GENEL - 06 Temmuz 2018 Cuma 12:56

Çocukları istismardan korumanın bir yolu da: ‘Süper kahraman hikayesi’

A
A
A
Çocukları istismardan korumanın bir yolu da: ‘Süper kahraman hikayesi’

Çocuğa yönelik cinsel istismar ve şiddet olaylarında önce anne ve babalar bilinçlenmeli, yol göstermeli ve çocuklarının yaşadıkları durumu anlatmalarına yardımcı olmalıdırlar. Oyunlaştırılmış hikayelerin bu açıdan faydalı olduğunu belirten uzmanlar, süper kahraman ve başka hikayeler anlatarak ebeveynlerin istismardan haberdar olmaları yönünde birleşiyor.

Beykent Üniversitesi Fen ve Edebiyat Fakültesi Psikoloji Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Filiz Şükrü Gürbüz, Aileler cinselliği çocuklarına yaşlarına uygun bir ölçüde anlatabilmeli, böyle bir durumla karşı karşıya gelen çocuk böylece korkmadan başına gelen durumu rahatlıkla anlatabilir” dedi.
‘Süper kahraman hikayesi çok etkili oluyor’
Her çocuğun süper kahraman hikayesini sevdiğini ve ciddiye aldığını belirten Gürbüz, ailelere çocuklarını, cinsel istismardan korumanın ya da bu duruma maruz kalan çocukların kolayca anlatmasını sağlanmasının bir yolunun da süper kahraman hikayesi olduğunu söyledi. İşte Gürbüz’den çocuklara anlatılması istenilen süper kahraman hikayesi: “Herkesin bir süper kahramanı vardır. Çocukların süper kahramanı annesi ya da babasıdır. Onlar bizi her türlü kötülükten korurlar. Ama önce süper kahramanların sizi korumaları için bir kötülük olduğunda, rahatsız edici bir hareket hissettiğinizde haberdar olmaları gerekir. Bu nedenle çocuklar süper kahramanlarına cinsel bölgelerine biri dokunduğu zaman, şiddet uygulamaya yeltendiği zaman hemen söylemelidirler. Kahramanlarda hemen bu durumu öğrenince önlemler alırlar. Bu hareketi uygulayan kişiyi engeller ve bir daha o kişinin yanınıza gelmesine mani olurlar. Böyle oyunlaştırılmış hikayeler çok etkili oluyor. Mutlaka çocuklarınıza bu tarz hikayeler anlatın ve onun sizinle irtibat halinde olmasını sağlayın.”
“Cinsel içerikli dokunuşla şevkat dokunuşunu ayırt etmeliler”
Ailelere dokunma konusunda tavsiyelerde bulunan Gürbüz, “Çocuklarınıza cinsel bölgelerini tanımlayın. Genital bölge, göğüs bölgesi ve dudak buraya yapılan herhangi bir dokunuşun yasak olduğunu kimsenin dokunamayacağını bunun sevgiden değil, kötülük niyetiyle yapılan hareketler olduğunu mutlaka belirtin. Çocuk böyle bir durumla karşılaşınca dokunma diyebilmeli, bağırıp ailesine şikayet edebilmeli. Eğer bunu okulda yaşadıysa okuldaki öğretmenine söylemeli. Bir otorite figürüne söylemesi en doğru karardır. Mutlaka konuşsun, susmasın bunun için ebeveynlere çok iş düşüyor” diye konuştu.
“Cinselliği konuşun anlatın ayıp değil bilmeleri lazım”
Cinselliği konuşmanın ayıp olmadığı düşüncesini çocuğa yerleştirmek gerektiğine de vurgu yapan Gürbüz, ”Cinsel bölgeler, oraya dokunup dokunmanın uygun olmadığı, cinselliğin ne anlama geldiği bunlar konuşulmalı. Ama aile içerisinde cinsellik kesinlikle konuşulamaz, cinsellik anlatılamaz, ayıptır, günahtır gibi kurallar varsa çocuk böyle bir durumda başına gelen talihsiz olayları anlatamıyor. Cinsellik konuşmak ayıptır, suçtur, günahtır gibi düşünce yapısında yetiştirilmiş çocuk cinsel travma sonrasında kendini suçlu hissederek anne babaya anlatmıyor. Çocuk bu sefer kendini suçluyor. Ben suçluyum, benle ilgili bir konu diyerek kendi başına yaşamaya sorunu kendi çözmeye çalışıyor. Böylece içine kapanık ve konuşamayan çocuk haline geliyor.

“Kimyasal hadım çözüm değil”

Son zamanlarda yaşanan acı olaylarla tüm Türkiye yasa boğuldu. Minik Eylül ve Leyla’nın üzücü haberleriyle yasal süreç ve cezalandırma yeniden gündeme geldi. Halk hep bir ağızdan idam diye seslenirken, kimyasal hadım da gündemde. Konuyla ilgili kimyasal hadımın çözüm olmadığını sadece ağır cezaların caydırıcı olacağının altını çizen Gürbüz şunları söyledi: “Hukuk sisteminde bu caniliğin görülüyor ve ağır cezalar veriliyor olması çok önemli. Büyük caydırıcı suçlar olmadıkça bu eylemden uzaklaşmazlar.
Kişi cinsellik üzerinden üstünlük kurmaya çalışıyor, aslında cinsel haz için değil, üstünlük kurmak için yapılan bu eyleme kimyasal hadım yöntemi çözüm değil. O organın olup olmaması bu çabasını engellemeyecek. O organ olmadan da cinsel istismarda bulunanlar var. Örneklerini çok gördük. Hadım sadece o organı etkisiz hale getirecek. Önemli olan kalıcı çözüm için düşünce yapısını değiştiren bir sisteme ihtiyaç var. Hadımlık çare değil bu süreç yine devam eder kesin çözümler bulunmalı” dedi.
“Kesin çözüm travmaya uğrayan çocukları rehabilite etmek”
Aslında bu konuların kesin çözümünün travmaya uğrayan küçük çocukları rehabilite edilmesi gerektiği üzerinde duran Gürbüz, öykülerine baktığımız zaman istismarı yapan, şiddet uygulayan insanların çoğunluğu travma mağduru çocuklar” dedi.
Kesin çözümü sağlamanın tek yolunun bu durum öğrenildiğinde travma mağduru çocukları tedavi etmek olduğunu söyleyen Gürbüz, ebeveynlere durumdan haberdar olduktan sonra kimse duymasın, ayıptır, aman babası duymasın, büyükleri duymasın gibi yanlış yaklaşımlarla çocuklarını bu travmanın çözümünden uzaklaştırmasınlar. Sorunların üzerine giderek bu travma sürecini mutlaka tedaviyle çözmelerine yardımcı olmamalılar” diye konuştu.

NİHAN KAYRAK- MEHMET BAL

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul İstanbul Valisi Davut Gül, koltuğunu 4. Sınıf öğrencisi Derin Mina Koç’a devretti İstanbul Valisi Davut Gül, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı nedeniyle koltuğunu 4. sınıf öğrencisi Derin Mina Koç’a devretti. Valilik koltuğunda açıklamalarda bulunan Koç, “Botanik bahçeler, bisiklet yolları herkesin huzur bulduğu alanların çoğalmasını isterim” dedi. Şair Mehmet Emin Yurdakul Ortaokulu öğrencileri, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı etkinlikleri çerçevesinde İstanbul Valisi Davut Gül’ü makamında ziyaret etti. Vali Gül, koltuğunu 4. sınıfı öğrencisi Derin Mina Koç’a devretti. Koltuğa oturan Koç, 23 Nisan konuşması yaptı. “Türk milletinin fedakar evlatlarını saygı sevgi ve minnetle anıyorum” 4. sınıf öğrencisi Derin Mina Koç; Vali Davut Gül’ün makamına oturarak yaptığı konuşmada, “Sevinç, coşku ve gururla kutladığımız Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramımızın tüm milletimize ve insanlığa sevgi ve barış getirmesini istiyorum. Türkiye Büyük Millet Meclisi 23 Nisan 1920 yılında kapılarını bağımsızlığa, ulusal iradeye ve aydınlık geleceğe açtı. Ne mutlu bize ki bugün burada hür irademizle bayramımızı kutluyoruz. Öncelikle 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramını bize armağan eden Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarını ve canını seve seve veren Türk milletinin fedakar evlatlarını saygı sevgi ve minnetle anıyorum” ifadelerini kullandı. “Botanik bahçeler, bisiklet yolları herkesin huzur bulduğu alanların çoğalmasını isterim” Derin Mina Koç, çocukların en temel ihtiyaçlarının giderilmesi konusunda ise “Öncelikle bizim en temel ihtiyaçlarımızdan olan oyun ihtiyaçlarımızın giderilebilmesi için daha fazla çocuk parklarının ve oyun alanlarının olması bu alanların içinde bulunan oyuncakların ve zeminin uygun malzemeden yapılmasını istiyorum. Doğadan uzak olan AVM’lerde vakit geçirmek istemediğim için botanik bahçeler, bisiklet yolları herkesin huzur bulduğu alanların çoğalmasını isterim. İsteklerimi planlarken sadece yaşıtlarımı değil abi ve ablalarımı da düşündüm” dedi. “Kendi paramı kendi emeğimle kazanmak istiyorum” Büyüyünce çocuk doktoru olmak istediğini belirten Koç, “Hedefim çocukları iyileştirip kendi paramı kendi emeğimle kazanmak istiyorum. AVM’lerde gezmek istemediğimi, botanik bahçeleri, yürüyüş alanlarının çoğalmasını istiyorum. Devamsızlık ilgili öğrenci hasta ise veya bir durumu varsa önemlidir. Ama okula gitmemek için devamsızlık yaptıysa bu yanlıştır” şeklinde konuştu. “Talimatlarınızı aldık. İnanıyorum ki bundan birinci derecede sorumlu olan belediyelerimiz de bu talimatlarınızı almıştır” Program çerçevesinde kendisini ziyaret eden çocuklarla tek tek ilgilenen Vali Gül, “Öncelikle Sayın Valimizi tebrik ediyoruz. Gerçekten kendini çok güzel yetiştirmiş. Seni yetiştiren anneyi, öğretmenlerimizi tebrik ediyorum. Hem diksiyonu çok güzel, hem de verdiğim mesajlar çok çok iyi. İnşallah yarının gençleri olarak mutlu olduğunu, yapmak istediğin işleri yaparsınız. Arkadaşlarınızı tebrik ediyorum bir ekip olarak geldiniz. İstanbul’da da, Türkiye’de de eğitimdeki kalitemiz tıpkı diğer alanlarda olduğu gibi her geçen gün bir öncekinden daha iyiye gidiyor. Bugün ihtiyaç olarak görülen meselelerin önemli bir kısmını 5 sene önce, 10 sene önce, 30 sene önce hayal bile edemezdik. Ama daha iyisi her zaman mümkün. Özellikle eksikliğini hissettiğiniz yürüme mesafesindeki kütüphaneler, yürüme mesafesindeki okullar, yeşil alanların artırılması, düzenli bir şehirleşmenin yapılması sadece çocuklar için değil, hepimiz için çok çok önemli bir ihtiyaç. Talimatlarınızı aldık. İnanıyorum ki bundan birinci derecede sorumlu olan belediyelerimiz de bu talimatlarınızı almıştır” ifadelerini kullandı. Vali Gül, daha sonra kendisini ziyaret eden çocuklara ve öğretmenlerine çeşitli hediyeler verdi.