GÜNDEM - 01 Kasım 2017 Çarşamba 14:52

Çölde takım elbise ile koşan Türk

A
A
A
Çölde takım elbise ile koşan Türk

“Takım elbiseli koşucu” olarak tanınan atlet Bilal Gül, Güney Afrika’nın Kalahari Çölü’nde başlayan Kalahari Çölü Ultra Maratonu’nda Türkiye’yi temsil ediyor.

Bilal Gül, dünyada yalnızca 100 kişinin katıldığı ve dünyanın en sıcak 5 çölünden biri olan Güney Afrika’nın Kalahari Çölü’nde düzenlenen maratonda Türkiye’yi temsil ediyor. Bilal Gül, yarışmacıların 250 kilometre koşacağı maratonda her gün farklı takım elbisesi ve Türk bayrağı desenli kravatı ile koşuyor. Bilal Gül, 7 gün sürecek olan yarışın dördüncü gününde mücadelesine devam ediyor. Gül, yarış öncesinde yaptığı açıklamada, “Bir Kistik Fibrozis hastası ve ailesi nasıl tüm zorluklara katlanabiliyor ise ben de kızgın kum çöllerinde tüm zorluklara katlanarak 250 kilometreyi takım elbise ve 15 kilogram sırt çantası ile koşacağım” demişti.

Kalahari Çölü Ultra Maratonu’nun temel özelliği, “kendine yeterlilik yarışı” olarak biliniyor. Yaklaşık 50 derece sıcak hava ve kızgın kumlarda, başta zehirli yılanlar olmak üzere vahşi çöl hayvanları ile de mücadele edilirken, yarışın hiçbir anında içecek ve su bulunmuyor. Sporcunun, 7 günlük süre içinde tüm yiyecek, giyecek, teknik ekipmanları ve içecek suyu yarış boyunca taşıyacağı 15 kilogramlık sırt çantasında bulunuyor. Dışarıdan hiçbir yardım almadan koşulan yarışta, en küçük bir hatada ise sporcu yarıştan men ediliyor.

TAKIM ELBİSELİ KOŞUCU BİLAL GÜL’ÜN HİKAYESİ

1982 Malatya doğumlu Bilal Gül’ün hikayesi, beyaz eşya sektöründe servis işleriyle ilgilenirken 20 yıllık düşmanı olan sigaradan ve fazla kilolarından kurtulmak için hobi amaçlı katıldığı atletizm sporuyla başladı. Katıldığı Çekmeköy 60 kilometre yarışında ilk ultra deneyimini yaşayan sporcu, burada yarışı yarıda bırakan Hüseyin Burgaz ile tanıştı. Bu tanışma her iki sporcu için de yeni bir başlangıç oldu. İlerleyen zamanlarda, arkadaşlıklarını atletizm pistlerinde sürdüren yarışmacılar, maratonlarda birbirlerine verdikleri destekle kilometreleri birlikte kat ederek iyi birer koşucu oldu.

İkili, ilk kez 2016 Mart ayında Antalya Maratonu’nda gelen bir rica üzerine üyesi oldukları bir grubun Türkiye’de ismini duyurmak amacıyla 42 kilometrelik tam maratonu 4 saat 11 dakikada takım elbise ile koştu. Koşunun ardından, ortak bir amaç uğruna yolları kesişen sporcular artık “Takım Elbiseli Koşucular” olarak tanınmaya başladı.

TAKIM ELBİSELİ KOŞUCULARIN BAŞARILARI

Katıldıkları yarışları ceketlerinin önlerini ilikleyerek takım elbise ile koşan bu iki çılgın Türk, başta İstanbul Maratonu, Haliç Yarı Maratonu olmak üzere; Sapanca Ultra Maratonu, Gelibolu Maratonu, Kapadokya Ultra Maratonu, Erciyes Ultra Sky Trail Dağ Maratonu, Tuz Gölü Yarışı, Frig Ultra Maratonu, İznik Ultra Maratonu, Nashira Ultra Maratonlarını ’Takım Elbiseli Koşucular’ markası ile koştu. Edirne’den Yunanistan’a düzenlenen Uluslararası Dostluk Maratonuna da ay yıldızlı kravat ve takım elbiseyle katıldılar.

Koşucular katıldıkları yarışlarda takım elbise ile koşmaları nedeniyle halkın vermiş olduğu yeni kimlikler ile de tanıştı. Bu kimliklerden bazıları ise şunlar:

"Köy geçişlerinde ’kadastro memuru’, İzmir’de ’gelini kaçan damat’, İstanbul’da ’ünlü birinin koruması’, Antalya’da ’sihirbaz’, Çanakkale’de ’garson’, ülke dışında ise ’ajan’."

TAKIM ELBİSELİ KOŞUCULARDAN SOSYAL SORUMLULUK PROJELERİ

Kendi işiyle meşgul olan bu iki insan birlikteliklerini artık insanlara atletizm sporunu sevdirmenin yanı sıra faaliyetlerini sosyal sorumluluk projeleri gerçekleştirerek de sürdürmeye devam etti. Bu sosyal sorumluluk projelerinin ilki, Afyon’un Bayat ilçesinde bulunan bir lisede 20 öğrencinin tüm spor malzemelerinin karşılanması için başlatılan bir kampanya oldu.

Şimdilerde takım elbiseli koşucu Bilal Gül, yoluna yalnız olarak devam ederken, ülkemizde yaklaşık olarak 20 bin civarında Kistik Fibrozis hastası çocukların sorunları için farkındalık oluşturmaya çalışıyor.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kayseri Vali Çiçek’ten Başkan Büyükkılıç’a ’hayırlı olsun’ ziyareti Kayseri Valisi Gökmen Çiçek; Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Memduh Büyükkılıç’ı makamında ziyaret etti. 2024 Yerel Seçimlerinde yeniden Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı seçilmesinden dolayı Başkan Büyükkılıç’ı tebrik eden Vali Çiçek, hayırlı olsun temennilerini iletti. Vali Gökmen Çiçek, 2024 Yerel Seçimleri sonrası milletin iradesi ile yeniden Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na seçilen ve mazbatasını alarak, yeni hizmet dönemine başlayan Başkan Büyükkılıç’a ‘hayırlı olsun’ ziyaretinde bulundu. Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Memduh Büyükkılıç, Vali Gökmen Çiçek’i başkanlık girişinde karşıladı. Başkan Büyükkılıç ve Vali Çiçek daha sonra başkanlık makamına geçerek sıcak ve samimi bir ortamda görüşme gerçekleştirdi. Kayseri Valisi Gökmen Çiçek; görüşme sonrası yaptığı açıklamada Başkan Büyükkılıç ile iki yıl önce başlayan dostluklarının devam ettiğini belirterek, “İki yıldır Kayseri’deyim. Geldiğim günden beri sizin ilk karşılamanız ve sohbetimizle başlayan dostluğumuz iki yıldır devam ediyor. İki yıldır Kayseri’de birçok projeye birlikte giriştik. Belediyenin yaptığı olağanüstü projelerde hem izleme hem de takip etme fırsatı bulduk. Şuan seçilmeniz dolayısıyla ve projelerin devam edecek olması sebebiyle yeni bir uzun dönem bizi bekliyor” diye konuştu. Başkan Büyükkılıç’a Kayseri’ye hizmetlerinden dolayı teşekkür eden Çiçek, yeni dönemin de hayırlı olması temennisinde bulunarak, “Gerçekten bugüne kadar Kayseri’ye verdiğiniz hizmetlerden dolayı çok teşekkür ediyorum. Yeni dönemin de hayırlı olmasını Cenab-ı Allah’tan niyaz ediyorum” dedi. Vali Çiçek, Başkan Büyükkılıç’ın projelerinden övgüyle bahsederek, şunları söyledi; “Özellikle millet bahçesi, çok büyük bir proje. Özellikle turizmde çok fazla, belediye özellikle yaptığınız yer altındaki Türkiye’ye örnek olacak müzeyi heyecanla bekliyorum. Kültepe Kaniş-Karum’da gezdirmiştiniz beni, Asur Mahallesi’ni heyecanla bekliyorum. Özellikle şehrin tanıtımı noktasında Erciyes’te yeni açılan otellerle beraber yaptığınız hareket ve Erciyes Yüksek İrtifa Merkezi bambaşka bir projeydi. Sadece Kayseri’ye katkı sunmuyor tüm Türkiye’ye katkı sunuyor. Bu ve bunun gibi birçok mimarı olduğunuz proje, bir kısmı hayata geçti bir kısmı da geçecek. Bunları heyecanla bekliyorum. Yeni seçilmenizden dolayı da hem tebrik ederken hem de birlikte çalışacak olmanın mutluluğunu yaşadığımı ifade etmek istiyor, hayırlı olsun diyorum.” Vali Çiçek’e ‘hoş geldiniz’ diyen Başkan Büyükkılıç ise; “Kayseri’mize geldiğiniz günden itibaren hem şehrimize bir ivme kazandıran hem uyum kültürü içerisinde şehrimize katkı sağlayan yaklaşımlarınızdan dolayı, pozitif bakışınızdan dolayı özellikle teşekkür ediyorum. Zaman zaman değerli Valimizle benim isimlerimizi birleştirerek vatandaşlarımızın kullanmış olduğunu görmekten de keyif alıyorum. Biz didişen değil dayanışan bir anlayışın sahibi olmaya devam edeceğiz” dedi. ‘Nerede kalmıştık’ mantığı içerisinde yola devam diyeceklerini dile getiren Büyükkılıç; "Elbette yeni bir dönem başladı, kaldığımız yerden devam ya da nerede kalmıştık mantığı içerisinde yola devam diyeceğiz. Turizm alanında da ticari sınai konularda da tarımla, hayvancılıkla ilgili de şehrimizin imarıyla ilgili, ihyasıyla ilgili merkeziyle, taşrasıyla hepsini kucaklayan yaklaşımıyla yol alacağımızı ifade ediyorum. Bizi seven, güvenen, seçen hemşehrilerimize bir kez daha teşekkür ediyorum. 16 ilçe belediye başkanı arkadaşımızla el ele vermek suretiyle şehrimizi geleceğe taşıma yönünde irade göstereceğimizi ifade ederken destekleriniz için bir kez daha teşekkür ediyorum. İyi ki varsınız, sağ olun. Hoş geldiniz, şeref verdiniz” diye konuştu.
Muğla Marmaris Ticaret Odası yönetimi Yunanistan Başkonsolosu Kostas ile görüştü Marmaris Ticaret Odası yönetimi geçtiğimiz aylarda göreve başlayan Yunanistan Cumhuriyeti İzmir Başkonsolosu Alexandros Kostas’a nezaket ziyareti gerçekleştirdi. Marmaris Ticaret Odası (MTO) Yönetim Kurulu Başkanı S. Mutlu Ayhan, Meclis Başkanı Zekiye İpci ve Genel Sekreter Taşkın Baykara, Yunanistan İzmir Başkonsolosu Alexandros Kostas’ı ziyaret ederek hayırlı olsun dileklerini iletti. Yapılan görüşmede 1 Nisan itibariyle yürürlüğe giren kapı vizesi uygulaması değerlendirilirken son dönemde vize randevuları ve başvuru değerlendirme süreçlerinde yaşanan sorunlar dile getirildi. Konuyla ilgili açıklama yapan MTO Başkanı Ayhan, ”2014 yılından bu yana Marmaris Ticaret Odası olarak Yunanistan Schengen Vize Ofisi’ne ev sahipliği yapıyoruz. 2022 yılında artan talepler nedeniyle ofis sayısını ikiye çıkardık. Üyelerimize ve Marmaris yaşayanlarına hem zamandan hem de maliyetten tasarruf sağlayan başvuru ofisleri bir süredir kısıtlı sayıda başvuru kabul ediyordu. Üyelerimizin randevu sürecinde yaşadığı sıkıntıları ve başvuru neticesinde gelen vize sürelerinin geçmişe oranla kısalması hususunda iletilen sıkıntıları dile getirerek sorunun çözülmesi konusunda destek istedik. Marmaris ve Rodos arasında ticaretin geliştirilmesi konusunda işbirliğine hazır olduğumuzu ifade ettik. Oldukça samimi bir ortamda bizi ağırlayan Başkonsolos’a ilgisi ve misafirperverliği için teşekkür ederiz. İlettiğimiz sorunların önümüzdeki günlerde çözüme kavuşacağına inanıyorum” şeklinde konuştu.
Eskişehir Archeo-Museum Alexandria Troos Projeleri EEYO’da konuşuldu Anadolu Üniversitesi Engelliler Entegre Yüksekokulu (EEYO) tarafından düzenlenen ’Kültürel Miras Değerlerimiz: Alexandria Troos Arkeolojik Kazısı Çalışmaları’ başlıklı seminer ve Archeo-Museum Alexandria Troos Projeleri sunumu gerçekleştirildi. Anadolu Üniversitesi Engelliler Entegre Yüksekokulu Mimarlık Bölüm Başkanı Doç. Dr. Meltem Özten Anay ve ’Alexandria Troos’ kazısının yöneticisi Ankara Üniversitesi DTCF Öğretim Üyesi Prof. Dr. Erhan Öztepe’nin konuşmacı olduğu EEYO Çok Amaçlı Salon’daki seminere çok sayıda kişi katılım gösterdi. “Kültürel mirası tanıtmayı amaçlıyoruz” Seminerde konuşma yapan Doç. Dr. Meltem Özten Anay, “Archeo-Museum, ESOGÜ mimarlık öğrencilerinin ilk dönem küçük ölçekli projeleri. Amaç kültürel mirası, arkeolojik alanları tanımak. ‘Alexandria Troos’ kazısı ile bağlantılı bir proje. Çıkan ürünler 14 haftalık bir çalışma sonrası çıkan eserler, her öğrencinin projesi ise farklı. Kazı mimarların ve arkeologların beraber çalışmasının bir sonucu. Tasarım süreci içerisinde ‘Alexandria Troos’ a bir gezi düzenledik. O gezide de birçok uzmanın bize alanı anlatması, yapılan çalışmaları anlatması ve çevreyi tanımamıza yardım etmesiyle tasarım analizleri yapabildik. Bu projeyle kültürel mirasımızı tanıtmayı amaçlıyoruz” dedi. “Anadolu coğrafyası çok geniş bir kültüre sahip” Konuşmasında ’Alexandria Troos’ kazısına dair önemli bilgiler aktaran Prof. Dr. Erhan Öztepe ise, şu ifadeleri kullandı: “Bizden önceki kuşaklar tarafından oluşturulmuş evrensel değeri olan eserlere kültürel miras diyoruz. Somut ve soyut eserler vardır. Somut kültürel miraslar ikiye ayrılır; taşınılabilir, taşınılamaz miraslardır. Yerleşik olanlar taşınamaz kültürel miraslardır, taşınabilir miraslar ise müzelerde gördüğümüz farklı türden eserlerdir. Somut ve taşınamayan kültürel miraslar kendi içinde kategorilere ayrılıyor bu açıdan Anadolu coğrafyası çok geniş bir kültüre sahip. ‘Alexandria Troos’ insanlığın ortak kültürel mirasının bir parçası, Büyük İskender’in ölümünden sonra bir kent olması nedeniyle önemi büyük. Kent çok büyük bir alana sahip ve MS.14’üncü yüzyıla kadar ‘Alexandria Troos’ insan aktivitelerinin olduğu bir yerdi daha sonrasında insan faaliyetleri son bulmaya başlıyor.” Seminer Osmangazi Üniversitesi Mimarlık Bölümü öğrencilerinin Archeo-Museum Alexandria Troos Projeleri sunumu ve sergisi ile sona erdi.