, gerçekten birlikte yürümekten gurur duyduğum yol arkadaşlarımın olduğu Anadolu Ebeler Derneği. Bu dernekle birlikte örgütlenmek, mesleğine sahip çıkmak mesleki örgütün içinde olmak son derece önemli” diye konuştu.