GÜNDEM - 24 Eylül 2016 Cumartesi 11:13

Çobanların zorlu gece mesaisi

A
A
A
Çobanların zorlu gece mesaisi

Tunceli'nin Ovacık ilçesinde Şavak aşiretine mensup ailelere ait koyun sürülerini otlatan çobanlar, geceleri zorlu bir mesai yapıyor.

Hayvanlarından daha fazla verim elde etmek amacıyla, mayıs ayında sürülerini Tunceli'nin Mazgirt, Çemişgezek ve Pülümür ilçelerinden kamyonlara yükleyerek, saatler süren bir yolculuk sonunda, Munzur ve Mercan dağları üzerindeki yayla yerlerine getiren Şavaklılara, çobanlık yapan vatandaşlar, aylarca ailelerinden uzakta yaşıyor. Gündüzleri uyuyup dinlenen, geceleri ise yüzlerce koyunu bir arada otlatan çobanlar, zorlu ve meşakkatli bir iş yaparak para kazanmaya çalışıyor. 

Gün batmadan koyun sürüleriyle birlikte meraların yolunu tutan çobanlar, kuzu yününden yapılmış olan keçelerde gündüzleri uyuyup dinleniyorlar. Daha sonra çobanlar, güneşin batmasına iki saat kala uyanarak, gece için hazırlık yapmaya başlıyor. Sürülerle birlikte hareket eden eşeklerin üzerindeki heybelere, el feneri, domates, ekmek, biber, peynir, helva, zeytin ve çaydanlık gibi temel ihtiyaçlarını da yerleştiren çobanlara, zifiri karanlıkta kangal köpeklerde eşlik ediyor. Saatler süren koyun otlatma işlemi sonrası çobanlar, saat 21.00 sıralarında sürüleri bir araya topluyor. Bu sırada, bir başka çobanda çevreden topladığı odunları yakarak, kızgın ateş üzerinde kaynayan suyla çay demliyor. Ateş etrafında bir araya gelen çobanlar, kısa bir çay molası ve dinlenmenin ardından koyunları topladıkları yerden kaldırarak, tekrardan otlatmaya devam ediyorlar. Saatler 00.00’ı gösterdiğinde ise çobanlar, tekrardan sürüyü bir araya toparlayarak, keçelerin içinde uyumaya hazırlanıyor. Çobanlar, uyumadan önce yabani hayvan saldırılarına karşı da tedbir almayı unutmuyor. Çobanlardan biri, sürüdeki bir koyunun bacağına ip bağlayarak, koyunların hareketini kontrol ediyor. 04.00 sıralarında ise uykudan uyanan çobanlar, tekrar koyunları yatırdıkları yerden kaldırarak soğuk ve nemli havaya rağmen otlatmaya başlıyor. Çobanlar, sabah saat 09.00 sıralarında ise ıslıklarla koyunları peşlerine takarak, kilometrelerce uzaktaki yaylaya doğru geri dönüş yolculuğuna başlıyor.

"Günlerimiz keçenin içinde geçiyor"
Çobanların yaşadığı zorlukların nisanda başladığını belirten çoban Fethi Orhan (37), koyun sağımının ilkbaharda başlayarak ekim ayına kadar sürdüğünü söyledi. Yaklaşık 3 ay boyunca koyun sürüsünü Mercan Dağları üzerinde bulunan Deve Çukuru yaylasında otlattığını ifade eden Orhan, "Akşamları saat 17.00'dan sabah saat 09.00'a kadar koyun otlatıyoruz. Ondan sonra sabah saat 09.00'dan akşam saat 17.00'a kadar koyunlara sürü sahipleri bakıyor. Akşam saat 17.00'da koyunları meraya götürdüğümüzde ise gece saat 20.30-21.00 arasında koyunları bir araya toplayıp çay içiyoruz. Koyunları, saat 22.00'da kaldırıp tekrar gece saat 01.00-02.00'a arası otlatıyoruz. Saat 02.00 sıralarında da koyunları tekrar yatırıp sabaha doğru saat 04.00 sıralarında, koyunları tekrar kaldırıyoruz ve saat 09.00'a kadar otlattıktan sonra çadırlara götürüyoruz. Özellikle yağışlı zamanlarda çok zorluk çekiyoruz. Havalar soğuyor, ıslanıyoruz. Günlerimiz, kuzu yününden yapılmış bir keçenin içinde geçiyor" dedi.

"Kurtlar her akşam sürüye saldırıyor"
Meralarda zor şartlar altında koyun otlattığını anlatan Serkan Çeliker (39) ise, çobanların çilesinin 20 Nisan'da başladığını ve Deve Çukuru yaylasında devam ettiğini belirterek, "Geceli gündüzlü mala gideriz. Günde iki defa koyun sağımı yaparız ve gece boyunca koyunları otlatıyoruz. Saat 17.00'da başlayıp, 20.00-21.00 arası yarım saatlik bir çay molası veriyoruz. Daha sonra sabaha kadar koyun otlatıp, saat 09.00'da eve geliyoruz. Saat 09.00'dan saat 10.00'a kadar koyun sağıyoruz. İki saat uyuyup tekrar koyunları sağıp, akşam saat beş ve altı gibi koyunları alır, gece sabaha kadar otlatıyoruz. Bunun yanı sıra yabani hayvanlarda bizi çok rahatsız ediyor. Kurtlar, her akşam sürüye saldırıyor. Ayısı, çakalı var. Bir ton yabani hayvanla baş ediyoruz. Yağmuru, dolusu ve şimşeği derken hayatımız risk altında. Sabaha kadar keçede yatıyoruz. Keçe ıslanınca ateş yakıp, kendimizi kurutmaya çalışıyoruz" diye konuştu. 

Sidar Eren

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Exalibur E650 ve E750 oyun bilgisayarları binlerce konfigürasyon seçeneği sunuyor Türkiye’nin teknoloji markası Casper, oyun tutkunlarına özel Excalibur dizüstü bilgisayar modellerini üretti. Yüksek gereksinim gerektiren oyun ve uygulamalara yalnızca pahalı bilgisayarlarla ulaşılabileceği algısını yıkan Excalibur, bu kez son teknolojilerle desteklenen Excalibur E650 ve Excalibur E750 masaüstü modelleriyle gücü, verimliliği ve performansı erişilebilir fiyatlarla sunmaya devam ediyor. Gelişen teknoloji ile ortaya çıkan yapay zekanın günlük hayatta kullanılan elektronik cihazlara entegre olmasıyla oyun dünyasının geleceği tamamen yeni bir dönüşüm içerisine girdi. Daha güçlü işlemciler, daha yüksek çözünürlüklü grafik kartları ve hızlı depolama birimleri, oyun deneyimini her geçen gün daha etkileyici hale getiriyor. Özgürlüğüne düşkün oyuncular için oyun dünyasının dinamiklerini değiştiren Excalibur, başarısını kanıtlayan gaming dizüstü bilgisayarlarının yanı sıra ürettiği masaüstü modelleriyle son teknolojiyi erişilebilir fiyatlarla sunmaya devam ediyor. Casper’ın güvencesi, Intel ve NVIDIA’nın eşsiz gücüyle tamamen oyuncuların beklentilerine göre şekillenen Excalibur E650 ve Excalibur E750, masaüstü bilgisayar dünyasına yepyeni bir soluk getiriyor. Her bütçeye uygun binlerce konfigürasyon seçeneği Tercihlerine uygun bir masaüstü bilgisayar oluşturmak ise genellikle mümkün olmuyorken profesyonel olmayan yollarla tasarlanan ya da toparlanan bilgisayarlar da oyuncuları tatmin edemiyor, yarı yolda bırakabiliyor. Casper’ın oyuncuların tercihlerine göre ürettiği anakart, kasa, güç kaynakları ve soğutma sistemleri ısı ve performans testlerinden geçerek güvenle kullanıcılarla buluşuyor. Dünyanın en büyük üreticileriyle iş birliği yapan Casper, en üst kalite ürünlerin uyumlu şekilde çalışabilmesi için kişiye özel üretimin performans ve ısı testleri gerçekleştirerek yapıldığı profesyonel ortamda üretiliyor. Binlerce çeşit arasından konfigürasyonu oyuncular tarafından yapılabilen E650 ve E750, Intel’in en güçlü ve en yeni işlemcileriyle üstün performansı, NVIDIA’nın en güncel ekran kartlarıyla da üst düzey grafik gücünü oyunculara sunuyor. Üstelik kullanıcılar, bu iki üstün performansı istediği çeşit anakart, HDD, SSD veya RAM seçenekleri ile konfigüre edebiliyor. Aynı zamanda internet sayfası üzerinden 11.00’a kadar verilen siparişlerin hepsi aynı gün içerisinde kargoya sevk ediliyor. Yapılan konfigürasyon her ne olursa olsun, alınan her bir Excalibur masaüstü bilgisayarın yanında Excalibur RGB oyuncu klavye ve Mouse seti de hediye olarak veriliyor. Oyuncuların özgürlüğünü yansıtan RGB tasarım Metalin en şık halinin yansıtıldığı masaüstü modeller, sadece gamerların renkli dünyasına hitap etmekle kalmıyor ayrıca profesyoneller için de göz yormayan bir tasarımı barındırıyor. Cam yan panelin şeffaflığında tüm donanımların göz önünde olmasıyla dikkat çeken Excalibur E650 ve E750 masaüstü bilgisayarları, türünün modern tasarım öncüsü olarak üretilirken ısı dayanımı ile güçlendirilmiş temperli, RGB yan cam paneli ve metal kasasıyla dayanıklılık konusunda da iddialı. Yoğun renklere sahip 3 adet 120 mm özel RGB fan ile zengin soğutma sistemini yeni modelinde kullanıcılarına sunan Excalibur, E650 modelinde birer adet 2.0 ve 3.0 USB port bulundururken E750 modelinde ikişer adet 2.0 ve 3.0 USB port girişine yer veriyor. Ayrıca ek bağlantı opsiyonu sunan masaüstü modeller, RGB fan kontrol tuşu ile de renkleri kolayca değiştirme olanağı tanıyor. Ömür boyu ücretsiz servis hizmeti Excalibur’da Oyun teknolojileri ve profesyonel programlar gelişim gösterdikçe bilgisayar donanımları giderek daha da ileriye taşınıyor. Oyuncular ve profesyonellerin güç ve performans konusunda tercihi olan Excalibur, cihazlarında sunduğu ömür boyu performans garantisi ile kullanıcı deneyimini olumsuz etkileyen sorunların önüne geçiyor. Jet ve Turbo Servis hizmetleri ile kullanıcılarına hızlı çözümler sunan Excalibur cihazlarda; fan ve toz temizliği, termal macun değişimi, klavye ve ekran temizliği, aksesuar ve bileşen kontrolleri, performans ölçümleri, fiziksel ve sistemsel kontrolleri, risk raporlama yapıyor ve güncelleme desteği de sağlıyor. Web sitesinden talep oluşturularak kullanılabilen hizmetler sayesinde Excalibur kullanıcıları, ev ya da iş yerinden çıkmadan cihazlarını teknik servise ulaştırma imkânı da buluyor.
Kocaeli Ukraynalı eşi ile tamiri öğreniyor Sanayi ve teknolojinin başkenti Kocaeli’de açılan otomotiv kursu, bir yandan sektörün kanayan yarası haline gelen ara elaman yetişmesine katkıda bulunurken, diğer yandan vatandaşların kendi araçlarındaki arızaya müdahale etmelerini kolaylaştırıyor. Aracında meydana gelebilecek arızaya hızlı müdahale için kursa katılan Murat Yılmazer de Ukraynalı eşi ile aynı sırayı paylaşıyor. Son dönemde teknolojik gelişmeler ve talep artışıyla sürekli büyüyen ve gelişen bir sektör haline gelen otomotiv sektöründe nitelikli iş gücüne olan ihtiyaç her geçen gün artıyor. Otomotiv endüstrisindeki bu talebi karşılamak için ara eleman yetiştirme kurslarını açanKocaeli Büyükşehir Belediyesi Meslek ve Sanat Eğitim Kursları (KO-MEK), verdiği eğitimlerle özellikle bu sektörde çalışmak isteyen gençlerin dikkatini çekmeye devam ediyor. Teorik eğitimlerin yanı sıra eksiksiz düşünülerek hazırlanan fiziki ortam sayesinde uygulamalı eğitimler de veriliyor. Kursiyerler motor mekaniği, otomotiv elektroniği, otomotiv bakımı ve onarımı gibi konularda eğitimler alarak saha deneyimi de kazanıyor. "Fabrikalarda rahatlıkla iş bulabiliyorlar" Otomotiv eğitmeni Ersin Gökbudak, "KO-MEK’i usta tezgahı gibi düşününler kalfa olmuyor ama yetişmiş birer eleman olarak iş yapabiliyor. Buradan alınan belgelerle otomotiv üzerine iş yapan fabrikalarda rahatlıkla iş bulabiliyorlar. Ayrıca kursiyerlerimize kendi araçlarının çok detaylı olmadan bakımlarını yapabilsin, arıza tespitini yapabilsin diye de eğitimler veriyoruz. Zaman zaman kursiyerlerimiz araçlarını getiriyor, böylece hem arıza tespiti yapıyoruz hem de elimizden geldiğince tamir ediyoruz" dedi. "3 bine yakın parçayı tanımış oluyoruz" İzmit sanayisinde motor mekanik ve kaporta işletme sahibi Yusuf Sancar, "Uzun zamandır sanayide iş yapıyoruz. KO-MEK’in böyle bir kursu olduğunu duyunca hemen kayıt yaptırdım. Burada uygulamalı eğitimlerle el yatkınlığımız daha da artıyor ve aynı zamanda 3 bine yakın parçayı da tanımış oluyoruz. Gelişen teknolojiyle verilen eğitimlerde KO-MEK’te eğitim alan herkes sanayide rahatlıkla çalışma imkanı bulabilir" diye konuştu. Ukraynalı eşi ile birlikte eğitim alıyor Bir diğer kursiyer Murat Yılmazer ise kursa Ukraynalı eşi ile birlikte katılıyor. Yılmazer, "Emekli olduktan sonra aracımızla bol bol gezmeye başladık. ’Acaba aracımız arıza yaparsa ne yaparız?’ diye düşünürken KO-MEK’in böyle bir eğitimi olduğunu öğrendik. Eşimle birlikte burada aldığımız eğitimlerle hem evdeki işlerde hem de aracımızda olan arızalara elimizden geldiğince müdahale ediyoruz. Eşim fazla Türkçe bilmediği için kendini ifade edemiyor ama verilen kurslardan kendisi de gayet memnun ve bu kursların sürdürülebilir olmasından yana" ifadelerini kullandı.
Eskişehir İftarda içilen asitli içecekler diş kaybına neden olabilir Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Batu Can Yaman, özellikle günün ilk öğünü olan iftarda asitli içecek tüketiminin diş kaybına neden olabileceğini söyledi. Ramazan ayında içerisinde besin ve sıvı tüketiminin olmaması nedeniyle tükürük akışının azalmasıyla yaşanabilen diş çürümelerine karşı uyaran uzmanlar, sahurda yatmadan önce yemek artıklarının temizlenmesi için ağız bakımının çok önemli olduğunu vurguluyor. Sahurdan sonra ağız içinde kalan yemek artıkları gün içerisinde çürümeye evrilirken iftarda içilen asitli gıdalar ise diş sağlığı açısından çok daha büyük tehlike oluşturuyor. Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Batu Can Yaman, iftarda içilen asitli içecekler hakkında “Servikallerde dişin kök kısımlarında meydana gelebilecek aşınmalara yol açması açısından asitli gıdalar tüketmeyelim” dedi. “Sahurdan sonra yemek artıkları temizlenmezse çürük oluşumuna neden olur” Gece saatlerindeki sahur yemeğinin ardından ağız ve diş temizliğinin mutlaka yapılması gerektiğini belirten Prof. Dr. Yaman, “Ramazan ayı hepimiz için özel bir aydır tabii ki. İnsanlar iki öğün ile besleniyorlar. İftarımızı açıyoruz arkasından belli bir saat sonra sahurumuzu yapıyoruz. Yemeğin arkasından mutlaka dişlerin fırçalanması, ara yüzlerinde kalan yiyecek artıklarının oralardan uzaklaştırılması gerekiyor. Bunları yapmazsak, herhangi bir şekilde yemek yemediğimiz veya su içmediğim için ağızda tükürük akışı azaldığından dolayı tükürüğe bağlı tamponlanma mekanizmaları da çalışmayacağından çürük aktivasyonlar ile karşılaşma ihtimalimiz ortaya çıkıyor. Bunun için de en iyi ağız sağlığı sahurdan sonra mutlaka dişlerimizi fırçalayarak dişlerimiz arasında kalan yiyecek artıklarına ortadan kaldırarak sağlanır. Gün içinde bu sayede bir korunma sağlanır. Özellikle de ilk yemeğimiz olan iftarın arkasından da yiyecek artıklarının dişlerden uzaklaştırılması biz diş hekimleri tarafından tavsiye edilmektedir” dedi. “İftarda asitli gıda tüketimi çürüksüz diş kayıplarına neden olur” İftar sofralarında sıkça yer alan asitli içeceklerin ise çürüksüz ve hızlı diş kayıplarına neden olduğunu belirten Prof. Dr. Batu Can Yaman, şu ifadeleri kullandı: “Sahurlarda dişe yapışabilen şekerli yiyeceklerden uzak duralım. Çünkü bunları ağzımızın içinden bir şekilde fırçalayarak uzaklaştıramazsak, gün içerisinde oluşan tükürük akış hızı az almalarıyla çürük aktivasyonlar görebiliriz. Bu da durup dururken dişimizi çürütmeye yol açacaktır. İftarda ilk defa yemek yiyorsunuz. Ağız ortamına bir anda çok yüksek asitli gıdaların da girmemesini tavsiye ediyoruz. Özellikle gün içerisinde hiçbir şey yememişsiniz ilk defa yiyeceklerle beslenmeye başlıyorsunuz. İftarda özellikle direkt asitli gıdaların tüketilmesi bizim açımızdan çürüksüz diş kayıpları anlamına geliyor. Yani servikallerde dişin kök kısımlarında meydana gelebilecek aşınmalara yol açması açısından asitli gıdalar tüketmeyelim.”
Mardin Artuklu ilçesinde içme suyu sorunu bitiyor Mardin Valisi ve Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Tuncay Akkoyun, Mardin Büyükşehir Belediyesi Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü (MARSU) tarafından yürütülen Artuklu ilçesinin içme suyu sorununu bitirmesi hedeflenen “Mardin İçme Suyu Projesi” çalışmalarında incelemelerde bulundu. Artuklu İlçesi Cumhuriyet Mahallesinde devam eden Kasımiye-1 ve Kasımiye-2 su depo çalışmalarında incelemelerde bulunan Vali Akkoyun, MARSU Genel Müdürü Murat Erçin ve Plan Proje Daire Başkanı Güven Bayraktar’dan bilgi aldı. Artuklu’da 112 bin 500 nüfusun günlük insani kullanım su ihtiyacını karşılayacak 15 bin ve 7 bin 500 metreküp su depolarında projede fiziki gerçekleşmenin yüzde 30’u geçtiğini bildiren Vali Akkoyun, “Mardin İçmesuyu Projesi”nde çalışmaların çok hızlı bir şekilde devam ettiğini kaydederek, “Bu proje tamamlandığı zaman Mardin’imizde günlük insani kullanım su ihtiyacı anlamında ciddi bir sorun çözülmüş, ciddi bir ihtiyaç karşılanmış olacak. Bu vesileyle yeni su projemizin şehrimize hayırlı olmasını diliyorum” dedi. 112 bin 500 nüfusun günlük su ihtiyacını karşılayacak. Proje hakkında açıklamalarda bulunan veren Vali Tuncay Akkoyun, “Proje çerçevesinde Kasımiye-1 15 bin ve Kasımiye-2 7 bin 500 metreküp depolarında depolanan su ile Yenişehir bölgesinde 112 bin 500 nüfusun günlük insani kullanım suyunu karşılanacak Kasımiye-3 2 bin metreküp, deposu ise Yeniyol mevkii ve Kayacan Mahallelerinde 10 bin nüfusun günlük insani kullanım suyunu depolayacak. 2 bin metreküp kapasiteli Sultanköy-1 deposu da 10 bin nüfusun günlük su ihtiyacını karşılayacak” ifadelerini kullandı. Kasımiye 1,2 ve 3 depoları yanı sıra Koyunlu mevkiinde aktif olarak hizmette bulunan 10 adet kuyuya ilave olarak 4 adet daha kuyu ile mevcuttaki 135 lt/sn su kapasitesinin 215 lt/sn’ye çıkarılması ve yaklaşık 19 kilometrelik 600 mm çapında Düktil Demir İçmesuyu Boruları ile şehir merkezine iletilmesi hedeflendiğini aktaran Vali Akkoyun, yeni yapılacak hatta tamamen farklı bir teknoloji ile üretilen ve müdahale edilerek kaçak hat çekmeyi imkânsız hale getiren tipte dökme demir borular kullanılacağını bildirdi. Vali Akkoyun, yenilenen iletim hattı da kayıp ve kaçağı imkansız hale getirdiği için kaynaktan alınan su hiçbir kayba uğramadan, 215 lt/sn olarak şehrin kullanımına sunulacağını ifade etti. Vali Akkoyun, “Bünyesinde 9 adet pompa bulunduran P5A Pompa istasyonu Beyazsu’dan gelen suyu Kasımiye-1, 2 ve 3 depolarına yönlendirerek Şehir merkezinde aralıksız, sürekli su kullanımına imkan verecektir. Artuklu ilçemizde toplamı 153 bin 274 metre olan şebeke boru hatlarımızın an itibarı ile 47 bin 410 metresi, yani yüzde 31’lik kısmı tamamlanmıştır. Bu çalışma ile önemli bir kısmının hammaddesi asbest olan borulardan teşkil edilen mevcuttaki İçmesuyu şebekemiz tamamen yenilenmiş olacaktır. Toplam maliyeti yaklaşık 26 milyon avro, yani yaklaşık 950 milyon TL olan projemiz inşallah yakın bir zamanda tamamlanarak vatandaşlarımızın hizmetine sunulacaktır. Mardin İçme suyu Projesi hemşehrilerimize hayırlı olsun" ifadelerini kullandı.