GÜNDEM - 11 Haziran 2016 Cumartesi 15:01

Çorlu'ya 5 milyon TL'lik yatırım

A
A
A
Çorlu'ya 5 milyon TL'lik yatırım

Tekirdağ Su ve Kanalizasyon İdaresi (TESKİ) tarafından Çorlu’da yapılacak ve yaklaşık 5 milyon TL'ye mal olacak altyapı çalışmalarına düzenlenen törenle başlandı. Törende konuşan TESKİ Genel Müdürü Dr. Şafak Başa: “TESKİ olarak Çorlu’ya önem veriyoruz” dedi.

Çorlu Otogarı'nda düzenlenen törende konuşan TESKİ Genel Müdürü Dr. Şafak Başa, Tekirdağ Büyükşehir Belediyesi ve TESKİ olarak, ilimizin en büyük ilçesi olan en çok abonemiz bulunan Çorlu’da ikinci büyük yatırımın temelini atmanın mutluluğunu yaşadıklarını ifade etti. Başa, “Bu yılın başlarında Nusratiye mahallesinde kanalizasyon kolektör inşaatının temelini atmıştık. Dolayısıyla bu inşaat devam ediyor. DSİ tarafından bir başka istikamette kanalizasyon inşaatları devam ediyor. TESKİ olarak şehir merkezinde de problemli olan, alt yapı sorunu çekilen yerlerin altyapısını değiştirmek üzere proje çalışmaları başladı. Özellikle en önemli caddelerimizden olan Kumyol Caddesi'nde ve ilçenin değişik caddelerinde, alt yapısı eskimiş, işlev görmez hale gelmiş bölgelerde alt yapıyı yenilemek ve Çorlu’nun ana bulvarlarında yağmurlardan mütevellit oluşan yağmur suyu problemini çözmek üzere proje çalışmalarımız başlatıldı. Bu çalışmalarımızı TESKİ olarak bizzat yürüttük ve mahallinde çalıştık. Özellikle Çorlu Belediye Başkan Yardımcımız Ahmet Sarıkurt da bizzat nezaret etti, özel bir ekip kurduk. Çorlu'nun kanayan yarası haline gelmiş, kangren hale gelmiş, problemi nasıl çözeriz diye çalışma yaptık, projesini gerçekleştirdik. Hemen hızlıca ihalesini de gerçekleştirdik. KDV hariç 4 milyon 615 bin 578 TL bedelle işi ihale ettik ve çalışmalar çeşitli mıntıkalarda başladı” dedi.

“ŞEHRİN YÜZDE 30’UNA HİZMET EDEN ASBEST BORULAR İPTAL EDİLECEK”
Çorlu ilçesinde içme suyu hattını da yenilediklerine dikkat çeken Başa, “Kumyol Caddesi’nde ve diğer mahallelerimizde 4 bin 850 metre içme suyu hattını yeniliyoruz. Asbest borular tamamen değişiyor. 13 bin 950 metre kanalizasyon inşaatı yapıyoruz. Yani 14 kilometre civarında kanalizasyon altyapısı yenilenecek. 4 bin 30 metre yağmur suyu inşaatı yapıyoruz. Özellikle Ziyabey Caddesi'nde, Atatürk Bulvarı mevkiinde, Kumyol Caddesi'nde devamı niteliğinde olan Güney Caddesi’nde Kazımiye Mahallesi Bahçelievler Mevkii, Reşadiye Mahallesi Mehmet Ağa Sokak Mevkii, Nusratiye Mahallesi Kırkova Meydanı Mevkii, Dere Sokaklar, Şeyhsinan Mahallesi Arpalık Sokaklar, Reşadiye Mahallesi Yunus Emre Caddesi sokakları mevkiinde kanalizasyon çalışmalarımız olacak. İçme suyu işinde de Atatürk Bulvarı ile Kumyol Caddesi’nde bulunan asbest borular yeni tahsis edilecek olan borularla değiştirilecek. Şehrin yaklaşık yüzde 30`una hizmet eden asbest boru iptal edilip yeni sağlıklı içme suyu hattı döşenecek diye konuştu.

“KIŞ AYINA VARMADAN ÇALIŞMALARI BİTİRMEYİ HEDEFLİYORUZ”
Kış mevsimi gelmeden çalışmaları bitirmeyi hedeflediklerini de söyleyen Dr. Şafak Başa, “Yağmur suyu hatlarında da şehrin girişi niteliğinde olan Ali Osman Çelebi Bulvarı ve Bülent Ecevit Bulvarı’nda her açıdan sorun ve tehlike oluşturan yağmur suyu birikmeleri tesis edilecek büyük çaplı borular ile güvenli bir şekilde deşarj noktalarına ulaştırılması hedeflenmektedir. Bu Çorlu ilçemizde komple bir altyapı projesidir. Hem yağmur suyu hem içme suyu hem de kanalizasyon çalışmalarını içeriyor. Çok çeşitli mahallelerde çalışmalar yapılacak. Kış ayına varmadan çalışmaları bitirmeyi hedefliyoruz. Bu çalışmalar olurken takdir edersiniz ki trafikte bazı sorunlar yaşanacak. Bazı cadde ve sokaklar kısmi olarak trafiğe kapatılacak. Bazı vatandaşlarımız ister istemez çalışmalardan dolayı sıkıntı yaşayacaklar. Elimizden geldiği kadar hızlı ve sorunsuz bir çalışma yürütmeye gayret göstereceğiz. Bu konuda emniyet ve zabıtamızla işbirliği içerisindeyiz. Çorlu`ya TESKİ olarak önem veriyoruz. İçme suyu sıkıntısını çözmek için su sağlamak üzere kuyu açmayı sürdürüyoruz. Biz bu çalışmaya birinci etap dedik çünkü nerede sorun varsa çözmek için diğer bölgelerde de çalışmalar yapacağız” şeklinde konuştu.

“ÇORLU ÖNEMLİ BİR MERKEZ”
TESKİ'nin lojistik merkezinin de Çorlu’da kurulduğuna dikkat çeken Genel Müdür Dr. Şafak Başa, “Çorlu önemli bir merkez. TESKİ olarak lojistik merkezimizi de Çorlu’da açacağız. Çorlu'yu malzemelerimizin depolandığı, dağıtımlarının yapıldığı, gerçek bir lojistik merkezi yapacağız. Çalışmalarda bize destek veren Çorlu Belediye Başkanı Ünal Baysan ve ekibine teşekkür ediyorum. Tekirdağ Büyükşehir Belediye Başkanımız Kadir Albayrak`ın Çorlu’ya olan hassasiyetlerini bildiğimiz için biz de elimizden geldiği kadar Çorlu`muzun alt yapı problemlerini çözmek için gereken gayreti göstereceğiz. Yapılan hizmetin Çorlu’muza hayırlı olmasını diliyorum” dedi.

“DESTEK VEREN TESKİ GENEL MÜDÜRÜNE TEŞEKKÜR EDİYORUM”
Çorlu Belediye Başkanı Ünal Baysan ise, ilçelerinin en büyük sorunlarımızdan birisinin de alt yapı problemi olduğunu dile getirdi. Başkan Baysan, “Göreve geldiğimizde iller bankası ile beraber proje çalışmalarına başladık. 2014 yılında büyükşehir kurulunca bu işler TESKİ’ye devredildi. Arıtmamız yapılıyor. Altyapı da büyük değişiklikler yapılacak. Asbest borular değişecek. Bunlar da kısa sürede bitecek Yenice’ye öyle kötü kokulu su akmayacak, arıtmadan çıkan su bahçelerde kullanılmak üzere akıtılacak. Bunun da müjdesini veriyorum. Bu konuda destek veren TESKİ Genel Müdürü’ne teşekkür ediyorum” ifadelerini kullandı.

“ÇORLU EN AZ 50 VİLAYETTEN DAHA BÜYÜK”
Temel atma töreninde konuşan Tekirdağ Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Albayrak da, “Çorlu artan nüfusu ile Ergene’nin ayrılmasına rağmen Türkiye’nin en büyük ilçelerinden, en azından 50 vilayetten daha büyük nüfus yapısı ile genel, siyasi, sosyal ve ekonomik yapısı ile büyükşehirde çok önemli bir yer işgal ediyor. Tekirdağ Büyükşehir Belediyesi’nin de kendi yapısını tamamlaması özellikle 2016 yılının başından itibaren yatırım yılı ilan etmesi, TESKİ biriminin oturması nedeniyle artık yatırımları ve tamamlanan yatırımları çok sık göreceğiz. Bugün temelini atacağımız, Kumyol Caddesi içme suyu ve diğer mahallelerin yağmur suyu çalışmaları özellikle benim ısrarlı bir şekilde üzerinde durduğum bir konuydu. Projelendirme aşamasında, TESKİ Genel Müdürüm ve ekibi büyük bir çalışma yaptılar. Bugün bunu başlatmanın mutluluğu içerisindeyiz” dedi.
Cumhuriyet Halk Partisi Tekirdağ Milletvekili ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlık Divanı Üyesi Emre Köprülü, törende yaptığı konuşmasında şunları söyledi:

“PROJE MALİYETİ 5 MİLYON LİRA, BU ÇORLU AÇISINDAN BÜYÜK BİR PROJEDİR”
“Ben bilgiyi aldım, sizlerle de paylaşayım. Bugün temelini attığımız projede 14 kilometrelik kanalizasyon inşaatının temeli bugün atılıyor. Yaklaşık 5 kilometrelik içme suyu hattının, 4 kilometrelik yağmur suyu hattının temeli atılıyor. Proje maliyeti 5 milyon lira. Bu Çorlu açısından büyük bir projedir. Çorlu Belediyemiz, Büyükşehir ve TESKİ kurulmadan evvel Çorlu’nun birçok bölgesine Şinasi Kurşun Caddesi’ne, Şehit Teğmen Yavuzer Caddesi’ne, Mustafa Kemal Caddesi’ne, Çobançeşme bölgesine Reşadiye Mahallesi’ne, Muhittin Mahallesi’ne, alt yapı çalışmalarının büyük bir çoğunluğunu tamamladı. Şimdi Omurtak Caddesi ve Kumyol Caddesi’ni baz alırsak bu caddenin üst tarafındaki alt yapı projelerinin tamamlanması gerçekleşecek. Bahçelievler’den diğer kalan bölgenin hepsini kapsayan bir biçimdedir. Bu ikinci temel atma, ilki de Nusratiye Mahallesi'ndeki temel atmaydı. Çorlu’dan seçilmiş bir milletvekili olarak söylüyorum, Ergene ile Çorlu arasını bağlayan Çırak Bayırı’nın bir an evvel düzeltilmesini başkanımdan rica ediyorum. Orayla ilgili de bir proje gerçekleştirilmesini de istiyorum. Bizim bir noktada atılım yapma, artık Tekirdağ’ın marka değerini arttıracak projelerin gerçekleştirilmesinin zamanı geldi. Bu uğurda yapılan çalışmalara, bu uğurda ortaya konulan emeklerin her birine teşekkür ediyorum. Kazma sallayan arkadaşlardan, imalat projelerinde çalışanlardan, bu işlerin ihalesini yapanlardan ve onları koordine edenlerden şu müdürlerinden belediye başkanlarına kadar bütün ekip arkadaşlarıma teşekkür ediyorum ve bir kez daha çıktıkları bu mücadelede başarılar diliyorum. Her zaman söylediğimiz gibi Allah birliğimizi, beraberliğimizi, kardeşliğimizi bozmasın.”
Konuşmaların ardından kurdele kesimi yapılarak ilk kaynak sembolik olarak yapıldı. 

SERDAR ŞAHİN

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul VitrA’nın geri dönüştürülmüş lavaboları Tom Dixon iş birliği ile Milano’da sergileniyor VitrA’nın yüzde 100 geri dönüştürülmüş lavaboları Tom Dixon iş birliği ile Milano’da görücüye çıktı. Tüm dünyadan tasarımcılar, mimarlık, tasarım ve sanatın geleceğini keşfetmek için 15-21 Nisan tarihlerinde Milano Tasarım Haftası’nda buluşuyor. VitrA da ünlü İngiliz tasarımcı Tom Dixon’la birlikte tasarladığı enstalasyonla, INTERNI CROSS VISION 70 sergisine katılarak, geleceğin sürdürülebilir tasarım trendinde yerini aldı. İç mimarlık ve tasarım alanında bir buluşma platformuna dönüşen ünlü Interni dergisinin 70’inci yıl dönümü için oluşturulan enstalasyon, zanaatkarlığı üretim yetkinliği ve endüstriyel üreticilikle birleştirerek, seramikte sürdürülebilir tasarım ve döngüsel ekonominin geleceğini temsil ediyor. ‘Yeniden Seramik’ (Re-Ceramic) adlı enstalasyon, geri dönüştürülmüş malzemelerle onların işlevsel ve estetik ürünlere dönüşümü arasındaki boşluğu kapatan bir anlatı sunuyor. Tasarımın kalbinin attığı Milano’da sergilenen enstalasyonla ilgili açıklama yapan Tom Dixon, “İzleyiciler için geri dönüşüm sürecine yapılan bir yolculuk hazırladık. Döküm tekniğini kullanarak seramiğin ‘ilkel çamur’dan dayanıklı ve işlevsel bir ‘sanat eseri’ne dönüşmesini anlatıyoruz” dedi. Yapılan açıklamaya göre, enstalasyonun en önemli parçasını geri dönüştürülmüş atıklardan sergi için sınırlı sayıda üretilen, Tom Dixon imzalı ‘VitrA Liquid’ banyo koleksiyonunda yer alan seramik lavabolar oluşturuyor. Yüzde 100 geri dönüştürülmüş malzemelerden üretilen dünyanın ilk lavabosu, aynı zamanda sürdürülebilir tasarımda önemli bir kilometre taşını temsil ediyor. Bu yaklaşım, VitrA’nın doğal kaynakların korumasına verdiği önemi gösterirken, döngüsel ekonomi konusunda da sektörün yeni standardını belirliyor. Tasarımın dönüştürücü gücünü sergiliyor INTERNI CROSS VISION 70 sergisi, İtalyan tasarım anlayışına derinlemesine yerleşmiş temalar olan endüstriyel inovasyon ve zanaat geleneği arasındaki ilişkiyi ortaya koyan bir platform. Tasarımın sürdürülebilirlik gibi karmaşık küresel zorlukları üretici ve teknolojik inovasyon yoluyla ele alma gücünü kutluyor. VitrA ve Tom Dixon’ın ‘Re-Ceramic’ adlı enstalasyonu, tasarımın dönüştürücü gücünü sergilemek için sanat ve endüstriyel üretim arasındaki sınırları ortadan kaldırıyor. Geleneksel uygulamalara meydan okuyan ve döngüsel ekonomi ilkelerini benimseyen bir yaklaşım izlerken, günümüzün en acil çevresel zorluklarından bazılarının ele alınmasında tasarımın rolü hakkında bir tartışma ortaya koyuyor.
İzmir İzmir’de enginar hasadı başladı Türkiye’de enginar üretiminde birinci sırada yer alan İzmir’de hasat yoğunluğu başladı. Enginarın tarladan çıkış fiyatının 15 lira olduğu, pazarlarda ise şu sıralarda 20-25 TL arasında satışa sunulduğu öğrenildi. Türkiye’de enginar üretiminin yaklaşık yüzde 29’unun karşılandığı İzmir’de enginar hasadı için hummalı bir çalışma var. Seferihisar ilçesi Turgut köyünde, sabahın erken saatlerinde başlayan hasat, gün boyu sürüyor. Bazı çiftçiler de bu yıl artan maliyetlerden dolayı, karaciğer dostu olarak bilinen enginarın yerine alternatif meyve-sebze arayışına geçti. “Adet fiyatı tarlada 15, tezgahta 20-25 TL’den satılıyor” Enginarların sakız cinsi olduğunu belirten üretici Ecem Bezer, “1992 yıllarında 3 bin dönüm kadar sakız enginarı üretilmekteydi, ancak şu an enginarımız 500 dönüme kadar düşmüş durumda. Çiftçilerimiz, artan maliyetler sebebiyle küskün durumda. Enginarı azaltıp, başka meyve sebze ekmeye başladılar. Enginarın tarlada satış fiyatı 15 TL, ancak pazara, manava satış yapan çiftçi, esnaf, birim fiyatını 20-25 TL arası satmak durumunda kalıyor” diye konuştu. “Enginar karaciğerin dostudur” Enginarın önemli bir geçim kaynağı olduğunu ve sağlığa iyi geldiğini belirten Bezer, şunları kaydetti: “Enginar, karaciğerin dostudur. Bir insanın enginar sezonunda toplam 60’a yakın enginar yemesi gerekmektedir. Sağlık açısından çok faydalıdır. Enginarı, sezonunda herkes tüketmelidir.” “Su sıkıntısı çekiyoruz” Eskiden maliyetlerinin düşük olduğunu, çiftçilik yapmanın daha kolay ve su olduğu zamanlar enginar üretiminin çok fazla olduğuna değinen üretici Turgut Bezer, “Ancak şu an herkesin suyu olmadığı için enginar üretimi aza indirilmiş durumda. Devletimiz bu konuda bize, üreticilere teşvik sağlarsa, Seferihisar’ın sakız enginarına çiftçimiz tekrardan döndürülebilir. Teşvikler az gibi görülse de bizim için çok değerli. Seferihisar’da sosyete manavımız var ve 15 yıldır kendi enginarımızı üretip, manavımızda satışa sunuyoruz. Kendi manavımız, tezgahımız olmasa, pazarını bulmakta, satmakta çok zorlanırdık. Küçük üreticilerin elinden tutup, maliyetleri düşürebilirsek, üreticilerimiz tekrar tarlalara geri döner” cümlelerini aktardı. “Seferihisar’da enginar üretiminin yüzde 70’ini karşılıyorduk” Turgut, Ulamış, Azmak ve Düzce köylerinde 3 bin dönüm sakız enginarlarının bulunduğunun altını çizen Bezer, “Türkiye’nin her tarafına gönderirdik. Türkiye’nin yaklaşık yüzde 70’ini karşılıyorduk. Maliyetlerden dolayı enginar üretimini azalttık” diye ekledi.
Elazığ Elazığ’da gençlerin ’ruh sağlığına’ odaklanan uluslararası buluşma Avrasya Gençlik Gelişim Derneği ve Elazığ Şizofreni Dayanışma Derneğinin işbirliğiyle başlatılan "Zihin ve Beden Hareket Halinde: Ruhsal Bozukluğu Olan Gençler İçin Alternatif Eğitim Yöntemleri Geliştirme Erasmus+ Eğitim" Projesi, 8 ülkeden 29 kişinin katılımıyla Elazığ’da başladı. Proje dahilinde uzmanlar, ruhsal sağlık sorunları yaşayan gençlere fiziksel aktivite, sanat ve sporla ilgili terapi uygulamalarını gözlemleyecek ve alternatif eğitim modelleri üzerine çalışacak. Avrasya Gençlik Gelişim Derneği ve Elazığ Şizofreni Dayanışma Derneği’nin işbirliğiyle hayata geçirilen "Zihin ve Beden Hareket Halinde: Ruhsal Bozukluğu Olan Gençler İçin Alternatif Eğitim Yöntemleri Geliştirme Erasmus+ Eğitim” Projesi, Elazığ’da büyük bir heyecanla başladı. Proje çerçevesinde 8 ülkeden 29 katılımcı, ruhsal bozukluğu olan gençlere terapi aracı olarak fiziksel aktivite, sanat ve sporla ilgili çeşitli uygulamaları gözlemlemek üzere bir araya geldi. Hollanda, Belçika, Lüksemburg, Polonya, Slovakya, Malta, Makedonya ve Bulgaristan’dan gelen uzmanlar, 8 günlük süre boyunca alternatif eğitim modelleri üzerine yoğun bir çalışma gerçekleştirecek. Bu süre zarfında, zihinsel sağlık sorunları yaşayan gençlere yönelik eğitimlere katılacak olan uzmanlar, aynı zamanda ilgili kurum ve kuruluşları ziyaret ederek yerinde incelemelerde bulunacak. ’’Çalışmalardan oldukça etkilendim’’ Proje hakkında bilgi veren Avrasya Gençlik Gelişim Derneği Başkanı Meriç Tahan, ’’Zihin ve Beden Hareket Halinde: Ruhsal Bozukluğu Olan Gençler İçin Alternatif Eğitim Yöntemleri Geliştirme” Erasmus Eğitim Projesi için Elazığ’dayız. Elazığ Şizofreni Dayanışma Derneği ile iş birliği halindeyiz. Alternatif eğitim modelleri üzerine zihinsel sağlık problemi yaşayan gençlerimize sağlayabileceğimiz bu modeller üzerine bir projedeyiz. 8 ülkeden 29 katılımcı ile Elazığ’da gerçekleşiyor. Bu proje boyunca sanat ve spor bazlı terapi modellerini paylaşıyoruz ve dergi çıkartacağız. 8 gün boyunca çeşitli kurum ziyaretleri ve iyi uygulama ile gözlem etkinlikleri yaptık. Aynı zamanda Belçika’dan Hollanda’dan, Malta’dan, Makedonya’dan Slovakya ve Polonya’dan ve çeşitli Avrupa ülkelerinden gelen uzmanlar da kendi deneyimlerini paylaştılar. Ayrıca Elazığ’daki iyi uygulamaları incelediler ve bu başarılı uygulamalardan çok etkilendiler” dedi. Belçika’da bir terapi merkezinde uzman olan Sam Lambin, ’’Elazığ’daki çalışmalardan oldukça etkilendim. Belçika ve Türkiye’de yapılanlar oldukça birbirine yakın. Beklentimin çok üstünde modeller uygulanıyor. Elazığ’daki özellikle Ruh Sağlığı Hastanesi’ndeki uygulamalar çok iyi. Özellikle aile ziyaretleri konusunda ben de benzer çalışmalar yapıyorum ve buradaki ziyaretlerde de benzer etkinlikler gözlemledim. Farklılıklar da var bunları da paylaşmak için buradayız” şeklinde konuştu. Toplum Ruh Sağlığı Merkezi çalışanlarına teşekkür ederek konuşmasına başlayan ve verimli bir proje gerçekleştirdiklerini ifade eden Elazığ Şizofreni Dayanışma Derneği Başkanı Çiçek Tutuş, ’’Projemiz beden ve zihinsel hareketleri konuları hakkında farklı ülkelerden gelen katılımcılarla birlikte bir hafta boyunca kamu kurum ve kuruluşlarını da ziyaret ederek çeşitli eğitim ve sosyal çalışmalar yapmaktayız. Derneğimiz bir çok ulusal ve uluslararası projeler yürütmekle beraber halen devam eden etkinliklerimiz, faaliyetlerimiz de Kültürhane Kitap Kafe adı altında devam etmektedir” diye konuştu. Hollanda’dan gelen katılımcılardan Rüstem Demir ise ’’Her şeyden önce Elazığ’ı çok beğendik. Bilmediğimiz bir şeyleri burada fark ettik, Elazığ’da Türkiye’de olan üç kurumdan birinin burada kurulduğunu ve yüzüncü yılında olduğunu da öğrendik. Çok değerli çalışmalar yapıldığını gördük. Bu ziyaretimizde Türkiye uyruklu olmayan, yabancıları da getirdik. Farklı ülkelerden katılımcılarla gelmeye çalıştık ve onlar da çok mutlular. Türkiye’nin farklı bir resmini gösterme imkanı bulduk” dedi. Polonya’da PDR uzmanı olarak çalışan Viktoria Pandelova da Elazığ’daki uygulamalardan oldukça etkilendiğini, birçok şey öğrendiğini ve kendi uygulamalarını da paylaşmaktan memnun olduğunu dile getirdi.
Antalya Antalya’da deniz manzaralı 3 bin 500 yıllık 800 metre uzunluğunda sütunlu cadde keşfedildi Antalya’nın tarihi sembollerinden Hıdırlık Kulesi’nde gerçekleşen arkeolojik kazılarda, Roma dönemine ait 3 bin 500 yıllık 800 metre uzunluğunda sütunlu cadde keşfedildi. Şu ana kadar 100 metresinin gün yüzüne çıkarıldığını belirten Antalya Büyükşehir Belediyesi Etüt Proje Şube Müdürü Ezgi Öz, "Kaleiçi’nin önemli bulgularından biri. Üçkapılar’a kadar uzanıyor ve denize kadar olan bağlantısını bulduk" dedi Antalya Müze Müdürlüğü ve KUDEB denetiminde Antalya Büyükşehir Belediyesi tarafından yürütülen ’Hıdırlık Kulesi Çevresi Arkeolojik Kazı ve Seyir Terası Projesi’nde hummalı çalışma sürüyor. Tarih ve manzarayı buluşturacak projede teknik çalışmalar ilerlerken, yeni arkeolojik keşifler de gün yüzüne çıkarılıyor. Büyükşehir Belediyesi’nin, Antalya’nın kültürel mirası ve tarihi yapılardan Hıdırlık Kulesi’ni kültürel ve turistik çekim merkezi haline getirmek için 2020 yılında Koruma Kurulu kararı doğrultusunda başlattığı arkeolojik kazı çalışmaları sonunda bölgede antik dönem kalıntıları ve yapıları ortaya çıkmıştı. Sütunlu cadde gün yüzüne çıkarıldı Proje kapsamında tarihi kalıntıların konservasyon çalışmaları devam ederken, arkeolojik kazı çalışmaları da titizlikle sürüyor. Son olarak kulenin güney kısmında tarihe ışık tutacak sütunlu bir cadde gün yüzüne çıkarıldı. Caddenin Roma Dönemi’ne ait 3 bin 500 yıllık olduğu belirtilirken, uzunluğunun 800 metre olduğu değerlendiriliyor. “Yaz ortalarında bitmesi planlanıyor” Daha önceki kazı çalışmalarında hamam, Girit Buz Fabrikası ve villa mozaiklerinin ortaya çıkarıldığını aktaran Antalya Büyükşehir Belediyesi Etüt Proje Şube Müdürü Ezgi Öz, bu eserlerin sürdürülebilir kullanımı ve korunması için projeler ürettiklerini kaydetti. Projenin bitimiyle birlikte Türkiye’nin en büyük seyir terasını hayata geçireceklerini belirten Öz, “Çalışmalar sonlandığında önemli çıkan yapılar cam kaplamalardan sergilenecek, diğer alanlarda da ahşap yürüme alanları olacak. Kamusal anlamda önemli bir iş yapıldı. Burada işgal altındaki alanlar söz konusuydu, biz bu işgalleri tekrar kamuya kazandırmak için işgallerden arındırıp bu alanda çalışmalarımızı tamamlayıp projemizi 2023 yılında uygulamaya başladık. Yaz ortalarında bitmesi planlanıyor. Konservasyon çalışmaları hızla ilerliyor, bunun akabinde de terasla ilgili çalışmalar gerçekleşecek” dedi. “100 metrelik kısmına ulaştık” Yapılan çalışmalar esnasında Roma Dönemi’ne ait 3 bin 500 yıllık sütunlu bir cadde bulunduğuna dikkati çeken Öz, şu bilgileri paylaştı: “Kaleiçi’nin önemli bulgularından biri. Üç Kapılara kadar uzanıyor. Burada da denize kadar olan bağlantısını bulduk. Aslında o caddeyi ayağa kaldırıyoruz. 3 bin 500 yıl önce Roma Dönemi’ne ait. Kültür Bakanlığımız devamının olduğunu öngörüyor, tahmini 800 metre olduğunu düşünüyoruz. Şu ana kadar yaklaşık 100 metrelik kısmına ulaştık.” Buz fabrikası Öz, ortaya çıkan yapılardan Girit Buz Fabrikası’nın genç Cumhuriyet Dönemi’ne ait olduğunu belirterek, “Hemen yanında bir kanal açılmış. Tabii burası Antalya ve havalar sıcak. Yiyecek ve içeceklerin korunmasıyla ilgili kurulmuş önemli bir tesis. Geçmişteki sanayileşmeyle ilgili de bize done veriyor” ifadelerini kullandı. “Bizim için koruyarak kullanmak çok önemli” Proje kapsamında Hıdırlık Kulesi’nin dışının konservasyonu ve yenilenmesiyle ilgili de çalışmalar yaptıklarını da sözlerine ekleyen Öz, “Bizim için koruyarak kullanmak çok önemli. Bu anlamda tarihe önem veren bir başkanla çalışmak bizim için çok güzel” dedi.