SAĞLIK - 15 Aralık 2017 Cuma 04:33

Çocuğumu hastalıklardan nasıl korurum? Çocuğumun hasta olmaması için ne yapmalıyım?

A
A
A
Çocuğumu hastalıklardan nasıl korurum? Çocuğumun hasta olmaması için ne yapmalıyım?

Kulak, Burun ve Boğaz Hastalıkları Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Ömer Aşkıner ‘Kış hastalıklarından çocuğumu nasıl korurum?’ sorusuna yanıt verdi. Peki çocuklarımızı hastalıklardan nasıl koruruz? Çocuğumun hasta olmaması için ne yapmalıyım? Çocuklarım çok sık hasta oluyor çözümü nedir? İşte tüm bunların cevaplarını sizin için derledik.

Medicana Bahçelievler Hastanesi Kulak, Burun ve Boğaz Hastalıkları Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Ömer Aşkıner, kış hastalıklarından çocukları koruma noktasında evebeynlere uyarılarda bulundu. Aşkıner, “ Özellikle okula, kreşe giden çocuğu olan aileler, kış aylarında çocuklarının sık sık hastalanmasından. Kışın çocukta ateş, boğaz ağrısı, öksürük gibi şikayetler her ailenin korkulu rüyası haline gelir. Peki bu sorunu hiç yaşamamanın bir yolu var mı? Maalesef bu soruya ‘evet’ cevabı veremiyoruz, ancak kış hastalıklarını en aza indirmek için uygulanabilecek bazı kolay yöntemler mevcuttur” dedi.

“Nezle grip gibi hastalıkların bulaşma yolunu iyi bilmeliyiz ki korunabilelim” diyen Aşkıner, “Bulaşma yollarından ilki damlacık yoluyla yayılım. Hastalık nefes alıp verme, öksürük, aksırıkla hasta kişilerden etrafa yayılan, virüs taşıyan hava zerrecikleriyle bulaşır. Zerrecikler saatlerce havada asılı kalır ve bu havayı soluyan diğer insanlara bulaşır. Diğer yayılım yolu da temas yoluyla bulaşma. Hasta kişi elinin içine öksürüp aksırdığı zaman eline, oradan elinin değdiği herhangi bir eşyaya, oradan da bu eşyaya dokunan diğer kişiye bulaşır. Kış hastalıklarından korunmanın en iyi yolu kişiden kişiye bulaşmayı engellemektir” ifadelerini kullandı.
Yrd. Doç. Dr. Ömer Aşkıner ailelere çocuklarını kış hastalıklarından korumada şu ipuçlarını verdi:

“El yıkama

Kış hastalıklarından en önemli korunma yolu birçok hastalıkta olduğu gibi elleri sık sık yıkamak. Çok basit olan bu yöntemi maalesef gerektiği kadar uygulamıyoruz. Çocukların ellerini olduğu kadar kendi elimizi de yıkamalıyız. Anneler çocukların kıyafetlerini değiştirdikten, burnunu sildikten sonra; yemek yapmaya başlarken mutlaka kendi ellerini yıkamalı. Çocuğun elleri de yemek öncesi ve sonrası, dışarıdan ve okuldan geldikten sonra, oyun sonrası yıkanmalı. Çocuğa el yıkama alışkanlığı kazandırılması çok önemli. Biz yanında yokken de elini yıkaması ancak bu alışkanlığı kazanmış olmasıyla mümkün. El yıkama için antibakteriyel sabunlara, pahalı ürünlere gerek yok. Sıradan sabunlar gayet yeterli temizlik için.

Kendiniz hastayken dikkat

Kendiniz hastayken çocukla yakın temastan kaçının. Emzirme yaşındaysa elinizi yıkamadan, ağzınızı gargara yapıp burnunuzu temizlemeden emzirmeye başlamayın. Emzirirken maske kullanmanız bulaşma riskini azaltacaktır. Öksürüp hapşıracağınız zaman kağıt mendille ağız burun bölgenizi kapatın ki virüsler etrafa yayılmasın. Mendil yoksa ağzınızı elinizle değil dirsek iç kısmıyla kapatarak öksürün. Bu şekilde temas yoluyla bulaşmayı azaltmış olursunuz.

Hasta çocuklarla temastan kaçınılmalı

Çocuk kreşe ya da okula gidiyorsa hasta çocuklardan uzak tutulması konusunda alınan önlemleri okuluyla görüşün. Sizin çocuğunuz hasta olduğunda da diğer çocukları korumak adına mümkün olduğunca okula göndermeyin. Eğer okula giden büyük kardeş hasta olmuşsa evdeki küçük kardeşle temasına, birbirlerine sarılmalarına, öpmelerine izin verilmemeli, mümkünse aynı odada yatırılmamalıdır.
Okuldan gelince kıyafetleri çıkarılmalı
Okuldan gelir gelmez kıyafetleri çıkarılmalı, hem kendi eliniz, hem çocuğun elleri yıkanmalıdır. Ağız gargarası yapılmalı, burna su çektirilip temizlenmelidir. Burnuna su çekemiyorsa serum fizyolojik burun spreylerinden faydalanılabilir.
Oda havası önemli
Oda sıcaklığı ve neminin uygun parametrelerde olmasına dikkat edilmelidir. 22-24 derece oda sıcaklığı uygundur. Kışın havanın daha kuru olması ve ısıtıcılar nedeniyle daha da kurumasından dolayı havanın nemlendirilmesi önemlidir. Su dolu kaplar peteklerin üzerine konulabilir veya oda havasını nemlendirici cihazlar kullanılabilir. Odanın düzenli olarak havalandırılması ev içi bulaşma riskini azaltacaktır.

Oyuncak hijyenine dikkat

Çocukların oyuncakları düzenli olarak temizlenmeli, yıkanabilenler yıkanmalıdır. Özellikle misafir çocuklarıyla ortak kullanımdan sonra temizlenmesi çok önemli.

Vücut direnci artırılmalı

Bunun için tek tip gıda değil, her türlü besinden yeterince yemesine özen gösterilmeli. C vitamininden zengin gıdalar, portakal, mandalina, havuç, karnabahar, kivi, ıspanak tüketimini artırmak gerekiyor. Bu gıdaları sadece hastayken değil, hasta olmadığımız dönemde, tüm kış boyunca tükettiğimizde maksimum fayda sağlarız. Paket gıdalar yerine taze ürünler, haftada 1-2 defa balık tüketimi vücut direncine katkı sağlar. Pasif sigara içiciliği, alerjik rinit gibi savunma sistemini zayıflatan durumlara karşı yeterli önlem alınmalıdır.

Giyimine dikkat

Çok kalın tek kat kıyafet yerine orta kalınlıkta 2-3 kaç kıyafet tercih edilmeli. Çocuk sıcak ortama girdiğinde en üsttekini çıkartmalı, terleyerek üşütmesine engel olunmalıdır. Çok soğuk havalarda mutlaka atkı ve bere kullanımına dikkat edilmelidir. Atkı ve eldivenler mümkünse her gün yıkanmalı ve değiştirilmelidir.

Uyku düzeni

Vücut direncimizi artıran en önemli konulardan birisi yeterince dinlenmek. Bunun için de vücudumuzun ihtiyacı kadar uyumamız gerekiyor. Özellikle çocukluk döneminde 9-10 saat uyunmalı. Çocuğun geç saatlere kadar TV izlemesi, bilgisayarda oyun oynamasına izin verilmemeli.

Aşı

Zorunlu aşılar zamanında yapılmalıdır. Herhangi bir kronik hastalığı varsa, alerjik bir bünyesi varsa ve tüm önlemlere rağmen sık sık hastalanıyorsa doktorunuza danışarak grip aşısı yaptırmanız uygun olacaktır. Grip aşısı ABD’de 6 aylıktan itibaren her çocuğa önerilmektedir. Yine tüm önlemlere rağmen sık hasta olan çocuklara vücut direncini artırıcı bitkisel kökenli ilaçlar faydalı olabilir.

Anne sütü

Bebeğin vücut direnci için anne sütü çok önemli. Sadece emdiği dönemde değil, ileriki yıllarda da sağlıklı, güçlü bir çocuk olmasında anne sütünün önemi çok fazla. En az altı ay, mümkünse daha fazla süre anne sütüyle beslenmeye dikkat edilmelidir.” 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Küçükçekmece’de uzun namlulu silahla havaya ateş açan şüpheli kamerada Küçükçekmece’de, bir şüpheli abisiyle yaşadığı alacak verecek meselesi yüzünden uzun namlulu silahla rastgele havaya ateş açtı. Silahla dehşet saçan şüphelinin o anları çevredeki güvenlik kamerasına yansıdı. Olay, dün akşam saatlerinde Küçükçekmece Fevzi Çakmak Mahallesi’nde meydana geldi. İddiaya göre, bir şahıs alacak verecek meselesi yüzünden anlaşmazlığa düştüğü abisini sokakta takip etmeye başladı. Kardeşi tarafından takip edildiğini anlayan abi kaçınca, şüpheli uzun namlulu silahla rastgele havaya ateş açmaya başladı. Olay da kimse yaralanmazken, vatandaşlar panik yaşayarak sağa sola kaçtı. İhbar üzerine olay yerine polis ekipleri sevk edildi. Yapılan incelemenin ardından ekipler şüpheliyi gözaltına aldı. Şüpheli emniyetteki tamamlanan işlemlerinden sonra sevk edildiği adli makamlarca serbest bırakıldı. Olay anı kamerada Uzun namlulu silahla dehşet saçan şüphelinin o anları çevredeki güvenlik kamerasına yansıdı. Görüntüde, şüphelinin mahallede uzun namlulu silahla havaya ateş açtığı ve mahalleden ayrıldığı görülüyor. "Uzun namlulu silahla mahalleye gelip havaya sıktı" Mahalleli olarak panik yaşadıklarını anlatan görgü tanığı İsmail Sıddık, “ Uzun namlulu silahla mahalleye gelip havaya sıktı. Mahalleli biraz tedirgin oldu, biraz korktu. Ondan sonra polis geldi, el koydu. Adamı götürdü. Yaralı yok” diye konuştu. "Karşı taraftan silahla geliyor ve rastgele ateş ediyor" Daha sonra konuşan esnaf Fethullah Bozkurt ise, “Biz de kamera görüntülerinden izledik. Karşı taraftan silahla geliyor ve rastgele ateş ediyor. Ben silahı kameradan gördüm ama ne silah olduğunu görmedim. İnsanlar sağa sola kaçmış, çocuklar yukarı kaçmış. Sonra polisler geldi. Adam İnönü Mahallesi’nde oturuyor” şeklinde konuştu.
Gaziantep Şahin: "Türkiye Yüzyılı’nın en büyük çevre hareketi sıfır atık" Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, “Uluslararası Sıfır Atık Günü” dolayısıyla mesaj yayımladı. Şahin mesajında, “Çevre ve iklim dostu yaklaşımımızla bu ortak gezegeni geleceğe taşımanın, koruyarak kullanmanın en büyük hayali olduğunu vurgulayarak havayı, suyu, toprağı, insanı korumanın öneminden bahsetti. 2017 yılında Saygıdeğer Emine Erdoğan Hanımefendi’nin himayelerinde başlatılan bugünün hem ülkemizin, çevresine, doğasına ve ekonomisine yaptığı katkıyla hem de aldığı uluslararası ödüllerle ‘Sıfır Atık Hareketi’ ile milletimizi gururlandırdığını ifade eden Başkan Şahin, “Zaten kendimize misyon edindiğimiz böyle önemli bir günün 105 ülkenin desteği ile kabul görmüş olması ülkemizin bu konuya ne kadar hassasiyetle yaklaştığının açık bir göstergesidir” dedi. Şahin, atıkların kontrolsüz olarak çevreye bırakılması ve doğal kaynakların hızlıca tüketilmesi başta iklim değişikliği olmak üzere tüm canlıları tehdit edecek boyutlara varan hava, su ve toprak kirliliğine neden olduğunu hassasiyetle belirtti. Oluşan atıkların hiçbir ayrıma tutulmadan düzenli depolama alanlarına gönderilmesinin çok kıymetli malzemelerin toprak altına gömülmesine ve yüksek maliyetlerle yapılan depolama alanlarının hızla dolmasına sebep verdiğini aktaran Başkan Şahin, "Hızla gelişen sanayimizin ham madde ihtiyacı günden güne artmaktadır. Geri kazanımla elde edilecek malzemeler ham madde ihtiyacı için önemli bir kaynak teşkil etmektedir. Bazı sanayi sektörleri özellikle tekstil kolu yurt dışından ambalaj atığı ithal etmektedir. Sıfır atık projeleri ülkemizin mevcut kaynakları sanayicilerimize de ciddi kaynak sağlayacaktır” ifadelerini kullandı. Şahin, “Bugün Türkiye Yüzyılı’nın en büyük çevre hareketi olan Sıfır Atık vizyonumuz bir dünya markası haline geldi. Biz de bu vizyonla hareket eden bir belediye olarak hizmetlerimizi üzerimize düşen sorumluluğun bilinci ile yönetmeye çalışıyoruz. Yaşadığımız bu mahalle, bu şehir, bu ülke, bu dünya da ortak evimiz. Bunun bilinci ile hareket etmek bir görev olmak dışında insani bir sorumluluk. Yeşil kalkınma hamlemizle ülkemizi, çevremizi, doğamızı en güzel şekilde korurken, iklim değişikliğiyle mücadelemizi de kararlılıkla devam ettireceğiz. Buradan yola çıkarak imza attığımız birçok projemiz var. Her biri birçok ilimize de örnek olmuş bu projelerle yarınlarımıza daha güvenle bakmanın yanında, yakın zamanda yaşadığımız doğal afetler gibi birçok afetin de sonuçlarına karşı dirençli hale geleceğiz. ‘Çevre bize miras değil emanettir’ felsefesiyle gelecek nesillere sağlıklı yaşanabilir bir dünya bırakmak istiyoruz. Havası, suyu, toprağı temiz bir Gaziantep için tüm halkımızı doğaya ve çevreye saygılı ve duyarlı olmaya davet ediyor, ‘30 Mart Uluslararası Sıfır Atık Günü’nüzü kutluyorum” diye konuştu.
Çanakkale 23 düzensiz göçmenin hayatını kaybettiği bot faciasında arama kurtarma çalışmaları 15’inci gününde devam ediyor Çanakkale’nin Eceabat ilçesi açıklarında 15 Mart’ta alabora olan botta kayıp düzensiz göçmenleri arama kurtarma çalışmaları 15’inci gününde denizden, havadan ve karadan devam ediyor. Olay, 15 Mart sabahı saat 08.07’de meydana geldi. Eceabat ilçesi Büyük Kemikli Burnu mevkiinden lastik botla denize açılan ve yasa dışı yollarla Yunanistan’ın Semadirek Adası’na geçiş yapmak isteyen düzensiz göçmenlerin botu karadan 8 mil açıkta poyraz fırtınasının etkisiyle alabora olup battı. Lastik bottaki 2 göçmen kendi imkanlarıyla karaya çıkmayı başararak durumu Sahil Güvenlik ekiplerine bildirdi. İhbar üzerine çok sayıda hava, deniz ve kara aracı bölgeye sevk edildi. Ekiplerin çalışmaları ve şahısların kendi imkanları sonucunda toplam 4 düzensiz göçmen sağ kurtarılırken, 23 düzensiz göçmenin ise cansız bedenlerine ulaşıldı. Botun battığı bölgede devam eden arama kurtarma çalışmaları denizden, havadan ve karadan 15’inci gününde devam ediyor. Çanakkale Valiliği tarafından arama kurtarma çalışmalarının 15’inci günde devam ettiği belirtilen yazılı açıklamada, “Eceabat-Gökçeada açıklarında alabora olan bottaki düzensiz göçmenleri arama kurtarma çalışmaları denizden, havadan ve karadan Sahil Güvenlik Batı Marmara Grup Komutanlığı koordinesinde; AFAD, Polis, Jandarma ve Sağlık teşkilatları iş birliğinde devam etmektedir” denildi.
Mersin Mersin’de 90 eserlik ’Geleneksel Türk İslam Sanatı Eserleri Sergisi’ sanatseverlerin beğenisine sunuldu Mersin’de hat sanatçısı Salih Alzamo, tezhip sanatçısı Rabia Turgut ve naht sanatçısı Ramazan Özkan’ın Geleneksel Türk İslam sanatından çizgiler ve özel desenler yansıtan el emeği eserleri, Akdeniz Sanat Galerisi’nde sanatseverlerin beğenisine sunuldu. Mersin’in merkez ilçe Akdeniz Belediyesinin tamamen yenileyerek kentin kültür ve sanat hayatına kazandırdığı Akdeniz Sanat Galerisi, ’Geleneksel Türk İslam Sanatı Eserleri Sergisi’ne ev sahipliği yaptı. Akdeniz Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü organizesinde gerçekleşen sergide, hat sanatçısı Salih Alzamo, tezhip sanatçısı Rabia Turgut ile naht sanatçısı Ramazan Özkan’ın birbirinden özel eserleri, Mersinli sanatseverlerin ilgi ve beğenisine sunuldu. 90 eserin beğeniye sunulduğu ve 15 Nisan 2024 tarihine dek sanatseverlerin ziyaretine açık olacak olan serginin açılış törenine; Akdeniz Belediye Başkanı Mustafa Gültak, Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Serdar Çam, Mersin Milletvekili Ali Kıratlı ile çok sayıda davetli katıldı. “Mersin’de 3 tarihi yapıyı yenileyip geleceğe taşıdık” Sergiyi büyük bir beğeni ve hayranlıkla gezdiğini belirten Akdeniz Belediye Başkanı Mustafa Gültak, konuşmasında sanat galerisine dönüştürdükleri binanın tarihinden de bahsederek, kentteki tarihi binalara yönelik çalışmaları hakkında da bilgi verdi. Başkan Gültak, “Şu ana kadar Mersin’de 3 tarihi binayı yenileyip kentimizin geleceğine kazandırdık. İnşallah 4’üncüsü de benim de mezunları arasında olduğum Çankaya İlköğretim Okulu olacak. Bu okulumuzun tadilatı için ihalesini yaptık. Yaklaşık 7 içinde de bu okulumuzda tam 17 yıl sonra hayata dönecek. Ya bir anaokulu ya bir kreş ya da olgunlaşma enstitüsü olarak hizmet verecek” dedi. “Mersin’de müze açan ilk belediye başkanıyım” Bir ilçe belediyesinin 5 yıl içerisindeki süreçte 4 tarihi binayı yenileyerek hayata geçirdiğini daha önce duymadığını belirten Başkan Gültak, “Bu tarihi Mersin evlerinden birisi İz Bırakanlar Müzesi. Gezmenizi mutlaka tavsiye ederim. İki katlı ve 7 odalı çok güzel bir Mersin evi. Aslında yine tarihe geçmiş olduk. Mersin’de ilk kez bir belediye başkanı müze açmış oldu” ifadelerini kullandı. “Sanat, kültür ve spor toplumsal barışı sağlar” Sanat, spor, eğitim ve kültürel etkinliklerin, bir şehrin toplumsal barışı ve huzurunun sağlanmasındaki önemine de dikkat çeken Gültak, sözlerini şöyle sürdürdü: “Sanatın, sporun, kültürel faaliyetlerin olmadığı yerde huzur da olmaz. Biz de farklı uygulamalar, sosyal faaliyetler de yaparak Akdeniz’e huzur getirdik. Ramazan ayı içindeyiz, bu ay vesilesiyle böyle özel bir sergi açtık. Geçen ay da burada lise öğrencilerinin geri dönüşümle ilgili ortaya çıkardıkları birbirinden farklı ve ilginç eserleri sergilemiştik. Bu mekanda periyodik olarak mutlaka bir sanatsal etkinlik düzenlemeye çalışıyoruz. Böylelikle mekanın ruhuna uygun işler yapmış oluyoruz.” Konuşmaların ardından Başkan Mustafa Gültak, Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Serdar Çam ve Mersin Milletvekili Ali Kıratlı, sergilenen eserlerin sahibi sanatçılara teşekkür plaketi takdim etti.