SAĞLIK - 05 Mart 2015 Perşembe 14:06

Çocuklarda dikkat dağınıklığına dikkat!

A
A
A
Çocuklarda dikkat dağınıklığına dikkat!

Uzman psikolog Mahmut Yıldırım, çocuklarda dikkat dağınıklığının tedavi edilmemesi durumunda kişinin yetişkinlik dönemleri, evlilikleri ile iş ve sosyal yaşantılarının zarar gördüğünü belirtti.

Yüksek Yapılı Zekalar kurucusu uzman psikolog Mahmut Yıldırım, dikkat dağınıklığı ve hiperaktivite bozukluğuna ilişkin İHA muhabirine açıklamalarda bulundu. Dikkat dağınıklığının son dönemlerde ortaya çıkan ve gittikçe yayılan bir problem olduğuna dikkat çeken Yıldırım, bunun öğrenme, algılama süreçlerinin yanı sıra hayatın her alanında kendisini gösterdiğini vurguladı. Bunun kişi hayatında organizasyonsuzluk ve düzensizliğe neden olduğunu ifade eden Yıldırım, "Dikkat dağınıklığını özellikle çocukları dikkate alarak ifade etmekte fayda var. Bu problemin birden fazla ortamda meydana gelmesi lazım. Bu belirtiler 7 yaştan önce başlar. Ama akademik olarak dikkat dağınıklığını tespit etmek için 1, 2 ve 3’ncü sınıflarda çocuğumuz performansına, akademik yönelimine, derslere olan ilgisine, ödevlerine olan yaklaşımına bakmakta fayda var. Bu tanıyı koyarken evde çocuğumuzla ilgilenen ebeveynlerin, öğretmenlerin ya da rehberlik servislerindeki arkadaşlarımızın gözlemleri çok önemli bir yere sahip" dedi.

Dikkat dağınıklığının annelere, babalara ya da öğretmenlere göre farklı şekillerde değerlendirilebileceğine işaret eden Yıldırım, "Bir anneye göre çocuktaki dikkat dağınıklığı şu, sürekli kanepede zıplar, oradan başka yere zıplar, çocuğu bıraksak düz duvara tırmanır, televizyon izlerken, oyun oynarken sürekli kafası başka yerde, kitap okurken ya da ders çalışırken yine aynı şekilde. Bunlar temel olarak anne babalarımızın ifade ettiği dikkat dağınıklığı göstergeleri. Öğretmenlerimiz de sınıftaki performansına göre dikkat dağınıklığı olup, olmadığını yönünde bizleri yönlendirebiliyor” diye konuştu.

"PROBLEM BULUNDUĞUNDA ÇÖZÜM KOLAY"

Dikkat dağınıklığını birkaç konu üzerinde değerlendirmenin faydalı olacağını da anlatan Yıldırım, şunları söyledi:

“Çocuklarımız netice itibariyle genetik bir mirasla dünyaya gelirler. Zeka, algı, yaratıcılık ve liderlik performansları her ne kadar genetik olarak aktarılsa da öğrenme ve algı problemleri de genetik olarak aktarılır. Çocuklardaki problemin genetik olup, olmadığına bakmakta fayda var.

İlk çocukluk dönemi dediğimiz 6 yaşına kadarki dönemde anne ve babanın çocuk iletişimlerinin nasıl olduğuna, pedagojik olarak yönlendirmelerinin doğru mu yanlış mı olduğuna bakmakta fayda var. Bu süreçlerden sonra ilkokul hayatı başladığı zaman çocuğumuzun akademik yönelimleri, zeka türünün belirlenmesi, yetenekleri, ilgi alanları ve akademik olarak yeterlilik göstermesine baktığımızda dikkat probleminin neden kaynaklandığı ortaya çıkıyor. Bu problem neden kaynaklanıyorsa bundan sonraki süreçte çözümü çok kolay."

"İLAÇLI TEDAVİ TARTIŞILIYOR"

Dikkat dağınıklığı, hiperaktivite bozukluğu, aşırı hareketlilik, öğrenme ve algılama problemleri ile davranış bozukluğunun ortadan kaldırılması için birkaç çözüm yolunun olduğunu kaydeden Yıldırım, şunları kaydetti:

"Bunun günümüzde sıklıkla kullanılan yöntemlerden birisi ilaçlı tedavi. Hemen hemen Türkiye’de de yaygınlaşmada olan ilaç tedavisiyle çocuklarımızın beyin altyapısındaki bazı hormonel yapının dışarıdan müdahale ile çözülmesi, dikkatli, uyanık ve ayıkta kalma probleminin aşmaları sağlanabiliyor. Ancak bütün ilaçlı tedavi yöntemleri tartışılmakta. Çünkü kullanan çocukların birçoğunda uyku ve davranış bozukluğu devam ediyor. İlaca karşı bağımlılık kazanma davranışları devam ediyor. ABD’de de yapılan araştırmalara göre dikkat dağınıklığı ilacı kullanan çocuklarda ergenlik ve sonrası dönemde madde bağımlılığı olasılığının artmış."

"TÜRKİYE’DE KLİNİK YETERSİZLİĞİ VAR"

Bu nedenler yüzünden dikkat ile alakalı problemlerin çözümünde ikinci aşama çalışmaları yapılmaya başlandığını ve eğitimli psikoterapi uygulandığını vurgulayan Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu uygulamalar ile dikkat eksikliği, hiperaktivite ve davranış bozukluğu gibi problemler çözülebiliyor. Günümüzde Türkiye’de de buna benzer çalışmalar yapılıyor. Ama ebeveynlerin yeteri kadar bilgi sahibi olmaması ilaç kullanımının artmasına neden oluyor. Türkiye’de çok fazla çözüm sunabilecek bir kliniğimiz de yok. Dikkat dağınıklığı ve hiperaktivite bozukluğu dediğimiz öğrenme problemleri ve davranış bozuklukları fark edildiği zaman çözülmediğinde az önce bahsettiğimiz denetim aktarımdan dolayı çocuklarımıza aktarılarak gider. Yetişkinlik döneminde, evlilik, iş ve sosyal hayatı zarar görmeye başlar. Tutarlı, kendi başına hayatını devam ettirebilen ve irade sahibi insandan çok uzaklaşılır. Dolayısıyla bu problem keşfedildiğinde çözüm için gerekli faaliyetlere başlanmalı. İlaçlı tedavi çözüm değil, sonu gelmeyen, belki de bir ömür boyu devam edecek olan bir tedavi silsilesini içeren bir yönü var. Ama bizler uyguladığımız bazı yöntemlerle kişinin kişilik ve karakteristik özelliklerinden tutun zeka alanlarından, yetenek alanlarına kadar, dikkat problemlerine kadar öğrenme algılamaya kadar detaylı bir envanter çıkardıktan sonra bu problemleri çözebilmekteyiz. Geliştirdiğimiz yöntemlerle kısa sürede bunlar ortadan kalkabilmekte. Yüksek Yapılı Zekalar olarak bu çalışmaları yapıyoruz. Tüm Türkiye’de de yaygınlaştırmaya başladık. Çocuklarımızın ilaç kullanmadan dikkat eksikliği hiperaktivite ve davranış bozukluğu gibi problemlerden kurtulmasına yardımcı olmaktayız."
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Çorum Geleceğin turizm profesyonelleri Hattuşa’yı OKA ile keşfetti Orta Karadeniz Kalkınma Ajansı(OKA), her yıl 15-22 Nisan tarihleri arasında kutlanan Turizm Haftası’nda Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Turizm Fakültesi öğrencilerine yönelik Hattuşa Mesleki Gelişim Gezisi düzenledi. OKA, Kültür ve Doğa Turizmi Ekseninde Şehirlerin Markalaşması Sonuç Odaklı Programı çerçevesinde TR83 Bölgesi’ni oluşturan Amasya, Çorum, Samsun ve Tokat illerinde turizm sektörünün gelişimini ve yerel ekonomiye katkısının arttırılmasını destekliyor. Bu çerçevede Ajans, 2024 yılı çalışma programında yer alan Sosyal Medya İçerik Oluşturma Atölyesi ve Eğitim Programı kapsamında OMÜ Turizm Fakültesi öğrencilerine yönelik günübirlik “Hattuşa Mesleki Gelişim Gezisi” düzenledi. Turizm Fakültesi öğrencileri Orta Karadeniz Bölgesi’nin doğal ve kültürel değerlerini dijital platformlarda tanıttı 2023 yılına OKA ve OMÜ Turizm Fakültesi ile arasında bölgenin doğal ve kültürel değerlerinin Wikipedia ve Google Maps gibi dijital platformlarda tanıtımı amacıyla yapılan iş birliği doğrultusunda, Turizm Fakültesi öğrencileri içerik üreterek ilgili platformlara ekledi. İçerik üreten öğrenciler, mesleki gelişim süreçlerini desteklemek üzere 17 Nisan’da gerçekleştirilen Hattuşa Mesleki Gelişim Gezisi’ne katıldı. Geleceğin turizm profesyonelleri olarak iş hayatına atılmaya hazırlanan öğrenciler, UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi’nde yer alan, bölgenin önemli tarihi değerlerinden Hattuşa ile Alacahöyük Ören Yerlerini yerinde inceleyerek ören yerlerinin tanıtımına yönelik yeni içerikler üretme fırsatı yakaladı. Bölgesel tanıtım için yerel iş birlikleri geliştiriliyor Hattuşa Mesleki Gelişim Gezisi programına, Boğazkale Kaymakamlığı, Boğazkale Belediyesi, Çorum İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü, Boğazkale Müze Müdürlüğü, Puduhepa Girişimi Kadın Kooperatifi, Kavak Yerel Eylem Grubu ayrıca Gezsen Amasya, Gezsen Çorum, Gezsen Samsun ve Gezsen Tokat sosyal medya hesaplarının yöneticileri dâhil oldu. Paydaşlar, organizasyon ve saha desteği sağlamanın yanı sıra bilgi ve deneyim paylaşımında bulundu. Öğrenciler, yerelde bir kadın kooperatifi tarafından el emeği ile üretilen ürünleri, özel kostüm tasarımlarını inceleme ve turizm sektöründeki yansımalarını görme şansı buldu. OKA, yerel ve ulusal kalkınmada önemli rolü olan ve kültürlerin birbirini tanımasında vesile olan turizm sektörünün Orta Karadeniz Bölgesinde tüm yönleriyle gelişimi için faaliyetlerine devam edecek.
Tokat Doç. Dr. Mehtap Aras: "Tokat’ta 6 ila 7,2 arasında bir deprem kaçınılmaz" Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi Afet ve Acil Durum Araştırma ve Uygulama Merkez Müdürü ve Acil Yardım ve Afet Yönetimi Bölüm Başkanı Doç. Dr. Mehtap Aras, Tokat’ta beklenen depreme yönelik önemli açıklamalarda bulundu. Aras, “6 ila 7,2 arasında bir deprem muhakkak başımıza gelecek, bundan kaçış yok” dedi. Sulusaray ilçesinde yaşanan 4,7 büyüklüğündeki depremin bir öncü sinyal olmadığını belirten Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi Afet ve Acil Durum Araştırma ve Uygulama Merkez Müdürü ve Acil Yardım ve Afet Yönetimi Bölüm Başkanı Doç. Dr. Mehtap Aras, ancak bu tür sarsıntıların ciddiye alınması gerektiğini ifade etti. Aras, geçmişte yaşanan depremlerde olduğu gibi, beklenmedik şekilde art arda sarsıntılar yaşanabileceğini ve depremin şiddetinin önceden tahmin edilemediğini dile getirdi. Bu nedenle, her zaman hazırlıklı olunması ve gerekli tedbirlerin alınması gerektiğini vurguladı. “Depremin şiddetini bilmek ve buna göre tavır almak doğru değil” Depremin şiddetine göre hareket etmenin yanlış olduğunu belirten Aras, “Şimdi depremin şiddetine göre tavır sergilemememiz gerekiyor. Yani ’4,7 çok düşük bir şiddette aslında dışarı çıkmamız gerekmiyor, 6’nın üzerinde olursa anca dışarı çıkarız’ gibi bir tavır, bir tutum çok yanlış. Sonuçta bu bir deprem ve binalarımıza elbette güveniyoruz ve araştırmasını yaptık ama tedbir amaçlı bizim bulunduğumuz yeri terk etmemiz gerekiyor. Ta ki yetkili kurum ve kuruluşların, valilik bağlı olarak il AFAD veya AFAD Başkanlığının bir problem yok. Evlerinize geçebilirsiniz. Güvendesiniz uyarısı ya da bilgilendirmesiyle tekrar evlerimize dönebiliriz ama depremin şiddetini küçümsemek ve buna göre tavır almak doğru değil. Depremin şiddetini biliyoruz ama derinliğini bilmiyoruz. Yüzeye yakın şiddette olan depremler, örneğin beş şiddetindeki bir deprem ve çok yüzeye yakın. Onun etkisiyle çok derinde olan 5 şiddetindeki bir depremin etkisi aynı olmayacaktır. Dolayısıyla biz bunu o anda o bilgiye sahip değiliz. Yani hemen hepimiz telefonlarımıza sarılıp AFAD verisine bakamıyoruz. Dolayısıyla sarsıntı geçince tedbir amaçlı mutlaka bulunduğumuz binaları terk etmemiz gerekiyor” dedi. “6 ila 7,2 arasında bir deprem muhakkak başımıza gelecek” Doç. Dr. Aras, Tokat’ta yaşayanların deprem gerçeğiyle yüzleşmeleri gerektiğini ve bu felakete karşı her zaman tetikte olmaları gerektiğinin altını çizen Aras, “Tokat’ta beklenen bir deprem var. 6 yada 7,2 arasında Tokat’ın üzerinde bulunan fayın bir deprem bekleniyor. Böyle bir elbette senaryo var. Fakat bunun tarihini ve zamanını ön görmemiz, söylememizin ihtimali yok. Şu an hemen burada da olabilir. Beş sene sonra da olabilir, üç gün sonra da olabilir. Ayrıca bunun saatini de bilmiyoruz. Yani genelde gece olduğu için geceye alışkınız fakat gündüz de olabilir, okulda olabiliriz, yolda olabiliriz, herhangi bir kamu kurum kuruluşunda bir işlem yaptırıyorken olabiliriz. Dolayısıyla her türlü senaryoya hazır olmamız gerekiyor. AFAD-RED diye bir simülasyon programı var. Burada Tokat’ın üreteceği örneğin 7 şiddetinde bir deprem veya 6 şiddetinde bir depremde alacağı hasar öngörülebiliyor. Elbette Tokat için de böyle bir senaryo var. 6 şiddetindeki depremdeki senaryoyla 7,2 şiddetindeki senaryo farklı. Dolayısıyla bizim burada vatandaşlar olarak Tokat’ta yaşayan insanlar olarak yapacağımız en önemli şey tedbir almak. Yani olası riskleri azaltmak ve buna hazırlıklı her an olacakmış gibi tetikte olmamız gerekiyor. Yani bugün de olabilir. Beş dakika sonra da olabilir. Bir sene sonra da olabilir. Ama bu bizim başımıza gelecek. Bunu bekliyoruz. Yani bundan kaçış yok. Bu deprem üretilecek. Dolayısıyla bizim buna hazırlıklı olmamız gerekiyor ve önlemleri almamız gerekiyor” diye konuştu.
Muğla Marmaris’te derelerde kapsamlı temizlik Marmaris Belediyesi Temizlik İşleri ekibi Ketenci Deresi’nde meydana gelen çamurları ve atılan çöpleri temizlendi. Muğla Büyükşehir Belediyesi işbirliğiyle dereler başta olmak üzere ilçenin birçok noktasında kapsamlı temizlik çalışmasına başlandı. Marmaris Belediyesi Temizlik İşleri Müdürlüğü ekipleri yaz sezonu öncesinde Muğla Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı MUSKİ ekipleriyle birlikte derelerde temizlik çalışması başlattı. Çalışmaların ilk adresi Marmaris kent merkezinde yer alan Ketenci Deresi oldu. Sabahın erken saatlerinde başlatılan çalışma kapsamında vinç yardımıyla dere içine araç indirildi. Özel ekipmanlı bir kepçe ve bir traktör, merkezden geçen dere yatağının içinde yağışların azalmasıyla birlikte biriken yosun ve balçık gibi oluşumları temizledi. Akıntıyla gelen miller de araçlarla belli noktalara toplanarak kepçe yardımıyla bertaraf edildi. Temizlik İşleri Müdürü Tugay Tutugan, özellikle dere temizliği çalışmalarında MUSKİ ekipleriyle koordinasyon içinde hareket edildiğini belirterek temizliğe ilişkin şunları söyledi: “Sezon öncesi çalışmalarımıza hız verdik. Yat limanı bölgesinden başlayarak tüm dere yatakları, yürüyüş yolları, plajlar ve bisiklet yollarında kapsamlı bir çalışma başlattık. Bugün de MUSKİ’yle birlikte Ketenci Deresi’ni temizliyoruz. Böylece koku, kötü görüntü ve sivrisinek oluşumunun önüne geçiyoruz.”